ara ara - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

ara ara



"ara ara" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 10 sonuç

Türkçe İngilizce
General
ara ara sometimes zf.
ara ara intervally zf.
ara ara occasionally zf.
ara ara from time to time zf.
ara ara off-and-on zf.
Colloquial
ara ara every now and then/again zf.
ara ara ever and again/anon expr.
Idioms
ara ara in snatches zf.
ara ara by fits and starts expr.
ara ara in fits and starts expr.

"ara ara" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
ara recess i.
ara gap i.
ara verme pause i.
ara break i.
ara vermek have a break f.
ara vermek pause f.
oturuma ara vermek adjourn f.
ara intermediary s.
ara sıra sometimes zf.
ara sıra occasionally zf.
ara interim i.
ara intermediate s.
General
ara bulucu interceder i.
çalışmaya ara verme sabbatism i.
ara tatil intersession i.
tiyatroda ara salonu foyer i.
ara miktar pause quanta i.
ara surcease i.
ara check i.
kısa ara short break i.
ara yol alley i.
ara respite i.
ara interlude i.
ara discontinuation i.
ara verme solution i.
ara ürünler intermediates i.
ara kablosu connecting cable i.
ara seçim bye election i.
ara yol bystreet i.
minimum ara boşluğu minimum clearance i.
ara rejim interim regime i.
iki kat arasında kurulu ara kat mezzanine i.
ara rapor interim report i.
ara verme suspension i.
ara spacing i.
ara letup i.
ara hiatus i.
ara truce i.
ara lull i.
ara ıslatımlı intermediate wet i.
ara değer hesabı interpolation i.
ara yerde betweenness i.
gemileri farklı iki su düzeyinin birinden öbürüne aşırmak için yapılmış ara havuz lock i.
ara oyunu interludes i.
bilgisayar ara birimleri computer interfaces i.
ara takozu link block i.
ara dönem interregnum period i.
ara interspace i.
kısa ara quick break i.
ara kapı communicating door i.
ara kablosu lead i.
ara yol crossroad i.
ara distance i.
ara interval i.
ara cessation i.
ara açılması rift i.
ara bulucu mediator i.
ara mallar intermediate i.
ara yol aisle i.
ara yol byroad i.
ara duvar party wall i.
ara margin i.
ara relation i.
ingiliz ara oyunu english interludes i.
ara terms i.
ara half i.
ara bulucu moderator i.
ara spread i.
ara verme relief i.
ara teftiş interim audit i.
ara dönem interlude i.
ara breather i.
ara rejim interim regyme i.
ara chasm i.
ara recreation i.
ara wait i.
ara maddeler excipients i.
ara abscission i.
ara bozukluğu rift i.
ara discontinuance i.
ara yönler intercardinal points i.
karbonat ya da bi karbonat bileşimi ya da her ikisini içeren ara tuz sesquicarbonate i.
ara pause i.
ara time lag i.
ara kontrol intermediate control i.
ara ürün byproduct i.
ara toplam sub total i.
ara verme break i.
ara karar interim decision i.
ara karar preceding judgment i.
ara sokak side street i.
ara sokak alley i.
ara half time i.
ara parça connector i.
ara öğün elevenses i.
ara öğün snack i.
ara öğün refreshment i.
ara ısıtıcı reheater i.
ara bulucu peace maker i.
ara verme cessation i.
veriyi ara belleğe alma data buffering i.
ara parçası easement i.
ara breathing-space i.
ara yol by-road i.
ara sokak by-street i.
ara seçim by-election i.
ara bağlantı inter-relationship i.
ara sıra kullanım için tutulan ev pied-a-terre i.
ara time-out i.
yol üzerinde bir ara noktada konaklamaya ve başka tarifelerle birleştirilmeye imkan tanımayan tarife point-to-point air fare i.
ara stand-down i.
ara kat interstage i.
ara faslı interlude i.
ara intermission i.
ara interstice i.
ara cease i.
ara comma i.
ara meantime i.
ara interruption i.
ara lapse i.
ara duvar partition i.
ara kablo patch cord i.
ara bölme partition i.
ara hakediş progress payment i.
ara range i.
ara stop i.
ara toplam subtotal i.
ara leg i.
ara interm i.
ara kuşak transgeneration i.
ara istasyon way station i.
ara durak way station i.
ara sıra içen occasional drinker i.
bir aylık ara a month-long recess i.
ara cadde surface street i.
ara taban midsole i.
ara/kısa/kese/kestirme yol rat run i.
ara/kısa/kese/kestirme yol rat-run i.
ara kesinlik intermediate precision i.
(satrançta) ara hamle intermediate move i.
(satrançta) ara hamle zwischenzug i.
ara faktör intermediate factor i.
kısa bir ara a short break i.
ara ürün by-product i.
ara form intermediate form i.
ara mesafe intermediate distance i.
kısa zihinsel ara brain-break i.
ara dinlenme rest break i.
ara dinlenme break i.
ara tatil mid-term break i.
ara bulan kimse compromiser i.
ara renk accent color i.
ara renk accent colour i.
ara basamak intermediate step i.
ara adım intermediate step i.
ara adım intermediary step i.
ara basamak intermediary step i.
ara bulucu peacemaker i.
ara sokak back street i.
ara yol aisleway i.
konuşma vs. ara verme cesura i.
ara chasm i.
birdenbire ara verme chasm i.
ara chaun [obsolete] i.
ara relache i.
konuşma vs. ara verme caesura i.
ara bozan kimse embroiler i.
oyunun kurallarına ara verme çağrısı barley [dialect] i.
ara void i.
ara verme letup i.
ara verme let-up i.
ara mean [obsolete] i.
ara zamanı mean [obsolete] i.
iki uç arasında ara bulucu olma meanness i.
ara yol mews i.
(güney afrika'da) çiftçi kooperatifine ekin veya yün kırkma için yapılan ara ödeme middelskot [south africa] i.
(sevgiliyle) ilişkiye ara verme break i.
(konferans) ara oturum breakout i.
(briçte) oyuncunun deklarasyon veya oyundan önce düşünmek için verdiği uzun ara huddle i.
hayvan türü veya grubu ile varsayılan ataları arasındaki evrimsel ara form missing link i.
tercih edilen ara figür missing link i.
değerli olan ara pozisyon missing link i.
ara buluculuk moderatorship i.
ara bulucu kadın moderatrix i.
ara öğün morsel i.
ara sokak ile caddenin birleştiği yer mouth i.
(aşıklar arasında) ara bulucu love broker i.
ara bulan kimse lubricant i.
ara öğün lunch i.
ara sıra olan bir şey occasional i.
ara sokak ruelle i.
ara söz discursion i.
ara parça interlink i.
ara bağlantı interlink i.
ara bağlantı interlinking i.
ara verme disturbance i.
ara sıra belediyeden yardım alan kimse casual [uk] i.
mutlu sonla biten ara oyunu comedy [obsolete] i.
ara ödüllü yarış course des primes i.
açık ara önde olma cushion i.
ara öğün drinking [dialect] [uk] i.
ara sözcük parembole i.
ara sözcük paremptosis i.
ara bağlantı unsuru mean i.
ara unsur instrumentality i.
ara gösteri yapan oyuncu interluder i.
ara dönem intermean [obsolete] i.
ara form intermediary i.
ara aşama intermediary i.
ara ürün intermediary i.
ara intermezzo i.
ara tatil interterm i.
(atletler için) yavaş tempolu ara egzersizleri de içeren hızlı egzersiz serisi interval i.
ara dünya interworld i.
ara sıra yapılan tenkit potshot i.
ara sıra et veya balık tüketen vejetaryen kimse flexitarian i.
ara renk secondary i.
ara mal semimanufacture i.
ara verme preterition i.
ara verme pretermission i.
okyanus suyunda akış hızının arttığı ara katman pycnocline i.
(ara yüz tasarımı) bir ürünü sahibi için vazgeçilmez hale getiren özgün niteliklerin sunumu stickiness i.
ara bulucu stickler [obsolete] i.
ara verme surceaseance i.
ara bulmak mediate f.
ara vermek discontinue f.
ara vermek have break f.
ara vermek space out f.
ara vermek lay off f.
ara bozmak destroy the friendship f.
ara vermek lie off f.
ara vermek prorogue f.
ara vermek break f.
ara vermek adjourn f.
ara bulmak reconcile f.
ara bulmak compromise f.
ara vermek suspend f.
geçici olarak ara vermek intermittence f.
ara sıra nefes almak breathe spasmodically f.
ara vermek have a break f.
ara vermek have a breather f.
ara vermek (toplantıya) recess f.
ara toplam çıkarmak subtotal f.
ara vermek recess f.
ara buluculuk yapmak compose f.
ara bulmak settle a dispute f.
ara vermek take a break f.
ara vermeksizin restlessly f.
ara vermek lay over f.
ara vermek make a pause f.
işlemden geçirmek (ham ya da ara malları) treat f.
ara vermek surcease f.
ara vermek remit f.
ara bozmak make mischief f.
ara bozmak set at odds f.
ara bozmak sow discord f.
ara bozmak disunite f.
ara bozmak embroil f.
ara bozmak create a rift f.
ara vermek pause f.
ara vermek interrupt f.
ara vermek interspace f.
yayına ara vermek go off the air f.
birini kolayca ve açık ara yenmek beat hollow f.
ara vermek take a pause f.
ilişkiye ara vermek take a break in the relationship f.
biraz ara vermek take some time off f.
on beş dakika ara vermek take a fifteen minute break f.
ara gazı vermek rev up the engine f.
ara vermek use a break f.
ara vermek cease f.
ara verdirmek cease f.
ara vermek check f.
ara bulmak temporize f.
ara bulmak temporise f.
ara bulmak upknit [obsolete] f.
geceyi geçirmek için yolculuğa ara vermek hang up f.
ara bulmak mean [obsolete] f.
(briçte) düşünmek için ara vermek huddle f.
ara buluculuk yapmak moderate f.
ara bulmak lubricitate f.
ara bulmak decide f.
ara katman oluşturmak interlayer f.
ara katman oluşturmak interleave f.
ara gösteri sergilemek interlude f.
ara bulmak intervene f.
ara bulmak pander f.
ara söz eklemek parenthesize f.
ara söz eklemek parenthesise f.
açık ara farkla yenmek shame f.
ara vermek sit down f.
ara vermek pretermit f.
ara buluculuk etmek stickle [obsolete] f.
(grev nedeniyle) çalışmaya ara vermek strike f.
ara sıra gözüken sporadic s.
ara bozucu divisive s.
ara sıra yağmur yağan showery s.
ara sıra meydana gelen sporadic s.
ara sıra olan occasional s.
ara sıra olan sporadic s.
ara recessional s.
ara sıra olabilen odd s.
ara vermeden nonstop s.
ara sıra sporadic s.
ara sıra meydana gelen occasional s.
ara sıra meydana gelen odd s.
ara middle s.
ara sıra olan snatchy s.
ara (renk) secondary s.
ara bozucu factious s.
ancak ara sıra iyi olan spotty s.
ara mediate s.
ara interlocutory s.
ara verilmiş suspended s.
ara ara konuşan halting s.
ara ürün derivative s.
ara vermeden non-stop s.
ara vermeden yapılan around-the-clock s.
ara geçitli aisled s.
ara yolu olan aisled s.
ara yolu olmayan aisless s.
ara sıra olan casual s.
ara bulucu reconciliatory s.
ara transitive s.
ara sıra bozulabilen trick s.
ara vermeyen unresting s.
ara bozucu factional s.
ara bulan upknitting [obsolete] s.
ara mesal s.
ara işlev gören mezzanine s.
ara mezzo s.
ara sıra olan daimen [obsolete] [scotland] s.
ara sıra meydana gelen daimen [obsolete] [scotland] s.
ara sıra gerçekleşen odd s.
bir ara gerçekleşmiş one s.
bir yarışmacının diğerine açık ara üstün olması ile nitelenen one-sided s.
açık ara (zafer) convincing s.
ara sıra olan infrequent s.
ara katmanlı instratified s.
ara sıra gelişen popping s.
ara intermedious [obsolete] s.
ara niteliğinde olan intermissive s.
ara intervenient s.
ara sıra meydana gelen orra [scotland] s.
ara sıra olan orra [scotland] s.
ara sıra meydana gelen orrow [scotland] s.
ara sıra olan orrow [scotland] s.
ara vermeden unremitting s.
açık ara by far zf.
ara sıra off and on zf.
ara vermeden straight zf.
ara bozucu olarak divisively zf.
ara vermeden continuously zf.
ara sıra in spots zf.
ara sıra from time to time zf.
bir hafta ara a week off zf.
ara meanwhile zf.
ara sıra now and then zf.
ara vermeden on and on zf.
bir ara for a moment zf.
ara sıra every now and again zf.
iki ay ara ile bimonthly zf.
ara sıra on occasion zf.
ara sıra sometimes zf.
ara vermeden without a break zf.
ara sıra every so often zf.
ara sıra now and again zf.
aralıksız bir hamlede ara vermeden at a stretch zf.
ara sıra at intervals zf.
iki ay ara ile every two months zf.
ara sıra every now and then zf.
ara sıra here and there zf.
ara vermeden all the time zf.
şu ara at present zf.
bir ara some time zf.
ara vermeden ceaselessly zf.
ara sıra at times zf.
ara sıra on and off zf.
bir ara sometime zf.
ara vermeden at a stretch zf.
ara sıra at regular intervals zf.
ara sıra every once in a while zf.
ara sıra once in a while zf.
ara sıra occasionally zf.
bir ara incidentally zf.
geçen hafta bir ara some time last week zf.
ara ile intermittently zf.
ara sıra time to time zf.
(birkaç) gün ara ile a few days apart zf.
açık ara by several lengths zf.
açık ara altında far below zf.
ara vermeden unremittingly zf.
ara vermeden over zf.
ara vermeksizin agitato zf.
ara bularak temporizingly zf.
ara bularak temporisingly zf.
açık ara farkla out and away zf.
ara vermeden unintermittedly zf.
ara vermeden unrestingly zf.
ara sıra whiles zf.
ara sıra whiles [scotland] zf.
açık ara much zf.
ara kademe olmadan direct zf.
ara sıra once and again zf.
ara sıra incidentally zf.
ara pozisyonda intermediately zf.
ara sıra semioccasionally zf.
bir ara somewhen zf.
hidratlı ara form olduğu varsayılan inorganik asit anlamını veren bir ön ek mes- ök.
hidratlı ara form olduğu varsayılan inorganik asit anlamını veren bir ön ek meso- ök.
ara sıra olan occas (occasional) kısalt.
ara sıra occas (occasionally) kısalt.
ara discontinuity i.
Phrasals
ara vermeden konuşmak run on f.
işe ara vermek lie by f.
ara vermek let up f.
(iki veya daha çok taraf arasında) anlaşma sağlamak/ara buluculuk yapmak arbitrate between f.
(iki taraf arasında) anlaşma sağlamak/ara buluculuk yapmak arbitrate between (someone and someone else) f.
(iki kişi veya grup) arasında ara buluculuk yapmak step between (someone or something) f.
başka bir yere geçmek için ara vermek/yarıda kesmek adjourn to (some place) f.
ara vermek hold on f.
(bir şey için) bir şeye ara vermek break for something f.
(bir şeye) ara verdikten sonra tekrar devam etmek return from (something or some place) f.
(bir şeye) ara vermeksizin çalışmak labor away (at something) f.
açık ara kaybetmek wipe out f.
açık ara kazanmak romp in [uk] f.
ara kabloyla bağlamak wire into f.
açık ara yenmek snow under f.
açık ara farkla yenmek take away f.
açık ara yenmek take away f.
ara vermek lay aside f.
için ara vermek adjourn to f.
geceyi geçirmek için yolculuğa ara vermek hang up f.
ara vermek break away f.
-e ara vermek break for f.
ara vermek break up f.
(bir şey yapması için) işine ara verdirmek call away f.
(bir ara) uğramak drop around (sometime) f.
ara ara gösterip durmak flash around f.
(bir şey yapmaya) ara verip dinlenmek rest from (doing) (something) f.
(birinin/bir şeyin) açık ara önünde olmak romp all over (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) açık ara önünde olmak romp on (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) açık ara yenmek stomp on (someone or something) f.
ara gazı vermek tach up f.
birini/bir şeyi açık ara yenmek take someone or something apart f.
(birini/bir şeyi) açık ara yenmek tear into (someone or something) f.
Phrases
geçen sene bir zaman/ara sometime last year i.
açık ara by all odds [us] zf.
ara vermeden without cease expr.
açık ara farkla by a long way expr.
ara sıra at one time or another expr.
ara sıra ever and anon expr.
google'da ara google it expr.
iki ay ara ile at two month intervals expr.
(birkaç) gün ara ile several days apart expr.
ara ara (bir şeye) göz atarak with one eye on (something) expr.
ara ara bir şeye göz atarak with one eye on expr.
ara sıra on an irregular basis expr.
sabah bir ara/öğleden sonra bir ara/akşam bir ara of a morning/afternoon/evening expr.
açık ara (by) far and away expr.
açık ara en iyi (bir şey) far and away the best (something) expr.
Proverb
ördeği/kuşu/balığı yuvasında ara hunt where the ducks are
Colloquial
ara ara yapılan aktivite a sometime thing i.
ara sona erdi break over i.
bir ara at one stage i.
kısa bir ara (mahkeme) a short recess i.
açık ara galibiyet blowout i.
orta/ara uzunlukta kadın giysisi midi i.
orta/ara uzunlukta kadın elbisesi midi i.
orta/ara uzunluk midi i.
bir fincan kahve/çay ve bazen de atıştırmalıktan oluşan ara öğün mug–up i.
on dakika ara vermek take ten f.
bir şeye ara vermek give it a rest f.
uzak ara bitirmek romp home f.
(birini) açık ara yenmek give (one) a hammering f.
(birini) açık ara yenmek give (one) a pasting f.
açık ara yenilmek/kaybetmek take a hammering f.
(bir şeyde) birinden/bir şeyden açık ara üstün olmak have it (all) over someone or something (in something) f.
açık ara yenmek blow out f.
(birini) açık ara farkla yenmek knock the starch out of (one) f.
(birini) açık ara yenmek put it to (someone) f.
açık ara yenmek whomp on f.
ara vermek park it f.
birini açık ara yenmek stomp someone f.
açık ara going away zf.
ara sıra ever and again zf.
ara sıra every now and then/again zf.
ara beni call me expr.
ara bitti break over expr.
ara sıra on occasions expr.
google'da ara google it expr.
polisi ara call the police expr.
(bir ara) buluşmalıyız/buluşalım we should get together (sometime) expr.
(bir ara) görüşmeliyiz/görüşelim we should get together (sometime) expr.
(bir ara) buluşup beraber bir şeyler yapmalıyız/yapalım we should get together (sometime) expr.
(bir ara) bir araya gelmeliyiz/gelelim we should get together (sometime) expr.
beni ara write if you get work [old-fashioned] expr.
beni ara wiygw (write if you get work) expr.
bir ara bir öğle yemeği yiyelim let's do the lunch thing expr.
bir ara öğlen yemeğinde buluşalım let's do the lunch thing expr.