Geçmiş

cause to

"cause to" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	cause to f.	neden olmak

"cause to" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 164 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	cause to feel sick due to food or drink i.	besinlerle arası iyi olmama
2	Genel	cause to faint f.	bayıltmak
3	Genel	cause to tremble f.	titretmek
4	Genel	cause to be senseless f.	hissiz olmasına yolaçmak
5	Genel	cause to go away f.	savuşturmak
6	Genel	cause to sense f.	hissetmesine neden olmak
7	Genel	cause to ricochet f.	sektirmek
8	Genel	cause to ferment f.	ekşitmek
9	Genel	cause to be bitter f.	acılaştırmak
10	Genel	cause to feel better f.	daha iyi hissetmesine neden olmak
11	Genel	cause to overflow f.	taşırmak
12	Genel	cause to hop f.	sektirmek
13	Genel	cause to lean f.	dayatmak
14	Genel	cause to draw f.	çektirmek
15	Genel	cause somebody to become the target for f.	hedef göstermek
16	Genel	cause someone to sin f.	birini günaha sokmak
17	Genel	cause to be silent f.	sessiz olmasına yol açmak
18	Genel	cause to solidify f.	katılaşmasına neden olmak
19	Genel	cause to end f.	bitmesine neden olmak
20	Genel	cause to search f.	aratmak
21	Genel	cause to race f.	yarıştırmak
22	Genel	cause to feel cold f.	üşütmek
23	Genel	cause to escape f.	kaçırmak
24	Genel	cause to be loved f.	sevdirmek
25	Genel	cause to collapse f.	çökertmek
26	Genel	cause to open f.	açılmasına neden olmak
27	Genel	cause to fly f.	uçurmak
28	Genel	cause to result f.	sonuçlanmasına yol açmak
29	Genel	cause to decide f.	karar vermesini sağlamak
30	Genel	cause to break f.	kırdırtmak
31	Genel	cause to be joined f.	birleşmesine neden olmak
32	Genel	cause to swear f.	başlatmak
33	Genel	cause to fall f.	düşürmek
34	Genel	cause to revolt f.	ayaklandırmak
35	Genel	cause to be mouldy f.	küflendirmek
36	Genel	cause to mount f.	bindirmek
37	Genel	cause to leave f.	ayrılmasına neden olmak
38	Genel	cause to yawn f.	esnetmek
39	Genel	cause to turn f.	dönmesine neden olmak
40	Genel	cause to crystallize f.	kristalize olmasına yol açmak
41	Genel	cause to write f.	yazdırmak
42	Genel	cause something to be lost in the confusion f.	gürültüye getirmek
43	Genel	cause to take off f.	havalandırmak
44	Genel	cause to hit the mark f.	rast getirmek
45	Genel	cause to ring f.	çalmasına neden olmak
46	Genel	cause to be lost in the confusion f.	gürültüye getirmek
47	Genel	cause to happen f.	olmasına yolaçmak
48	Genel	cause to start f.	başlamasına neden olmak
49	Genel	cause to learn by heart f.	belletmek
50	Genel	cause to break f.	kırdırmak
51	Genel	cause to vomit f.	kusturmak
52	Genel	cause to burn f.	yanmasına neden olmak
53	Genel	cause to smell f.	kokmasına neden olmak
54	Genel	cause to grow f.	büyümesine neden olmak
55	Genel	cause to remove f.	çıkartmak
56	Genel	cause to hold f.	tutturmak
57	Genel	cause harm to f.	zarara yol açmak
58	Genel	cause to fight with one another f.	dövüştürmek
59	Genel	cause to meet f.	kavuşturmak
60	Genel	cause to continue f.	devam etmesine yol açmak
61	Genel	cause to spread f.	yayılmasına neden olmak
62	Genel	cause to travel f.	seyahat etmesine yol açmak
63	Genel	cause to jump f.	sıçratmak
64	Genel	cause to cut f.	kestirmek
65	Genel	cause to atrophy f.	köreltmek
66	Genel	cause somebody to lose concentration f.	dikkatini dağıtmak
67	Genel	cause to sound f.	ses çıkarmasına neden olmak
68	Genel	cause to sleep f.	uyumasına neden olmak
69	Genel	cause to slope f.	eğilmesine neden olmak
70	Genel	cause to swell f.	kabartmak
71	Genel	cause somebody to repay with interest f.	faiz uygulamak
72	Genel	cause to swallow f.	yutturmak
73	Genel	cause to run f.	koşturmak
74	Genel	cause to forget f.	unutturmak
75	Genel	cause to panic f.	paniğe yol açmak
76	Genel	cause somebody to lose concentration f.	dikkati dağıtmak
77	Genel	cause to take out f.	çıkartmak
78	Genel	cause trouble to f.	başına bela olmak
79	Genel	cause to change shape f.	şeklinin değişmesine neden olmak
80	Genel	cause to mate f.	çiftleştirmek
81	Genel	cause to be brought f.	getirtmek
82	Genel	cause to be late f.	geç kalmasına neden olmak
83	Genel	cause to occur f.	olmasına yol açmak
84	Genel	cause to be f.	neden olmak
85	Genel	cause to break f.	kırılmasına neden olmak
86	Genel	cause to migrate f.	göçürmek
87	Genel	cause to change color f.	renginin değişmesine neden olmak
88	Genel	cause to go back f.	geriletmek
89	Genel	cause to fade f.	soldurmak
90	Genel	cause to sneeze f.	aksırtmak
91	Genel	cause to become rabid f.	kudurtmak
92	Genel	cause to rot f.	çürütmek
