Geçmiş

give someone

"give someone" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Colloquial
1	Konuşma Dili	give someone f.	(birine bir şey) vermek
2	Konuşma Dili	give someone f.	(birine ceza) vermek

"give someone" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	give someone the glad eye f.	birine pas vermek
2	Genel	give someone a bath f.	birini yıkamak
3	Genel	give someone a ride f.	(at,araba v.b. ile) götürmek
4	Genel	give someone pause f.	birini düşündürmek
5	Genel	give someone a piece of one's mind f.	birine verip veriştirmek
6	Genel	give someone a fright f.	birini korkutmak
7	Genel	give someone the third degree f.	birini sıkı bir sorguya çekmek
8	Genel	give someone a start f.	arabasının motorunu çalıştırmak
9	Genel	give someone no quarter f.	birine aman vermemek
10	Genel	give someone a song and dance f.	ipe un sermek
11	Genel	give someone a free hand f.	birine geniş yetki vermek
12	Genel	give someone rope f.	birini kendi haline bırakmak
13	Genel	give someone pause f.	birinin düşünmesine yol açmak
14	Genel	give someone a black look f.	birine kızgın bir şekilde bakmak
15	Genel	give someone a warm welcome f.	birini nezaket ve içtenlikle karşılamak
16	Genel	give complete authority to someone f.	açık kart vermek
17	Genel	give someone a helping hand f.	birine yardım elini uzatmak
18	Genel	give someone a tickle f.	birini gıdıklamak
19	Genel	give someone the pip f.	birinin canını sıkmak
20	Genel	give someone a shampoo f.	birinin saçını şampuanla yıkamak
21	Genel	give someone to understand something f.	birine bir şeyi ima etmek
22	Genel	give someone a ring f.	birine telefon etmek
23	Genel	give someone the pip f.	birinin sinirine dokunmak
24	Genel	give someone one's word f.	birine söz vermek
25	Genel	give someone the creeps f.	birinin tüylerini ürpertmek
26	Genel	give someone the cold shoulder f.	birine soğuk davranmak
27	Genel	give someone a cold welcome f.	birini soğuk karşılamak
28	Genel	not to give someone the time of day f.	muhatap olmamak
29	Genel	give someone carte blanche f.	açık çek vermek
30	Genel	give someone shelter f.	birini korumak
31	Genel	give someone the third degree f.	birini konuşturmak için işkence yapmak
32	Genel	give someone an evil eye f.	kötü gözle bakmak
33	Genel	give someone a scare f.	birini korkutmak
34	Genel	give someone a round of applause f.	birini alkışlamak
35	Genel	give someone a start f.	birini irkiltmek
36	Genel	give someone the glad eye f.	birine davetkar bir bakış yöneltmek
37	Genel	give someone a spanking f.	birinin kıçına şaplak atmak
38	Genel	give (someone) a chance (to do something) f.	meydan vermek
39	Genel	give someone credit for f.	bir şeyden dolayı birini takdir etmek
40	Genel	give someone a start in life f.	birinin hayata atılmasını sağlamak
41	Genel	give someone a raw deal f.	birine haksızlık etmek
42	Genel	give someone a blank check f.	açık çek vermek
43	Genel	give someone a lift f.	birini arabasına almak
44	Genel	give someone rope f.	birini serbest bırakmak
45	Genel	give someone a hand f.	birini alkışlamak
46	Genel	give someone a hand f.	birine yardım etmek
47	Genel	give someone credit for f.	hakkını vermek
48	Genel	give someone his due f.	birine haksızlık etmemek
49	Genel	give someone their just deserts f.	hadlerini bildirmek
50	Genel	give someone the shirt off one's back f.	çok cömert olmak
51	Genel	give someone custody of f.	birine birinin vesayetini vermek
52	Genel	give someone a blank check f.	açık bono vermek
53	Genel	give one's heart someone f.	abayı yakmak
54	Genel	give (someone) no chance do anything else f.	göz açtırmamak
55	Genel	give someone pleasure f.	zevkine gitmek
56	Genel	give (someone) a chance (do something) f.	meydan vermek
57	Genel	not give (someone) a chance (do something) f.	meydan vermemek
58	Genel	give (someone) a chance do something f.	meydana bırakmak
59	Genel	give someone pleasure f.	zevkini okşamak
60	Genel	give consultation to someone f.	danışmanlık etmek
61	Genel	give someone a cheque for (an amount of money) f.	çek kesmek
62	Genel	give someone a deep shock f.	derinden sarsmak
63	Genel	give meaning to (someone) f.	anlam katmak
64	Genel	give someone a direction f.	yön göstermek
65	Genel	give someone a headache f.	baş ağrısına neden olmak
66	Genel	give someone health service f.	sağlık hizmeti sunmak
67	Genel	give someone discount f.	iskonto vermek
68	Genel	give someone health service f.	sağlık hizmeti vermek
69	Genel	give someone a ground f.	zemin hazırlamak
70	Genel	give someone opportunity f.	olanak sağlamak
71	Genel	give someone medication f.	ilaç vermek
72	Genel	give someone the cold shoulder f.	pas vermemek
73	Genel	give someone a share out of profit f.	kardan pay vermek
74	Genel	give someone homework f.	ödev vermek
75	Genel	give someone freedom f.	özgürlük tanımak
76	Genel	give (someone) a test f.	sınava çekmek
77	Genel	give (someone) a test f.	sınavdan geçirmek
78	Genel	give someone medical attention f.	tıbbi müdahalede bulunmak
79	Genel	give someone notice of f.	haber vermek
80	Genel	give someone worry f.	endişeye sevk etmek
81	Genel	give someone worry f.	endişeye neden olmak
82	Genel	give someone responsibility f.	birine sorumluluk vermek
83	Genel	give someone exemption f.	muafiyet tanımak
84	Genel	give someone the huff f.	bir kimseye öfkelenmek
85	Genel	give someone the huff f.	bir kimseye kızmak
86	Genel	give someone a piece of one's mind f.	ağzının payını vermek
87	Genel	give someone chance f.	imkan sunmak
88	Genel	give someone opportunity f.	imkan sunmak
89	Genel	give someone the once-over f.	birini tepeden tırnağa süzmek
90	Genel	give someone the come-on f.	pas vermek
91	Genel	give someone a cheque-book f.	çek karnesi vermek
92	Genel	give someone a thick ear f.	birisini tokat atarak cezalandırmak
93	Genel	give someone a military funeral f.	bir cenazeyi askeri törenle uğurlamak
94	Genel	give someone practice f.	pratik kazandırmak
95	Genel	give a reference about someone f.	birine referans olmak
96	Genel	give a reference about someone f.	birisine referans olmak
97	Genel	give a reference about someone f.	birisi hakkında referans vermek
98	Genel	give someone a hero welcome f.	kahraman gibi karşılamak
99	Genel	give someone pause f.	bir dakika durup düşünmesini sağlamak
100	Genel	give someone pause f.	duraklatmak
101	Genel	give someone pause f.	hızını kesmek
102	Genel	(a certain thing) give someone a headache f.	bir işten dolayı başı ağrımak
103	Genel	give someone a good bawling out f.	iyice azarlamak
104	Genel	give someone the chance to do the right thing f.	birisine doğru şeyi yapması için bir şans vermek
105	Genel	give someone six months to live f.	birine altı ay ömür biçmek
106	Genel	give someone one's money's worth f.	parasının karşılığını vermek
107	Genel	give someone a ride to home f.	eve bırakmak
108	Genel	give someone a ride to the airport f.	havaalanına bırakmak
109	Genel	give someone a ride to the hotel f.	otele bırakmak
110	Genel	give someone a heart attack f.	birine kalp krizi geçirtmek
111	Genel	give the job to someone f.	birine işi vermek
112	Genel	give the job to someone f.	işi birine vermek
113	Genel	give someone a tour f.	birine etrafı gezdirmek
114	Genel	give someone some life lessons f.	birine biraz hayat dersi vermek
115	Genel	give someone a warm welcome f.	birini sıcak ve samimi biçimde karşılamak
116	Genel	give someone permission f.	birine izin vermek
117	Genel	give someone a seat f.	(otobüste vb) birine yer vermek
118	Genel	give someone an undivided attention f.	tüm dikkatini vermek
119	Genel	give someone an undivided attention f.	tüm benliği ile dinlemek
120	Genel	give someone a boner f.	birinin ereksiyon olmasına neden olmak
121	Genel	give someone body waxing f.	birine ağda yapmak
122	Genel	give someone credit for f.	hakkını teslim etmek
123	Genel	give someone pleasure f.	zevkini vermek
124	Genel	give someone pleasure to help f.	yardım etme zevkini vermek
125	Genel	give someone a headache f.	başını ağrıtmak
126	Genel	give initiative to someone f.	birisine inisiyatif vermek
127	Genel	give initiative to someone f.	birisinin inisiyatifine bırakmak
128	Genel	give someone a black eye f.	birinin gözünü morartmak
129	Genel	ask someone on the bus to give (up) their seat for f.	otobüste yer istemek
Phrasals
130	Öbek Fiiller	give something to someone f.	bir şeyi birine vermek
131	Öbek Fiiller	give someone away f.	ele vermek
132	Öbek Fiiller	give chase to someone or something f.	kovalamak
133	Öbek Fiiller	give chase to someone or something f.	peşine düşmek
134	Öbek Fiiller	give someone away f.	sırlarını ifşa etmek
135	Öbek Fiiller	give chase to someone or something f.	takip etmek
136	Öbek Fiiller	give a gift of something to someone f.	(bir kimseye birşey(i)) hediye etmek
137	Öbek Fiiller	give someone or something away f.	birini/bir şeyi ele vermek
138	Öbek Fiiller	give someone or something away f.	birinin/bir şeyin sırrını açık etmek
139	Öbek Fiiller	give someone or something away f.	birinin/bir şeyin sırrını açığa vurmak
140	Öbek Fiiller	give (something) to (someone) f.	(birine bir şeyi) vermek
141	Öbek Fiiller	give (something) to (someone) f.	(birine bir şeyi) iletmek
142	Öbek Fiiller	give (something) to (someone) f.	(birine bir şeyi) teslim etmek
143	Öbek Fiiller	give (something) to (someone) f.	(birine bir şeyi) hediye etmek
144	Öbek Fiiller	give (something) to (someone) f.	(birine bir şeyi) hediye olarak vermek
145	Öbek Fiiller	give it to someone (straight) f.	birine karşı dürüst olmak
146	Öbek Fiiller	give it to someone (straight) f.	biriyle açık açık konuşmak
147	Öbek Fiiller	give it to someone (straight) f.	lafı dolandırmamak
148	Öbek Fiiller	give it to someone (straight) f.	direkt/doğrudan söylemek
149	Öbek Fiiller	give someone or something back (to someone or something) f.	birini/bir şeyi (birine/bir şeye) geri vermek
150	Öbek Fiiller	give someone or something back (to someone or something) f.	birini/bir şeyi (birine/bir şeye) iade etmek
151	Öbek Fiiller	give in to (someone or something) f.	(birine/bir şeye) boyun eğmek
152	Öbek Fiiller	give in to (someone or something) f.	(birine/bir şeye) teslim olmak
153	Öbek Fiiller	give in to (someone or something) f.	(birini/bir şeyi) kabul etmek
154	Öbek Fiiller	give out (to one) about (someone or something) [ireland] f.	(biri/bir şey) hakkında (birine) şikayet etmek
155	Öbek Fiiller	give out (to one) about (someone or something) [ireland] f.	(biri/bir şey) hakkında (birine) yakınmak
156	Öbek Fiiller	give out (to one) about (someone or something) [ireland] f.	(biri/bir şey) hakkında (birine) söylenmek
157	Öbek Fiiller	give out (to one) about (someone or something) [ireland] f.	(biri/bir şey) hakkında (birini) azarlamak
158	Öbek Fiiller	give out (to one) about (someone or something) [ireland] f.	(biri/bir şey) hakkında (birini) paylamak
159	Öbek Fiiller	give something over (to someone or something) f.	bir şeyi (birine/bir şeye) vermek
160	Öbek Fiiller	give something over (to someone or something) f.	bir şeyi (birine/bir şeye) teslim etmek
161	Öbek Fiiller	give someone up f.	birine ihanet etmek
162	Öbek Fiiller	give someone up f.	birini ele vermek
163	Öbek Fiiller	give someone up f.	birini yüzüstü bırakmak
164	Öbek Fiiller	give up (on someone or something) f.	(birinden/bir şeyden) vazgeçmek
165	Öbek Fiiller	give up (on someone or something) f.	(birinden/bir şeyden) umudunu kesmek
166	Öbek Fiiller	give up (on someone or something) f.	(birini/bir şeyi) bırakmak
167	Öbek Fiiller	give someone or something up (to someone) f.	birini/bir şeyi (birine) teslim etmek
168	Öbek Fiiller	give someone or something up (to someone) f.	birini/bir şeyi (birine) bırakmak
169	Öbek Fiiller	give up on (someone or something) f.	(birinden/bir şeyden) umudu/ümidi kesmek
170	Öbek Fiiller	give up on (someone or something) f.	(birine/bir şeye) inancını kaybetmek
Phrases
171	İfadeler	give someone the dingbats f.	birinin canını sıkmak
172	İfadeler	give someone the dingbats f.	birini kızdırmak
173	İfadeler	give place to someone f.	(birine) yer açmak
174	İfadeler	give place to someone f.	yerini başkasına bırakmak
Proverb
175	Atasözü	give someone an inch and he'll take a mile	yüz verince astarını istemek
176	Atasözü	give someone an inch and he'll take a yard	yüz verirsen astarını isterler
177	Atasözü	give someone an inch and he'll take a mile	yüz verirsen astarını isterler
178	Atasözü	give someone an inch and he'll take a yard	yüz verince astarını istemek
179	Atasözü	give someone enough rope and he'll hang himself	bırak kendi kuyusunu kazsın
180	Atasözü	give (someone) an inch and (someone) (will) take a mile	(birine) yüz verirsen astarını ister
181	Atasözü	give (someone) an inch and (someone) (will) take a mile	(birine) elini veren kolunu alamaz/kaptırır
182	Atasözü	give (someone) an inch and (someone) (will) take a mile	(birine) selam verir borçlu çıkarsın
183	Atasözü	give (someone) an inch and (someone) (will) take a yard	(birine) yüz verirsen astarını ister
184	Atasözü	give (someone) an inch and (someone) (will) take a yard	(birine) elini veren kolunu alamaz/kaptırır
185	Atasözü	give (someone) an inch and (someone) (will) take a yard	(birine) selam verir borçlu çıkarsın
186	Atasözü	give (someone) an inch and they'll take a mile	(birine) yüz verirsen astarını ister
187	Atasözü	give (someone) an inch and they'll take a mile	(birine) elini veren kolunu alamaz/kaptırır
188	Atasözü	give (someone) an inch and they'll take a mile	(birine) selam verir borçlu çıkarsın
Colloquial
189	Konuşma Dili	give someone bondi [australia] f.	saldırmak
190	Konuşma Dili	give someone bondi [australia] f.	(birine) dalmak
191	Konuşma Dili	give someone bondi [australia] f.	(birini) tepelemek
192	Konuşma Dili	give someone bondi [australia] f.	dayak atmak
193	Konuşma Dili	give someone bondi [australia] f.	haşatını çıkarmak
194	Konuşma Dili	give someone some skin f.	beşlik çakmak
195	Konuşma Dili	give someone a piggyback ride f.	birisini sırtında gezdirmek
196	Konuşma Dili	give someone unshirted hell f.	birine galiz küfürler etmek
197	Konuşma Dili	give someone unshirted hell f.	birine bağırıp çağırmak
198	Konuşma Dili	give someone a big head f.	birinin havalarına girmesine neden olmak
199	Konuşma Dili	give someone a big head f.	birini aşırı şekilde havalara sokmak
200	Konuşma Dili	give someone a big head f.	birine aşırı biçimde yalakalık yapmak
201	Konuşma Dili	give someone a big head f.	birinin götünü kaldırmak
202	Konuşma Dili	give someone a package f.	birine bir paket vermek
203	Konuşma Dili	give someone some sugar f.	birine öpücük vermek
204	Konuşma Dili	give someone a kiss f.	birine öpücük vermek
205	Konuşma Dili	give someone what he/she want f.	birine istediğini vermek
206	Konuşma Dili	give someone a chance to get to know someone f.	daha iyi tanıma fırsatı vermek
207	Konuşma Dili	give someone a glowing recommendation f.	ısrarla birisini tavsiye etmek
208	Konuşma Dili	give someone what they want f.	istediklerini vermek
209	Konuşma Dili	give someone the runs f.	ishal etmek
210	Konuşma Dili	give someone the runs f.	karnını bozmak
211	Konuşma Dili	give (someone) a dingle f.	birine telefon etmek
212	Konuşma Dili	give (someone) a dingle f.	birini telefonla aramak
213	Konuşma Dili	give (someone) a dingle f.	birini aramak
214	Konuşma Dili	give (someone) an out f.	(birine) bir mazeret uydurmak
215	Konuşma Dili	give (someone) an out f.	bir açık kapı bırakmak
216	Konuşma Dili	give (someone) an out f.	(birine) bir bahane yaratmak
217	Konuşma Dili	not give a rap (for someone or something) f.	(biri/bir şey) hiç de umurunda olmamak
218	Konuşma Dili	not give a rap (for someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) zerre kadar önemi/değeri olmamak
219	Konuşma Dili	not give a rap (for someone or something) f.	(biri/bir şey) zerre kadar umurunda olmamak
220	Konuşma Dili	give it to someone f.	birini azarlamak
221	Konuşma Dili	give it to someone f.	birine cezasını vermek
222	Konuşma Dili	give it to someone f.	birini fırçalamak
223	Konuşma Dili	give it to someone f.	birinin ağzının payını vermek
224	Konuşma Dili	give it to someone f.	birini haşlamak
Idioms
225	Deyim	give someone the willies f.	birinin tüylerini ürpertmek
226	Deyim	give someone the willies f.	birinin tüylerini diken diken etmek
227	Deyim	give someone (the) rundown f.	durum hakkında özet vermek
228	Deyim	give someone (the) rundown f.	durumu ana hatlarıyla anlatmak
229	Deyim	give someone forty minutes of hell [us] f.	cehennemi yaşatmak
230	Deyim	give someone forty minutes of hell [us] f.	hayatlarını zindan etmek
231	Deyim	give someone forty minutes of hell [us] f.	burunlarından getirmek
232	Deyim	give someone the bird [us] f.	orta parmak hareketi yapmak
233	Deyim	give someone the bird [us] f.	hareket çekmek
234	Deyim	give someone the bird f.	yuhalamak
235	Deyim	give someone the bird f.	yuh çekmek
236	Deyim	give someone (or get) the bird [uk] f.	yuhalamak
237	Deyim	give someone (or get) the bird [uk] f.	yuh çekmek
238	Deyim	give (someone) (a bit of) curry f.	ağzının payını vermek
239	Deyim	give (someone) (a bit of) curry f.	haşlamak
240	Deyim	give (someone) (a bit of) curry f.	fırçalamak
241	Deyim	give (someone) (a bit of) curry f.	azarlamak
242	Deyim	give (someone or something) a black eye f.	gözünü morartmak
243	Deyim	give (someone or something) a black eye f.	kara çalmak
244	Deyim	give (someone or something) a black eye f.	lekelemek
245	Deyim	give (someone or something) a black eye f.	kusur bulmak
246	Deyim	give someone a black eye f.	gününü göstermek
247	Deyim	give someone away f.	kızını evlendirmek
248	Deyim	give someone away f.	kızını vermek
249	Deyim	give someone away f.	(birini) ele vermek
250	Deyim	give someone away f.	(birinin) sırrını ortaya çıkarmak/dökmek
251	Deyim	give someone away f.	(birinin) sırrını başkasına söylemek
252	Deyim	give someone the air f.	(arkadaşlık teklifini) burun kıvırarak reddetmek/geri çevirmek
253	Deyim	give someone the air f.	(arkadaşlık teklifini) hor görerek reddetmek
254	Deyim	give someone the air f.	(arkadaşlık teklifini) elinin tersiyle itmek
255	Deyim	give someone the air f.	(arkadaşlık teklifini) hakir görerek geri çevirmek
256	Deyim	give someone the air f.	ilişkiyi/arkadaşlığı kesmek/bitirmek
257	Deyim	give someone the air f.	evlenmekten vazgeçmek
258	Deyim	give someone the air f.	nişanı atmak/bozmak
259	Deyim	give someone the air f.	(çalışanını) işten çıkarmak
260	Deyim	give someone the air f.	(çalışanını) kapı dışarı etmek
261	Deyim	give someone the air f.	(çalışanını) kapı önüne koymak
262	Deyim	give someone the air f.	(çalışanına) tekmeyi basmak
263	Deyim	give someone the air f.	(çalışanına) kapıyı göstermek
264	Deyim	give someone the air f.	(çalışanıyla) ilişkiyi kesmek/bitirmek
265	Deyim	give someone the air f.	(çalışanının) işine son vermek
266	Deyim	give someone the brush off f.	(arkadaşlık teklifini) burun kıvırarak reddetmek/geri çevirmek
267	Deyim	give someone the brush off f.	(arkadaşlık teklifini) hor görerek reddetmek
268	Deyim	give someone the brush off f.	(arkadaşlık teklifini) elinin tersiyle itmek
269	Deyim	give someone the brush off f.	(arkadaşlık teklifini) hakir görerek geri çevirmek
270	Deyim	give someone the brush off f.	ilişkiyi/arkadaşlığı kesmek/bitirmek
271	Deyim	give someone the brush off f.	evlenmekten vazgeçmek
272	Deyim	give someone the brush off f.	nişanı atmak/bozmak
273	Deyim	give someone the brush off f.	(çalışanını) işten çıkarmak
274	Deyim	give someone the brush off f.	(çalışanını) kapı dışarı etmek
275	Deyim	give someone the brush off f.	(çalışanını) kapı önüne koymak
276	Deyim	give someone the brush off f.	(çalışanına) tekmeyi basmak
277	Deyim	give someone the brush off f.	(çalışanına) kapıyı göstermek
278	Deyim	give someone the brush off f.	(çalışanıyla) ilişkiyi kesmek/bitirmek
279	Deyim	give someone the brush off f.	(çalışanının) işine son vermek
280	Deyim	give someone the gate f.	(arkadaşlık teklifini) burun kıvırarak reddetmek/geri çevirmek
281	Deyim	give someone the gate f.	(arkadaşlık teklifini) hor görerek reddetmek
282	Deyim	give someone the gate f.	(arkadaşlık teklifini) elinin tersiyle itmek
283	Deyim	give someone the gate f.	(arkadaşlık teklifini) hakir görerek geri çevirmek
284	Deyim	give someone the gate f.	ilişkiyi/arkadaşlığı kesmek/bitirmek
285	Deyim	give someone the gate f.	evlenmekten vazgeçmek
286	Deyim	give someone the gate f.	nişanı atmak/bozmak
287	Deyim	give someone the gate f.	(çalışanını) işten çıkarmak
288	Deyim	give someone the gate f.	(çalışanını) kapı dışarı etmek
289	Deyim	give someone the gate f.	(çalışanını) kapı önüne koymak
290	Deyim	give someone the gate f.	(çalışanına) tekmeyi basmak
291	Deyim	give someone the gate f.	(çalışanına) kapıyı göstermek
292	Deyim	give someone the gate f.	(çalışanıyla) ilişkiyi kesmek/bitirmek
293	Deyim	give someone the gate f.	(çalışanının) işine son vermek
294	Deyim	give someone the old heave-ho f.	(arkadaşlık teklifini) burun kıvırarak reddetmek/geri çevirmek
295	Deyim	give someone the old heave-ho f.	(arkadaşlık teklifini) hor görerek reddetmek
296	Deyim	give someone the old heave-ho f.	(arkadaşlık teklifini) elinin tersiyle itmek
297	Deyim	give someone the old heave-ho f.	(arkadaşlık teklifini) hakir görerek geri çevirmek
298	Deyim	give someone the old heave-ho f.	ilişkiyi/arkadaşlığı kesmek/bitirmek
299	Deyim	give someone the old heave-ho f.	evlenmekten vazgeçmek
300	Deyim	give someone the old heave-ho f.	nişanı atmak/bozmak
301	Deyim	give someone the old heave-ho f.	(çalışanını) işten çıkarmak
302	Deyim	give someone the old heave-ho f.	(çalışanını) kapı dışarı etmek
303	Deyim	give someone the old heave-ho f.	(çalışanını) kapı önüne koymak
304	Deyim	give someone the old heave-ho f.	(çalışanına) tekmeyi basmak
305	Deyim	give someone the old heave-ho f.	(çalışanına) kapıyı göstermek
306	Deyim	give someone the old heave-ho f.	(çalışanıyla) ilişkiyi kesmek/bitirmek
307	Deyim	give someone the old heave-ho f.	(çalışanının) işine son vermek
308	Deyim	give (someone) the can f.	hemen işten çıkarmak
309	Deyim	give (someone) the can f.	bugün kapının önüne koymak
310	Deyim	give (someone) the can f.	ihbarsız işten atmak
311	Deyim	give (someone) the can f.	işten kovmak
312	Deyim	give (someone) the can f.	direkt kapıyı göstermek
313	Deyim	give (someone) the chair [us/south africa] f.	elektrikli sandalyede idam etmek
314	Deyim	give (someone) the chair [us/south africa] f.	elektrikli sandalye ile idam etmek
315	Deyim	give (someone) the chair [us/south africa] f.	(profesyonel güreşte) rakibine sandalye ile vurmak
316	Deyim	give (someone) another chance f.	ikinci bir şans/fırsat daha vermek
317	Deyim	give (someone) another chance f.	bir şans/fırsat daha vermek
318	Deyim	give someone a carte blanche f.	açık çek vermek
319	Deyim	give someone a line f.	aldatmak
320	Deyim	give someone a big hand f.	alkışlamak
321	Deyim	give someone a leg up f.	arka çıkmak
322	Deyim	give someone a back f.	arka çıkmak
323	Deyim	give someone a taste of their own medicine f.	aynı şekilde karşılık vermek
324	Deyim	give someone a dose of their own medicine f.	aynı şekilde karşılık vermek
325	Deyim	give someone an earful f.	azarlamak
326	Deyim	give someone a bawling out f.	azarlamak
327	Deyim	give someone a good bawling out f.	azarlamak
328	Deyim	give someone red-carpet treatment f.	baş tacı etmek
329	Deyim	give someone a good working over f.	birini azarlayarak yerin dibine sokmak
330	Deyim	give someone a ring f.	birisine telefon açmak
331	Deyim	give someone a blank look f.	bön bön bakmak
332	Deyim	give someone a buzz f.	birisini telefonla aramak
333	Deyim	give an ear to someone f.	birisine kulak vermek
334	Deyim	give someone the bum's rush f.	birini bir yerden zor kullanarak kovmak
335	Deyim	give someone a brush off f.	birini başından savmak
336	Deyim	give someone the bum's rush f.	birisini bir yerden (zor kullanarak) çıkarmak
337	Deyim	give someone a dig f.	biriyle dalga geçmek
338	Deyim	give someone a bell f.	birisine telefon etmek
339	Deyim	give someone a rough time f.	birine sıkıntı vermek
340	Deyim	give someone a blank look f.	birisine boş boş bakmak
341	Deyim	give someone hard feelings f.	birine kızmak/darılmak
342	Deyim	give someone the runaround f.	birini başından savmak
343	Deyim	give someone a pain f.	birisine rahatsızlık vermek
344	Deyim	give someone the gate f.	birisine kapıyı göstermek
345	Deyim	give someone a taste of their own medicine f.	biriyle anladığı dilden konuşmak
346	Deyim	give someone a dig f.	biriyle alay etmek
347	Deyim	give someone the raspberry f.	birini yuhalamak
348	Deyim	give someone a lift f.	birini arabayla gideceği yere bırakmak
349	Deyim	give someone the once-over f.	birini baştan aşağı süzmek
350	Deyim	give someone the eye f.	birisine soğuk bakmak
351	Deyim	give someone a good bawling out f.	birisini azarlamak
352	Deyim	give someone the gate f.	birisini kovmak
353	Deyim	you give someone his/her cut f.	birine payını vermek
354	Deyim	give someone the once-over f.	birini baştan ayağa süzmek
355	Deyim	give someone no quarter f.	bağışlamamak
356	Deyim	give someone a hard time f.	birine sıkıntı vermek
357	Deyim	give someone a hard time f.	birine rahatsızlık vermek
358	Deyim	give someone an inkling of something f.	birine bir şey hakkında bir ipucu vermek
359	Deyim	give someone a blank check f.	bir kimseye istediği gibi davranma yetkisi vermek
360	Deyim	give someone a ring f.	birisini telefonla aramak
361	Deyim	give someone a blank stare f.	birine boş boş bakmak
362	Deyim	give someone big hand for f.	birisini alkışlamak
363	Deyim	give someone bum steer f.	birisini yanlış yönlendirmek
364	Deyim	give someone a good bawling out f.	birisine fırça çekmek
365	Deyim	give someone a dose of their own medicine f.	biriyle anladığı dilden konuşmak
366	Deyim	give someone his/her marching orders f.	birine yol vermek
367	Deyim	give someone the eye f.	birini kesmek
368	Deyim	give someone the once-over f.	birini kesmek
369	Deyim	give someone the once-over f.	birini süzmek
370	Deyim	give someone the once-over f.	birine alıcı gözle bakmak
371	Deyim	give someone the eye f.	birini süzmek
372	Deyim	give someone the eye f.	birine alıcı gözle bakmak
373	Deyim	give someone the glad hand f.	birini sıcak karşılamak
374	Deyim	give someone a ride f.	birini arabayla gideceği yere bırakmak
375	Deyim	give one's right arm for someone f.	birisi için her şeyini vermek
376	Deyim	give someone the push f.	birini işten kovmak
377	Deyim	give someone the shove f.	birini işten atmak
378	Deyim	give someone the push f.	birini işten atmak
379	Deyim	give someone the benefit of the doubt f.	birine inanmaya karar vermek
380	Deyim	give someone a taste of one's own medicine f.	birisini kendi silahıyla vurmak
381	Deyim	give someone a dose of one's own medicine f.	birisini kendi silahıyla vurmak
382	Deyim	give someone a ring f.	birisine telefon etmek
383	Deyim	give someone the eye f.	birisine yabancı gibi bakmak
384	Deyim	give someone the big eye f.	birini tepeden tırnağa incelemek
385	Deyim	give someone a buzz f.	birisine telefon açmak
386	Deyim	give someone the gate f.	birisini kapı dışarı etmek
387	Deyim	give someone a compliment f.	birine iltifatta bulunmak
388	Deyim	give one's ear to someone f.	birisine kulak vermek
389	Deyim	give someone pause for thought f.	birinin düşünmesine yol açmak
390	Deyim	give one's eyeteeth for someone f.	birisi için her şeyini vermek
391	Deyim	give someone a good bawling out f.	birini haşlamak
392	Deyim	give someone a buzz f.	birisine telefon etmek
393	Deyim	give someone the third degree f.	birini soru bombardımanına tutmak
394	Deyim	give someone a blank look f.	birisine bön bön bakmak
395	Deyim	give someone a leg up f.	birine yardım etmek
396	Deyim	give someone a hard time f.	birini eleştirmek
397	Deyim	give someone a fair crack of the whip f.	birine bir fırsat vermek
398	Deyim	give someone a big send-off f.	büyük bir elveda partisi düzenlemek
399	Deyim	give ear to someone f.	birisine kulak vermek
400	Deyim	give someone the runaround f.	başından atmak
401	Deyim	give one's eyeteeth for someone f.	birisi için canını feda etmek
402	Deyim	give someone a red face f.	birini rezil etmek
403	Deyim	give someone the boot f.	başından defetmek
404	Deyim	give someone static f.	birisiyle tartışmak
405	Deyim	give someone a call f.	birisini telefonla aramak
406	Deyim	give someone some elbow room f.	birine hareket/manevra alanı tanımak/vermek
407	Deyim	give a blank check to someone f.	bir kimseye istediği gibi davranma yetkisi vermek
408	Deyim	give someone the red carpet treatment f.	biri için kırmızı halılar sermek
409	Deyim	give someone a compliment f.	birine iltifat etmek
410	Deyim	give someone a black eye f.	birinin gözünü morartmak
411	Deyim	give someone tongue-lashing f.	birini azarlamak
412	Deyim	give someone a blank stare f.	birisine bön bön bakmak
413	Deyim	give someone a pat on the back f.	birinin sırtını sıvazlamak
414	Deyim	give someone the big eye f.	birini süzmek
415	Deyim	give someone a good working over f.	birini azarlamak
416	Deyim	give someone the shove f.	birini işten kovmak
417	Deyim	give someone the boot f.	birini işten kovmak
418	Deyim	give someone the boot f.	birini işten atmak
419	Deyim	give someone a knuckle sandwich f.	birine tokat/yumruk atmak
420	Deyim	give someone static f.	birine karşılık vermek
421	Deyim	give someone a blank check f.	birisine açık çek vermek
422	Deyim	give someone the runaround f.	başından savmak
423	Deyim	give someone hail columbia f.	birini sert biçimde azarlamak
424	Deyim	give one's right arm for someone f.	birisi için canını feda etmek
425	Deyim	give someone the pip f.	birini çok kızdırmak
426	Deyim	give someone stick f.	birini eleştirmek
427	Deyim	give (someone) (a lot of) stick f.	birini eleştirmek
428	Deyim	give someone a tall order f.	birine zor bir iş vermek
429	Deyim	give someone a lift f.	birini teselli etmek
430	Deyim	give someone what for f.	birini cezalandırmak
431	Deyim	give someone a red face f.	birinin yüzünü kızartmak
432	Deyim	give someone tit for tat f.	birebir karşılığını vermek/yapmak
433	Deyim	give someone a hard time f.	birini rahatsız etmek
434	Deyim	give someone red-carpet treatment f.	birisini kral gibi ağırlamak
435	Deyim	give someone a hard time f.	birine sert davranmak ve güçlük çıkarmak
436	Deyim	give someone a red face f.	birisini utandırmak
437	Deyim	give someone a lift f.	birini (arabasıyla) gideceği yere kadar bırakmak
438	Deyim	give someone a blank stare f.	birisine boş boş bakmak
439	Deyim	give someone a blank look f.	birine boş boş bakmak
440	Deyim	give someone the red carpet treatment f.	birisini kral gibi ağırlamak
441	Deyim	give someone a dig f.	birine hakaret etmek
442	Deyim	give someone a call f.	birisine telefon etmek
443	Deyim	give someone a dirty look f.	birine ters ters bakmak
444	Deyim	give someone flak f.	birine zorluk çıkarmak
445	Deyim	give someone the gate f.	birini kapının önüne koymak
446	Deyim	give someone some elbow room f.	birine yer açmak
447	Deyim	give someone the cold shoulder f.	birine omuz çevirmek
448	Deyim	give someone the pip f.	birisini sıkmak
449	Deyim	give someone the big eye f.	birine arzu ile bakmak
450	Deyim	give someone a bad time f.	birine sıkıntı vermek
451	Deyim	give someone a piece of one's mind f.	birine ağzının payını vermek
452	Deyim	give a blank check to someone f.	birisine açık çek vermek
453	Deyim	give someone a call f.	birisine telefon açmak
454	Deyim	give someone the big eye f.	birine uzun uzun bakmak
455	Deyim	give someone a bell f.	birisine telefon açmak
456	Deyim	give someone a ride f.	birini (arabasıyla) gideceği yere kadar bırakmak
457	Deyim	give someone pause for thought f.	birini düşündürmek
458	Deyim	give someone pound of flesh f.	diyetini ödemek
459	Deyim	give free rein to someone f.	dizginleri gevşetmek
460	Deyim	give someone a good bawling out f.	cezalandırmak
461	Deyim	give someone the pip f.	çok öfkelendirmek
462	Deyim	give someone pause for thought f.	durup düşünmesine neden olmak
463	Deyim	give someone what for f.	canına okumak
464	Deyim	give someone a back f.	destek olmak
465	Deyim	give someone pound of flesh f.	diyet ödemek
466	Deyim	give someone a bawling out f.	cezalandırmak
467	Deyim	give someone the boot f.	defetmek
468	Deyim	give someone the benefit of the doubt f.	hüsnüzanla yaklaşmak
469	Deyim	give someone the pip f.	gıcık etmek
470	Deyim	give someone his due f.	hakkını yememek
471	Deyim	give someone a charge f.	haz vermek
472	Deyim	give someone a bang f.	haz vermek
473	Deyim	give someone an inch and he'll take a yard f.	elini verip kolunu kaptırmak
474	Deyim	give someone no quarter f.	gözünün yaşına bakmamak
475	Deyim	give someone a kick f.	heyecan vermek
476	Deyim	give someone a kick f.	haz vermek
477	Deyim	give someone an inch and he'll take a yard f.	elini verip kolunu alamamak
478	Deyim	give someone a bang f.	heyecan vermek
479	Deyim	give someone an even break f.	eşit şans vermek
480	Deyim	give someone an earful f.	eleştirmek
481	Deyim	give someone some elbow room f.	hareket serbestisi vermek
482	Deyim	give someone a charge f.	heyecan vermek
483	Deyim	give someone the bird f.	el hareketi yapmak
484	Deyim	give someone the jumps f.	gıcık etmek
485	Deyim	give someone up for dead f.	hayatından umudu kesmek
486	Deyim	give someone the bird f.	el hareketi çekmek
487	Deyim	give someone tit for tat f.	göze göz dişe diş karşılık vermek
488	Deyim	give someone a line f.	göz boyamak
489	Deyim	give someone the axe f.	işine son vermek
490	Deyim	give someone a licking f.	iyice benzetmek
491	Deyim	give someone the high sign f.	işaret/sinyal vermek
492	Deyim	give someone the axe f.	işten çıkarmak
493	Deyim	give someone a tongue-lashing f.	itin götüne sokmak
494	Deyim	give free rein to someone f.	özgür kılmak
495	Deyim	give someone some lip f.	kaba davranmak
496	Deyim	give someone a dose of their own medicine f.	kendi silahıyla vurmak
497	Deyim	give three cheers for someone f.	ödüllendirmek
498	Deyim	give someone a taste of their own medicine f.	kendi silahıyla vurmak
499	Deyim	give someone the bird f.	orta parmağını göstermek
500	Deyim	give three cheers for someone f.	mükafatlandırmak