ara - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

ara



"ara" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 3 sonuç

İngilizce Türkçe
Astronomy
ara i. güney yarımküre'de dürbün ve cetvel takımyıldızı yakınlarındaki bir takımyıldız
Abbreviation
ara i. kraliyet akademisi öğretim üyesi
Ornithology
ara i. makavlar

"ara" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 108 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
ara recess i.
ara gap i.
ara break i.
ara intermediary s.
ara interim i.
ara intermediate s.
General
ara chasm i.
ara wait i.
ara check i.
ara surcease i.
ara respite i.
ara spacing i.
ara abscission i.
ara truce i.
ara lull i.
ara interlude i.
ara discontinuation i.
ara letup i.
ara discontinuance i.
ara terms i.
ara half i.
ara spread i.
ara margin i.
ara relation i.
ara distance i.
ara interval i.
ara cessation i.
ara breather i.
ara recreation i.
ara interspace i.
ara hiatus i.
ara time lag i.
ara pause i.
ara half time i.
ara breathing-space i.
ara time-out i.
ara stand-down i.
ara intermission i.
ara interstice i.
ara cease i.
ara comma i.
ara meantime i.
ara interruption i.
ara lapse i.
ara range i.
ara stop i.
ara leg i.
ara interm i.
ara chasm i.
ara chaun [obsolete] i.
ara relache i.
ara void i.
ara mean [obsolete] i.
ara intermezzo i.
ara middle s.
ara mediate s.
ara recessional s.
ara interlocutory s.
ara transitive s.
ara mesal s.
ara mezzo s.
ara intermedious [obsolete] s.
ara intervenient s.
ara meanwhile zf.
ara discontinuity i.
Trade/Economic
ara interim i.
ara discontinuation i.
ara interruption i.
ara time-lag i.
ara recess i.
ara discontinuance i.
ara intermediate s.
Law
ara mesne i.
Media
ara breakout session i.
Technical
ara stop i.
ara buffer i.
ara pause i.
ara interregnum i.
ara footing i.
ara pitch i.
ara intermission i.
ara break i.
ara space i.
Computer
ara dec i.
ara breaks i.
ara search expr.
ara search for expr.
ara dialin expr.
ara look up expr.
ara look for expr.
ara lookup expr.
ara place call expr.
ara call expr.
ara dial expr.
ara place a call expr.
Mechanic
ara clearance i.
Architecture
ara partition i.
Automotive
ara interval i.
Medical
ara intermediate i.
ara interruption i.
Biology
ara osculant s.
Education
ara breaktime i.
Meteorology
ara pause i.
Sport
ara half time i.
Art
ara intermission i.
Music
ara intermedius i.
Latin
ara spatium i.
Modern Slang
ara a blow i.

"ara" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
ara verme pause i.
ara vermek have a break f.
ara vermek pause f.
oturuma ara vermek adjourn f.
ara sıra sometimes zf.
ara sıra occasionally zf.
General
kısa ara short break i.
ara yol alley i.
ara miktar pause quanta i.
çalışmaya ara verme sabbatism i.
ara tatil intersession i.
tiyatroda ara salonu foyer i.
ara bulucu interceder i.
ara kapı communicating door i.
ara kablosu lead i.
ara yol crossroad i.
ara açılması rift i.
ara bulucu mediator i.
ara mallar intermediate i.
ara yol aisle i.
ara dönem interlude i.
ara yol byroad i.
ara duvar party wall i.
ingiliz ara oyunu english interludes i.
ara bulucu moderator i.
ara rejim interim regyme i.
ara verme relief i.
ara teftiş interim audit i.
ara maddeler excipients i.
ara değer hesabı interpolation i.
ara yerde betweenness i.
ara ürünler intermediates i.
ara verme solution i.
ara kablosu connecting cable i.
ara seçim bye election i.
ara bozukluğu rift i.
minimum ara boşluğu minimum clearance i.
ara rejim interim regime i.
iki kat arasında kurulu ara kat mezzanine i.
ara rapor interim report i.
ara verme suspension i.
gemileri farklı iki su düzeyinin birinden öbürüne aşırmak için yapılmış ara havuz lock i.
ara oyunu interludes i.
bilgisayar ara birimleri computer interfaces i.
ara takozu link block i.
ara dönem interregnum period i.
kısa ara quick break i.
ara ıslatımlı intermediate wet i.
ara yol bystreet i.
ara yönler intercardinal points i.
karbonat ya da bi karbonat bileşimi ya da her ikisini içeren ara tuz sesquicarbonate i.
ara kontrol intermediate control i.
ara ürün byproduct i.
ara toplam sub total i.
ara verme break i.
ara karar interim decision i.
ara karar preceding judgment i.
ara sokak side street i.
ara sokak alley i.
ara parça connector i.
ara öğün elevenses i.
ara öğün snack i.
ara öğün refreshment i.
ara ısıtıcı reheater i.
ara bulucu peace maker i.
ara verme cessation i.
veriyi ara belleğe alma data buffering i.
ara parçası easement i.
ara yol by-road i.
ara seçim by-election i.
ara sokak by-street i.
ara bağlantı inter-relationship i.
ara sıra kullanım için tutulan ev pied-a-terre i.
yol üzerinde bir ara noktada konaklamaya ve başka tarifelerle birleştirilmeye imkan tanımayan tarife point-to-point air fare i.
ara kat interstage i.
ara faslı interlude i.
ara duvar partition i.
ara bölme partition i.
ara kablo patch cord i.
ara hakediş progress payment i.
ara toplam subtotal i.
ara kuşak transgeneration i.
ara istasyon way station i.
ara durak way station i.
ara sıra içen occasional drinker i.
bir aylık ara a month-long recess i.
ara cadde surface street i.
ara taban midsole i.
ara/kısa/kese/kestirme yol rat run i.
ara/kısa/kese/kestirme yol rat-run i.
ara kesinlik intermediate precision i.
(satrançta) ara hamle zwischenzug i.
(satrançta) ara hamle intermediate move i.
ara faktör intermediate factor i.
kısa bir ara a short break i.
ara ürün by-product i.
ara form intermediate form i.
ara mesafe intermediate distance i.
kısa zihinsel ara brain-break i.
ara dinlenme rest break i.
ara dinlenme break i.
ara tatil mid-term break i.
ara bulan kimse compromiser i.
ara renk accent color i.
ara renk accent colour i.
ara basamak intermediate step i.
ara adım intermediate step i.
ara adım intermediary step i.
ara basamak intermediary step i.
ara bulucu peacemaker i.
ara sokak back street i.
ara yol aisleway i.
konuşma vs. ara verme cesura i.
birdenbire ara verme chasm i.
konuşma vs. ara verme caesura i.
ara bozan kimse embroiler i.
oyunun kurallarına ara verme çağrısı barley [dialect] i.
ara verme letup i.
ara verme let-up i.
ara zamanı mean [obsolete] i.
iki uç arasında ara bulucu olma meanness i.
ara yol mews i.
(güney afrika'da) çiftçi kooperatifine ekin veya yün kırkma için yapılan ara ödeme middelskot [south africa] i.
(sevgiliyle) ilişkiye ara verme break i.
(konferans) ara oturum breakout i.
(briçte) oyuncunun deklarasyon veya oyundan önce düşünmek için verdiği uzun ara huddle i.
hayvan türü veya grubu ile varsayılan ataları arasındaki evrimsel ara form missing link i.
tercih edilen ara figür missing link i.
değerli olan ara pozisyon missing link i.
ara buluculuk moderatorship i.
ara bulucu kadın moderatrix i.
ara öğün morsel i.
ara sokak ile caddenin birleştiği yer mouth i.
(aşıklar arasında) ara bulucu love broker i.
ara bulan kimse lubricant i.
ara öğün lunch i.
ara sıra olan bir şey occasional i.
ara sokak ruelle i.
ara söz discursion i.
ara parça interlink i.
ara bağlantı interlink i.
ara bağlantı interlinking i.
ara verme disturbance i.
ara sıra belediyeden yardım alan kimse casual [uk] i.
mutlu sonla biten ara oyunu comedy [obsolete] i.
ara ödüllü yarış course des primes i.
açık ara önde olma cushion i.
ara öğün drinking [dialect] [uk] i.
ara sözcük parembole i.
ara sözcük paremptosis i.
ara bağlantı unsuru mean i.
ara unsur instrumentality i.
ara gösteri yapan oyuncu interluder i.
ara dönem intermean [obsolete] i.
ara form intermediary i.
ara aşama intermediary i.
ara ürün intermediary i.
ara tatil interterm i.
(atletler için) yavaş tempolu ara egzersizleri de içeren hızlı egzersiz serisi interval i.
ara dünya interworld i.
ara sıra yapılan tenkit potshot i.
ara sıra et veya balık tüketen vejetaryen kimse flexitarian i.
ara renk secondary i.
ara mal semimanufacture i.
ara verme preterition i.
ara verme pretermission i.
okyanus suyunda akış hızının arttığı ara katman pycnocline i.
(ara yüz tasarımı) bir ürünü sahibi için vazgeçilmez hale getiren özgün niteliklerin sunumu stickiness i.
ara bulucu stickler [obsolete] i.
ara verme surceaseance i.
ara vermek discontinue f.
ara bulmak mediate f.
ara vermek lay off f.
ara vermek space out f.
ara vermek have break f.
ara vermek lie off f.
ara bulmak compromise f.
ara vermek prorogue f.
ara vermek break f.
ara vermek adjourn f.
ara vermek suspend f.
geçici olarak ara vermek intermittence f.
ara bozmak destroy the friendship f.
ara vermek have a break f.
ara sıra nefes almak breathe spasmodically f.
ara vermek have a breather f.
ara vermek recess f.
ara buluculuk yapmak compose f.
ara toplam çıkarmak subtotal f.
ara vermek (toplantıya) recess f.
ara bulmak reconcile f.
işlemden geçirmek (ham ya da ara malları) treat f.
ara vermek take a break f.
ara bulmak settle a dispute f.
ara vermeksizin restlessly f.
ara vermek lay over f.
ara vermek make a pause f.
ara vermek surcease f.
ara vermek remit f.
ara bozmak set at odds f.
ara bozmak make mischief f.
ara bozmak sow discord f.
ara bozmak disunite f.
ara bozmak create a rift f.
ara bozmak embroil f.
ara vermek pause f.
ara vermek interrupt f.
ara vermek interspace f.
yayına ara vermek go off the air f.
birini kolayca ve açık ara yenmek beat hollow f.
ara vermek take a pause f.
ilişkiye ara vermek take a break in the relationship f.
biraz ara vermek take some time off f.
on beş dakika ara vermek take a fifteen minute break f.
ara gazı vermek rev up the engine f.
ara vermek use a break f.
ara vermek cease f.
ara verdirmek cease f.
ara vermek check f.
ara bulmak temporize f.
ara bulmak temporise f.
ara bulmak upknit [obsolete] f.
geceyi geçirmek için yolculuğa ara vermek hang up f.
ara bulmak mean [obsolete] f.
(briçte) düşünmek için ara vermek huddle f.
ara buluculuk yapmak moderate f.
ara bulmak lubricitate f.
ara bulmak decide f.
ara katman oluşturmak interlayer f.
ara katman oluşturmak interleave f.
ara gösteri sergilemek interlude f.
ara bulmak intervene f.
ara bulmak pander f.
ara söz eklemek parenthesize f.
ara söz eklemek parenthesise f.
açık ara farkla yenmek shame f.
ara vermek sit down f.
ara vermek pretermit f.
ara buluculuk etmek stickle [obsolete] f.
(grev nedeniyle) çalışmaya ara vermek strike f.
ara bozucu divisive s.
ara sıra gözüken sporadic s.
ara sıra yağmur yağan showery s.
ara sıra meydana gelen sporadic s.
ara sıra olan sporadic s.
ara sıra olan occasional s.
ara vermeden nonstop s.
ara sıra olabilen odd s.
ara sıra sporadic s.
ara sıra meydana gelen occasional s.
ara bozucu factious s.
ara sıra meydana gelen odd s.
ara sıra olan snatchy s.
ara (renk) secondary s.
ancak ara sıra iyi olan spotty s.
ara verilmiş suspended s.
ara ara konuşan halting s.
ara ürün derivative s.
ara vermeden non-stop s.
ara vermeden yapılan around-the-clock s.
ara geçitli aisled s.
ara yolu olan aisled s.
ara yolu olmayan aisless s.
ara sıra olan casual s.
ara bulucu reconciliatory s.
ara sıra bozulabilen trick s.
ara vermeyen unresting s.
ara bozucu factional s.
ara bulan upknitting [obsolete] s.
ara işlev gören mezzanine s.
ara sıra olan daimen [obsolete] [scotland] s.
ara sıra meydana gelen daimen [obsolete] [scotland] s.
ara sıra gerçekleşen odd s.
bir ara gerçekleşmiş one s.
bir yarışmacının diğerine açık ara üstün olması ile nitelenen one-sided s.
açık ara (zafer) convincing s.
ara sıra olan infrequent s.
ara katmanlı instratified s.
ara sıra gelişen popping s.
ara niteliğinde olan intermissive s.
ara sıra meydana gelen orra [scotland] s.
ara sıra olan orra [scotland] s.
ara sıra meydana gelen orrow [scotland] s.
ara sıra olan orrow [scotland] s.
ara vermeden unremitting s.
açık ara by far zf.
ara vermeden straight zf.
ara bozucu olarak divisively zf.
ara vermeden continuously zf.
ara sıra off and on zf.
ara sıra in spots zf.
ara sıra from time to time zf.
ara vermeden on and on zf.
iki ay ara ile bimonthly zf.
ara sıra every now and again zf.
bir ara for a moment zf.
ara sıra sometimes zf.
iki ay ara ile every two months zf.
ara sıra every now and then zf.
ara vermeden without a break zf.
ara sıra at intervals zf.
ara sıra every so often zf.
ara sıra now and again zf.
aralıksız bir hamlede ara vermeden at a stretch zf.
bir hafta ara a week off zf.
ara sıra now and then zf.
ara sıra on occasion zf.
bir ara some time zf.
ara sıra here and there zf.
ara vermeden all the time zf.
şu ara at present zf.
ara vermeden ceaselessly zf.
ara sıra at times zf.
ara sıra at regular intervals zf.
bir ara sometime zf.
ara sıra on and off zf.
ara vermeden at a stretch zf.
ara sıra once in a while zf.
ara sıra every once in a while zf.
ara ara sometimes zf.
ara ara intervally zf.
ara ara occasionally zf.
ara ara from time to time zf.
ara sıra occasionally zf.
ara ara off-and-on zf.
bir ara incidentally zf.
geçen hafta bir ara some time last week zf.
ara ile intermittently zf.
ara sıra time to time zf.
(birkaç) gün ara ile a few days apart zf.
açık ara by several lengths zf.
açık ara altında far below zf.
ara vermeden unremittingly zf.
ara vermeden over zf.
ara vermeksizin agitato zf.
ara bularak temporizingly zf.
ara bularak temporisingly zf.
açık ara farkla out and away zf.
ara vermeden unintermittedly zf.
ara vermeden unrestingly zf.
ara sıra whiles zf.
ara sıra whiles [scotland] zf.
açık ara much zf.
ara kademe olmadan direct zf.
ara sıra once and again zf.
ara sıra incidentally zf.
ara pozisyonda intermediately zf.
ara sıra semioccasionally zf.
bir ara somewhen zf.
hidratlı ara form olduğu varsayılan inorganik asit anlamını veren bir ön ek mes- ök.
hidratlı ara form olduğu varsayılan inorganik asit anlamını veren bir ön ek meso- ök.
ara sıra olan occas (occasional) kısalt.
ara sıra occas (occasionally) kısalt.
Phrasals
ara vermeden konuşmak run on f.
işe ara vermek lie by f.
ara vermek let up f.
(iki veya daha çok taraf arasında) anlaşma sağlamak/ara buluculuk yapmak arbitrate between f.
(iki taraf arasında) anlaşma sağlamak/ara buluculuk yapmak arbitrate between (someone and someone else) f.
(iki kişi veya grup) arasında ara buluculuk yapmak step between (someone or something) f.
başka bir yere geçmek için ara vermek/yarıda kesmek adjourn to (some place) f.
ara vermek hold on f.
(bir şey için) bir şeye ara vermek break for something f.
(bir şeye) ara verdikten sonra tekrar devam etmek return from (something or some place) f.
(bir şeye) ara vermeksizin çalışmak labor away (at something) f.
açık ara kaybetmek wipe out f.
açık ara kazanmak romp in [uk] f.
ara kabloyla bağlamak wire into f.
açık ara yenmek snow under f.
açık ara farkla yenmek take away f.
açık ara yenmek take away f.
ara vermek lay aside f.
için ara vermek adjourn to f.
geceyi geçirmek için yolculuğa ara vermek hang up f.
ara vermek break away f.
-e ara vermek break for f.
ara vermek break up f.
(bir şey yapması için) işine ara verdirmek call away f.
(bir ara) uğramak drop around (sometime) f.
ara ara gösterip durmak flash around f.
(bir şey yapmaya) ara verip dinlenmek rest from (doing) (something) f.
(birinin/bir şeyin) açık ara önünde olmak romp all over (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) açık ara önünde olmak romp on (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) açık ara yenmek stomp on (someone or something) f.
ara gazı vermek tach up f.
birini/bir şeyi açık ara yenmek take someone or something apart f.
(birini/bir şeyi) açık ara yenmek tear into (someone or something) f.
Phrases
geçen sene bir zaman/ara sometime last year i.
açık ara by all odds [us] zf.
ara vermeden without cease expr.
açık ara farkla by a long way expr.
ara sıra at one time or another expr.
ara sıra ever and anon expr.
google'da ara google it expr.
iki ay ara ile at two month intervals expr.
(birkaç) gün ara ile several days apart expr.
ara ara (bir şeye) göz atarak with one eye on (something) expr.
ara ara bir şeye göz atarak with one eye on expr.
ara sıra on an irregular basis expr.
sabah bir ara/öğleden sonra bir ara/akşam bir ara of a morning/afternoon/evening expr.
açık ara (by) far and away expr.
açık ara en iyi (bir şey) far and away the best (something) expr.
Proverb
ördeği/kuşu/balığı yuvasında ara hunt where the ducks are
Colloquial
ara ara yapılan aktivite a sometime thing i.
ara sona erdi break over i.
bir ara at one stage i.
kısa bir ara (mahkeme) a short recess i.
açık ara galibiyet blowout i.
orta/ara uzunlukta kadın giysisi midi i.
orta/ara uzunlukta kadın elbisesi midi i.
orta/ara uzunluk midi i.
bir fincan kahve/çay ve bazen de atıştırmalıktan oluşan ara öğün mug–up i.
on dakika ara vermek take ten f.
bir şeye ara vermek give it a rest f.
uzak ara bitirmek romp home f.
(birini) açık ara yenmek give (one) a hammering f.
(birini) açık ara yenmek give (one) a pasting f.
açık ara yenilmek/kaybetmek take a hammering f.
(bir şeyde) birinden/bir şeyden açık ara üstün olmak have it (all) over someone or something (in something) f.
açık ara yenmek blow out f.
(birini) açık ara farkla yenmek knock the starch out of (one) f.
(birini) açık ara yenmek put it to (someone) f.
açık ara yenmek whomp on f.
ara vermek park it f.
birini açık ara yenmek stomp someone f.
açık ara going away zf.
ara sıra ever and again zf.
ara sıra every now and then/again zf.
ara ara every now and then/again zf.
ara beni call me expr.
ara bitti break over expr.
ara sıra on occasions expr.
google'da ara google it expr.
polisi ara call the police expr.
(bir ara) buluşmalıyız/buluşalım we should get together (sometime) expr.
(bir ara) görüşmeliyiz/görüşelim we should get together (sometime) expr.
(bir ara) buluşup beraber bir şeyler yapmalıyız/yapalım we should get together (sometime) expr.
(bir ara) bir araya gelmeliyiz/gelelim we should get together (sometime) expr.
beni ara write if you get work [old-fashioned] expr.
beni ara wiygw (write if you get work) expr.
bir ara bir öğle yemeği yiyelim let's do the lunch thing expr.
bir ara öğlen yemeğinde buluşalım let's do the lunch thing expr.
beni çağrı cihazımdan ara hit me on the hip expr.
beni cepten ara hit me on the hip expr.
beni çağrı cihazından ara hit me on the hip expr.
beni ara hmu (hit me up) expr.
bir ara mutlaka görüşelim we must do lunch sometime expr.
bir ara mutlaka birlikte bir öğlen yemeği yiyelim we must do lunch sometime expr.
bir ara mutlaka buluşalım we must do lunch sometime expr.
google'da ara quod google expr.
hem de açık ara and it's not even close expr.
ara sıra ever and again/anon expr.
ara ara ever and again/anon expr.
bir ara bir öğle yemeği yiyelim we have to do lunch sometime expr.
bir ara mutlaka görüşelim we have to do lunch sometime expr.
bir ara mutlaka birlikte bir öğlen yemeği yiyelim we have to do lunch sometime expr.
bir ara mutlaka buluşalım we have to do lunch sometime expr.
Idioms
açık ara bir numara number one with a bullet i.
açık ara galibiyet/zafer clean sweep i.
ara bozup kavga çıkartan kimse pot stirrer i.
(bir şeye) geçici olarak ara verilmesi a freeze on (something) i.
ara verme a breathing space i.
ara vermek take breath f.
açık ara ikinci olmak be a poor second [uk] f.
açık ara üçüncü olmak be a poor third [uk] f.
açık ara ikinci olmak come a poor second [uk] f.
açık ara üçüncü olmak come a poor third [uk] f.
açık ara farkla yenmek/kazanmak beat (someone) hands down f.
açık ara farkla mağlup etmek beat (someone) hands down f.
açık ara farkla galip gelmek beat (someone) hands down f.
açık ara farkla yenmek/kazanmak win (something) hands down f.
açık ara farkla mağlup etmek win (something) hands down f.
açık ara farkla galip gelmek win (something) hands down f.
açık ara farkla yenmek knock the hell out of (one) f.
açık ara farkla kazanmak knock the hell out of (one) f.
açık ara farkla galip gelmek knock the hell out of (one) f.
açık ara farkla mağlup etmek knock the hell out of (one) f.
açık ara yenilmek get taken to the cleaners (by someone) f.
açık ara önde olmak be well ahead f.
ara bozmak make mischief f.
ara bozup kavga çıkarmak stir the pot f.
ara vermek take time out f.
ara vermek take one's break f.
bir yıl ara vermek take a year off f.
bir ara yol bulmak steer a middle course f.
seçimleri açık ara farkla kazanmak win by landslide f.
(birine) nefes aldırmak/ara verdirmek spell someone at the wheel f.
(yemeye vs. ara verip) nefes almak come up for air f.
(çalışmaya) ara vermek break off f.
(yaptığı işe) ara vermek come up for air f.
(bir şeyi yapmaya) ara vermek make a break in f.
ara yolu bulmak follow a middle course f.
ara yolu bulmak follow/steer/take a middle course f.
ara yolu bulmak find a/the middle way f.
(birini) açık ara yenmek pin back (one's) ears f.
(birini) açık ara yenmek pin back (one's) ears f.
(biri tarafından) açık ara geçilmek be eating (one's) dust f.
işe ara vermek hang up (one's) hatchet f.
işe ara vermek hang up (one's) hatchet f.
açık ara yenmek/kazanmak romp to victory [uk] f.
açık ara yenmek/kazanmak romp home victory f.