Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
uzaktaki
"uzaktaki"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
uzaktaki
out
s.
2
Genel
uzaktaki
further
s.
3
Genel
uzaktaki
ulterior
s.
4
Genel
uzaktaki
farther
s.
"uzaktaki"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 82 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
uzaktaki ışıklar
distant lights
i.
2
Genel
ana merkezden uzaktaki bir postane şubesi
branch
i.
3
Genel
uzaktaki bir şeyin yükselerek belirmesi
loom
i.
4
Genel
uzaktaki birinin gönderdiği selam mesajı
greeting
i.
5
Genel
uzaktaki arazi
outground
i.
6
Genel
uzaktaki ada
outlier
i.
7
Genel
uzaktaki kısım
outpart
i.
8
Genel
ana merkezin uzaktaki şubesi
outpost
i.
9
Genel
uzaktaki sığır veya koyunların ana bina veya istasyona sürülmesi
outrun
i.
10
Genel
uzaktaki orman yangınlarının yerini tespit eden bir araç
protractor
i.
11
Genel
(denizde uzaktaki bir nesneyi) yaklaşarak görünür hale getirmek
rise
f.
12
Genel
daha uzaktaki
farther
s.
13
Genel
en uzaktaki
farthest
s.
14
Genel
en uzaktaki
furthermost
s.
15
Genel
en uzaktaki
outmost
s.
16
Genel
en uzaktaki
endmost
s.
17
Genel
uzaktaki yerde
outside
zf.
Phrasals
18
Öbek Fiiller
merkezden uzaktaki bir yere gitmek
go up
f.
Proverb
19
Atasözü
uzaktaki su yakındaki ateşi söndüremez
distant water will not quench a fire nearby
Colloquial
20
Konuşma Dili
uzaktaki birine seslenirken kullanılan bir ünlem
yoo-hoo
ünl.
Idioms
21
Deyim
uzaktaki bir şeyin tam konumu
fix on something
i.
Politics
22
Siyasal
bazı devletlerin yetkisi kapsamında olduğunu savunduğu kıyıdan 12 mil uzaktaki deniz suları
twelve-mile limit
i.
23
Siyasal
merkezden uzaktaki vali
provincial governor
i.
Technical
24
Teknik
uzaktaki nesneleri çizmeye ve ölçmeye yarayan, kamera ve teleskobun birleşimi bir tür araç
telemetrograph
i.
25
Teknik
uzaktaki depolama motoru
remote storage engine
i.
26
Teknik
uzaktaki depolama sunucusu
remote storage server
i.
27
Teknik
uzaktaki nesnelere ulaşmak için kullanılan uzun bir alet
long-arm
i.
Computer
28
Bilgisayar
uzaktaki istemciler
remote clients
i.
29
Bilgisayar
uzaktaki adres
remote address
i.
30
Bilgisayar
uzaktaki depolama birimi
remote storage
i.
31
Bilgisayar
uzaktaki sistem
remote system
i.
32
Bilgisayar
uzaktaki durum
remote status
i.
33
Bilgisayar
uzaktaki sistem hatası
remote system error
i.
34
Bilgisayar
uzaktaki aracı parolası
remote password
i.
35
Bilgisayar
uzaktaki ad
remote name
i.
36
Bilgisayar
uzaktaki sunucu
remote server
i.
37
Bilgisayar
uzaktaki dizili alanları otomatik süz
auto-filter remote indexed fields
expr.
38
Bilgisayar
uzaktaki bekletildi
remote paused
expr.
Informatics
39
Bilişim
uzaktaki aygıt
remote device
i.
Telecom
40
Telekom
uzaktaki nesneleri çizmeye ve ölçmeye yarayan, kamera ve teleskobun birleşimi bir tür araç
telemetrograf
i.
41
Telekom
uzaktaki bilgisayara veri girişi/çıkışı için kullanılan cihaz
teleprinter
i.
42
Telekom
en uzaktaki uç
far end
i.
43
Telekom
uzaktaki cihaz
remote device
i.
44
Telekom
uzaktaki kabuk protokolü
remote shell protocol
i.
45
Telekom
uzaktaki ana bilgisayar
remote host
i.
46
Telekom
uzaktaki ana sistem
remote host
i.
47
Telekom
uzaktaki işaret
distant signal
i.
Electric
48
Elektrik
elektrik iletimi sayesinde uzaktaki nesneleri görünür hale getirmeye yarayan cihazlara verilen isim
telelectroscope
i.
Mechanic
49
Mekanik
uzaktaki bir cihazı çalıştırmaya yarayan mekanizmalara ilişkin
telemechanic
s.
Marine
50
Denizcilik
uzaktaki karaları veya gemileri görme becerisi
nauscopy
i.
Medical
51
Medikal
radyolog tarafından yorumlanmak üzere röntgenin uzaktaki bir yere iletimi
teleradiology
i.
Optics
52
Optik
uzaktaki nesneleri çizmeye ve ölçmeye yarayan, kamera ve teleskobun birleşimi bir tür araç
teliconograph
i.
53
Optik
uzaktaki nesnelerin yakındakilere göre daha iyi görülebildiği bir göz bozukluğu
hypermetropy
i.
54
Optik
uzaktaki bir nesneyi görebilmek için gözlerin dışa dönmesi
divergence
i.
Physics
55
Fizik
galaksi gibi büyük kütleli nesnelerin çekim kuvveti nedeniyle uzaktaki nesnelerin görüntüsünün kırılmış ve bozulmuş gibi görünmesi
gravitational lens
i.
56
Fizik
galaksi gibi büyük kütleli nesnelerin çekim kuvveti nedeniyle uzaktaki nesnelerin görüntüsünün kırılması veya bozulması
gravitational lensing
i.
Biology
57
Biyoloji
okyanusta kıta sahanlığından uzaktaki 200 metreyi aşan derinliklerde yaşayan
oceanic
s.
Astronomy
58
Gökbilim
uzaktaki nesnelerin stereoskopik olarak gözlenmesine imkan sağlayan iki gözlü dürbün teleskobu
telestereoscope
i.
59
Gökbilim
yörüngede dönen cisme en uzaktaki nokta
apoapsis
i.
60
Gökbilim
4-10 milyar ışık yılı uzaktaki kuvvetli radyo dalgaları yayan gök cisimleri
quasars
i.
61
Gökbilim
uzaktaki galaksilerin uzaklaşma hızının gözlemciye olan uzaklıkları ile orantı olduğu genellemesi
hubble law
i.
62
Gökbilim
uzaktaki galaksilerin uzaklaşma hızının gözlemciye olan uzaklıkları ile orantı olduğu genellemesi
hubble's law
i.
63
Gökbilim
uzaktaki nesneleri ayırt edebilen
telescopic
s.
Botanic
64
Botanik
tohum göbeğinden en uzaktaki ekstremitede yer alan
antitropal
s.
Geography
65
Coğrafya
uzaktaki bölge
outpart
i.
Meteorology
66
Meteoroloji
birbirinden çok uzaktaki hava olaylarının birbirini etkilemesi
teleconnection
i.
Military
67
Askeri
silahı uzaktaki bir nesneye doğrultmak
train a gun
f.
Sport
68
Spor
(beyzbolda) koşucunun puan almak için dokunmak zorunda olduğu köşenin vurucudan uzaktaki kısmı
outside
i.
69
Spor
normal kayak pistlerinden uzaktaki hazırlıksız bir alanda
off-piste
zf.
70
Spor
normal kayak pistlerinden uzaktaki izinsiz alanda
off-piste
zf.
Basketball
71
Basketbol
topu potaya kadar sürdükten sonra potadan uzaktaki bir oyuncuya pas atmak
kick out
f.
Baseball
72
Beysbol
puan almak için dokunulması gereken köşenin vurucudan uzaktaki tarafından geçen
outside
s.
Chess
73
Satranç
satrançta tahtanın merkezini piyonlar yerine uzaktaki taşlar ile kontrol eden
hypermodern
s.
Music
74
Müzik
(bir diğerine) bir diyatonik derece uzaktaki nota
second
i.
Photography
75
Fotoğrafçılık
uzaktaki görünür nesnelerin fotoğraflarını çeken cihaz
telephote
i.
76
Fotoğrafçılık
kameraya telefoto lens takarak uzaktaki nesnelerin fotoğrafının çekilmesi
telephotography
i.
77
Fotoğrafçılık
kameraya telefoto lens takarak uzaktaki nesnelerin fotoğrafını çekme yöntemi
telephotography
i.
78
Fotoğrafçılık
uzaktaki görünür nesnelerin fotoğraflarını çeken cihazın lensine ait
telephoto
s.
79
Fotoğrafçılık
uzaktaki görünür nesnelerin fotoğraflarını çeken cihazın lens sistemine ait
telephoto
s.
80
Fotoğrafçılık
uzaktaki görünür nesnelerin fotoğraflarını çeken cihazın lensiyle ilgili
telephoto
s.
81
Fotoğrafçılık
uzaktaki görünür nesnelerin fotoğraflarını çeken cihazın sistemiyle ilgili
telephoto
s.
Archaic
82
Eski Kullanım
uzaktaki habitat
outlay
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of uzaktaki
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy