Geçmiş

old fashioned

"old fashioned" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 4 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	old fashioned i.	viski, apsent, su ve şeker ile hazırlanan bir kokteyl
2	Genel	old fashioned s.	modası geçmiş
3	Genel	old fashioned s.	eski moda
4	Genel	old fashioned s.	demode

"old fashioned" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	old-fashioned doctrine i.	modası geçmiş doktrin
2	Genel	old-fashioned doctrine i.	eskimiş doktrin
3	Genel	hebete (old-fashioned) i.	aptal
4	Genel	hebete (old-fashioned) i.	salak
5	Genel	hebete (old-fashioned) i.	gerizekalı
6	Genel	caliatour [old-fashioned] i.	tropik boya ağacı
7	Genel	calliature [old-fashioned] i.	tropik boya ağacı
8	Genel	calendar [old-fashioned] i.	program
9	Genel	calendar [old-fashioned] i.	günlük
10	Genel	calendar [old-fashioned] i.	rehber
11	Genel	calendar [old-fashioned] i.	emsal
12	Genel	calorist [old-fashioned] i.	ısının maddi bir madde olduğuna inanan kimse
13	Genel	calorist [old-fashioned] i.	kalori teorisine inanan kimse
14	Genel	tapstry [old-fashioned] i.	pub
15	Genel	tapstry [old-fashioned] i.	bar
16	Genel	addition [old-fashioned] i.	ünvan
17	Genel	carbuncle [old-fashioned] i.	yuvarlak kırmızı renkli mücevher
18	Genel	old-fashioned i.	kalın tabanlı, geniş ağızlı ve 7-8 ons hacimli kısa ve geniş bir bardak
19	Genel	old-fashioned i.	viski, apsent, su ve meyve ile hazırlanan bir kokteyl
20	Genel	old-fashioned i.	kalın tabanlı, geniş ağızlı ve 7-8 ons hacimli kısa ve geniş bir bardak
21	Genel	be old-fashioned f.	eski moda olmak
22	Genel	be old-fashioned f.	modası geçmiş olmak
23	Genel	become old-fashioned f.	modası geçmek
24	Genel	become old fashioned f.	köhnemek
25	Genel	calver [old-fashioned] f.	balığı henüz canlı iken kesip hazırlamak
26	Genel	tarre [old fashioned] f.	galeyana getirmek
27	Genel	tarre [old fashioned] f.	kışkırtmak
28	Genel	old-fashioned s.	eski kafalı
29	Genel	old-fashioned s.	dar kafalı
30	Genel	old-fashioned s.	çağdışı
31	Genel	old-fashioned s.	eski moda
32	Genel	old-fashioned s.	nuh nebi`den kalma
33	Genel	old-fashioned s.	eski
34	Genel	old-fashioned s.	demode
35	Genel	old-fashioned s.	modası geçmiş
36	Genel	old-fashioned s.	modern olmayan
37	Genel	old-fashioned s.	eskiden kalma
38	Genel	callid [old-fashioned] s.	sinsi
39	Genel	calver [old-fashioned] s.	yeni yakalanmış
40	Genel	callid [old-fashioned] s.	kurnaz
41	Genel	ragmatical [old-fashioned] s.	vahşi
42	Genel	ragmatical [old-fashioned] s.	zorba
43	Genel	ragmatical [old-fashioned] s.	yabani
44	Genel	ragmatical [old-fashioned] s.	gürültücü
45	Genel	ragmatical [old-fashioned] s.	huzur bozan
46	Genel	ragmatical [old-fashioned] s.	kargaşalık çıkaran
47	Genel	ragmatical [old-fashioned] s.	kaba
48	Genel	old-fashioned s.	geçmişe ait
49	Genel	old-fashioned s.	geçmişle ilgili
50	Genel	old-fashioned s.	geçmişe özgü
51	Genel	old-fashioned s.	antika
52	Genel	old-fashioned s.	eskimiş
53	Genel	old-fashioned s.	klasik
54	Genel	old-fashioned s.	geçmişi anımsatan
55	Genel	old-fashioned s.	eskiyi anımsatan
56	Genel	old-fashioned s.	nostaljik
57	Genel	old-fashioned [dialect] [uk] s.	olgun
58	Genel	old-fashioned [dialect] [uk] s.	zeki
59	Genel	old-fashioned [dialect] [uk] s.	bilgili
60	Genel	old-fashioned [dialect] [uk] s.	akıllı
61	Genel	old-fashioned [dialect] [uk] s.	alim
62	Genel	old-fashioned [dialect] [uk] s.	çok bilmiş
63	Genel	old-fashioned [dialect] [uk] s.	bilgiç
64	Genel	old-fashioned s.	eski giyim tarzını benimseyen
65	Genel	old-fashioned s.	eski davranış tarzını kullanan
66	Genel	old-fashioned s.	eski moda tarzını benimseyen
67	Genel	old-fashioned s.	kuşkulu
68	Genel	old-fashioned s.	şüpheli
69	Genel	old-fashioned s.	uygun görmeyen
70	Genel	old-fashioned s.	beğenmeyen
71	Genel	old-fashioned [dialect] [scotland/uk] s.	yaşına göre büyük
72	Genel	old-fashioned [dialect] [scotland/uk] s.	yaşına göre yaşlı
