Geçmiş

gerçekçi

"gerçekçi" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 29 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	gerçekçi	realist i.
2	Genel	gerçekçi	actualist i.
3	Genel	gerçekçi	downtoearth s.
4	Genel	gerçekçi	literal s.
5	Genel	gerçekçi	practical s.
6	Genel	gerçekçi	matter of fact s.
7	Genel	gerçekçi	factual s.
8	Genel	gerçekçi	exact s.
9	Genel	gerçekçi	down to earth s.
10	Genel	gerçekçi	realistic s.
11	Genel	gerçekçi	matter-of-fact s.
12	Genel	gerçekçi	down-to-earth s.
13	Genel	gerçekçi	hard-headed s.
14	Genel	gerçekçi	unsentimental s.
15	Genel	gerçekçi	though-minded s.
16	Genel	gerçekçi	hard s.
17	Genel	gerçekçi	hard-boiled s.
18	Genel	gerçekçi	meat-and-potatoes s.
19	Genel	gerçekçi	bottom-line s.
20	Genel	gerçekçi	fanciless s.
21	Genel	gerçekçi	grounded in reality s.
22	Genel	gerçekçi	gritty s.
23	Genel	gerçekçi	realistically zf.
Colloquial
24	Konuşma Dili	gerçekçi	down-to-earth s.
25	Konuşma Dili	gerçekçi	hard-headed s.
26	Konuşma Dili	gerçekçi	earthy s.
27	Konuşma Dili	gerçekçi	grounded s.
Politics
28	Siyasal	gerçekçi	realistic s.
Philosophy
29	Felsefe	gerçekçi	factist i.

"gerçekçi" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 136 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	gerçekçi kimse	realist i.
2	Genel	iyi niyetli ama gerçekçi olmayan sosyal reformcu	do-gooder i.
3	Genel	gerçekçi yaklaşım	realistic approach i.
4	Genel	gerçekçi olmayan hedef	unrealistic goal i.
5	Genel	gerçekçi ve direkt çözüm	turkey i.
6	Genel	gerçekçi olmayan özlem	wishfulness i.
7	Genel	gelecekle ilgili gerçekçi olmayan düşünceleri olan	blue sky i.
8	Genel	gerçekçi olmayan hayal	chimera i.
9	Genel	gerçekçi olmayan düşünce	chimera i.
10	Genel	gerçekçi olmayan hayal	chimaera i.
11	Genel	gerçekçi olmayan düşünce	chimaera i.
12	Genel	gerçekçi kimse	gradgrind i.
13	Genel	dünyanın farklı yerlerinin aynalar, lensler ve aydınlatma ile gerçekçi biçimde gösterildiği sergi	cosmorama i.
14	Genel	gerçekçi olmama	inverisimilitude i.
15	Genel	gerçekçi dil	saltiness i.
16	Genel	gerçekçi mizah	saltiness i.
17	Genel	grafik şiddet, kan ve vahşetin gerçekçi bir biçimde tasviri	gore i.
18	Genel	gerçekçi olma	realism i.
19	Genel	gerçekçi ve pratik bir şekilde düşünmek	have both one's feet on the ground f.
20	Genel	gerçekçi olmak	come down to earth f.
21	Genel	gerçekçi olarak temsil etmek	actualise f.
22	Genel	gerçekçi olarak temsil etmek	actualize f.
23	Genel	gerçekçi şekilde tarif etmek	actualise f.
24	Genel	gerçekçi şekilde tarif etmek	actualize f.
25	Genel	gerçekçi olmayan öngörülere sahip olmak	blue-sky f.
26	Genel	kendini sakin ve gerçekçi bir şekilde ifade etmek	deadpan f.
27	Genel	gerçekçi olmayan	unrealistic s.
28	Genel	gerçekçi olmayan	nonrealistic s.
29	Genel	gerçekçi olmayan	wild-eyed s.
30	Genel	gerçekçi olmayan	blue-sky s.
31	Genel	aşırı gerçekçi	unsparingly realistic s.
32	Genel	gerçekçi olmayan	non-realistic s.
33	Genel	aşırı gerçekçi	overrealistic s.
34	Genel	gerçekçi ve derinlikli görünen	third-dimensional s.
35	Genel	gerçekçi görünecek şekilde tasarlanmış	three-dimensional s.
36	Genel	aşırı gerçekçi	ultrarealist s.
37	Genel	aşırı gerçekçi	ultrarealistic s.
38	Genel	gerçekçi olmayan	unlifelike s.
39	Genel	gerçekçi olmayan bir hayal gibi	chimeral s.
40	Genel	gerçekçi olmayan hayallerle ilgili	chimeral s.
41	Genel	akla uygun ve gerçekçi düşünceden esinlenen	common-sense s.
42	Genel	akla uygun ve gerçekçi düşünen	common-sense s.
43	Genel	kostüme benzeyip gerçekçi olmayan	costumey s.
44	Genel	gerçekçi ilerleyen	flatfooted s.
45	Genel	gerçekçi olmayan	romantic s.
46	Genel	gerçekçi ve kasvetli	gritty and dark s.
47	Genel	kasvetli ve gerçekçi	dark and gritty s.
48	Genel	aşırı gerçekçi	hyperrealistic s.
49	Genel	gerçekçi bir şekilde	realistically zf.
50	Genel	gerçekçi olmayan bir şekilde	unrealistically zf.
51	Genel	gerçekçi olarak	realistically zf.
52	Genel	gerçekçi olarak	matter-of-factly zf.
53	Genel	gerçekçi bir şekilde	unimaginatively zf.
54	Genel	gerçekçi bir şekilde	unsentimentally zf.
55	Genel	özellikle gerçekçi bir şekilde	vividly zf.
Phrases
56	İfadeler	gerçekçi olma zamanı	time to get real expr.
Proverb
57	Atasözü	sağduyulu/gerçekçi çözümler soyut teorilerden her zaman daha yararlıdır	an ounce of common sense is worth a pound of theory
58	Atasözü	sağduyulu/gerçekçi çözümler soyut teorilerden her zaman daha yararlıdır	ounce of common sense is worth a pound of theory
Colloquial
59	Konuşma Dili	gerçekçi olmak	get serious f.
60	Konuşma Dili	gerçekçi ol	get serious f.
61	Konuşma Dili	gerçekçi ol imkansızı iste	be realistic demand the impossible expr.
62	Konuşma Dili	gerçekçi ol	get a grip expr.
63	Konuşma Dili	daha gerçekçi olmak gerekirse	more like (something) expr.
64	Konuşma Dili	daha doğru/gerçekçi bir açıklamayla	more like (something) expr.
65	Konuşma Dili	daha gerçekçi olmak gerekirse	more like expr.
66	Konuşma Dili	daha doğru/gerçekçi bir açıklamayla	more like expr.
67	Konuşma Dili	daha gerçekçi olmak gerekirse	more like it expr.
68	Konuşma Dili	daha doğru/gerçekçi bir açıklamayla	more like it expr.
Idioms
69	Deyim	gerçekçi olmayan beklenti	a counsel of perfection i.
70	Deyim	gerçekçi olmayan beklenti	a counsel of perfection i.
71	Deyim	ideal ama gerçekçi olmayan talimat ya da tavsiye	a counsel of perfection i.
72	Deyim	gerçekçi olmayan bir plan	a bridge too far i.
73	Deyim	gerçekçi olmayan hayal	a pipe dream i.
74	Deyim	gerçekçi olmayan cüretkar hevesleri olmak	dream in color f.
75	Deyim	gerçekçi olmayan cüretkar hevesleri olmak	dream in colour f.
76	Deyim	gerçekçi olmayan cüretkar hevesleri olmak	dream in technicolor f.
77	Deyim	gerçekçi olmak	keep one's feet on the ground f.
78	Deyim	gerçekçi olmak	have one's feet on the ground f.
79	Deyim	gerçekçi olmak	get real f.
80	Deyim	gerçekçi olmak	have a hard head f.
81	Deyim	gerçekçi olmak	have both oars in the water f.
82	Deyim	gerçekçi yumruk atmak	not pull (one's) punches f.
83	Deyim	gerçekçi ve pratik bir şekilde düşünmek	have both feet on the ground f.
84	Deyim	gerçekçi olmak	have feet on the ground f.
85	Deyim	gerçekçi olmak	have your feet on the ground f.
86	Deyim	gerçekçi olmak	have both/your feet on the ground f.
87	Deyim	gerçekçi olmak	keep both/your feet on the ground f.
88	Deyim	gerçekçi olmak	keep feet on the ground f.
89	Deyim	gerçekçi olmak	not be whistling dixie [us] f.
90	Deyim	dürüst/gerçekçi bir bakış açısı olmak	not be whistling dixie [us] f.
91	Deyim	gerçekçi (bir şey)	no earthly (something) s.
92	Deyim	dürüst ve gerçekçi olarak	on the level expr.
93	Deyim	dürüst ve gerçekçi bir biçimde	on the level expr.
94	Deyim	mantıklı, gerçekçi ve pratik düşünen	with both feet on the ground expr.
95	Deyim	gerçekçi ol	keep your feet on the ground expr.
Speaking
96	Konuşma	gerçekçi ol	be realistic expr.
97	Konuşma	gerçekçi olalım biraz	let's be a little realistic here expr.
Law
98	Hukuk	gerçekçi inkar	plausible deniability i.
Politics
99	Siyasal	gerçekçi politikaya inanan kimse	realpolitiker [german] i.
100	Siyasal	gerçekçi politika	realpolitik i.
Computer
101	Bilgisayar	video oyunlarında kullanılan fizik kurallarına uygun gerçekçi düşme/ölme efekti	ragdoll physics i.
102	Bilgisayar	foto gerçekçi	photo-realistic s.
Psychology
103	Psikoloji	gerçekçi çatışma teorisi	realistic conflict theory i.
Literature
104	Edebiyat	eserlerde tutarlı olay örgüsü ve gerçekçi karakter tasviri gibi geleneksel roman öğelerinin olmadığı bir edebi akım	nouveau roman i.