93	Genel	cause somebody to suspect f.	şüphelendirmek
94	Genel	cause to lose control f.	kontrolü kaybetmesine neden olmak
95	Genel	cause to spoil f.	bozdurmak
96	Genel	cause to be seen f.	görülmesine neden olmak
97	Genel	cause to groan f.	inletmek
98	Genel	cause to dance f.	oynatmak
99	Genel	cause to play f.	oynatmak
100	Genel	cause to undulate f.	dalgalandırmak
101	Genel	cause somebody to make a habit of something f.	alışkanlık yapmak
102	Genel	cause someone to lose f.	kayba uğratmak
103	Genel	cause to notice f.	ilgisini çekmek
104	Genel	cause to notice f.	dikkatini çekmek
105	Genel	cause to be unavoidable f.	kaçınılmaz yapmak
106	Genel	cause to be unavoidable f.	kaçınılmaz bir hale getirmek
107	Genel	cause to be unavoidable f.	zorunlu hale getirmek
108	Genel	cause (someone) to come down in the world f.	sürüm sürüm süründürmek
109	Genel	cause to be unavoidable f.	zaruri kılmak
110	Genel	cause to depression f.	depresyona sokmak
111	Genel	cause to depression f.	bunalıma sokmak
112	Genel	cause (someone) to marvel f.	parmak ısırtmak
113	Genel	cause someone to lose time f.	zaman kaybına neden olmak
114	Genel	cause something to be f.	hal almasını sağlamak
115	Genel	cause someone to lose time f.	zaman kaybettirmek
116	Genel	cause someone to believe f.	inanmasına neden olmak
117	Genel	cause the crisis which led to patient’s death f.	hastanın ölümüyle sonuçlanan krize yol açmak
118	Genel	cause to be lost f.	kaybolmasına neden olmak
119	Genel	cause someone to fail f.	birinin başarısız olmasına neden olmak
120	Genel	cause someone to fail f.	birini başarısızlığa uğratmak
121	Genel	cause to misguide f.	çeldirmek
122	Genel	cause someone to think f.	düşündürtmek
123	Genel	go to a good cause f.	hayır işine gitmek
124	Genel	go to a good cause f.	hayır işlerine gitmek
125	Genel	cause someone to believe f.	inandırmak
126	Genel	cause to be perceived s.	anlaşılabilir/somut niteliklere sahip
Idioms
127	Deyim	have no cause to (do something) f.	(bir şey yapmak için) hiçbir nedeni olmamak
128	Deyim	have no cause to (do something) f.	(bir şey yapacak) bir sebebi olmamak
129	Deyim	have no cause to (do something) f.	(bir şey yapma) gerekçesi olmamak
130	Deyim	cause some tongues to wag f.	dedikodulara neden olmak
131	Deyim	cause some tongues to wag f.	dedikoduya neden olmak
132	Deyim	cause some tongues to wag f.	dedikodulara konu olmak
133	Deyim	cause eyebrows to raise f.	herkesi şaşırtmak
134	Deyim	have cause to do something f.	gerekçesi olmak
135	Deyim	cause eyebrows to raise f.	herkesi şok etmek
136	Deyim	cause eyebrows to raise f.	tepki çekmek
137	Deyim	cause some eyebrows to raise f.	tepki uyandırmak
138	Deyim	cause some eyebrows to raise f.	tepki çekmek
139	Deyim	cause eyebrows to raise f.	tepki uyandırmak
140	Deyim	cause eyebrows to raise f.	tepkiye neden olmak
141	Deyim	cause eyebrows to raise f.	tepki almak
142	Deyim	cause some eyebrows to raise f.	tepkiye neden olmak
143	Deyim	have cause to do something f.	(bir şeyi yapmaya) nedeni olmak
144	Deyim	cause (some) eyebrows to raise and cause some raised eyebrows f.	tepkiye neden olmak
145	Deyim	cause (some) eyebrows to raise and cause some raised eyebrows f.	tepki çekmek
146	Deyim	cause (some) eyebrows to raise and cause some raised eyebrows f.	tepki uyandırmak
147	Deyim	cause (some) eyebrows to raise and cause some raised eyebrows f.	insanları hayrete düşürmek
148	Deyim	cause (some) eyebrows to raise and cause some raised eyebrows f.	insanları şoka sokmak
149	Deyim	cause (some) eyebrows to raise and cause some raised eyebrows f.	insanları şaşkına çevirmek
150	Deyim	cause eyebrows to raise f.	tepkiye neden olmak
151	Deyim	cause eyebrows to raise f.	tepki çekmek
152	Deyim	cause eyebrows to raise f.	tepki uyandırmak
153	Deyim	cause eyebrows to raise f.	insanları hayrete düşürmek
154	Deyim	cause eyebrows to raise f.	insanları şoka sokmak
155	Deyim	cause eyebrows to raise f.	insanları şaşkına çevirmek
156	Deyim	cause tongues to wag f.	dedikodulara neden olmak
157	Deyim	cause tongues to wag f.	dedikodulara konu olmak
158	Deyim	have cause to do f.	yapmaya nedeni olmak
159	Deyim	have cause to do f.	yapma gerekçesi olmak
Speaking
160	Konuşma	I don't want to cause trouble expr.	sorun çıkarmak istemiyorum
Trade/Economic
161	Ticaret/Ekonomi	cause somebody to repaid with interest f.	faiz işletmek
Law
162	Hukuk	cause to harm f.	zarara neden olmak
Politics
163	Siyasal	cause to be political f.	siyasallaştırmak
Medical
164	Medikal	the most common cause of admission to the hospital i.	en sık hastaneye başvuru nedeni