shoulder - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

shoulder

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"shoulder" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 79 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
shoulder i. omuz
General
shoulder i. şarampol
shoulder i. sırt (dağ)
shoulder i. yamaç
shoulder i. çiğin
shoulder i. birlikte
shoulder i. hamail
shoulder i. dağ yamacının üst bölümü
shoulder i. banket
shoulder i. kıyafetin omuz bölümü
shoulder f. omuzuna almak
shoulder f. omzuyla itmek
shoulder f. omuz ile itmek
shoulder f. yüklenmek (bir işi/bir görevi)
shoulder f. omuz atmak
shoulder f. omuzlamak
shoulder f. omzuna vurmak
shoulder f. üstüne almak
shoulder f. omuz vurmak
shoulder f. sırtlamak
shoulder f. yüklenmek
shoulder f. sorumluluk yüklenmek
shoulder f. omzuna almak
shoulder f. omuzla iterek açmak
shoulder f. omza takmak
shoulder f. omuz omuza durmak
shoulder f. dibinde durmak
shoulder f. yan yana gitmek
shoulder f. birlikte hareket etmek
Tourism
shoulder i. yoğun ve sakin dönemler arasında kalan sezon
Technical
shoulder i. apolet
shoulder i. destek
shoulder i. durdurma parçası
shoulder i. omuz
shoulder i. tespit parçası
shoulder i. tırnak
shoulder i. kıvrım
shoulder i. genel açı
shoulder i. kavis
shoulder i. (şişe gövdesi ile boynu arasında) boğum
shoulder i. klişe plakada kaba kenar
shoulder i. klişe plaka çıkıntısı
shoulder i. yüzük sırtı
shoulder i. yüzükte süsleme kenarında yer alan bölüm
shoulder i. düz anahtarın bombeli bölümü ile dişli bölümü arasında kalan yeri
shoulder i. düz anahtar sırtı
shoulder i. yarım pençe
shoulder i. gizli pençe
Textile
shoulder i. omuz derisi
shoulder i. (deri üretiminde) omuz derisi
Woodworking
shoulder i. zıvana çıkıntılı parçada kenar yüzeyi
shoulder i. eğimli yüzey
shoulder i. yükseltili yüzey
Furniture
shoulder i. (oymalı mobilya bacağında) bombe
shoulder i. (oymalı mobilya bacağında) dize benzer çıkıntı
Automotive
shoulder i. banket
shoulder i. gövde
shoulder i. omuz
shoulder i. tümsek
Traffic
shoulder i. banket
shoulder i. balast sırtı
shoulder i. demiryolu taban zemininin balast kenarı ile hendek boşluğu arasında yer alan bölümü
shoulder i. yol kenarı
shoulder i. (karayolunda) taşıt yolu kenarı
shoulder i. banket
Railway
shoulder f. (balast) sırt görevi görecek şekilde doldurmak
Aeronautic
shoulder i. banket
Medical
shoulder i. omuz eklemi
Anatomy
shoulder i. omuz
Printing
shoulder i. baskı plakası çevresinde yer alan çıkıntılı kenar
Gastronomy
shoulder i. kürek
shoulder i. kürek eti
shoulder i. kürek et
Zoology
shoulder i. omurgalılarda omuz işlevi gören vücut bölümü
shoulder i. ön ayak ile gövdeyi birbirine bağlayan yapı
Sport
shoulder i. omuz çevresi
Photography
shoulder i. elde edilecek maksimum yoğunluğu gösteren karakteristik eğri
Ornithology
shoulder i. (kuş kanadında) dirsek
shoulder i. kuş kanadında omza benzer yapı

"shoulder" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 478 sonuç

İngilizce Türkçe
General
shoulder strap i. kadın giysisinde askı
hard shoulder i. otoyol kenarlarındaki acil durak yerleri
shoulder blade i. kürekkemiği
shoulder belt i. emniyet kemeri
shoulder pad i. omuz yastığı
shoulder strap i. apolet
shoulder weapon i. dipçikli silah
shoulder pain i. kulunç
end of the shoulder i. omuz başı
shoulder opening i. omuz açıklığı
shoulder strap i. askı
shoulder blade i. skapula
shoulder padding i. vatka
shoulder arm i. dipçikli silah
a skirt with shoulder straps i. askılı etek
shoulder belt i. hamaylı
shoulder strap i. hamail
shoulder level i. omuz hizası
shoulder (of a road) i. emniyet şeridi
a chip on one's shoulder i. kavgaya hazır olma
a chip on one's shoulder i. öfkesi burnunda olma
shoulder to cry on i. ağlanacak omuz
shoulder to cry on i. dert ortağı
shoulder bag i. kol çantası
shoulder bag i. omuzdan askılı çanta
wide shoulder i. geniş omuz
shoulder length hair i. omuza gelen saç
shoulder length hair i. omuza düşen saç
shoulder length hair i. omuza kadar uzamış saç
shoulder strike i. omuz vurma/atma
shoulder butt i. omuz vurma/atma
shoulder knot i. omuz apoleti
shoulder knot i. apolet
shoulder surfing i. sinsice gözetleme veya dinleme
shoulder surfing i. bir takı m bilgilerin kullanıcının omuzu üzerinden bakılarak elde edilmesi
cover-shoulder i. gana'da giyilen bir tür bluz
shoulder charges i. adli masraflar
shoulder clapper i. elini birinin omzuna atan kimse
shoulder holster i. omuz askısı
shoulder holster i. koltuk altı silah kılıfı
shoulder holster i. omuz askılı tabanca taşıma kılıfı
give somebody a cold shoulder f. ağırsamak
give somebody the cold shoulder f. soğuk davranmak
give somebody the cold shoulder f. yüz vermemek
give someone the cold shoulder f. birine soğuk davranmak
get the cold shoulder f. soğuk bir karşılık almak
put one's shoulder to the wheel f. gayretle çalışmaya başlamak
cry on someone's shoulder f. birine dert yanmak
get the cold shoulder f. soğuk bir şekilde karşılanmak
shoulder the responsibility f. sorumluluk yüklenmek
hit with the shoulder f. omuzlamak
slip one's shoulder f. omzu çıkmak
have a chip on one's shoulder f. çok alıngan olmak
have a chip an one's shoulder f. meydan okumak
give someone the cold shoulder f. pas vermemek
shoulder responsibility f. sorumluluk taşımak
shoulder responsibility f. elini taşın altına koymak
shoulder responsibility f. elini taşın altına sokmak
have a chip on one's shoulder f. kavgaya hazır olmak
have a chip on one's shoulder f. kavgacı olmak
have a chip on one's shoulder f. öfkesi burnunda olmak
come up to someone's shoulder f. boy ölçüşmek
come up to someone's shoulder f. aynı düzeye ulaşmak
cry on someone's shoulder f. omzunda ağlamak
have a sore shoulder f. omzu tutulmak
hold someone by the shoulder f. birini omuzundan tutmak
shoot someone in the shoulder f. birini omuzundan vurmak
one's shoulder dislocate f. omzu çıkmak
one's shoulder dislocate f. omuzu çıkmak
be half dead with a bullet hole in one's shoulder f. omzunda bir kurşun deliğiyle yarı ölü bir halde olmak
put/throw one's arm around someone's shoulder f. elini omzuna atmak
drive on the shoulder f. emniyet şeridinde sürmek
drive on the shoulder f. emniyet şeridinden gitmek
veer onto the shoulder f. bankete çıkmak (aracı bankete doğru kırmak)
put one's head on someone's shoulder f. başını omzuna yaslamak
put one's head on someone's shoulder f. başını omuzuna yaslamak
shoulder in f. omuz atmak
shoulder in f. omuz ata ata gitmek
straight-from-the-shoulder s. dobra dobra
shoulder piece s. omuzdan bağlanan
shoulder-length s. omuza kadar
shoulder-length s. omuz hizasına kadar
shoulder-length s. omuz hizasında
off shoulder s. düşük omuzlu
shoulder-high s. omza kadar gelen
shoulder-high s. omuz hizasında olan
shoulder-shotten s. (at) omzu incinmiş
shoulder-shotten s. omzu çıkmış
straight from the shoulder zf. hiç kaçınmadan
straight from the shoulder zf. dobra dobra
shoulder to shoulder zf. yan yana
shoulder to shoulder zf. omuz omuza
shoulder to shoulder zf. samimi ittifakla
straight from the shoulder zf. açıkça
shoulder to shoulder zf. dayanışma içinde
straight-from-the-shoulder zf. açık açık
over the shoulder zf. omuz üzeri
shoulder-high zf. omuz hizasına gelerek
shoulder-high zf. omuz yüksekliğine çıkarak
Phrasals
shoulder aside f. kenara kaldırmak
shoulder aside f. kenara itmek
Phrases
shoulder to shoulder against fascism expr. faşizme karşı omuz omuza
Colloquial
shoulder the expenses f. hesabı çekmek
Idioms
a shoulder to cry on i. dert ortağı
cold shoulder i. soğuk muamele
a chip on your shoulder i. alınganlık
a chip on your shoulder i. gocunma
a chip on your shoulder i. darılma
a chip on your shoulder i. gücenme
a chip on your shoulder i. küsme
a shoulder to cry on i. başını yaslayacak/ağlayacak bir omuz
chip on shoulder i. alınganlık
chip on shoulder i. kavgacılık
chip on shoulder i. kavgaya hazır olma
chip on shoulder i. öfkesi burnunda olma
chip on shoulder i. huysuzluk
chip on shoulder i. sıkıntılı olma
chip on shoulder i. sorunlu olma
looking over shoulder i. tetikte olma
looking over shoulder i. gözünü dört açma
looking over shoulder i. sağını solunu kollama
looking over shoulder i. diken üstünde olma
the cold shoulder i. soğuk muamele
the cold shoulder i. yüz vermeme
the cold shoulder i. pas vermeme
the cold shoulder i. geri çevirme
cold-shoulder f. birisine soğuk davranmak
turn a cold shoulder to f. ihmalkar davranmak
turn a cold shoulder to f. kayıtsız kalmak
turn a cold shoulder to f. yüz vermemek
stand on someone's shoulder f. birinin başladığı işi devam ettirmek
act shoulder to shoulder f. omuz omuza vermek
act shoulder to shoulder f. dayanışma içinde davranmak
act shoulder to shoulder f. dayanışmak
act shoulder to shoulder f. birbirine destek olmak
be shoulder to shoulder (with somebody) f. omuz omuza vermek
be shoulder to shoulder (with somebody) f. dayanışma içinde davranmak
be shoulder to shoulder (with somebody) f. dayanışmak
be shoulder to shoulder (with somebody) f. birbirine destek olmak
stand shoulder to shoulder (with somebody) f. omuz omuza vermek
stand shoulder to shoulder (with somebody) f. dayanışma içinde davranmak
stand shoulder to shoulder (with somebody) f. dayanışmak
stand shoulder to shoulder (with somebody) f. birbirine destek olmak
act shoulder to shoulder (with somebody) f. omuz omuza vermek
act shoulder to shoulder (with somebody) f. dayanışma içinde davranmak
act shoulder to shoulder (with somebody) f. dayanışmak
act shoulder to shoulder (with somebody) f. birbirine destek olmak
have a chip on one's shoulder f. alınganlık göstermek
come up to someone's shoulder f. aynı düzeye ulaşmak
cold-shoulder f. birine soğuk davranmak
come up to someone's shoulder f. boy ölçüşmek
give somebody the cold shoulder f. birisine soğuk yapmak
give someone the cold shoulder f. birine omuz çevirmek
cold-shoulder f. birine soğuk yapmak
keep one's shoulder to the wheel f. durmadan çalışmak
keep one's shoulder to the wheel f. dur durak bilmeden çalışmak
get chip on one's shoulder f. çileden çıkmak
have a chip on one's shoulder f. çok sinirlendirmek
put one's shoulder to the wheel f. canını dişine takmak
get chip on one's shoulder f. çok sinirlenmek
have a chip on one's shoulder f. çileden çıkarmak
keep one's shoulder to the wheel f. gece gündüz demeden çalışmak
keep one's shoulder to the wheel f. gözünü kırpmadan çalışmak
come up to someone's shoulder f. eşit olmak
keep one's shoulder to the wheel f. işine sıkı sıkı sarılmak
have one's shoulder to the wheel f. işine sıkı sıkı sarılmak
put shoulder to the wheel f. işe dört elle sarılmak
keep one's shoulder to the wheel f. işine dört elle sarılmak
put one's shoulder to the wheel f. işe dört elle sarılmak
pit one's shoulder to the wheel f. işine sıkı sıkı sarılmak
put one's shoulder to the wheel f. işe sıkı sıkı sarılmak
have a chip on one's shoulder about f. içinde ukde kalmak
put shoulder to the wheel f. işe sıkı sıkı sarılmak
have a chip on one's shoulder about f. içine dert olmak
have one's shoulder to the wheel f. işine dört elle sarılmak
pit one's shoulder to the wheel f. işine dört elle sarılmak
pit one's shoulder to the wheel f. kendini işe vermek
have a chip on one's shoulder f. küplere bindirmek
chip on one's shoulder f. öfkeli olmak
get chip on one's shoulder f. öfkesi burnunda olmak
turn a cold shoulder f. kayıtsız ya da ilgisiz davranmak
chip on the shoulder f. öfkesi burnunda olmak
have one's shoulder to the wheel f. kendini işe vermek
put shoulder to the wheel f. kendini işine vermek
give the cold shoulder to someone f. omuz çevirmek
chip on one's shoulder f. öfkesi burnunda olmak
chip on the shoulder f. öfkeli olmak
have a chip on one's shoulder f. öfkesi burnunun ucunda olmak
keep one's shoulder to the wheel f. kendini işine vermek
pit one's shoulder to the wheel f. kendini işine vermek
have one's shoulder to the wheel f. kendini işine vermek
put one's shoulder to the wheel f. kendini işine vermek
get chip on one's shoulder f. küplere binmek
put one's shoulder to the wheel f. kendini işe vermek
stand shoulder to shoulder f. omuz omuza vermek
have a chip on one's shoulder f. öfkelendirmek
put shoulder to the wheel f. kendini işe vermek
keep one's shoulder to the wheel f. kendini işe vermek
give somebody a cold shoulder f. soğuk davranmak
give the cold shoulder to someone f. sırt çevirmek
looking over one's shoulder f. sağını solunu kollamak
look over one's shoulder f. tetikte olmak
have a chip on one's shoulder about f. (bir konu hakkında) kendini hep ezik/eksik hissetmek
be on (one's) shoulder f. (birinin) tepesine dikilmek
be on (one's) shoulder f. (birinin) tepesinde olmak
be on (one's) shoulder f. (birinin) başına dikilmek
be on (one's) shoulder f. (birinin) başında durmak
be on (one's) shoulder f. (birinin) başında durmak
set (one's) shoulder to the wheel f. gayretle çalışmak
set (one's) shoulder to the wheel f. canını dişine takmak
set (one's) shoulder to the wheel f. işe dört elle sarılmak
set (one's) shoulder to the wheel f. çok çalışmak
set (one's) shoulder to the wheel f. sıkı çalışmak
set (one's) shoulder to the wheel f. özenle çalışmak
set (one's) shoulder to the wheel f. konsantre olarak çalışmak
act shoulder to shoulder f. omuz omuza mücadele vermek
act shoulder to shoulder f. dayanışmak
act shoulder to shoulder f. birlikte hareket etmek
act shoulder to shoulder f. yan yana durmak
put one's shoulder to the wheel f. gayretle çalışmaya başlamak
put one's shoulder to the wheel f. canını dişine takmak
put one's shoulder to the wheel f. işe dört elle sarılmak
put one's shoulder to the wheel f. işe sıkı sıkı sarılmak
put one's shoulder to the wheel f. kendini işine vermek
put one's shoulder to the wheel f. kendini işe vermek
set one's shoulder to the wheel f. gayretle çalışmaya başlamak
set one's shoulder to the wheel f. canını dişine takmak
set one's shoulder to the wheel f. işe dört elle sarılmak
set one's shoulder to the wheel f. işe sıkı sıkı sarılmak
set one's shoulder to the wheel f. kendini işine vermek
set one's shoulder to the wheel f. kendini işe vermek
be shoulder to shoulder (with somebody) f. (biriyle) omuz omuza olmak
stand shoulder to shoulder (with somebody) f. (biriyle) omuz omuza durmak
act shoulder to shoulder (with somebody) f. (biriyle) omuz omuza hareket etmek
be looking over (one's) shoulder f. uyanık olmak
be looking over (one's) shoulder f. diken üstünde olmak
be looking over (one's) shoulder f. sağını solunu kollamak
be looking over (one's) shoulder f. arkasını kollamak
be looking over (one's) shoulder f. tetikte olmak
be looking over (one's) shoulder f. ihtiyatlı/dikkatli olmak
be looking over (one's) shoulder f. gözünü dört açmak
be looking over your shoulder f. uyanık olmak
be looking over your shoulder f. diken üstünde olmak
be looking over your shoulder f. sağını solunu kollamak
be looking over your shoulder f. arkasını kollamak
be looking over your shoulder f. tetikte olmak
be looking over your shoulder f. ihtiyatlı/dikkatli olmak
be looking over your shoulder f. gözünü dört açmak
be on someone's shoulder f. birini sürekli kontrol etmek
be on someone's shoulder f. birinin sürekli tepesinde olmak
be on someone's shoulder f. birini sürekli kontrol altında tutmak
be on someone's shoulder f. birinin tepesinde dikilmek
be on someone's shoulder f. birinin başına dikilmek
be on someone's shoulder f. birinin başında durmak
be shoulder to shoulder f. omuz omuza olmak
be shoulder to shoulder f. yan yana olmak
be shoulder to shoulder f. dayanışma içinde olmak
be shoulder to shoulder f. iş birliği içinde olmak
be, stand, act shoulder to shoulder (with somebody) f. (biriyle) omuz omuza olmak, durmak, hareket etmek
be, stand, act shoulder to shoulder (with somebody) f. (biriyle) yan yana olmak, durmak, hareket etmek
be, stand, act shoulder to shoulder (with somebody) f. (biriyle) dayanışma içinde olmak, hareket etmek
be, stand, act shoulder to shoulder (with somebody) f. (biriyle) iş birliği içinde olmak, hareket etmek
be, stand, act shoulder to shoulder f. omuz omuza olmak, durmak, hareket etmek
be, stand, act shoulder to shoulder f. omuz omuza vermek
be, stand, act shoulder to shoulder f. yan yana olmak, durmak, hareket etmek
be, stand, act shoulder to shoulder f. dayanışma içinde olmak, hareket etmek
be, stand, act shoulder to shoulder f. iş birliği içinde olmak, hareket etmek
shoulder the burden (of something) f. (bir şeyin) yükünü üstlenmek
shoulder the burden (of something) f. (bir şeyin) yükünü omuzlarına almak
shoulder the burden (of something) f. (bir şeyin) yükünü sırtlanmak
shoulder the burden (of something) f. (bir şeyin) yükünü sırtına almak
cry on (one's) shoulder f. (birine) dert yanmak
cry on (one's) shoulder f. (birinin) omzunda ağlamak
cry on (one's) shoulder f. (birine) ağlayıp sızlayarak derdini anlatmak
cry on shoulder f. dert yanmak
cry on shoulder f. omzunda ağlamak
cry on shoulder f. ağlayıp sızlayarak derdini anlatmak
give (one) the cold shoulder f. (birine) soğuk davranmak
give (one) the cold shoulder f. (birine) pas vermemek
give (one) the cold shoulder f. (birine) omuz çevirmek
give somebody the cold shoulder f. birine soğuk davranmak
give somebody the cold shoulder f. birine pas vermemek
get the cold shoulder f. soğuk bir karşılık almak
have a chip on your shoulder f. çok alıngan olmak
have a chip on your shoulder f. kavgaya hazır olmak
have a chip on your shoulder f. kavgacı olmak
have a chip on your shoulder f. öfkesi burnunda olmak
have a chip on your shoulder f. içinde ukde kalmak
have shoulder to the wheel f. işe sıkı sıkı sarılmak
have shoulder to the wheel f. işe dört elle sarılmak
look over (one's) shoulder f. tetikte olmak
look over (one's) shoulder f. gözünü dört açmak
look over (one's) shoulder f. sağını solunu kollamak
look over (one's) shoulder f. diken üstünde olmak
look over (one's) shoulder f. gözü (birinin) üstünde olmak
look over (one's) shoulder f. (birini) kontrol etmek/denetlemek
look over (one's) shoulder f. (birini) gözlemlemek
look over your shoulder f. tetikte olmak
look over your shoulder f. sağını solunu kollamak
look over your shoulder f. diken üstünde olmak
look over your shoulder f. gözünü dört açmak
put your shoulder to the wheel f. gayretle çalışmaya başlamak
put your shoulder to the wheel f. canını dişine takmak
put your shoulder to the wheel f. işe sıkı sıkı sarılmak
put your shoulder to the wheel f. işe dört elle sarılmak
put your shoulder to the wheel f. kendini işe vermek
put your shoulder to the wheel f. kendini işine vermek
cold shoulder s. omuzları açık (kadın gömleği)
over the left shoulder zf. yarım ağızla
over the left shoulder zf. ağız burun eğerek
over the left shoulder zf. lütfeder gibi
from the shoulder zf. doğrudan söyleyerek
from the shoulder zf. açıkça
from the shoulder zf. lafı evirip çevirmeden
from the shoulder zf. hiç kıvırmadan
looking over one's shoulder expr. diken üstünde
straight from the shoulder expr. dobra dobra
straight from the shoulder expr. lafını esirgemeden
shoulder to shoulder expr. omuz omuza
don't cry on my shoulder expr. derdini marko paşaya anlat
Speaking
don't give me the cold shoulder expr. bana soğuk davranma
I fell on my shoulder expr. omzumun üstüne düştüm
I poked her on the shoulder expr. onun omzunu dürttüm
Chat Usage
mom (mom over shoulder/mother over shoulder) expr. annem tepemde
Tourism
shoulder season i. omuz sezonu
shoulder season i. yüksek sezonla sezon dışı dönem arasında kalan dönem
Technical
dropped shoulder i. çökük omuz
emergency shoulder i. emniyet şeridi
shoulder (shaft) i. fatura (mil)
shaft with a shoulder i. faturalı mil
light shoulder i. ince omuz
tyre/tire shoulder i. lastik yanağı
roll shoulder i. merdane yanağı
shoulder bag i. omuz çantası
shoulder wheel i. omuz çarkı
shoulder ring i. omuz halkası
shoulder screw i. omuzlu vida
shoulder pin i. omuzlu pim
shoulder rivet i. omuzlu cıvata
shoulder geometry i. omuz geometrisi
Textile
back shoulder seam i. arka omuz dikişi
off-shoulder strapless wedding dress i. düşük omuzlu askısız gelinlik
tailored shoulder pad i. ısmarlama çalışılan omuz vatkası
shoulder width i. omuz genişliği
shoulder seam i. omuz dikişi
shoulder pad i. omuz vatkası
shoulder shaps i. omuz kapakları
shoulder line i. omuz hattı
shoulder padding i. omuz dolgu pedi
bra shoulder-strip i. omuzdan şeritli sutyen
shoulder yoke i. omuz robası
shoulder flaps i. omuz kapakları
shoulder strap i. omuz askısı
shoulder grain i. sırçalı boyun derisi
shoulder pad i. vatka
body and shoulder protectors i. vücut ve omuz koruyucuları
off-the-shoulder s. omzu açıkta bırakan (bluz veya elbise)
off-the-shoulder s. omuzu açıkta bırakan (bluz veya elbise)
Woodworking
shoulder vise i. keresteyi delmeden tutmak için kullanılan çenesi dolgulu mengene
Automotive
shoulder stud i. aks saplama
seat belt/shoulder harness switches i. emniyet kemeri/omuz kayışı anahtarları
seat belts/shoulder harness i. emniyet kemerleri/omuz kayışı
hard shoulder i. emniyet şeridi
tire shoulder i. lastik omuzu
tyre shoulder i. lastik omuzu
shoulder beit i. omuz kayışı
shoulder line i. omuz çizgisi
shoulder belt i. omuz kemeri
shoulder room i. omuz mesafesi
shoulder bolt i. yarım diş cıvata
socket head shoulder screw i. yarım paso imbus cıvata
shoulder harness i. omuz destekli emniyet kemeri
Traffic
soft shoulder i. düşük banket
hard shoulder i. emniyet şeridi
Aeronautic
runway shoulder i. pist banketi
fully bearing shoulder i. tam dayanıklı banket
shoulder of taxiway i. taksirut banketi
Marine
shoulder block i. çıkıntılı bir bastika türü
shoulder-of-mutton sail i. tuhaf biçimli üçgen yelken
shoulder-of-mutton sail i. gemi direğinde açılmış üç yelken
Medical
painful shoulder complaint i. ağrılı omuz şikayeti
frozen shoulder i. adheziv kapsülit
painful shoulder i. ağrılı omuz
painful shoulder complaint i. ağrılı omuz yakınımı
acute anterior dislocation of the shoulder i. akut öne omuz çıkığı
pitcher's shoulder i. atıcı omuzu
frozen shoulder i. donuk omuz
frozen shoulder i. donmuş omuz
hemiplegic shoulder pain i. hemiplejik omuz ağrısı
inferior shoulder dislocation i. inferior omuz çıkığı
chronic shoulder pain i. kronik omuz ağrısı
uncomplicated bilateral anterior shoulder dislocation i. komplike olmayan bilateral anterior omuz çıkığı
shoulder bone i. kürek kemiği
shoulder injuries i. omuz yaralanmaları
shoulder and elbow dislocation i. omuz ve dirsek çıkığı
swimmer's shoulder i. omuz sıkışma sendromu
shoulder aching i. omuzun ağrıması
shoulder impingement syndrome i. omuz sıkışma sendromu
shoulder pain i. omuz ağrısı
recurrent anterior instability of the shoulder i. omzun tekrarlayıcı anterior instabilitesi
inflammation of shoulder joint i. omuz eklem iltihabı
shoulder dystocia i. omuz distosisi
shoulder joint i. omuz eklemi
magnetic resonance imaging of the shoulder i. omuzun manyetik rezonans görüntülemesi
shoulder muscle i. omuz kası
shoulder aching i. omuz ağrıması
shoulder fractures i. omuz kırıkları
shoulder arthroplasty i. omuz artroplastisi
thrower's shoulder i. omuz sıkışma sendromu
shoulder ache i. omuz ağrısı
shoulder examination test i. omuz muayene testi
pitcher's shoulder i. omuzun aşırı dışa doğru çevrilmesi veya zorlanması sonrası omuz başının eklem içinde anormal biçimde kayması/yuvarlanması
shoulder arthroscopy i. omuz artroskopisi
acute anterior dislocation of the shoulder i. omuz akut anterior çıkığı
orthopedic shoulder tests i. ortopedik omuz testleri
reduction of anterior shoulder dislocation i. ön omuz çıkığı redüksiyonu
swelling on right shoulder i. sağ omuzda şişlik
left shoulder and arm pain i. sol omuz-kol ağrısı
recurrent shoulder dislocations i. tekrarlayan omuz çıkıkları
shoulder dystocia i. omuz takılması
shoulder slip i. omuz kayması
shoulder slip i. omuz çıkması
Anatomy
shoulder bone i. kürekkemiği
shoulder blade i. kürekkemiği
shoulder blade i. kürek kemiği
shoulder blade i. omuz kemiği
shoulder girdle i. omuz kemeri
point of the shoulder i. omuz başı
shoulder blade i. skapula
shoulder bone i. skapula
Pathology
shoulder present i. omuz gelişi
shoulder dystocia i. omuz distosi
Gastronomy
veal shoulder i. dana omuzu
shoulder of lamb i. kuzu kolu
lamb shoulder i. kuzu kolu
picnic shoulder i. kemikli domuz kol
Zoology
shoulder girdle i. omuz kemeri
Agriculture
low pressure sprayers carried on shoulder i. omuzda taşınan düşük basınçlı pülverizatör
Military
shoulder strap i. apolet
shoulder loop i. apolet
shoulder mark i. apolet
shoulder weapon i. dipçik tabanlı silah
shoulder sleeve insignia i. kolda taşınan birlik işareti
shoulder-fired missile i. omuzdan atılan/ateşlemeli füze
shoulder-fired guns i. omuzdan ateşlemeli silahlar
shoulder guard i. omuz siperliği
shoulder harness i. omuz bağları
shoulder harness i. omuz kolanı
shoulder-launched missile i. omuzdan atılan/ateşlemeli füze
shoulder patch i. omuzda taşınan birlik işareti
shoulder arms i. tüfek omza
right shoulder arms i. silahın sağ omuza yerleştirilip namlunun kaldırıldığı bir askeri duruş
right shoulder arms i. tüfek omza
over-the-shoulder bombing i. dikey hattı geçerek alçaktan bombalama
over-the-shoulder bombing i. baş dikerek bombalama
over-the-shoulder bombing i. santrifüj bombardımanı
over-the-shoulder bombing i. çatı arası bombardımanı
over-the-shoulder bombing i. alçaktan bombardıman
shoulder board i. apolet
shoulder board i. omuz işareti
shoulder flash i. apolet
shoulder flash i. omuz işareti
shoulder arms expr. silah omza
Hunting
shoulder-fired s. omuzdan atış yapmaya uygun olan
Sport
shoulder stand i. omuzda duruş
shoulder stand i. mum duruşu
shoulder stand i. omuz duruşu
Football
shoulder charge i. omuz şarjı
shoulder charge i. rakibini omuzu ile durdurma
play off the shoulder (of defender) expr. (defansın) omzunda oynayan
Music
shoulder rest i. keman yastığı
Cinema
shoulder shot i. omuz çekim
Archaic
shoulder-clapper i. muhafız
shoulder-clapper i. mübaşir
shoulder-clapper i. kahya
shoulder-clapper i. icra memuru
Slang
highway shoulder i. emniyet şeridi
British Slang
over the shoulder boulder holder i. sutyen