105	Edebiyat	eserlerde tutarlı olay örgüsü ve gerçekçi karakter tasviri gibi geleneksel roman öğelerinin olmadığı bir edebi akım	anti-roman i.
106	Edebiyat	ahlak dersi veya hiciv özelliği taşıyan gerçekçi uzun öykü	nouvelle i.
107	Edebiyat	eserlerde tutarlı olay örgüsü ve gerçekçi karakter tasviri gibi geleneksel roman öğelerinin olmadığı bir edebi akım	antinovel i.
108	Edebiyat	eserlere tutarlı olay örgüsü ve gerçekçi karakter tasviri gibi geleneksel roman öğelerini koymayan bir yazar	antinovelist i.
109	Edebiyat	film ve edebiyatta birçok konuda yeteneği olan fakat onları gerçekçi bir şekilde elde edebilecek pratiğe/deneyime sahip olmayan idealize edilmiş kadın karakter	mary sue i.
110	Edebiyat	kapsamlı ve gerçekçi öykülenmiş (eser)	three-dimensional s.
111	Edebiyat	gerçekçi (dedektif romanı)	hard-boiled s.
Archaeology
112	Arkeoloji	mö. 500-ms. 600 arasında meksika'nın güneyinde görülüp büyük ve gerçekçi taş figürler ve oyma yeşim heykelcik ve süs eşyaları ile karakterize olan bir kültüre ait veya ilgili	olmec s.
Philosophy
113	Felsefe	yeni gerçekçi	neorealist i.
Art
114	Sanat	doğal nesnelerin gerçekçi olarak temsil edilmediği soyut resim akımı	nonobjectivism i.
115	Sanat	gerçekçi tiyatro	realistic drama i.
116	Sanat	gerçekçi veya objektif müzik kompozisyonu stili	verism i.
117	Sanat	gerçekçi veya objektif resim stili	verism i.
118	Sanat	son derecede gerçekçi grafik gösterimle karakterize bir sanat tarzı	hyperrealism i.
119	Sanat	(tiyatro sahnesinin) gerçekçi şekilde resmedilmiş arka planla kaynaşabilmesi için yontulmuş figürlerin ve sahici detayların minyatür şeklinde sergilendiği manzara içeren tasarım	diorama i.
120	Sanat	resimli bir arka planın önünde gerçekçi bir doğa ortamı yaratılarak oluşturulan sahnenin ortasına yerleştirilen, gerçek boyutlu bir vahşi yaşam modeli veya sahnesi	diorama i.
121	Sanat	doğal nesnelerin gerçekçi olarak temsil edilmediği sanat tarzı ile ilgili veya ait olan	nonobjective s.
122	Sanat	gerçekçi grafik gösterim içeren	hyperreal s.
Music
123	Müzik	duygusal sözler yerine çağdaş ve gerçekçi sözler içeren country müzik tarzı	new country i.
Painting
124	Resim	20. yüzyılın başlarında abd'de çizilmiş, şehir hayatının gerçekçi sahnelerini tasvir eden bir resim	ash can i.
125	Resim	20. yüzyılın başlarında abd'de çizilmiş, şehir hayatının gerçekçi sahnelerini tasvir eden bir resim	ashcan school i.
126	Resim	günlük hayattan sahne veya olayları genellikle gerçekçi bir şekilde betimleyen resim ekolü	genre i.
127	Resim	günlük hayattan sahne veya olayları genellikle gerçekçi bir şekilde betimleyen resim tarzı	genre i.
128	Resim	günlük hayattan sahne veya olayları genellikle gerçekçi bir şekilde betimleyen resim türüyle ilgili	genre s.
Theatre
129	Tiyatro	gerçekçi olmayan gösterişli eser	opera i.
Slang
130	Argo	gerçekçi olmayan toz pembe hayaller kurmak	whistle dixie f.
131	Argo	gerçekçi olmayan umut verici fanteziler kurmak	whistle dixie f.
132	Argo	gerçekçi olmak	be not whistling dixie f.
133	Argo	dürüst/gerçekçi bir bakış açısı olmak	be not whistling dixie f.
134	Argo	gerçekçi olmayan	woo-woo s.
135	Argo	gerçekçi olarak	on the rilla expr.
Modern Slang
136	Modern Argo	adobe after effects programı ile video veya fotoğraflar üzerinde yapılan gerçekçi düzenlemeler	adobe deepfake i.