sürgün - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

sürgün



"sürgün" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 62 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
sürgün exile i.
General
sürgün growth i.
sürgün outlaw i.
sürgün tiller i.
sürgün banishment i.
sürgün expellee i.
sürgün offshoot i.
sürgün expatriation i.
sürgün proscription i.
sürgün abannition i.
sürgün diarrhoea i.
sürgün diarrhea i.
sürgün ostracism i.
sürgün transport i.
sürgün exiling i.
sürgün spray i.
sürgün transportation i.
sürgün twig i.
sürgün bud i.
sürgün spine i.
sürgün sprout i.
sürgün sucker i.
sürgün deportation i.
sürgün button i.
sürgün relegation i.
sürgün deportee i.
sürgün outgrowth i.
sürgün outlawry i.
sürgün shoot i.
sürgün twing i.
sürgün lag i.
sürgün imp [obsolete] i.
sürgün fleme i.
sürgün peregrination [obsolete] i.
sürgün sprit i.
sürgün sprouting i.
sürgün surcle [obsolete] i.
sürgün exiled s.
Law
sürgün banishment i.
sürgün utlary [obsolete] i.
Politics
sürgün transportation i.
sürgün deportation i.
sürgün exile i.
sürgün banishment i.
sürgün diaspora i.
sürgün deported s.
Biology
sürgün sinker i.
Marine Biology
sürgün shoot i.
Botanic
sürgün twig i.
sürgün sucker i.
sürgün offset i.
sürgün rod i.
sürgün innovation i.
sürgün sallow i.
sürgün shrag i.
sürgün sobole i.
sürgün surculus [obsolete] i.
Agriculture
sürgün shoot i.
sürgün offshoot i.
sürgün heel i.
Archaic
sürgün germen i.
Slang
sürgün lag i.

"sürgün" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 131 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
sürgün etmek relegate f.
sürgün etmek banish f.
General
mahkumların gönderildiği sürgün yeri penal colony i.
tanrının emirlerine karşı gelerek cennetten sürgün edilen melek fallen angel i.
sürgün avı beat i.
sürgün edilmiş kimse expatriate i.
sürgün avı blood sports i.
sürgün avı battue i.
sürgün edilen kimse exile i.
sürgün etme ostracism i.
kısa sürgün dwarf shoot i.
uzun sürgün elongated shoot i.
sürgün edilmiş kimse expat i.
sürgün eden banisher i.
sürgün yeri detention colony i.
sürgün etme exilement i.
sürgün etme relegating i.
sürgün etme relegation i.
ana sürgün header i.
bitkinin ana gövdesindeki yan sürgün veya dal growth i.
(bitki) sürgün oelet i.
sürgün edilmiş kimse dislocated civilian i.
siyasi sürgün, mali sıkıntı gibi sebeplerle evsiz kalanlar (the) displaced i.
sürgün edilmiş kimse pariah i.
gönüllü sürgün self-exile i.
gönüllü sürgün edilen kimse self-exile i.
sürgün etmek ostracize f.
sürgün etmek exile f.
sürgün olmak have diarrhoea f.
sürgün etmek banish f.
sürgün etmek expel f.
sürgün etmek deport f.
sürgün vermek shoot f.
sürgün vermek shoot forth f.
sürgün avına çıkmak course f.
sürgün etmek expatriate f.
sürgün yemek be exiled f.
sürgün edilmek be expelled f.
sürgün edilmek be banished f.
sürgün edilmek be exiled f.
sürgün etmek ostracise f.
sürgün olmak be on exile f.
yeniden sürgün etmek rebanish f.
sürgün edilmek renegade f.
sürgün etmek depatriate f.
sürgün etmek displace [obsolete] f.
sürgün etmek dister [obsolete] f.
sürgün etmek cut f.
sürgün etmek fleme [scotland] f.
sürgün vermek outshoot f.
sürgün vermek sprit f.
sürgün vermek sprunt f.
sürgün vermek spurt f.
sürgün oluşturmak sucker f.
sürgün edilmiş expatriate s.
sürgün yemiş banished s.
sürgün edilmiş ostracized s.
sürgün edilmiş relegated s.
sürgün edilmiş ostracised s.
gönüllü sürgün olan self-exiled s.
kendi kendini sürgün eden self-exiled s.
sürgün edilebilir relegable [rare] s.
sürgün cezası verilebilir transportable [brit] s.
sürgün içeren transportable [brit] s.
sürgün edilebilir transportable [brit] s.
sürgün edilmiş transported s.
sürgün edilebilir deportable s.
(kendini) isteyerek sürgün etmiş self-banished s.
Phrasals
susuz bırakarak sürgün etmek thirst out f.
(birini bir yere) sürgün etmek exile (someone) to (some place) f.
Idioms
sürgün edilen melek fallen angel i.
herkesin önünde cezalandırılıp sürgün edilmek ride on a rail f.
Law
sürgün kararı veren forejudger i.
sürgün cezası banishment i.
sürgün edilen kimse exul i.
sürgün cezasına çarptırmak forejudge f.
sürgün cezasına çarptırmak banish f.
Politics
müebbet sürgün deportation i.
sürgün etme relegation i.
sürgün edilmiş kimse transport i.
sürgün cezası transportation i.
sürgün kişiler exiles i.
sürgün tehdidi the threat of deportation i.
sürgün eden kimse deporter i.
sürgün etmek exile f.
sürgün etmek transport f.
sürgün edilmiş deported s.
sürgün edilmiş expellee s.
Technical
sulu sürgün cholera i.
yağlı sürgün sprue i.
Medical
sulu sürgün cholera i.
Chemistry
sürgün özü gibberellin i.
Biology
(bitkide) siğil benzeri sürgün verruca i.
limon ağaçları gibi ağaçların sürgün ve dallarını saran bir mantar septobasidium pseudopedicellatum i.
limon ağaçları gibi ağaçların sürgün ve dallarını saran bir mantar felt fungus i.
Botanic
bitkinin protoksilem dokusunda kök veya sürgün uzaması sırasında oluşan boşluk lacuna i.
bitkinin protoksilem dokusunda kök veya sürgün uzaması sırasında oluşan boşluk lacune i.
sürgün veya kök uzunluğunu artıran meristem apical meristem i.
bitkinin yaprağında veya diğer bölümlerinde oluşan sürgün enation i.
bitki veya ağaç gövdesinin yanlarından büyüyen dal, yaprak veya sürgün lateral i.
tomurcuklanma veya aşılama zamanından sonra bir mevsim büyüyüp tek bir dalsız sürgün veren bitki whip i.
çok sayıda çim ve hasırotunun yaprak ayası ile kınının birleşme yerinde görülen zarsı sürgün ligula i.
çok sayıda çim ve hasırotunun yaprak ayası ile kınının birleşme yerinde görülen zarsı sürgün ligule i.
uç sürgün terminal shoot i.
genç sürgün draw i.
tatlı patateste genç sürgün draw i.
sürgün oluşumu innovation i.
bitkiyi parçalara ayırıp kök ve sürgün üretebilen parçaları dikerek yayma division i.
bitkiyi parçalara ayırıp kök ve sürgün üretebilen parçaları dikerek çoğaltma division i.
genç bitkinin sürgün veren kısmı plumula i.
(kenardan büyüyen) küçük sürgün sideshoot i.
toprağın altında ilerleyerek yakın çevrede yeni bitkiler oluşturan sürgün soboles i.
sürgün vermek bourgeon f.
(yeni sürgün gelişmesi için) budamak sprout f.
ana gövdeden sürgün veren monopodial s.
ana gövdeden sürgün oluşturan monopodial s.
uzunlamasına kıvrılıp bükülmüş (sürgün) contortuplicate s.
genç bitkinin sürgün veren kısmı ile ilişkili plumular s.
sürgün veren soboliferous s.
Agriculture
bazal sürgün base shoot i.
bazal sürgün basal shoot i.
sürgün seyreltmesi crown suckering i.
yazlık sürgün shoot i.
sürgün yanıklığı shoot blight i.
sürgün vermek chit i.
sürgün vermek stool f.
Literature
sürgün edebiyatı literature in exile i.
sürgün edebiyatı exile literature i.
History
daimi sürgün perpetual exile i.
Religious
tanrının emirlerine karşı gelerek cennetten sürgün edilen melek demon i.
Archaic
sürgün edilen kimse wretch i.