Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
alarak
"alarak"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
alarak
taking
zf.
2
Genel
alarak
receiving
zf.
"alarak"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 338 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
hava hattından elektrik alarak çalışan otobüs
trolley
i.
2
Genel
tabiattaki modelleri inceleyip bu tasarımları taklit ederek veya bunlardan ilham alarak insanların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan bilim dalı
biomimicry
i.
3
Genel
saati ileri alarak zaman kazanma
daylight saving time
i.
4
Genel
doğadaki modelleri inceleyip taklit ederek veya bunlardan ilham alarak insanların problemlerine çözüm getirmeyi amaçlayan bilim dalı
biomimicry
i.
5
Genel
cesaretle ve risk alarak hakikati söyleme
parrhesia
i.
6
Genel
hisse senedi satın alarak yapılan şirket devri
takeover
i.
7
Genel
fidye alarak serbest bırakma
ransoming
i.
8
Genel
oyuncuların sırayla dizilmiş yığınlardan çeşitli miktarlarda alarak, en sonda tek kalan nesneyi alan kişiye oyunu kaybettirmeye çalıştığı zeka oyunu
nim
i.
9
Genel
yaşanılan mekanda, temel önlemler alarak, dışarıdan gelen tehditlere karşı oluşturulan güvenli bir alan
shelter in place
i.
10
Genel
hava hattından elektrik alarak çalışan otobüs
trolly
i.
11
Genel
erkeklerin yanlarına tazıları alarak av için toplanması
meet
i.
12
Genel
insanın örnek alarak yetiştiği model
mould
i.
13
Genel
insanın gerçeği sadece aklı temel alarak bilemeyeceğini ve gerçek ortaya çıksa dahi tümüyle anlayamayacağını ifade eden, tanrı tarafından tebliğ edilmiş dini öğreti
mystery
i.
14
Genel
ileri vadeli etkenleri göz önüne alarak bir sorunu inceleme
long view
i.
15
Genel
etraflıca ele alarak tanıtma
coverage
i.
16
Genel
eğlence gösterisinde en sonda yer alarak mizahi konuşmayı sürdüren kimse
corner man
i.
17
Genel
oyuncuların üzüm veya diğer atıştırmalıkları yanan brendiden alarak yemeye çalıştığı bir oyun
snapdragon
i.
18
Genel
oyuncuların üzüm gibi atıştırmalıkları yanan brendiden alarak yemeye çalıştığı bir oyun
flapdragon
i.
19
Genel
işini ağırdan alarak vakit kaybetmek
dawdle
f.
20
Genel
fidye alarak serbest bırakmak
ransom
f.
21
Genel
izin alarak işe gitmemek
take off from work
f.
22
Genel
-i örnek alarak bir şeyi yapmak
model something on
f.
23
Genel
seçimleri büyük çoğunluğun oyunu alarak kazanmak
landslide
f.
24
Genel
satın alarak stoklamak
buy in
f.
25
Genel
bir yeri merkez alarak çalışmak
work out of somewhere
f.
26
Genel
(birini) etki altına alarak bir şeye ikna ya da teşvik etmek
charm [obsolete]
f.
27
Genel
(kaynakları) kenar boşluklarına not alarak belirtmek
margin
f.
28
Genel
bir şeyden destek alarak uzanmak
repose
f.
29
Genel
(alfabeyi veya metni) belirli sıradaki her harfi alarak başka bir sıraya sokmak
decimate
f.
30
Genel
(edebi eserde ele alarak) sonsuz ün kazandırmak
immortalize
f.
31
Genel
(edebi eserde ele alarak) sonsuz ün kazandırmak
immortalise
f.
32
Genel
bir şeyi haz alarak deneyimlemek
feast
f.
33
Genel
üst üste darbe alarak düşmek
pelt
f.
34
Genel
üst üste darbe alarak düşmek
pelter
f.
35
Genel
(bir kimseye) kredi puanını baz alarak (kredi kartı) vermek
preapprove
f.
36
Genel
(bir kimseye kredi puanını baz alarak) kredi vermek
preapprove
f.
37
Genel
(tr) risk alarak şansını zorlamak
push
f.
38
Genel
(armada başı ön pati üzerinde yer alarak) uzanan
dormant
s.
39
Genel
tad alarak
savorily
zf.
40
Genel
tad alarak
savourily
zf.
41
Genel
tat alarak
gustatorially
zf.
42
Genel
zevk alarak
savorily
zf.
43
Genel
intikam alarak
retaliatingly
zf.
44
Genel
garantiye alarak
hedgingly
zf.
45
Genel
ağırdan alarak
aversely
zf.
46
Genel
dikkate alarak
consideringly
zf.
47
Genel
güneşi arkasına alarak
with the sun
zf.
48
Genel
tat alarak
gustatorily
zf.
49
Genel
sırtına alarak
piggyback
zf.
50
Genel
ağırdan alarak
unwillingly
zf.
51
Genel
zevk alarak
savourily
zf.
52
Genel
göze alarak
at the risk of
zf.
53
Genel
geri alarak
withdrawing
zf.
54
Genel
ağırdan alarak
hesitantly
zf.
55
Genel
ağırdan alarak
reluctantly
zf.
56
Genel
tedbir alarak
with caution
zf.
57
Genel
engelleyici önlemler alarak
proactively
zf.
58
Genel
önceden önlemler alarak
proactively
zf.
59
Genel
sırtına alarak
pick-a-back
zf.
60
Genel
hafife alarak
airily
zf.
61
Genel
belirli bir kişiyi veya şeyi hedef alarak
pointedly
zf.
62
Genel
riski göze alarak
venturesomely
zf.
63
Genel
dikkate alarak
up
zf.
64
Genel
zorla alarak
usurpedly
zf.
65
Genel
haksız yollarla alarak
usurpedly
zf.
66
Genel
zorla alarak
usurpingly
zf.
67
Genel
haksız yollarla alarak
usurpingly
zf.
68
Genel
intikam alarak
vindicatorily
zf.
69
Genel
öç alarak
vindicatorily
zf.
70
Genel
ağırdan alarak
lingeringly
zf.
71
Genel
geri alarak
revokingly
zf.
72
Genel
tiye alarak
deridingly
zf.
73
Genel
alaya alarak
derisively
zf.
74
Genel
tiye alarak
derisively
zf.
75
Genel
tiye alarak
derisorily
zf.
76
Genel
devletten düzenli işsizlik yardımı alarak
on the dole
zf.
77
Genel
rüzgarı arkadan alarak
down-wind
zf.
78
Genel
eleştiri alarak
on the pan
zf.
79
Genel
zevk alarak
savorly
zf.
80
Genel
dalgaya alarak
fleeringly
zf.
81
Genel
ağırdan alarak
ploddingly
zf.
82
Genel
kesik nefes alarak
puffingly
zf.
83
Genel
öç alarak
with a siserary [dialect]
zf.
84
Genel
kaymağını alarak
skimmingly
zf.
85
Genel
yağını alarak
skimmingly
zf.
86
Genel
hafife alarak
sniffishly
zf.
87
Genel
koruma altına alarak
protectingly
zf.
88
Genel
kare şeklini alarak
square
zf.
89
Genel
kontrol altına alarak
stanchly
zf.
90
Genel
göz önüne alarak
in defiance of
ed.
91
Genel
dikkate alarak
in deference to
ed.
92
Genel
dikkate alarak
in the face of
ed.
93
Genel
ihtimalini göz önüne alarak
in contemplation of
ed.
94
Genel
dikkate alarak
considering
ed.
95
Genel
gözönüne alarak
having regard to
ed.
96
Genel
temel alarak
based on
ed.
97
Genel
temel alarak
based upon
ed.
98
Genel
...olgusunu/unsurunu/gerçeğini dikkate alarak
taking account of the fact that...
bağ.
Phrasals
99
Öbek Fiiller
(birini veya bir fikri) merkeze alarak oluşturmak
build around (someone or something)
f.
100
Öbek Fiiller
(birini veya bir fikri) merkeze alarak oluşturmak
build around
f.
101
Öbek Fiiller
(bir alanı) çöküntüleri/çukurları kapayarak veya çıkıntıları alarak düzlemek
buff out
f.
102
Öbek Fiiller
(bir kişiyi/fikri) odak noktasına/merkeze alarak (bir şeyi) oluşturmak/geliştirmek
build around (someone or something)
f.
103
Öbek Fiiller
(bir şeyi) belli bir düşünceyle/bir fikir etrafında/bir düşünceyi temel alarak oluşturmak/geliştirmek
build around
f.
104
Öbek Fiiller
bir şeyi satarak/yenisini alarak elden çıkarmak
trade something off
f.
105
Öbek Fiiller
işini ağırdan alarak vakit kaybetmek
dawdle about
f.
106
Öbek Fiiller
işini ağırdan alarak vakit kaybetmek
dawdle over something
f.
107
Öbek Fiiller
işini ağırdan alarak vakit kaybetmek
dawdle something away
f.
108
Öbek Fiiller
satın alarak tüketmek
buy something out
f.
109
Öbek Fiiller
hafife alarak bahsetmek
talk down
f.
110
Öbek Fiiller
bir şeyi başka bir şeyi örnek alarak yapmak
fashion (something) after (something else)
f.
111
Öbek Fiiller
bir şeyi başka bir şeyi örnek alarak yapmak
fashion (something) on (something else)
f.
112
Öbek Fiiller
bir şeyi başka bir şeyi örnek alarak yapmak
fashion something on something
f.
113
Öbek Fiiller
rüzgarı arkasına alarak rotasında ilerlemek
fill away
f.
114
Öbek Fiiller
bir şeyi referans alarak çizmek
draw from
f.
115
Öbek Fiiller
kokusunu alarak bulmak
sniff out
f.
116
Öbek Fiiller
(bir şeyin, işin, görevin) sorumluluğunu alarak/üstlenerek sıkıntıya girmek
trouble (someone or oneself) with (something)
f.
117
Öbek Fiiller
golfte çok yavaş oynadıkları için izin alarak öndeki grubu geçip oynamaya devam etmek
play through
f.
118
Öbek Fiiller
golfte önünde bulunan yavaş ilerleyen bir gruptan izin alarak oynamaya devam etmek
play through
f.
119
Öbek Fiiller
(bir şeyi başka bir şeyi) temel alarak anlamak
see (something) against (something else)
f.
120
Öbek Fiiller
(bir şeyi başka bir şeyi) temel alarak anlamak
see something against something
f.
121
Öbek Fiiller
zorunlu bir dersi sınavdan belli bir not alarak atlamak
test out
f.
122
Öbek Fiiller
bir yerden destek alarak ayağa kalkmak
lever oneself up
f.
123
Öbek Fiiller
bir yerden destek alarak hareket etmek
lever oneself up
f.
124
Öbek Fiiller
bir yerden destek alarak ayağa kalkmak
lever yourself out of something
f.
125
Öbek Fiiller
bir yerden destek alarak hareket etmek
lever yourself out of something
f.
126
Öbek Fiiller
bir yerden destek alarak ayağa kalkmak
lever yourself onto something
f.
127
Öbek Fiiller
bir yerden destek alarak hareket etmek
lever yourself onto something
f.
128
Öbek Fiiller
(bir şeyi) temel alarak üstüne ekleme yapmak
build on (something)
f.
129
Öbek Fiiller
işini ağırdan alarak vakit kaybetmek
dawdle over
f.
130
Öbek Fiiller
(bir şeyi) referans alarak çizmek
draw from (something)
f.
131
Öbek Fiiller
-i örnek alarak yapmak
fashion on
f.
132
Öbek Fiiller
(birinin) ölçülerini alarak (bir giysiye) uygun olduğundan emin olmak
fit (one) for (something)
f.
133
Öbek Fiiller
birinin ölçülerini alarak bir giysiye uygun olduğundan emin olmak
fit someone for something
f.
134
Öbek Fiiller
(bir şey) alarak ileriye yatırım yapmak
invest in (something)
f.
135
Öbek Fiiller
(kendini/bir şeyi birini/bir şeyi) örnek alarak geliştirmek
model (oneself or something) on (someone or something else)
f.
136
Öbek Fiiller
(kendini/bir şeyi birini/bir şeyi) model alarak geliştirmek
model (oneself or something) on (someone or something else)
f.
137
Öbek Fiiller
(bir şeyi başka bir şeyi) örnek alarak yapmak/geliştirmek
model (something) after (something else)
f.
138
Öbek Fiiller
(bir şeyi başka bir şeyi) temel alarak yapmak/geliştirmek
model (something) after (something else)
f.
139
Öbek Fiiller
(bir şeyi başka bir şeyi) örnek alarak yapmak/geliştirmek
model (something) on (something else)
f.
140
Öbek Fiiller
(bir şeyi başka bir şeyi) temel alarak yapmak/geliştirmek
model (something) on (something else)
f.
141
Öbek Fiiller
-i örnek alarak yapmak/geliştirmek
model on
f.
142
Öbek Fiiller
'-i temel alarak yapmak/geliştirmek
model on
f.
143
Öbek Fiiller
(bir şeyi başka bir şeyi) örnek alarak yapmak
pattern (something) after (something else)
f.
144
Öbek Fiiller
(bir şeyi başka bir şeyi) temel alarak yapmak
pattern (something) after (something else)
f.
145
Öbek Fiiller
(bir şeyi başka bir şeyi) örnek alarak yapmak
pattern (something) on (something else)
f.
146
Öbek Fiiller
(bir şeyi başka bir şeyi) temel alarak yapmak
pattern (something) on (something else)
f.
147
Öbek Fiiller
'-i örnek alarak yapmak
pattern on
f.
148
Öbek Fiiller
'-i temel alarak yapmak
pattern on
f.
149
Öbek Fiiller
'-i örnek alarak yapmak
pattern after
f.
150
Öbek Fiiller
'-i temel alarak yapmak
pattern after
f.
151
Öbek Fiiller
-i temel alarak anlamak
see against
f.
152
Öbek Fiiller
(bir şey) alarak büyümek/serpilmek
thrive on (something)
f.
Phrases
153
İfadeler
kendi/birinin/bir şeyin riskini alarak
at risk to yourself/somebody/something
f.
154
İfadeler
bu durumu göz önüne alarak
considering this situation
expr.
155
İfadeler
bu durumu göz önüne alarak
bearing/keeping this situation in mind
expr.
156
İfadeler
bu gerçeği dikkate alarak
taking into account this fact
expr.
157
İfadeler
bu durumu göz önüne alarak
(by) taking this situation into account/consideration
expr.
158
İfadeler
gerçeğini dikkate alarak
having regard to the fact
expr.
159
İfadeler
esas alarak/alınarak
based on
expr.
160
İfadeler
-i göz önüne alarak
bearing in mind that
expr.
161
İfadeler
-i dikkate alarak
bearing in mind that
expr.
162
İfadeler
(birinin/bir şeyin/kendi) riskini alarak
at risk to (someone, something, or oneself)
expr.
163
İfadeler
(bir şeyi) dikkate alarak
out of consideration of (something)
expr.
164
İfadeler
sözünü alarak
in profile
expr.
165
İfadeler
güvencesini alarak
on a promise
expr.
166
İfadeler
riskini/sorumluluğunu kendisi alarak
at (one's) own peril
expr.
167
İfadeler
(bir şeyin) mesuliyetini (kendisi) alarak (yapmak)
(do something) at your (own) peril
expr.
168
İfadeler
(bir şeyin) riskini/sorumluluğunu (kendisi) alarak (yapmak)
(do something) at your (own) peril
expr.
169
İfadeler
(bir şey yapmayı) göze alarak
at the risk of (doing something)
expr.
170
İfadeler
(bir şeyi) dikkate alarak
in (the) light of (something)
expr.
171
İfadeler
bir şeyi dikkate alarak
in the light of something [uk]
expr.
172
İfadeler
bir şeyi dikkate alarak
in light of something [us]
expr.
Proverb
173
Atasözü
yaptığın hata/yanlıştan ders alarak bir daha tekrar etmezsin
a fall into a ditch makes you wiser
Colloquial
174
Konuşma Dili
(yarışlarda sporcular) hız alarak yapılan çıkış
flyer
i.
175
Konuşma Dili
sırf medyada yer alarak ünlü
famous for being famous
s.
176
Konuşma Dili
her şeyi göze alarak
neck or nothing
expr.
177
Konuşma Dili
her şeyi göze alarak
if it kills (one)
expr.
178
Konuşma Dili
her şeyi göze alarak
if it kills you
expr.
179
Konuşma Dili
her şeyi göze alarak
if it's the last thing I do
expr.
Idioms
180
Deyim
orduda kadınların rütbe alarak ilerlemesine karşı soyut engel
brass ceiling
i.
181
Deyim
askerlerin bir düzen alarak girdiği savaş
a pitched battle
i.
182
Deyim
küçük bir risk alarak büyük bir kazanç sağlama
a sprat to catch a mackerel [old-fashioned] [uk]
i.
183
Deyim
bir şeyden güç alarak çalışmak
run on
f.
184
Deyim
(birine) bir hediye veya özel bir şey alarak eve gelmek
bring (something) home (to someone)
f.
185
Deyim
(birine) bir hediye veya özel bir şey alarak eve gelmek
bring something home to someone
f.
186
Deyim
bir şeyin kokusunu alarak peşine düşmek
be on the scent of something
f.
187
Deyim
borcunu bir başkasından borç alarak ödemek
rob peter to pay paul
f.
188
Deyim
mahkemede kralın/kraliçenin/devletin safında yer alarak suç ortağı aleyhine ifade vermek
turn state's evidence
f.
189
Deyim
mahkemede kralın/kraliçenin/devletin safında yer alarak suç ortağı aleyhine ifade vermek
turn queen's evidence
f.
190
Deyim
mahkemede kralın/kraliçenin/devletin safında yer alarak suç ortağı aleyhine ifade vermek
turn king's evidence
f.
191
Deyim
riski göze alarak harekete geçmek
take the plunge
f.
192
Deyim
riski göze alarak bir işe girişmek
take the plunge
f.
193
Deyim
(sonu ne olursa olsun) her türlü riski alarak sonuna kadar götürmek
go to the wall on something
f.
194
Deyim
(bir şeyi) riski göze alarak yapmak
do (something) at (one's) own risk
f.
195
Deyim
tehlikede/risk alarak hareket etmek
sail near the wind
f.
196
Deyim
riski kendi üzerine alarak yapmak
do something at your own risk
f.
197
Deyim
sorumluluğu kendin alarak yapmak
do something at your own risk
f.
198
Deyim
riski kendin göze alarak yapmak
do something at your own risk
f.
199
Deyim
(hayatı) risk alarak yaşamak
live (life) on the edge
f.
200
Deyim
her şeyi göz önüne alarak
upon the matter
zf.
201
Deyim
her şeyi göz önüne alarak
upon the whole
zf.
202
Deyim
işsizlik yardımı alarak
on the dole
zf.
203
Deyim
kuyruğunu bacaklarının arasına alarak
with one's tail tucked between one's legs
expr.
204
Deyim
kuyruğunu bacaklarının arasına alarak
with your tail tucked between your legs
expr.
205
Deyim
sırtına alarak
pickaback
expr.
206
Deyim
büyük risk alarak
all (one's) life is worth
expr.
207
Deyim
büyük bir tehlikeyi göze alarak
all (one's) life is worth
expr.
208
Deyim
büyük risk alarak
all (one's) life's worth
expr.
209
Deyim
büyük bir tehlikeyi göze alarak
all (one's) life's worth
expr.
210
Deyim
büyük risk alarak
all (one's) life is worth
expr.
211
Deyim
büyük bir tehlikeyi göze alarak
all (one's) life is worth
expr.
212
Deyim
büyük risk alarak
all (one's) life's worth
expr.
213
Deyim
büyük bir tehlikeyi göze alarak
all (one's) life's worth
expr.
214
Deyim
risk alarak
on the fast lane
expr.
215
Deyim
risk alarak
on the wild side
expr.
216
Deyim
dikkate alarak
out of consideration
expr.
Speaking
217
Konuşma
çocukların birbirini sırtına alarak at taklidi yaptığı oyun
horsey
i.
218
Konuşma
çocukların birbirini sırtına alarak at taklidi yaptığı oyun
horsy
i.
Trade/Economic
219
Ticaret/Ekonomi
hisse senetlerinin büyük çoğunluğunu alarak şirketin kontrolünü ele geçirme girişimi
raid
i.
220
Ticaret/Ekonomi
big mac'in fiyatını referans alarak ülkeler arasındaki satın alma gücü paritesini ölçümleyen bir araştırma
big mac index
i.
221
Ticaret/Ekonomi
çeşitli fiyatları baz alarak tüketicilerin satın alacakları miktarları gösteren eğri
demand curve
i.
222
Ticaret/Ekonomi
hisse senedi alarak işletmeye ortak olma
equity participation
i.
223
Ticaret/Ekonomi
personelin hisse alarak ortak olma planı
employee share ownership plan
i.
224
Ticaret/Ekonomi
posta ile sipariş alarak yapılan satış
mail order selling
i.
225
Ticaret/Ekonomi
satın alarak stoklama
buy-in
i.
226
Ticaret/Ekonomi
tüyo alarak alıp satma
insider dealing
i.
227
Ticaret/Ekonomi
gelişmekte olan ülkelerde ürünü garanti edilen fiyata doğrudan üreticiden satın alarak üreticiye fayda sağlama
fair trade
i.
228
Ticaret/Ekonomi
hisselerinin çoğunluğunu satın alarak şirketi kontrol etme tehdidinde bulunan kişi veya şirket
greenmailer
i.
229
Ticaret/Ekonomi
malları satın alarak piyasadan kaldırma
offtake
i.
230
Ticaret/Ekonomi
(gizlice hisse senedi alarak) firmanın başına geçmeyi bekleyen kimse
corporate raider
i.
231
Ticaret/Ekonomi
yabancı vatandaşların genellikle hisse senedi alarak abd işletmelerine yatırım yapması
foreign direct investment
i.
232
Ticaret/Ekonomi
tazminat alarak polislikten erken emekli olma
perfing [new zealand]
i.
233
Ticaret/Ekonomi
belirli bir hisse senedini büyük miktarlarda satın alarak piyasanın kontrolünü geçici olarak ele geçirmek
rig the market
f.
234
Ticaret/Ekonomi
belirli bir hisse senedini büyük miktarlarda satın alarak piyasanın kontrolünü geçici olarak ele geçirmek
rig the market
f.
235
Ticaret/Ekonomi
(fiyat düşmeden hemen önce) hisse alarak/satarak olası karı kaybetmek
whipsaw
f.
236
Ticaret/Ekonomi
arza göre çok fazla satın alarak kötü şekilde etkilemek
overbuy
f.
237
Ticaret/Ekonomi
(önceden yapılmış karşılıksız satış için) mal alarak teslimatı telafi etmek
cover
f.
238
Ticaret/Ekonomi
alıcının ürünü incelemesi ve tüm riskleri üzerine alarak satın alması durumu
as is where is
expr.
Law
239
Hukuk
kişinin kendisini yüksek mahkeme üyesi vb gibi tanıtarak telefonla aradığı şahsın kişisel (kimlik) bilgilerini ve sosyal sigorta numarasını alarak yaptığı dolandırıcılık
jury duty scam
i.
240
Hukuk
hükümdarın safında yer alarak suç ortağı aleyhine verilen ifade
queen's evidence [uk]
i.
241
Hukuk
menkul eşyaları borç alarak tüketip karşılığında ödeme yapması beklenen kimse
mutuary
i.
242
Hukuk
bu beyan ve taahhütlerin doğruluğunu esas alarak
in reliance on the truth of these representations and warranties
expr.
243
Hukuk
göz önüne alarak
having regard to
expr.
Politics
244
Siyasal
abd hükümetinin çalışmalarını askıya alarak tüm zorunlu olmayan federal hizmetleri kapatması
government shutdown
i.
245
Siyasal
belli bir bölgenin petrol haklarını alarak araziyi (parseller halinde) satın almak veya kiralamak
checkerboard
f.
246
Siyasal
seçimleri büyük çoğunluğun oyunu alarak kazanmak
landslide
f.
247
Siyasal
kayda alarak
take due note of
expr.
248
Siyasal
saati ileri alarak zaman kazanma
dst (daylight saving time)
kısalt.
Industry
249
Sanayi
silindirin kağıt hamurunu alarak kurutma silindirine gönderdiği bir makine
cylinder engine
i.
250
Sanayi
(sağlık izni alarak) toplu iş bırakma eylemi
sick-out
i.
251
Sanayi
(sağlık izni alarak) toplu iş bırakma eylemine katılmak
sick out
f.
Technical
252
Teknik
deneye tabi tutulan kaynak sarf malzemelerini baz alarak kaynak prosedürü vasıflandırılması
qualification of welding procedures based on tested consumables
i.
253
Teknik
erime noktaları farklarını baz alarak metalleri birbirinden ayırma
liquation
i.
254
Teknik
x ekseninde yer alarak kendi eksenindeki normal koordinatı kesen bölüm
subnormal
i.
255
Teknik
nemini alarak kurutmak
desiccate
f.
256
Teknik
referans değerini esas alarak ayar yapmak
adjust to the reference
f.
257
Teknik
ekseni tam alarak merkezde olmayan
eccentric
s.
258
Teknik
esas alarak
with respect
expr.
Computer
259
Bilgisayar
oyuncunun nişan alarak atış yaptığı bir bilgisayar oyunu türü
first-person shooter
i.
Informatics
260
Bilişim
şirketin bütün kaynakları satın alarak kullanmasa bile hazır tutması
fat provisioning
i.
Radio
261
Radyo
jeneratör çıkışını yüksek enerji darbeleri şeklinde alarak antene ileten radyo devresi
tank circuit
i.
Textile
262
Tekstil
aynı anda birden fazla ilmek alarak yapılan dekoratif bir örgü stili
tuck stitch
i.
Automotive
263
Otomotiv
geri gitmek (geri vitese alarak)
reverse
f.
Aeronautic
264
Havacılık
mevsimlik bilet alarak her gün aynı noktalar arasında yolculuk yapan kimse
commuter
i.
265
Havacılık
rüzgarı arkadan alarak iniş
down-wind landing
i.
Marine
266
Denizcilik
yelkenle rüzgarı başa alarak tekneyi geriletmek
abox
f.
267
Denizcilik
(gemi) rüzgarı arkasına alarak ilerlemek
spoon
f.
268
Denizcilik
rüzgarı arkaya alarak denize açılmak
stand down
f.
269
Denizcilik
tam yol alarak
at the top of speed
zf.
270
Denizcilik
tam yol alarak
at full speed
zf.
271
Denizcilik
yarım yol alarak
at half speed
zf.
Mining
272
Maden
(kömür ocağında) çıkarılan madenden pay alarak çalışma
pitchwork
i.
Medical
273
Medikal
bir zehri aşamalı olarak artan dozlarda alarak kazanılan tolerans
mithridatism
i.
274
Medikal
ciğerlere hava alarak kirli kanı temiz kana dönüştürmek
arterialise
f.
275
Medikal
ciğerlere hava alarak kirli kanı temiz kana dönüştürmek
arterialize
f.
Anatomy
276
Anatomi
damarlardan kanı alarak ventriküle pompalayan kalp odacığı
atrium
i.
277
Anatomi
üst bölgede yer alarak
superiorly
zf.
Psychology
278
Psikoloji
model alarak öğrenme
observational learning
i.
Dentistry
279
Diş Hekimliği
diş pulpasını içine alarak
pulpally
zf.
Physiology
280
Fizyoloji
sinir dokusundan köken alarak
neurogenically
zf.
Pathology
281
Patoloji
yumuşak peynirsi kıvam alarak ölü dokuya dönüşmek
caseate
f.
Pharmaceutics
282
Eczacılık
reçetesiz alarak
over-the-counter
zf.
Food Engineering
283
Gıda
tortusunu alarak aktarma (bira)
racking
i.
Math
284
Matematik
tam sayı alarak elde edilemeyen sayı
imperfect power
i.
Physics
285
Fizik
ısı alarak oluşan (nükleer reaksiyon)
endoergic
s.
Chemistry
286
Kimya
yerini alarak kimyasal bileşmeden ayırmak
displace
f.
287
Kimya
elektron alarak negatif iyon oluşturmaya yatkın
electro-negative
s.
Biology
288
Biyoloji
başka bir bakteri türünün yanında kalıp onun özelliklerini alarak bir bakteri türünün oluşması
entrainement
i.
Biochemistry
289
Biyokimya
iltihaplanan dokunun peynirsi kıvam alarak ölü hale gelmesi
caseous degeneration
i.
Botanic
290
Botanik
köklendirmek için mevcut bitkiden parça alarak yeni bitki yaratma yöntemi
rooting
i.
291
Botanik
aşağı doğru daralıp yumurta şeklini alarak
obovately
zf.
Breeding
292
Hayvancılık
çoban köpeğinin koyunları ürkütmeyecek şekilde genişten alarak koşması
outrun
i.
Fishery
293
Balıkçılık
(ab'de) balıkçılardan sertifikalarını satın alarak bir ülkenin avrupa sularında avlanma kotasının bir kısmını elde etme
quota-hopping
i.
Social Sciences
294
Sosyal Bilimler
akıl sağlığını baz alarak yapılan ayrımcılık
mental health discrimination
i.
Education
295
Eğitim
(cambridge üniversitesi'nde) üst düzey derece alarak mesleğini öğretip icra etme hakkı kazanmak
incept
f.
Linguistics
296
Dilbilim
parantez arasına alarak koymak
parenthesize
f.
297
Dilbilim
parantez arasına alarak koymak
parenthesise
f.
History
298
Tarih
(ikinci dünya savaşında) ana dilini temel alarak bir kod tasarlayıp kullanılmış olan navaholu bir gizli ajan
windtalker
i.
299
Tarih
(ikinci dünya savaşında) ana dilini temel alarak bir kod tasarlayıp kullanılmış olan navaholu bir gizli ajan
codetalker
i.
300
Tarih
fransız modelini baz alarak kurulan italyan cumhuriyetlerinde eyalet başkanı
consul
i.
301
Tarih
güncel standartları baz alarak geçmişi yeniden değerlendiren
revisionist
s.
Religious
302
Dini
rahip sınıfından olan/olmayan herkesin hem kadeh hem de ekmeği alarak ayin yapmaları gerektiğini savunan hussites üyesi
calixtine
i.
303
Dini
incelenen eserde sözcükleri temel alarak anlamlarını araştıran eleştiri çalışması
lower criticism
i.
304
Dini
aracı olarak seçtiği kimseyi etkisi altına alarak onun aracılığıyla dile gelen ruh
guide
i.
Philosophy
305
Felsefe
subjektivizmi temel alarak
subjectivist
zf.
Geography
306
Coğrafya
saati standart zamanın bir saat ilerisine alarak akşamları gün ışığından bir saat daha faydalanma
daylight savings
i.
307
Coğrafya
saati standart zamanın bir saat ilerisine alarak akşamları gün ışığından bir saat daha faydalanma
daylight-savings time
i.
308
Coğrafya
ikinci dünya savaşı sırasında britanya'da saatleri standart saatin iki saat ilerisine alarak uygulanan yaz saati
dst (double summer time)
kısalt.
Geology
309
Jeoloji
kil yönünden çok zengin olan ve yağışlı dönemlerde bünyesine su alarak şişen kurak dönemlerde ise suyunun buharlaşması ile derin yarıklar şeklinde çatlayan toprak
vertisol soil
i.
310
Jeoloji
kil yönünden çok zengin olan ve yağışlı dönemlerde bünyesine su alarak şişen kurak dönemlerde ise suyunun buharlaşması ile derin yarıklar şeklinde çatlayan toprak
vertisol
i.
Military
311
Askeri
küçük bir yenilgiyi göze alarak yapılan erken ve önleyici saldırı
bloody nose attack
i.
312
Askeri
disiplin altına alarak
regimentally
zf.
Hunting
313
Silah/Atıcılık
av köpeğinin avının kokusunu alarak avına kitlenmesi
point
i.
314
Silah/Atıcılık
(köpek) av kokusu alarak havlamak
challenge
f.
Sport
315
Spor
hız alarak yapılan çıkış
flying start
i.
316
Spor
jimnastik ve dövüş sporlarında sırt üstü yatan kimsenin bacaklarından ve ellerinden kuvvet alarak doğrudan ayağa kalkarken yaptığı manevra
kip
i.
317
Spor
puan veya sayı alarak kendi takımına maçı kazandıran oyuncu
match-winner
i.
318
Spor
krikette kale direklerini yerinden alarak günün oyununu bitirmek
draw stumps
f.
319
Spor
(krikette) maçtan alarak vuruş sırasını kaybettirmek
go
f.
320
Spor
(sayı alarak) son dakikada işi bitirmek
finish
f.
Football
321
Futbol
uzun pasları kesme amaçlı ek defans oyuncusu alarak savunmayı güçlendirme
prevent defense
i.
Baseball
322
Beysbol
topu baş parmak ve parmak uçları arasında tutarak yapılan ve topun falso alarak kaleye gittiği yavaş bir atış türü
knuckle ball
i.
Card
323
İskambil
masada açık duran kartları eldeki uygun kartlarla alarak oynanan iskambil oyunu
casino
i.
324
İskambil
masada açık duran kartları eldeki uygun kartlarla alarak oynanan iskambil oyunu
casino
i.
325
İskambil
masada açık duran kartları eldeki uygun kartlarla alarak oynanan iskambil oyunu
cassino
i.
326
İskambil
masada açık duran kartları eldeki uygun kartlarla alarak oynanan bir tür iskambil oyunu
scop
i.
327
İskambil
masada açık duran kartları eldeki uygun kartlarla alarak oynanan bir tür iskambil oyunu
scopa
i.
Wagering
328
Bahisçilik
(oyunu alarak veya dalavere yaparak) zorla ödetmek
stick
f.
Cinema
329
Sinema
popüler bir filmi tiye alarak çekilen film
spoof movie
i.
330
Sinema
çekilmiş bir filme konuşmaları tek sahneyi döngüye alarak senkronize şekilde ekleme işlemi
looping
i.
Printery
331
Matbaa
parantez arasına alarak koymak
parenthesize
f.
332
Matbaa
parantez arasına alarak koymak
parenthesise
f.
Archaic
333
Eski Kullanım
(şarap, bal gibi sıvıyı) üzerindeki köpüğü alarak arıtmak
despumate
f.
334
Eski Kullanım
zevk alarak
savourly
zf.
335
Eski Kullanım
ciddiye alarak
solidly
zf.
Slang
336
Argo
(bilgisayar oyunu) iyi bir sonuç alarak devam etmek için oyun dosyasını saklayan oyuncu
scummer
i.
337
Argo
(bilgisayar oyunu) iyi bir sonuç alarak devam etmek için oyun dosyasını saklama
scumming
i.
338
Argo
damardan uyuşturucu alarak kafayı bulmuş
shot up
s.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of alarak
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy