Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Geçmiş
no time
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"no time"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Speaking
1
Konuşma
no time
expr.
vakit yok
"no time"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 103 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
get a place in no time flat
f.
soluğu (bir yerde) almak
2
Genel
get (somewhere) in no time flat
f.
soluğu (bir yerde) almak
3
Genel
at no time
zf.
çabucak
4
Genel
in less than no time
zf.
çok çabuk
5
Genel
in no time
zf.
çarçabuk
6
Genel
in no time
zf.
derhal
7
Genel
in no time
zf.
çabucacık
8
Genel
in no time
zf.
kaşla göz arasında
9
Genel
in less than no time
zf.
çabucak
10
Genel
in no time
zf.
bir an önce
11
Genel
in less than no time
zf.
bir anda
12
Genel
at no time
zf.
hemen
13
Genel
in no time
zf.
çabucak
14
Genel
in no time
zf.
çok çabuk
15
Genel
at no time
zf.
hiçbir zaman
16
Genel
in less than no time
zf.
çabucacık
17
Genel
in no time
zf.
hemen
18
Genel
in less than no time
zf.
pek az sonra
19
Genel
at no time
zf.
çok çabuk
20
Genel
in no time
zf.
bir koşu
21
Genel
i̇n no time
zf.
hemen
Phrases
22
İfadeler
in no time at all
expr.
çok geçmeden
23
İfadeler
in no time at all
expr.
çabucak
24
İfadeler
in no time at all
expr.
çabucacık
25
İfadeler
in no time at all
expr.
çok çabuk
26
İfadeler
at no time
expr.
hiçbir zaman
27
İfadeler
there's no time to waste
expr.
harcanacak zaman yok
28
İfadeler
in no time
expr.
kaşla göz arasında
29
İfadeler
in no time
expr.
vakit kaybetmeden
Proverb
30
Atasözü
no time like the present
bugünün işini yarına bırakma
31
Atasözü
time and tide wait for no man
zamanı durduramayız
32
Atasözü
time and tide wait for no man
zaman senin için beklemez
33
Atasözü
there's no time like the present
bugünün işini yarına bırakma
34
Atasözü
time and tide tarry for no man
zaman durdurulamaz
35
Atasözü
time and tide tarry for no man
zaman kimse için durmaz
36
Atasözü
time and tide tarry for no man
zaman geçer gider
37
Atasözü
time and tide tarry for no man
zaman kimseyi beklemez
38
Atasözü
time and tide tarry for no man
zaman su gibi akıp gider
39
Atasözü
time and tide wait for no one
zaman kimseyi beklemek
40
Atasözü
time and tide wait for no one
zamanı durduramayız
41
Atasözü
time and tide wait for no one
geç kalırsan fırsatlar elinden kayıp gider
42
Atasözü
time and tide wait for no one
ertelersen kaçırırsın
43
Atasözü
time and tide wait for no one
fırsatlar ve zaman durup beklemez
44
Atasözü
time and tide wait for no one
zaman su gibi akıp gider
45
Atasözü
time and tide wait for no one
fırsatları yakalamazsan kaybedersin
46
Atasözü
any time means no time
belirsiz bir zaman hiçbir zaman demektir
47
Atasözü
any time means no time
zamanı belli olmayan şey hiçbir zaman yapılmaz
48
Atasözü
any time means no time
sürüncemede bırakılan şey hiçbir zaman yapılmaz
Colloquial
49
Konuşma Dili
some time later for no particular reason
expr.
bir süre sonra hiçbir neden yokken
50
Konuşma Dili
long time no talk
expr.
sesin soluğun çıkmıyor
51
Konuşma Dili
long time, no hear
expr.
sesini duymayalı uzun zaman oldu
52
Konuşma Dili
long time, no hear
expr.
uzun zamandır görüşemiyoruz
53
Konuşma Dili
long time, no hear
expr.
çoktandır görüşmedik
54
Konuşma Dili
long time, no hear
expr.
epeydir/bayadır görüşmedik
55
Konuşma Dili
long time, no hear
expr.
uzun zamandır sesin soluğun çıkmıyor
56
Konuşma Dili
long time, no hear
expr.
görüşmeyeli çok oldu
57
Konuşma Dili
no time to lose
expr.
kaybedecek zaman yok
Idioms
58
Deyim
have no time
f.
ayıracak zamanı olmamak
59
Deyim
have no time
f.
uğraşacak zamanı olmamak
60
Deyim
have no time
f.
uğraşmamak
61
Deyim
have no time
f.
üzerinde durmamak
62
Deyim
have no time for somebody/something
f.
birine/bir şeye ayıracak vakti olmamak
63
Deyim
have no time for somebody/something
f.
biriyle/bir şeyle harcayacak vakti olmamak
64
Deyim
have no time for somebody/something
f.
biriyle/bir şeyle işi olmamak
65
Deyim
have no time for somebody/something
f.
biriyle/bir şeyle uğraşacak zamanı olmamak
66
Deyim
have no time for somebody/something
f.
birini/bir şeyi sevmemek
67
Deyim
have no time for somebody/something
f.
birine/bir şey) saygı duymamak/saygısı olmamak
68
Deyim
lose/waste no time
f.
hiç vakit kaybetmemek
69
Deyim
have no time for
f.
-e ayıracak vakti olmamak
70
Deyim
have no time for
f.
için harcayacak vakti olmamak
71
Deyim
have no time for
f.
ile işi olmamak
72
Deyim
have no time for
f.
ile uğraşacak zamanı olmamak
73
Deyim
have no time for
f.
'-i sevmemek
74
Deyim
in next to no time
expr.
aniden
75
Deyim
in no time at all
expr.
aniden
76
Deyim
in no time at all
expr.
bir anda
77
Deyim
in next to no time
expr.
bir anda
78
Deyim
in no time flat
expr.
çabucak
79
Deyim
in next to no time
expr.
hemen/anında
80
Deyim
in no time flat
expr.
hızla
81
Deyim
in no time at all
expr.
hemen/anında
82
Deyim
lose no time in doing something
expr.
hemen/hiç vakit kaybetmeden (bir işe girişmek)
83
Deyim
waste no time in doing something
expr.
hemen/hiç vakit kaybetmeden (bir işe girişmek)
84
Deyim
in no time flat
expr.
süratle
85
Deyim
there's no time like the present
expr.
tam zamanı
Speaking
86
Konuşma
long time no see
expr.
bayadır görüşemiyoruz
87
Konuşma
long time no see
expr.
çoktandır görüşmedik
88
Konuşma
in less than no time
expr.
çok geçmeden
89
Konuşma
long time no see
expr.
görüşmeyeli çok oldu
90
Konuşma
long time no see
expr.
görüşmeyeli uzun zaman oldu
91
Konuşma
long time no see
expr.
görüşemedik uzun zamandır
92
Konuşma
long time no see
expr.
epeydir görüşmedik
93
Konuşma
long time no see
expr.
görmeyeli uzun zaman oldu
94
Konuşma
long time no see
expr.
hiç gözükmüyorsun
95
Konuşma
long time no see
expr.
insan bir arar sorar
96
Konuşma
there's no time to lose
expr.
kaybecek zaman yok
97
Konuşma
long time no see
expr.
sesin soluğun çıkmıyor
98
Konuşma
long time no see
expr.
yüzünü gören cennetlik
99
Konuşma
long time no see
expr.
uzun zamandır görüşemiyoruz
100
Konuşma
I have no time
expr.
zamanım yok
101
Konuşma
long time no see
expr.
uzun zamandır görüşemedik
Chat Usage
102
Chatleşme Dili
ltns (long time no see)
kısalt.
epeydir görüşemiyoruz
103
Chatleşme Dili
ltns (long time no see)
kısalt.
uzun süredir görüşemedik
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of no time
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy