kaldı - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

kaldı



"kaldı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
General
kaldı remained f.
Computer
kaldı remaining expr.

"kaldı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 97 sonuç

Türkçe İngilizce
General
az zaman kaldı little time left i.
kaldı ki besides zf.
az kaldı by a hair's breadth zf.
az kaldı almost zf.
az kaldı near zf.
kaldı ki moreover zf.
kaldı ki other than that zf.
az kaldı nearly zf.
parmak kaldı very nearly zf.
parmak kaldı almost zf.
kaldı ki overmore [obsolete] zf.
Phrases
elde şereften başka ne kaldı tout est perdu hors l'honneur [french] expr.
... günler eskide kaldı gone are the days when expr.
biri gitti biri kaldı one down, one to go expr.
geçmişte olanlar geçmişte kaldı what is in the past is in the past expr.
ikisi gitti, biri kaldı two down one to go expr.
kaldı ki let alone expr.
sayılı gün kaldı only a few days left (for) expr.
sayılı gün kaldı just a few days left (for) expr.
ve üstüne de bir şey kaldı and something to spare expr.
üstüne bir şey bile kaldı and something to spare expr.
ve üstüne de bir şey kaldı with something to spare expr.
üstüne bir şey bile kaldı with something to spare expr.
Proverb
mucizeler geçmişte kaldı the age of miracles is past
mucizeler çağı geçmişte kaldı the age of miracles is past
geçmiş geçmişte kaldı bygones are bygones
bu devirde iyi adam kaldı mı? a good man is hard to find
Colloquial
çok şaşırdım!/ağzım açık kaldı! well, shut my mouth expr.
işimiz allah'a kaldı only god can help us expr.
kaldı ki then again expr.
o günler geride kaldı too much water under the bridge expr.
sonunda, geç bile oldu/kaldı (it's) about time expr.
sonunda, geç bile oldu/kaldı (it's) bout time expr.
(birinin) bir tek (birini) canlı canlı yemediği kaldı (one) did everything (one) could 'cept eat (someone) expr.
ve üstüne bir şey de kaldı and to spare expr.
ve üstüne bir şey bile kaldı and to spare expr.
kaldı ki as far as that goes expr.
güzel günler geride kaldı does anybody remember laughter? expr.
kaldı ki even less expr.
kaldı ki much less expr.
kaldı ki still less expr.
çok şükür ki bugün perşembe (cuma'ya/hafta sonuna az kaldı) tgit (thank god it's thursday) [us] expr.
o durum geride/eskide kaldı that was then, and this is now expr.
çok şükür cuma'ya az kaldı tgiaf (thank god it's almost friday) expr.
Idioms
lakabı öyle kaldı the name stuck expr.
takılan lakap yapıştı kaldı the name stuck expr.
az kaldı the sands (of time) are running out expr.
az kaldı sands are running out expr.
ağzı açık kalmak/kaldı (someone's) mouth fell open expr.
bu devirde iyi koca kaldı mı? good men are scarce expr.
bizi bir (canlı canlı) yemediği kaldı did everything he could 'cept eat us expr.
bu devirde iyi koca kaldı mı? a good man is hard to find expr.
o günler geride kaldı that's all water over the dam expr.
şaşkınlıktan ağzı açık kaldı your jaw drops expr.
çoğu gitti azı kaldı down to the short strokes expr.
bu söylem çok kibar kaldı that's putting it mildly expr.
bu söylem çok hafif kaldı that's putting it mildly expr.
o günler geride kaldı the old gray mare ain't what she used to be [old-fashioned] expr.
zor kısmı geride kaldı downhill all the way expr.
zor kısmı geride kaldı all downhill from here expr.
Speaking
az kaldı ölüyordu he all but died i.
ağzım bir karış açık kaldı my jaw dropped expr.
bu isim üstüme yapıştı kaldı i am stuck with this name expr.
çok şaşırdım!/ağzım açık kaldı! I am very surprised! expr.
çok az kaldı we're almost there expr.
çok az kaldı we have very few / little of...left expr.
donup kaldı he stood frozen expr.
çok az kaldı we don't have a long way to go expr.
geç kaldı he/she/it is late expr.
hastaneye ne kadar kaldı? how far are we from hospital? expr.
ev bana kaldı i have the place to myself expr.
işe geç kaldı he was late for work expr.
ne kadar kaldı/uzakta? how much further? expr.
ne kadar ışığın kaldı? how much light have you got? expr.
oraya gelmemize az kaldı we are about to arrive there expr.
kötü rüyalar geride kaldı bad dreams are over expr.
o günler geride kaldı those days are over expr.
ne kadar yolumuz kaldı? how much further? expr.
ne kadar zamanım kaldı? how much time do I have? expr.
ne kadar zamanın kaldı how much time have you got left expr.
ne kadar kaldı? how much further? expr.
ne kadar zamanımız kaldı? how much time do we have left? expr.
oraya ulaşmamıza az kaldı we are about to arrive there expr.
kaçınız hayatta kaldı? how many of you survived? expr.
mesele öylece kaldı there the matter dropped expr.
okulun bitmesine iki hafta kaldı there's two weeks left in school expr.
ne kadar zamanımız kaldı? how much time do we have expr.
ne kadar zamanımız kaldı? how much time do we have left expr.
kaç gün kaldı how many days left expr.
siparişler nerede kaldı what happened to my order expr.
söyleyecek ne kaldı ki? what more is there to say? expr.
söyleyecek ne kaldı ki? what more to say! expr.
söylenecek ne kaldı ki? what's left to say? expr.
şaşkınlıktan ağzım bir karış açık kaldı my jaw hit the floor expr.
tadı damağımda kaldı I still remember its delicious taste expr.
telefonum masada kaldı I left my phone on the table expr.
Automotive
geçti/kaldı standartları pass/fail standards i.