Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
go in
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"go in"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 39 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
go in
i.
güneş veya ayın bulutla örtülmesi
2
Genel
go in
f.
uymak
3
Genel
go in
f.
girmek
4
Genel
go in
f.
bulutla örtülmek (güneş/ay)
5
Genel
go in
f.
içeriye girmek
6
Genel
go in
f.
içeri girmek
7
Genel
go in
f.
-e sığmak
Phrasals
8
Öbek Fiiller
go in
f.
bir yerden girmek
9
Öbek Fiiller
go in
f.
bir şey aracılığıyla girmek
10
Öbek Fiiller
go in
f.
ziyarete gitmek
11
Öbek Fiiller
go in
f.
gitmek
12
Öbek Fiiller
go in
f.
bir yerde tutulmak/muhafaza edilmek
13
Öbek Fiiller
go in
f.
bir yere koyulmak
14
Öbek Fiiller
go in
f.
bir şeyin içinde durmak
15
Öbek Fiiller
go in
f.
yeri bir şeyin içi olmak
16
Öbek Fiiller
go in
f.
içeriği olmak
17
Öbek Fiiller
go in
f.
bileşeni olmak
18
Öbek Fiiller
go in
f.
gözden kaybolmak
19
Öbek Fiiller
go in
f.
görünür olmamak
20
Öbek Fiiller
go in
f.
anlaşılmak
21
Öbek Fiiller
go in
f.
iyi anlaşılmak
22
Öbek Fiiller
go in
f.
idrak edilmek
23
Öbek Fiiller
go in
f.
kararmak
24
Öbek Fiiller
go in
f.
önü kapanmak
25
Öbek Fiiller
go in
f.
bulutların arkasına gizlenmek
26
Öbek Fiiller
go in
f.
gölgelenmek
27
Öbek Fiiller
go in
f.
perdelenmek
28
Öbek Fiiller
go in
f.
bir girişime/teşebbüse katılmak
29
Öbek Fiiller
go in
f.
belirli bir yere gitmek
30
Öbek Fiiller
go in
f.
bir yere ait olmak
31
Öbek Fiiller
go in
f.
bir yere uymak
32
Öbek Fiiller
go in
f.
bir yerin olmak
33
Öbek Fiiller
go in
f.
eklenen malzeme olmak
34
Öbek Fiiller
go in
f.
eklenen içerik olmak
35
Öbek Fiiller
go in
f.
öğrenilmek
36
Öbek Fiiller
go in
f.
ortak bir girişimde/teşebbüste yer almak
37
Öbek Fiiller
go in
f.
saldırmak üzere yaklaşmak
Sport
38
Spor
go in
f.
(krikette) oyuna girmek
Card
39
İskambil
go in
f.
pokerde oyunun açılışını yapmak
"go in"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 360 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
go in full sail
f.
pupa yelken gitmek
2
Genel
not to go in
f.
sığmamak
3
Genel
go in for
f.
ilgilenmek
4
Genel
go around in circles
f.
harman çevirmek
5
Genel
go in for
f.
alışkanlık edinmek
6
Genel
go halves in
f.
yarı yarıya paylaşmak
7
Genel
go up in smoke
f.
havaya gitmek
8
Genel
go black in the face
f.
çok kızmak
9
Genel
go up in price
f.
fiyatlanmak
10
Genel
go in for
f.
sınava girmek
11
Genel
go down in value
f.
değeri düşmek
12
Genel
go in for
f.
bir şeyi yapmaktan hoşlanmak
13
Genel
go in circles
f.
harmanlamak
14
Genel
go in for an examination
f.
sınava girmek
15
Genel
go in haste
f.
koşmak
16
Genel
go in for
f.
uğraşmak
17
Genel
go for a walk in the fresh air
f.
hava almak
18
Genel
go in for something
f.
katılmak
19
Genel
go in for
f.
sınav olmak
20
Genel
go about in disguise
f.
tebdil gezmek
21
Genel
go up in smoke
f.
yok olmak
22
Genel
go up in flames
f.
tamamıyla yanmak
23
Genel
go in with someone on
f.
bir şeyde biriyle ortak olmak
24
Genel
go in for
f.
bir şeyin meraklısı olmak
25
Genel
go up in smoke
f.
tamamıyla yanmak
26
Genel
go in for
f.
yarışmada yer almak
27
Genel
go in for
f.
katılmak
28
Genel
go in search of
f.
araştırmasına girmek
29
Genel
go up in smoke
f.
duman olmak
30
Genel
go up in smoke
f.
heba olmak
31
Genel
go up in smoke
f.
havaya uçmak
32
Genel
go down in history
f.
tarihe geçmek
33
Genel
go in for
f.
ilerlemek için bir kariyer seçmek
34
Genel
go for a walk in the moonlight
f.
mehtaba çıkmak
35
Genel
go up in smoke
f.
yanıp kül olmak
36
Genel
go in a mad frenzy
f.
keçileri kaçırmak
37
Genel
(for a law) go in effect
f.
yürürlüğe girmek
38
Genel
go up in the lift
f.
asansörle çıkmak
39
Genel
go down in the lift
f.
asansörle inmek
40
Genel
go back in time
f.
geçmişe gitmek
41
Genel
go back in time
f.
zamanda geriye gitmek
42
Genel
go around in circles
f.
boşa uğraşmak
43
Genel
go in for
f.
yer almak
44
Genel
go in the matter
f.
işi incelemek
45
Genel
go in a partnership with someone
f.
ortak olmak
46
Genel
go in business
f.
bir işe başlamak
47
Genel
go in effect
f.
yürürlüğe girmek
48
Genel
go out in public
f.
toplum içine çıkmak
49
Genel
go out in public
f.
insan içine çıkmak
50
Genel
go in and out
f.
girip-çıkmak
51
Genel
go in further detail
f.
ayrıntılara girişmek
52
Genel
go a long way in doing something
f.
çok yararlı olmak
53
Genel
go off in all these other directions
f.
bambaşka yönlere gitmek
54
Genel
go in the back room
f.
arka odaya gitmek
55
Genel
go in for an operation
f.
ameliyat olmak için hastaneye yatmak
56
Genel
go in pairs
f.
çiftler halinde gitmek
57
Genel
go in pairs
f.
ikişerli olarak gitmek
58
Genel
go in the right direction
f.
doğru yoldan gitmek
59
Genel
go in pairs
f.
çifter çifter gitmek
60
Genel
go in suitcase
f.
(bir başka ülkeye giderken) bavulda taşınmak
61
Genel
in one go
zf.
bir seferde
62
Genel
in one go
zf.
bir kerede
Phrasals
63
Öbek Fiiller
go in for
f.
desteklemek
64
Öbek Fiiller
go in for
f.
onaylamak
65
Öbek Fiiller
go in for
f.
göze çarpan bir özelliği olmak
66
Öbek Fiiller
go down (in history) (as someone or something)
f.
(biri/bir şey olarak tarihe) geçmek
67
Öbek Fiiller
go down (in history) (as someone or something)
f.
(biri/bir şey olarak tarihe) adını yazdırmak
68
Öbek Fiiller
go in off (of) (something)
f.
(bir şeyden) sekip girmek
69
Öbek Fiiller
go in off (of) (something)
f.
(bir şeye) çarpıp girmek
70
Öbek Fiiller
go in on (something)
f.
(bir şeyi) paylaşmak
71
Öbek Fiiller
go in on (something)
f.
(bir şeye/şeyde) ortak olmak
72
Öbek Fiiller
go in on (something)
f.
(bir şeyi) ortaklaşa almak/yapmak
73
Öbek Fiiller
go in on (something)
f.
(bir şeye) ortak girişmek
74
Öbek Fiiller
go in search of the golden fleece
f.
tehlikeli/zor bir maceraya atılmak
75
Öbek Fiiller
go in with
f.
ile ortak olmak
76
Öbek Fiiller
go in with
f.
ile ortaklaşa yapmak/almak
77
Öbek Fiiller
go in with (someone)
f.
(biriyle) ortak olmak
78
Öbek Fiiller
go in with (someone)
f.
(biriyle) ortaklaşa almak/yapmak
79
Öbek Fiiller
go in with someone (on something)
f.
(biriyle bir şeyde) ortak olmak
80
Öbek Fiiller
go in with someone (on something)
f.
(biriyle bir şeyi) ortaklaşa almak/yapmak
81
Öbek Fiiller
go in with someone (on something)
f.
(biriyle bir şeye) ortaklaşa girişmek/girmek
82
Öbek Fiiller
things that go bump in the night
expr.
gece hayaletler/hortlaklar çıkacak sanma
Phrases
83
İfadeler
go in peace!
expr.
esenlikle git!
Proverb
84
Atasözü
only mad dogs and englishmen go out in the midday sun
öğlen güneşinin altında dışarı çıkılmaz
85
Atasözü
only mad dogs and englishmen go out in the midday sun
güneş tepedeyken dışarı çıkılmaz
86
Atasözü
only mad dogs and englishmen go out in the midday sun
bu sıcakta dışarı çıkılmaz
Colloquial
87
Konuşma Dili
go in one ear and out the other
f.
bir kulağından girip öteki kulağından çıkmak
88
Konuşma Dili
go in one's favour
f.
birinin lehine karar verilmek
89
Konuşma Dili
go in and out
f.
girip girip çıkmak
90
Konuşma Dili
go in and out
f.
çıkıp çıkıp girmek
91
Konuşma Dili
go in and out
f.
bir girip bir çıkmak
92
Konuşma Dili
go in and out
f.
gidip gelmek
93
Konuşma Dili
go in and out
f.
gidip gidip gelmek
94
Konuşma Dili
go in and out
f.
gelip gelip gitmek
95
Konuşma Dili
go in and out
f.
bir çalışıp bir çalışmamak
96
Konuşma Dili
go in and out
f.
kesik kesik çalışmak
97
Konuşma Dili
go jump in the lake!
expr.
defol git ve beni rahatsız etme!
98
Konuşma Dili
go in and win
expr.
gir ve kazan
99
Konuşma Dili
go in peace!
expr.
güle güle git!
100
Konuşma Dili
go in peace!
expr.
elveda!
101
Konuşma Dili
in case things go wrong
expr.
işlerin yolunda gitmemesi durumunda
102
Konuşma Dili
in case things go wrong
expr.
işlerin aksaması durumunda
103
Konuşma Dili
in one go [uk]
expr.
bir seferde
104
Konuşma Dili
in one go [uk]
expr.
bir kerede
105
Konuşma Dili
in one go [uk]
expr.
bir defada
106
Konuşma Dili
in one go [uk]
expr.
bir gidişte
107
Konuşma Dili
in one go [uk]
expr.
bir oturuşta
108
Konuşma Dili
at/in one go [uk]
expr.
bir çırpıda
109
Konuşma Dili
at/in one go [uk]
expr.
bir hamlede
110
Konuşma Dili
at/in one go [uk]
expr.
tek hareketle
111
Konuşma Dili
at/in one go [uk]
expr.
aynı anda
112
Konuşma Dili
at/in one go [uk]
expr.
tek vuruşta
113
Konuşma Dili
at/in one go [uk]
expr.
aynı zamanda
114
Konuşma Dili
at/in one go [uk]
expr.
bir kerde
115
Konuşma Dili
at/in one go [uk]
expr.
tek seferde
116
Konuşma Dili
at/in one go [uk]
expr.
bir oturuşta
117
Konuşma Dili
go (and) jump in the lake
expr.
defol git ve beni rahatsız etme
118
Konuşma Dili
go (and) jump in the lake
expr.
defol git
119
Konuşma Dili
go (and) jump in the lake
expr.
git başımdan
Idioms
120
Deyim
have a light bulb go off in (one's) brain
f.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
121
Deyim
have a light bulb go off in (one's) brain
f.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
122
Deyim
have a light bulb go on in (one's) brain
f.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
123
Deyim
have a light bulb go on in (one's) brain
f.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
124
Deyim
have a light bulb go on (in (one's) head)
f.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
125
Deyim
have a light bulb go on (in (one's) head)
f.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
126
Deyim
have a light bulb go off (in (one's) head)
f.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
127
Deyim
have a light bulb go off (in (one's) head)
f.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
128
Deyim
go in with good cards
f.
(bir görüşmeye, sınava) başarı beklentisiyle girmek
129
Deyim
go in with good cards
f.
elinde iyi kartlarla bir işe girişmek
130
Deyim
go up in flames
f.
alev alev yanmak
131
Deyim
go to hell in a handbasket
f.
aniden kötüleşmek
132
Deyim
go to hell in a bucket
f.
aniden kötüleşmek
133
Deyim
go down in the world
f.
attan inip eşeğe binmek
134
Deyim
go in a body
f.
bir bütün halinde gitmek
135
Deyim
go in for something
f.
bir şeyden zevk almak
136
Deyim
go a long way in doing something
f.
bir şeyin yapılmasına katkıda bulunmak
137
Deyim
go hand in hand
f.
birlikte olmak
138
Deyim
go hand in hand
f.
bir arada olmak
139
Deyim
go down in flames
f.
başarısız olmak
140
Deyim
go in the hole
f.
borca girmek
141
Deyim
go down in flames
f.
başarısızlığa uğramak
142
Deyim
go in for something
f.
bir şeyi düzenli olarak yapmak
143
Deyim
go in at one ear and out at the other
f.
bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak
144
Deyim
go in one ear and out the other
f.
bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak
145
Deyim
go in the red
f.
borca girmek
146
Deyim
go out in search of
f.
bir şeyi aramaya/bulmaya çıkmak
147
Deyim
go in at one ear and out at the other
f.
bir kulağından girip öbüründen çıkmak
148
Deyim
go in for something
f.
bir şeyden keyif almak
149
Deyim
go to hell in a handbasket
f.
daha da kötüleşmek
150
Deyim
go to hell in a bucket
f.
daha da kötüleşmek
151
Deyim
go up in the air
f.
dinden imandan çıkmak
152
Deyim
go round in circles
f.
dönüp dolaşıp aynı yere gelmek
153
Deyim
go in the right direction
f.
doğru yolda olmak
154
Deyim
go down in the world
f.
düşmek
155
Deyim
go to hell in a handbasket
f.
giderek daha kötü bir hal almak
156
Deyim
go down in defeat
f.
hezimete uğramak
157
Deyim
go down in the world
f.
fakirleşmek
158
Deyim
go to hell in a handbasket
f.
giderek kötüleşmek
159
Deyim
go to hell in a handbasket
f.
gitgide kötüleşmek
160
Deyim
go home in a box
f.
eve bir tabut içinde dönmek (ülkesinden uzakta ölenler için kullanılır)
161
Deyim
go down in flames
f.
güme gitmek
162
Deyim
go to hell in a handbasket
f.
hızla kötüye gitmek
163
Deyim
go to hell in a bucket
f.
giderek kötüleşmek
164
Deyim
go to hell in a handcart
f.
hızla kötüye gitmek
165
Deyim
go down in the world
f.
eskiyip yıkılmaya yüz tutmak
166
Deyim
go to hell in a bucket
f.
giderek daha kötü bir hal almak
167
Deyim
go to hell in a bucket
f.
gitgide kötüleşmek
168
Deyim
go up in flames
f.
güme gitmek
169
Deyim
go in someone's favour
f.
lehine dönmek
170
Deyim
go up in the air
f.
muallakta kalmak
171
Deyim
go in someone's favour
f.
lehine değişmek
172
Deyim
go down in flames
f.
kötü/olumsuz sonuçlanmak
173
Deyim
go up in the air
f.
öfkeden köpürmek
174
Deyim
go in someone's favor
f.
lehine dönüşmek
175
Deyim
go up in flames
f.
kötü/olumsuz sonuçlanmak
176
Deyim
go round in circles
f.
kısır döngü içine girmek
177
Deyim
go in someone's favor
f.
lehine dönmek
178
Deyim
go in someone's favor
f.
lehine değişmek
179
Deyim
go in someone's favour
f.
lehine dönüşmek
180
Deyim
go up in smoke
f.
suya düşmek
181
Deyim
go in the red
f.
para kaybetmek
182
Deyim
go off in a huff
f.
sinirli bir şekilde çekip gitmek
183
Deyim
go off in a huff
f.
sinirlenerek çekip gitmek
184
Deyim
go off in a huff
f.
sinirle çıkıp gitmek
185
Deyim
go up in the air
f.
sinirden küplere binmek
186
Deyim
go up in the air
f.
sinirden çatlamak
187
Deyim
go down in defeat
f.
teslim bayrağı çekmek
188
Deyim
go in a body
f.
toplu halde gitmek
189
Deyim
go down in history
f.
tarihe geçmek
190
Deyim
go up in the air
f.
tepesi atmak
191
Deyim
go down in history
f.
tarihe yazılmak
192
Deyim
go round in circles
f.
yerinde saymak
193
Deyim
go cap in hand
f.
utana sıkıla yapmak/gelmek/gitmek
194
Deyim
go up in smoke
f.
(tüm varı yoğu) yok olmak
195
Deyim
go up in smoke
f.
yanıp kül olmak
196
Deyim
go up in smoke
f.
(tüm yatırımı) eriyip gitmek
197
Deyim
go in the red
f.
zarar etmek
198
Deyim
go down in flames
f.
(uçak) alev alıp düşmek
199
Deyim
go down in defeat
f.
yenilmek
200
Deyim
come/go cap in hand
f.
utana sıkıla istemek
201
Deyim
go down in flames
f.
(uçak) yere çakılmak
202
Deyim
go in the right direction
f.
yolunda gitmek
203
Deyim
go up in flames
f.
(tüm yatırımı) eriyip gitmek
204
Deyim
go hand in hand
f.
yan yana olmak
205
Deyim
come/go hat in hand
f.
utana sıkıla istemek
206
Deyim
go up in flames
f.
yanıp kül olmak
207
Deyim
go hat in hand
f.
utana sıkıla yapmak/gelmek/gitmek
208
Deyim
go up in flames
f.
(tüm varı yoğu) yok olmak
209
Deyim
go around in circles
f.
yerinde saymak
210
Deyim
go in off the deep end
f.
aniden öfkeye kapılmak
211
Deyim
go in off the deep end
f.
birden deliye dönmek
212
Deyim
go in off the deep end
f.
aklını kaçırmak
213
Deyim
go in off the deep end
f.
aklını kaybetmek
214
Deyim
go in off the deep end
f.
çıldırmak
215
Deyim
go in off the deep end
f.
cinnet getirmek/geçirmek
216
Deyim
go in off the deep end
f.
aklını oynatmak
217
Deyim
go in off the deep end
f.
çılgına dönmek
218
Deyim
go in off the deep end
f.
şalteri/sigortası atmak
219
Deyim
go in fear of (one's) life
f.
sürekli (kendi) hayatından korkmak
220
Deyim
go in fear of (one's) life
f.
sürekli (kendi) hayatından endişe etmek
221
Deyim
go in fear of (one's) life
f.
sürekli öldürülmekten korkmak
222
Deyim
go in fear of (one's) life
f.
öldürülme korkusuyla yaşamak
223
Deyim
go in fear of (one's) life
f.
ölüm korkusuyla yaşamak
224
Deyim
go in fear of (one's) life
f.
can korkusuyla yaşamak
225
Deyim
go in fear of (one's) life
f.
sürekli canından korkmak
226
Deyim
go in fear of (one's) life
f.
sürekli canının tehlikede olduğundan korkmak
227
Deyim
go in fear of one's life
f.
öldürülmekten korkmak
228
Deyim
go in fear of one's life
f.
öldürülme korkusuyla yaşamak
229
Deyim
go in fear of one's life
f.
canının tehlikede olduğundan korkmak
230
Deyim
go in fear of one's life
f.
can korkusuyla yaşamak
231
Deyim
go in fear of one's life
f.
hayatının tehlikede olduğundan korkmak
232
Deyim
go cap in hand (to someone) [uk]
f.
utana sıkıla (birinden) yardım istemek
233
Deyim
go cap in hand (to someone) [uk]
f.
utana sıkıla (birinden) maddi yardım/para istemek
234
Deyim
go cap in hand (to someone) [uk]
f.
başı önde (birinden) yardım/para istemek
235
Deyim
go cap in hand (to someone) [uk]
f.
(birinden) ezilip büzülerek yardım/para istemek
236
Deyim
go cap in hand (to someone) [uk]
f.
(birinden) mahcup bir şekilde yardım/para istemek
237
Deyim
go over (something) in (one's) mind
f.
(bir şeyi) düşünmek
238
Deyim
go over (something) in (one's) mind
f.
(bir şeye) anlam vermeye çalışmak
239
Deyim
go over (something) in (one's) mind
f.
(bir şeyi) zihninde evirip çevirmek
240
Deyim
go over (something) in (one's) mind
f.
(bir şeyi) düşünüp anlamaya çalışmak
241
Deyim
go over something in your mind
f.
başına gelen bir şeyi dikkatlice düşünmek
242
Deyim
go over something in your mind
f.
başına gelen bir şeyi ayrıntılı bir şekilde düşünmek
243
Deyim
go soft in the head
f.
aptallaşmak
244
Deyim
go soft in the head
f.
salaklaşmak
245
Deyim
go soft in the head
f.
akılsızlaşmak
246
Deyim
go soft in the head
f.
kafayı yemek
247
Deyim
go soft in the head
f.
aklını kaçırmak
248
Deyim
go soft in the head
f.
aklını kaybetmek
249
Deyim
be/go soft in the head
f.
aptal olmak
250
Deyim
be/go soft in the head
f.
kafasız olmak
251
Deyim
be/go soft in the head
f.
salak olmak
252
Deyim
be/go soft in the head
f.
akılsız olmak
253
Deyim
be/go soft in the head
f.
beyinsiz olmak
254
Deyim
be/go soft in the head
f.
kafayı yemiş olmak
255
Deyim
be/go soft in the head
f.
aklını kaçırmış olmak
256
Deyim
be/go soft in the head
f.
aklını kaybetmiş olmak
257
Deyim
be/go soft in the head
f.
kuş beyinli olmak
258
Deyim
be/go soft in the head
f.
kaz kafalı olmak
259
Deyim
go to heaven in a wheelbarrow
f.
cehenneme gitmek
260
Deyim
go to heaven in a wheelbarrow
f.
cehennemin dibine gitmek
261
Deyim
go to heaven in a wheelbarrow
f.
cehennemin dibini boylamak
262
Deyim
go up in the world
f.
terfi etmek
263
Deyim
go up in the world
f.
yükselmek
264
Deyim
go up in the world
f.
maddi durumunu iyileştirmek
265
Deyim
go up in the world
f.
yaşam standardını yükseltmek
266
Deyim
go up in the world
f.
daha başarılı olmak
267
Deyim
go up in the world
f.
başarısı artmak
268
Deyim
go down in the world
f.
daha az başarılı olmak
269
Deyim
go down in the world
f.
hayat standardı düşmek
270
Deyim
go down in the world
f.
maddi durumu kötüleşmek
271
Deyim
go down in the world
f.
daha fakir olmak
272
Deyim
go hand in hand
f.
ayrılmaz ikili olmak
273
Deyim
go in fear of your life
f.
hayatından endişe etmek/duymak
274
Deyim
go in fear of your life
f.
can güvenliği olmamak
275
Deyim
go in fear of your life
f.
öldürülme/saldırıya uğrama korkusuyla yaşamak
276
Deyim
go (in) for the kill
f.
öldürmek için yaklaşmak
277
Deyim
go (in) for the kill
f.
öldürmek niyetiyle yaklaşmak
278
Deyim
go (in) for the kill
f.
bir sonuca ulaşmak için yaklaşmak
279
Deyim
go (in) for the kill
f.
bir şey elde etmek için yaklaşmak
280
Deyim
go cap in hand (to somebody) [uk]
f.
utana sıkıla (birinden) yardım istemek
281
Deyim
go cap in hand (to somebody) [uk]
f.
başı önde (birinden) bir şey istemek/dilenmek
282
Deyim
go cap in hand (to somebody) [uk]
f.
(birinden) mahcup bir şekilde bir şey istemek/dilenmek
283
Deyim
go cap in hand (to somebody) [uk]
f.
utana sıkıla (birinden) maddi yardım/para istemek
284
Deyim
go cap in hand (to somebody) [uk]
f.
(birine) el açmak
285
Deyim
go hat in hand (to somebody) [us]
f.
utana sıkıla (birinden) yardım istemek
286
Deyim
go hat in hand (to somebody) [us]
f.
başı önde (birinden) bir şey istemek/dilenmek
287
Deyim
go hat in hand (to somebody) [us]
f.
(birinden) mahcup bir şekilde bir şey istemek/dilenmek
288
Deyim
go hat in hand (to somebody) [us]
f.
utana sıkıla (birinden) maddi yardım/para istemek
289
Deyim
go hat in hand (to somebody) [us]
f.
(birine) el açmak
290
Deyim
go down in history
f.
tarihe geçmek
291
Deyim
go down in history
f.
tarihe mal olmak
292
Deyim
go down in history
f.
adı tarihe geçmek
293
Deyim
go down in history
f.
tarih yazmak
294
Deyim
go down in history
f.
destan yazmak
295
Deyim
go hand in hand (with something)
f.
(bir şeyle) el ele gitmek
296
Deyim
go hand in hand (with something)
f.
(bir şeyle) paralel gitmek
297
Deyim
go hand in hand (with something)
f.
(bir şeyle) yakından bağlantılı ilerlemek
298
Deyim
go hand in hand (with something)
f.
(bir şeyle) birlikte/yakın ilişki içinde ilerlemek
299
Deyim
go hat in hand to someone [us]
f.
birinden utana sıkıla yardım/maddi estek istemek
300
Deyim
go hat in hand to someone [us]
f.
birinden başı önde yardım/maddi destek istemek
301
Deyim
go in (one's) favor
f.
(birinin) lehine olmak/karar verilmek
302
Deyim
go in (one's) favor
f.
(birinden) yana olmak/karar verilmek
303
Deyim
go in (one's) favor
f.
(birinin) yararına olmak
304
Deyim
go in a different direction
f.
farklı bir yöne gitmek
305
Deyim
go in a different direction
f.
farklı bir yol izlemek
306
Deyim
go in and out (of something)
f.
(bir şeye) girip girip çıkmak
307
Deyim
go in and out (of something)
f.
(bir şeye) girip çıkmak
308
Deyim
go in and out (of something)
f.
(bir şeye) çıkıp çıkıp girmek
309
Deyim
go in favor
f.
lehine dönüşmek
310
Deyim
go in favor
f.
lehine dönmek
311
Deyim
go in favor
f.
lehine değişmek
312
Deyim
go in off the deep end
f.
kendini kaptırmak
313
Deyim
go in off the deep end
f.
gaza gelmek
314
Deyim
go in off the deep end
f.
kendini kaybetmek
315
Deyim
go in off the deep end
f.
kontrolünü kaybetmek
316
Deyim
go out in search of (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) aramaya/bulmaya çıkmak
317
Deyim
go out in search of (someone or something)
f.
çıkıp (birini/bir şeyi) aramak
318
Deyim
go in to bat for someone [us]
f.
birine yardım etmek
319
Deyim
go in to bat for someone [us]
f.
birine yardım elini uzatmak
320
Deyim
go in to bat for someone [us]
f.
birinin elinden tutmak
321
Deyim
go in to bat for someone [us]
f.
birine arka çıkmak
322
Deyim
go in to bat for someone [us]
f.
birine destek olmak
323
Deyim
go weak in the knees
f.
dizlerinin bağı çözülmek
324
Deyim
go weak in the knees
f.
pelteye dönmek
325
Deyim
go weak in the knees
f.
dizleri tutmamak
326
Deyim
go weak in the knees
f.
eli ayağı boşalmak
327
Deyim
go hand in hand
expr.
çok yakın ilişkiler içinde
328
Deyim
go hand in hand
expr.
çok yakın
329
Deyim
go hand in hand
expr.
el ele
330
Deyim
go down in the world
yoksullaşmak
Speaking
331
Konuşma
dining in or to go?
expr.
burada mı yiyeceksiniz paket mi olsun?
332
Konuşma
don't go out on the balcony in bare feet
expr.
çıplak ayakla balkona çıkma
333
Konuşma
go play in the traffic!
expr.
defol git!
334
Konuşma
go play in the traffic!
expr.
çık git!
335
Konuşma
let's go in the other room
expr.
diğer odaya gidelim
336
Konuşma
don't go out on the balcony in bare feet
expr.
çıplak ayakla balkona çıkmayın
337
Konuşma
go play in the traffic!
expr.
git başımdan!
338
Konuşma
go play in the traffic!
expr.
git/çık git buradan!
339
Konuşma
when you go up in front of the judge
expr.
hakimin karşısına çıktığında
340
Konuşma
let's go back in time
expr.
hadi geçmişe dönelim
341
Konuşma
don't go back in there
expr.
oraya geri dönme
342
Konuşma
don't let anybody go in or out
expr.
kimsenin girip çıkmasına izin verme
343
Konuşma
don't go in my room
expr.
odama girmeyin
344
Konuşma
I cant go with you in what you say
expr.
sizinle hemfikir değilim
345
Konuşma
don't go out on the balcony in bare feet
expr.
yalınayak balkona çıkma/çıkmayın
346
Konuşma
if I could go back in time
expr.
zamanda geriye gidebilseydim
Trade/Economic
347
Ticaret/Ekonomi
sell in may and go away
i.
mayısta sat ve git
348
Ticaret/Ekonomi
sell in may and go away
i.
(mayıs ayında genelde belirsizlik hakim olduğundan) hazır seviye yüksekken hisse senetlerinin satılması
Football
349
Futbol
go in goal
f.
kaleye geçmek
Slang
350
Argo
go all in
f.
her şeyini masaya yatırmak
351
Argo
go all in
f.
her şeyini ortaya koymak
352
Argo
go over like a fart in church
f.
hoş karşılanmamak
353
Argo
go over like a fart in church
f.
kötü karşılanmak
354
Argo
go over like a fart in church
f.
hoşnutsuzlukla karşılanmak
355
Argo
go over like a fart in church
f.
memnuniyetsizlikle karşılanmak
356
Argo
go jump in a lake!
expr.
defol git!
357
Argo
go jump in the lake!
expr.
defol git!
358
Argo
go and play in the traffic
expr.
defol git gözüm görmesin seni
359
Argo
go jump in the lake!
expr.
git başımdan!
360
Argo
go jump in a lake!
expr.
git başımdan!
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of go in
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy