giysiler - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

giysiler



"giysiler" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 12 sonuç

Türkçe İngilizce
General
giysiler clothing i.
giysiler garb i.
giysiler apparel i.
giysiler wardrobe i.
giysiler things i.
giysiler clothes i.
giysiler wearing [obsolete] i.
giysiler garderobe i.
Textile
giysiler clothings i.
Slang
giysiler threads i.
giysiler silks i.
giysiler vines [dated] i.

"giysiler" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 69 sonuç

Türkçe İngilizce
General
örme giysiler knitwear i.
en iyi giysiler glad rags i.
eski püskü giysiler rags i.
deri giysiler leather garments i.
en iyi giysiler best bib and tucker i.
yazlık giysiler summer clothes i.
modası geçmiş giysiler unfashionable clothes i.
kalın giysiler heavy clothes i.
kalın giysiler warm clothes i.
sivil giysiler civilian clothes i.
gündelik giysiler street clothes i.
marka giysiler/kıyafetler designer clothing i.
akıllı giysiler smart clothes i.
fiyatı uygun giysiler affordable clothes i.
uygun fiyatlı giysiler affordable dresses i.
fiyatı uygun giysiler affordable dresses i.
uygun fiyatlı giysiler affordable clothes i.
moda giysiler fashion clothes i.
uyumlu olan giysiler matching clothes i.
gündelik rahat giysiler casuals i.
(doğu ve orta afrika'da) (özellikle batı'daki yardım kuruluşlarınca bağışlanan) ikinci el giysiler mitumba i.
yırtık pırtık giysiler duds [dialect] i.
eski giysiler duds [dialect] i.
pembe giysiler pink i.
yırtık pırtık giysiler içinde olmak be dressed in tatters f.
giysiler dikmek sew clothes f.
fazla rahat giysiler giymek underdress f.
temiz giysiler giymek revest [obsolete] f.
farklı giysiler giymek revest [obsolete] f.
yeni giysiler ile donanmak revest [obsolete] f.
güzey giysiler giymek dike (up) [dialect] f.
güzey giysiler giymek dike (out) [dialect] f.
iddialı giysiler giydirmek dude f.
yıpranmış giysiler içinde olan threadbare s.
tüylü taftadan giysiler giyen tuftaffeta [obsolete] s.
(özellikle örme giysiler) kalın ve ağır malzemeden yapılmış chunky [uk] s.
vücuda yapışan giysiler giymiş in cuerpo [obsolete] s.
alacalı giysiler giyen pied s.
ipek giysiler içinde olan silken s.
vücuda yapışan giysiler içinde in cuerpo [obsolete] zf.
(giysiler) içerisinde in ed.
Colloquial
sadece modaya uygun markalı giysiler giyen kimse labellist [new zealand] i.
Idioms
en iyi giysiler best bib and tucker i.
en güzel/şık giysiler sunday best i.
güzel giysiler fine feathers i.
güzel giysiler kişiyi güzel gösterir fine feathers make fine birds expr.
Technical
giysiler için kullanılan benzer pamuklu kumaş airplane cloth i.
kimyasal koruyucu giysiler chemical protective suits i.
yünlü giysiler woolens i.
yünlü giysiler woollens i.
Textile
giysiler için kullanılan benzer pamuklu kumaş aeroplane cloth i.
giysiler için kullanılan benzer pamuklu kumaş aircraft cloth i.
yünlü iskoç kumaşından yapılmış giysiler tweeds i.
tüvit kumaştan giysiler tweeds i.
yünlü giysiler woollens i.
yünlü giysiler woolens i.
rahat giysiler leisure wear i.
rahat giysiler leisurewear i.
özel kullanımı olan beyaz giysiler whites i.
beyaz giysiler white i.
köstebek derisinden yapılan giysiler moleskins i.
kauçuktan yapılmış giysiler rubberwear i.
ünlü bir moda tasarımcısının kaliteli mağazalarda satılmak üzere yaptığı giysiler diffusion line i.
duck kumaştan yapılmış hafif giysiler duck i.
History
ceza olarak cilde temas eden yünlü giysiler giyme woolward-going i.
Environment
radyoaktif kirlenmeye karşı korunma amacıyla kullanılan giysiler clothing used for the protection against radioactive contamination i.
Military
muharebe giysiler combat clothing i.
tören giysileri dışındaki giysiler undress i.
British Slang
(sydney sokak ağzı) deri giysiler giyen homoseksüel leatherman i.