Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Çeviri
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Çeviri
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
yerel yönetim çalışanları
yardımcı defter
havasız tuğla
sub-contractor
nadir görülen kalıtsal bir hastalık
dişli tipte çakı
psychology of environment
lokal parça
graciously
1970'ler ve 80'lerde popüler olan acayip, düzen karşıtı, kültür karşıtı tarzı benimseyenler gibi davranmaya çalışan ve başarısız olan
mertebe hesabı
leatherhead
domuz gibi terlemek
en üstün başarı
arkası potaya dönük topu aldıktan sonra potaya dönüp zıplayarak yapılan atış
lept-
birinci bölge
asla asla deme
karboksi terminal bölge
erken başlangıçlı belirtiler
yetersiz edim
bir çeşit kapaklı laboratuvar tüpü
silindirsel bilyalı yatak
garip fikir
bölge seçimi
olmamış
Geçmiş
Cümleler
"olmamış"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 8 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Genel
1
Genel
olmamış
raw
s.
2
Genel
olmamış
immature
s.
3
Genel
olmamış
ragged
s.
4
Genel
olmamış
unripe
s.
5
Genel
olmamış
green
s.
6
Genel
olmamış
rear
s.
Deyim
7
Deyim
olmamış
a bit off
s.
8
Deyim
olmamış
a little off go to a bit
s.
"olmamış"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 155 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Genel
1
Genel
ikna olmamış
unconvinced
s.
Tom seemed
unconvinced.
Tom
ikna olmamış
görünüyordu.
More Sentences
2
Genel
tatmin olmamış
dissatisfied
s.
I was
dissatisfied
with our team's performance in the league.
Takımımızın ligdeki performansından
tatmin olmamıştım.
More Sentences
3
Genel
tatmin olmamış
unsatisfied
s.
He is
unsatisfied
with the result.
Sonuçtan
tatmin olmuş
değil.
More Sentences
Konuşma Dili
4
Konuşma Dili
(birinden/bir şeyden) tatmin olmamış
dissatisfied with (someone or something)
s.
She was
dissatisfied with
the service at the hotel where she stayed.
Kaldığı oteldeki hizmetten
tatmin olmamıştı.
More Sentences
Genel
5
Genel
henüz yahudi olmamış kadın ya da kız
shiksa
i.
6
Genel
olmamış vakalar/gerçekleşmemiş olaylar
never events
i.
7
Genel
nahoş bir olayı unutmak ve sanki olmamış gibi davranmak
put something to rest
f.
8
Genel
nahoş bir olayı unutmak ve sanki olmamış gibi davranmak
lay something to rest
f.
9
Genel
şok olmamış
unshoe
f.
10
Genel
ıslah olmamış
unregenerated
s.
11
Genel
reşit olmamış
under age
s.
12
Genel
dahil olmamış
uninvolved
s.
13
Genel
pişman olmamış
unrepented
s.
14
Genel
mağlup olmamış
unbeaten
s.
15
Genel
organize olmamış
unorganized
s.
16
Genel
taraf olmamış
uninvolved
s.
17
Genel
sonu henüz belli olmamış
up in the air
s.
18
Genel
yeterince motive olmamış
underchallenged
s.
19
Genel
enfekte olmamış
noninfected
s.
20
Genel
deforme olmamış
unstrained
s.
21
Genel
olmamış (meyve)
underripe
s.
22
Genel
koordine olmamış
uncoordinated
s.
23
Genel
organize olmamış
uncoordinated
s.
24
Genel
motive olmamış
unmotivated
s.
25
Genel
organize olmamış
unorganised
s.
26
Genel
deforme olmamış
undeformed
s.
27
Genel
ifşa olmamış
undivulged
s.
28
Genel
zorla olmamış
uncoerced
s.
29
Genel
zorla olmamış
unforced
s.
30
Genel
motive olmamış
nonmotivated
s.
31
Genel
(aids/hepatit vb) tedavisi olmamış
treatment-naive
s.
32
Genel
(aids/hepatit vb) tedavisi olmamış
drug-naive
s.
33
Genel
polarize olmamış
unpolarized
s.
34
Genel
fermente olmamış (ekmek)
therf [obsolete]
s.
35
Genel
rahatsız olmamış
unannoyed
s.
36
Genel
gıcık olmamış
unannoyed
s.
37
Genel
tahrik olmamış
unaroused
s.
38
Genel
hiç banka hesabı olmamış
unbanked
s.
39
Genel
tıraş olmamış
unbarbed
s.
40
Genel
devridaim olmamış
uncirculated
s.
41
Genel
deforme olmamış
uncrippled
s.
42
Genel
mahkum olmamış
undampned [obsolete]
s.
43
Genel
yeterince tatmin olmamış
underfulfilled
s.
44
Genel
yeterince memnun olmamış
underfulfilled
s.
45
Genel
motive olmamış
undriven
s.
46
Genel
mağlup olmamış
undiscomfited
s.
47
Genel
mutlu olmamış
unelated
s.
48
Genel
bir nesneye konsantre olmamış
unfocussed
s.
49
Genel
bir noktaya konsantre olmamış
unfocussed
s.
50
Genel
baba olmamış
ungotten [obsolete]
s.
51
Genel
yara olmamış
ungalled
s.
52
Genel
tahriş olmamış
ungalled
s.
53
Genel
baba olmamış
ungot [obsolete]
s.
54
Genel
mest olmamış
uninchanted [obsolete]
s.
55
Genel
telef olmamış
unperished
s.
56
Genel
helak olmamış
unperished
s.
57
Genel
perişan olmamış
unperished
s.
58
Genel
yok olmamış
unperished
s.
59
Genel
ıslah olmamış
unreformed
s.
60
Genel
tıraş olmamış
unrazored
s.
61
Genel
ıslah olmamış
unregeneracy
s.
62
Genel
(fiziksel olarak) rahatsız olmamış
unruffled
s.
63
Genel
rahatsız olmamış
unroused
s.
64
Genel
cinsel olarak tahrik olmamış
unsexy
s.
65
Genel
aşık olmamış
unsmitten
s.
66
Genel
tatmin olmamış
unstanched
s.
67
Genel
rahatsız olmamış
unsmitten
s.
68
Genel
hoşnut olmamış
unstanched
s.
69
Genel
memnun olmamış
unstanched
s.
70
Genel
rahatsız olmamış
unstirred
s.
71
Genel
abone olmamış
unsubscribed
s.
72
Genel
tatmin olmamış
unsupplied
s.
73
Genel
memnun olmamış
unsupplied
s.
74
Genel
hoşnut olmamış
unsupplied
s.
75
Genel
stres olmamış
unstressed
s.
76
Genel
kat kat olmamış
unstratified
s.
77
Genel
karman çorman olmamış
untangled
s.
78
Genel
heba olmamış
unwasted
s.
79
Genel
mağlup olmamış
unwhipped
s.
80
Genel
tam ikna olmamış
half-convinced
s.
81
Genel
olmamış meyveye ait
omphacine
s.
82
Genel
olmamış meyveden sıkılan
omphacine
s.
83
Genel
olmamış meyve ile ilişkili
omphacine
s.
84
Genel
koordine olmamış
incoherent
s.
85
Genel
tatmin olmamış
insatiated
s.
86
Genel
tatmin olmamış
insatiate
s.
87
Genel
tatmin olmamış
unfulfilled
s.
88
Genel
tatmin olmamış
out of joint
s.
89
Genel
tatmin olmamış
out of joint
s.
90
Genel
ikna olmamış bir şekilde
unconvincedly
zf.
Öbek Fiiller
91
Öbek Fiiller
olmamış saymak
put behind
f.
İfadeler
92
İfadeler
hiçbir şey olmamış gibi
as if nothing happened
expr.
93
İfadeler
daha önce hiç olmamış gibi
as never before
expr.
94
İfadeler
çok etkisi olmamış
of little avail
expr.
95
İfadeler
çok etkisi olmamış
to little avail
expr.
Atasözü
96
Atasözü
henüz olmamış bir şey için canını sıkma
don't cross that bridge till you come to it
Konuşma Dili
97
Konuşma Dili
posta ücretinden muaf olmamış (mektup, posta)
unfranked
s.
98
Konuşma Dili
tepetaklak olmamış
untumbled
s.
99
Konuşma Dili
-den tatmin olmamış
dissatisfied with
s.
100
Konuşma Dili
hiç olmamış gibi
like it never happened
expr.
101
Konuşma Dili
bir süre aktif olmamış
down for the count
expr.
102
Konuşma Dili
(biri) için zor değil/olmamış
not a bother on (someone) [ireland]
expr.
103
Konuşma Dili
(biri) için sıkıntı/sorun değil/olmamış
not a bother on (someone) [ireland]
expr.
Deyim
104
Deyim
olmamış gibi davranılan olay
(the) elephant in the corner
i.
105
Deyim
olmamış gibi davranılan olay
the elephant in the corner
i.
106
Deyim
(hiçbir şey olmamış gibi) işine devam etmek
go about one's business
f.
107
Deyim
nahoş bir olayı unutmak ve sanki olmamış gibi davranmak
lay something to rest
f.
108
Deyim
nahoş bir olayı unutmak ve sanki olmamış gibi davranmak
put something to rest
f.
109
Deyim
tatsız bir olayı unutmak ve sanki hiç olmamış gibi davranmak
put something to rest
f.
110
Deyim
tatsız bir olayı unutmak ve sanki hiç olmamış gibi davranmak
lay something to rest
f.
111
Deyim
(bir şeye) hiçbir şekilde dahil olmamış olmak
have no part in (something)
f.
112
Deyim
(bir şeye) hiçbir şekilde dahil olmamış olmak
have no part of (something)
f.
113
Deyim
henüz olmamış bir şeye üzülmek
cry before one is hurt
f.
114
Deyim
henüz olmamış bir şeyle ilgili sızlanmak
cry before one is hurt
f.
115
Deyim
sarhoş olmamış
(as) sober as a judge
s.
116
Deyim
hangi gün vardır ki akşam olmamış
the longest day must have an end
expr.
117
Deyim
olmamış bir şey için endişelenmeyelim
let's cross that bridge when we come to it
expr.
118
Deyim
henüz olmamış bir şey için stres olma/sıkıntıya girme
don't meet trouble halfway
expr.
119
Deyim
henüz olmamış bir şey için endişelenme/telaş yapma
don't meet trouble halfway
expr.
Konuşma
120
Konuşma
sanırım birbirlerini görme şansları bile olmamış
they probably didn't even see each other
expr.
Ticaret/Ekonomi
121
Ticaret/Ekonomi
tasfiye olmamış borçlar
unliquidated encumbrance
i.
122
Ticaret/Ekonomi
kote olmamış hisse senedi
unlisted stock
i.
123
Ticaret/Ekonomi
borsada kote olmamış senetler
unlisted securities
i.
124
Ticaret/Ekonomi
borsada kote olmamış hisse senedi
over the counter stock
i.
125
Ticaret/Ekonomi
borsada kote olmamış hisse senedi
unlisted stock
i.
126
Ticaret/Ekonomi
tasfiye olmamış borç
unliquidated encumbrance
i.
127
Ticaret/Ekonomi
realize olmamış kar
anticipated profit
i.
128
Ticaret/Ekonomi
realize olmamış kar
anticipatory profit
i.
129
Ticaret/Ekonomi
borsada kote olmamış
unlisted
s.
130
Ticaret/Ekonomi
konvertibl olmamış
unconverted
s.
131
Ticaret/Ekonomi
tasfiye olmamış
unliquidated
s.
132
Ticaret/Ekonomi
likide olmamış
unliquidated
s.
Hukuk
133
Hukuk
reşit olmamış kişi
minor
i.
Siyasal
134
Siyasal
başkanlık seçimlerini kazanmış olan ama henüz başkan olmamış aday
president-elect
i.
135
Siyasal
başkanlık seçimlerini kazanmış olup henüz başkan olmamış aday
president elect
i.
136
Siyasal
(siyasi veya sosyal olarak) organize olmamış
unpolicied [obsolete]
s.
Teknik
137
Teknik
polarize olmamış
non-polarized
s.
Psikoloji
138
Psikoloji
olmamış kılma
undoing
i.
Patoloji
139
Patoloji
rüptüre olmamış serebral anevrizma
nonruptured cerebral aneurysm
i.
Kimya
140
Kimya
kül olmamış
uncalcined
s.
Sosyal Bilimler
141
Sosyal Bilimler
entegre olmamış (kimse veya topluluk)
unintegrated
s.
Tarih
142
Tarih
yunan-roma kültürüne entegre olmamış kimse
barbarian
i.
Dini
143
Dini
ıslah olmamış
unsaved
s.
Çevre
144
Çevre
yok olmamış
unextinct
s.
Eski Kullanım
145
Eski Kullanım
alabora olmamış
unkeeled
s.
146
Eski Kullanım
lord olmamış
unlorded
s.
147
Eski Kullanım
yok olmamış
inextinct
s.
Argo
148
Argo
milli olmamış erkek
cherry boy
i.
149
Argo
milli olmamış erkek
cherry-boy
i.
İngiliz Argosu
150
İngiliz Argosu
sünnet olmamış cinsel organın derisi içerisinde biriken beyaz salgı
cheese
i.
151
İngiliz Argosu
sünnet olmamış cinsel organın derisi içerisinde biriken beyaz salgı
smegma
i.
Modern Argo
152
Modern Argo
covid olmamış kimse
covid virgin
i.
153
Modern Argo
inkar ederek yokmuş/öyle bir şey olmamış gibi davranma
adaptive denial
i.
154
Modern Argo
bir şey olmamış gibi davranmak
act natural
f.
155
Modern Argo
bir şey olmamış gibi davran
act natural
exclam.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of olmamış
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy