bounce - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bounce

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"bounce" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 78 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
bounce f. sektirmek
bounce f. zıplamak
bounce f. sekmek
General
bounce i. atma
bounce i. yüksekten atma
bounce i. canlılık
bounce i. zıplama
bounce i. sıçrayış
bounce i. palavra
bounce i. zıplayış
bounce i. martaval
bounce i. işten atma
bounce i. hoplama
bounce i. övünme
bounce i. kontak
bounce i. sekme
bounce i. sıçrama
bounce i. kovma
bounce i. zıplatma
bounce i. sıçratma
bounce i. blöf
bounce i. zıplayabilme özelliği
bounce i. zıplama
bounce i. sıçrama
bounce i. ani yükseliş
bounce i. kendini toparlama
bounce i. patlama sesi
bounce i. ani gürültü
bounce f. girivermek
bounce f. hoplamak
bounce f. zıplatmak
bounce f. sıçramak
bounce f. kovmak
bounce f. sıçratmak
bounce f. sepetlemek
bounce f. karşılıksız çıkmak (çek)
bounce f. fırlamak
bounce f. hoplatmak
bounce f. dalmak
bounce f. zıplamak
bounce f. atılmak
bounce f. işten çıkarmak
bounce f. zıplaya zıplaya gitmek
bounce f. (elastik nesneyi) sektirmek
bounce f. yansıtmak
bounce f. etrafa saçmak
bounce f. sertçe dağıtmak
bounce f. geri tepmek
bounce f. başlangıç noktasına geri dönmek
bounce f. sürekli oradan oraya gitmek
bounce zf. aniden
bounce zf. sıçrayarak
Trade/Economic
bounce f. karşılıksız çıkmak
bounce f. (çek) karşılıksız çıkmak
Technical
bounce i. sıçrama
bounce i. radarskopta hedef yankı büyüklüğünün dalgalanması
bounce f. (elektrikli alet) açıp kapatmak
bounce f. sıfırlamak
Computer
bounce i. geri dönme
bounce i. sekme
bounce i. yansıma
bounce f. (internet servis sağlayıcısı) e-postayı göndericiye geri iletmek
bounce f. (e-posta) göndericiye geri dönmek
Automotive
bounce i. platin sıçraması
bounce i. supap sıçraması
bounce i. supabın yerine oturmaması
Aeronautic
bounce f. aşırı hız nedeniyle sert bir şekilde inip tekrar kalkmak
Gastronomy
bounce i. konyak bazlı içki
Military
bounce f. ani hava saldırısı yapmak
Hunting
bounce f. sekmek
bounce f. zıplamak
Sport
bounce i. top sürme
Baseball
bounce f. yerden giden topu iç saha oyuncusuna atmak
Music
bounce i. bir hip-hop müzik tarzı
bounce i. bir hip-hop dansı tarzı
bounce i. bir tür caz müzik vuruşu
Slang
bounce i. aferin
bounce expr. kaybol

"bounce" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 236 sonuç

İngilizce Türkçe
General
key bounce i. tuş tutukluğu
bounce [uk] i. gürültülü ve kibirli konuşma
bounce [uk] i. kuru gürültü
bounce [uk] i. küstahlık
bounce [uk] i. kasıntılık
bounce [uk] i. kibirlilik
bounce [obsolete] i. patlama sesi
bounce [obsolete] i. ani gürültü
bounce back i. (yenilgi sonrası) toparlanma
bounce back i. yankı
bounce back i. yansıma
bounce back i. geri dönme
bounce back f. kendini toparlamak
bounce back f. kendini toplamak
bounce back f. iyileşmek
bounce back f. durumu iyiye gitmek
bounce off f. sekmek
bounce the ideas off each other f. fikir teatisinde bulunmak
bounce the ideas off each other f. fikir teatisi yapmak
bounce a ball f. top zıplatmak
bounce [uk] f. sıkboğaz etmek
bounce [obsolete] f. dövmek
bounce [obsolete] f. pataklamak
bounce [uk] f. büyük konuşarak blöf yapmak
bounce [uk] f. büyük konuşarak göz korkutmak
bounce [uk] f. azarlamak
bounce [uk] f. sert bakarak korkutmak
bounce [obsolete] f. ani ve gürültülü bir ses çıkarmak
bounce [obsolete] f. gürültülü bir şekilde vurmak
on the bounce zf. art arda
Phrasals
bounce along f. hoplaya hoplaya gitmek
bounce along f. zıplaya zıplaya gitmek
bounce along f. hoplayıp zıplamak
bounce along f. havalara uçmak
bounce for (something) f. kendine kıyak geçmek
bounce for (something) f. kendini şımartmak
bounce for (something) f. kendine ikramda bulunmak
bounce for (something) f. kendine pahalı bir şey almak
bounce out f. zıplayıp çıkmak
bounce out f. birinin bir işten uzaklaştırmak
