|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
yedek oyuncu |
substitute i.
|
|
2 |
Yaygın Kullanım |
vuruş yapan oyuncu |
batter i.
|
|
3 |
Yaygın Kullanım |
erkek oyuncu |
actor i.
|
|
General |
|
4 |
Genel |
yedek oyuncu |
doublure i.
|
|
5 |
Genel |
baş oyuncu |
protagonist i.
|
|
6 |
Genel |
turneye çıkan oyuncu |
barnstormer i.
|
|
7 |
Genel |
top atan oyuncu |
bowler i.
|
|
8 |
Genel |
seyircilerin arasında oturup rol yapan oyuncu |
plant i.
|
|
9 |
Genel |
yardımcı oyuncu |
support i.
|
|
10 |
Genel |
beyzbolda üç temel pozisyonda bulunan oyuncu |
sacker i.
|
|
11 |
Genel |
oyuncu kadrosu |
casting i.
|
|
12 |
Genel |
hayali oyuncu |
dummy i.
|
|
13 |
Genel |
fasulyeden oyuncu |
makeweight i.
|
|
14 |
Genel |
en iyi oyuncu |
powerhouse i.
|
|
15 |
Genel |
yardımcı oyuncu |
understudy i.
|
|
16 |
Genel |
yedek oyuncu |
substitute player i.
|
|
17 |
Genel |
oyunu yöneten oyuncu |
quarterback i.
|
|
18 |
Genel |
topa vuran oyuncu |
batsman i.
|
|
19 |
Genel |
servis atan oyuncu |
server i.
|
|
20 |
Genel |
kilit rol üstlenen yardımcı oyuncu |
featured actor i.
|
|
21 |
Genel |
oyuncu seçimi |
casting i.
|
|
22 |
Genel |
amerikan futbolu oyunu idare eden oyuncu |
quarterback i.
|
|
23 |
Genel |
takıma alınmayan oyuncu |
scrub i.
|
|
24 |
Genel |
yedek oyuncu |
reserve i.
|
|
25 |
Genel |
büyük oyuncu |
plunger i.
|
|
26 |
Genel |
acemi oyuncu |
ham i.
|
|
27 |
Genel |
kadın oyuncu |
actress i.
|
|
28 |
Genel |
atış yapan oyuncu |
striker i.
|
|
29 |
Genel |
gösteride uzun süreli alkışı hakeden oyuncu veya gösterinin bir sahnesi |
showstopper i.
|
|
30 |
Genel |
yedek oyuncu |
emergency man i.
|
|
31 |
Genel |
başrolü paylaşan oyuncu |
co-star i.
|
|
32 |
Genel |
alaylı oyuncu |
self-educated performer i.
|
|
33 |
Genel |
oyuncu grubu |
troupe i.
|
|
34 |
Genel |
oyuncu olma heveslisi |
stage struck i.
|
|
35 |
Genel |
oyuncu arkadaş |
fellow actor i.
|
|
36 |
Genel |
yıldız oyuncu |
star player i.
|
|
37 |
Genel |
geri oyuncu |
backmarker i.
|
|
|
38 |
Genel |
oyun alanının gerisindeki oyuncu |
backmarker i.
|
|
39 |
Genel |
arka oyuncu |
backmarker i.
|
|
40 |
Genel |
topa vuran oyuncu |
batter i.
|
|
41 |
Genel |
en kötü oyuncu |
booby i.
|
|
42 |
Genel |
yedek oyuncu kulübesi |
bull pen i.
|
|
43 |
Genel |
başrolü paylaşan oyuncu |
costar i.
|
|
44 |
Genel |
yakışıklı oyuncu |
handsome actor i.
|
|
45 |
Genel |
abartılı oynayan yeteneksiz oyuncu |
ham actor i.
|
|
46 |
Genel |
seçilen oyuncu |
player selected i.
|
|
47 |
Genel |
akıllı oyuncu |
smart player i.
|
|
48 |
Genel |
oyuncu menajeri/temsilcisi |
talent agent i.
|
|
49 |
Genel |
oyuncu istatistikleri |
game player stats i.
|
|
50 |
Genel |
paf takımından profesyonel takıma çıkan oyuncu |
call-up i.
|
|
51 |
Genel |
genç takımından profesyonel takıma çıkan oyuncu |
call-up i.
|
|
52 |
Genel |
briç oyununda ortağının bahsini artıran eş oyuncu |
raiser i.
|
|
53 |
Genel |
oyuncu kadrosunu değiştirme |
recast i.
|
|
54 |
Genel |
yeni oyuncu kadrosuyla üretilen yapım |
recast i.
|
|
55 |
Genel |
ismi henüz halk tarafından bilinmeyen sporcu, oyuncu, vb. |
no-name i.
|
|
56 |
Genel |
oyuncu kimse |
toyer i.
|
|
57 |
Genel |
oyuncu seçmelerine katılan kimse |
auditioner i.
|
|
58 |
Genel |
(satranç, dama) siyah taşlarla oynayan oyuncu |
black i.
|
|
59 |
Genel |
(satranç, briç) belirli bir sayıda turnuva kazanmış oyuncu |
master i.
|
|
60 |
Genel |
ilk oyuncu |
leader i.
|
|
61 |
Genel |
ilk oyuncu |
leadoff i.
|
|
62 |
Genel |
başlangıç yapan oyuncu |
leadoff i.
|
|
63 |
Genel |
ilk oyuncu |
lead-off i.
|
|
64 |
Genel |
başlangıç yapan oyuncu |
lead-off i.
|
|
65 |
Genel |
kart oyunundaki oyuncu |
hand i.
|
|
66 |
Genel |
her oyuncu bir el çektikten sonra kalan domino taşları |
boneyard i.
|
|
67 |
Genel |
her oyuncu bir el çektikten sonra kalan domino taşları |
stock i.
|
|
68 |
Genel |
taklit yapan oyuncu |
mimicker i.
|
|
69 |
Genel |
(körebe oyununda) gözü bağlı oyuncu |
hoodman i.
|
|
70 |
Genel |
oyuncu kimse |
gamer i.
|
|
71 |
Genel |
yetenekli oyuncu |
gamesman i.
|
|
72 |
Genel |
yedek oyuncu |
designated hitter i.
|
|
73 |
Genel |
maskeli oyuncu |
guiser [scotland] i.
|
|
74 |
Genel |
noel zamanı kapı kapı dolaşan kostümlü amatör oyuncu |
guiser [scotland] i.
|
|
75 |
Genel |
(yazı tura oyununda) parası diğer iki oyuncunun parasından farklı tarafta gelen bir oyuncu |
odd-man i.
|
|
76 |
Genel |
(oyuncu, şarkıcı) bir kimsenin yerini dolduran diğer kimse |
double i.
|
|
77 |
Genel |
yardımcı oyuncu |
double i.
|
|
78 |
Genel |
iki oyuncu çifti ile oynanan oyun |
doubles i.
|
|
79 |
Genel |
sert tarzı ve kavgacılığı ile bilinen agresif oyuncu (buz hokeyi) |
goon i.
|
|
80 |
Genel |
rakibin gözünü korkutan oyuncu |
goon i.
|
|
81 |
Genel |
oyuncu topluluğu |
condescension i.
|
|
82 |
Genel |
daha güçsüz bir rakibe sürekli ve kolayca yenilen oyuncu |
cousin i.
|
|
83 |
Genel |
kazanma ihtimali yüksek oyuncu |
fave i.
|
|
84 |
Genel |
ara gösteri yapan oyuncu |
interluder i.
|
|
85 |
Genel |
çeşitli oyunlarda diğer tüm oyunculara karşı oynayan oyuncu |
player i.
|
|
86 |
Genel |
(spor takımı) rakiplere zarar vermesi muhtemel oyuncu |
danger man i.
|
|
87 |
Genel |
boş ifadeli oyuncu |
deadpan i.
|
|
88 |
Genel |
(operada/konserde) baş kadın oyuncu |
prima donna i.
|
|
89 |
Genel |
dörtlü oyuncu grubu |
four i.
|
|
90 |
Genel |
dört oyuncu ile oynanan maç |
four-square i.
|
|
91 |
Genel |
(antik yunan tiyatrosunda) koro ile diyaloga giren ilk oyuncu |
protagonist i.
|
|
92 |
Genel |
deneyimli oyuncu |
superagent i.
|
|
93 |
Genel |
(filmlerde) sanal oyuncu |
synthespian i.
|
|
94 |
Genel |
oyuncu seçimi |
draft i.
|
|
95 |
Genel |
yedek oyuncu |
stand-in i.
|
|
96 |
Genel |
oynamak (oyuncu/sanatçı) |
perform f.
|
|
97 |
Genel |
oyuncu olmak |
go on the stage f.
|
|
98 |
Genel |
oyuncu seçmek |
draft f.
|
|
99 |
Genel |
oyuncu kadrosunu değiştirmek |
recast f.
|
|
100 |
Genel |
oyuncu seçmelerine katılmak |
audition f.
|
|
101 |
Genel |
(remi kart oyununda) her oyuncu bir el daha oynadıktan sonra oyunun biteceğini duyurmak |
break f.
|
|
102 |
Genel |
(remi kart oyununda) kartları karıştıracak ilk oyuncu olmak |
break f.
|
|
103 |
Genel |
(takım, oyuncu veya profesyonel boksör) daha güçlü rakip ile eşleşmek |
overmatch f.
|
|
104 |
Genel |
saf dışı (oyuncu/asker) |
out of action s.
|
|
105 |
Genel |
kadar oyuncu |
as playful as s.
|
|
106 |
Genel |
çok üstün yetenekli (oyuncu vb) |
highly talented s.
|
|
107 |
Genel |
oyuncu olmayan |
unplayful s.
|
|
108 |
Genel |
yıldız gibi olmayan (şarkıcı, oyuncu) |
unstarry s.
|
|
109 |
Genel |
uygun olmayan role verilmiş (oyuncu) |
miscast s.
|
|
110 |
Genel |
enerjik ve oyuncu |
coltish s.
|
|
111 |
Genel |
icra edilebilmesi için oyuncu, gösterici gibi bir aracı gerektiren (sanat) |
interpretive s.
|
|
112 |
Genel |
dört oyuncu ile oynanan |
fourhanded s.
|
|
113 |
Genel |
dört oyuncu gerektiren |
fourhanded s.
|
|
114 |
Genel |
oyuncu olma hevesine kapılmış |
stagestruck s.
|
|
115 |
Genel |
oyuncu olmak isteyen |
stagestruck s.
|
|
116 |
Genel |
oyuncu olmak için çıldıran |
stagestruck s.
|
|
117 |
Genel |
oyuncu olmak isteyen |
stage-struck s.
|
|
118 |
Genel |
oyuncu olmak için çıldıran |
stage-struck s.
|
|
119 |
Genel |
baş oyuncu gibi |
starlike s.
|
|
Phrasals |
|
120 |
Öbek Fiiller |
(oyuncu) repliğini unutmak |
dry up f.
|
|
121 |
Öbek Fiiller |
(oyuncu repliğine) çabucak cevap vermek |
pick up f.
|
|
122 |
Öbek Fiiller |
(yedek oyuncuyu) (bir başka oyuncu) ile değiştirmek/oyuna almak |
send someone in for someone f.
|
|
123 |
Öbek Fiiller |
bazı spor dallarında (buz hokeyi) iki rakip oyuncu arasında top atarak karşılaşmayı/mücadeleyi başlatmak |
face off f.
|
|
124 |
Öbek Fiiller |
hokey gibi oyunlarda iki rakip oyuncu arasında topun serbest bırakarak oyunu başlatmak |
face off f.
|
|
125 |
Öbek Fiiller |
(beyzbolda) vurulan topun rakip oyuncu tarafından yakalanması sonucu topu dışarı atmış sayılmak |
fly out f.
|
|
Colloquial |
|
126 |
Konuşma Dili |
en sevdiğim oyuncu |
my favorite actor i.
|
|
127 |
Konuşma Dili |
en sevdiğim oyuncu |
my favorite actress i.
|
|
128 |
Konuşma Dili |
en sevdiğim oyuncu |
my favorite player i.
|
|
129 |
Konuşma Dili |
hokeyde oyunun başında veya devre arasından sonra iki rakip oyuncu arasında yapılan ve oyunu başlatan top atışı |
face-off i.
|
|
130 |
Konuşma Dili |
(beyzbol) atış bölgesinde topa vuran oyuncu |
bad-ball hitter i.
|
|
131 |
Konuşma Dili |
bencil oyuncu |
ball hog i.
|
|
132 |
Konuşma Dili |
pas vermeyen oyuncu |
ball hog i.
|
|
133 |
Konuşma Dili |
top eline/ayağına yapışan oyuncu |
ball hog i.
|
|
134 |
Konuşma Dili |
sakat oyuncu listesi |
the dl (down low) i.
|
|
135 |
Konuşma Dili |
beysbolda her üç kalede de oyuncu varken erişilen sayı turu |
grand slam i.
|
|
136 |
Konuşma Dili |
(sporda) agresif oyuncu |
banger i.
|
|
137 |
Konuşma Dili |
tecrübeli oyuncu |
oldbie i.
|
|
138 |
Konuşma Dili |
deneyimli oyuncu |
oldbie i.
|
|
139 |
Konuşma Dili |
kıdemli kimse/oyuncu |
oldbie i.
|
|
140 |
Konuşma Dili |
burssuz olarak takıma katılan oyuncu |
walk-on i.
|
|
141 |
Konuşma Dili |
çok kullanıcılı bir bilgisayar oyununda özel yönetici ayrıcalıklarına sahip olmayıp karakteri öldürülebilen bir oyuncu |
mort i.
|
|
142 |
Konuşma Dili |
belirli bir rolün tek oyuncuya yüklenmeyip birkaç oyuncu arasında paylaşıldığı takım oyuncusu grubu |
committee [us] i.
|
|
143 |
Konuşma Dili |
(buz hokeyinde) pas vermek istemeyen oyuncu |
puck hog i.
|
|
144 |
Konuşma Dili |
iskambilde nadiren blöf yapan oyuncu |
bear i.
|
|
145 |
Konuşma Dili |
yıldız oyuncu |
superplayer i.
|
|
146 |
Konuşma Dili |
çok başarılı oyuncu |
superplayer i.
|
|
147 |
Konuşma Dili |
önde gelen oyuncu |
superplayer i.
|
|
148 |
Konuşma Dili |
duayen oyuncu |
superplayer i.
|
|
149 |
Konuşma Dili |
sakat oyuncu listesinde olmak |
be on the dl f.
|
|
Idioms |
|
150 |
Deyim |
büyük oyuncu |
big-time operator i.
|
|
151 |
Deyim |
büyük oyuncu |
bto (big time operator) i.
|
|
152 |
Deyim |
büyük oyuncu |
bto (big time operator) i.
|
|
153 |
Deyim |
rol çalan oyuncu |
back-cloth star i.
|
|
154 |
Deyim |
dikkatleri üstüne çeken oyuncu |
back-cloth star i.
|
|
155 |
Deyim |
(sporda) oyuncu maaşları için kullanılabilecek para |
cap space i.
|
|
156 |
Deyim |
sinema ve edebiyatta iyi huylu veya sihirli güçleri olan, siyahi yardımcı oyuncu |
saintly black character i.
|
|
157 |
Deyim |
gösteride uzun süreli alkışı hakeden oyuncu veya gösterinin bir sahnesi |
a show-stopper i.
|
|
158 |
Deyim |
devlet ya da gizli örgütler tarafından tutulmuş paralı oyuncu |
crisis actor i.
|
|
159 |
Deyim |
başarısız oyuncu |
tinhorn gambler i.
|
|
160 |
Deyim |
sahnenin gerisinde durup diğer oyuncuları sırtları seyirciye dönük olmaya zorlayan oyuncu |
back-cloth star i.
|
|
161 |
Deyim |
fon önünde durup dikkatleri üzerine çeken oyuncu |
back-cloth star i.
|
|
162 |
Deyim |
yıldız oyuncu |
matinée idol [old-fashioned] i.
|
|
163 |
Deyim |
kağıt oyununda bir oyuncu |
a hand for (something) i.
|
|
164 |
Deyim |
(iskambilde) oyuncu |
a hand for (someone) i.
|
|
165 |
Deyim |
(kağıt oyununda) oyuncu |
a hand for (someone) i.
|
|
166 |
Deyim |
yedekte beklerken sürekli öneride/nasihatte bulunan oyuncu |
bench jockey i.
|
|
167 |
Deyim |
ikinci sınıf oyuncu |
bench warmer i.
|
|
168 |
Deyim |
ikinci derece oyuncu |
bench warmer i.
|
|
169 |
Deyim |
çoğunlukla yedekte bekleyen oyuncu |
bench warmer i.
|
|
170 |
Deyim |
doğduğu yerde/memleketinde popüler olan sanatçı, politikacı, oyuncu |
somebody's favourite son i.
|
|
171 |
Deyim |
memleketinin gözdesi sanatçı, politikacı, oyuncu |
somebody's favourite son i.
|
|
172 |
Deyim |
oyuncu temsilcisi |
ten percenter i.
|
|
173 |
Deyim |
ikinci yedek oyuncu (oyuna ilk çıkan oyuncunun yerine geçen oyuncunun da değiştirilmesi sonucu oyuna üçüncü sırada giren yedek oyuncu) |
third string i.
|
|
174 |
Deyim |
(sporda) oyuncu maaşları için kullanılabilecek bütçe oluşturmak |
free up cap space f.
|
|
175 |
Deyim |
oyuncu takası veya bazı oyuncularla ilişkiyi kesip bütçe yaratmak |
free up cap space f.
|
|
176 |
Deyim |
kötü oyuncu olmak |
couldn't act (one's) way out of a paper bag f.
|
|
177 |
Deyim |
oyuncu olmak |
be on the stage f.
|
|
178 |
Deyim |
oyuncu olmak |
go on the stage f.
|
|
179 |
Deyim |
kötü oyuncu olmak |
couldn't act (one's) way out of a wet paper bag f.
|
|
180 |
Deyim |
en usta oyuncu bile bir gün kaybeder |
the cards beat all the players [obsolete] expr.
|
|
181 |
Deyim |
kevin bacon'un oynamadığı/bağlantısı olmayan oyuncu kalmamıştır |
six degrees of kevin bacon expr.
|
|
182 |
Deyim |
görevini iyi yapan hiçbir öğretmen, oyuncu |
no teacher/actor worth their salt expr.
|
|
183 |
Deyim |
mesleğinde iyi olan hiçbir öğretmen, oyuncu |
no teacher/actor worth their salt expr.
|
|
184 |
Deyim |
işin erbabı hiçbir öğretmen, oyuncu |
no teacher/actor worth their salt expr.
|
|
Speaking |
|
185 |
Konuşma |
hiç de iyi bir oyuncu değilsin |
you're not such a good actor expr.
|
|
186 |
Konuşma |
hiç de iyi bir oyuncu değilsin |
you're not such a good actress expr.
|
|
187 |
Konuşma |
senden iyi bir oyuncu olurdu |
you would've made a great player expr.
|
|
188 |
Konuşma |
voleybol 6 oyuncu ile oynanır |
volleyball is played with six players expr.
|
|
189 |
Konuşma |
voleybol altı oyuncu ile oynanır |
volleyball is played with six players expr.
|
|
190 |
Konuşma |
voleybol 6 oyuncu ile oynanır |
volleyball is played with 6 players expr.
|
|
191 |
Konuşma |
voleybol altı oyuncu ile oynanır |
volleyball is played with 6 players expr.
|
|
Trade/Economic |
|
192 |
Ticaret/Ekonomi |
oyuncu temsilcisi |
actor's agent i.
|
|
193 |
Ticaret/Ekonomi |
bir oyuncu için diğer oyuncunun stratejisi ne olursa olsun en iyi olan strateji |
dominant strategy i.
|
|
194 |
Ticaret/Ekonomi |
hakim oyuncu |
dominant player i.
|
|
195 |
Ticaret/Ekonomi |
iktisadi oyuncu |
economic agent i.
|
|
196 |
Ticaret/Ekonomi |
kadın oyuncu |
actress i.
|
|
Law |
|
197 |
Hukuk |
fifa oyuncu statüsü komitesi |
ifa players' status committee i.
|
|
198 |
Hukuk |
oyuncu statüsü komitesinin ve uyuşmazlık çözüm dairesinin prosedürlerini düzenleyen kurallar |
rules governing the procedures of the players' status committee and the dispute resolution chamber (fifa) i.
|
|
Media |
|
199 |
Medya |
yeni oyuncu kadrosu ve yenilenmiş senaryo ile geri dönen tv programı |
reboot i.
|
|
200 |
Medya |
yeni oyuncu kadrosu ve yenilenmiş senaryo ile geri dönmek |
reboot f.
|
|
Computer |
|
201 |
Bilgisayar |
çoklu oyuncular için tasarlanmış, oyun akışının oyuncu kararlarına göre geliştiği video oyun türü |
alternate reality game i.
|
|
202 |
Bilgisayar |
bilgisayar oyuncu adları |
computer player names i.
|
|
203 |
Bilgisayar |
çoklu bilgisayar oyunlarında diğer oyuncuları rahatsız eden ve bundan zevk alan oyuncu |
griefer i.
|
|
204 |
Bilgisayar |
çoklu oyuncu |
multiplayer i.
|
|
205 |
Bilgisayar |
fps oyunlarında otların arkasına saklanan oyuncu |
bush wookie i.
|
|
206 |
Bilgisayar |
oyuncu ismi/etiketi |
player tag i.
|
|
207 |
Bilgisayar |
oyuncu denetimleri |
player controls i.
|
|
208 |
Bilgisayar |
oyuncuya karşı oyuncu |
player versus player i.
|
|
209 |
Bilgisayar |
oyuncu olmayan karakter |
npc (non player character) i.
|
|
210 |
Bilgisayar |
deneyimsiz oyuncuları kolayca yenebilmek amacıyla yeni bir hesap oluşturan ve kendisini amatör gibi gösteren deneyimli oyuncu |
smurf i.
|
|
211 |
Bilgisayar |
(bilgisayardaki yarış oyunlarında) hayalet oyuncu |
ghost i.
|
|
212 |
Bilgisayar |
(çevrimiçi oyunlarda) her oyuncu için ayrı verilen alan |
instance i.
|
|
213 |
Bilgisayar |
(çevrimiçi oyunlarda) erişimin bir oyuncu veya grupla sınırlı olduğu bölge |
instanced dungeon i.
|
|
214 |
Bilgisayar |
bilgisayar oyunlarında oyunun büyük bir kısmı boyunca aynı noktada kalıp oradan geçen diğer oyuncuları vuran oyuncu |
camper i.
|
|
215 |
Bilgisayar |
(çevrimiçi rol üstlenme oyununda) sistemin kaynaklarını tüketecek sayıda oyuncu bulundurmayan bağımsız sanal dünya |
shard i.
|
|
216 |
Bilgisayar |
oyun içi satın alımlarda büyük miktarda gerçek para harcayan oyuncu |
whale i.
|
|
217 |
Bilgisayar |
(çevrimiçi oyunlarda) her oyuncu veya gruba özel olarak birbirinin kopyası alanlar yaratmak |
instance f.
|
|
218 |
Bilgisayar |
aynı oyuncu için iki kez oy kullandın |
you have voted twice for the same player expr.
|
|
219 |
Bilgisayar |
aynı oyuncu için iki kere oy kullandın |
you have voted twice for the same player expr.
|
|
220 |
Bilgisayar |
oyuncu sayısını seç |
select players expr.
|
|
Telecom |
|
221 |
Telekom |
yerleşik oyuncu |
established player i.
|
|
Television |
|
222 |
Televizyon |
konuk yıldız oyuncu |
guest i.
|
|
Marine Biology |
|
223 |
Deniz Biyolojisi |
oyuncu bir balık türü |
skipjack i.
|
|
Education |
|
224 |
Eğitim |
üniversite spor takımlarına yeni oyuncu alınması |
college recruiting i.
|
|
Literature |
|
225 |
Edebiyat |
üçüncü oyuncu |
tritagonist i.
|
|
Geography |
|
226 |
Coğrafya |
geri kanatta pas bekleyen oyuncu |
fl (florida) kısalt.
|
|
Sport |
|
227 |
Spor |
bonservisi elinde olan oyuncu ile mevcut kulübünden habersiz temas kurulması |
tapping up i.
|
|
228 |
Spor |
gol atan oyuncu |
scorer i.
|
|
229 |
Spor |
golf gibi sporlarda kaptanın inisiyatif kullanarak takıma oyuncu seçmesi |
captain's pick i.
|
|
230 |
Spor |
orta sahanın uç kısmında oynayan oyuncu |
center forward i.
|
|
231 |
Spor |
sağ elini kullanan oyuncu için sağa, sol elini kullanan oyuncu için sola sapan bowling topu |
backup i.
|
|
232 |
Spor |
top süren rakip takım oyuncusunu kasıtlı olarak iten oyuncu |
charging i.
|
|
233 |
Spor |
krikette vurucunun bulunduğu kalenin tam karşısındaki kalede duran oyuncu |
nonstriker i.
|
|
234 |
Spor |
krikette vurucunun bulunduğu kalenin tam karşısındaki kalede duran oyuncu |
non-striker i.
|
|
235 |
Spor |
takımdaki sakat oyuncu listesi |
the disabled list [usa] i.
|
|
236 |
Spor |
kadın lacrosse oyununda (hokey benzeri oyun) topu defanstan forvete taşıyan oyuncu |
third home i.
|
|
237 |
Spor |
kadın lacrosse oyununda (hokey benzeri oyun) topu defanstan forvete taşıyan oyuncu |
third man i.
|
|
238 |
Spor |
ragbide top yakalayıcının sağındaki oyuncu |
tight head i.
|
|
239 |
Spor |
top süren takım arkadaşını yakından takip eden oyuncu |
trailer i.
|
|
240 |
Spor |
krikette top atan oyuncu |
trundler i.
|
|
241 |
Spor |
beyzbolda sayı vuruşu yapıp tüm base'leri kat eden oyuncu |
circuit slugger i.
|
|
242 |
Spor |
(krikette) yedek oyuncu |
twelfth man i.
|
|
243 |
Spor |
yıldız oyuncu |
all-star i.
|
|
244 |
Spor |
acemi oyuncu |
rabbit i.
|
|
245 |
Spor |
amerikan futbolunda oyunu yöneten oyuncu |
quarterback i.
|
|
246 |
Spor |
arka oyuncu |
back line player i.
|
|
247 |
Spor |
arkadaşlarına alan açan (boş alan yaratan) oyuncu |
dummy runner i.
|
|
248 |
Spor |
birinci takıma alınmayan oyuncu |
scrub i.
|
|
249 |
Spor |
blok yapan oyuncu |
blocker i.
|
|
250 |
Spor |
bonservisi elinde olan oyuncu |
free agent i.
|
|
251 |
Spor |
çok sert oynayan oyuncu |
head-hunter i.
|
|
252 |
Spor |
çok sert oynayan oyuncu |
headhunter i.
|
|
253 |
Spor |
çaylak oyuncu |
rookie player i.
|
|
254 |
Spor |
deneyimli emekli oyuncu |
veteran player i.
|
|
255 |
Spor |
en iyi oyuncu |
top player i.
|
|
256 |
Spor |
gol pozisyonuna yakın olan oyuncu |
full forward i.
|
|
257 |
Spor |
golcü oyuncu |
scorekeeper i.
|
|
258 |
Spor |
golfte acemi oyuncu |
rabbit i.
|
|
259 |
Spor |
iyi sıçrayan oyuncu |
leaper i.
|
|
260 |
Spor |
kilit oyuncu (amerikan futbolu) |
quarterback i.
|
|
261 |
Spor |
maçın en önemli anında strese yenik düşüp bekleneni veremeyen oyuncu |
choker i.
|
|
262 |
Spor |
lisanslı oyuncu |
registered player i.
|
|
263 |
Spor |
oyuncu değiştirme |
replacement i.
|
|
264 |
Spor |
pas veren oyuncu |
passer i.
|
|
265 |
Spor |
ribaundda çok iyi olan oyuncu |
rebounder i.
|
|
266 |
Spor |
sağ iç oyuncu |
inside right i.
|
|
267 |
Spor |
sert vuran oyuncu |
slugger i.
|
|
268 |
Spor |
serbest atış yapan oyuncu |
free thrower i.
|
|
269 |
Spor |
sol iç oyuncu |
inside left i.
|
|
270 |
Spor |
sert oynayan oyuncu |
slugger i.
|
|
271 |
Spor |
sopayla vuran oyuncu |
batter i.
|
|
272 |
Spor |
top süren oyuncu |
dribbler i.
|
|
273 |
Spor |
tribünlere oynayan oyuncu |
grandstander i.
|
|
274 |
Spor |
takımı zor maçlarda kurtaran forvet oyuncu |
go-to i.
|
|
275 |
Spor |
top kontrolü yüksek oyuncu, beyzbol oyuncusu |
ballplayer i.
|
|
276 |
Spor |
topsuz koşu yapan oyuncu |
dummy runner i.
|
|
277 |
Spor |
topu oyuna sokan oyuncu |
thrower in i.
|
|
278 |
Spor |
uluslararası oyuncu |
international player i.
|
|
279 |
Spor |
usta oyuncu |
journeyman i.
|
|
280 |
Spor |
yedek oyuncu |
reserve player i.
|
|
281 |
Spor |
yedek oyuncu |
bench player i.
|
|
282 |
Spor |
yabancı oyuncu sınırı |
foreign player quota i.
|
|
283 |
Spor |
yedek oyuncu |
backup i.
|
|
284 |
Spor |
yabancı oyuncu |
foreign player i.
|
|
285 |
Spor |
yedek oyuncu |
scrub i.
|
|
286 |
Spor |
vuruş yapan oyuncu |
booter i.
|
|
287 |
Spor |
yıldız oyuncu |
top player i.
|
|
288 |
Spor |
yıldız oyuncu |
ace i.
|
|
289 |
Spor |
krikette ilk atışta sıfır puanla elenen/oyun dışı kalan oyuncu |
golden duck i.
|
|
290 |
Spor |
yedek oyuncu |
emergency [new zealand] i.
|
|
291 |
Spor |
beysbol, softbol ya da krikette vuruşları çok kuvvetli olan ve uzağa giden oyuncu |
power hitter i.
|
|
292 |
Spor |
rakibin gözünü korkutan oyuncu |
enforcer i.
|
|
293 |
Spor |
rakibe karşı koyan oyuncu |
enforcer i.
|
|
294 |
Spor |
bencil oyuncu |
ball hog i.
|
|
295 |
Spor |
takım sporlarında pas vermeyen oyuncu |
ball hog i.
|
|
296 |
Spor |
top çalan oyuncu |
ball-winner [uk] i.
|
|
297 |
Spor |
galibiyete katkılarından dolayı takım tarafından oyuncu veya koça verilen top |
game ball i.
|
|
298 |
Spor |
top çalan oyuncu |
ballhawk i.
|
|
299 |
Spor |
top çalan oyuncu |
ball-hawking i.
|
|
300 |
Spor |
(paten derbisinde) diğerlerini geçerek puan kazanmaya çalışan oyuncu |
jammer i.
|
|
301 |
Spor |
birden çok pozisyonda oynayabilen oyuncu |
utility player i.
|
|
302 |
Spor |
oynamamasına rağmen sayı toplayan oyuncu |
utility player i.
|
|
303 |
Spor |
bonservisi elinde olan oyuncu |
free agent i.
|
|
304 |
Spor |
takımıyla sözleşmesi bitmiş oyuncu |
free agent i.
|
|
305 |
Spor |
nadiren oyuna giren yedek oyuncu |
bench warmer i.
|
|
306 |
Spor |
newcastle united futbol kulübü ile taraftar, oyuncu, koç olarak ilişiği bulunan kimse |
magpie i.
|
|
307 |
Spor |
sahanın daha az oyuncu bulunan tarafı |
weak side i.
|
|
308 |
Spor |
amerikan futbolunda ileriler arkasındaki oyuncu |
quarter back i.
|
|
309 |
Spor |
puan veya sayı alarak kendi takımına maçı kazandıran oyuncu |
match-winner i.
|
|
310 |
Spor |
(kriket) vurucunun arkasındaki oyuncu |
leg i.
|
|
311 |
Spor |
(rakip takımın oyuncusuna karşı) defans yapan oyuncu |
marker i.
|
|
312 |
Spor |
hücum çizgisindeki oyuncu |
halfback i.
|
|
313 |
Spor |
(ragbide) oyuncu dizilişinin dışında konumlanmış iki forvet oyuncusundan her biri |
wing-forward i.
|
|
314 |
Spor |
takım oyununda forvet hattının kanadındaki oyuncu |
wing-forward i.
|
|
315 |
Spor |
saha kenarına yakın forvet pozisyonunda oynayan oyuncu |
wing i.
|
|
316 |
Spor |
saha kenarına yakın pozisyonda oynayan oyuncu |
wingman i.
|
|
317 |
Spor |
as oyuncu/değerli eleman |
blue chipper i.
|
|
318 |
Spor |
(amerikan futbolu) yıldırım hücumu yapan oyuncu |
blitzer i.
|
|
319 |
Spor |
takımın kazanmasını sağlayan az tanınmış/deneyimsiz oyuncu |
bolter [new zealand] i.
|
|
320 |
Spor |
(golf turnuvasında) skorun yapılan toplam vuruş sayısı ile belirlendiği müsabakayı kazanan oyuncu |
medal winner i.
|
|
321 |
Spor |
(golf turnuvasında) skorun yapılan toplam vuruş sayısı ile belirlendiği ve sonucunda finale çıkacakların belli olduğu müsabakada en az vuruşu yapan oyuncu |
medalist i.
|
|
322 |
Spor |
(golf turnuvasında) skorun yapılan toplam vuruş sayısı ile belirlendiği ve sonucunda finale çıkacakların belli olduğu müsabakada en az vuruşu yapan oyuncu |
medallist i.
|
|
323 |
Spor |
(beyzbol) vurucunun başına top atan oyuncu |
headhunter i.
|
|
324 |
Spor |
(buz hokeyi) rakibin başına vurmak için hokey sopasını kullanan oyuncu |
headhunter i.
|
|
325 |
Spor |
(beyzbol) vurucunun başına top atan oyuncu |
head-hunter i.
|
|
326 |
Spor |
(buz hokeyi) rakibin başına vurmak için hokey sopasını kullanan oyuncu |
head-hunter i.
|
|
327 |
Spor |
alt lig takımına mensup oyuncu |
minor-leaguer i.
|
|
328 |
Spor |
geçen sezondan takımda kalan oyuncu |
holdover i.
|
|
329 |
Spor |
(lakros) rakibin kalesine en yakın iki oyun konumundan birinde oynayan oyuncu |
home i.
|
|
330 |
Spor |
şehirlerarası spor müsabakalarında kendi ilini temsil için seçilen oyuncu (ragbi, futbol) |
representative [new zealand] i.
|
|
331 |
Spor |
ıslak veya çamurlu sahada iyi oynayan oyuncu |
mudder i.
|
|
332 |
Spor |
yeteneksiz oyuncu |
bush leaguer i.
|
|
333 |
Spor |
(ragbi) hücum hattının ikinci sırasını oluşturup ön hattaki forvetlere destek olan iki oyuncu |
lock i.
|
|
334 |
Spor |
(ragbi) hücum hattının ikinci sırasını oluşturup ön hattaki forvetlere destek olan iki oyuncu |
lock forward i.
|
|
335 |
Spor |
sağlak oyuncu |
right hander i.
|
|
336 |
Spor |
sağ elini sol elinden daha ustaca kullanan oyuncu |
right hander i.
|
|
337 |
Spor |
sağlak oyuncu |
righthander i.
|
|
338 |
Spor |
sağ elini sol elinden daha ustaca kullanan oyuncu |
righthander i.
|
|
339 |
Spor |
sağlak oyuncu |
right-hander i.
|
|
340 |
Spor |
sağ elini sol elinden daha ustaca kullanan oyuncu |
right-hander i.
|
|
341 |
Spor |
son anda yapılan oyuncu değişikliği |
ring in i.
|
|
342 |
Spor |
geçen sezondan takımda kalan oyuncu |
holdover i.
|
|
343 |
Spor |
(squash veya badminton) servis atan oyuncu |
hand-in i.
|
|
344 |
Spor |
topa vuran oyuncu |
chipper i.
|
|
345 |
Spor |
(hokeyde) hareketleriyle oyun kurucuları destekleyen oyuncu |
grinder i.
|
|
346 |
Spor |
(kriket) alan dışı savunmada yer alan oyuncu |
long-off i.
|
|
347 |
Spor |
(kriket) alan dışı savunmada yer alan oyuncu |
long-on i.
|
|
348 |
Spor |
(basketbolda) iki oyuncu ile oynanan, oyuncuların sırayla hücum ve savunma oyuncusu olduğu oyun |
one-on-one i.
|
|
349 |
Spor |
(kriket) ilk iki atış sırasından birinde atış yapan oyuncu |
opener i.
|
|
350 |
Spor |
(ragbide) hücum çizgisinde savunmadakinden daha fazla oyuncu bulunması |
overlap i.
|
|
351 |
Spor |
takıma anlamlı katkıda bulunan oyuncu |
role player i.
|
|
352 |
Spor |
oyuncu listesi |
roster i.
|
|
353 |
Spor |
(pas veren oyuncu veya vurucuya karşı işlenen) faul |
roughing i.
|
|
354 |
Spor |
tüm kalelerden geçen kroket topunu kullanan oyuncu |
rover i.
|
|
355 |
Spor |
(avustralya futbolunda) sahada sabit bir konumları olmayıp topun peşinden giden üç oyuncu |
ruck i.
|
|
356 |
Spor |
yedek oyuncu |
second-stringer i.
|
|
357 |
Spor |
genç ve deneyimsiz oyuncu |
colt i.
|
|
358 |
Spor |
gençler takımında oyuncu |
colt i.
|
|
359 |
Spor |
krikette bir oyuncu pozisyonu |
cover point i.
|
|
360 |
Spor |
lakrosta bir oyuncu pozisyonu |
cover point i.
|
|
361 |
Spor |
krikette bir oyuncu pozisyonu |
coverpoint i.
|
|
362 |
Spor |
lakrosta bir oyuncu pozisyonu |
coverpoint i.
|
|
363 |
Spor |
kriket ve lakrosta point adı verilen bölgeyi koruyan oyuncu |
cover-point i.
|
|
364 |
Spor |
(kriket) baskın taraftan atış yapan oyuncu |
cut i.
|
|
365 |
Spor |
profesyonel bir spor takımının seçtiği oyuncu |
draftee i.
|
|
366 |
Spor |
(futbolda) yere düşen top zemine değer değmez şut atan oyuncu |
dropkicker i.
|
|
367 |
Spor |
(kriket) topu hızlı atan oyuncu |
pace bowler i.
|
|
368 |
Spor |
(kriket) topu hızlı atan oyuncu |
paceman [australia/india] i.
|
|
369 |
Spor |
(tenis) her topu karşılayıp rakibin hata yapmasını bekleyen oyuncu |
counterpuncher i.
|
|
370 |
Spor |
sol iç oyuncu |
inside i.
|
|
371 |
Spor |
sağ iç oyuncu |
inside i.
|
|
372 |
Spor |
(hokeyde takım oyuncu sayısı eksildiğinde) rakibin sayı almaması için gönderilen iyi oyuncu |
penalty killer i.
|
|
373 |
Spor |
karışıklık hallerinde takımı koordine eden oyuncu |
pivot i.
|
|
374 |
Spor |
kilit oyuncu |
pivotman i.
|
|
375 |
Spor |
yerden vuruşla gol atan oyuncu |
placekicker i.
|
|
376 |
Spor |
yerden vuruşla gol atan oyuncu |
place-kicker i.
|
|
377 |
Spor |
(bilardoda) beyaz topu oynayan oyuncu |
plain i.
|
|
378 |
Spor |
spor kulübünde aynı zamanda oyuncu olarak görev alan yönetici |
player-manager i.
|
|
379 |
Spor |
(buz hokeyi) pistin köşesinde top hakimiyetini sağlayan oyuncu |
cornerman i.
|
|
380 |
Spor |
atış kazanmak için çelme takılmış gibi kendini yere atan oyuncu |
diver i.
|
|
381 |
Spor |
as oyuncu kadrosu |
first string i.
|
|
382 |
Spor |
sahaya çıkan oyuncu kadrosu |
first string i.
|
|
383 |
Spor |
as oyuncu kadrosu |
first-string i.
|
|
384 |
Spor |
sahaya çıkan oyuncu kadrosu |
first-string i.
|
|
385 |
Spor |
hücum hattının gerisinde pas almak için bekleyen oyuncu |
flanker i.
|
|
386 |
Spor |
hücum hattının gerisinde pas almak için bekleyen oyuncu |
flanker back i.
|
|
387 |
Spor |
(hokeyde) pistin rakip tarafındayken pakı ele geçirme çalışan oyuncu |
forechecker i.
|
|
388 |
Spor |
(buz hokeyinde) topa kendi defans alanında sahip olan rakip oyuncu ile mücadele etme |
fore-checking i.
|
|
389 |
Spor |
(ragbide) forvet harici oyuncu |
outside i.
|
|
390 |
Spor |
sağ açık oyuncu |
outside i.
|
|
391 |
Spor |
sol açık oyuncu |
outside i.
|
|
392 |
Spor |
(ragbide) hafbek oyuncu |
outside half i.
|
|
393 |
Spor |
(ragbide) hafbek oyuncu |
out-half i.
|
|
394 |
Spor |
müsabakada seribaşı olan oyuncu |
seed i.
|
|
395 |
Spor |
rakibe yakın savunma yapan oyuncu |
shadow i.
|
|
396 |
Spor |
(krikette) kendi sağında savunma pozisyonu alan oyuncu |
short leg i.
|
|
397 |
Spor |
skorer oyuncu |
shotmaker i.
|
|
398 |
Spor |
yedek oyuncu alanı |
sidelines i.
|
|
399 |
Spor |
oyunu götüren sekiz güçlü oyuncu |
forwards i.
|
|
400 |
Spor |
belirli bir pozisyonda oynayan oyuncu |
point i.
|
|
401 |
Spor |
kriket sahasının top gönderim bölümünde savunma yapan oyuncu |
square leg i.
|
|
402 |
Spor |
(ragbi) altı numaralı oyuncu |
standoff i.
|
|
403 |
Spor |
sopa ile maç oynayan oyuncu |
stickman i.
|
|
404 |
Spor |
yedek kulübesindeki oyuncu |
substitute i.
|
|
405 |
Spor |
spor müsabakasında en yüksek skoru yapan oyuncu olmak |
topscore f.
|
|
406 |
Spor |
en skorer oyuncu olmak |
topscore f.
|
|
407 |
Spor |
oyuncu değişimi istemek |
request substitution f.
|
|
408 |
Spor |
(oyuncu veya koçu) oyundan atmak |
dismiss f.
|
|
409 |
Spor |
(futbol) savunma için iki oyuncu kullanmak |
double-team f.
|
|
410 |
Spor |
(ragbide daire şeklindeki) oyuncu barajını etrafında döndürmek |
screw f.
|
|
411 |
Spor |
(oyuncu) topa vurmak |
slice f.
|
|
412 |
Spor |
yakınlarında rakip olmayan (oyuncu) |
wide-open s.
|
|
413 |
Spor |
handikaplı (oyuncu) |
handicapped s.
|
|
414 |
Spor |
en değerli (oyuncu) |
most-valuable s.
|
|
415 |
Spor |
oyuncu kontrolü dışında (top) |
loose s.
|
|
416 |
Spor |
krikette koşuya başlayacağı sırada vücudunun veya sopasının herhangi bir noktasıyla wicket'ı yıkan (oyuncu) |
hit wicket s.
|
|
417 |
Spor |
sahada az oyuncu bulunan tarafa ait veya ilgili |
weakside s.
|
|
418 |
Spor |
(oyuncu) ceza nedeniyle kupa maçında oynayamayan |
cup-tied s.
|
|
419 |
Spor |
oyun dışı kalmış (oyuncu) |
dead s.
|
|
420 |
Spor |
(oyuncu) as |
first-string s.
|
|
421 |
Spor |
(oyuncu) en iyi |
first-string s.
|
|
422 |
Spor |
(oyuncu) gözde |
first-string s.
|
|
423 |
Spor |
(oyuncu) en başarılı |
first-string s.
|
|
424 |
Spor |
(oyuncu) yedek |
scrub s.
|
|
425 |
Spor |
oyuncu topa yan çizginin üzerinden vurduğunda rakibe verilen (atış) |
push-in s.
|
|
426 |
Spor |
(futbolda) stoperin sağında bulunan oyuncu |
rfb (right fullback) kısalt.
|
|
427 |
Spor |
en az değerdeki oyuncu |
lvp (least valuable player) kısalt.
|
|
428 |
Spor |
geri kanatta pas bekleyen oyuncu |
fl (football flankerback) kısalt.
|
|
Basketball |
|
429 |
Basketbol |
atılan sayı sonrası rakibin moralini bozmak amacıyla tahrik edici söz söyleyen oyuncu |
trash talker i.
|
|
430 |
Basketbol |
boş oyuncu |
open man i.
|
|
431 |
Basketbol |
bütün zor işleri yapan oyuncu |
horse i.
|
|
432 |
Basketbol |
bölge savunmasının önünde oynayıp, saldırgan savunması ile rakip oyuncuları kötü pas atmaya zorlayan oyuncu |
chaser i.
|
|
433 |
Basketbol |
bonservisi elinde olan oyuncu |
free agent i.
|
|
434 |
Basketbol |
çok sert faul yapan oyuncu |
hatchet man i.
|
|
435 |
Basketbol |
çok seyrek şut kaçıran oyuncu |
deadly shooter i.
|
|
436 |
Basketbol |
çok uzun boylu olmayan ancak son derece hareketli olup iyi sıçrayan ve sayı üreten oyuncu |
swingman i.
|
|
437 |
Basketbol |
çaylak sözleşmesinden çıkmış oyuncu |
veteran free agent i.
|
|
438 |
Basketbol |
çok iyi oyuncu |
superstar i.
|
|
439 |
Basketbol |
daha uzun bir oyuncu olduğu için kısa oyuncunun zıplayıp top alma şansı olmaması |
shadowing i.
|
|
440 |
Basketbol |
diskalifiye olmaya yaklaşan ve bu yüzden daha dikkatli oynaması gereken oyuncu |
foul trouble i.
|
|
441 |
Basketbol |
düdük çalması sırasında şutu atıp basket yapan oyuncu |
buzzer beater i.
|
|
442 |
Basketbol |
en değerli oyuncu |
most valuable player (mvp) i.
|
|
443 |
Basketbol |
fiziksel özellikleri sebebiyle kısa forvet ile uzun forvet pozisyonları arasında kalmış ve genellikle ikisinde de başarısız olan oyuncu. |
tweener i.
|
|
444 |
Basketbol |
fast break’te topu ortadan götüren oyuncu |
middleman i.
|
|
445 |
Basketbol |
faul limitini doldurup oyundan çıkarılan oyuncu |
disqualified player i.
|
|
446 |
Basketbol |
faul yapan oyuncu |
butcher i.
|
|
447 |
Basketbol |
geriye doğru sıçrayarak şut atabilen oyuncu |
fadeaway jumper i.
|
|
448 |
Basketbol |
hiç pas vermeyip topu hep kendi kullanan “bencil” oyuncu |
gunner i.
|
|
449 |
Basketbol |
hem sayı atıp hem ribaunt alan oyuncu |
power forward i.
|
|
450 |
Basketbol |
herhangi bir takımla kontratının süresi sona ermiş oyuncu |
free agent i.
|
|
451 |
Basketbol |
karşılaşmanın sonlarına doğru başa baş giden maçı attığı üçlükle veya kritik bir sayıyla döndüren oyuncu |
rainmaker i.
|
|
452 |
Basketbol |
karşılaşmanın sonlarına doğru başabaş giden maçı attığı üçlükle veya kritik bir sayıyla döndüren oyuncu |
rainmaker i.
|
|
453 |
Basketbol |
kolay sayı yapan oyuncu |
cherry picker i.
|
|
454 |
Basketbol |
kolayca geçilen oyuncu |
turkey i.
|
|
455 |
Basketbol |
oyuncu transferinde kurallara uymayan okul |
outlaw school i.
|
|
456 |
Basketbol |
potaya doğru boş bir atış için koşan oyuncu |
basket hanger i.
|
|
457 |
Basketbol |
potaya yakın oynayan uzun oyuncu |
pivot player i.
|
|
458 |
Basketbol |
perdeleyen oyuncu |
screen i.
|
|
459 |
Basketbol |
ribaunt ortalaması yüksek oyuncu |
glass cleaner i.
|
|
460 |
Basketbol |
rakibin hatalarından yararlanmasını bilen zeki oyuncu |
heady player i.
|
|
461 |
Basketbol |
sayısının çoğunu uzak mesafeden atan oyuncu |
perimeter shooter i.
|
|
462 |
Basketbol |
seyircinin gözüne hoş gelecek oyun ve atışları yapan oyuncu |
fancy dan i.
|
|
463 |
Basketbol |
sezon başında yapılan oyuncu seçmesi |
tryouts i.
|
|
464 |
Basketbol |
sürekli şut denemesi yapan oyuncu |
gunner i.
|
|
465 |
Basketbol |
takımının hücum sistemini yöneten oyuncu |
guard i.
|
|
466 |
Basketbol |
top girmediğinde ribaundu almak için avantajlı sayı pozisyonu yakalayan oyuncu |
trailer i.
|
|
467 |
Basketbol |
takımı geri koşarken hücum sahasında kalıp pas bekleyen oyuncu |
hanger i.
|
|
468 |
Basketbol |
uzun dönem kontrat yaptıktan sonra iyi performans göstermeyen oyuncu |
franchise-killer i.
|
|
469 |
Basketbol |
5 oyuncu ile yapılan örme |
five man weave i.
|
|
470 |
Basketbol |
3 saniye koridoruna yakın oynayan oyuncu |
post player i.
|
|
471 |
Basketbol |
oyunun başında hakemin iki rakip oyuncu arasına attığı top |
jump ball i.
|
|
Football |
|
472 |
Futbol |
iki oyuncu arasından koşarak pasöre yapılan hücum |
red dog i.
|
|
473 |
Futbol |
iki oyuncu arasından koşarak pasöre hücum yapmak |
red-dog i.
|
|
474 |
Futbol |
takımdaki ilk yedek oyuncu |
nineteenth man [aus] i.
|
|
475 |
Futbol |
hakemin iki rakip oyuncu arasında topu yere bırakarak oyuna sokması |
throwdown i.
|
|
476 |
Futbol |
(amerikan futbolunda) hücum çizgisindeki bir oyuncu |
lineman i.
|
|
477 |
Futbol |
on ikinci oyuncu |
twelfth man i.
|
|
478 |
Futbol |
bek oyuncu |
fullback i.
|
|
479 |
Futbol |
bonservisi kendinde olan oyuncu |
free agent i.
|
|
480 |
Futbol |
bonservisi elinde olan oyuncu |
free agent i.
|
|
481 |
Futbol |
oyuncu çıkış tüneli |
player exit tunnel i.
|
|
482 |
Futbol |
oyunun gidişatını değiştirmek için sonradan oyuna dahil edilen oyuncu |
fresh leg i.
|
|
483 |
Futbol |
sakatlanan oyuncu |
injured player i.
|
|
484 |
Futbol |
sol iç oyuncu |
left inner i.
|
|
485 |
Futbol |
top kapan oyuncu |
tackler i.
|
|
486 |
Futbol |
yedek oyuncu |
fresh leg i.
|
|
487 |
Futbol |
(amerikan futbolunda) sahanın daha az oyuncu bulunan tarafındaki defans oyuncusu |
will i.
|
|
488 |
Futbol |
(avustralya futbolunda) kanat pozisyonunda oynayan oyuncu |
wingman i.
|
|
489 |
Futbol |
tek oyuncu tarafından atılan iki gol |
brace i.
|
|
490 |
Futbol |
atılan topa koşan oyuncu |
returner i.
|
|
491 |
Futbol |
topu yakalayan oyuncu |
returner i.
|
|
492 |
Futbol |
(amerikan futbolunda) penaltı veya dönüşüm vuruşu yapan oyuncu |
goalkicker i.
|
|
493 |
Futbol |
(amerikan futbolunda) tekmeyle vuruş tarafındaki oyuncu |
gunner i.
|
|
494 |
Futbol |
merkez sıçramalarda ve taç atışlarında rol alan genellikle uzun boylu ve atletik oyuncu |
ruckman [australia] i.
|
|
495 |
Futbol |
top taşıyıcı ile merkez sıçramalarda ve taç atışlarında rol alan oyuncu arasında bir rolü olan oyuncu |
ruck-rover [australia] i.
|
|
496 |
Futbol |
kilit oyuncu |
pivot i.
|
|
497 |
Futbol |
(ragbide) oyuncu barajının ortasında ve iç merkezde pozisyon alan oyuncu |
five-eighth [australia/new zealand] i.
|
|
498 |
Futbol |
(ragbide) orta sahada pozisyon alan oyuncu |
five-eighth [australia/new zealand] i.
|
|
499 |
Futbol |
hücum hattının gerisinde pas almak için bekleyen oyuncu |
flankerback i.
|
|
500 |
Futbol |
dizilme çizgisinin gerisinde değişken konum alabilen on ikinci oyuncu |
flying wing [canada] i.
|
|