geçerli olan - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

geçerli olan



"geçerli olan" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç

Türkçe İngilizce
General
geçerli olan effective s.
geçerli olan at work zf.
Trade/Economic
geçerli olan prevalent s.

"geçerli olan" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 49 sonuç

Türkçe İngilizce
General
hastanedeki hastalar için geçerli olan kurallar standing orders i.
geçerli olan bir durum veya ilişkinin ifade edilmesi rule i.
çoğunlukla geçerli olan genelleme rule i.
karar veya kanun yürürlüğe girmeden öncesi için geçerli olan expostfacto s.
geçmişteki bir süre için de geçerli olan retroactive s.
her zaman geçerli olan standing s.
geçerli bir biçimde var olan validly existing s.
doğum ve doğuma yakın dönem için geçerli olan maternity s.
toplumun her üyesi için geçerli olan horizontal s.
toplumun tabanında geçerli olan grassroot s.
toplumun yerel düzeyinde geçerli olan grassroot s.
toplumun tabanında geçerli olan grassroots s.
toplumun yerel düzeyinde geçerli olan grassroots s.
çoğunlukla geçerli olan ruling s.
aksi ispatlanana kadar geçerli olan prima facie s.
herkes için geçerli olan shotgun s.
il çapında geçerli olan provincewide s.
Proverb
senin/benim için iyi/geçerli/yeterli olan benim/senin için de iyidir/geçerlidir/yeterlidir what's good for the goose is good for the gander
senin/benim için iyi/geçerli/yeterli olan benim/senin için de iyidir/geçerlidir/yeterlidir what's sauce for the goose is sauce for the gander
Trade/Economic
belirli bir tarihe kadar geçerli olan piyasa fiyatı ile sipariş orders good until a specified time i.
daha önce geçersiz olan blokları veya işlemleri geçerli kılan (ya da tam tersi) protokolde gerçekleşen değişikliğe verilen isim hard fork i.
geçerli ekonomik koşullardan bağımsız olan ve ekonomik koşullar değiştikçe sabit tutulan politikalar nonactivist policy i.
herhangi bir anda piyasada geçerli olan faiz nominal rate of interest i.
iptal edilinceye kadar geçerli olan sipariş resting order i.
tersi kesinlik kazanıncaya kadar geçerli olan kanıt prima facie evidence i.
yapılış özelliği dolayısıyla zaman içinde her an geçerli olan bir özdeşlik accounting identity i.
Law
hükümleri gelecekte bir tarihte geçerli olacak olan kira sözleşmesi reversionary lease i.
tersi ispatlanmadıkça geçerli olan delil prima facie evidence i.
yapılır yapılmaz geçerli olan akit executed contract i.
bir süreliğine geçerli olan, belirli sayıdaki hisse senedini sabit fiyata satma veya alma hakkı option i.
şahsa bağlı olmayıp herkese karşı geçerli olan (hak) real s.
öldükten sonra geçerli olan post-obit s.
Politics
(eskiden britanya'da) postaneden satın alınabilen ve belirli ülkelerde geçerli olan bir pasaport türü visitor's passport i.
(eskiden britanya'da) postaneden satın alınabilen ve belirli ülkelerde geçerli olan bir pasaport türü british visitor's passport i.
avrupa birliği ülkelerinin hepsinde geçerli olan eu-wide s.
Insurance
bir yıldan fazla süre için akdedilen hayat poliçesi dışındaki poliçe için geçerli olan indirimli oran term rate i.
geçerli olan poliçe policy being in force i.
Tourism
belirli bir dönem içinde seyahat için geçerli olan bilet season ticket i.
bir günlüğüne geçerli olan indirimli seyahat tarifesi day return i.
bir günden daha uzun süre geçerli olan (paso, bilet) multiday s.
Logic
(ilişki, ifade, işlem) bir alandaki iki şey için geçerli olan binary s.
Linguistics
sayı, durum ya da her ikisi için geçerli olan dilbilimsel form nominal i.
aynı oranda geçerli olan equipollent s.
Card
bazı poker oyunlarında geçerli olan bir el cat i.
bazı poker oyunlarında geçerli olan bir el big cat i.
bazı poker oyunlarında geçerli olan bir el cat i.
bazı poker oyunlarında geçerli olan bir el little cat i.
Art
klasik sanat, edebiyat ve müziğin evrensel olarak geçerli olan karakteristik ve ilkelerine bağlılık neoclassicism i.
Slang
sadece belli bir yerde kullanılabilen/geçerli olan para funny money i.