rooted - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

rooted

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"rooted" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 8 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
rooted s. kökleşmiş
rooted s. köklü
General
rooted s. yerleşmiş
rooted s. kemikleşmiş
rooted s. yer etmiş
rooted s. köklü
Telecom
rooted s. root atılmış
Dentistry
rooted s. kökü pulpa boşluğunu neredeyse kapatarak daha fazla büyümesini önleyen (diş)

"rooted" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 90 sonuç

İngilizce Türkçe
General
deep rooted tradition i. kökleri eskiye dayanan gelenek
deep-rooted tradition i. öteden beri süregelen gelenek
a deep-rooted history i. köklü bir tarih
deep-rooted history i. köklü tarih
deep-rooted cultural code i. kökleşmiş kültürel kural
be rooted in f. -den kaynaklanmak
be rooted in f. köken almak
be rooted in f. kaynağını ...'den almak
deep rooted s. kökleşmiş
anatolian-rooted s. anadolu köklü
deep-rooted s. kökleşmiş (inanç)
deep-rooted s. derin köklü
deep-rooted s. kökleri derinlere inen (ağaç)
deep-rooted s. kökleşmiş
deep-rooted s. köklü
Phrasals
be rooted in f. -den çıkmak
Idioms
be rooted to the spot f. çakılıp kalmak
become rooted to the spot f. olduğu yere çakılıp kalmak
be rooted to the spot f. olduğu yere çakılıp kalmak
rooted to the spot f. (şaşkınlıktan) donakalmak
be rooted in (something) f. (bir şeyden) kaynaklanmak
be rooted in (something) f. kökü (bir şeyden) gelmek
be rooted in (something) f. kaynağını (bir şeyden) almak
be rooted in (something) f. (bir şeyden) çıkmak
be rooted in (something) f. (bir şeyden) ileri gelmek
be rooted in (something) f. (bir şeyden) gelmek
rooted to the spot s. bir yere çakılıp kalmış
rooted to the spot s. bir yere çakılı kalmış
rooted to the spot s. bir yere mıhlanmış
rooted to the spot s. kök salmış gibi
rooted to the spot s. (korkudan/şaşkınlıktan) bir yere mıhlanmış
rooted to (something or some place) s. (bir şeye/yere) sıkıca tutturulmuş
rooted to (something or some place) s. (bir şeye/yere) sıkıca bağlı
rooted to (something or some place) s. (bir şeye/yere) kök salmış
rooted to (something or some place) s. (bir şeye/yere) sıkıca tutunmuş
rooted to (something or some place) s. (bir şeyde/yerde) sabit kalmış
rooted to (something or some place) s. (bir şeye/yere) çakılıp kalmış
rooted to (something or some place) s. (bir şeye/yere) mıhlanmış
rooted to (something or some place) s. (bir şeye/yere) takılı kalmış
rooted to (something or some place) s. (bir şeyle/yerle) güçlü bağı/bağlantısı olan
rooted to (something or some place) s. (bir şeyle/yerle) güçlü bir ilişkisi olan
rooted to (something or some place) s. (bir şeyde/yerde) köklenmiş
rooted to (something or some place) s. (bir şeye/yere) yerleşmiş
rooted to something s. bir şeye/yere sıkıca bağlı
rooted to something s. (bir şeye/yere) kök salmış
rooted to something s. (bir şeye/yere) sıkıca tutunmuş
rooted in something s. bir şeye dayalı
rooted in something s. bir şeye bağlı
rooted in something s. temelini bir şeyden alan
rooted in something s. bir şey üzerine kurulu
glued/rooted to the spot s. bir noktaya mıhlanmış
glued/rooted to the spot s. bir noktada çakılı kalmış
glued/rooted to the spot s. bir noktaya çakılıp kalmış
glued/rooted to the spot s. bir noktaya kök salmış
glued/rooted to the spot s. (korkudan/şaşkınlıktan) bir noktaya mıhlanmış
glued/rooted to the spot s. donakalmış
rooted in s. -e dayalı
rooted in s. -e bağlı
rooted in s. temelini bir şeyden alan
rooted in s. üzerine kurulu
rooted to s. -e çakılıp kalmış
rooted to s. -e çakılı kalmış
rooted to s. -e kök salmış
rooted to s. -de sabit kalmış
rooted to the spot expr. donakalmış
Trade/Economic
deep-rooted past i. köklü geçmiş
deep rooted history i. köklü geçmiş
Politics
religious-rooted s. dini kökenli
islamist-rooted s. islam kökenli
Dentistry
single-rooted maxillary anterior teeth i. tek köklü maksiller ön grup dişler
single-rooted s. tek köklü
Botanic
turnip-rooted celery (apium graveolens rapaceum) i. kereviz
turnip-rooted celery (apium graveolens rapaceum) i. kereviz kökü
turnip-rooted parsley (petroselinum crispum tuberosum) i. yumru maydanoz
turnip-rooted parsley (petroselinum crispum tuberosum) i. pürüzsüz yaprakları ve yenebilir kökü olan bir maydanoz
turnip-rooted radish i. alabaş
turnip-rooted radish i. kısmen yuvarlak kökleri olan turp bitkisi
turnip-rooted chervil i. frenk maydanozu
turnip-rooted chervil i. avrupa'da yetişen kovan biçimli yumrusu yenebilir iki yıllık bir bitki
tuberous-rooted chervil i. frenk maydanozu
tuberous-rooted chervil i. avrupa'da yetişen kovan biçimli yumrusu yenebilir iki yıllık bir bitki
red-rooted pigweed i. kırmızı köklü tilki kuyruğu
fibrous-rooted begonia i. lifli köklü begonya
turnip-rooted s. yuvarlak ve altı düz bir kökü olan
tuberous-rooted s. yumru köklü
Agriculture
rooted-cuttings i. köklü çelikler
Slang
rooted [new zealand/australia] s. bozuk
rooted [new zealand/australia] s. hasarlı
rooted [new zealand/australia] s. işlevsiz
Star Wars
rooted moon i. köklü ay