73	Genel	old-fashioned s.	antik
74	Genel	old-fashioned s.	eskiden kalma
75	Genel	old-fashioned s.	çağdışı
76	Genel	old-fashioned s.	muhafazakar
77	Genel	old-fashioned s.	tutucu
78	Genel	old-fashioned s.	tarihi geçmiş
79	Genel	old-fashioned s.	kullanılmayan
80	Genel	old-fashioned [dialect] [uk] s.	olgun
81	Genel	old-fashioned [dialect] [uk] s.	zeki
82	Genel	old-fashioned [dialect] [uk] s.	bilgili
83	Genel	old-fashioned [dialect] [uk] s.	akıllı
84	Genel	old-fashioned [dialect] [uk] s.	alim
85	Genel	old-fashioned [dialect] [uk] s.	çok bilmiş
86	Genel	old-fashioned [dialect] [uk] zf.	sorgulayarak
87	Genel	old-fashioned [dialect] [uk] zf.	bilmiş bir şekilde
88	Genel	old-fashioned zf.	modası geçmiş bir şekilde
89	Genel	old-fashioned zf.	antika bir şekilde
90	Genel	old-fashioned zf.	demode bir şekilde
91	Genel	old-fashioned [dialect] [uk] zf.	sorgulayarak
92	Genel	old-fashioned [dialect] [uk] zf.	bilmiş bir şekilde
93	Genel	old-fashioned zf.	modası geçmiş bir şekilde
94	Genel	old-fashioned zf.	antika bir şekilde
95	Genel	old-fashioned zf.	demode bir şekilde
Phrasals
96	Öbek Fiiller	launch forth upon (something) [old-fashioned] f.	yola çıkmak
97	Öbek Fiiller	launch forth upon (something) [old-fashioned] f.	yola koyulmak
98	Öbek Fiiller	launch forth upon (something) [old-fashioned] f.	su üzerinde yol almaya başlamak
99	Öbek Fiiller	launch forth upon (something) [old-fashioned] f.	demir almak
100	Öbek Fiiller	launch forth upon (something) [old-fashioned] f.	bir su taşıtıyla yola çıkmak
101	Öbek Fiiller	launch forth upon (something) [old-fashioned] f.	sözlü sesleniş yapmak
102	Öbek Fiiller	launch forth upon (something) [old-fashioned] f.	konuşma yapmak
103	Öbek Fiiller	launch forth upon (something) [old-fashioned] f.	demeç vermek
104	Öbek Fiiller	launch forth upon (something) [old-fashioned] f.	nutuk çekmek
105	Öbek Fiiller	launch forth upon (something) [old-fashioned] f.	bir planı, projeyi, girişimi başlatmak
106	Öbek Fiiller	launch forth upon (something) [old-fashioned] f.	bir planı, projeyi, girişimi sunmak
107	Öbek Fiiller	fetch away [old-fashioned] f.	alıp götürmek
108	Öbek Fiiller	fetch away [old-fashioned] f.	gidip/gelip almak
109	Öbek Fiiller	lay (something) before (someone or something) [old-fashioned] f.	(birine/bir şeye bir şey) sunmak
110	Öbek Fiiller	lay (something) before (someone or something) [old-fashioned] f.	(bir konuyu, durumu, meseleyi birine/bir şeye) taşımak
111	Öbek Fiiller	lay (something) before (someone or something) [old-fashioned] f.	(bir konuyu, durumu, meseleyi birinin/bir şeyin) önüne getirmek
112	Öbek Fiiller	lay for (someone or something) [old-fashioned] f.	(birini/bir şeyi) pusuda beklemek
113	Öbek Fiiller	lay for (someone or something) [old-fashioned] f.	(birine/bir şeye) pusu kurmak
114	Öbek Fiiller	look upon (someone or something) [old-fashioned] f.	(birine/bir şeye) bakmak
115	Öbek Fiiller	look upon (someone or something) [old-fashioned] f.	(birini/bir şeyi) seyretmek
116	Öbek Fiiller	look upon (someone or something) [old-fashioned] f.	(birini/bir şeyi bir şey) olarak görmek
117	Öbek Fiiller	look upon (someone or something) [old-fashioned] f.	(birine/bir şeye) saygıyla bakmak
118	Öbek Fiiller	look upon (someone or something) [old-fashioned] f.	(birini/bir şeyi) saymak/takdir etmek
119	Öbek Fiiller	look upon (someone or something) [old-fashioned] f.	(birine/bir şeye) itibar göstermek
120	Öbek Fiiller	splinter up [old-fashioned] f.	atelle desteklemek
121	Öbek Fiiller	splinter up [old-fashioned] f.	atelle sarmak/bağlamak
122	Öbek Fiiller	sunder out (someone or something) [old-fashioned] f.	(birini/bir şeyi) ayırmak
123	Öbek Fiiller	sunder out (someone or something) [old-fashioned] f.	(birini/bir şeyi) tecrit etmek
124	Öbek Fiiller	trespass upon (something) [old-fashioned] f.	(özel hayatı/alanı) ihlal etmek
Phrases
125	İfadeler	the biter gets bit [old-fashioned] [brit] expr.	eden bulur
126	İfadeler	the biter gets bit [old-fashioned] [brit] expr.	ettiğini bulma
127	İfadeler	the biter gets bit [old-fashioned] [brit] expr.	eden bulur inleyen ölür
128	İfadeler	the biter gets bit [old-fashioned] [brit] expr.	kimsenin ahı kimsede kalmaz
129	İfadeler	the biter gets bit [old-fashioned] [brit] expr.	kimsenin yaptığı yanına kar kalmaz
130	İfadeler	ever yours [old-fashioned] expr.	daima senin olan
131	İfadeler	ever yours [old-fashioned] expr.	her zaman senin olan
132	İfadeler	ever yours [old-fashioned] expr.	daima/her zaman seninim
133	İfadeler	in the train of (someone) [old-fashioned] expr.	(birinin) peşinde
134	İfadeler	in the train of (someone) [old-fashioned] expr.	(birinin) peşinden
135	İfadeler	in the train of (someone) [old-fashioned] expr.	(birinin) arkasında
136	İfadeler	in the train of (someone) [old-fashioned] expr.	(birinin) arkasından
137	İfadeler	in the train of (someone) [old-fashioned] expr.	(birinin) peşi sıra
138	İfadeler	in the train of (someone) [old-fashioned] expr.	(birinin) hemen arkasından
Colloquial
139	Konuşma Dili	a roll jack rice couldn't jump over [old-fashioned] [australia] i.	çuval dolusu para
140	Konuşma Dili	a roll jack rice couldn't jump over [old-fashioned] [australia] i.	tonla para
141	Konuşma Dili	a roll jack rice couldn't jump over [old-fashioned] [australia] i.	bir dünya para
142	Konuşma Dili	thanks for the buggy ride [old-fashioned] i.	eğlenceliydi/keyifliydi, teşekkürler
143	Konuşma Dili	thanks for the buggy ride [old-fashioned] i.	bir ilişkiyi bitirirken söylenen bir söz ("buggy ride" cinsel ilişki yerine kullanılan örtmece bir söz)
144	Konuşma Dili	stew bum [old-fashioned] i.	alkolik
145	Konuşma Dili	stew bum [old-fashioned] i.	müptela
146	Konuşma Dili	stew bum [old-fashioned] i.	sefil
147	Konuşma Dili	stew bum [old-fashioned] i.	bağımlı
148	Konuşma Dili	stew bum [old-fashioned] i.	ayyaş
149	Konuşma Dili	stew bum [old-fashioned] i.	ipsiz sapsız
150	Konuşma Dili	stew bum [old-fashioned] i.	evsiz barksız
151	Konuşma Dili	stew bum [old-fashioned] i.	yersiz yurtsuz
152	Konuşma Dili	stew bum [old-fashioned] i.	derbeder
153	Konuşma Dili	stew bum [old-fashioned] i.	berduş
154	Konuşma Dili	stew bum [old-fashioned] i.	başıboş
155	Konuşma Dili	stew bum [old-fashioned] i.	serseri
156	Konuşma Dili	stew bum [old-fashioned] i.	evsiz
157	Konuşma Dili	stew bum [old-fashioned] i.	dilenci
158	Konuşma Dili	stew bum [old-fashioned] i.	ipi kırık
159	Konuşma Dili	stew bum [old-fashioned] i.	ipsiz
160	Konuşma Dili	stew bum [old-fashioned] i.	it kopuk
161	Konuşma Dili	stew bum [old-fashioned] i.	düşkün
162	Konuşma Dili	stew bum [old-fashioned] i.	beş parasız
163	Konuşma Dili	stew bum [old-fashioned] i.	meteliksiz
164	Konuşma Dili	stew bum [old-fashioned] i.	sefalet/yoksulluk içinde kimse
165	Konuşma Dili	a dusty reply [old-fashioned] [uk] i.	kısa ve sert cevap
166	Konuşma Dili	a dusty reply [old-fashioned] [uk] i.	yardımcı olmayan cevap
167	Konuşma Dili	giggle soup [old-fashioned] i.	alkollü içecek
168	Konuşma Dili	giggle soup [old-fashioned] i.	içki
169	Konuşma Dili	giggle soup [old-fashioned] i.	köpüklü şarap
170	Konuşma Dili	giggle water [old-fashioned] i.	alkollü içecek
171	Konuşma Dili	giggle water [old-fashioned] i.	içki
172	Konuşma Dili	giggle water [old-fashioned] i.	köpüklü şarap
173	Konuşma Dili	mickey mouse habit [old-fashioned] i.	basit bağımlılık
174	Konuşma Dili	mickey mouse habit [old-fashioned] i.	gelip geçici alışkanlık/bağımlılık
175	Konuşma Dili	mickey mouse habit [old-fashioned] i.	küçük/önemsiz bir alışkanlık
176	Konuşma Dili	one shot in (one's) locker [old-fashioned] i.	(birinin) son şansı/fırsatı
177	Konuşma Dili	one shot in (one's) locker [old-fashioned] i.	(birinin) tek atımlık/son kurşunu
178	Konuşma Dili	poke borak at (someone or something) [old-fashioned] [australia] f.	(biriyle ya da bir şeyle) dalga geçmek