bounce out f. bir iş ya da bir yerden tekmeyi yemek
bounce out f. sepetlenmek
bounce out f. şutlanmak
bounce around f. atlamak
bounce around f. atlayıp durmak
bounce around f. bir yerden yada kişiden diğerine geçmek
bounce around f. bir fikri kişiler arası paylaşıp tartışmak
bounce around f. değiştirip durmak
bounce into (someone or something) f. sekip (birine/bir şeye) çarpmak
bounce into (someone or something) f. zıplayıp (birine/bir şeye) çarpmak
bounce into (someone or something) f. sektirip (birine/bir şeye) çarptırmak
bounce into (someone or something) f. zıplatıp (birine/bir şeye) çarptırmak
bounce into (something) f. zıplayarak (bir şeye) girmek
bounce into (something) f. sekerek (bir şeye) girmek
bounce into (something) f. sekip/zıplayıp (bir şeye) girmek
bounce into (something) f. zıplatarak (bir şeye) sokmak
bounce into (something) f. sektirerek (bir şeye) sokmak
bounce into (something) f. sektirip/zıplatıp (bir şeye) sokmak
bounce into (something) f. birini (bir şey) yapmak zorunda/mecburiyetinde bırakmak
bounce into (something) f. birini (bir şeye) mecbur bırakmak
bounce into (something) f. birini zorla (bir şeyin) içine çekmek
bounce along f. … boyunca zıplamak
bounce along f. … boyunca hoplamak
bounce along f. kıpır kıpır olmak
bounce (something) back and forth f. seçenekler arasında gidip gelmek
bounce (something) back and forth f. seçenekler arasında kalmak
bounce something back and forth f. bir şeyi ileri geri sektirmek
bounce something back and forth f. bir şeyi iki kişi kendi arasında sektirmek
bounce something back and forth f. bir şeyi bir o tarafa bir bu tarafa sektirmek
bounce something back and forth f. bir şeyi arada sektirmek
bounce something back and forth f. bir fikri ele almak
bounce around f. oradan oraya atlamak
bounce around f. daldan dala atlamak
bounce around f. yayılmak
bounce around f. kaba davranmak
bounce around f. haksızlık etmek
bounce around f. haksızca davranmak
bounce something around (with someone) f. (biriyle) bir fikir alışverişinde bulunmak
bounce something around (with someone) f. (biriyle) bir şeyi müzakere etmek
bounce something around (with someone) f. (biriyle) bir şeyi görüşmek
bounce something around (with someone) f. (biriyle) bir şeyi ele almak
bounce something around (with someone) f. (biriyle) bir konuda fikir tokuşturmak
bounce back f. zıplayarak geri dönmek
bounce back f. geri sekmek
bounce back f. sekerek geri gelmek
bounce back and forth f. seçenekler arasında gidip gelmek
bounce back and forth f. seçenekler arasında kalmak
bounce back and forth f. ileri geri sektirmek
bounce back and forth f. arada sektirmek
bounce back and forth f. fikri ele almak
bounce back and forth f. fikir tokuşturmak
bounce into (someone or something) f. sekip (biriyle/bir şeyle) çarpışmak
bounce into (something) f. sekip (bir şeyin) içine girmek
bounce into (something) f. zıplayıp (bir şeyin) içine girmek
bounce into (something) f. sekip (bir şeye) girmek
bounce into (something) f. sektirip (bir şeyin) içine sokmak
bounce into (something) f. zıplatıp (bir şeyin) içine sokmak
bounce into (something) f. (bir şeyin) içine sektirmek
bounce into (someone) f. (birini) bir şey yapmaya zorlamak/itmek
bounce into (someone) f. (birini) bir şey yapmak zorunda bırakmak
bounce into (someone) f. (birini) bir şey yapmaya mecbur bırakmak
bounce off f. ortaya fikir atmak
bounce off f. fikir sunmak
bounce off f. sektirmek
bounce off (of) (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) sekmek
bounce off (of) (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) yansımak
bounce off (of) (someone) f. (birine) bir fikir sunmak
bounce off (of) (someone) f. (biriyle) bir fikri tartışmak
bounce off (of) (someone) f. (birine) bir fikir danışmak
bounce off (of) (someone) f. ortaya bir fikir atmak
bounce something off (of) someone or something f. bir şeyi (birinden/bir şeyden) sektirmek
bounce something off (of) someone or something f. bir şeyi (birine/bir şeye) çarptırıp geri sıçratmak
bounce something off (of) someone or something f. bir şeyi (birinden/bir şeyden) yansıtmak
bounce something off (of) someone or something f. ortaya bir fikir atmak
bounce something off (of) someone or something f. bir fikir sunmak
bounce something off (of) someone or something f. bir fikir danışmak
bounce off (of something) f. (bir şeyden) sekmek
bounce off (of something) f. (bir şeye) çarptırıp geri sıçramak
bounce off (of something) f. (bir şeyden) yansımak
bounce something off (of) someone f. birine bir fikir sunmak
bounce something off (of) someone f. birine bir fikir danışmak
bounce something off (of) someone f. bir konuda birinin fikrini almak
bounce out (of something) f. (bir şeyden) sekmek
bounce out (of something) f. (bir şeyden) zıplayıp çıkmak
bounce out (of something) f. (bir şeyden) dışarı/geri sekmek
bounce something off someone f. birine bir fikir sunmak
bounce something off someone f. birine bir fikir danışmak
bounce something off someone f. bir konuda birinin fikrini almak
bounce (off) f. onayına sunmak
bounce (off) f. yorumuna sunmak
bounce (around) f. gürültülü hareket etmek
bounce (around) f. sinirli bir şekilde hareket etmek
bounce (around) f. gürültülü şekilde girip çıkmak
bounce (around) f. sinirli bir şekilde girip çıkmak
bounce (about) f. gürültülü hareket etmek
bounce (about) f. sinirli bir şekilde hareket etmek
bounce (about) f. gürültülü şekilde girip çıkmak
bounce (about) f. sinirli bir şekilde girip çıkmak
bounce (out) f. gürültülü hareket etmek
bounce (out) f. sinirli bir şekilde hareket etmek
bounce (out) f. gürültülü şekilde girip çıkmak
bounce (out) f. sinirli bir şekilde girip çıkmak
bounce (out of) f. gürültülü hareket etmek
bounce (out of) f. sinirli bir şekilde hareket etmek
bounce (out of) f. gürültülü şekilde girip çıkmak
bounce (out of) f. sinirli bir şekilde girip çıkmak
bounce (into) f. gürültülü hareket etmek
bounce (into) f. sinirli bir şekilde hareket etmek
bounce (into) f. gürültülü şekilde girip çıkmak
bounce (into) f. sinirli bir şekilde girip çıkmak
bounce off f. (fikirlerini) birinin üstünde test etmek
Colloquial
bounce up and down f. aşağı yukarı zıplamak
bounce up and down f. zıplayıp hoplamak
bounce up and down f. zıp zıp zıplamak
bounce up and down f. sıçramak
bounce up and down f. sekmek
bounce up and down f. bir aşağı bir yukarı hoplamak
bounce [us] f. çıkmak
bounce [us] f. ayrılmak
Idioms
a dead cat bounce i. ölü kedi sıçrayışı
a dead cat bounce i. son bir toparlanma eğilimi
a dead cat bounce i. son bir çırpınış/sıçrayış
dead cat bounce i. ölü kedi sıçrayışı
dead cat bounce i. son bir çırpınış/sıçrayış
dead cat bounce i. son bir toparlanma eğilimi
deadcat bounce i. ölü kedi sıçrayışı
deadcat bounce i. son bir çırpınış/sıçrayış
deadcat bounce i. son bir toparlanma eğilimi
deadcat bounce i. büyük bir düşüşün ardından söz konusu hisse senedinin az da olsa değer kazanması
deadcat bounce i. piyasadaki hafif bir yükseliş/iyileşme/sıçrama
deadcat bounce i. piyasadaki son çırpınış
bounce an idea off someone f. birine (bir) fikir vermek/sunmak
bounce ideas off each other f. fikir alışverişinde bulunmak
bounce ideas off each other f. fikir tokuşturmak
bounce something back and forth f. fikir tokuşturmak
have a spring or a bounce in your step f. kişinin mutlu olduğunu belli edecek davranışlarda bulunması
bounce an idea off (of) (one) f. (birine) bir fikir sunmak
bounce an idea off (of) (one) f. (biriyle) bir fikri tartışmak
bounce an idea off (of) (one) f. (birine) bir fikir danışmak
bounce off the walls f. yerinde duramamak
bounce off the walls f. ele avuca sığmamak
get the bounce [us] f. işten kovulmak
give the bounce [us] f. işten kovmak
give the bounce f. ilişkiyi birden sonlandırmak
Speaking
let's bounce! expr. sıvışıyoruz hadi!
Trade/Economic
dead cat bounce i. büyük bir düşüşün ardından söz konusu hisse senedinin az da olsa değer kazanması
dead-cat bounce i. ölü kedi sıçrayışı
dead-cat bounce i. piyasadaki son çırpınış
dead-cat bounce i. piyasanın kriz sonrasında düşüş eğiliminden kurtulamasa da az oranda bile olsa toparlanması
dead-cat bounce i. son bir toparlanma eğilimi
bounce a check f. çeke karşılıksız işlemi yapmak
bounce a cheque f. çeke karşılıksız işlemi yapmak
bounce a check f. karşılıksız çek vermek
bounce a cheque f. karşılıksız çek vermek
bounce a cheque f. yazdığı çekin karşılığını bankaya yatırmamak
bounce a check f. yazdığı çekin karşılığını bankaya yatırmamak
Advertising
bounce rate i. siteden çıkma oranı
Technical
switching and bounce time i. anahtarlama ve sıçrama zamanı
contact bounce i. kontak sekmesi
combined bounce of steady-state acceleration with dry heat or cold i. kuru sıcak veya soğuk ile birleştirilmiş darbe veya kararlı durum ivmesi
bounce time i. sıçrama süresi
valve bounce i. supap sıçraması
Computer
bounce rate i. geri dönüş oranı
bounce rate i. sıçrama oranı
bounce rate i. sekme oranı
bounce rate i. tek sayfalık ziyaret oranı
Informatics
soft bounce i. geçici sebeplerle yerine ulaşmayan ve geri dönen e-postalar
hard bounce i. kalıcı sebeplerle yerine ulaşmayan ve geri dönen e-postalar
Telecom
soft bounce i. geçici yansıma
bounce e-mail i. geri seken e-posta
bounce e-mail i. iletilemediği için gönderene geri dönen e-posta
hard bounce i. sürekli yansıma
bounce free s. sabit kontak uçlu
Electric
contact bounce i. kontak sekmesi
Construction
ring bounce i. halka sıçraması
Automotive
contact bounce i. kontak sekmesi
wheel bounce i. tekerleğin zıplaması
Aeronautic
bounce table i. sadme deney masası
Gastronomy
cherry bounce i. kirazdan yapılan bir likör
Marine Biology
bounce (scyllium catulus) i. kedibalığı
Sport
bounce up i. hakem atışı
bounce pass i. yerden pas
bounce game i. (özellikle futbolda) idmanın bir parçası olarak oynanan yarışma dışı oyun
Basketball
bounce pass i. baunspas
shooter's bounce i. şutun çemberden sektikten sonra girip sayı olması
bounce pass i. yere çarptırılarak verilen pas
bounce pass i. yerden sektirilerek atılan pas
Football
the bounce [australia] i. her çeyrek başında veya gol sonrası oyunun başlaması
bounce off the goal post f. direkten dönmek
bounce off the goal post f. direğe takılmak
bounce off the goal post f. direkte patlamak
Slang
bounce [dialect] i. hap
bounce [dialect] i. (uyuşturucu madde) fişek
bounce [dialect] i. iyi vuruş
bounce (with) [dialect] f. düzüşmek
let’s bounce expr. hadi buradan uzayalım