İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | cruise i. | gemi gezisi | ||
We met on a cruise. Bir gemi gezisinde tanıştık. More Sentences |
||||
Genel | cruise i. | gemiyle yolculuk | ||
Finally, check out Chilli Pepper Single Hotel if you decide to cruise. Son olarak, gemi yolculuğu yapmaya karar verirseniz Chilli Pepper Single Hotel'e göz atın. More Sentences |
||||
Genel | cruise f. | yol almak | ||
We are cruising at an altitude of 39,000 feet. 39,000 fit yükseklikte yol alıyoruz. More Sentences |
||||
Genel | cruise f. | seyretmek | ||
We are cruising at an altitude of 39,000 feet. Şu anda 39,000 fit yükseklikte seyrediyoruz. More Sentences |
||||
Computer | ||||
Bilgisayar | cruise i. | seyahat | ||
Tom and Mary went on a cruise near Italy for their honeymoon, but the ship sank and Tom was drowned in his cabin. Tom ve Mary balayıları için İtalya yakınında vapurla seyahate çıktılar fakat gemi battı ve Tom kamarasında boğuldu. More Sentences |
||||
Marine | ||||
Denizcilik | cruise i. | gemi seyahati | ||
Finally, check out Chilli Pepper Single Hotel if you decide to cruise. Son olarak, gemiyle seyahat etmeye karar verirseniz Chilli Pepper Single Hotel'e göz atın. More Sentences |
||||
Denizcilik | cruise i. | kruvaziyer | ||
Even on popular cruise lines, space in the rooms are limited. Popüler kruvaziyer hatlarında bile odalardaki alan sınırlıdır. More Sentences |
||||
Denizcilik | cruise i. | sefer | ||
How many cruises are there each day? Her gün kaç gemi seferi var? More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | cruise i. | deniz yolculuğu (tatil amacıyla yapılan) | ||
Genel | cruise i. | gezinme | ||
Genel | cruise i. | etrafı kolaçan ederek dolaşma (polis, polis arabası) | ||
Genel | cruise i. | dolanma | ||
Genel | cruise i. | dolaşma (taksi şoförü, taksi müşteri arayarak) | ||
Genel | cruise i. | dolaşma | ||
Genel | cruise i. | tekne gezisi | ||
Genel | cruise i. | gemiyle gezinti | ||
Genel | cruise i. | deniz gezisi | ||
Genel | cruise i. | deniz gezintisi | ||
Genel | cruise i. | turistik gemi yolculuğu | ||
Genel | cruise f. | gemi ile dolaşmak | ||
Genel | cruise f. | dolaşmak (polis/polis arabası) (etrafı kolaçan ederek) | ||
Genel | cruise f. | aynı hızla uzunca bir süre gitmek | ||
Genel | cruise f. | sokaklarda dolaşarak müşteri aramak (fahişe) | ||
Genel | cruise f. | dolaşmak (taksi şoförü taksi müşteri arayarak) | ||
Genel | cruise f. | gezinmek | ||
Genel | cruise f. | dolaşmak | ||
Genel | cruise f. | dolanmak | ||
Genel | cruise f. | gemi ile gezmek | ||
Genel | cruise f. | kadın peşinde koşmak | ||
Genel | cruise f. | dolaşmak (gemiyle) | ||
Genel | cruise f. | seyir etmek | ||
Genel | cruise f. | gemiyle gezmek | ||
Genel | cruise f. | ağır ağır gitmek | ||
Genel | cruise f. | kereste verimini incelemek | ||
Genel | cruise f. | cinsel ilişki teklifinde bulunmak | ||
Genel | cruise f. | araştırmak | ||
Genel | cruise f. | bakınmak | ||
Genel | cruise f. | (siteyi, seçenekleri) gezinerek incelemek | ||
Genel | cruise f. | (bebek) bir yere tutunarak küçük adımlar atmak | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | cruise f. | (kanallara, sayfalara) göz atmak | ||
Konuşma Dili | cruise f. | zap yapmak | ||
Konuşma Dili | cruise f. | (sitede) sörf yapmak | ||
Technical | ||||
Teknik | cruise i. | düz uçuş | ||
Teknik | cruise i. | uçuş koşulları için en uygun hız ve yükseklikteki uçuş | ||
Teknik | cruise i. | uygun sürat ve yükseklikteki uçuş | ||
Automotive | ||||
Otomotiv | cruise i. | seyir | ||
Otomotiv | cruise f. | otomobille gezmek | ||
Traffic | ||||
Trafik | cruise f. | (uçak) seyir hızında uçurmak | ||
Trafik | cruise f. | (araba veya kamyon) seyir hızında sürmek | ||
Aeronautic | ||||
Havacılık | cruise i. | seyir | ||
Havacılık | cruise i. | yolculuk | ||
Havacılık | cruise f. | (uçak) motora en uygun hızda uçmak | ||
Marine | ||||
Denizcilik | cruise i. | deniz gezisi | ||
Denizcilik | cruise i. | deniz seyahati | ||
Denizcilik | cruise i. | dolaşma | ||
Denizcilik | cruise i. | seyir | ||
Denizcilik | cruise i. | taşıma amaçlı değil de sadece deniz seferinin zevkini tatmak için yapılan gemi yolculuğu | ||
Denizcilik | cruise f. | dolaşmak (gemi vb) | ||
Denizcilik | cruise f. | seyretmek | ||
Denizcilik | cruise f. | sefere çıkmak | ||
Denizcilik | cruise f. | sefer yapmak | ||
Marine Biology | ||||
Deniz Biyolojisi | cruise i. | seyr-ü sefer | ||
Military | ||||
Askeri | cruise f. | (savaş gemisinde) düşman araçlarını aramak | ||
British Slang | ||||
İngiliz Argosu | cruise f. | piyasa yapmak |