Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
stake
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"stake"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 64 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
stake
i.
kazık
General
2
Genel
stake
i.
örs
3
Genel
stake
i.
kelpe
4
Genel
stake
i.
çıkar
5
Genel
stake
i.
dayak
6
Genel
stake
i.
ispalya (bitki için)
7
Genel
stake
i.
bitki desteği
8
Genel
stake
i.
herek
9
Genel
stake
i.
bitki sırığı
10
Genel
stake
i.
kazığa bağayarak öldürme
11
Genel
stake
i.
menfaat
12
Genel
stake
i.
işkence direği
13
Genel
stake
i.
hayvanların bağlandığı kazık
14
Genel
stake
i.
miza
15
Genel
stake
i.
bahsolunan şey
16
Genel
stake
i.
sırık
17
Genel
stake
i.
kazık
18
Genel
stake
i.
bitkiyi dik tutan çubuk
19
Genel
stake
i.
destek
20
Genel
stake
i.
kazığa bağlayarak öldürme
21
Genel
stake
i.
direk
22
Genel
stake
i.
bahse konan para
23
Genel
stake
i.
(yarışmada) ödül
24
Genel
stake
i.
t biçimli bir çatı kaplama aleti
25
Genel
stake
i.
(taş veya ahşaptan) ok atma platformu
26
Genel
stake
i.
bahis
27
Genel
stake
f.
desteklemek
28
Genel
stake
f.
kazıklarla belirlemek
29
Genel
stake
f.
umudunu bağlamak
30
Genel
stake
f.
ispalyaya bağlamak
31
Genel
stake
f.
rest çekmek
32
Genel
stake
f.
kazığa bağlamak
33
Genel
stake
f.
riske atmak
34
Genel
stake
f.
sırığa bağlamak
35
Genel
stake
f.
(sınırları) kazık yerleştirerek işaretlemek
36
Genel
stake
f.
(keşiflerden pay sözü vermesi karşılığında bir madenciye) ödenek sunmak
37
Genel
stake
f.
(bir madenciye) avans vermek
38
Genel
stake
f.
(sopayla, kazıkla) desteklemek
39
Genel
stake
f.
kazıklarla çevirmek
40
Genel
stake
f.
risk almak
41
Genel
stake
f.
tüm parasını yatırmak
Trade/Economic
42
Ticaret/Ekonomi
stake
i.
hisse
43
Ticaret/Ekonomi
stake
i.
pay
Technical
44
Teknik
stake
i.
belgi kazığı
45
Teknik
stake
i.
herek
46
Teknik
stake
i.
kelpe
47
Teknik
stake
i.
perçin örsü
48
Teknik
stake
i.
saatçi örsü
49
Teknik
stake
i.
bir maden arayıcısına keşiflerden pay sözü vermesi karşılığı sunulan ödenek
50
Teknik
stake
i.
madenciye ödenen avans
51
Teknik
stake
f.
(derileri) açkı makinesinde işlemek
52
Teknik
stake
f.
(deriyi) esnetmek
Automotive
53
Otomotiv
stake
i.
ahşap kasa
Religious
54
Dini
stake
i.
(gönüllü başkanlık yönetimi altında) latter-day saint church yetkisinde bulunan özel bölge
Sport
55
Spor
stake
i.
ödüllü yarış
56
Spor
stake
i.
ödüllü yarışma
57
Spor
stake
i.
ödüllü at yarışı
Card
58
İskambil
stake
f.
(pokerde oyuna girmek için) para yedirmek
Wagering
59
Bahisçilik
stake
i.
at yarışına yatırılan para
60
Bahisçilik
stake
i.
at yarışında yatırılan para
61
Bahisçilik
stake
i.
ortaya konan para
62
Bahisçilik
stake
i.
pot
63
Bahisçilik
stake
f.
bahis yapmak
64
Bahisçilik
stake
f.
bahse koymak
"stake"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 172 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
burning at the stake
i.
yakarak idam etme
2
Genel
nail stake
i.
çivi kazık (çadır kazığı)
3
Genel
tent stake
i.
çadır kazığı
4
Genel
stake in
f.
kontrol altında tutmak
5
Genel
stake all one's money on one gamble
f.
rest çekmek
6
Genel
put a stake in the ground
f.
ilk adımı atmak
7
Genel
drive in a stake
f.
kazık çakmak
8
Genel
stake out a claim
f.
hak iddia etmek
9
Genel
put a stake in the ground
f.
ilk çiviyi çakmak
10
Genel
lose one's stake
f.
kumarda koyduğu parayı kaybetmek
11
Genel
stake off
f.
kazıklamak
12
Genel
stake on
f.
kumarda birşey üzerine para koymak
13
Genel
stake off
f.
kazıklarla (bir yerin) sınırlarını belirtmek
14
Genel
stake in
f.
gözünü ayırmamak
15
Genel
stake out
f.
belirlemek
16
Genel
stake out
f.
kazıklarla belirlemek
17
Genel
stake off
f.
kazıklarla belirlemek
18
Genel
stake out a claim
f.
sahip çıkmak
19
Genel
stake on
f.
bağlamak (umudu/geleceği/hayatı birine/bir şeye)
20
Genel
get one’s stake on
f.
iki ayağını bir pabuca sokmak
21
Genel
stake a claim
f.
hak talebinde bulunmak
22
Genel
be at stake
f.
tehlikede bulunmak
23
Genel
take stake
f.
hissesini almak
24
Genel
at stake
s.
değişime açık
25
Genel
at stake
zf.
tehlikede
Phrasals
26
Öbek Fiiller
stake (one) to (something)
f.
(birine bir şey) vermek
27
Öbek Fiiller
stake (one) to (something)
f.
(birine bir hediye) vermek
28
Öbek Fiiller
stake (one) to (something)
f.
(birine bir şey) ödünç vermek
29
Öbek Fiiller
stake (one) to (something)
f.
(birine) borç vermek
30
Öbek Fiiller
stake (one) to (something)
f.
(birine) para vermek
31
Öbek Fiiller
stake (one) to (something)
f.
(birine bir şey vererek) destek atmak/olmak
32
Öbek Fiiller
stake (one) to (something)
f.
(birine bir şey) ısmarlamak
33
Öbek Fiiller
stake (one) to (something)
f.
(birini) kazıklarla (bir şeye) bağlamak
34
Öbek Fiiller
stake (one) to (something)
f.
(birini) kazıkla (bir şeye) çakmak
35
Öbek Fiiller
stake someone to something
f.
birine bir şey vermek
36
Öbek Fiiller
stake someone to something
f.
birine bir şey ödünç vermek
37
Öbek Fiiller
stake someone to something
f.
birine borç vermek
38
Öbek Fiiller
stake someone to something
f.
birine borç para vermek
39
Öbek Fiiller
stake someone to something
f.
birine borç vererek destek atmak/olmak
40
Öbek Fiiller
stake someone to something
f.
birine bir şey alması için borç vermek
41
Öbek Fiiller
stake someone to something
f.
birine bir şey alması için para vermek
42
Öbek Fiiller
stake someone to something
f.
birine bir şey ısmarlamak
43
Öbek Fiiller
stake someone to something
f.
birine bir şey ikram etmek
44
Öbek Fiiller
stake out
f.
sınırlarını belirlemek
45
Öbek Fiiller
stake out
f.
kazık çakarak sınırlarını belirlemek/sınır oluşturmak
46
Öbek Fiiller
stake out
f.
bir şeyde/alanda hak iddia etmek
47
Öbek Fiiller
stake out
f.
bir şeyi/alanı kendine ayırmak
48
Öbek Fiiller
stake out
f.
sıkı incelemeye almak
49
Öbek Fiiller
stake out
f.
yakın takibe almak
50
Öbek Fiiller
stake out
f.
gözetim altına almak
51
Öbek Fiiller
stake someone or something out
f.
birini/bir şeyi gözlem altına almak
52
Öbek Fiiller
stake someone or something out
f.
birini bir şeyi/birini gözlemleyebileceği bir yere dikmek
53
Öbek Fiiller
stake someone or something out
f.
birini bir şeyi/birini gözlemleyebileceği bir yere koymak
54
Öbek Fiiller
stake someone or something out
f.
birinin/bir şeyin başına adam dikmek
55
Öbek Fiiller
stake someone or something out
f.
bir yere adam dikmek
56
Öbek Fiiller
stake out
f.
polis gözetiminde tutmak
57
Öbek Fiiller
stake out
f.
gözetimde tutması için birini görevlendirmek
58
Öbek Fiiller
stake out
f.
bir yere/birinin başına adam dikmek
59
Öbek Fiiller
stake out
f.
kapmak
60
Öbek Fiiller
stake off
f.
yer ayırmak
61
Öbek Fiiller
stake off
f.
yer tutmak
62
Öbek Fiiller
stake (something) on (something)
f.
bahise para yatırmak/basmak
63
Öbek Fiiller
stake (something) on (something)
f.
(bir şey) için (bir şeyi) riske atmak
64
Öbek Fiiller
stake (something) on (something)
f.
(bir şey) uğruna (bir şeyi) riske atmak
65
Öbek Fiiller
stake someone/something out
f.
birini/bir şeyi yakın takibe almak
66
Öbek Fiiller
stake someone/something out
f.
birini/bir şeyi gözetim altına almak
67
Öbek Fiiller
stake someone/something out
f.
birini/bir şeyi sıkı incelemeye almak
68
Öbek Fiiller
stake someone/something out
f.
birinin/bir şeyin başına adam dikmek
69
Öbek Fiiller
stake someone/something out
f.
birini/bir şeyi gözetimde tutması için birini görevlendirmek
70
Öbek Fiiller
stake to
f.
-e vermek
71
Öbek Fiiller
stake to
f.
-e ödünç/hediye vermek
72
Öbek Fiiller
stake to
f.
-e borç vermek
73
Öbek Fiiller
stake to
f.
'-e para vermek
74
Öbek Fiiller
stake to
f.
'-e bir şey ısmarlamak
75
Öbek Fiiller
stake to
f.
-i kazıkla bağlamak/çakmak
Colloquial
76
Konuşma Dili
I have too much at stake
expr.
kaybedecek çok şeyim var
77
Konuşma Dili
I’d stake my life
expr.
kalıbımı basarım
Idioms
78
Deyim
stake one's reputation on someone
f.
birisi için itibarını/ününü riske atmak
79
Deyim
burn someone at the stake
f.
birisini haşlamak
80
Deyim
stake one's reputation on someone
f.
biri için ün/şöhret/namını tehlikeye atmak
81
Deyim
put his life at stake
f.
canını hiçe saymak
82
Deyim
stake out a claim on something
f.
hak iddia etmek
83
Deyim
put his life at stake
f.
hayatını riske atmak
84
Deyim
stake a claim to something
f.
hak iddia etmek
85
Deyim
stake out a claim to something
f.
hak iddia etmek
86
Deyim
stake a claim on something
f.
hak iddia etmek
87
Deyim
be burned at the stake
f.
kazığa bağlanarak yakılmak
88
Deyim
have a stake in
f.
riske atmak
89
Deyim
stake a claim to something
f.
sahip çıkmak
90
Deyim
be at stake
f.
söz konusu olmak
91
Deyim
stake one's claim
f.
sahiplenmek
92
Deyim
have a stake in something
f.
riske atmak
93
Deyim
stake a claim on something
f.
sahip çıkmak
94
Deyim
go to the stake
f.
riske girmek
95
Deyim
go to the stake
f.
topun ağzına gelmek
96
Deyim
burn someone at the stake
f.
yakarak öldürmek
97
Deyim
have a stake in something
f.
(şirkette vb.) payı olmak
98
Deyim
stake one's claim
f.
üzerinde hak iddia etmek
99
Deyim
have a stake in
f.
(şirkette vb.) payı olmak
100
Deyim
stake your life
f.
(çok emin olmak) kalıbını basmak
101
Deyim
stake one's life
f.
(çok emin olmak) kalıbını basmak
102
Deyim
burn at the stake
f.
sert biçimde cezalandırmak
103
Deyim
burn at the stake
f.
çırasını yakmak
104
Deyim
burn at the stake
f.
(birini) haşlamak
105
Deyim
go to the stake for
f.
için her şeyi yapmak
106
Deyim
go to the stake for
f.
için her yolu denemek
107
Deyim
go to the stake for
f.
(inançları/düşünceleri/biri uğruna) her şeyi yapmak
108
Deyim
go to the stake for (something)
f.
(bir şey) için her şeyi yapmak
109
Deyim
go to the stake for (something)
f.
(bir şey) için her yolu denemek
110
Deyim
go to the stake for (something)
f.
(inandığı şeyi savunmak için/inançları uğruna) her şeyi yapmak
111
Deyim
stake (one's) reputation on (someone or something)
f.
(biri/bir şey) için itibarını/ününü riske atmak
112
Deyim
stake (one's) reputation on (someone or something)
f.
(biri/bir şey) uğruna ün/şöhret/namını tehlikeye atmak
113
Deyim
stake a claim to
f.
hak iddia etmek
114
Deyim
stake a claim to
f.
sahip çıkmak
115
Deyim
stake (out) a claim to somebody/something
f.
biri/bir şey üzerinde hak iddia etmek
116
Deyim
stake (out) a claim to somebody/something
f.
birine/bir şeye sahip çıkmak
117
Deyim
stake (out) your claim to somebody/something
f.
biri/bir şey üzerinde hak iddia etmek
118
Deyim
stake (out) your claim to somebody/something
f.
birine/bir şeye sahip çıkmak
119
Deyim
stake a claim to someone or something
f.
biri/bir şey üzerinde hak iddia etmek
120
Deyim
stake a claim to someone or something
f.
birine/bir şeye sahip çıkmak
121
Deyim
stake out (one's) claim
f.
hak iddia etmek
122
Deyim
stake out (one's) claim
f.
kendine ayırmak
123
Deyim
stake out (one's) claim
f.
sahip çıkmak
124
Deyim
stake out (one's) claim on (something)
f.
(bir şey) üzerinde hak iddia etmek
125
Deyim
stake out (one's) claim on (something)
f.
(bir şeyi) kendine ayırmak
126
Deyim
stake out (one's) claim on (something)
f.
(bir şeye) sahip çıkmak
127
Deyim
stake out (one's) claim to (something)
f.
(bir şey) üzerinde hak iddia etmek
128
Deyim
stake out (one's) claim to (something)
f.
(bir şeyi) kendine ayırmak
129
Deyim
stake out (one's) claim to (something)
f.
(bir şeye) sahip çıkmak
130
Deyim
stake out a claim to
f.
üzerinde hak iddia etmek
131
Deyim
stake out a claim to
f.
-i kendine ayırmak
132
Deyim
stake out a claim to
f.
-e sahip çıkmak
133
Deyim
stake reputation on
f.
için itibarını/ününü riske atmak
134
Deyim
stake reputation on
f.
uğruna ün/şöhret/namını tehlikeye atmak
135
Deyim
have a stake in something
f.
çıkarı olmak
136
Deyim
at stake
expr.
sözkonusu/mevzubahis
Speaking
137
Konuşma
what's at stake?
expr.
bu işten ne kazanırız?
138
Konuşma
what's at stake?
expr.
bu işte ne kaybederiz?
139
Konuşma
my marriage is at stake
expr.
evliliğim söz konusu burada
Trade/Economic
140
Ticaret/Ekonomi
minority stake
i.
azınlık hissesi
141
Ticaret/Ekonomi
majority stake
i.
çoğunluk hissesi
142
Ticaret/Ekonomi
value at stake
i.
maliyet-yarar değişim değeri
143
Ticaret/Ekonomi
equity stake-holder
i.
özsermaye hissedarı
144
Ticaret/Ekonomi
equity stake
i.
özsermaye hissesi
Technical
145
Teknik
surveyor's stake
i.
çarıklı kazık
146
Teknik
guard stake
i.
işaret kazığı
147
Teknik
stake construction
i.
kazık inşaatı
148
Teknik
stake screen
i.
kazık perde
149
Teknik
stake man
i.
kazıkçı
150
Teknik
guard stake
i.
muhafaza kazığı
151
Teknik
surveyor's stake
i.
pilot kazık
152
Teknik
reference stake
i.
referans kazığı
153
Teknik
slope stake
i.
şev kazığı
154
Teknik
surveyor's stake
i.
topograf kazığı
155
Teknik
slope stake
i.
yamaç kazığı
156
Teknik
off-set stake
i.
yan kazık
157
Teknik
bolster stake
i.
vagon destek kazığı
Construction
158
İnşaat
grade stake
i.
nivelman kazığı
Automotive
159
Otomotiv
stake body
i.
korkuluklu kasa (kamyon)
History
160
Tarih
burn at the stake
f.
yakılarak öldürülmek
Meteorology
161
Meteoroloji
snow stake
i.
kar sopası
Military
162
Askeri
safety stake
i.
emniyet kazığı
163
Askeri
base stake
i.
esas şahıs
164
Askeri
safety stake
i.
emniyet çubuğu
165
Askeri
base stake
i.
kazık
166
Askeri
base stake
i.
nişan çubuğu
167
Askeri
aiming stake
i.
nişan şahısı
168
Askeri
aiming stake
i.
nişan çubuğu
169
Askeri
grade stake
i.
tesviye kazığı
Sport
170
Spor
stake race
i.
ödüllü at yarışı
Ornithology
171
Kuşbilim
stake driver
i.
amerikan balaban kuşu
172
Kuşbilim
stake-driver (botaurus lentiginosus)
i.
amerika'ya özgü bir balaban kuşu
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of stake
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy