Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
take in
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"take in"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 56 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
take in
i.
hayal kırıklığı
2
Genel
take in
f.
anlamak
3
Genel
take in
f.
dolandırmak
4
Genel
take in
f.
içeri almak
5
Genel
take in
f.
tongaya bastırmak
6
Genel
take in
f.
geçirmek
7
Genel
take in
f.
küçültmek
8
Genel
take in
f.
kandırmak
9
Genel
take in
f.
çevrelemek
10
Genel
take in
f.
almak
11
Genel
take in
f.
içermek
12
Genel
take in
f.
içine almak
13
Genel
take in
f.
eve iş götürmek
14
Genel
take in
f.
kiracı almak
15
Genel
take in
f.
abone olmak
16
Genel
take in
f.
aldatmak
17
Genel
take in
f.
sızdırmak
18
Genel
take in
f.
kavramak
19
Genel
take in
f.
kabul etmek
20
Genel
take in
f.
cebe atmak
21
Genel
take in
f.
eve iş almak
22
Genel
take in
f.
(giysi) daraltmak
23
Genel
take in
f.
kapsamak
Phrasals
24
Öbek Fiiller
take in
f.
kodese tıkmak
25
Öbek Fiiller
take in
f.
nezarete tıkmak
26
Öbek Fiiller
take in
f.
görmek
27
Öbek Fiiller
take in
f.
gezmek
28
Öbek Fiiller
take in
f.
incelemek
29
Öbek Fiiller
take in
f.
süzmek
30
Öbek Fiiller
take in
f.
ziyaret etmek
31
Öbek Fiiller
take in
f.
himayesine/gözetimi altına almak
32
Öbek Fiiller
take in
f.
evine almak
33
Öbek Fiiller
take in
f.
sahiplenmek
34
Öbek Fiiller
take in
f.
kar etmek
35
Öbek Fiiller
take in
f.
kazanmak
36
Öbek Fiiller
take in
f.
kazanç/kar olarak içeri sokmak
37
Öbek Fiiller
take in
f.
içine çekmek
38
Öbek Fiiller
take in
f.
solumak
39
Öbek Fiiller
take in
f.
misafir olarak almak
40
Öbek Fiiller
take in
f.
misafir etmek
41
Öbek Fiiller
take in
f.
derinlemesine seyretmek
42
Öbek Fiiller
take in
f.
doya doya seyretmek
43
Öbek Fiiller
take in
f.
ev işi üstlenmek
44
Öbek Fiiller
take in
f.
hasılat yapmak
45
Öbek Fiiller
take in
f.
kazanç/gelir sağlamak
46
Öbek Fiiller
take in
f.
para girdisi sağlamak
47
Öbek Fiiller
take in
f.
içeri sızdırmak
48
Öbek Fiiller
take in
f.
içeri kabul etmek
49
Öbek Fiiller
take in
f.
tamire götürmek/sokmak
50
Öbek Fiiller
take in
f.
karakola götürmek
51
Öbek Fiiller
take in
f.
evden yapılacak iş almak
52
Öbek Fiiller
take in
f.
boyundan almak
53
Öbek Fiiller
take in
f.
yanlarından almak
Technical
54
Teknik
take in
f.
giysi daraltmak
55
Teknik
take in
f.
içeri almak içeri bırakmak
Textile
56
Tekstil
take in
f.
daraltmak (giysi)
"take in"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 399 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
take-in
i.
sahtekarlık
2
Genel
take-in
i.
dolandırıcılık
3
Genel
take somebody in charge
f.
gözaltına almak
4
Genel
take pride in
f.
iftihar etmek
5
Genel
take someone in
f.
barındırmak
6
Genel
take something in
f.
görmek (oyun/müze vb'ni)
7
Genel
take somebody in
f.
kandırmak
8
Genel
take someone in
f.
birini içeriye almak
9
Genel
take something in the right spirit
f.
bir şeyin ardındaki iyi niyeti kavrayarak kızmamak
10
Genel
take an active role in
f.
aktif rol üstlenmek
11
Genel
take a word in the wrong sense
f.
ters anlamak
12
Genel
take part in
f.
katılmak
13
Genel
take pen in hand
f.
kaleme sarılmak
14
Genel
take someone in
f.
birini ihtiva etmek
15
Genel
take someone in
f.
aldatmak (birini)
16
Genel
take an examination in
f.
imtihan olmak
17
Genel
take up in detail
f.
bütün boyutlarıyla ele almak
18
Genel
take steps in the direction
f.
girişimde bulunmak
19
Genel
take refuge in
f.
iltica etmek
20
Genel
take something in
f.
bir şeyi anlamak
21
Genel
take in tow
f.
yedeğe almak
22
Genel
take an interest in
f.
ilgi göstermek
23
Genel
take in hand
f.
yönetimi ele almak
24
Genel
take something in stride
f.
bir şeyi mesele yapmamak
25
Genel
take a pride in
f.
gurur duymak
26
Genel
take shelter in
f.
barınmak
27
Genel
take something in stride
f.
bir şeyin üzerinde durmamak
28
Genel
take something in
f.
bir şeyi kavramak
29
Genel
take pride in
f.
ile övünmek
30
Genel
take in money
f.
para tahsil etmek
31
Genel
take a word in the wrong sense
f.
yanlış anlamak
32
Genel
take someone in
f.
içermek (birini)
33
Genel
take charge in
f.
görev almak
34
Genel
take something in
f.
bir şeyi içeri almak/çekmek
35
Genel
take part in a contest
f.
yarışmaya katılmak
36
Genel
take somebody in one's arms
f.
kollarına almak
37
Genel
take in charge
f.
görev almak
38
Genel
take pride in
f.
kıvanmak
39
Genel
take in a garment
f.
bir giysiyi daraltmak
40
Genel
take someone in
f.
içeri almak
41
Genel
take something in
f.
gitmek (konser müze vb'ne)
42
Genel
take pride in
f.
gurur duymak
43
Genel
take someone in
f.
dolandırmak (birini)
44
Genel
take an interest in
f.
ile ilgilenmek
45
Genel
take in marriage
f.
almak
46
Genel
take something in
f.
bir şeyi farketmek/görmek
47
Genel
take interest in
f.
ilgi duymak
48
Genel
take an interest in
f.
alaka duymak
49
Genel
take someone in
f.
birini karakola götürmek (polis)
50
Genel
take someone in
f.
birini içeriye götürmek
51
Genel
take something in
f.
daraltmak
52
Genel
take an interest in
f.
alaka göstermek
53
Genel
take somebody in charge
f.
tutuklamak
54
Genel
take in charge
f.
yüklenmek
55
Genel
take an active role in
f.
aktif rol oynamak
56
Genel
take an examination in
f.
imtihana girmek
57
Genel
take someone in
f.
birini tutuklamak
58
Genel
take a pride in
f.
iftihar etmek
59
Genel
take in a reef
f.
camadan vurmak
60
Genel
take in charge
f.
üstlenmek
61
Genel
take someone in
f.
kapsamak (birini)
62
Genel
take in one's arms
f.
kucaklamak
63
Genel
take a share in
f.
katılmak
64
Genel
take the lead in
f.
önayak olmak
65
Genel
take refuge in
f.
kapağı atmak
66
Genel
take a close interest in
f.
yakından ilgilenmek
67
Genel
take pride in
f.
ile iftihar etmek
68
Genel
take in the scene at a glance
f.
durumu hemen kavramak
69
Genel
take refuge in
f.
sığınmak
70
Genel
take shelter in
f.
sığınmak
71
Genel
take in consignment
f.
emaneten almak
72
Genel
take in hand
f.
idaresini ele almak
73
Genel
take in a cargo
f.
yük almak
74
Genel
take in coal
f.
kömür almak
75
Genel
take measures in time
f.
zamanında önlem almak
76
Genel
take precautions in time
f.
zamanında önlem almak
77
Genel
take part in crime
f.
suça yardımcılık etmek
78
Genel
take part in crime
f.
suçta rol oynamak
79
Genel
take part in crime
f.
suça ortak olmak
80
Genel
take something in
f.
ihtiva etmek
81
Genel
take something in
f.
içermek
82
Genel
take something in
f.
bir şeyi kapsamak
83
Genel
take a course in
f.
kurs almak
84
Genel
take part in a demonstration
f.
mitinge katılmak
85
Genel
take one's life in one's hands
f.
kellesini koltuğuna almak
86
Genel
take place in the scope of
f.
kapsamında yer almak
87
Genel
take a strong interest in one's guests
f.
misafirlerine pervane olmak
88
Genel
take the car in for service
f.
servise götürmek (arabayı)
89
Genel
take the car in for service
f.
arabayı servise götürmek
90
Genel
take the car in for service
f.
servise bırakmak (arabayı)
91
Genel
take the car in for service
f.
arabayı servise bırakmak
92
Genel
take part in literature
f.
literatürde yer almak
93
Genel
take place in literature
f.
literatürde yer almak
94
Genel
take pride in
f.
gururunu yaşamak
95
Genel
take part in a ceremony
f.
törene katılmak
96
Genel
take part in activities
f.
etkinliklerde bulunmak
97
Genel
take an eager interest in
f.
bir konuda hevesli olmak
98
Genel
take an eager interest in
f.
bir konuda çok ilgili olmak
99
Genel
take part in the contest
f.
yarışmaya katılmak
100
Genel
take part in competition
f.
yarışmaya katılmak
101
Genel
take someone in hand
f.
birini gözetmek
102
Genel
take someone in hand
f.
birini idare etmek
103
Genel
take someone in hand
f.
gözetip denetleyerek idare etmek
104
Genel
take someone in hand
f.
birine nezaret etmek
105
Genel
take someone in hand
f.
birine bakmak
106
Genel
take someone in hand
f.
ilgilenmek
107
Genel
take someone in hand
f.
gözetip denetlemek
108
Genel
take in hand
f.
gözetmek
109
Genel
take in hand
f.
bakmak
110
Genel
take in hand
f.
nezaret etmek
111
Genel
take in hand
f.
idare etmek
112
Genel
take in hand
f.
ilgilenmek
113
Genel
take refuge in
f.
-e sığınmak
114
Genel
take solace in
f.
-de teselli bulmak
115
Genel
take part in a survey
f.
ankete katılmak
116
Genel
take great care (in)
f.
itina göstermek
117
Genel
take part in
f.
-e katılmak
118
Genel
take the law in one's own hands
f.
dizginleri eline almak
119
Genel
take in hand
f.
üstüne almak
120
Genel
take in hand
f.
yola getirmek
121
Genel
take the law in one's own hands
f.
ipleri eline almak
122
Genel
take an eager interest in
f.
-e karşı şiddetli ilgi duymak
123
Genel
take something in hand
f.
denetim altına almak
124
Genel
take something in hand
f.
kontrol etmek
125
Genel
take something in hand
f.
ele almak
126
Genel
take something in hand
f.
eline almak
127
Genel
take something in hand
f.
duruma el koymak
128
Genel
take the name of god in vain
f.
allah'ın adını boş yere ağzına almak
129
Genel
take in possession
f.
temellük etmek
130
Genel
take in consideration
f.
göz önünde bulundurmak
131
Genel
take part in
f.
hissedar olmak
132
Genel
take in good part
f.
iyi anlama almak
133
Genel
take in partnership
f.
ortak olmak
134
Genel
take in consideration
f.
dikkate almak
135
Genel
take in consideration
f.
itibara almak
136
Genel
take in cargo
f.
yük almak
137
Genel
take part in
f.
müdahil olmak
138
Genel
take refuge in Allah
f.
yaradana sığınmak
139
Genel
take refuge in Allah
f.
Allah'a sığınmak
140
Genel
take a break in the relationship
f.
ilişkiye ara vermek
141
Genel
take comfort in
f.
avunmak
142
Genel
take part in the struggle
f.
mücadele içinde yer almak
143
Genel
take part in the struggle
f.
mücadeleye katılmak
144
Genel
take part in the struggle
f.
mücadelede rol almak
145
Genel
take part in the struggle
f.
mücadelede yer almak
146
Genel
take nothing in return
f.
karşılığında birşey almamak
147
Genel
take nothing in return
f.
karşılığında bir şey almamak
148
Genel
take nothing in return
f.
karşılığında hiçbir şey almamak
149
Genel
take/gain a place in society
f.
toplumda yer edinmek
150
Genel
take an animal in
f.
bir hayvana barınak sağlamak
151
Genel
take pleasure in
f.
haz almak
152
Genel
take pleasure in
f.
zevk almak
153
Genel
take pleasure in doing something
f.
(bir şeyi) yapmaktan keyif almak
154
Genel
take pleasure in doing something
f.
-den keyif almak
155
Genel
take part in the elections
f.
seçimlere katılmak
156
Genel
take part in the election
f.
seçime katılmak
157
Genel
take the name of god in vain
f.
tanrıya saygısızlık/hakaret etmek
158
Genel
take it in turns
f.
bir işi birisiyle dönüşümlü yapmak
159
Genel
take remarkable steps in
f.
-de önemli adımlar atmak
160
Genel
take part in
f.
parçası olmak
161
Genel
take part in the project
f.
projede yer almak
162
Genel
take place in the list
f.
listede yer almak
163
Genel
take part in crime
f.
suça yataklık etmek
164
Genel
take in water
f.
su almak
165
Genel
take in water
f.
(tekne vb) su almak
166
Genel
take pleasure in
f.
keyif almak
167
Genel
take a vicarious pleasure in
f.
başkasının adına mutlu olmak
168
Genel
take pride in
f.
kıvanç duymak
Phrasals
169
Öbek Fiiller
take in with
f.
başvurmak
170
Öbek Fiiller
take somebody in
f.
birisini evine almak
171
Öbek Fiiller
take somebody in
f.
birini evinde yaşamasına izin vermek
172
Öbek Fiiller
to take part in something
f.
bir şeye katılmak
173
Öbek Fiiller
to take part in something
f.
bir şeye dahil olmak
174
Öbek Fiiller
take something in
f.
bir yere bir şey getirmek
175
Öbek Fiiller
take something in
f.
bir şeyi/giysiyi küçültmek
176
Öbek Fiiller
take something in
f.
bir şeyi gözlemleyip incelemek
177
Öbek Fiiller
take something in
f.
izlemek
178
Öbek Fiiller
take something in
f.
para almak
179
Öbek Fiiller
take something in
f.
ödeme almak
180
Öbek Fiiller
take something in
f.
hasılat yapmak
181
Öbek Fiiller
take something in
f.
kazanç/gelir sağlamak
182
Öbek Fiiller
take something in
f.
para girdisi sağlamak
183
Öbek Fiiller
take something in
f.
bir şeyi içine çekmek
184
Öbek Fiiller
take something in
f.
bir şeyi içmek
185
Öbek Fiiller
take something in
f.
bir şeyi yemek
186
Öbek Fiiller
take something in
f.
-e bir şey getirmek
187
Öbek Fiiller
take someone or an animal in
f.
birini/bir hayvanı eve almak
188
Öbek Fiiller
take someone or an animal in
f.
birine/bir havana yanında kalacak yer vermek
189
Öbek Fiiller
take someone or an animal in
f.
birine/bir hayvana yanında kalacak yer sağlamak
190
Öbek Fiiller
take (something) out in (something)
f.
bir işin bedelinin para yerine başka bir şeyle ödenmesini kabul etmek
191
Öbek Fiiller
take (something) out in (something)
f.
bir şeyin bedelini para dışında bir yöntemle almak
192
Öbek Fiiller
take (something) out in (something)
f.
para yerine başka bir ödeme kabul etmek
193
Öbek Fiiller
take in as
f.
belli bir yaş veya durumdayken evine/yanına/içeri almak
194
Öbek Fiiller
take in as
f.
olarak almak/kabul etmek
Colloquial
195
Konuşma Dili
take someone in
f.
birini içeri atmak
196
Konuşma Dili
take someone in the back
f.
birisini arkaya götürmek
197
Konuşma Dili
take an interest in
f.
yakınlaşmak
198
Konuşma Dili
take your life in your hands
expr.
hayatının kontrolünü eline al
Idioms
199
Deyim
take something in good part
f.
alınmamak
200
Deyim
take something in good part
f.
şakayı veya eleştiriyi kaldırabilmek
201
Deyim
take a name in vain
f.
birisinin arkasından kötü konuşmak
202
Deyim
take in hand
f.
üstlenmek
203
Deyim
take it in snuff
f.
kızgın olmak
204
Deyim
take stock in
f.
hisse senedi satın almak
205
Deyim
take the name of god in vain
f.
tanrı'nın adını küfür ile ağzına almak
206
Deyim
take in hand
f.
denemek
207
Deyim
take stock in
f.
güvenmek
208
Deyim
take it in snuff
f.
kırgın olmak
209
Deyim
take stock in
f.
inanmak
210
Deyim
take in hand
f.
kalkışmak
211
Deyim
take in hand
f.
teşebbüs etmek
212
Deyim
take (someone or something) in as (something)
f.
belli bir yaş veya durumdayken evine/yanına/içeri almak
213
Deyim
take someone in as something
f.
işe almak/başlatmak
214
Deyim
take (someone or something) in as (something)
f.
sığınmacı/mülteci olarak almak/kabul etmek
215
Deyim
take the bit in (one's) mouth
f.
dizginleri ele almak
216
Deyim
take the bit in one's mouth
f.
dizginleri ele almak
217
Deyim
take comfort in (something)
f.
(bir şeye) güvenmek
218
Deyim
take comfort in (something)
f.
(bir şeyden) cesaret bulmak
219
Deyim
take comfort in (something)
f.
(bir şeyi) düşünüp rahatlamak
220
Deyim
take comfort in (something)
f.
(bir şeyden) teselli bulmak
221
Deyim
take in good part
f.
alınmamak
222
Deyim
take it in turns
f.
bir işi birisiyle sıra ile yapmak
223
Deyim
take somebody's name in vain
f.
birisinin arkasından konuşmak
224
Deyim
take someone in
f.
birinin kanını emmek (neyi var neyi yok almak)
225
Deyim
take one's place in the spotlight
f.
bütün dikkatleri üzerine çekmek
226
Deyim
take someone in
f.
birini kazıklamak
227
Deyim
take someone in
f.
birini oyuna getirmek
228
Deyim
take someone in
f.
birini aldatmak
229
Deyim
take something out in trade
f.
bir işin bedelini para yerine mal veya hizmet olarak ödemek
230
Deyim
take something in stride
f.
doğal karşılamak
231
Deyim
take something in one's stride
f.
doğal karşılamak
232
Deyim
take no stock in something
f.
dikkate almamak
233
Deyim
not take stock in something
f.
dikkate almamak
234
Deyim
take the bit in one's teeth
f.
canını dişine takmak
235
Deyim
take one's courage in both hands
f.
cesaretini toplamak
236
Deyim
take in stride
f.
doğal karşılamak
237
Deyim
take off in earnest
f.
ciddiye almak
238
Deyim
take one's life in one's hands
f.
hayatını riske sokmak
239
Deyim
take a hand in
f.
herhangi bir işin içinde olmak
240
Deyim
take one's belt in (a notch)
f.
harcamaları azaltmak/kısmak
241
Deyim
take pride in
f.
gururlanmak
242
Deyim
take in good part
f.
gücenmemek
243
Deyim
take one's life in one's hands
f.
hayatını tehlikeye atmak
244
Deyim
take a hand in
f.
işte sorumluluğu olmak
245
Deyim
take a hand in
f.
işte parmağı olmak
246
Deyim
take in good part
f.
kabullenmek
247
Deyim
take one's life in one's hands
f.
ölüm tehlikesiyle karşılaşmak
248
Deyim
take a shot in the dark
f.
kafadan atmak
249
Deyim
take one's courage in both hands
f.
kelle koltukta
250
Deyim
to take one's courage in both hands
f.
kelleyi koltuğa almak
251
Deyim
take in scenery
f.
manzarayı izlemek
252
Deyim
not take stock in something
f.
önemsememek
253
Deyim
take no stock in something
f.
önemsememek
254
Deyim
take the bit in one's teeth
f.
kontrolü ele almak
255
Deyim
take one's life in one's hands
f.
kelle koltukta
256
Deyim
take something in stride
f.
mesele yapmamak
257
Deyim
take something in stride
f.
normal karşılamak
258
Deyim
take something in one's stride
f.
normal karşılamak
259
Deyim
take one's belt in a notch
f.
kemer sıkmak
260
Deyim
take in stride
f.
mesele yapmamak
261
Deyim
take something in one's stride
f.
mesele yapmamak
262
Deyim
take in stride
f.
normal karşılamak
263
Deyim
take one's life in one's hands
f.
kelleyi koltuğa almak
264
Deyim
take in good part
f.
şaka kaldırmak
265
Deyim
take the spear in one's chest
f.
sorumluluğu üstüne almak
266
Deyim
take a hand in
f.
rol oynamak
267
Deyim
take a wild stab in the dark
f.
rastgele tahminde bulunmak
268
Deyim
take the spear in one's chest
f.
suçu/kabahati üzerine almak
269
Deyim
take one's courage in both hands
f.
tüm cesaretini toplamak
270
Deyim
take somebody's name in vain
f.
(ortamda olmayan) birisinin adını (özellikle eleştirerek) anmak
271
Deyim
take something in one's stride
f.
zorluklarla sakin bir şekilde uğraşmak
272
Deyim
take in stride
f.
üstünde durmamak
273
Deyim
take something in one's stride
f.
üstünde durmamak
274
Deyim
take in stride
f.
zorluklarla sakin bir şekilde uğraşmak
275
Deyim
take something in stride
f.
üstünde durmamak
276
Deyim
play/take no part in/of something
f.
bir şeye karışmamış olmak
277
Deyim
play/take no part in/of something
f.
bir şeyde yer almamış olmak
278
Deyim
take (one) in tow
f.
(birine) yardım etmek
279
Deyim
take (one) in tow
f.
(birine) yol göstermek
280
Deyim
take (one) in tow
f.
(birine) rehberlik etmek
281
Deyim
take (something) in the wrong way
f.
(bir şeyi) yanlış anlamak
282
Deyim
take (something) in the wrong way
f.
(bir şeyi) tersten/ters anlamak
283
Deyim
take (something) in the wrong way
f.
(bir şeyi) yanlış yorumlamak
284
Deyim
take (something) in tow
f.
(bir şeyi) çekmek
285
Deyim
take (something) in tow
f.
(bir şeyi) sürüklemek
286
Deyim
take it in the neck [uk]
f.
azar işitmek
287
Deyim
take it in the neck [uk]
f.
paparayı yemek
288
Deyim
take it in the neck [uk]
f.
fırçayı yemek
289
Deyim
take it in the neck [uk]
f.
cezalandırılmak
290
Deyim
take no part in/of (something)
f.
(bir şeyde) yer almamak
291
Deyim
take no part in/of (something)
f.
(bir şeyin) parçası olmamak
292
Deyim
take no part in/of (something)
f.
(bir şeyde) rol oynamamak
293
Deyim
take no part in/of (something)
f.
(bir şeyde) hiçbir şekilde payı olmamak
294
Deyim
take no part in/of (something)
f.
(bir şeye) dahil olmamak
295
Deyim
take no part in/of (something)
f.
(bir şeyle) ilgisi olmamak
296
Deyim
take no part in/of (something)
f.
(bir şeye) bulaşmamış olmak
297
Deyim
take no part in/of (something)
f.
(bir şeye) karışmamış olmak
298
Deyim
have/play/take/want no part in/of something
f.
bir şeyde yer almamak/almak istememek
299
Deyim
have/play/take/want no part in/of something
f.
bir şeyin parçası olmamak/olmak istememek
300
Deyim
have/play/take/want no part in/of something
f.
bir şeyde rol oynamamak/oynamak istememek
301
Deyim
have/play/take/want no part in/of something
f.
bir şeyde hiçbir şekilde payı olmamak/olmasını istememek
302
Deyim
have/play/take/want no part in/of something
f.
bir şeye dahil olmamak/olmak istememek
303
Deyim
have/play/take/want no part in/of something
f.
bir şeyle ilgisi olmamak/olmasını istememek
304
Deyim
have/play/take/want no part in/of something
f.
bir şeye bulaşmamış olmak/bulaşmak istememek
305
Deyim
have/play/take/want no part in/of something
f.
bir şeye karışmamış olmak/karışmak istememek
306
Deyim
take delight in (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) çok hoşnut/memnun olmak
307
Deyim
take delight in (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) keyif/zevk almak
308
Deyim
take delight in (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) haz almak/duymak
309
Deyim
have/take a hand in something/in doing something
f.
bir şeyde/bir şey yapmada payı olmak
310
Deyim
have/take a hand in something/in doing something
f.
bir şeyin/bir şey yapmanın içinde olmak
311
Deyim
have/take a hand in something/in doing something
f.
bir şeyde/bir şey yapmada parmağı olmak
312
Deyim
take (one's or someone's) life in(to) (one's) (own) hands
f.
(kendinin/birinin) hayatını riske atacak (bir şeye) kalkışmak
313
Deyim
take (one's or someone's) life in(to) (one's) (own) hands
f.
kelleyi koltuğa almak
314
Deyim
take (one's or someone's) life in(to) (one's) (own) hands
f.
hayati bir riske girmek/birinin hayatını riske atmak
315
Deyim
take (one's) belt in (a notch (or two))
f.
harcamaları azaltmak/kısmak
316
Deyim
take (one's) belt in (a notch (or two))
f.
kemer sıkmak
317
Deyim
take (someone or something) in hand
f.
(birinin/bir şeyin) yönetimi ele almak
318
Deyim
take (someone or something) in hand
f.
(birinin/bir şeyin) idaresini ele almak
319
Deyim
take (someone or something) in hand
f.
(birini/bir şeyi) idare etmeye başlamak
320
Deyim
take (someone or something) in hand
f.
(biriyle/bir şeyle) düzeltmek/geliştirmek amaçlı ilgilenmek
321
Deyim
take (someone or something) in hand
f.
(birinin/bir şeyin) yönetimini/idaresini üstüne almak/üstlenmek
322
Deyim
take a course (in something)
f.
(bir alanda) kurs almak
323
Deyim
take a course (in something)
f.
(bir alanda) kursa gitmek
324
Deyim
take a course (in something)
f.
(belirli bir zamanda) kurs almak/kursa gitmek
325
Deyim
take a hand in (something)
f.
(bir işin) içinde olmak
326
Deyim
take a hand in (something)
f.
(bir işte) parmağı olmak
327
Deyim
take a hand in (something)
f.
(bir şeyde) rol oynamak
328
Deyim
take an interest in (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) alaka göstermek
329
Deyim
take an interest in (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) ilgilenmek
330
Deyim
take an interest in (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) ilgi göstermek
331
Deyim
take an interest in (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) ilgi/alaka duymak
332
Deyim
take an interest in (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili olmak
333
Deyim
take belt in
f.
harcamaları azaltmak/kısmak
334
Deyim
take belt in
f.
kemer sıkmak
335
Deyim
take in (one's) belt (a notch (or two))
f.
kemer sıkmak
336
Deyim
take in (one's) belt (a notch (or two))
f.
harcamaları azaltmak/kısmak
337
Deyim
take it in stride
f.
durumu doğal karşılamak
338
Deyim
take it in stride
f.
durumu olduğu gibi kabullenmek/kabul etmek
339
Deyim
take it in stride
f.
durumu normal/sakin karşılamak
340
Deyim
take it in stride
f.
durumun üstünde durmamak
341
Deyim
take life in hands
f.
kellesini koltuğuna almak
342
Deyim
take life in hands
f.
hayatını tehlikeye atmak
343
Deyim
take life in hands
f.
hayatını riske sokmak
344
Deyim
take life in hands
f.
ölüm tehlikesiyle karşılaşmak
345
Deyim
take life in hands
f.
kelleyi koltuğa almak
346
Deyim
take one's belt in
f.
kemer sıkmak
347
Deyim
take one's belt in
f.
harcamaları azaltmak/kısmak
348
Deyim
take out in trade
f.
bir işin bedeli karşılığında para yerine mal veya hizmet olarak ödeme almak/kabul etmek
349
Deyim
take pride (in someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) övünmek
350
Deyim
take pride (in someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) gurur duymak
351
Deyim
take pride (in someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) iftihar etmek
352
Deyim
take pride (in someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) kıvanç duymak
353
Deyim
take pride (in someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) gururlanmak
354
Deyim
take refuge in (something or some place)
f.
(bir şeye/bir yere) sığınmak
355
Deyim
take solace in (something)
f.
(bir şeyde) teselli bulmak
356
Deyim
take solace in (something)
f.
(bir şeyle) avunmak
357
Deyim
take something in your stride [uk]
f.
bir şeyi doğal karşılamak
358
Deyim
take something in your stride [uk]
f.
bir şeyi olduğu gibi kabullenmek/kabul etmek
359
Deyim
take something in your stride [uk]
f.
bir şeyi normal/sakin karşılamak
360
Deyim
take something in your stride [uk]
f.
bir şeyin üstünde durmamak
361
Deyim
take something in stride [us]
f.
bir şeyi doğal karşılamak
362
Deyim
take something in stride [us]
f.
bir şeyi olduğu gibi kabullenmek/kabul etmek
363
Deyim
take something in stride [us]
f.
bir şeyi normal/sakin karşılamak
364
Deyim
take something in stride [us]
f.
bir şeyin üstünde durmamak
365
Deyim
take stock in (something)
f.
(bir şeye) inanmak
366
Deyim
take stock in (something)
f.
(bir şeyi) dikkate almak
367
Deyim
take stock in (something)
f.
(bir şeyi) önemsemek
368
Deyim
take the bit in teeth
f.
söz dinlememek
369
Deyim
take the bit in teeth
f.
gemi azıya almak
370
Deyim
take the bit in teeth
f.
zincirlerinden kurtulmak
371
Deyim
take the bit in teeth
f.
canını dişine takmak
372
Deyim
take the bit in teeth
f.
kontrolü ele almak
373
Deyim
take up residence in (some place)
f.
(bir yere) yerleşmek
374
Deyim
take up residence in (some place)
f.
(bir yeri) yuvası yapmak/olarak belirlemek
375
Deyim
take your courage in both hands
f.
cesaretini toplamak
376
Deyim
take your courage in both hands
f.
tüm cesaretini toplamak
377
Deyim
come in and take a load off your feet
expr.
buyrun (gelin oturun)
Speaking
378
Konuşma
do you take sugar in your tea?
expr.
çayınıza şeker alırmıydız?
379
Konuşma
do you take sugar in your tea?
expr.
çayınızı şekerli mi istersiniz?
380
Konuşma
come in and take a pew
expr.
içeri gel otur
Trade/Economic
381
Ticaret/Ekonomi
take a loan in foreign currency
f.
döviz üzerinden borçlanmak
382
Ticaret/Ekonomi
take in inventory
f.
envanter almak
383
Ticaret/Ekonomi
take part in
f.
iştirak etmek
384
Ticaret/Ekonomi
take in inventory
f.
sayım yapmak
385
Ticaret/Ekonomi
take in a cargo
f.
yük almak
Law
386
Hukuk
take part in robbery
f.
soygunda yer almak
Textile
387
Tekstil
needle plate take-in
i.
iğne plakası işareti
Marine
388
Denizcilik
take a reef in
f.
yelkeni camadanla küçültmek
389
Denizcilik
take in the slack
f.
boş almak
390
Denizcilik
take in a reef
f.
yelkeni camadana vurmak
Football
391
Futbol
take a throw-in
f.
taç atmak
392
Futbol
take a throw-in
f.
taç kullanmak
Cinema
393
Sinema
filming/shooting in one long take
i.
tek planda çekim
Slang
394
Argo
take a running jump in the lake
expr.
defol git
395
Argo
take a running jump in the lake
expr.
git başımdan
396
Argo
take a running jump in the lake
expr.
kaybol
397
Argo
take a running jump in a lake
expr.
defol git
398
Argo
take a running jump in a lake
expr.
git başımdan
399
Argo
take a running jump in a lake
expr.
kaybol
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of take in
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy