preys - Türkçe İngilizce Sözlük

preys

"preys" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 29 sonuç

İngilizce Türkçe
General
prey i. kurban
She's fallen prey to a bounty hunter.
Bir ödül avcısının kurbanı oldu.

More Sentences
prey i. av
Sami was waiting in the darkness and Layla was the prey.
Sami karanlıkta bekliyordu ve Layla da avdı.

More Sentences
prey i. yem
prey i. şikar
prey i. hayvanın avı
prey i. yemek için avlanma
prey i. mağdur
prey i. dolandırıcılık hedefi
prey i. istismar edilen kimse
prey f. sıkmak
prey f. soymak
prey f. avlamak
prey f. yağmaya gitmek
prey f. yağma etmek
prey f. gasp etmek
prey f. dolandırmak
prey f. sahtecilik yapmak
prey f. perişan etmek
prey f. talan etmek
Marine Biology
prey i. prey
Zoology
prey i. yırtıcı hayvan
prey i. avcı hayvan
prey i. alıcı kuş
prey i. yırtıcı kuş
Archaic
prey i. ganimet
prey i. yağma
prey i. talan
prey i. yağmalama
prey i. talan etme

"preys" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Marine Biology
prey prey i.

"preys" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 110 sonuç

İngilizce Türkçe
General
bird of prey i. alıcı kuş
Eagles, falcons and hawks are birds of prey.
Kartallar, doğanlar ve şahinler alıcı kuşlardır.

More Sentences
bird of prey i. yırtıcı kuş
The hawk is a bird of prey.
Şahin bir yırtıcı kuştur.

More Sentences
Phrasals
prey on (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) faydalanmak
I want you to stop preying on people's weaknesses.
İnsanların zayıflıklarından faydalanmayı bırakmanı istiyorum.

More Sentences
prey on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) istismar etmek
I want you to stop preying on people's weaknesses.
İnsanların zayıflıklarını istismar etmeye son vermeni istiyorum.

More Sentences
Idioms
fall prey to f. av olmak
She's fallen prey to a bounty hunter.
O bir kelle avcısına av oldu.

More Sentences
fall prey to (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) tuzağına düşmek
Sami may have fallen prey to Layla's trap.
Sami, Layla'nın tuzağına düşmüş olabilir.

More Sentences
General
beast of prey i. yırtıcı hayvan
an easy prey i. dişe gelir
prey animals i. av hayvanları
prey on someone's mind f. içini kemirmek
prey upon f. içine dert olmak
prey upon f. yiyip bitirmek
prey on f. avlamak
prey on f. avlayıp yemek
prey on f. rahat bırakmamak
let something prey on one's mind f. dert etmek
fall prey to f. kapılmak
prey on f. haraca kesmek (bir yeri/insanları)
fall prey to f. tutsağı olmak
prey on someone's mind f. rahat bırakmamak
prey upon f. yağmalamak
prey on f. içine dert olmak
prey on f. yağmalamak
fall a prey to time f. zamana yenilmek
fall a prey to time f. zamana yenik düşmek
prey on f. -i avlayıp soymak
prey on f. -i ağına düşürüp soymak
prey on f. -i avlayıp yemek
prey on f. içini kemirmek (kaygı/üzüntü)
Phrasals
prey on f. talan etmek
prey on f. çalmak
prey on f. avı yakalayıp yemek
prey on f. yavaş yavaş yıpranmak
prey on f. israf olmasına sebep olmak
prey on f. zayıf düşmesine sebep olmak
prey upon (someone or something) f. (birini/bir şeyi) sömürmek
prey upon (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) istifade etmek
prey upon (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) faydalanmak
prey upon (someone or something) f. (birini/bir şeyi) istismar etmek
prey upon (someone or something) f. (birini/bir şeyi) suistimal etmek
prey upon (someone or something) f. (birini/bir şeyi) kurban etmek
prey upon (someone or something) f. (birini/bir şeyi) mağdur etmek
prey upon (someone or something) f. (birini/bir şeyi) dolandırmak
prey upon (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) çıkar sağlamak
prey on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) sömürmek
prey on (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) istifade etmek
prey on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) suistimal etmek
prey on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) kurban etmek
prey on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) mağdur etmek
prey on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) dolandırmak
prey on (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) çıkar sağlamak
prey upon (something) f. (bir şeyi) avlamak
prey upon (something) f. (bir şeyi) avlayıp yemek/karnını doyurmak
prey upon (something) f. (bir şeyi) avlayarak beslenmek
prey on (something) f. (bir şeyi) avlamak
prey on (something) f. (bir şeyi) avlayıp yemek/karnını doyurmak
prey on (something) f. (bir şeyi) avlayarak beslenmek
prey upon (someone) f. (birini) çok endişelendirmek
prey upon (someone) f. (birinin) kafasını kurcalamak
prey upon (someone) f. (birini) çok kaygılandırmak
prey upon (someone) f. (birini) rahat bırakmamak
prey upon (someone) f. (birinin) çok canını sıkmak
prey upon (someone) f. (birine) büyük dert olmak
prey upon (someone) f. (birinin) içini kemirmek
prey on (someone) f. (birini) çok endişelendirmek
prey on (someone) f. (birinin) kafasını kurcalamak
prey on (someone) f. (birini) çok kaygılandırmak
prey on (someone) f. (birini) rahat bırakmamak
prey on (someone) f. (birinin) çok canını sıkmak
prey on (someone) f. (birine) büyük dert olmak
prey on (someone) f. (birinin) içini kemirmek
Phrases
fall prey to the belief that... f. inancına kapılmak
Colloquial
an easy prey i. kolay lokma
Idioms
fall prey to someone f. ağına düşmek
prey on mind f. canından bezdirmek
prey on someone's mind f. canından bezdirmek
fall a prey to f. kurda kuşa yem olmak
fall prey to someone f. tuzağına düşmek
fall prey to someone f. yem olmak
be prey to (someone or something) f. (birinin veya bir grubun) kurbanı olmak
be prey to (someone or something) f. (birine veya bir gruba) yem olmak
be prey to (someone or something) f. (birinin veya bir grubun) tuzağına düşmek
be prey to something f. bir şeyden etkilenmek
be prey to something f. bir şeyden zarar görmek
be prey to something f. bir şey kurbanı olmak
be prey to something f. bir şeyin pençesine düşmek
be prey to something f. bir şeye yenik düşmek
be prey to something f. bir şeyin ağına düşmek
fall prey to something f. bir şeyden etkilenmek
fall prey to something f. bir şeyden zarar görmek
fall prey to something f. bir şey kurbanı olmak
fall prey to something f. bir şeyin pençesine düşmek
fall prey to something f. bir şeye yenik düşmek
fall prey to something f. bir şeyin ağına düşmek
fall prey to (someone or something) f. (birine/bir şeye) av olmak
fall prey to (someone or something) f. (birine/bir şeye) kurban gitmek
fall prey to (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) ağına düşmek
fall prey to (someone or something) f. (biri/bir şey) mağduru olmak
fall prey to (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) pençesine düşmek
prey on (one's) mind f. (birini) çok endişelendirmek
prey on (one's) mind f. (birinin) kafasını kurcalamak
prey on (one's) mind f. (birini) çok kaygılandırmak
prey on (one's) mind f. (birini) rahat bırakmamak
prey on (one's) mind f. (birinin) çok canını sıkmak
prey on (one's) mind f. (birine) büyük dert olmak
prey on (one's) mind f. (birinin) içini kemirmek
Zoology
take down a prey f. avını yakalamak
take down a prey f. avını devirmek
Slang
easy prey i. kolay lokma
easy prey i. kolay hedef