179	Konuşma Dili	poke borak at (someone or something) [old-fashioned] [australia] f.	alaya almak
180	Konuşma Dili	poke borak at (someone or something) [old-fashioned] [australia] f.	tiye almak
181	Konuşma Dili	poke borak at (someone or something) [old-fashioned] [australia] f.	maskara etmek
182	Konuşma Dili	poke borak at (someone or something) [old-fashioned] [australia] f.	gırgır geçmek
183	Konuşma Dili	poke borak at (someone or something) [old-fashioned] [australia] f.	maytap geçmek
184	Konuşma Dili	poke borak at (someone or something) [old-fashioned] [australia] f.	kafa bulmak
185	Konuşma Dili	be up the pole [old-fashioned] [uk] f.	aklını kaçırmış olmak
186	Konuşma Dili	be up the pole [old-fashioned] [uk] f.	aklını yemiş olmak
187	Konuşma Dili	be up the pole [old-fashioned] [uk] f.	kafadan kontak/kaçık olmak
188	Konuşma Dili	be up the pole [old-fashioned] [uk] f.	hapı yutmuş olmak
189	Konuşma Dili	be up the pole [old-fashioned] [uk] f.	zor durumda olmak
190	Konuşma Dili	be up the pole [old-fashioned] [uk] f.	sıkıntı içinde olmak
191	Konuşma Dili	be up the pole [old-fashioned] [uk] f.	sıkıntıda olmak
192	Konuşma Dili	be mother [old-fashioned] f.	annelik yapmak
193	Konuşma Dili	be mother [old-fashioned] f.	yedirmek içirmek
194	Konuşma Dili	be mother [old-fashioned] f.	(ingilizler için) çay servisini yapmak
195	Konuşma Dili	get on famously [old-fashioned] f.	sıkı fıkı olmak
196	Konuşma Dili	get along famously [old-fashioned] f.	sıkı fıkı olmak
197	Konuşma Dili	get on famously [old-fashioned] f.	çok iyi anlaşmak
198	Konuşma Dili	get along famously [old-fashioned] f.	çok iyi anlaşmak
199	Konuşma Dili	get on famously [old-fashioned] f.	iyi geçinmek
200	Konuşma Dili	get along famously [old-fashioned] f.	iyi geçinmek
201	Konuşma Dili	get on famously [old-fashioned] f.	aralarından su sızmamak
202	Konuşma Dili	get along famously [old-fashioned] f.	aralarından su sızmamak
203	Konuşma Dili	be the (absolute) limit [old-fashioned] f.	dayanılmaz/çekilmez biri/bir şey olmak
204	Konuşma Dili	be the (absolute) limit [old-fashioned] f.	sinir bozucu biri/bir şey olmak
205	Konuşma Dili	be the (absolute) limit [old-fashioned] f.	haddini aşan biri/bir şey olmak
206	Konuşma Dili	be the (absolute) limit [old-fashioned] f.	çok can sıkıcı biri/bir şey olmak
207	Konuşma Dili	be the (absolute) limit [old-fashioned] f.	eziyet verici biri/bir şey olmak
208	Konuşma Dili	be the (absolute) limit [old-fashioned] f.	eziyet olmak
209	Konuşma Dili	laid to the bone [old-fashioned] s.	çırılçıplak
210	Konuşma Dili	laid to the bone [old-fashioned] s.	anadan üryan
211	Konuşma Dili	laid to the bone [old-fashioned] s.	dımdızlak
212	Konuşma Dili	dizzy with a dame [old-fashioned] s.	bir kadın başını döndürmüş
213	Konuşma Dili	dizzy with a dame [old-fashioned] s.	bir kadın aklını başından almış
214	Konuşma Dili	dizzy with a dame [old-fashioned] s.	bir kadına vurulmuş
215	Konuşma Dili	high old time [old-fashioned] s.	son derece eğlenceli
216	Konuşma Dili	high old time [old-fashioned] s.	olağanüstü zevkli
217	Konuşma Dili	high old time [old-fashioned] s.	aşırı keyifli
218	Konuşma Dili	a bit thick/strong [old-fashioned] [uk] s.	haksız
219	Konuşma Dili	a bit thick/strong [old-fashioned] [uk] s.	kabul edilemez
220	Konuşma Dili	a bit thick/strong [old-fashioned] [uk] s.	biraz aşırı
221	Konuşma Dili	a bit thick/strong [old-fashioned] [uk] s.	biraz fazla
222	Konuşma Dili	rootin'-tootin' [old-fashioned] s.	heyecan verici
223	Konuşma Dili	rootin'-tootin' [old-fashioned] s.	coşkulu
224	Konuşma Dili	rootin'-tootin' [old-fashioned] s.	neşeli
225	Konuşma Dili	rootin'-tootin' [old-fashioned] s.	başarılı
226	Konuşma Dili	rootin'-tootin' [old-fashioned] s.	tipik kovboy
227	Konuşma Dili	rootin'-tootin' [old-fashioned] s.	tipik kovboy filmi
228	Konuşma Dili	rootin'-tootin' [old-fashioned] s.	klişe kovboy/kovboy filmi
229	Konuşma Dili	good old-fashioned s.	modası geçmiş
230	Konuşma Dili	good old-fashioned s.	demode
231	Konuşma Dili	good old-fashioned s.	eski moda
232	Konuşma Dili	what-ho [old-fashioned] ünl.	selamlama ifadesi
233	Konuşma Dili	what-ho [old-fashioned] ünl.	dikkat çekme ifadesi
234	Konuşma Dili	write if you get work [old-fashioned] expr.	bana yaz
235	Konuşma Dili	write if you get work [old-fashioned] expr.	beni habersiz bırakma
236	Konuşma Dili	write if you get work [old-fashioned] expr.	yine haberleşelim
237	Konuşma Dili	write if you get work [old-fashioned] expr.	hoşça kal
238	Konuşma Dili	write if you get work [old-fashioned] expr.	beni ara
239	Konuşma Dili	write if you get work [old-fashioned] expr.	araşalım
240	Konuşma Dili	write if you get work [old-fashioned] expr.	arada haber et
241	Konuşma Dili	(well,) I'll be darned! [old-fashioned] expr.	hadi ya
242	Konuşma Dili	(well,) I'll be darned! [old-fashioned] expr.	vay be
243	Konuşma Dili	(well,) I'll be darned! [old-fashioned] expr.	hadi canım sen de
244	Konuşma Dili	(well,) I'll be darned! [old-fashioned] expr.	bir yaşıma daha girdim
245	Konuşma Dili	(well,) I'll be darned! [old-fashioned] expr.	vay anasını
246	Konuşma Dili	(well,) I'll be darned! [old-fashioned] expr.	yok artık
247	Konuşma Dili	(well,) I'll be darned! [old-fashioned] expr.	şaştım kaldım
248	Konuşma Dili	on (one's) slate [old-fashioned] expr.	(birinin) hesabına
249	Konuşma Dili	on (one's) slate [old-fashioned] expr.	(birinin) borç/veresiye listesine
250	Konuşma Dili	beyond your ken [old-fashioned] expr.	bilginin/anlayışının dışında
251	Konuşma Dili	beyond your ken [old-fashioned] expr.	aklının ermeyeceği/almayacağı
252	Konuşma Dili	beyond your ken [old-fashioned] expr.	kabiliyetini/zekanı aşan
253	Konuşma Dili	outside your ken [old-fashioned] expr.	bilginin/anlayışının dışında
254	Konuşma Dili	outside your ken [old-fashioned] expr.	aklının ermeyeceği/almayacağı
255	Konuşma Dili	outside your ken [old-fashioned] expr.	kabiliyetini/zekanı aşan
256	Konuşma Dili	there, there! [old-fashioned] expr.	geçti geçti!
257	Konuşma Dili	there, there! [old-fashioned] expr.	üzülme!
258	Konuşma Dili	take two and hit to right [old-fashioned] [us] expr.	ne bileyim
259	Konuşma Dili	the answer's a lemon [old-fashioned] [uk] expr.	bu nasıl soru
260	Konuşma Dili	the answer's a lemon [old-fashioned] [uk] expr.	bu soruyu sormadın kabul ediyorum
261	Konuşma Dili	the answer's a lemon [old-fashioned] [uk] expr.	ne saçma bir soru
262	Konuşma Dili	(I'll) see you in the funnies [old-fashioned] expr.	güle güle
263	Konuşma Dili	(I'll) see you in the funnies [old-fashioned] expr.	iyi günler
264	Konuşma Dili	(I'll) see you in the funnies [old-fashioned] expr.	iyi günlerde görüşmek üzere
265	Konuşma Dili	(I'll) see you in the funnies [old-fashioned] expr.	yine görüşmek üzere
266	Konuşma Dili	(I'll) see you in the funny pages [old-fashioned] expr.	güle güle
267	Konuşma Dili	(I'll) see you in the funny pages [old-fashioned] expr.	iyi günler
268	Konuşma Dili	(I'll) see you in the funny pages [old-fashioned] expr.	iyi günlerde görüşmek üzere
269	Konuşma Dili	(I'll) see you in the funny pages [old-fashioned] expr.	yine görüşmek üzere
270	Konuşma Dili	(I'll) see you in the funny papers [old-fashioned] expr.	güle güle
271	Konuşma Dili	(I'll) see you in the funny papers [old-fashioned] expr.	iyi günler
272	Konuşma Dili	(I'll) see you in the funny papers [old-fashioned] expr.	iyi günlerde görüşmek üzere
273	Konuşma Dili	(I'll) see you in the funny papers [old-fashioned] expr.	yine görüşmek üzere
274	Konuşma Dili	and no mistake! [old-fashioned] [uk] expr.	kesinlikle!
275	Konuşma Dili	and no mistake! [old-fashioned] [uk] expr.	muhakkak!
276	Konuşma Dili	and no mistake! [old-fashioned] [uk] expr.	kuşkusuz!
277	Konuşma Dili	and no mistake! [old-fashioned] [uk] expr.	şüphesiz!
278	Konuşma Dili	and no mistake! [old-fashioned] [uk] expr.	su götürmez!
279	Konuşma Dili	and no mistake! [old-fashioned] [uk] expr.	hiç şüphe yok!
280	Konuşma Dili	and that's flat! [old-fashioned] [uk] expr.	o kadar!
281	Konuşma Dili	and that's flat! [old-fashioned] [uk] expr.	işte o kadar!
282	Konuşma Dili	and that's flat! [old-fashioned] [uk] expr.	bitmiştir!
283	Konuşma Dili	and that's flat! [old-fashioned] [uk] expr.	konu kapanmıştır!
284	Konuşma Dili	and that's flat! [old-fashioned] [uk] expr.	açık ve kesin!
285	Konuşma Dili	and that's flat! [old-fashioned] [uk] expr.	ve bu son sözüm!
286	Konuşma Dili	and that's flat! [old-fashioned] [uk] expr.	ve son sözüm bu!
287	Konuşma Dili	and that's flat! [old-fashioned] [uk] expr.	ve son kararım bu!
288	Konuşma Dili	the best of luck (to somebody) [old-fashioned] expr.	(birine) iyi şanslar
289	Konuşma Dili	the best of luck (to somebody) [old-fashioned] expr.	(birine) bol şans
290	Konuşma Dili	the best of luck (to somebody) [old-fashioned] expr.	(birine) başarılar
291	Konuşma Dili	did you ever (...)! [old-fashioned] expr.	sen hiç (…)!
292	Konuşma Dili	did you ever (...)! [old-fashioned] expr.	daha önce hiç (…)!
293	Konuşma Dili	do you know the bishop of norwich? [old-fashioned] expr.	bir yemek davetinde şarabı tekeline alan kişi için kullanılan ve "norwich piskoposunu tanıyor musun/norwich piskoposuyla bir akrabalığın var mı?" anlamına gelen bir söz
294	Konuşma Dili	do you know the bishop of norwich? [old-fashioned] expr.	tekel gibisin
295	Konuşma Dili	do you know the bishop of norwich? [old-fashioned] expr.	şişe eline mi yapıştı
296	Konuşma Dili	(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr.	hayret doğrusu
297	Konuşma Dili	(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr.	hayret bir olay
298	Konuşma Dili	(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr.	bak sen şu işe
299	Konuşma Dili	(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr.	yok artık
300	Konuşma Dili	(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr.	vay canına
301	Konuşma Dili	(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr.	bir yaşıma daha girdim
302	Konuşma Dili	(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr.	hadi ya
303	Konuşma Dili	good day [old-fashioned] expr.	haydi güle güle
304	Konuşma Dili	good day [old-fashioned] expr.	haydi sana güle güle
305	Konuşma Dili	lord love you [old-fashioned] [us] expr.	ne yazık ki
306	Konuşma Dili	lord love you [old-fashioned] [us] expr.	hay allah
307	Konuşma Dili	lord love you [old-fashioned] [us] expr.	allah ne muradın varsa versin
308	Konuşma Dili	lord love you [old-fashioned] [us] expr.	allah'ın sevgili kulusun
309	Konuşma Dili	the devil you say [old-fashioned] expr.	hadi canım
310	Konuşma Dili	the devil you say [old-fashioned] expr.	ne diyorsun?
311	Konuşma Dili	there, there! [old-fashioned] expr.	geçti, geçti!
312	Konuşma Dili	there, there! [old-fashioned] expr.	tamam, tamam!
313	Konuşma Dili	there, there! [old-fashioned] expr.	üzülme!
314	Konuşma Dili	yours ever [old-fashioned] expr.	daima senin olan
315	Konuşma Dili	yours ever [old-fashioned] expr.	her zaman senin olan
316	Konuşma Dili	yours ever [old-fashioned] expr.	daima/her zaman sana ait olan
317	Konuşma Dili	hell’s teeth [old-fashioned] [uk] exclam.	aman tanrım
318	Konuşma Dili	hell’s teeth [old-fashioned] [uk] exclam.	aman allahım
319	Konuşma Dili	mark you [old-fashioned] exclam.	unutma ki
320	Konuşma Dili	mark you [old-fashioned] exclam.	dikkatini çekerim ki
321	Konuşma Dili	mark you [old-fashioned] exclam.	hesaba katmak gerek ki
322	Konuşma Dili	mark you [old-fashioned] exclam.	bilmek gerek ki
323	Konuşma Dili	mark you [old-fashioned] exclam.	göz ardı etmemek gerek ki
324	Konuşma Dili	mark you [old-fashioned] exclam.	göz önünde bulundurmak gerek ki
325	Konuşma Dili	(oh) me, oh my [old-fashioned] exclam.	aman tanrım
326	Konuşma Dili	(oh) me, oh my [old-fashioned] exclam.	amanın
327	Konuşma Dili	(oh) me, oh my [old-fashioned] exclam.	aman ya rabbi
328	Konuşma Dili	(oh) me, oh my [old-fashioned] exclam.	aman allah'ım
329	Konuşma Dili	(oh) me, oh my [old-fashioned] exclam.	tanrım
330	Konuşma Dili	(oh) me, oh my [old-fashioned] exclam.	vay be
331	Konuşma Dili	(oh) me, oh my [old-fashioned] exclam.	vay canına
332	Konuşma Dili	(well,) I'll be blowed! [old-fashioned] exclam.	hadi canım
333	Konuşma Dili	(well,) I'll be blowed! [old-fashioned] exclam.	vay be
334	Konuşma Dili	(well,) I'll be blowed! [old-fashioned] exclam.	vay anasını
335	Konuşma Dili	(well,) I'll be blowed! [old-fashioned] exclam.	vay canına
336	Konuşma Dili	(well,) I'll be blowed! [old-fashioned] exclam.	hayret bir olay
337	Konuşma Dili	(well,) I'll be blowed! [old-fashioned] exclam.	hadi ya
338	Konuşma Dili	(well,) I'll be blowed! [old-fashioned] exclam.	bir yaşıma daha girdim
339	Konuşma Dili	(well,) I'll be blowed! [old-fashioned] exclam.	yok artık
340	Konuşma Dili	(well,) I'll be blowed! [old-fashioned] exclam.	şaştım kaldım
341	Konuşma Dili	(well,) I'll be durned![old-fashioned] exclam.	hadi canım
342	Konuşma Dili	(well,) I'll be durned![old-fashioned] exclam.	vay be
343	Konuşma Dili	(well,) I'll be durned![old-fashioned] exclam.	vay anasını
344	Konuşma Dili	(well,) I'll be durned![old-fashioned] exclam.	vay canına
345	Konuşma Dili	(well,) I'll be durned![old-fashioned] exclam.	hayret bir olay
346	Konuşma Dili	(well,) I'll be durned![old-fashioned] exclam.	hadi ya
347	Konuşma Dili	(well,) I'll be durned![old-fashioned] exclam.	bir yaşıma daha girdim
348	Konuşma Dili	(well,) I'll be durned![old-fashioned] exclam.	yok artık
349	Konuşma Dili	(well,) I'll be durned![old-fashioned] exclam.	şaştım kaldım
350	Konuşma Dili	how do ye do? [old-fashioned] exclam.	n'a ber?
351	Konuşma Dili	how do ye do? [old-fashioned] exclam.	ne var ne yok?
352	Konuşma Dili	how do? [old-fashioned] exclam.	nasılsınız?
353	Konuşma Dili	how do? [old-fashioned] exclam.	ne var ne yok?
Idioms
354	Deyim	a bad quarter of an hour [old-fashioned] i.	nahoş bir an
355	Deyim	a dusty reply [old-fashioned] i.	nahoş yanıt
356	Deyim	a pile jack rice couldn't jump over [old-fashioned] i.	çuval dolusu para
357	Deyim	a rake's progress [old-fashioned] i.	zevkusefa alemlerine dalma
358	Deyim	stool pigeon [old-fashioned] i.	muhbir
359	Deyim	a stool pigeon [old-fashioned] i.	muhbir
360	Deyim	a bad quarter of an hour [old-fashioned] i.	sinir bozucu bir an
361	Deyim	a dusty reply [old-fashioned] i.	ters yanıt
362	Deyim	a pile jack rice couldn't jump over [old-fashioned] i.	tonla para
363	Deyim	a rake's progress [old-fashioned] i.	hovardalık peşinde koşma
364	Deyim	a bad quarter of an hour [old-fashioned] i.	zorlayıcı bir an
365	Deyim	a dusty reply [old-fashioned] i.	kaba yanıt
366	Deyim	a pile jack rice couldn't jump over [old-fashioned] i.	dünya kadar para
367	Deyim	a bad quarter of an hour [old-fashioned] i.	tatsız bir an
368	Deyim	a pile jack rice couldn't jump over [old-fashioned] i.	para içinde yüzmek
369	Deyim	hog in armor [old-fashioned] i.	süslü/züppe/gösterişçi kişi
370	Deyim	mrs. astor's pet horse [old-fashioned] i.	aşırı süslü/şık kimse
371	Deyim	mrs. astor's plush horse [old-fashioned] i.	aşırı süslü/şık kimse
372	Deyim	mrs. astor's pet horse [old-fashioned] i.	şıkıdım
373	Deyim	mrs. astor's plush horse [old-fashioned] i.	şıkıdım
374	Deyim	mrs. astor's pet horse [old-fashioned] i.	şık latife
375	Deyim	mrs. astor's plush horse [old-fashioned] i.	şık latife
376	Deyim	mrs. astor's pet horse [old-fashioned] i.	iddialı/gösterişli giyinmiş kişi
377	Deyim	mrs. astor's plush horse [old-fashioned] i.	iddialı/gösterişli giyinmiş kişi
378	Deyim	a bit of crackling [old-fashioned] i.	cinsel nesne olarak görülen çekici kadın
379	Deyim	a bit of crackling [old-fashioned] i.	çekici kadın
380	Deyim	a bit of crackling [old-fashioned] i.	afet
381	Deyim	a bit of crackling [old-fashioned] i.	taş (kız/kadın)
382	Deyim	a bit of crackling [old-fashioned] i.	çıtır
383	Deyim	the whole team and the dog under the wagon [old-fashioned] [us] i.	işin ustası
384	Deyim	the whole team and the dog under the wagon [old-fashioned] [us] i.	elinden her iş gelen kimse
385	Deyim	the whole team and the dog under the wagon [old-fashioned] [us] i.	mahir
386	Deyim	the whole team and the dog under the wagon [old-fashioned] [us] i.	on parmağında on marifet olan kimse
387	Deyim	old gray mare [old-fashioned] i.	yaşlı kimse/şey
388	Deyim	old gray mare [old-fashioned] i.	ihtiyar kimse/şey
389	Deyim	old gray mare [old-fashioned] i.	modası geçmiş kimse/şey
390	Deyim	old gray mare [old-fashioned] i.	miadını doldurmuş kimse/şey
391	Deyim	old gray mare [old-fashioned] i.	çağ dışı kalmış kimse/şey
392	Deyim	old gray mare [old-fashioned] i.	eski şey
393	Deyim	old gray mare [old-fashioned] i.	demode şey
394	Deyim	old gray mare [old-fashioned] i.	emektar kimse/şey
395	Deyim	matinée idol [old-fashioned] i.	yıldız oyuncu
396	Deyim	matinée idol [old-fashioned] i.	yıldız aktör
397	Deyim	matinée idol [old-fashioned] i.	film/tiyatro/televizyon yıldızı
398	Deyim	matinée idol [old-fashioned] i.	hayranları tarafından çok sevilen/idol olarak görülen yıldız aktör
399	Deyim	king or kaiser [old-fashioned] i.	herhangi bir hükümdar
400	Deyim	king or kaiser [old-fashioned] i.	yönetenler
401	Deyim	king or kaiser [old-fashioned] i.	en çok güç sahibi kişiler
402	Deyim	king or kaiser [old-fashioned] i.	hakimiyet sahibi kişiler
403	Deyim	king or kaiser [old-fashioned] i.	en yüksek mertebedeki kişiler
404	Deyim	king or kaiser [old-fashioned] i.	ne kral ne imparator
405	Deyim	king or kaiser [old-fashioned] i.	kral da imparator da
406	Deyim	king or kaiser [old-fashioned] i.	herhangi bir fani hükümdar/hükmeden
407	Deyim	three-dog night [old-fashioned] i.	aşırı derecede soğuk gece
408	Deyim	three-dog night [old-fashioned] i.	buz gibi gece
409	Deyim	the whole team and the dog under the wagon [old-fashioned] [us] i.	çok yetenekli kimse
410	Deyim	the whole team and the dog under the wagon [old-fashioned] [us] i.	tek kişilik dev kadro
411	Deyim	the whole team and the dog under the wagon [old-fashioned] [us] i.	tüm işleri yürüten kimse
412	Deyim	the whole team and the dog under the wagon [old-fashioned] [us] i.	her şeyi çekip çeviren kimse
413	Deyim	the whole team and the dog under the wagon [old-fashioned] [us] i.	bir başarının arkasındaki asıl kişi
414	Deyim	(butter and) egg money [old-fashioned] i.	bir çiftçinin karısının çiftlikte üretilen bazı ürünleri (yumurta, tereyağı) satarak kazandığı ekstra para
415	Deyim	a bad lot [old-fashioned] [uk] i.	karaktersiz kimse
416	Deyim	a bad lot [old-fashioned] [uk] i.	yalancı kimse
417	Deyim	a bad lot [old-fashioned] [uk] i.	sahtekar kimse
418	Deyim	a bad lot [old-fashioned] [uk] i.	ikiyüzlü kimse
419	Deyim	a dusty answer [old-fashioned] [uk] i.	ters bir yanıt
420	Deyim	a dusty answer [old-fashioned] [uk] i.	aksi bir cevap
421	Deyim	a dusty answer [old-fashioned] [uk] i.	kaba bir cevap
422	Deyim	a dusty answer [old-fashioned] [uk] i.	kısa ve sert bir yanıt
423	Deyim	a dusty answer [old-fashioned] [uk] i.	yardımcı olmayan bir cevap
424	Deyim	a good egg [old-fashioned] i.	helal süt emmiş kimse
425	Deyim	a good egg [old-fashioned] i.	kibar ve güvenilir kimse
426	Deyim	a job of work [old-fashioned] [uk] i.	bitirilmesi gereken iş
427	Deyim	a job of work [old-fashioned] [uk] i.	yapılacak iş
428	Deyim	a job of work [old-fashioned] [uk] i.	görev
429	Deyim	a job of work [old-fashioned] [uk] i.	yerine getirilmesi/tamamlanması gereken görev
430	Deyim	a mess of pottage [old-fashioned] i.	üç kuruş
431	Deyim	a mess of pottage [old-fashioned] i.	çer çöp
432	Deyim	a mess of pottage [old-fashioned] i.	değersiz şey
433	Deyim	a mess of pottage [old-fashioned] i.	üç kuruşluk şey
434	Deyim	a mess of pottage [old-fashioned] i.	kısa sürede değerini kaybedecek şey
435	Deyim	a pig in a poke [old-fashioned] i.	körü körüne alışveriş
436	Deyim	a pig in a poke [old-fashioned] i.	gözü kapalı alışveriş
437	Deyim	a pig in a poke [old-fashioned] i.	iyice kontrol etmeden yapılan alışveriş
438	Deyim	a pig in a poke [old-fashioned] i.	dikkatsizce yapılan alışveriş
439	Deyim	a pig in a poke [old-fashioned] i.	körü körüne kabul etme
440	Deyim	a pig in a poke [old-fashioned] i.	gözü kabul etme
441	Deyim	a pig in a poke [old-fashioned] i.	iyice kontrol etmeden kabul etme
442	Deyim	a pig in a poke [old-fashioned] i.	sağına soluna bakmadan kabul etme/alma
443	Deyim	a pig in a poke [old-fashioned] i.	kandırılma
444	Deyim	a pig in a poke [old-fashioned] i.	göz boyama
445	Deyim	a shotgun wedding [old-fashioned] i.	hamilelik nedeniyle yapılmaya zorlanan evlilik
446	Deyim	a shotgun wedding [old-fashioned] i.	hamilelik gibi nedenlerle yapılan mecburi evlilik
447	Deyim	a shotgun wedding [old-fashioned] i.	evlilik dışı hamile kalmış kadının babasının zorlamasıyla yapılan evlilik
448	Deyim	a shotgun wedding [old-fashioned] i.	zorunlu evlilik
449	Deyim	a shotgun marriage [old-fashioned] i.	hamilelik nedeniyle yapılmaya zorlanan evlilik
450	Deyim	a shotgun marriage [old-fashioned] i.	hamilelik gibi nedenlerle yapılan mecburi evlilik
451	Deyim	a shotgun marriage [old-fashioned] i.	evlilik dışı hamile kalmış kadının babasının zorlamasıyla yapılan evlilik
452	Deyim	a shotgun marriage [old-fashioned] i.	zorunlu evlilik
453	Deyim	a slip of a boy [old-fashioned] i.	ufak tefek genç kız
454	Deyim	a slip of a boy [old-fashioned] i.	çıtı pıtı genç kız
455	Deyim	a slip of a girl [old-fashioned] i.	ufak tefek genç erkek
456	Deyim	a slip of a girl [old-fashioned] i.	çıtı pıtı genç erkek
457	Deyim	a sprat to catch a mackerel [old-fashioned] [uk] i.	kaz gelecek yerden tavuğu esirgememe
458	Deyim	a sprat to catch a mackerel [old-fashioned] [uk] i.	küçük bir girişimle/çabayla büyük kazanç sağlama
459	Deyim	a sprat to catch a mackerel [old-fashioned] [uk] i.	küçük bir risk alarak büyük bir kazanç sağlama
460	Deyim	bad blood (between people) [old-fashioned] i.	(insanlar/birileri arasında) dargınlık
461	Deyim	bad blood (between people) [old-fashioned] i.	(insanlar/birileri arasında) düşmanlık
462	Deyim	bad blood (between people) [old-fashioned] i.	(insanlar/birileri arasında) kin
463	Deyim	bad blood (between people) [old-fashioned] i.	(insanlar/birileri arasında) öfke
464	Deyim	bad blood (between people) [old-fashioned] i.	(insanlar/birileri arasında) husumet
465	Deyim	bad blood (between people) [old-fashioned] i.	(insanlar/birileri arasında) kızgınlık
466	Deyim	bad blood (between a and b) [old-fashioned] i.	(birileri arasında) dargınlık
467	Deyim	bad blood (between a and b) [old-fashioned] i.	(birileri arasında) düşmanlık
468	Deyim	bad blood (between a and b) [old-fashioned] i.	(birileri arasında) kin
469	Deyim	bad blood (between a and b) [old-fashioned] i.	(birileri arasında) öfke
470	Deyim	bad blood (between a and b) [old-fashioned] i.	(birileri arasında) husumet
471	Deyim	bad blood (between a and b) [old-fashioned] i.	(birileri arasında) kızgınlık
472	Deyim	good form [old-fashioned] [uk] i.	uygunluk
473	Deyim	good form [old-fashioned] [uk] i.	görgülü olma
474	Deyim	good form [old-fashioned] [uk] i.	kibarlık
475	Deyim	good form [old-fashioned] [uk] i.	hoşluk
476	Deyim	bad form [old-fashioned] [uk] i.	uygunsuzluk
477	Deyim	bad form [old-fashioned] [uk] i.	görgüsüzlük
478	Deyim	bad form [old-fashioned] [uk] i.	kabalık
479	Deyim	bad form [old-fashioned] [uk] i.	nahoşluk
480	Deyim	land so poor you couldn't raise a fuss on it [old-fashioned] [us] i.	çorak arazi/toprak
481	Deyim	land so poor you couldn't raise a fuss on it [old-fashioned] [us] i.	aşırı verimsiz toprak
482	Deyim	land so poor you couldn't raise a fuss on it [old-fashioned] [us] i.	üzerinde bir şey yetiştirmeye elverişsiz arazi/toprak
483	Deyim	laughing soup [old-fashioned] i.	içki
484	Deyim	laughing soup [old-fashioned] i.	alkol
485	Deyim	laughing soup [old-fashioned] i.	alkollü içki
486	Deyim	laughing soup [old-fashioned] i.	şampanya
487	Deyim	laughing water [old-fashioned] i.	içki
488	Deyim	laughing water [old-fashioned] i.	alkol
489	Deyim	laughing water [old-fashioned] i.	alkollü içki
490	Deyim	laughing water [old-fashioned] i.	şampanya
491	Deyim	rare old time [old-fashioned] i.	çok güzel/eğlenceli zaman
492	Deyim	ring-tailed snorter [old-fashioned] i.	domuz
493	Deyim	ring-tailed snorter [old-fashioned] i.	gösterişli kimse
494	Deyim	ring-tailed snorter [old-fashioned] i.	eksantrik kimse
495	Deyim	ring-tailed snorter [old-fashioned] i.	tuhaf/acayip tip
496	Deyim	ring-tailed snorter [old-fashioned] i.	enerjik kimse
497	Deyim	ring-tailed snorter [old-fashioned] i.	hareketli kimse
498	Deyim	ring-tailed snorter [old-fashioned] i.	kıpır kıpır kimse
499	Deyim	ring-tailed snorter [old-fashioned] i.	hevesli kimse
500	Deyim	ring-tailed snorter [old-fashioned] i.	ateşli kimse