nadiren - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

nadiren



"nadiren" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 25 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
nadiren seldom zf.
nadiren rarely zf.
General
nadiren occasional s.
nadiren infrequent s.
nadiren daimen [obsolete] [scotland] s.
nadiren orra [scotland] s.
nadiren orrow [scotland] s.
nadiren unusually zf.
nadiren few and far zf.
nadiren hardly zf.
nadiren seldomly zf.
nadiren uncommonly zf.
nadiren rarely zf.
nadiren seldom zf.
nadiren every once in a while zf.
nadiren occasionally zf.
nadiren far between zf.
nadiren if ever zf.
nadiren unfrequently zf.
nadiren scarcely zf.
nadiren semioccasionally zf.
nadiren occas (occasional) kısalt.
Phrases
nadiren seldom, if ever expr.
nadiren on an irregular basis expr.
Archaic
nadiren seld zf.

"nadiren" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 65 sonuç

Türkçe İngilizce
General
parmaklar veya daha nadiren ayak parmakları dactylo- i.
bankacılık hizmetlerini nadiren kullanan kimse underbanked i.
nadiren tavuk, balık ve kırmızı et tüketen kimse semivegetarian i.
nadiren benzeşen seldom equaled s.
nadiren eş değer olan seldom equaled s.
nadiren yağmurlu seldom rainy s.
bankacılık hizmetlerini nadiren kullanan underbanked s.
nadiren görülen infrequent s.
nadiren gösterilen seldshewn s.
nadiren sunulan seldshewn s.
nadiren gösterilen seldshown [obsolete] s.
nadiren sunulan seldshown [obsolete] s.
yalnızca nadiren only rarely zf.
çok nadiren very seldom zf.
Phrases
çok nadiren rarely ever expr.
Colloquial
iskambilde nadiren blöf yapan oyuncu bear i.
Idioms
çok nadiren bulunan scarcer than hens' teeth s.
çok nadiren olan as scarce as hens' teeth expr.
çok nadiren bulunan as scarce as hens' teeth expr.
çok nadiren olan scarce as hens' teeth expr.
çok nadiren bulunan scarce as hens' teeth expr.
çok nadiren olan scarcer than hen's teeth expr.
çok nadiren bulunan scarcer than hen's teeth expr.
çok nadiren olan as rare as hens' teeth expr.
çok nadiren olan rare as hens' teeth expr.
çok nadiren olan scarce as hen's teeth expr.
çok nadiren olan as scarce as hen's teeth expr.
çok nadiren bulunan as scarce as hen's teeth expr.
çok nadiren bulunan as scarcer than hen's teeth expr.
Speaking
ben nadiren su içerim I rarely drink water expr.
ben nadiren su içerim I seldom drink water expr.
nadiren televizyon izlerim I rarely watch television expr.
Trade/Economic
nadiren satın alınan ürün hard goods i.
nadiren alınıp satılan hisse senedi inactive stock i.
Politics
her seçim döneminde aday olup nadiren başarı gösteren siyasetçi perennial candidate i.
Computer
e-posta hesapları ve bir-iki özel web sitesi haricinde sanal alemi nadiren ziyaret eden internet kullanıcısı nooksurfer i.
Furniture
nadiren kullanılmak üzere tasarlanmış (mobilya) occasional s.
Marine
nadiren oluşan çok büyük dalga freak wave i.
Mining
taşta nadiren gözlemlenen kalay cevheri floran i.
Medical
nadiren görülen, sporadik, apokrin ter bezi retansiyonu sonucu oluşan, kaşıntılı, foliküler papüllerle karakterize bir dermatoz fox-fordyce disease i.
Pathology
enfekte hücrelerde profaj olarak bulunup nadiren lizise neden olan temperate s.
Biology
bakteriyel hücreleri enfekte eden fakat sadece nadiren hastalığın gerilemesine yol açan bir virüse ait veya ilgili temperate s.
Botanic
üç veya nadiren tek yapraklı ve küçük beyaz çiçekleri olan tropikal bir ağaç cinsi allophylus i.
kuzey amerika'ya özgü pembe-mor ve nadiren yeşil çiçekli kısa boylu ve yıllık bir bitki purple milkwort i.
kuzey amerika'ya özgü pembe-mor ve nadiren yeşil çiçekli kısa boylu ve yıllık bir bitki field milkwort i.
kuzey amerika'ya özgü pembe-mor ve nadiren yeşil çiçekli kısa boylu ve yıllık bir bitki polygala sanguinea i.
kuzey amerika'ya özgü pembe-mor ve nadiren yeşil çiçekli kısa boylu ve yıllık bir bitki polygala viridescens i.
kızıl veya nadiren beyaz çiçekleri olan bir avrasya bitkisi london pride (lychnis chalcedonica) i.
Breeding
doğru düzgün kısırlaştırılamadığı için iyi et veremeyip nadiren üreyebilen horoz slip i.
Sport
nadiren oyuna giren yedek oyuncu bench warmer i.
Tennis
oyuncunun arka çizginin yakınında durduğu ve ağa nadiren yaklaştığı bir tenis oynama stili base line i.
oyuncunun arka çizginin yakınında durduğu ve ağa nadiren yaklaştığı bir tenis oynama stili baseline i.
Ornithology
asya'da ve nadiren güney avrupa'da bulunan bir orman tavuğu attagas (syrrghaptes pallasii) i.
Slang
çok nadiren olan as rare as rocking horse crap i.
çok nadiren olan rare as rocking horse crap i.
çok nadiren olan bir şey rocking horse manure [australia] i.
çok nadiren olan bir şey rocking-horse manure [australia] i.
çok nadiren olan as rare as rocking horse manure expr.
çok nadiren olan rare as rocking horse manure expr.
çok nadiren olan as rare as rocking horse poo expr.
çok nadiren olan rare as rocking horse poo expr.
çok nadiren olan as rare as rocking horse shit expr.
çok nadiren olan rare as rocking horse shit expr.
British Slang
çok nadiren bulunan as rare as hen's teeth expr.
çok nadiren bulunan as rare as rocking horse shit expr.