carry-ons - Türkçe İngilizce Sözlük

carry-ons

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"carry-ons" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 10 sonuç

İngilizce Türkçe
Colloquial
carry-on i. el bagajı olabilecek
carry-on i. uçağın içine alınabilen
carry-on i. elde taşınabilen
Transportation
carry-on i. otobüs, tren veya uçakta yolcunun elde taşıyabileceği büyüklükte çanta, valiz vb.
carry-on i. kabin bagajı
carry-on i. el bagajı
carry-on i. kabin bagajı
carry-on i. el bagajı
carry-on s. otobüs, tren veya uçakta yolcunun elde taşıyabileceği büyüklükte
carry-on s. kabin boy

"carry-ons" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 114 sonuç

İngilizce Türkçe
General
carry-on baggage i. el bagajı
This is all my carry-on baggage.
Bunların hepsi el bagajım.

More Sentences
carry on f. devam etmek
So there is no point in carrying on as if every ship were going to disappear.
Yani her gemi yok olacakmış gibi devam etmenin bir anlamı yok.

More Sentences
carry on f. işi sürdürmek
He decided to stay and carry on his father's business.
Kalmaya ve babasının işini sürdürmeye karar verdi.

More Sentences
carry on with f. devam etmek
This also means that we must carry on with the Structural Fund policy.
Bu aynı zamanda Yapısal Fon politikasına devam etmemiz gerektiği anlamına da gelmektedir.

More Sentences
carry on f. sürdürmek
That is why our task, in these days and in the future, must be to carry on this dialogue between cultures.
İşte bu nedenle bugünlerde ve gelecekte görevimiz kültürler arasındaki bu diyaloğu sürdürmek olmalıdır.

More Sentences
carry on f. peşini bırakmamak
He has decided to carry on the work.
İşin peşini bırakmamaya karar verdi.

More Sentences
carry on f. devam ettirmek
We still have the rest of the week to carry on working.
Haftanın geri kalanında da çalışmaya devam etmeliyiz.

More Sentences
carry on f. sürmek
Article 1 prescribes that the procedure should be carried on in a spirit of cooperation.
Madde 1, prosedürün iş birliği ruhu içinde yürütülmesi gerektiğini öne sürmektedir.

More Sentences
Phrasals
carry on with (something) f. (bir şeyi) sürdürmek
Rather than carry on with this policy, we should get serious about one that is integrated.
Bu politikayı sürdürmek yerine, entegre bir politika üzerinde ciddiyetle durmalıyız.

More Sentences
Aeronautic
carry-on baggage i. el bagajı
This is all my carry-on baggage.
Bunların hepsi el bagajım.

More Sentences
carry-on luggage i. el bagajı
Tom has a lot of carry-on luggage.
Tom'un bir sürü el bagajı var.

More Sentences
General
carry-on [brit] i. uygunsuz davranış
carry-on [brit] i. aptalca davranış
carry-on [brit] i. sıradışı davranış
carry-on [brit] i. ahlaksız davranış
carry on with f. aşna fişne olmak
carry on f. korte etmek
carry on with f. korte etmek
carry on f. ilişkisi olmak
carry on f. şamata etmek
carry on f. kırıştırmak
carry on f. aşırı bir şekilde davranmak
carry on f. kızgınlıktan bağırıp çağırmak
carry on with f. kırıştırmak
carry on f. oynaşmak
carry on with f. gayrimeşru bir ilişki içinde olmak
carry on with f. düşüp kalkmak
carry on with f. oynaşmak
carry on f. düşüp kalkmak
carry on f. sızlanıp durmak
carry on with f. ile ilişkisi olmak
carry on with success f. başarı ile sürdürmek
carry on with f. ilişkisi olmak
carry on the path of f. yola devam etmek
carry on a study f. çalışma sürdürmek
carry on a work or a study f. çalışmada bulunmak
carry on a work f. çalışma sürdürmek
carry on works or studies f. çalışmalar yapmak
carry on a work or a study f. çalışma yürütmek
carry on successfully f. başarı ile sürdürmek
carry on the tradition f. geleneği sürdürmek
carry on a task f. görev yürütmek
carry on the spirit f. ruhunu yaşatmak
carry on f. yürütmek
carry on f. yapmak
carry on f. varlığını sürdürmek
carry on a business f. faaliyet göstermek
carry on one's studies f. çalışmalarını sürdürmek
carry on one's works f. çalışmalarını sürdürmek
carry on the activity f. faaliyet sürdürmek
carry on the activities f. faaliyetleri sürdürmek
carry on the activities f. faaliyetlerini sürdürmek
carry on/continue one's operations f. operasyonlarını sürdürmek
carry on a tradition f. bir geleneği sürdürmek
carry on business f. iş yapmak
Phrasals
carry on f. meşgul olmak
carry on f. telaş veya kargaşaya neden olmak
carry on f. coşkusunu göstermek
carry on f. uygunsuz davranmak
carry on f. işletmek
carry on f. saçma sapan davranmak
carry on f. engellere rağmen devam etmek
carry on f. yelkeni mümkün olan en fazla derecede açmak
cannot carry on without someone or something f. (birisi veya bir şey) olmadan yapamamak
carry on f. kudurmak
carry on f. bağırıp çağırmak
carry on f. taşkınlık yapmak
carry on f. gürültü patırtı etmek
carry on f. flört etmek
carry on f. kırıştırmak
carry on f. kur yapmak
carry on with (someone) f. (biriyle) kudurmak
carry on with (someone) f. (biriyle) gürültü patırtı etmek
carry on with (someone) f. (biriyle) taşkınlık yapmak
carry on with (someone) f. (biriyle) ilişkisi olmak
carry on with (someone) f. (biriyle) kırıştırmak
carry on with (someone) f. (biriyle) flört etmek
carry on with (someone) f. (birine) kur yapmak
carry on with (something) f. (bir şeye) devam etmek
carry on with (something) f. (bir şeyi) devam ettirmek
carry on without f. -siz devam etmek
carry on without f. olmadan yapmak
carry on without f. -siz yapmak
carry on without (someone or something) f. (biri/bir şey) olmadan devam etmek
carry on without (someone or something) f. (biri olmadan/bir şeysiz) devam etmek
Phrases
keep calm and carry on expr. sakin olun ve ortalığı velveleye vermeyin
Colloquial
a carry-on bag i. küçük el çantası
carry-on [uk] i. telaş
carry-on [uk] i. kargaşa
carry on somehow f. bir şekilde idare etmek
carry on somehow f. bir şekilde geçinip gitmek
carry on somehow f. bir şekilde dayanmak
carry on somehow f. bir şekilde devam etmek
carry on somehow f. bir şekilde ayakta kalmak
Idioms
carry on f. homurdanmak
carry on f. hoşnutsuzluğunu belirtmek
carry on f. mızmızlanmak
carry on with someone f. mercimeği fırına vermek
carry on f. kıyameti koparmak
Speaking
we can't carry on without you expr. sensiz yapamayız
we can't carry on without you expr. sensiz yapamıyoruz
Trade/Economic
carry on the business(es) f. işleri yürütmek
carry on a business f. iş yürütmek
carry on a business f. iş yapmak
carry on the business(es) f. iş yürütmek
carry on business f. iş yapmak
Law
carry on a lawsuit f. davacı olmak
carry on a law-suit f. davacı olmak
Transportation
carry on s. yolcu tarafından kabine alınmış (bagaj)
Aeronautic
carry on luggage i. bagaj
carry-on luggage i. kabin bagajı
carry-on luggage i. kabin çantası
carry-on baggage i. kabin bagajı
carry-on baggage i. kabin çantası