middle - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

middle

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"middle" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 58 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
middle i. orta
General
middle i. orta kısım
middle i. orta yer
middle i. bir dizi bölümden oluşan bir şeyin iki uç bölümü dışında kalan kısmı
middle i. iç kesim
middle i. diğerleri arasındaki konum
middle i. diğerleri tarafından çevrili olan konum
middle i. orta yer
middle i. insan vücudunun orta kısmı
middle i. bel
middle i. gemi geçiş yolunda yer alan ve her iki tarafında kanal bulunan sığlık
middle i. orta terim
middle i. mukavvanın orta veya iç katmanını veya katmanlarını oluşturan ve genellikle düşük kaliteli olan malzeme
middle i. baş makale kadar önemi olmayıp gazetelerde veya haftalık yayınlarda basılan veya basılmaya uygun, popüler veya hafif içerikli edebi deneme veya makale
middle f. ortalamak
middle f. ortaya yerleştirmek
middle f. ortadan ikiye katlamak
middle s. vasat
middle s. ortanca
middle s. vasati
middle s. ara
middle s. aradaki
middle s. ortadaki
middle s. ılımlı
middle s. mutedil
middle s. ortayolcu
middle s. itidalli
middle s. önceki ve sonraki arasında bulunan
middle s. üst ve alt arasında bulunan
middle s. merkezi
Trade/Economic
middle s. telif fiyatı ile satış fiyatının ortasında yer alan (londra menkul kıymetler borsası fiyatı)
Politics
middle i. gerici ve muhafazakar bakış açısı ile liberal ve radikal bakış açısı arasında kalan politik görüş
middle i. uçlarda olmayan siyasi görüşleri ve politikaları benimseyenler
Industry
middle s. plan ve uygulamaların idare ve denetiminden sorumlu (yönetim)
Computer
middle i. göbek adı
middle i. ikinci adı
middle s. ortaya
middle expr. ortada
Textile
middle s. orta miktarda (yün)
middle s. orta uzunlukta (yün)
Medical
middle i. orta kulak tümörleri
Food Engineering
middle i. sucuk zarı olarak kullanılan büyük sığır bağırsağı
middle i. hayvanın asıl gövde kısmı
Agriculture
middle i. yetişmekte olan bitki sıralarının arasındaki zemin
Linguistics
middle i. cümlenin öznesinin hem eylemi gerçekleştirdiği hem de eylemden etkilendiği ifade eden fiil formu veya çatı
middle s. bir dilin veya edebiyatın eski ile yeni veya modern dönemleri arasında bulunan dönemini oluşturan
middle s. cümlenin öznesinin hem eylemi gerçekleştirdiğini hem de eylemden etkilendiğini ifade eden (fiil formu veya çatı)
History
middle s. meksika'nın bilinen en erken kültürüne ait
middle s. meksika'nın bilinen en erken kültürü ile ilişkili
Geography
middle i. new jersey eyaletinde yerleşim yeri
Sport
middle i. (krikette) kalenin orta kazığını koruyan gard
middle i. (kanada futbolunda) ofansif orta çizgi oyuncusu
middle i. (beyzbolda) ikinci kaleci ile kısa topçu arasındaki alan
middle i. orta siklet
middle i. hücum veya savunma düzeninin ortası
middle f. (futbolda) topu kanattan orta sahaya geri getirmek
middle f. (krikette) topa sopanın ortası ile vurmak
Archaic
middle s. aracılık eden

"middle" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
General
middle part i. bağır
middle managers i. orta yöneticiler
middle child i. ortanca
middle income families i. orta gelirli aileler
middle ear i. orta kulak
middle finger i. orta parmak
middle spotted woodpecker i. ortanca ağaçkakan
middle ages i. ortaçağ
the middle ages i. ortaçağ
middle class i. orta tabaka halk
middle aged men i. orta yaşlı erkekler
middle term i. mutavassıt
middle level i. orta derece
middle of the back i. bel
the middle west i. abd'nin orta bölgesi
middle america i. ingilizce'de meksika ve orta amerika için kullanılan ifade
middle earth i. orta dünya
middle ear i. ortakulak
middle aged women i. orta yaşlı kadınlar
middle juice i. orta şerbet
middle schools i. ortaokullar
middle class women i. orta sınıf kadınlar
middle age i. orta çağ
middle east i. ortadoğu
middle deck i. orta güverte
the middle east i. ortadoğu
middle age i. orta yaş
middle cloud i. orta bulut
the middle (of) i. göbek
middle class men i. orta sınıf erkekleri
middle school i. ortaokul
middle east technical university i. orta doğu teknik üniversitesi
middle class i. orta sınıf
a man of middle height i. orta boylu adam
a man of middle height i. orta boylarda adam
middle height i. orta boy
middle path i. ikisinin ortası
middle path i. ikisi ortası
middle ground i. ikisinin ortası
middle ground i. ikisi ortası
middle way i. ikisinin ortası
middle way i. ikisi ortası
monkey in the middle i. ortada sıçan oyunu
piggy in the middle i. ortada sıçan oyunu
piggy in the middle i. arada kalmış kimse
middle of summer i. yaz ortası
middle of summer i. yazın ortası
middle high german i. 11. ve 15. yüzyıllar arasında konuşulan almanca
middle-school teacher i. ortaokul öğretmeni
upper-middle class i. üst orta sınıf
middle third i. çekirdek
middle third i. ortaüçtebir
middle strip i. orta şerit
middle shot i. orta plan
middle third i. göbek
middle shot i. orta uzak çekim
middle english i. ortaçağ ingilizcesi
middle watch i. gece nöbeti
middle sister i. ortanca kardeş
middle brother i. ortanca kardeş
middle brother/sister i. ortanca kardeş
middle sibling i. ortanca kardeş
young and middle-aged individuals i. genç ve orta yaşlı bireyler
middle shot i. bel çekim
middle adulthood i. orta yaşlılık
middle-aged bachelor i. orta yaşlı bekar
middle-age spread i. orta yaş göbeği
pig in the middle i. ortada sıçan
piggy in the middle i. ortada sıçan
middle-aged spread i. orta yaşlarda görülen vücudun orta kısmında oluşan yağlanma
middle of the desert i. çölün ortası
middle range theory i. orta boy teori
middle range theories i. orta boy teoriler
middle range theory i. orta boy kuram
theories of middle range i. orta boy teoriler
middle-class hotel i. orta sınıf otel
middle lane i. orta şerit
middle eastern arab i. orta doğulu arap
middle east arab countries i. ortadoğu arap ülkeleri
middle east countries i. ortadoğu ülkeleri
middle shelf i. orta raf
middle of your forehead i. alnının ortası
middle of the forehead i. alnının ortası
middle corridor i. orta koridor
bambi (born-again middle-aged biker) i. motosiklet süren, orta yaşlı adam
middle angle i. avuç içimizde bulunan hayali üçgenin açılarından biri
middle child of a family of 5 i. 5 kişilik bir ailenin ortanca çocuğu
middle atlantic states i. orta atlantik eyaletleri
middle atlantic states i. abd'nin doğusunda yer alan, new york, pennsylvania ve new jersey ile genellikle delaware ve maryland'i içeren bölge
middle american i. orta amerikalı
middle american i. orta amerika yerlisi
middle american i. orta amerika'da yaşayan kimse
middle american i. abd'nin orta sınıfına mensup kimse
middle bevy i. on karacadan oluşan sürü
middle bevy i. kırk geyikten oluşan sürü
middle distance i. tablonun, çizimin veya fotoğrafın önplanı ile arkaplanı arasındaki alan
middle distance i. parkurların 400 metre ile 1500 metre arasında değiştiği yarış
middle game i. masa oyunlarında oyunun orta safhası
middle ground i. iki uç arasındaki uzlaşma noktası
middle name i. ikinci ad
middle name i. göbek adı
middle name i. ilk ad ile soyadı arasındaki isim
middle-of-the-roader i. ortayolcu
middle-of-the-roader i. aşırı uçların ortasında duran kimse
middle-of-the-roader i. aşırı uçların ortasını savunan kimse
middle school [obsolete] i. (ingiltere'de) orta sınıftan gelen ailelerin çocukları için bir okul
middle states i. abd'nin doğusunda new york, pensilvanya ve genellikle delaware ve maryland'i kapsayan bir bölge
middle atlantic states i. abd'nin doğusunda new york, pensilvanya ve genellikle delaware ve maryland'i kapsayan bir bölge
middle term i. iki taraflı olan kıyaslama terimi
middle west i. abd'de büyük göller ve mississippi nehri vadisi'nin üst kısmını kapsayan kesin sınırları olmayan bölge
middle westerner i. orta batı'nın yerlisi
middle westerner i. orta batı'da yaşayan kimse
middle youth i. 30 ile 45 yaşları arasında olup orta yaşlı olarak görülmek istemeyen kimse
middle youth i. 30 ile 50'li yaşlar arası
middle youth i. orta yaş
middle-aged man i. 45 ile 65 yaşları arasında olan erkek
middle-earth i. orta dünya
middle-earth i. üst ve alt bölgeler arasında yer alan dünya
middle-earth i. evrenin merkezinde olduğu düşünülen dünya
middle-ground i. bir resmin ön ile arka planı arasındaki kısmı
play both ends against the middle f. kendi çıkarı için başkalarını birbirine düşürmek
divide down the middle f. ikiye bölmek
reach the middle f. ortalamak
play both ends against the middle f. ikili oynamak
find a middle course f. orta yol bulmak
meet in the middle f. ortak bir noktada anlaşmak
meet in the middle f. ortak bir noktada buluşmak
find a middle ground f. ortak bir noktada buluşmak
find a middle ground f. ortak bir noktada anlaşmak
cut in the middle f. ortadan kesmek
cut in the middle f. ortasından kesmek
be stuck in the middle of nowhere f. dağ başında mahsur kalmak
be stuck in the middle of nowhere f. kuş uçmaz kervan geçmez (ücra) bir yere çakılıp/kısılıp kalmak
play piggy in the middle f. ortada sıçan oynamak
play pig in the middle f. ortada sıçan oynamak
get up in the middle of the night f. gecenin bir yarısında kalkmak
jump in the middle of the discussion f. tartışmanın ortasına dalmak
find a middle way f. orta yol bulmak
part hair in the middle f. saçlarını ortadan ikiye ayırmak
part hair in the middle f. saçlarını ortadan ayırmak
fall in the middle f. (kek vb) ortası çökmek
middle of the cable f. iki çapalı bir geminin halatlarını her bir çapaya eşit uzunluk bırakacak şekilde salmak
middle income s. orta gelirli
middle class s. orta halli
middle aged s. orta yaşlı
middle class s. orta direk
middle size s. orta boy
middle class s. burjuva
middle of the road s. ikisinin ortası
middle of the road s. ikisi ortası
middle-aged s. orta yaşlı
middle-sized s. orta boy
middle-of-the-road s. ılımlı bir yol izleyen
middle-of-the-road s. ılımlı
middle-class s. orta sınıfa özgü
middle-class s. burjuva
middle-class s. orta sınıftan
middle-of-the-road s. ılımlı bir politika izleyen
middle-size s. orta boy
middle-sized s. orta boylu
middle eastern s. orta doğu
late-to-middle aged s. orta yaşların sonunda
middle american s. abd ile güney amerika arasında yer alan topraklara ve burada yaşayan insanlara ait veya ilişkin
middle american s. abd'nin orta sınıfına ait veya ilişkin
middle american s. abd'nin genellikle siyasi olarak muhafazakar olan gruplardan oluşan orta sınıfı
middle atlantic s. abd'nin genellikle delaware, maryland, virginia, new york, pennsylvania ve new jersey'den oluşan bölgesine ait
middle eastern s. orta doğulu
middle eastern s. orta doğu'ya veya bu bölgede yaşayanlara ait veya ilişkin
middle western s. orta batı'ya özgü
middle western s. orta batı'yla ilgili
middle western s. orta batı'ya ait
middle-age s. ortaçağa özgü
middle-age s. ortaçağa ait
middle-age s. orta yaşlı (kimse)
middle-aged [obsolete] s. ortaçağa özgü
middle-aged [obsolete] s. ortaçağa ait
middle-aged s. ortaçağa özgü
middle-aged s. ortaçağa ait
middle-aged s. ortaçağda olan
middle-aged s. ortaçağa uygun
middle-eastern s. orta doğu'ya ait
middle-eastern s. orta doğu'yla ilgili
middle-level s. orta rütbeli olan
middle-level s. orta pozisyonda olan
middle-aged s. muadillerinden daha uzun süredir var olan
middle-income s. orta gelirli
middle-income s. orta sınıftan olan
in the middle of it all zf. tam ortasında
in the middle of zf. vasati
in the middle zf. ortada
in the middle of the ocean zf. okyanusun ortasında
in the middle of ed. ortasında
in the middle of ed. devam etmekte iken
mhg (middle high german) kısalt. orta yüksek almanca
mir (middle irish) kısalt. ortaçağ irlandacası
mom (middle of month) kısalt. ayın ortası
mom (middle of month) kısalt. ay ortası
Phrases
in the middle of expr. göbeğinde
in the middle of (something or some place) expr. (bir şeyin veya bir yerin) ortasında
in the middle of (something or some place) expr. (bir şeyin veya bir yerin) merkezinde
in the middle of (something or some place) expr. (bir şeyin veya bir yerin) orta yerinde
in the middle of (something) expr. (bir şeyle) meşgul
in the middle of (something) expr. (bir şeyin) tam ortasında
in the middle of (something) expr. (bir şey) esnasında
Proverb
don't change horses in the middle of the river çay/dere/ırmak geçerken at değiştirilmez
don't change horses in the middle of the river çaydan/dereden/ırmaktan geçerken at değiştirilmez
don't change horses in the middle of the river çayı/dereyi/ırmağı geçerken at değiştirilmez
you don't change horses in the middle of the race yarışın ortasında at değiştirilmez
you don't change horses in the middle of the race bir seçimde karar verildikten sonra aday değiştirmek/başka bir adayı desteklemek tehlikelidir
you don't change horses in the middle of the race bir seçimde bir kişi belirlendikten sonra başka birini desteklemek tavsiye edilmez
don't change horses in the middle of the stream karar verildikten/makam dolduktan sonra kimi desteklediğini değiştirme
don't change horses in the middle of the stream dere geçerken at değiştirilmez
don't change horses in the middle of the stream çay/dere/ırmak geçerken at değiştirilmez
don't change horses in the middle of the stream çaydan/dereden/ırmaktan geçerken at değiştirilmez
don't change horses in the middle of the stream çayı/dereyi/ırmağı geçerken at değiştirilmez
don't change horses in the middle of the stream dereyi geçerken at değiştirilmez
don't swap horses in the middle of the river karar verildikten/makam dolduktan sonra kimi desteklediğini değiştirme
don't swap horses in the middle of the river dere geçerken at değiştirilmez
don't swap horses in the middle of the river çay/dere/ırmak geçerken at değiştirilmez
don't swap horses in the middle of the river çaydan/dereden/ırmaktan geçerken at değiştirilmez
don't swap horses in the middle of the river çayı/dereyi/ırmağı geçerken at değiştirilmez
don't swap horses in the middle of the river dereyi geçerken at değiştirilmez
don't swap horses in the middle of the stream karar verildikten/makam dolduktan sonra kimi desteklediğini değiştirme
don't swap horses in the middle of the stream dere geçerken at değiştirilmez
don't swap horses in the middle of the stream çay/dere/ırmak geçerken at değiştirilmez
don't swap horses in the middle of the stream çaydan/dereden/ırmaktan geçerken at değiştirilmez
don't swap horses in the middle of the stream çayı/dereyi/ırmağı geçerken at değiştirilmez
don't swap horses in the middle of the stream dereyi geçerken at değiştirilmez
Colloquial
around the middle i. göbek çevresi
middle-of-the-road i. ılımlı politika yanlısı
middle-of-the-road i. ılımlı politika besleyen
mamil (middle-aged man in lycra) i. streç bisiklet taytı/tulumu giymiş orta yaşlı adam
mamil (middle-aged man in lycra) i. vücudunu saran/likralı kumaştan bisikletçi kıyafeti giymiş orta yaşlı adam
middle america i. orta amerika
middle america i. sıradan amerikan yurttaşları
middle america i. ortalama amerikan yurttaşları
middle america i. orta halli amerikan halkı
middle america i. sıradan amerikan vatandaşları
middle america i. orta amerikada yaşayan orta sınıf ve politik yönden tutucu amerikan halkı
middle name i. kişiyle adeta bütünleşmiş özellik
middle name i. (birinin) adeta göbek adı gibi olan karakteristik yönü
be (one's) middle name f. (birinin) göbek adı olmak
be (one's) middle name f. (birinin) ikinci adı olmak
be (one's) middle name f. (bir şey) denince akla (biri) gelmek
middle-of-the-road s. orta yollu
in the middle of a desert expr. çölün ortasında
about the middle of october expr. ekim ortasında
in the middle of the night expr. gecenin yarısında
in the middle of all that fun expr. onca eğlencenin ortasında
smack-bang in the middle expr. tam merkezinde
smack-dab in the middle expr. tam merkezinde
smack-bang in the middle expr. tam ortasında
smack-dab in the middle expr. tam ortasında
in the middle of the street expr. yolun ortasında
middle of nowhere expr. hiçliğin ortası
middle of nowhere expr. ıssız bir yer
middle of nowhere expr. kuş uçmaz kervan geçmez bir yer
middle of nowhere expr. dağ başı
middle of nowhere expr. cehennemin dibi
middle of nowhere expr. ücra bir yer
Idioms
smack-bang in the middle of somewhere i. bir yerin tam ortası
something is my middle name i. bir kişinin önemli bir özelliğinin tanımlaması ve karakterize etmesi
smack-dab in the middle of somewhere i. bir yerin tam ortası
pig in the middle [uk] i. arada kalmış
pig in the middle [uk] i. iki kişinin/tartışmanın arasında kalmış
pig in the middle [uk] i. iki kişinin/tartışmanın ortasında kalmış
be caught in the middle f. arada kalmak
steer a middle course f. bir ara yol bulmak
knock someone into the middle of next week f. birinin canına okumak
play both ends against the middle f. birbirine düşürmek
steer a middle course f. bir orta yol tutturmak
get stuck in the middle f. bir yerde saplanıp kalmak
get stuck in the middle f. bir sorunun ortasında kalakalmak
knock into the middle of next week f. çok sert vurmak
knock someone into the middle of next week f. canına okumak
knock into the middle of next week f. çok hızlı vurmak
change horses in the middle of the stream f. dereyi geçerken at değiştirmek
play both ends against the middle f. iki zıt grubun mücadelesinden nemalanmaya çalışmak
be caught in the middle f. iki ateş arasında kalmak
play both ends against the middle f. iki zıt grubun mücadelesinden avantaj devşirmek
find a middle ground f. ortak bir noktada anlaşmak
met in the middle f. orta noktada buluşmak
play both ends against the middle f. şeytana külahını ters giydirmek
play both ends against the middle f. şeytana külahı ters giydirmek
knock into the middle of next week f. sert bir darbe indirmek
hold the stick in the middle f. zarar görmeden iki taraflı oynamak
follow a middle course f. orta yolu bulmak
follow a middle course f. ortayı bulmak
follow a middle course f. orta yolda buluşmak
follow a middle course f. ara yolu bulmak
follow/steer/take a middle course f. orta yolu bulmak
follow/steer/take a middle course f. ortayı bulmak
follow/steer/take a middle course f. orta yolda buluşmak
follow/steer/take a middle course f. ara yolu bulmak
find a/the middle way f. orta yolu bulmak
find a/the middle way f. ortayı bulmak
find a/the middle way f. orta yolda buluşmak
find a/the middle way f. ara yolu bulmak
split something down the middle f. (anlaşamayan taraflar) ikiye bölünmek/ayrılmak
split something down the middle f. iki karşıt gruba ayrılmak/bölünmek
be caught in the middle f. aradan sıyrılırken yakalanmak
be in the middle of (something or some place) f. (bir şeyin veya bir yerin) ortasında olmak
be in the middle of (something or some place) f. (bir şeyin veya bir yerin) ortasında bulunmak
be in the middle of (something or some place) f. (konserin, yemeğin) ortasında olmak
be in the middle of (something or some place) f. toplantıda olmak
be in the middle of (something or some place) f. bir şeyle meşgul olmak
be in the middle of (something or some place) f. bir şeyle uğraşmak
play both sides against the middle f. kendi çıkarı için başkalarını birbirine düşürmek
play both sides against the middle f. ikili oynamak
play both sides against the middle f. birbirine düşürmek
play both sides against the middle f. iki zıt grubun mücadelesinden avantaj devşirmek
play both sides against the middle f. iki zıt grubun mücadelesinden nemalanmaya çalışmak
play both sides against the middle f. şeytana külahını ters giydirmek
play both sides against the middle f. şeytana külahı ters giydirmek
play both sides against the middle f. kendi çıkarı için iki zıt grubu birbirine düşürmek
play both sides against the middle f. iki karşıt grubu birbirine düşürüp çıkar sağlamak
play both sides against the middle f. iki tarafı birbirine düşürmek
be somebody's middle name f. birinin göbek adı olmak
be somebody's middle name f. birinin ikinci adı olmak
be somebody's middle name f. bir şey denince akla biri gelmek
be in the middle of something/of doing something f. bir şeyin/bir şeyi yapmanın tam ortasında olmak
be in the middle of something/of doing something f. bir şeyle/bir şey yapmakla meşgul olmak
be in the middle of something/of doing something f. bir şeyle/bir şey yapmakla uğraşmak
change horses in the middle of the stream f. çay/dere/ırmak geçerken at değiştirmek
knock (one) into (the middle of) next week f. (birinin) canına okumak
knock (one) into (the middle of) next week f. (birini) fena benzetmek
take a middle course f. orta yolu bulmak
take a middle course f. ortayı bulmak
take a middle course f. orta yolda buluşmak
take a middle course f. ara yolu bulmak
take a middle course f. anlaşma için bir çözüm bulmak
thick around the middle s. şişman
thick around the middle s. göbekli
caught in the middle s. arada kalmış
caught in the middle s. kavganın/tartışmanın/anlaşmazlığın ortasında kalmış
smack-dab in the middle of somewhere expr. bir yerin tam ortasında
smack-bang in the middle of somewhere expr. bir yerin tam ortasında
piggy in the middle expr. iki arada bir derede kalan
in the middle of nowhere expr. kuş uçmaz kervan geçmez
smack dab in the middle expr. tam ortasında
smack in the middle expr. tam ortasında
smack in the middle expr. tam merkezinde
slap-bang in the middle expr. tam ortasına
slap-bang in the middle expr. tam kalbine
slap-bang in the middle expr. tam merkezine
edimgiafap (every day in middle georgia is air force appreciation day) kısalt. robins hava üssüne komşu olan warner robins, georgia'da bir motto olarak kullanılan ifade
edimgiafap (every day in middle georgia is air force appreciation day) kısalt. orta georgia'da her gün hava kuvvetlerine/silahlı kuvvetlere şükran günüdür
edimgiafap (every day in middle georgia is armed forces appreciation day) kısalt. robins hava üssüne komşu olan warner robins, georgia'da bir motto olarak kullanılan ifade
edimgiafap (every day in middle georgia is armed forces appreciation day) kısalt. orta georgia'da her gün hava kuvvetlerine/silahlı kuvvetlere şükran günüdür
Speaking
in the middle of nowhere expr. bilinmeyen bir yerde
in the middle of nowhere expr. bu dağ başında
in the middle of nowhere expr. cehennemin dibi/dibinde/dibine
what were you doing in the middle of the street? expr. caddenin tam ortasında ne yapıyordun?
in the middle of nowhere expr. hiçliğin ortası
in the middle of nowhere expr. ıssızlığın ortasında
in the middle of nowhere expr. ıssız bir yerde
in the middle of nowhere expr. kuş uçmaz kervan geçmez bir yer
in the middle of damn nowhere expr. lanet olası bir hiçliğin ortasında
patience is my middle name! expr. sabır benim göbek adımdır
I'm in the middle of something expr. şu an bir şeyle uğraşıyorum
his hair is parted down the middle expr. saçını ortadan ayırmış
Trade/Economic
industrial middle class i. endüstriyel orta sınıf
middle-class i. orta sınıf
middle level manager i. orta kademe yönetici
middle management i. orta yönetim kademesi
middle management i. orta kademe idare
middle class i. orta sınıf
middle quality i. orta kalite
middle class i. orta tabaka
middle rate i. ortalama kur
middle income country i. orta gelir düzeyindeki ülke
middle management i. orta kademe yönetim
middle income country i. orta gelirli ülke
middle management i. orta yönetim
middle price i. ortalama fiyat
middle income trap i. orta gelir tuzağı
middle price i. vasati fiyat
middle management i. üst yönetimin planlarını uygulamak üzere ayrıntılı plan ve süreçler geliştiren yöneticiler
middle-size s. orta büyüklükte
Law
middle temple i. (ingiltere'de) londra'da inns of court kuruluşunu oluşturan dört hukuk derneğinden biri
Politics
europe-middle east-africa (emea) i. avrupa ortadoğu-afrika bölgesi
greater middle east initiative i. bop (büyük ortadoğu projesi)
greater middle east initiative i. büyük ortadoğu projesi
broader middle east and north africa project i. genişletilmiş ortadoğu ve kuzey afrika projesi
greater middle east region i. genişletilmiş ortadoğu bölgesi
middle of the roader i. ılımlı siyasal görüşü olan
middle of the roader i. merkez sağda yeralan
middle east and central asia department i. orta doğu ve orta asya ülkeleri bölümü
middle east question i. ortadoğu sorunu
middle of the roader i. ortayolcu
middle-income country (mic) i. orta gelirli ülke
middle east peace process i. ortadoğu barış süreci
middle east exceptionalism i. ortadoğu istisnailiği
middle east country i. ortadoğu ülkesi
middle easternization i. ortadoğululaşma
middle easternisation i. ortadoğululaşma
the middle­ of-the-road approach i. orta yollu yaklaşım
low and lower-middle income countries i. orta gelir seviyesi ve altındaki ülkeler
middle-of-the-road i. ne sol ne de sağ bir partiyi destekleme
Institutes
department of the united kingdom, usa, asia and pacific and the middle east i. ingiltere, amerika, asya ve pasifik, orta doğu dairesi başkanlığı
deputy directorate general for central and middle europe i. merkezi ve orta avrupa genel müdür yardımcılığı
department of middle east and gulf countries i. ortadoğu ve körfez ülkeleri dairesi
deputy directorate general for middle east i. ortadoğu genel müdür yardımcılığı
section for the middle east, africa and turkic republics i. orta doğu, afrika ve türk cumhuriyetleri şube müdürlüğü
office of counsellor for the middle eastern islamic countries i. ortadoğu islam ülkeleri müşavirliği
middle east technical university (metu) i. orta doğu teknik üniversitesi (odtü)
middle east and north africa (mena) i. ortadoğu ve kuzey afrika
middle east industry and trade center i. ortadoğu sanayi ve ticaret merkezi (ostim)
middle east technical university alumni association i. odtü mezunlar derneği
institute of public administration for turkey and the middle east i. todaie
institute of public administration for turkey and the middle east i. türkiye ve orta doğu amme idaresi enstitüsü
institute of public administration for turkey and the middle east human rights research and documentation centre i. todaie insan hakları araştırma ve derleme merkezi
public administration institute for turkey and the middle east i. türkiye ve orta doğu amme idaresi enstitüsü genel müdürlüğü
public administration institute for turkey and the middle east i. türkiye ve orta doğu amme idaresi enstitüsü
near and middle east work institute i. yakın ve ortadoğu çalışma enstitüsü
near and middle-east labour training centre i. yakın ve ortadoğu çalışma eğitim merkezi
Advertising
middle break i. yayın ortası reklamı
Technical
middle cone i. ara dişli
middle tier i. ara işlem
middle layer i. ara kat
middle third i. çekirdek
middle cone i. merkez dişlisi
middle juice i. orta şerbet
middle oil i. orta yağ
middle tier i. orta katman
middle distillates i. orta damıtma ürünleri
middle span i. orta açıklık
middle bottom roller i. orta alt silindir
middle distillates i. orta petrol destilatları
middle distillates i. orta destilatlar
middle cone i. senkromeç ara dişli
middle cone with pins i. senkromeç pimli bileziği
middle tier s. orta ölçekli (firma)
Computer
man-in-the-middle i. iki bağlantı noktası arasındaki bağlantıyı izinsiz izleme
middle initial i. ikinci adın ilk harfi
middle initial i. orta adın baş harfi
middle section i. orta bölüm
middle color i. orta renk
middle east i. orta doğu
middle button i. orta düğme
middle tray i. orta tepsi
middle centered s. merkeze ortalı
from middle zf. ortadan
middle name expr. ikinci ad
align middle expr. ortaya hizala
Textile
middle length cotton i. orta elyaf pamuk
Aeronautic
middle marker i. orta işaretçi
middle marker i. orta marker
Marine
middle-ground shoal i. lagün kanalının ortasında oluşan sığ bölge
middle deck i. orta güverte
middle ground i. gemi geçiş yolunda yer alan ve her iki tarafında kanal bulunan sığlık
Petrol
middle distillate fuels i. orta damıtık yakıtlar
middle distillates i. orta damıtma ürünleri
oxidation stability of middle-distillate fuels i. orta destile yakıtların oksidasyon kararlılığı
middle-distillate fuels i. orta destile yakıtlar
Mining
coal tar middle oil i. kömür katranı orta yağı
Medical
aronson middle i. aronson ortamı
acute middle cerebral artery occlusion i. akut orta serebral arter oklüzyonu
middle concha bullosa i. büllöz orta konka
reconstruction of the defects in the middle of the nose i. burnun orta kısım defektlerinin onarımı
middle ear ossicles (latin: malleus, incus, stapes) i. çekiç örs üzengi (iç kulak kemikleri)
clarklubs middle i. clark ve lubs ortamı
external and middle ear infections i. dış ve orta kulak enfeksiyonları
numbness in thumb index and middle fingers i. ilk üç parmakta uyuşma
middle ear surgery i. orta kulak cerrahisi
middle cerebral artery infarcts i. orta serebral arter enfarktı
middle ear ossicular reconstruction i. orta kulak kemikçik zinciri rekonstrüksiyonu
primary malignant melanoma of the middle ear mucosa i. orta kulak mukozasının primer malign melanomu
middle ear mucosa i. orta kulak mukozası
middle ear implantable hearing aids i. orta kulağa implante edilen işitme cihazları
middle ear deafness i. orta kulak sağırlığı
occlusion of the middle cerebral artery i. orta serebral arter oklüzyonu
middle cerebral arteries blood flow velocity i. orta serebral arter kan akım hızı
middle aged population i. orta yaş popülasyon
middle lobe atelectasis i. orta lobda atelektazi
middle-aged women i. orta yaş dönemindeki kadınlar
middle lobe resection i. orta lob rezeksiyonu
middle-aged adults i. orta yaştaki erişkinler
middle cerebral artery i. orta serebral arter
middle ear anatomy i. orta kulak anatomisi
aneurysm of middle cerebral artery i. orta serebral arter anevrizması
middle ear cultures i. orta kulak kültürleri
pyocele of the middle turbinate i. orta konka piyoseli
middle cerebral arterial blood flow rate i. orta serebral arter kan akım hızı
anterior and middle mediastinum i. ön ve orta mediasten
vasospasm of the left middle cerebral artery i. sol orta serebral arterde spazm
middle lobe syndrome i. orta lob sendromu
middle lobe syndrome i. orta lob bronşundaki basıya bağlı olarak sağ akciğerin orta lobunda kronik pnömoniyle görülen atelektazi
middle-ear deafness i. orta kulak kemiklerindeki sorunlardan kaynaklanan işitme kaybı
middle meningeal artery i. maksiller arterin bir dalı
Anatomy
middle finger i. orta parmak
middle ear i. ortakulak
middle cerebral vein i. iki serebral toplardamardan her biri
middle temporal vein i. göz kenarından geçen bir damar
middle thyroid vein i. tiroidin lateral kısmını boşaltıp iç juguler vene boşalan bir toplardamar
superficial middle cerebral vein i. süperfisyal orta serebral ven
Psychology
middle insomnia i. orta uykusuzluk
middle-class measuring rods i. orta sınıf ölçü çubukları
Pathology
middle cerebral artery syndrome i. orta serebral arter sendromu
mers (middle east respiratory syndrome) kısalt. mers-cov