kontrol altında - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

kontrol altında



"kontrol altında" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 8 sonuç

Türkçe İngilizce
General
kontrol altında under control zf.
kontrol altında in hand zf.
kontrol altında in check zf.
kontrol altında in line expr.
Colloquial
kontrol altında sorted (out) s.
Idioms
kontrol altında under tow s.
kontrol altında well in hand s.
Slang
kontrol altında froody s.

"kontrol altında" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 119 sonuç

Türkçe İngilizce
General
nazikçe kontrol altında tutma snaffle i.
kontrol altında tutmak kept down f.
kontrol altında tutmak keep under control f.
kontrol altında tutmak stake in f.
kontrol altında tutmak keep a tight rein on f.
kontrol altında tutmak keep down f.
kontrol altında tutmak keep something in check f.
kontrol altında olmak be under control f.
kontrol altında tutmak discipline f.
kontrol altında tutmak get under control f.
(sinirini vb) kontrol altında tutmak choke back f.
(sinirini vb) kontrol altında tutmak choke off f.
(sinirini vb) kontrol altında tutmak choke-down f.
durumu kontrol altında tutmak handle the situation f.
kontrol altında-olmamak not be under control f.
kontrol altında tutmak control f.
kontrol altında tutmak check f.
kontrol altında tutmak leash f.
kontrol altında tutmak bind f.
(bir yerden çıkması gereken şeyi) kontrol altında tutmak hush f.
kontrol altında tutmak contain f.
kontrol altında tutmak sneb [dialect] [uk] f.
kontrol altında tutmak snib [dialect] [uk] f.
(gücünü kontrol altında tutmak için) var gücü ile yarışmamak stall [obsolete] f.
kontrol altında tutmak still f.
askeri kontrol altında olmayan demilitarised s.
kontrol altında tutan disposing s.
askeri kontrol altında olmayan demilitarized s.
kontrol altında tutulamayan unrestrainable s.
kontrol altında tutulabilir restrainable s.
kontrol altında tutulmayan unhampered s.
bilinçli kontrol altında olan volitional s.
kontrol altında tutan imperative s.
kontrol altında tutan custodial s.
kontrol altında tutulan subjected s.
kontrol altında tutulan sure [obsolete] s.
sermayesiz olarak baskı veya kontrol altında on a string zf.
baskı veya kontrol altında on a string zf.
kontrol altında tutarak disposingly zf.
Phrasals
harcamaları kontrol altında tutmak keep something down f.
kontrol altında tutmak pull in f.
Colloquial
sürekli çevresindeki insanları kontrol altında tutmaya çalışan kimse control freak i.
sürekli çevresindeki insanları kontrol altında tutmaya çalışan kimse control freak i.
Idioms
duygularını kontrol altında tutma a grip on oneself i.
durumu/olayları kontrol altında tutma a steady hand on the tiller [uk] i.
durumu sakin ve güvenilir bir şekilde kontrol altında tutma/kontrol altına alma a steady hand on the tiller [uk] i.
(birini/bir şeyi) kontrol altında tutma a tight rein on (someone or something) i.
durumu kontrol altında tutmak have a steady hand on the tiller f.
durumu kontrol altında tutmak have a firm hand on the tiller f.
(birini) sıkı kontrol altında tutmak keep (a person) on a short leash f.
duygularını kontrol altında tutmaya çalışmak bite one's lip f.
duygularını kontrol altında tutmak hold one's emotions in check f.
duygularını kontrol altında tutmaya çalışmak bite one's lips f.
kontrol altında tutmak hold someone in check f.
kontrol altında tutmak keep a lid on f.
kontrol altında olmak be well in hand f.
kontrol altında tutmak keep on point f.
kontrol altında olmak be in the driver's seat f.
kontrol altında tutmak hold in check f.
kontrol altında tutmak keep someone in check f.
kontrol altında olmak be in the driving seat f.
(güçlü bir duyguyu) kontrol altında tutmak keep something bottled up f.
kendini kontrol altında tutmak get a hold on yourself f.
kendini kontrol altında tutmak take a hold on yourself f.
kendini kontrol altında tutmak get a grip on yourself f.
kendini kontrol altında tutmak take a grip on yourself f.
(birini/bir şeyi) kontrol altında tutmak have a tight rein on (someone or something) f.
(birini) sıkı denetim/kontrol altında tutmak have (someone) under (one's) thumb f.
kendini kontrol altında tutmak keep one’s head right f.
kontrol altında olmak be in hand f.
sıkı kontrol altında tutulmak be kept on a short leash f.
sıkı kontrol altında tutulmak be kept on a tight leash f.
sıkı kontrol altında olmak be on a short leash f.
sıkı kontrol altında olmak be on a tight leash f.
birini sürekli kontrol altında tutmak be on someone's shoulder f.
duygularını kontrol altında tutmaya çalışmak bite your lip f.
bir şeyi kontrol altına almak/kontrol altında tutmak bring/get/keep something under control f.
(kendini) kontrol altında tutmak get a grip of (oneself) f.
kendini kontrol altında tutmak get/take a grip/hold on yourself f.
bir şeyi kontrol altında tutmak have one's hand in something f.
(birini/bir şeyi) kontrol altında tutmak hold (someone or something) in check f.
(birini/bir şeyi) kontrol altında tutmak keep (someone or something) in check f.
(birini/bir şeyi) kontrolü/kontrol altında tutmak keep (someone or something) under (one's) control f.
kontrol altında tutmak keep in check f.
(bir şeyi) kontrol altında tutmak keep the lid on (something) f.
birini/bir şeyi kontrol altında tutmak/altına almak keep somebody/something in check f.
birini/bir şeyi kontrol altında tutmak/altına almak hold somebody/something in check f.
(birini) kontrol altında tutmak stay on top of (someone or something) f.
protestoları kontrol altında tutmak sit on the lid f.
sıkı kontrol altında on a tight leash expr.
sıkı kontrol altında on a short lead [uk] expr.
sıkı kontrol altında on a tight lead [uk] expr.
sıkı kontrol altında ona a short leash expr.
Speaking
her şey kontrol altında it's all under control expr.
her şey kontrol altında everything is under control expr.
Trade/Economic
kontrol altında bulundurulan ekonomik sistem managed economy i.
kontrol altında tutulan para managed money i.
kontrol altında bulunan şirket controlled company i.
rekabeti önlemek için fiyatları kontrol altında tutan tüccarlar birliği pool i.
ithalatın kontrol altında tutulup sermaye ihracının düşürüldüğü bir ekonomi modeli siege economy i.
enflasyonu kontrol altında tutmak keep inflation under control f.
Politics
federal kontrol altında olma federalisation i.
federal kontrol altında olma federalization i.
Technical
kontrol altında tutmak police f.
Textile
kontrol altında tutmak handle f.
Aeronautic
uçuş kontrol sisteminde uçağın gittiği yolun navigasyon ekipmanından gelen sinyallerle kontrol altında tutulduğu mod navigation mode i.
kontrol altında işlem controlled process i.
Medical
göz içi basıncını azaltarak glokom hastalığını ve oküler hipertansiyonu kontrol altında tutan bir prostaglandin analoğu latanoprost i.
durumu kontrol altında olan hasta stable patient i.
Psychology
kişilerin iş yeri gibi yakın çevrelerini güvende, rahat veya her şey kontrol altında gibi hissettikleri şekilde ayarlaması eğilimi nesting i.
Breeding
otlak hayvanlarını kontrol altında tutmak için kullanılan halat lariat i.
Environment
kontrol altında tutulan alan controlled area i.
Military
paraşütlü birlikler veya hava saldırısı kuvvetleri tarafından korunan düşman veya düşman kuvvetlerince kontrol altında tutulan alan airhead i.
Sport
(buz hokeyinde) pakı sürerek kontrol altında tutmak stickhandle f.
Archaic
kontrol altında tutan imperatory s.
Slang
çok hareketli ve kontrol altında tutulamayan hell on wheels expr.
her şey kontrol altında she's jake expr.
her şey kontrol altında everything's jake expr.
her şey kontrol altında mı? is everything jake? expr.