sayılmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

sayılmak



"sayılmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 14 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
sayılmak be counted f.
General
sayılmak rate f.
sayılmak rank f.
sayılmak be numbered f.
sayılmak be respected f.
sayılmak rank as f.
sayılmak count f.
sayılmak be accounted of f.
sayılmak be taken into account f.
sayılmak rank among f.
sayılmak go f.
sayılmak rank with f.
sayılmak be deemed to f.
Phrasals
sayılmak rate as f.

"sayılmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 79 sonuç

Türkçe İngilizce
General
adamdan sayılmak (for one) to be worthwhile f.
gruptan biri sayılmak rank f.
kutsal sayılmak consecrate f.
için önemli sayılmak be notable for f.
hükmen galip sayılmak win by default f.
hatırı sayılmak have influence f.
olarak sayılmak be regarded as f.
hükmen mağlup sayılmak default f.
için önemli sayılmak be noted for f.
kemikleri sayılmak be all skin and bone f.
yok sayılmak be ignored f.
hükmen yenik sayılmak default f.
kemikleri sayılmak be skinny f.
geçersiz sayılmak be deemed invalid f.
geçersiz sayılmak be regarded as invalid f.
geçersiz sayılmak be consider invalid f.
yok sayılmak fall on deaf ear f.
-den biri sayılmak rate among f.
suç sayılmak be counted as an offense f.
geçerli sayılmak be considered valid f.
geçerli sayılmak be deemed valid f.
hiçe sayılmak be discounted f.
suç sayılmak be considered a crime f.
olağandan sayılmak become the norm f.
kabul etmiş sayılmak be deemed to have accepted f.
hiçe sayılmak down f.
gerçek sayılmak draw f.
biri sayılmak rank f.
Phrasals
bir grubun parçası sayılmak count among f.
değeri (birinin/bir şeyin) altında sayılmak rank below (someone or something) f.
sıralamada (birinin/bir şeyin) gerisinde sayılmak rank below (someone or something) f.
(bir şey) sayılmak rate as (something) f.
birinin aleyhine sayılmak count against someone f.
(beyzbolda) vurulan topun rakip oyuncu tarafından yakalanması sonucu topu dışarı atmış sayılmak fly out f.
arasında sayılmak number among f.
listesinde/kategorisinde sayılmak number among f.
ile birlikte sayılmak number with f.
listesinde/kategorisinde sayılmak number with f.
(birileri/bir şeyler) arasında yer almak/sayılmak rank among (someone or something) f.
(bir şey) olarak sayılmak rank as (something) f.
(birileri/bir şeyler) arasında sayılmak rank with (someone or something) f.
daha önemli/değerli sayılmak rate above f.
(birinden/bir şeyden) daha önemli/değerli sayılmak/görülmek rate above (someone or something) f.
(birinden/bir şeyden) daha az önemli/değerli sayılmak/görülmek rate below (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) aynı derecede önemli/değerli sayılmak/görülmek rate with (someone or something) f.
Colloquial
hiçe/yok sayılmak get the go-by f.
bir şey sayılmak be meant to be something f.
Idioms
yok sayılmak be lost in the shuffle f.
gerçek sayılmak pass current [obsolete] f.
yok sayılmak get the silent treatment f.
yok sayılmak go for a toss f.
(bir yerde/bir şeyde) sayılmak have a good name (somewhere or in something) f.
kemikleri sayılmak be all skin and bone f.
kemikleri sayılmak be all skin and bones f.
kemikleri sayılmak be just skin and bone f.
kemikleri sayılmak be just skin and bones f.
kemikleri sayılmak be nothing but skin and bone f.
kemikleri sayılmak be nothing but skin and bones f.
ölmüş sayılmak be as good as dead f.
(bir şeyde) normal sayılmak be in the mainstream (of something) f.
yok sayılmak be sent to coventry [old-fashioned] [uk] f.
kemikleri sayılmak be all skin and bone f.
kemikleri sayılmak be just skin and bone f.
kemikleri sayılmak be nothing but skin and bone f.
kemikleri sayılmak be all skin and bones f.
kemikleri sayılmak be just skin and bones f.
kemikleri sayılmak be nothing but skin and bones f.
çantada keklik sayılmak/görülmek be taken for granted f.
yok sayılmak get the silent treatment f.
Trade/Economic
izinli sayılmak be granted leave of absence f.
tebliğ edilmiş sayılmak be deemed served f.
Law
delil sayılmak be considered evidence f.
delil sayılmak be regarded as evidence f.
kanıt sayılmak be regarded as evidence f.
kanıt sayılmak be considered evidence f.
yok hükmünde sayılmak be declared null and void f.
Sport
hükmen mağlup sayılmak forfeit f.
Slang
hiçe sayılmak (something) be damned f.
yok sayılmak (something) be damned f.