Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
leg
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"leg"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 53 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
leg
i.
ayak (mobilya/pergel)
2
Yaygın Kullanım
leg
i.
bacak
General
3
Genel
leg
i.
ayak
4
Genel
leg
i.
bacak (pantolonda)
5
Genel
leg
i.
basamak
6
Genel
leg
i.
kadem
7
Genel
leg
i.
legato
8
Genel
leg
i.
ayak (masa vb)
9
Genel
leg
i.
üçgenin taban olmayan kenarı
10
Genel
leg
i.
etap
11
Genel
leg
i.
raund
12
Genel
leg
i.
30,5 cm uzunluğundaki ölçü birimi
13
Genel
leg
i.
bacak
14
Genel
leg
i.
but
15
Genel
leg
i.
kol
16
Genel
leg
i.
fasıla
17
Genel
leg
i.
ara
18
Genel
leg
i.
aşama
19
Genel
leg
i.
kademe
20
Genel
leg
i.
bölüm
21
Genel
leg
i.
kısım
22
Genel
leg
i.
saygı gösterme amacıyla diz bükme
23
Genel
leg
i.
reverans
24
Genel
leg
i.
rota değiştirmeden uçma
25
Genel
leg
i.
ışın
26
Genel
leg
i.
çok fazlı sistemdeki bir faz
27
Genel
leg
i.
kol devre
28
Genel
leg
i.
tahıl taşıma sisteminde kovaları taşıyan kayışın dikey kısmını içeren kasa
29
Genel
leg
i.
antiklinal birikintinin iki eğimli kenarından her biri
30
Genel
leg
i.
bahiste yarım veya tam açılış
31
Genel
leg
i.
L biçimli metal barın çıkıntılı uzantıları
32
Genel
leg
i.
iletişim aygıtını ana hatta bağlayan yanal devre kolu
33
Genel
leg
i.
sahne dışı bölümleri maskelemede kullanılan şerit perde
34
Genel
leg
i.
iletişim ağında birkaç istasyonu bağlayan nokta
35
Genel
leg
f.
koşmak
36
Genel
leg
f.
hızlı yürümek
37
Genel
leg
f.
yürürken bacakları kullanmak
38
Genel
leg
f.
(birisi veya bir şey için) harekete geçmek
39
Genel
leg
f.
ayakları hareket ettirerek tekneyi kanalda ilerletmek
Colloquial
40
Konuşma Dili
leg
i.
destek
41
Konuşma Dili
leg
i.
yardım
Technical
42
Teknik
leg
i.
bacak
Automotive
43
Otomotiv
leg
i.
ayak
Aeronautic
44
Havacılık
leg
i.
bir uçuşun programlı iki ardışık durak noktası arasındaki yolculuğu için kullanılan resmi iata terim
Marine
45
Denizcilik
leg
i.
geminin bir rota üzerinden seyrettiği yol
46
Denizcilik
leg
i.
geminin rotası
Anatomy
47
Anatomi
leg
i.
bacak
Gastronomy
48
Mutfak
leg
i.
but
Math
49
Matematik
leg
i.
dikkenar
50
Matematik
leg
i.
dik kenar
Geography
51
Coğrafya
leg
i.
büyük bir ırmağa karışan ikinci derecedeki akarsuların her biri
Sport
52
Spor
leg
i.
(kriket) sahanın vurucunun arkasında kalan tarafı
53
Spor
leg
i.
(kriket) vurucunun arkasındaki oyuncu
"leg"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
leg of a boot
i.
konç
2
Genel
lower part of the trouser leg
i.
paça
3
Genel
gate leg table
i.
açılır kapanır masa
4
Genel
leg of mutton
i.
koyun budu
5
Genel
hind leg
i.
arka ayak
6
Genel
turkey leg
i.
hindi bacağı
7
Genel
wooden leg
i.
tahta bacak
8
Genel
leg covering
i.
pantolon
9
Genel
a wide trouser leg
i.
bol paça
10
Genel
leg feather
i.
çakşır
11
Genel
trouser leg
i.
pantolon bacağı
12
Genel
the lower part of a trouser leg
i.
baldırak
13
Genel
frog leg
i.
kurbağa bacağı
14
Genel
chicken leg
i.
tavuk bacağı
15
Genel
hind leg
i.
arka bacak
16
Genel
leg bone
i.
bacak kemiği
17
Genel
animal leg
i.
hayvan bacağı
18
Genel
buckling of leg
i.
ayak burkulması
19
Genel
buckling of leg
i.
ayağın burkulması
20
Genel
spraining of leg
i.
ayak burkulması
21
Genel
twisting of leg
i.
ayağın burkulması
22
Genel
twisting of leg
i.
ayak burkulması
23
Genel
trouser leg
i.
pantolon paçası
24
Genel
spraining of leg
i.
ayağın burkulması
25
Genel
artificial leg
i.
takma bacak
26
Genel
table leg
i.
masa ayağı
27
Genel
dead leg
i.
çalışmayan bacak
28
Genel
leg-pul
i.
latife
29
Genel
leg-of-mutton
i.
koyun budu
30
Genel
dog-leg
i.
keskin açı
31
Genel
leg-pull
i.
işletme
32
Genel
leg-pull
i.
alay
33
Genel
leg warmer
i.
tozluk
34
Genel
the first leg of the journey
i.
gezinin ilk ayağı
35
Genel
peg-leg
i.
tahta bacak
36
Genel
leg iron
i.
pranga
37
Genel
leg iron
i.
bacak zinciri
38
Genel
broken leg
i.
kırık bacak
39
Genel
mechanical leg
i.
mekanik ayak
40
Genel
multi leg sling
i.
çok bacaklı sapan
41
Genel
steel leg
i.
çelik ayak
42
Genel
spider leg
i.
örümcek ayağı
43
Genel
making a leg
i.
sağ bacak geri çekilerek yapılan abartılı bir reverans
44
Genel
leg size
i.
bacak boyu
45
Genel
leg size
i.
bacak boyutu
46
Genel
leg vein
i.
bacak damarı
47
Genel
thick leg
i.
kalın bacak
48
Genel
thin leg
i.
zayıf bacak
49
Genel
leg exercise
i.
bacak egzersizi
50
Genel
leg [uk]
i.
profesyonel kumarbaz
51
Genel
leg rope
i.
hayvanı zapt etmek için arka ayağına takılan ip
52
Genel
leg-puller
i.
alaycı kimse
53
Genel
leg-puller
i.
dalga geçen kimse
54
Genel
leg-pulling
i.
eşek şakası yapma
55
Genel
peg leg
i.
takma bacaklı kimse
56
Genel
pull someone's leg
f.
biriyle dalga geçmek
57
Genel
leg it
f.
hızlı yürümek
58
Genel
shake a leg
f.
acele etmek
59
Genel
pull someone's leg
f.
birini işletmek
60
Genel
cost an arm and a leg
f.
çok paraya mal olmak
61
Genel
leg it
f.
kaçmak
62
Genel
pull someone's leg
f.
kandırmak
63
Genel
pull one's leg
f.
kafa bulmak
64
Genel
shake a leg
f.
oynamak
65
Genel
give no leg to stand on
f.
tutunacak bir dal bırakmamak
66
Genel
pay an arm and a leg for
f.
çok pahalıya patlamak
67
Genel
leg it
f.
koşmak
68
Genel
pull someone's leg
f.
birine takılmak
69
Genel
pull one's leg
f.
aleyhine hareket etmek
70
Genel
extend one's leg
f.
ayak uzatmak
71
Genel
leg it
f.
sıvışmak
72
Genel
pull one's leg
f.
birisinin arkasından iş çevirmek
73
Genel
pull one's leg
f.
birini işletmek
74
Genel
give a leg up
f.
yardım etmek
75
Genel
give a leg up
f.
desteklemek
76
Genel
shake a leg
f.
pergelleri açmak
77
Genel
pull one's leg
f.
biriyle dalga geçmek
78
Genel
be shot in the leg
f.
bacağından yaralanmak
79
Genel
injure one's leg
f.
bacağını sakatlamak
80
Genel
break one's leg
f.
bacağını kırmak
81
Genel
buckle the leg
f.
ayak burkmak
82
Genel
be shot in the leg
f.
bacağından vurulmak
83
Genel
sprain the leg
f.
ayak burkmak
84
Genel
shoot somebody in the leg
f.
bacağına sıkmak
85
Genel
twist one's leg
f.
ayağını burkmak
86
Genel
shoot somebody in the leg
f.
bacağından vurmak
87
Genel
twist the leg
f.
ayak burkmak
88
Genel
shoot somebody in the leg
f.
ayağına sıkmak
89
Genel
shoot somebody in the leg
f.
bacağından yaralamak
90
Genel
sprain one's leg
f.
ayağını burkmak
91
Genel
caress someone's leg
f.
bacağını okşamak
92
Genel
break one's leg
f.
ayağı kırılmak
93
Genel
pay an arm and a leg for
f.
pahalıya patlamak
94
Genel
cost an arm and a leg
f.
(bir) servete mal olmak
95
Genel
break one's leg/foot
f.
ayağını kırmak
96
Genel
leg/foot be broken
f.
ayağı kırılmak
97
Genel
break one's leg/foot
f.
bacağını kırmak
98
Genel
be taken to hospital with suspected broken leg/arm
f.
kırık şüphesiyle hastaneye kaldırılmak
99
Genel
be taken to hospital suffering a suspected broken leg/arm
f.
kırık şüphesiyle hastaneye kaldırılmak
100
Genel
leg/foot be broken
f.
bacağı kırılmak
101
Genel
dress one’s leg
f.
bacağına pansuman yapmak
102
Genel
have a leg cramp
f.
ayağına kramp girmek
103
Genel
have a cramp in one's leg
f.
ayağına kramp girmek
104
Genel
get a cramp in the leg
f.
kramp girmek (bacağa)
105
Genel
sprain his/her leg
f.
ayağını burkmak
106
Genel
tight-leg
f.
ata sıkıca tutunmak
107
Genel
tight-leg
f.
ata bacakları kısıp sıkıca binmek
108
Genel
leg bail
f.
uçarak kaçmak
109
Genel
leg-rope
f.
(hayvanı) ayak bağıyla zapt etmek
110
Genel
peg leg
f.
(kablolu matkap aleti) tabana aralıklı vuruş yapmak
111
Genel
peg leg
f.
topallamak
112
Genel
peg leg
f.
aksamak
113
Genel
with leg feathers
s.
çakşırlı
114
Genel
leg-of-mutton
s.
koyun budu şeklinde olan
115
Genel
leg-of-mutton
s.
üçgensel
116
Genel
leg-o'-mutton
s.
koyun budu şeklinde olan
117
Genel
leg-o'-mutton
s.
üçgensel
118
Genel
peg leg
s.
tahta bacaklı
119
Genel
peg leg
s.
takma bacaklı
120
Genel
on one's last leg
zf.
yıkılmak üzere
Phrases
121
İfadeler
don't come running to me if you break your leg
expr.
bir yerini kırarsan bana gelme
122
İfadeler
don't come running to me if you break your leg
expr.
başına bir şey gelirse/bir yerin kırılırsa ben karışmam (bak ona göre)
123
İfadeler
the boot is on the other leg
expr.
eski çamlar bardak oldu
Proverb
124
Atasözü
he puts his pants on one leg at a time
etten kemikten insan
125
Atasözü
he puts his pants on one leg at a time
senin benim gibi biri
126
Atasözü
he puts his pants on one leg at a time
sıradan insan
Colloquial
127
Konuşma Dili
bone in (one's) leg [obsolete]
i.
uydurma gerekçe
128
Konuşma Dili
bone in (one's) leg [obsolete]
i.
bahane
129
Konuşma Dili
bone in (one's) leg [obsolete]
i.
uydurma mazeret
130
Konuşma Dili
a bone in your leg (or head)
i.
uydurma gerekçe
131
Konuşma Dili
a bone in your leg (or head)
i.
bahane
132
Konuşma Dili
a bone in your leg (or head)
i.
uydurma mazeret
133
Konuşma Dili
a leg up
i.
destek
134
Konuşma Dili
first leg of a journey
i.
gezinin ilk ayağı
135
Konuşma Dili
a leg up
i.
koltuk çıkma
136
Konuşma Dili
leg up
i.
destek
137
Konuşma Dili
leg up
i.
ittirme
138
Konuşma Dili
leg up
i.
kaldırma
139
Konuşma Dili
leg up
i.
yukarı itme
140
Konuşma Dili
leg up
i.
alttan destek
141
Konuşma Dili
leg up
i.
avantaj
142
Konuşma Dili
leg up
i.
üstünlük
143
Konuşma Dili
leg up on
i.
-e karşı avantaj
144
Konuşma Dili
leg up on
i.
'-e karşı üstünlük
145
Konuşma Dili
leg up on (one)
i.
(birine) karşı avantaj
146
Konuşma Dili
leg up on (one)
i.
(birine) karşı üstünlük
147
Konuşma Dili
leg work
i.
ayak işi
148
Konuşma Dili
leg work
i.
hamaliye
149
Konuşma Dili
bum leg
i.
sakat bacak
150
Konuşma Dili
give a leg up
f.
destek çıkmak
151
Konuşma Dili
pull someone's leg
f.
eğleşmek
152
Konuşma Dili
give a leg up
f.
el vermek
153
Konuşma Dili
pull someone's leg
f.
makaraya sarmak
154
Konuşma Dili
pull someone's leg
f.
kafa bulmak
155
Konuşma Dili
pull someone's leg
f.
makara yapmak
156
Konuşma Dili
give a leg up
f.
koltuk çıkmak
157
Konuşma Dili
give a leg up
f.
omuz vermek
158
Konuşma Dili
pull someone's leg
f.
matrağa almak
159
Konuşma Dili
pull someone's leg
f.
kafaya almak
160
Konuşma Dili
pull someone’s leg
f.
maytap geçmek
161
Konuşma Dili
break a leg
f.
bacağını kırmak
162
Konuşma Dili
scrape a leg
f.
eğilerek selam vermek
163
Konuşma Dili
no leg-pulling here
expr.
burada dalga geçmeyin
Idioms
164
Deyim
bone in (one's) leg [obsolete]
i.
üşengeçlik yüzünden uydurulan anlamsız bahane
165
Deyim
a bone in your leg (or head)
i.
üşengeçlik yüzünden uydurulan anlamsız bahane
166
Deyim
bone in (one's) leg [obsolete]
i.
uydurma mazeret
167
Deyim
a bone in your leg (or head)
i.
uydurma mazeret
168
Deyim
a leg in the door
i.
(ilerideki fırsatlar için) aralanan kapı
169
Deyim
a leg in the door
i.
(ilerideki fırsatlar için) atılan adım
170
Deyim
a leg in the door
i.
(bir yere/işe) kapağı atma
171
Deyim
a leg in the door
i.
(bir yerin) kapısından içeri atılan adım
172
Deyim
a leg in the door
i.
(bir işe/yere) girme şansı
173
Deyim
a leg to stand on
i.
dayanak
174
Deyim
a leg to stand on
i.
kanıt
175
Deyim
a leg to stand on
i.
destek
176
Deyim
a leg to stand on
i.
tutunacak bir dal
177
Deyim
a leg to stand on
i.
üzerinde duracak bir ayak
178
Deyim
a leg to stand on
i.
savunma
179
Deyim
a leg to stand on
i.
elle tutulur bir kanıt/dayanak/savunma
180
Deyim
a leg to stand on
i.
geçerli/mantıklı bir dayanak
181
Deyim
a leg to stand on
i.
geçerli/mantıklı bir savunma
182
Deyim
first leg
i.
ilk ayak
183
Deyim
first leg
i.
(bir şeyin) ilk ayağı
184
Deyim
the first leg of (something)
i.
(bir şeyin) ilk ayağı
185
Deyim
the first leg of (something)
i.
(bir şeyin) birinci/ilk kısmı
186
Deyim
the first leg of the journey
i.
gezinin ilk ayağı
187
Deyim
the first leg of the journey
i.
gezinin ilk/birinci kısmı
188
Deyim
the first leg of one's journey
i.
gezisinin ilk ayağı
189
Deyim
the first leg of one's journey
i.
gezisinin ilk/birinci kısmı
190
Deyim
give an arm and a leg (for something)
f.
ne kadar gerekiyorsa vermek
191
Deyim
give an arm and a leg (for something)
f.
(birine) pahalıya patlamak
192
Deyim
give an arm and a leg (for something)
f.
ne gerekiyorsa yapmak
193
Deyim
give an arm and a leg (for something)
f.
sağ kolunu bile vermek
194
Deyim
give an arm and a leg (for something)
f.
canını bile vermek
195
Deyim
charge someone an arm and a leg
f.
anasının nikahını istemek
196
Deyim
give someone a leg up
f.
arka çıkmak
197
Deyim
cost somebody an arm and a leg
f.
bir servete mal olmak
198
Deyim
pay an arm and a leg for something
f.
bir servet ödemek
199
Deyim
pull one's leg
f.
birisine takılmak
200
Deyim
pulling somebody's leg
f.
biriyle dalga geçmek
201
Deyim
stretch one's leg
f.
bacakları açmak
202
Deyim
stretch one's leg
f.
bacakları çalıştırmak
203
Deyim
give someone a leg up
f.
birine yardım etmek
204
Deyim
get a leg in the door
f.
bir şirkette en alt kademeden çalışmaya başlamak
205
Deyim
cost an arm and a leg
f.
bir servete mal olmak
206
Deyim
get one's leg over
f.
bacaklarını ayırmak
207
Deyim
have a leg to stand on
f.
dayanağı olmak
208
Deyim
shake a leg
f.
dans etmek
209
Deyim
talk the hind leg off a donkey
f.
çok konuşmak
210
Deyim
pull one's leg
f.
dalga geçmek
211
Deyim
can talk the hind leg off a donkey
f.
çok konuşmak
212
Deyim
can talk the hind leg off a donkey
f.
çenesi düşmek
213
Deyim
not have a leg to stand on
f.
desteği olmamak
214
Deyim
not have a leg to stand on
f.
desteksiz olmak
215
Deyim
cost somebody an arm and a leg
f.
çok pahalıya mal olmak
216
Deyim
can talk the hind leg off a donkey
f.
çok geveze olmak
217
Deyim
cost an arm and a leg
f.
çok paraya mal olmak
218
Deyim
cost an arm and a leg
f.
çok pahalıya mal olmak
219
Deyim
can talk the hind leg off a donkey
f.
çenesi düşük olmak
220
Deyim
not have a leg to stand on
f.
dayanağı olmamak
221
Deyim
have a hollow leg
f.
görünüşünden beklenmeyecek kadar çok yiyip içebilmek
222
Deyim
pull someone's leg
f.
gırgır geçmek
223
Deyim
pull someone's leg
f.
makaraya almak
224
Deyim
pay an arm and a leg for something
f.
kazık yemek
225
Deyim
get a leg in the door
f.
kapıdan içeri adımı atmak
226
Deyim
pay an arm and a leg
f.
kazık yemek
227
Deyim
pull someone’s leg
f.
kafalamak
228
Deyim
cost an arm and a leg
f.
pahalı olmak
229
Deyim
cost an arm and a leg
f.
pahalıya mal olmak
230
Deyim
cost an arm and a leg
f.
pahalıya almak
231
Deyim
pay an arm and a leg
f.
pahalıya mal olmak
232
Deyim
arm and a leg
f.
pahalıya almak
233
Deyim
break a leg
f.
şeytanın bacağını kırmak
234
Deyim
pay an arm and a leg
f.
pahalıya almak
235
Deyim
pull one's leg
f.
rahat vermemek
236
Deyim
cost an arm and a leg
f.
pahalıya patlamak
237
Deyim
shake a leg
f.
tepinmek
238
Deyim
not have a leg to stand on
f.
tutunacak dalı olmamak
239
Deyim
stretch one's leg
f.
yürüyüş yapmak
240
Deyim
get a leg in the door
f.
(bir işe) kapağı atmak
241
Deyim
not have a leg to stand on
f.
üzerinde duracak ayağı olmamak
242
Deyim
have a leg up on somebody
f.
(birine göre) daha avantajlı olmak
243
Deyim
get a leg up
f.
yukarı itilmek
244
Deyim
get a leg up
f.
alttan desteklenmek
245
Deyim
get a leg up
f.
yükseltilmek
246
Deyim
get a leg up
f.
destek almak
247
Deyim
get a leg up
f.
cesaretlendirilmek
248
Deyim
get a leg up
f.
yardım almak
249
Deyim
get a leg up on (someone)
f.
(birine) karşı avantajlı durumda olmak
250
Deyim
get a leg up on (someone)
f.
(birine) karşı avantaj kazanmak
251
Deyim
get a leg up on (someone)
f.
bir adım önde olmak
252
Deyim
get a leg up on (someone)
f.
bir adım öne geçmek
253
Deyim
give leg bail
f.
topuklamak
254
Deyim
give leg bail
f.
sıvışmak
255
Deyim
give leg bail
f.
tüymek
256
Deyim
give leg bail
f.
tabana kuvvet kaçıp kurtulmak
257
Deyim
make a leg
f.
yaltaklanmak
258
Deyim
make a leg
f.
dalkavukluk yapmak
259
Deyim
give leg bail
f.
kaçmak
260
Deyim
give leg bail
f.
tabanları yağlamak
261
Deyim
take leg bail
f.
kaçmak
262
Deyim
take leg bail
f.
tabanları yağlamak
263
Deyim
put (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else)
f.
herkes gibi olmak
264
Deyim
put (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else)
f.
normal/sıradan insan olmak
265
Deyim
put (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else)
f.
senin benim gibi biri olmak
266
Deyim
give an arm and a leg for something
f.
her şeyini vermek
267
Deyim
give an arm and a leg for something
f.
her şeyi yapmak
268
Deyim
give an arm and a leg for something
f.
her şeyini verecek kadar çok istemek
269
Deyim
give an arm and a leg for something
f.
her şeyi yapacak kadar çok istemek
270
Deyim
give an arm and a leg for
f.
için yüksek bir bedel ödemek
271
Deyim
give an arm and a leg for
f.
için yüksek bir fiyat ödemek
272
Deyim
pay an arm and a leg
f.
çok paraya mal olmak
273
Deyim
pay an arm and a leg
f.
(bir) servete mal olmak
274
Deyim
pay an arm and a leg
f.
(bir) servet ödemek
275
Deyim
get a leg in the door
f.
fırsatı olmak
276
Deyim
get a leg in the door
f.
fırsat bulmak
277
Deyim
get a leg in the door
f.
fırsat yakalamak
278
Deyim
get a leg in the door
f.
ilk adımı atmak
279
Deyim
get a leg in the door
f.
(bir yere) kapak atmak
280
Deyim
get a leg in the door
f.
(bir fırsatın) yolunu açmak
281
Deyim
get one's leg in the door
f.
fırsatı olmak
282
Deyim
get one's leg in the door
f.
fırsat bulmak
283
Deyim
get one's leg in the door
f.
fırsat yakalamak
284
Deyim
get one's leg in the door
f.
ilk adımı atmak
285
Deyim
get one's leg in the door
f.
(bir yere) kapak atmak
286
Deyim
get one's leg in the door
f.
(bir fırsatın) yolunu açmak
287
Deyim
give (one) a leg up
f.
(birini) yukarı kaldırmak
288
Deyim
give (one) a leg up
f.
(birini) yukarı itmek
289
Deyim
give (one) a leg up
f.
(birini) alttan desteklemek
290
Deyim
give (one) a leg up
f.
(birine) destek olmak/vermek
291
Deyim
give (one) a leg up
f.
(birine) yardımcı olmak
292
Deyim
give (one) a leg up
f.
(birine) yardım etmek
293
Deyim
give (one) a leg up
f.
(birine) arka çıkmak
294
Deyim
give somebody a leg-up [uk]
f.
(birinin) bir yere tırmanmasına/çıkmasına yardım etmek
295
Deyim
give somebody a leg-up [uk]
f.
(birini) yükseltmek
296
Deyim
give somebody a leg-up [uk]
f.
(birini) yukarı itmek
297
Deyim
give somebody a leg-up [uk]
f.
(birine) alttan destek vermek
298
Deyim
give somebody a leg-up
f.
(birine) yardım etmek
299
Deyim
give somebody a leg-up
f.
(birine) destek atmak
300
Deyim
give somebody a leg-up
f.
(birine) koltuk çıkmak
301
Deyim
have got a leg up on (someone)
f.
(birine göre) daha avantajlı olmak
302
Deyim
charge an arm and a leg
f.
dünya para istemek
303
Deyim
pull leg
f.
dalga geçmek
304
Deyim
pull leg
f.
arkasından iş çevirmek
305
Deyim
pull leg
f.
şaka yapmak
306
Deyim
pull leg
f.
işletmek
307
Deyim
pull leg
f.
takılmak
308
Deyim
pull leg
f.
gırgıra almak
309
Deyim
pull leg
f.
alay etmek
310
Deyim
pull leg
f.
kandırmak
311
Deyim
pull leg
f.
kafa bulmak
312
Deyim
pull leg
f.
taşak geçmek
313
Deyim
pull leg
f.
makara yapmak
314
Deyim
pull leg
f.
maytap geçmek
315
Deyim
pull leg
f.
makaraya sarmak
316
Deyim
pull leg
f.
matrağa almak
317
Deyim
put (one's) pants on one leg at a time (just like everybody else) [australia]
f.
herkes gibi olmak
318
Deyim
put (one's) pants on one leg at a time (just like everybody else) [australia]
f.
sıradan insan olmak
319
Deyim
put (one's) pants on one leg at a time (just like everybody else) [australia]
f.
etten kemikten insan olmak
320
Deyim
put (one's) pants on one leg at a time (just like everybody else) [australia]
f.
senin benim gibi biri olmak
321
Deyim
pull somebody's leg
f.
şaka yapmak
322
Deyim
pull somebody's leg
f.
gırgıra almak
323
Deyim
pull somebody's leg
f.
alay etmek
324
Deyim
pull somebody's leg
f.
takılmak
325
Deyim
pull somebody's leg
f.
dalga geçmek
326
Deyim
pull somebody's leg
f.
işletmek
327
Deyim
pull the leg of
f.
keklemek
328
Deyim
pull the leg of
f.
dalgaya almak
329
Deyim
pull the leg of
f.
kandırmak
330
Deyim
pull the leg of
f.
şaka yapmak
331
Deyim
crooked as a dog's hind leg
expr.
dürüst olmayan
332
Deyim
can talk the hind leg off a donkey
expr.
çenesi düşük
333
Deyim
the boot is on the other leg
expr.
durum değişti
334
Deyim
shake a leg
expr.
çabuk ol
335
Deyim
can talk the hind leg off a donkey
expr.
geveze
336
Deyim
the boot is on the other foot/leg
expr.
her şey tepetaklak oldu
337
Deyim
crooked as a dog's hind leg
expr.
namussuz
338
Deyim
the boot is on the other foot/leg
expr.
olay tersyüz oldu
339
Deyim
as crooked as a dog's hind leg
expr.
madrabaz
340
Deyim
the boot is on the other foot/leg
expr.
olay tersine döndü
341
Deyim
shake a leg
expr.
kaldır kıçını
342
Deyim
as crooked as a dog's hind leg
expr.
namussuz
343
Deyim
crooked as a dog's hind leg
expr.
madrabaz
344
Deyim
show a leg!
expr.
kalk yataktan!
345
Deyim
on one's last leg
expr.
son demlerinde
346
Deyim
arm and a leg
expr.
pahalı
347
Deyim
on one's last leg
expr.
yıkılmak üzere
348
Deyim
crooked as a dog's hind leg
expr.
üçkağıtçı
349
Deyim
as crooked as a dog's hind leg
expr.
üçkağıtçı
350
Deyim
puts (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else)
expr.
senin benim gibi (biri)
351
Deyim
puts (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else)
expr.
etten kemikten (insan)
352
Deyim
puts (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else)
expr.
sıradan (insan)
353
Deyim
puts (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else)
expr.
herkes gibi (biri)
354
Deyim
puts (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else)
expr.
normal (biri)
355
Deyim
puts (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else)
expr.
herkesten farksız (biri)
356
Deyim
(one) puts (one's) pants on one leg at a time
expr.
(biri) senin benim gibi biri
357
Deyim
(one) puts (one's) pants on one leg at a time
expr.
(biri) etten kemikten insan
358
Deyim
(one) puts (one's) pants on one leg at a time
expr.
(biri) sıradan insan
359
Deyim
(one) puts (one's) pants on one leg at a time
expr.
(biri) herkes gibi biri
360
Deyim
arm and a leg
expr.
fahiş fiyat
361
Deyim
arm and a leg
expr.
astronomik bir para
362
Deyim
arm and a leg
expr.
çok fazla para
363
Deyim
arm and a leg
expr.
kol gibi fiyat
364
Deyim
arm and a leg
expr.
çok yüksek meblağ
365
Deyim
arm and a leg
expr.
anasının nikahı
366
Deyim
arm and a leg
expr.
tonla para
367
Deyim
arm and a leg
expr.
servet
368
Deyim
without a leg to stand on
expr.
hiçbir dayanağı olmadan
369
Deyim
without a leg to stand on
expr.
tutunacak dalı olmadan
370
Deyim
without a leg to stand on
expr.
hiçbir desteği olmadan
371
Deyim
without a leg to stand on
expr.
hiçbir kanıtı/delili olmadan
372
Deyim
without a leg to stand on
expr.
hiçbir gerekçesi olmadan
373
Deyim
you're pulling my leg
expr.
benimle kafa buluyorsun
Speaking
374
Konuşma
dont pull my leg
expr.
benim ile dalga geçme
375
Konuşma
are you pulling my leg?
expr.
benimle dalga mı geçiyorsun?
376
Konuşma
pull the other leg it's got bells on!
expr.
ben de inandım!
377
Konuşma
break a leg!
expr.
bol şanslar!
378
Konuşma
don't pull my leg
expr.
benimle kafa bulma
379
Konuşma
pull the other leg it's got bells on!
expr.
ben de yedim!
380
Konuşma
pull the other leg!
expr.
ben de yedim!
381
Konuşma
leg cut off below the knee
expr.
bacağı diz altından kesilmiş
382
Konuşma
you are pulling my leg
expr.
benimle kafa buluyorsun
383
Konuşma
pull the other leg!
expr.
ben de inandım!
384
Konuşma
are you pulling my leg?
expr.
benimle kafa mı buluyorsun?
385
Konuşma
how'd you hurt your leg?
expr.
bacağını nasıl incittin?
386
Konuşma
I have a pain in my leg
expr.
bacağım ağrıyor
387
Konuşma
I fell down and broke my leg
expr.
düştüm ayağımı kırdım
388
Konuşma
I fell down and broke my leg
expr.
düştüm ve ayağımı kırdım
389
Konuşma
take your hand off my leg
expr.
elini bacağımdan çek
390
Konuşma
break a leg!
expr.
göreyim seni!
391
Konuşma
break a leg!
expr.
iyi şanslar!
Technical
392
Teknik
leg pipe
i.
ayak borusu
393
Teknik
leg protector
i.
bacak koruyucu
394
Teknik
nose leg
i.
burun iniş takımı
395
Teknik
multi-leg junction
i.
çok ayaklı kavşak
396
Teknik
multi-leg intersection
i.
çok ayaklı kavşak
397
Teknik
frame leg
i.
çerçeve kolonu
398
Teknik
support leg
i.
destek ayağı
399
Teknik
four-leg and endless sewn flat woven webbing sling
i.
dört ayaklı ve sonsuz dikişli düz kalın dokuma sapanlar
400
Teknik
four-leg sling
i.
dört kollu sapan
401
Teknik
leg of a fillet weld
i.
dolgu kaynağı ayağı
402
Teknik
four-leg intersection
i.
dörtlü kavşak
403
Teknik
four-leg derrick
i.
dört bacaklı derik
404
Teknik
four-leg junction
i.
dörtlü kavşak
405
Teknik
equal leg angle
i.
eşitkenar köşebent
406
Teknik
equal leg angle
i.
eşit kenarlı köşebent
407
Teknik
landing leg
i.
iniş ayağı
408
Teknik
two-leg sling
i.
iki kollu sapan
409
Teknik
truss-type leg
i.
kafes tipi ayak
410
Teknik
boiler water leg
i.
kazan su bölümü
411
Teknik
intersection leg
i.
kavşak ayağı
412
Teknik
tail wheel leg
i.
kuyruk iniş takımı
413
Teknik
landing leg
i.
mekanik ayak
414
Teknik
the effect of the simulated movement of a furniture leg
i.
mobilya ayağının taklit edilmiş hareketinin etkisi
415
Teknik
centre leg
i.
orta ayak
416
Teknik
single leg gantry crane
i.
tek ayak portal vinç
417
Teknik
telescopic leg
i.
teleskopik ayak
418
Teknik
three and four-leg round sling assemblies
i.
üç ve dört ayaklı yuvarlak sapan tertibatları
419
Teknik
three-leg differential protection
i.
üç bacaklı diferansiyel koruma
420
Teknik
single leg gantry crane
i.
yarı portal vinç
421
Teknik
star leg
i.
yıldız ayak
422
Teknik
odd-leg caliper
i.
ayak uçları aynı yöne dönük kumpas
423
Teknik
odd-leg caliper
i.
kumpas ve pergelden oluşan çizim aleti
424
Teknik
odd-leg caliper
i.
hermafrodit kumpas
425
Teknik
salm (single-anchor leg mooring)
kısalt.
tek çapalı bağlama
426
Teknik
salm (single-anchor leg mooring)
kısalt.
tek çapalı demirleme
427
Teknik
salm (single-anchor leg mooring)
kısalt.
açık deniz petrol çıkarma sisteminde kullanılan bir bağlama yöntemi
Informatics
428
Bilişim
receive leg
i.
alış bacağı
Telecom
429
Telekom
receive leg
i.
alış ayağı
Textile
430
Tekstil
leg length
i.
bacak uzunluğu
431
Tekstil
wide leg trouser
i.
bol paça pantolon
432
Tekstil
skinny leg
i.
dar paça
433
Tekstil
regular leg
i.
düz paça
434
Tekstil
straight leg
i.
düz kesim
435
Tekstil
tuft leg length
i.
ilmek ucu hav boyu
436
Tekstil
inside leg
i.
iç bacak
437
Tekstil
inside leg seam
i.
iç paça dikişi
438
Tekstil
leg-of-mutton
i.
koyun ayağı şeklinde üçgen yaka ya da kol kenarı
439
Tekstil
trouser leg width
i.
pantolon paça genişliği
440
Tekstil
shortening of trouser leg
i.
paça boyu kısaltma
441
Tekstil
trouser leg retaining device
i.
paça boyu genişletme kısaltma makinesi
442
Tekstil
leg warmer
i.
dizlik
443
Tekstil
leg warmer
i.
dolak
444
Tekstil
leg-warmers
i.
tozluklar
445
Tekstil
pant leg
i.
pantolon bacağı
446
Tekstil
shorten trouser leg
f.
paça boyu kısaltmak
Construction
447
İnşaat
frame leg
i.
çerçeve ayağı
448
İnşaat
guy leg
i.
gergi ayağı
449
İnşaat
hinged leg
i.
menteşeli devirme istinadı
450
İnşaat
leg bridge
i.
ayaklı köprü
Furniture
451
Mobilya
therm leg
i.
18. yüzyıla ait bir mobilya ayaklığı
452
Mobilya
trumpet leg
i.
trompet şeklindeki mobilya ayağı
453
Mobilya
rail to leg joints
i.
ayak-kayıt birleştirmeler
454
Mobilya
cabriole leg
i.
üst taraftan dışbükey aşağı indikçe içbükey olan mobilya ayağı
455
Mobilya
bandy-leg
i.
kabriyole tarzdaki mobilya bacağı
456
Mobilya
gate-leg table
i.
açılır kapanır masa
457
Mobilya
gate-leg table
i.
kanat ayaklı genişler masa
Automotive
458
Otomotiv
leg out of bed
i.
biyelin bloktan dışarı fırlaması
459
Otomotiv
leg length
i.
dikiş kenarı
460
Otomotiv
dog leg
i.
keskin dönemeç
461
Otomotiv
swivel leg
i.
muylu kolu
462
Otomotiv
chassis leg
i.
şasi bacağı
463
Otomotiv
spring leg
i.
yay ayağı
464
Otomotiv
leg it
expr.
gaza bas
Aeronautic
465
Havacılık
empty leg
i.
boş uçuş
466
Havacılık
base leg
i.
esas bacak
467
Havacılık
automatic leg restraint
i.
otomatik ayak mesnedi
468
Havacılık
down-wind leg
i.
rüzgar altı bacağı
Marine
469
Denizcilik
leg type offshore structure
i.
ayak tipi açıkdeniz yapıları
470
Denizcilik
tension leg-type oil drilling rig
i.
çekme kazıklı tip petrol sondaj platformu
471
Denizcilik
tension leg-type platform
i.
çekme kazıklı tip platform
472
Denizcilik
a good leg
i.
rotaya yakın olarak seyretme
473
Denizcilik
leg of-mutton (sail)
i.
üç köşeli yelken
Petrol
474
Petrol
single-anchor leg mooring
i.
tek çapalı bağlama
475
Petrol
single-anchor leg mooring
i.
tek çapalı demirleme
476
Petrol
single-anchor leg mooring
i.
açık deniz petrol çıkarma sisteminde kullanılan bir bağlama yöntemi
Medical
477
Medikal
bow leg
i.
çarpık (parantez) bacak
478
Medikal
bandy leg
i.
çarpık (parantez) bacak
479
Medikal
leg edema
i.
ayak ödemi
480
Medikal
scaley-leg mite
i.
ayak uyuz böceği
481
Medikal
lower leg
i.
alt bacak
482
Medikal
scaley leg mite
i.
ayak uyuz böceği
483
Medikal
ipsilateral iliac nodes (dog-leg field/para-aortic strip)
i.
aynı taraf iliyak lenf düğümleri
484
Medikal
foot and leg protectors
i.
ayak ve bacak koruyucuları
485
Medikal
lower leg pain
i.
alt bacak ağrısı
486
Medikal
lower leg extremity
i.
alt bacak ekstremite
487
Medikal
leg cramp
i.
ayak krampı
488
Medikal
leg ulcer
i.
bacak ülseri
489
Medikal
leg numbing
i.
bacak uyuşması
490
Medikal
dead leg
i.
bacak kaslarındaki kramp veya spazm
491
Medikal
leg length discrepancy
i.
bacak uzunluğunda eşitsizlik
492
Medikal
leg injuries
i.
bacak yaralanmaları
493
Medikal
malignant eccrine poroma on the leg
i.
bacak lokalizasyonlu malin ekrin poroma
494
Medikal
leg pain
i.
bacak ağrısı
495
Medikal
lower-leg pain
i.
baldır ağrısı
496
Medikal
dead leg
i.
bir darbe sonucu uyuşan veya sertleşen ağrılı bacak
497
Medikal
crooked leg
i.
çarpık bacak
498
Medikal
lower leg
i.
düşük ayak
499
Medikal
diagonal arm and leg movements
i.
diyagonal kol ve ayak hareketleri
500
Medikal
exercise-induced lower leg pain
i.
egzersize bağlı alt bacak ağrısı
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of leg
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy