taking - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

taking

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"taking" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 30 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
taking i. alış
General
taking i. telaş
taking i. çevirim
taking i. heyecan
taking i. alış
taking i. sallanma
taking i. çalkalanma
taking i. alma
taking i. ele geçirme
taking i. yakalanmış şey
taking s. sevimli
taking s. çekici
taking s. sari
taking s. cazip
taking s. bulaşıcı
taking s. ilginç
taking zf. alarak
Trade/Economic
taking i. alım
taking i. alma
taking i. ele geçirme
taking i. işgal
taking i. kabul etme
Law
taking i. federal hükümetin, düzenleyici bir karar olarak, sahibine tazminat ödenmesi gereken özel mülklerin kullanımına kısıtlama
Technical
taking i. alış
taking i. alma
taking i. çevirim
taking i. filme alma
taking i. (film) çekim
taking s. çekici
taking s. ilginç

"taking" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 282 sonuç

İngilizce Türkçe
General
taking advantage of i. istismar
taking delivery i. tesellüm
taking shelter i. sığınma
taking place i. husul
taking a role i. rol alma
taking refuge i. sığınma
taking sides i. bağlanım
taking advantage of an opportunity i. fırsattan istifade
taking back i. geri alma
taking off one's clothes i. soyunma
picture taking i. resim çekme
taking (to) i. götürme
taking fire i. alevlenme
taking out i. çıkarma
taking air i. kayak yaparken kişinin havaya zıplaması
taking a breath i. nefes alma
taking samples i. örnek alma
taking extreme risk i. aşırı risk alma
taking over i. devralma
taking part i. yer alma
taking part i. iştirak
leave-taking i. ayrılma
leave-taking i. veda
leave-taking i. veda etme
leave-taking kiss i. veda busesi
note-taking i. not alma
risk-taking i. risk alma
oath-taking ceremony i. yemin töreni
taking into consideration i. dikkate alma
taking into consideration i. göz önünde bulundurma
taking into consideration i. hesaba katma
taking apart i. sökme
taking precaution i. önlem alma
taking measure i. önlem alma
taking off i. uçağın kalkması
leave-taking i. terk etme
taking notes i. not alma
taking a trick i. briçte el alma
taking place i. meydana gelme
taking a day off i. izin alma
taking a day off i. (iş yerinden) izin alma
taking action i. harekete geçme
number of students taking the test i. sınava giren öğrenci sayısı
leave-taking expressions i. ayrılma ifadeleri
taking-off i. kağıtların baskıdan alınması
taking-off i. ortadan kaldırma
taking hold i. bir şeyi sıkıca kavrama
taking-off i. cinayet
oath-taking i. yemin etme
oath-taking i. ant içme
oath-taking i. kitaba el basma
nap-taking i. sürpriz bir şekilde ele geçen şey
nap-taking i. beklenmeyen başlangıç veya saldırı
drug-taking i. yasadışı uyuşturucu kullanan kimse
side-taking i. taraf tutma
side-taking i. partizanlık yapma
side-taking i. bir kesimi savunma
side-taking i. bir davayı destekleme
stock-taking i. yeniden değerlendirme
stock-taking i. yeniden değerleme
stock-taking i. gözden geçirme
risk taking f. risk almak
taking care of business f. işin başında bulunmak
quit taking drugs f. ilaç bırakmak
look forward to taking someone to bed f. birini yatağa götürmek için can atmak
taking place s. vaki
taking a very short time s. saniyelik
in the taking of legal oaths zf. hukuki olarak edilen yeminlerde
by taking into consideration zf. göz önünde bulundurarak
when taking into consideration zf. dikkate alındığında
by taking into consideration zf. göz önünde bulundurularak
when taking into consideration zf. nazara alındığında
without taking into consideration zf. kaale almadan
taking account of ed. hesaba katarak
taking account of ed. dikkate alınarak
taking full account of ed. tam anlamıyla bilincinde olarak
taking into consideration that bağ. göz önünde bulundurursak
taking into consideration that bağ. göz önünde bulundurduğumuzda
taking account of the fact that... bağ. ...olgusunu/unsurunu/gerçeğini dikkate alarak
Phrases
without taking a moment to pause zf. bir an bile duraksamadan
it's yours for the taking expr. alıp götürebilirsin
(by) taking this situation into account/consideration expr. bu durumu göz önüne alarak
taking of that expr. bu münasebetle
without taking into account expr. bakılmaksızın
(by) taking this situation into account/consideration expr. bu durumu düşünerek
taking into account this fact expr. bu gerçeği dikkate alarak
taking into account the time he has already spent in prison expr. cezaevinde kaldığı süre dikkate alınarak
without taking into account expr. dikkate almaksızın
taking into account the time he has already spent in jail expr. cezaevinde kaldığı süre dikkate alınarak
by taking into account expr. göz önünde bulundurursak
taking into account expr. göz önünde bulundurulduğunda
taking into account expr. göz önünde tutulursa
taking everything into account expr. her şey gözönüne alınırsa
taking everything into account expr. her şey gözönüne alındığında
by taking into account expr. göz önünde tutularak
taking into account expr. eğer
taking into account expr. göz önüne alınacak olursa
taking (something) into account expr. gözönüne alındığında
by taking into account expr. göz önünde bulundurduğumuzda
taking into account all of these expr. tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda
taking into account all of these expr. tüm bunlar hesaba katıldığında
taking into account all of these expr. tüm bunlar dikkate alındığında
taking into account all of these expr. tüm bunlar göz önüne alındığında
Proverb
genius is an infinite capacity for taking pains deha ile huzur bir araya gelmez
Colloquial
always taking never giving i. hep alıp hiç vermeme
be there for the taking f. istediği her iş vs. onun olmak
be there for the taking f. (birinin) istemesi yeterli olmak
be there for the taking f. (birinin) parmaklarının ucunda olmak
be there for the taking f. (birinin) emrine amade olmak
be there for the taking f. (birinin) istediği her iş vs. hazırda olmak
be there for the taking f. istediği her iş vs. ha deyince onun olmak
keep taking the tablets f. hapları/ilaçları almaya devam etmek
keep taking the tablets f. hapları/ilaçları kesmemek
(just) taking care of business expr. işleri hallettim/hallediyorum
people are always taking me for other people expr. insanlar beni hep başkalarına benzetir
tcb (taking care of business) expr. işle ilgilenme
tcb (taking care of business) expr. yapılması gerekeni yapma
Idioms
taking the cake i. bir yarışmada kötü sonuç alma
taking calls i. çağrıları/aramaları kabul etme
be there for the taking f. elinin altında olmak
be there for the taking f. elinde olmak
be there for the taking f. elini sallasa/uzatsa ulaşmak/edinmek
be there for the taking f. parmaklarının ucunda olmak
be there for the taking f. çantada/torbada keklik olmak
be there for the taking f. rahatça/kolayca/hemen ulaşılabilir olmak
be there for the taking f. elde etmesi/ulaşması rahat/kolay olmak
be there for the taking f. ha deyince/dese ulaşmak/edinmek
be (one's) for the taking f. (birinin) her istediği onun olmak
be (one's) for the taking f. (birinin) istemesi yeterli olmak
be (one's) for the taking f. (birinin) emrine amade olmak
be (one's) for the taking f. (birinin) istediği her şey hazırda olmak
be (one's) for the taking f. (birinin) elinin altında olmak
be (one's) for the taking f. (birinin) parmaklarının ucunda olmak
be (one's) for the taking f. (birinin) elde etmesi/ulaşması kolay olmak
be somebody's for the taking f. birinin her istediği onun olmak
be somebody's for the taking f. birinin istemesi yeterli olmak
be somebody's for the taking f. birinin emrine amade olmak
be somebody's for the taking f. birinin istediği her şey hazırda olmak
be somebody's for the taking f. birinin elinin altında olmak
be somebody's for the taking f. birinin parmaklarının ucunda olmak
be somebody's for the taking f. birinin elde etmesi/ulaşması kolay olmak
be there for the taking f. birinin her istediği onun olmak
be there for the taking f. birinin istemesi yeterli olmak
be there for the taking f. birinin emrine amade olmak
be there for the taking f. birinin istediği her şey hazırda olmak
be there for the taking f. birinin elinin altında olmak
be there for the taking f. birinin parmaklarının ucunda olmak
be there for the taking f. birinin elde etmesi/ulaşması kolay olmak
be taking calls f. çağrıları/aramaları kabul etmek
free for the taking expr. çantada keklik
be as easy as taking candy from a baby expr. çocuk oyuncağı
be like taking candy from a baby expr. çocuk oyuncağı
be like taking candy from a baby expr. çok kolay
for the taking expr. çantada keklik
be as easy as taking candy from a baby expr. çok kolay
for the taking expr. elinin altında
for the taking expr. elde etmesi kolay
free for the taking expr. elde etmesi kolay
free for the taking expr. elinin altında
taking the cake expr. kelimenin tam anlamıyla ödül olarak kek kazanma
free for the taking expr. rahatça ulaşılabilir/edinilebilir/kullanılabilir
for the taking expr. rahatça ulaşılabilir/edinilebilir/kullanılabilir
be like taking candy from a baby expr. tereyağından kıl çeker gibi
as easy as taking candy from a baby expr. tereyağından kıl çeker gibi
be as easy as taking candy from a baby expr. tereyağından kıl çeker gibi
like taking candy from a baby expr. çok kolay
like taking candy from a baby expr. tereyağından kıl çeker gibi
like taking candy from a baby expr. çocuk oyuncağı
like taking coals to newcastle expr. denize su taşımak gibi
like taking coals to newcastle expr. havanda su dövmek gibi
like taking coals to newcastle expr. körler mahallesinde ayna satmak gibi
like taking coals to newcastle expr. tereciye tere satmak gibi
Speaking
I'm not taking orders from you anymore expr. artık senden emir almayacağım
thank you for taking time out of your busy schedule expr. bu kadar işinizin arasında/sıkışık zamanınızda bana zaman ayırdığınız için teşekkür ederim
where are you taking me to? expr. beni nereye götürüyorsunuz?
where are you taking me to? expr. beni nereye götürüyorsun?
are you taking something? expr. bir şeyler mi alıyorsun?
thank you for taking the time with me expr. bana zaman ayırdığınız için teşekkür ederim
thank you for taking the time with me expr. bana vakit ayırdığınız için teşekkür ederim
thanks so much for taking the time to see me expr. beni görmeye zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim
I'm taking the front door expr. ben ön kapıyı kullanıyorum
thank you for taking time out of your busy schedule expr. bu kadar yoğunluğunuz arasında vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz
she's taking her father's side expr. babasının tarafını tutuyor
I'm taking a rest expr. dinleniyorum
I'm taking it with me when I leave expr. giderken onu yanımda götüreceğim
I'm taking all of it expr. hepsini alacağım
I'm taking her to a hospital expr. onu hastaneye götürüyorum
I'm taking him with me expr. onu yanımda götürüyorum
I got no problem taking money from a guy like him expr. onun gibi bir herifin parasını almaktan hiç gocunmam
what's taking so long? expr. neden bu kadar uzun sürdü?
what are you taking? what pills? expr. ne alıyorsun sen? ne hapı?
I'm taking her with me expr. onu yanımda götürüyorum
I'm taking a break expr. mola veriyorum
I'm taking him to a hospital expr. onu hastaneye götürüyorum
where do you think I'm taking you? expr. seni nereye götürüyorum sanıyorsun?
I'm taking you off the case expr. seni davadan alıyorum
I am taking a holiday expr. tatil yapıyorum
thank you for taking my call expr. telefonuma cevap verdiğiniz için teşekkür ederim
I am taking a holiday expr. tatildeyim
I appreciate you taking the time expr. zaman ayırdığınız için müteşekkirim
are you taking any medications? expr. herhangi bir ilaç kullanıyor musunuz?
are you taking any medications? expr. sürekli kullandığınız bir ilaç var mı?
are you taking any medications? expr. herhangi bir ilaç kullanıyor musun?
are you taking any medications? expr. sürekli kullandığın bir ilaç var mı?
Trade/Economic
taking of oath i. ant içme
profit taking i. borsada kar etme
stock-taking i. depo sayımı
stock taking i. envanter tanzimi
stock taking i. envanter yapma
inventory taking i. envanter yapma
taking an inventory i. envanter yapma
taking back i. geri alma
under-taking i. girişilen iş
under-taking i. girişim
taking stock i. hisse senedi alma
under-taking i. işe girişme
profit taking i. kar realizasyonu
stock taking i. sayım
cash over discrepancies in the result of taking physical inventory and deliveries i. sayım ve tesellüm fazlaları
cash shorts discrepancies in the result of taking physical inventory and deliveries i. sayım ve tesellüm noksanları
profit taking i. spekülasyon sonrası elde edilen kar
under-taking i. taahhütname
taking over i. tesellüm
taking possession i. temellük etme
taking over i. üstlenme
taking over i. yüklenme
risk-taking i. mali açıdan istenmeyen sonuçları göze alma
taking no position f. görüş belirtmemek
root-taking s. karmaşık
taking no account, for the purposes of this definition, of expr. bu tanım çerçevesinde ... dikkate alınmayacaktır
Law
oath-taking i. mahkemede yemin etme
oath-taking i. yeminli ifade verme
taking the fifth i. duruşmada ifade vermeyi reddetme
taking possession i. mülkiyetine alma
taking a census i. nüfus sayımı
hostage-taking i. rehin alma
hostage-taking i. rehine alma
taking into custody i. tutuklama
taking into custody i. tevkif etme
negligence in taking due precautions during performance of commercial transactions or in receiving of pledges i. ticaret muamelatında ve rehin almakta lazım olan tedbirlerin ihmali
Politics
excessive risk-taking i. aşırı risk alma
if some day you are compelled to defend your independence and your republic, you must not tarry to weigh the possibilities and circumstances of the situation before taking up your duty i. bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin!
taking up and pursuit of the business i. faaliyete geçiş ve faaliyetin sürdürülmesi
taking of the seal i. mührün kaldırılması
risk-taking i. risk alma
risk taking i. risk alma
taking of oath i. yemin etme
taking the oath i. yemin etme
Technical
taking readings i. değer alma
method for taking samples for delta ferrite measurement i. delta ferrit ölçümü için numune alma metodu
slope taking i. meyil ölçmesi
taking-down period i. soğutma süresi
Computer
taking picture expr. resim çekiyor
Textile
taking in a clinch i. çapraza alma
Construction
quick-taking cement i. çabuk katılaşan çimento
Automotive
taking foot off the gas pedal i. gazı kesme
Marine
taking a ship i. bir gemi tutma
regulation of taking the wastes from the vessels and control of wastes i. gemilerden atık alınması ve atıkların kontrolü yönetmeliği
Medical
medical history taking i. anamnez alma
women taking hormone therapy i. hormon tedavisi alan kadınlar
comprehensive history taking i. kapsamlı anamnez
blood-taking set i. kan alma seti
Psychology
perspective-taking i. bakış açısı alma
risk taking i. riske girme
role taking i. rol üstlenme
risk-taking f. risk almak
Apiculture
skep for taking swarms i. oğul alma sepeti
Linguistics
turn taking i. konuşma sırası
Military
leaping from cover and taking cover i. bir örtüden diğer örtüye sıçrama
statement taking i. ifade alma
taking advantage of the cover i. örtüden faydalanma
leaping from cover and taking cover i. siperden çıkıp başka bir yerde siper alma
Cinema
speed of taking i. alıcı hızı
speed of taking i. kamera hızı
Slang
that's taking the high road expr. doğru olanı yapmış/yaptı
British Slang
mickey taking i. alay
twoc (taking without consent) i. aşırma
twoc (taking without consent) i. çalma
mickey taking i. dalga geçme
mickey taking i. dalga
twoc (taking without consent) i. hırsızlık
twoc (taking without consent) i. izinsiz alma