large - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

large

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"large" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 54 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
large s. iri
large s. geniş
large s. büyük
General
large i. özgürlük
large i. bağımsızlık
large i. 24 inçe 19 inçlik bir mukavva ölçüsü
large s. çok
large s. bol
large s. enlice
large s. kapı gibi
large s. okkalı
large s. kocaman
large s. büyücek
large s. koca
large s. büyük
large s. büyük (servet)
large s. kalabalık (aile)
large s. cömert
large s. alicenap
large s. kaba
large s. bayağı
large s. kendini beğenmiş
large s. abartılı
large s. övüngen
large s. bol
large s. fazla
large s. kapsamlı
large s. rahat
large s. üstünde baskı olmayan
large s. böbürlenen
large s. kendini öven
large zf. bol bol
Colloquial
large s. balaban
Technical
large i. büyük hazne
Marine
large i. rüzgarı kemere gerisinde kullanarak yapılan seyir
large f. (rüzgarın) geminin kıç tarafından esecek şekilde yönü değişmek
large s. açık ve elverişli (hava)
large s. pupadan gelen (rüzgar)
large s. uygun yönden esen
large zf. pupa yelken
Mining
large i. cevheri bulunan kaya katmanı
large i. damar
large i. maden damarı
Printing
large zf. büyük harflerle
large zf. kalın harflerle
Music
large i. ölçekli notasyondaki en uzun nota
Ottoman Turkish
large i. cesamet
large s. kallavi
large s. külliyetli
large s. mebzul
large s. cesim
Archaic
large s. çok az kısıtlamaya sahip
large s. özgürlüğe büyük ölçüde izin veren
Slang
large i. bin dolar

"large" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
General
large mass i. geniş kitle
a large wrasse i. labros
large amount i. çok miktar
large saw i. hızar
large dictionary i. kamus
large intestine i. göden
large nomad tent i. oba
large poodle i. büyük fino
large scale integrated circuit i. büyük ölçüde bütünleşik devre
a large carp i. sarıbalık
large mortar i. dibek
large diameter i. büyük çap
large rowboat i. patalya
large scale computer i. büyük ölçekli bilgisayar
large cave i. kulyuç
large closet for bedding i. yüklük
large chemical company i. büyük kimya firması
large basket i. küfe
large metal plop i. kotan
a large bonito i. akyabalığı
a large white falcon i. şahbaz
large ears i. kepçekulak
large scale i. büyük ölçek
large store i. mağaza
large intestine i. bumbar
a large crowd of reporters i. medya ordusu
large estate i. malikane
large calorie i. bol kalori
large coffee house i. gazino
large intestine i. kalınbağırsak
a large proportion of the profits i. karın büyük bir bölümü
large cupboard for bedding i. yüklük
very large scale integration i. çok büyük boyutta integrasyon
large knot i. büyük budak
large earthquake i. büyük deprem
large earthenware jar i. küp
large number i. büyük sayı
large fishing net i. ablatya
large civet i. büyük kedi
large plow i. kutan
large format film i. geniş film
a large body of water i. derya
large gunboat i. topçeker
large commercial building i. han
a large medlar i. beşbıyık
large bluefish i. kofana
large integer i. çok büyük tamsayı
large deep copper dish i. lenger
large order i. büyük sipariş
criminal still at large i. hapishane kaçkını
large bath towel i. silecek
large leather saddlebag i. hurç
large printed kerchief i. çember
large room i. koğuş
rib bones of a large fish i. gelmiç
large type books i. büyük harfli kitaplar
large shuttle i. mengeç
large bowel i. kalın bağırsak
large discount i. büyük indirim
large order i. zor mesele
large order i. yüklü sipariş
large order i. zor iş
large majority i. büyük çoğunluk
a large crowd of faces i. insan kalabalığı
the large part of i. büyük bölümü
the large part of i. büyük kısmı
large breasts i. büyük göğüsler
large project i. büyük proje
large turnout i. yoğun katılım
large industry i. büyük sanayi
large amount i. büyük miktar
large circle i. geniş daire
large fleet i. geniş filo
large vehicle i. geniş araç
large level of participation i. rekor seviyede katılım
large part of the year i. yılın büyük bölümü
extra-large shirt i. battal boy gömlek
large yellow lady's-slipper i. hanım pabuç otu
large-sized pea i. araka
large yellow lady's-slipper i. venüs çarığı
xx-large i. battal boy
xx-large i. battal beden
xx-large i. xx-büyük
large assortment i. zengin mal çeşitleri
large factory i. büyük fabrika
large plant i. büyük fabrika
a large section of the community i. toplumun geniş bir kesimi
a large section of the community i. toplumun geniş kesimi
a large segment of the society i. toplumun geniş bir kesimi
a large segment of the society i. toplumun geniş kesimi
large mass of people i. geniş halk kitlesi
large-scale excavation work i. geniş kazı çalışması
large vocabulary i. zengin kelime dağarcığı
large vocabulary i. zengin dağarcık
large penis i. büyük penis
large envelope i. büyük zarf
large cake i. büyük pasta
large variability i. geniş değişkenlik
suspect at large i. kaçak zanlı
large/lower intestine i. kalın bağırsak
large bottle i. büyük şişe
large fall i. büyük düşüş
a large industrial installation i. büyük bir sanayi tesisi
wealth on a large scale i. büyük çapta zenginlik
a large staff i. zengin kadro
a large staff i. geniş kadro
large quantity i. büyük miktar
a kind of large handkerchief i. yağlık
large pizza i. büyük pizza
large pizza i. büyük boy pizza
large blow i. büyük darbe
large appliance i. beyaz eşya
large-heartedness i. cömert ruhluluk
large-heartedness i. iyi kalplilik
large-heartedness i. cömertlik
large-heartedness i. eli açıklık
large-heartedness i. bonkörlük
large-heartedness i. gönlü zengin olma
large [obsolete] i. eli açıklık
large [obsolete] i. cömertlik
large person i. iri yarı kimse
large person i. ortalama birinden daha iri kimse
common at large i. herhangi bir toprak mülkiyetine bağlı bulunmayıp bağımsız olan ve devredilmesi için tapu gereken arazi parçası
loom large in f. ağır basmak
loom large in f. önemli bir yeri olmak
bulk large f. büyük görünmek
talk large f. büyük konuşmak
grow large f. irileşmek
make large f. irileştirmek
set someone at large f. bir mahpusu serbest bırakmak
be at large f. kayıplara karışmak
loom large f. gözünde büyümek
spread on a large area f. geniş alana yayılmak
reach the large masses f. geniş kitlelere ulaştırmak
reach the large masses f. geniş kitlelere ulaşmak
reach large masses f. geniş kitlelere duyurmak
find a large market f. büyük sürüm imkanı bulmak
ask someone to take a large risk f. birinden büyük bir riske girmesinii istemek
remain at large f. kayıp olmak
remain at large f. sırra kadem basmak
remain at large f. hala/henüz yakalanmamış olmak
remain at large f. kayıplara karışmak
gather together in large numbers f. kalabalıklar halinde toplaşmak
ask someone to take a large risk f. birinden büyük bir riske girmesini istemek
donate large sums of money f. büyük meblağlar bağışlamak
spread a large clew f. çok sayıda yelken taşımak
spread a large clew f. etkileyici görünmek
large and small s. irili ufaklı
large scale s. büyük ölçekli
large enough s. yeterince geniş
as large as life s. doğal büyüklükte
as large as life s. sapasağlam
at large s. ortada dolaşan
somewhat large s. büyütken
a large amount of s. çok miktarda
large and clumsy s. battal
large leafed s. geniş yapraklı
at large s. özgür
having large grains s. devedişi
as large as s. kadar geniş
large and strong s. aygır gibi
somewhat large s. büyükçe
large sized s. büyük beden
at large s. kanundan kaçan
sort of large s. irice
at large s. kaçak
a large quantity of s. çok miktarda
at large s. serbest
large scaled s. geniş çaplı
large scaled s. büyük ölçekli
too large s. çok büyük
large-sized s. büyük boy
large-minded s. geniş fikirli
large-scaled s. büyük ölçekte
large-handed s. eli açık
large-scale s. büyük
large-hearted s. iyi kalpli
large-hearted s. halden anlayan
large-minded s. geniş görüşlü
large-grained s. iri taneli
large-scale s. büyük ölçekli
a large number of s. çok sayıda
very large s. çok geniş
too large s. çok geniş
rather large s. oldukça büyük
quite large s. oldukça büyük
in a large number of s. çok sayıda
a large variety s. çok çeşitli
at-large s. bütünüyle temsil eden
at-large s. tamamıyla ilgili
large-handed s. cömert
large-hearted s. cömert ruhlu
large-hearted s. iyi kalpli
large-minded s. hoşgörülü
large-mouthed s. geniş ağızlı
large-mouthed s. büyük ağızlı
large-scale s. büyük çapta
large-size s. büyük
large-size s. geniş
large-size s. büyük beden
large-size s. geniş beden
large-souled s. cömert
large-souled s. iyi yürekli
large-souled s. iyi kalpli
large-acred s. çok geniş arazilere sahip olan
large-acred s. hektar hektar arazisi olan
large-headed s. kafası büyük olan
large-headed s. büyük başlı
large-headed s. geniş başlı
medium-large s. en büyük olmayıp oldukça büyük olan
writ large s. büyütülmüş
writ large s. büyük ölçekte
writ large s. büyük boyutta
large and sturdy s. müheykel
by and large zf. genellikle
in large flakes zf. lapa lapa
at large zf. genellikle bütün ayrıntılarıyla
at large zf. genellikle
by a large majority zf. oy çokluğu
at large zf. bütünüyle
in large part zf. geniş ölçüde
in the large zf. bütün kapsamı ile
on a large scale zf. büyük ölçüde
in large zf. bütünüyle
on a large scale zf. büyük çapta
to a large extent zf. büyük ölçüde
on a large scale zf. geniş ölçüde
by and large zf. genel olarak
at large zf. bütün ayrıntılarıyla
in large crowds zf. alay alay
at large zf. tamamen
by a large majority zf. oy çokluğu ile
in large scale zf. büyük ölçekte
in large quantities zf. büyük miktarlarda
in large measure zf. büyük ölçüde/oranda
to a large extent zf. büyük oranda
at large zf. genel olarak
at large zf. ayrıntılı olarak
at large zf. etraflıca
to a large extent zf. büyük ölçüde/çapta
on a large scale zf. büyük ölçekte
lp (large paper) kısalt. büyük sayfa
lp (large post) kısalt. büyük posta
Phrases
large spectrum of expr. çeşitli sayıda
large spectrum of expr. çok miktarda
large spectrum of expr. çok sayıda
a large number expr. çok sayıda
large spectrum of expr. geniş yelpazeli
large spectrum of expr. geniş bir yelpazede
people at large expr. genellikle herkes
by a large majority expr. oy çokluğuyla
a large number expr. önemli oranda
of large amount expr. yüksek montanlı
of large amount expr. yüksek miktarda
of large amount expr. yüksek miktarlı
Proverb
a little stone may upset a large cart ummadık taş baş yarar
Colloquial
have it large [uk] f. dağıtmak
have it large [uk] f. kendini eğlenceye vermek
have it large [uk] f. eğlencenin dibine vurmak
large it f. içip dağıtmak
large it f. içip eğlenmek
large it f. eğlencenin dibine vurmak
large it f. kendini eğlenceye vermek
large it f. dağıtmak
very large s. faraş gibi
in large part expr. büyük bir bölümü/kısmı
by and large expr. genel anlamda
for a large portion of my life expr. hayatımın büyük bir bölümünde
at large expr. hapisten kaçmış
by and large expr. genelde
in large part expr. neredeyse tamamı
large it [uk] expr. eğlencenin dibine vuralım
large it [uk] expr. çalsın sazlar oynasın kızlar
large it [uk] expr. ver coşkuyu
Idioms
large order i. zor istek/iş
large order i. zor görev
a small cog in a large machine i. çarkın ufak dişlisi
a small cog in a large machine i. okyanustaki damla gibi olma
large adult son i. ergen gibi davranan kazık kadar adam
large adult son i. küçülmüş de büyümüş adam
large adult son i. yaşının adamı olmayan adam
the world at large i. bütün dünya
the world at large i. dünyanın tümü
living large i. lüks hayat/yaşam
be (a bit) on the large side f. ağır/kilolu gibi durmak/gözükmek (bir şeyin ya da bir kimsenin ağırlığının kestirilemediğini belirten ifade)
talk large f. büyük konuşmak
loom large f. büyük önem taşımak
play a large part in something f. büyük bir rol oynamak
loom large f. çok önemli olmak
come out in large numbers f. çok sayıda gelmek
loom large on the horizon f. gelecekte büyük önem arz edecek şekilde belirmek
large it up f. içip dağıtmak
live large f. lüks yaşamak
live large f. lüks içinde yaşamak
come out in large numbers f. sürüler halinde gelmek
loom large on the horizon f. (ufukta) ciddi bir olasılık olarak belirmek
be/make a (big, large, great) hit with somebody f. (biri) tarafından (çok) beğenilmek
be/make a (big, large, great) hit with somebody f. (birileri) arasında (büyük) bir hit olmak
give it large [uk] f. dağıtmak
give it large [uk] f. eğlenceye vermek
give it large [uk] f. eğlencenin dibine vurmak
give it large [uk] f. hakaret etmek
give it large [uk] f. sözlü tacizde bulunmak
give it large [uk] f. şiddetle/abartılı şekilde ikaz etmek
give it large [uk] f. yükselmek
give it large [uk] f. sesini yükseltmek
give it large [uk] f. çıkışmak
give it large [uk] f. övünmek
give it large [uk] f. böbürlenmek
give it large [uk] f. iftihar etmek
give it large [uk] f. yüceltmek
give it large [uk] f. etkilemeye çalışmak
give it large [uk] f. göz doldurmak
have it large [uk] f. dağıtmak
have it large [uk] f. kendini eğlenceye vermek
have it large [uk] f. eğlencenin dibine vurmak
play a large role (in something) f. (bir şeyde) büyük bir rol oynamak
play a large role (in something) f. (bir şeyde) önemli bir rol oynamak
be (a bit) on the large side f. (biraz) büyük gibi olmak/durmak
play a large part f. büyük bir rol oynamak
play a large part f. büyük rolü/etkisi olmak
a small cog in a large machine expr. büyük bir işin ya da örgütün olmazsa olmaz ama çok önemli olmayan bir parçası
a small cog in a large machine expr. çalışmada çok küçük bir payı olan kimse
a small cog in a large machine expr. sistemin işlemesini sağlayan önemsiz kişi
a small cog in a large machine expr. büyük makinedeki küçük dişli
a small cog in a large wheel expr. büyük bir işin ya da örgütün olmazsa olmaz ama çok önemli olmayan bir parçası
a small cog in a large wheel expr. çalışmada çok küçük bir payı olan kimse
a small cog in a large wheel expr. sistemin işlemesini sağlayan önemsiz kişi
a small cog in a large wheel expr. büyük makinedeki küçük dişli
writ large expr. apaçık
writ large expr. belirgin
as large as life and twice as ugly expr. birdenbire/bir anda (belirme)
writ large expr. bariz
as large as life expr. bizzat
out in large numbers expr. bir sürü
in large part expr. çoğunlukla
in large part expr. geniş ölçüde
as large as life expr. kesin
as large as life expr. ta kendisi (bir de ne göreyim/tam karşımda/gelmiş)
large as life expr. ta kendisi
a little stone can upset a large cart expr. ummadık taş baş yarar
at large expr. bol miktarda
at large expr. belirli bir ülkeye atanmamış
at large expr. ulusu, eyaleti veya bölgeyi bir bütün olarak temsil eden
large as life expr. kanlı canlı
by and large expr. her şey düşünüldüğünde
by and large expr. her şey göz önüne alındığında
by and large expr. bütününe/bütün olarak bakıldığında
Speaking
do you have this in large? expr. bunun large'ı var mı?
do you have this in large? expr. bunun büyük boyu var mı?
we are a large faimly expr. biz büyük bir aileyiz
elephants have large ears expr. fillerin büyük kulakları vardır
Trade/Economic
large salary i. dolgun maaş
large amount of savings i. büyük miktarda birikim
large company i. büyük şirket
large-scale production i. büyük ölçekli üretim
large-dollar payments system i. büyük miktarlı ödeme sistemleri
large and small caps i. büyük ve küçük şirket yatırım fonları
a large pay-rise i. büyük maaş zammı
large amount of money i. büyük meblağ
large lot i. büyük parti
large taxpayer units i. büyük mükellef birimleri
large manufacture i. büyük ölçekli üretim
large-size taxpayers i. büyük mükellefler
large scale systems i. büyük ölçekli sistemler
large sum (of money) i. büyük meblağ
large-denomination time deposits i. büyük miktarlı standart vadeli mevduat hesapları
large taxpayer office (lto) i. büyük mükellefler vergi dairesi
large investor i. büyük yatırımcı
large-scale economies i. büyük ölçekli ekonomiler
large sum of money i. büyük meblağ
large scale production i. büyük ölçekli üretim
law of large numbers i. büyük sayılar yasası
large-scale factories i. büyük ölçekli fabrikalar
law of large numbers i. büyük sayılar kanunu
large stock i. geniş stok
large storage areas i. geniş depolama alanları
large product range i. geniş ürün gamı
large service network i. geniş hizmet ağı
large storage areas i. geniş depolama sahaları
large float i. halkın elinde bol olan hisse senetleri
creditor at large i. teminatsız alacaklı
large trade volume i. yüksek ticaret hacmi
large production capacity i. yüksek üretim kapasitesi
large trade capacity i. yüksek ticaret hacmi
statues at large i. yürürlükteki kanunlar
large cap i. büyük miktarda işletme sermayesine sahip şirket
have a large customer base f. büyük bir müşteri hacmine sahip olmak
have a large customer base f. müşterisi bol olmak
find a large sale f. seri sürüm imkanı bulmak
large-cap s. önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlere ait
large-cap s. önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketler ile ilişkili
large-cap s. önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonlarına ait
large-cap s. önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonları ile ilişkili
large-cap s. hisselerinin toplam piyasa değeri en az beş milyar dolar olan anonim şirketlere ait
large-capitalisation s. önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlere ait
large-capitalisation s. önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketler ile ilişkili
large-capitalisation s. önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonlarına ait
large-capitalisation s. önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonları ile ilişkili
large-capitalisation s. hisselerinin toplam piyasa değeri en az beş milyar dolar olan anonim şirketlere ait
large-capitalization s. önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlere ait
large-capitalization s. önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketler ile ilişkili
large-capitalization s. önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonlarına ait
large-capitalization s. önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonları ile ilişkili
large-capitalization s. hisselerinin toplam piyasa değeri en az beş milyar dolar olan anonim şirketlere ait
at large expense expr. büyük masrafla
on a large scale expr. büyük ölçüde
on a large scale expr. büyük ölçekte
on a large scale expr. geniş ölçüde
Law
law of large numbers i. büyük adetler kanunu
statutes at large i. yürürlüğe giren kanunlar
statutes at large i. yürürlükteki kanunlar
Politics
large conferences i. büyük konferanslar
large commodity producer i. büyük emtia üreticisi
large taxpayer unit i. büyük vergi mükellefleri birimi
large exposure i. büyük risk
large employer offices i. büyük işveren ofisleri
delegate-at-large i. doğal delege
at-large delegate i. doğal delege
large influx of refugees i. mültecilerin kitlesel sığınması
ambassador-at-large i. özel yetkili büyükelçi
ambassador at large i. özel elçi
international commission on large dams i. uluslararası büyük barajlar komisyonu
electors at large i. parlamento üyeleri
electors at large i. ülkenin bir bölümünü değil, tamamını temsil etmek üzere seçilmiş temsilciler
congressman-at-large i. bütün bir eyalet oyu ile seçilen abd temsilciler meclisi üyesi
congressman-at-large i. bir eyaleti tamamen temsil eden milletvekili
large-scale s. geniş kapsamlı
Institutes
department of large and small ruminant breeding i. büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık daire başkanlığı
ınternational commission on large dams (ıcold) i. uluslar arası büyük barajlar komisyonu
Tourism
large tomb i. kümbet
Media
editor-at-large i. bağımsız/serbest editör/yazar
large circulation i. yüksek tiraj
with large circulation s. yüksek tirajlı
Technical
large adjustable spanner i. ayarlı pense
coaxial double ring test on flat specimens with large test surface areas i. büyük deney yüzey alanlı düz deney parçalarında aynı eksenli çift halka deneyi
large panel i. büyük pano
large-scale integration i. büyük çapta tümleşme
extra large press i. büyük pres
flat specimen with large test surface area i. büyük yüzey alanlı düz deney numunesi
large diameter ball i. büyük çaplı bilya
large city i. büyük kent
large dam i. büyük baraj
ldh (large diameter hose) i. büyük çaplı hortum
large tent i. büyük çadır
large bell hopper i. büyük çan hoperi
large-scale process and production i. büyük ölçekli proses ve üretim
large city i. büyük şehir
large slab i. büyük kesitli yassı kütük
large bell i. büyük çan
law of large numbers i. büyük sayılar yasası
large scale integration i. büyük çapta tümleşim
large-core multimode fibres i. büyük özlü çok yönlü lifler
large-scale computer i. büyük ölçekli bilgisayar
large calorie i. büyük kalori
large-scale process and production i. büyük hacimli proses ve ürün
large-panel production i. büyük boy pano üretimi
large area composite structure repair i. büyük alanlı karma yapı onarımı
large door-leaf i. büyük kapı kanadı
large format i. büyük boyut
law of large numbers i. büyük sayılar kuralı
large diameter i. büyük çap
large-surface form panel i. büyük yüzeyli kalıp panosu
very large-scale integration i. çok büyük çapta tümleşme
very large scale integration i. çok büyük çapta tümleşim
extra large series i. çok geniş seriler
large series i. geniş seriler
large angle bounday i. geniş açılı sınır
large-screen television projector i. geniş ekranlı televizyon göstericisi
large scale integration i. geniş tümleşim
large-scale integration i. geniş ölçekli tümleşme
large headed nail i. geniş başlı çivi
large-angle convergent beam electron diffraction i. geniş açılı gelenışınlı elektron kırınımı
large scale integration i. geniş ölçekte tümleşme
large ignition source i. geniş/büyük yakma kaynağı
large screen television projector i. geniş ekranlı televizyon göstericisi
large scale test i. geniş kapsamlı deney
large opening i. geniş açıklık
large angle grain boundary i. geniş açılı tane sınırı
large-particle composite i. iri parçacıklı karma
large shingle i. iri çakıl
large-particle composite i. iri parçacıklı kompozit
large grain graphite i. iri taneli grafit
large grain extruded graphite i. iri taneli sıkma grafit
large pebbles i. iri çakıl
large form shutters i. kalıp panoları
large shingle i. kaba çakıl
large pebbles i. kaba çakıl
large unprotected power and control cables i. korumasız büyük enerji ve kumanda kabloları
large diameter ball i. küçük çaplı bilya
normal and large series i. normal ve geniş seriler
ordinary large container i. normal büyük kap
asymptotic stability in the large i. sonuşmazdaki genel kararlılık
large transportable vacuum insulated vessel i. taşınabilir vakum yalıtımlı büyük kap
extra large press i. tv ekran presi
slsi (super-large-scale integration) i. süper geniş ölçekli tümleşim
atacama large millimeter array i. atacama büyük milimetre dizisi
large scale s. büyük boyutlu
large scale s. büyük ölçekli
large-scale s. büyük ölçekli