sağlıksız - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

sağlıksız



"sağlıksız" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 36 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
sağlıksız unhealthy s.
General
sağlıksız poor health i.
sağlıksız dodgy s.
sağlıksız ill s.
sağlıksız insalubrious s.
sağlıksız unhealthy s.
sağlıksız unreliable s.
sağlıksız unwholesome s.
sağlıksız rundown s.
sağlıksız sickly s.
sağlıksız wrong s.
sağlıksız shaky s.
sağlıksız valetudinarian s.
sağlıksız unsound s.
sağlıksız insanitary s.
sağlıksız bad s.
sağlıksız poor s.
sağlıksız sallow s.
sağlıksız unhealthful s.
sağlıksız morbose s.
sağlıksız tender [dialect] s.
sağlıksız unsanitary s.
sağlıksız epinosic s.
sağlıksız unsalutary s.
sağlıksız valetudinous s.
sağlıksız healthless s.
sağlıksız run-down s.
sağlıksız diseaseful s.
sağlıksız down-and-out s.
sağlıksız innutrient s.
sağlıksız insalutary s.
sağlıksız invaletudinary [obsolete] s.
sağlıksız flyblown s.
Medical
sağlıksız peccant s.
Archaic
sağlıksız innutritive s.
Slang
sağlıksız cronk [australia] s.

"sağlıksız" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 52 sonuç

Türkçe İngilizce
General
sağlıksız konut unfit dwelling i.
sağlıksız bölge unsanitary zone i.
sağlıksız yiyecek unhealthy food i.
hızla ancak sağlıksız biçimde kilo vermeyi hedefleyen diyet fad diet i.
zayıf ve sağlıksız kimse windlestraw i.
sağlıksız ruh hali morbidity i.
sağlıksız olma diseasefulness [obsolete] i.
sağlıksız olma insalubriousness i.
sağlıksız olmak be unhealthy f.
sağlıksız beslenmek miseat f.
kendini sağlıksız şekilde zorlamak overexert oneself f.
sağlıksız boyutta çabalamak overexert oneself f.
temelleri sağlıksız tenuous s.
sağlıksız ve boyu fazla uzun (bitki) spindly s.
daha sağlıksız sicklier s.
en sağlıksız sickliest s.
sağlıksız şeyler yapan unhealthy s.
sağlıksız şeylere yatkın unhealthy s.
sağlıksız görünen etiolated s.
solgun ve sağlıksız (görünüş) white-livered s.
rutubetli ve sağlıksız rheumy s.
sağlıksız görünen ill-looking s.
(ev) sağlıksız koşullara sahip substandard s.
sağlıksız bir şekilde unhealthfully zf.
sağlıksız bir şekilde ghastly zf.
Phrasals
zararlı, yasadışı, sağlıksız, kötü bir şeyden uzak durmak keep off f.
Proverb
ufak tefek sağlıksız şeylerden/kaçamaklardan zarar gelmez/ölmeyiz we (all) have to eat a peck of dirt before we die
Colloquial
yüksek yağ içeren veya sağlıksız yiyeceklere uygulanan ek vergi fat tax i.
çok ve sağlıksız yemek be pigging it f.
(biraz) sağlıksız görünmek look (a little/bit) off f.
Idioms
sağlıklı/sağlıksız görünmek (not) look yourself f.
çok miktarda ve sağlıksız yiyen pigging it s.
sağlıksız durumda in poor nick expr.
sağlıksız durumda in bad nick expr.
sağlıksız durumda in poor repair expr.
sağlıksız durumda in poor state of repair expr.
Trade/Economic
sağlıksız fiyat oluşumu unhealthy price formation i.
Law
yasadışı ve sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj back-yard abortion i.
yasadışı ve sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj unsafe abortion i.
yasadışı ve sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj back-alley abortion i.
yasadışı ve sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj back alley abortion i.
Medical
sağlıksız bina sendromu sick building syndrome i.
sağlıksız beslenme malnutrition i.
sağlıksız beslenme unhealthy nutrition i.
sağlıksız dokunun dondurularak yok edilmesi cryosurgeon i.
vücut yağ oranı sağlıksız derecede yüksek olan overfat s.
Psychology
partnere sağlıksız düzeyde bağımlılık co-dependence i.
Social Sciences
avrupa ve ingiltere'de yaygın olan ve sağlıksız amerikan yiyeceklerini, amerikan dükkanlarını, klişe amerikan yaşamını romantize eden bir estetik americacore i.
Military
sağlıksız, zayıf fizikli c3 s.
Archaic
sağlıksız hale getirmek distemper f.
Slang
tıka basa sağlıksız yiyecekler yemek mack out f.
Modern Slang
sağlıksız sevgi anemic love i.