make way - Türkçe İngilizce Sözlük

make way

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"make way" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 8 sonuç

İngilizce Türkçe
Genel
make way f. yol açmak
make way f. yol vermek
make way f. geçmesine izin vermek
make way f. girmesi için yer açmak
make way f. kenara çekilmek
make way f. ilerletmek
make way f. ilerleme kaydetmek
Deyim
make way yol almak

"make way" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 71 sonuç

İngilizce Türkçe
Genel
make way for f. yol açmak
Geographical fragmentation will make way for economic fragmentation.
Coğrafi parçalanma ekonomik parçalanmaya yol açacaktır.

More Sentences
make one's way f. başarılı olmak
make one's way f. ilerlemek
make way for f. yol vermek
make one's way f. ileri gitmek
make one's way f. yolunu tutmak
make a living the hard way f. ekmeğini taştan çıkarmak
find a way to make (something illegal) look legal f. kitabına uydurmak
make money for oneself in a dishonest way f. dürüst olmayan yollarla para kazanmak
make a decision one way or the other f. öyle ya da böyle bir karara varmak
make way! ünl. destur
Deyim
make one's own way f. kendi yolunu çizmek
make one's way along something f. bir şeyin yanından (yavaşça/dikkatlice) geçmek
make one's way back to something f. (dönüş) yolunu bulmak
make one's way in the world f. (hayatta) (kendi başına) başarılı olmak/başarmak
make one's way through something f. (ağaçlık/sazlık vb) arasından dikkatle ve ağır ağır ilerlemek
make one's way through something f. bir yerden başlayarak hareket etmek
make way for something f. alan/yer yaratmak
make one's way f. kendi çabalarıyla başarılı olmak
make way with f. ortadan kaldırmak
make way with f. hakkından gelmek
make one's way f. mesleğinde tutunmak
make way with f. harcamak
make way with f. yok etmek
make way with f. saçmak
make way with f. silip süpürmek
make way with f. ortadan kaldırmak
make way with f. yiyip bitirmek
make way with f. araklamak
make way with f. tüketmek
make the best of one's way [brit] f. elinden geldiğince hızlı gitmek
make your way (to/towards something) f. (bir şeye/birine) doğru gitmek/yol almak
make your way (to/towards something) f. (bir şeye/birine) doğru ilerlemek
make (one's) way to (something or some place) f. (bir şeye/birine) doğru gitmek/yol almak
make (one's) way to (something or some place) f. (bir şeye/birine) doğru yönelmek
make your way (to/towards something) f. (bir şeye/birine) doğru yönelmek
make (one's) way toward (something or some place) f. (bir şeye/birine) doğru ilerlemek
make (one's) way toward (something or some place) f. (bir şeye/birine) doğru gitmek/yol almak
make (one's) way toward (something or some place) f. (bir şeye/birine) doğru yönelmek
make (one's) way to (something or some place) f. (bir şeye/birine) doğru ilerlemek
make (one's) way through f. titizlikle ilerlemek
make (one's) way through f. arasından dikkatle ve ağır ağır ilerlemek
make (one's) way in (something) f. (mesleğinde) tutunmak
make (one's) way through f. dikkatlice ilerlemek
make (one's) way in (something) f. (bir şeyde) ilerlemek
make (one's) way in (something) f. (bir alanda) başarı elde etmeye çalışmak
make (one's) way in (something) f. (bir şeyde) yolunu tutmak
make (one's) way through f. özenle yol kat etmek
make (one's) way in (something) f. (bir alanda) kariyer yapmak
make (one's) way in (something) f. (bir şeyde) kendi çabalarıyla başarılı olmak
make (one's) way back (to something or some place) f. yavaş yavaş (bir şeye/bir yere) geri dönmek
make (one's) way back (to something or some place) f. yavaş yavaş (bir şeye/bir yere) dönmek
make (one's) way in (something) f. (bir şeyde) yol almak
make (one's) way through f. konsantre şekilde ilerlemek
make (one's) way in (something) f. (bir şeyde) başarılı olmak
make (one's) way in (something) f. (bir şeyde) kendi yolunu çizmek
make way for (someone or something) f. (birine/bir şeye) yol vermek
make your way f. doğru ilerlemek
make way for (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) yolundan çekilmek
make way back f. (dönüş) yolunu bulmak
make your way in something f. bir şeyde başarılı olmak
make way along f. yanından geçmek
make your way in something f. bir işte başarılı olmak/ilerlemek
make your way f. doğru yönelmek
make way in the world f. (hayatta) (kendi başına) başarılı olmak/başarmak
make your way in something f. bir şeyde ilerlemek
make your way in something f. bir şeyde yol kat etmek
make your way f. doğru gitmek/yol almak
make way for (someone or something) f. (birine/bir şeye) yol açmak
make your way in something f. bir işte/şeyde bir yere gelmek
Denizcilik
make stern way f. tornistan yapmak