Verlauf

fasten

Bedeutungen von dem Begriff "fasten" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 38 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Common Usage
1	Common Usage	fasten v.	bağlamak
General
2	General	fasten v.	iliklemek
3	General	fasten v.	bağlanmak
4	General	fasten v.	tutturulmak
5	General	fasten v.	yapıştırmak
6	General	fasten v.	takmak
7	General	fasten v.	tutturmak
8	General	fasten v.	dikmek
9	General	fasten v.	çengelle bağlamak
10	General	fasten v.	gözünü ayırmamak
11	General	fasten v.	kilitlemek
12	General	fasten v.	kopçalamak
13	General	fasten v.	sabitlemek
14	General	fasten v.	sürmelemek
15	General	fasten v.	raptetmek
16	General	fasten v.	gözünü dikmek
17	General	fasten v.	çengellemek
18	General	fasten v.	raptiyelemek
19	General	fasten v.	tespit etmek
20	General	fasten v.	iliştirmek
21	General	fasten v.	kapamak
22	General	fasten v.	yerleştirmek
23	General	fasten v.	atfetmek
24	General	fasten v.	isnat etmek
25	General	fasten v.	(bir şeyi birine) yüklemek
26	General	fasten v.	üstüne atmak
27	General	fasten v.	musallat olmak
28	General	fasten v.	zorla salça olmak
29	General	fasten v.	dayanıklı hale getirmek
30	General	fasten v.	solmaz hale getirmek
31	General	fasten v.	(bir şeyle) sıkıca tutmak
32	General	fasten v.	(bir şeyle) kontrol altına almak
33	General	fasten v.	(bir şeyle) sıkıca kavramak
34	General	fasten v.	(belirli şekilde) birleştirilmek
35	General	fasten v.	dikkatini odaklamak
36	General	fasten v.	bakışını odaklamak
37	General	fasten v.	dikkatle seçmek
Technical
38	Technical	fasten v.	bağlamak

Bedeutungen, die der Begriff "fasten" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 123 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	fasten upon v.	saplanmak
2	General	fasten with pins v.	iğneyle tutturmak
3	General	fasten on v.	üzerine atmak
4	General	fasten up v.	sabitlemek
5	General	fasten up v.	kilitlemek
6	General	fasten together v.	kenetlemek
7	General	fasten the blame on someone v.	suçu birine yüklemek
8	General	fasten upon v.	kafasına takmak
9	General	fasten with latch v.	mandallamak
10	General	fasten up v.	sürgülemek
11	General	fasten on v.	hedef almak
12	General	fasten on v.	saplanmak
13	General	fasten up v.	bağlamak
14	General	fasten upon v.	üstünde durmak
15	General	fasten down v.	sağlamlaştırmak
16	General	fasten the blame on someone v.	suçu birinin üstüne atmak
17	General	fasten on v.	kafasına takmak
18	General	fasten with a string v.	iple bağlamak
19	General	fasten with a rivet v.	perçinlemek
20	General	fasten with a drawing pin v.	raptiyelemek
21	General	fasten on v.	dikmek (gözü bir yere)
22	General	fasten on v.	tutunmak
23	General	fasten with hooks and eyes v.	kopçalamak
24	General	fasten on v.	bağlamak
25	General	fasten onto v.	tutunmak
26	General	fasten on v.	üstünde durmak
27	General	fasten on v.	amaçlamak
28	General	fasten on v.	yüklemek
29	General	fasten on v.	dikmek (gözü)
30	General	fasten on v.	yapışmak
31	General	fasten buckle v.	toka takmak
32	General	fasten upon v.	kavramak
33	General	fasten on v.	kavramak
34	General	fasten upon v.	kapmak
35	General	fasten on v.	kapmak
36	General	fasten upon v.	-e takılmak
37	General	fasten on v.	-i kafasına takmak
38	General	fasten seat belt v.	emniyet kemeri takmak
39	General	fasten on v.	-e takılmak
40	General	fasten on v.	-e saplanmak
41	General	fasten with pins v.	iğneyle bağlamak
42	General	fasten the nappy at both sides v.	bebeğin bezini bağlamak
43	General	fasten the diaper v.	bebek bezi bağlamak
44	General	fasten the nappy at both sides v.	bebek bezi bağlamak
45	General	fasten the diaper v.	bebeğin bezini bağlamak
46	General	fasten the seat belt v.	emniyet kemerini takmak
47	General	fasten a charge upon v.	suçunu sabit görmek
48	General	fasten a charge upon v.	suçlu bulup cezaya çarptırmak
49	General	fasten [obsolete] v.	sertçe bırakmak
50	General	fasten [obsolete] v.	hızla göndermek
51	General	fasten [obsolete] v.	yanağa kondurmak
52	General	fasten [obsolete] v.	sıkılaştırmak
53	General	fasten [obsolete] v.	güçlendirmek
54	General	fasten [obsolete] v.	kuvvetlendirmek
55	General	fasten [obsolete] v.	onaylamak
56	General	fasten [obsolete] v.	teyit etmek
57	General	fasten [obsolete] v.	tasdik etmek
58	General	fasten on adj.	sarılı
Phrasals
59	Phrasals	fasten (someone, something, or oneself) to (someone or something) v.	(kendini/birini/bir şeyi birine/bir şeye) bağlamak
60	Phrasals	fasten (someone, something, or oneself) to (someone or something) v.	(kendini/birini/bir şeyi birine/bir şeye) tutturmak
61	Phrasals	fasten (someone, something, or oneself) to (someone or something) v.	(kendini/birini/bir şeyi birine/bir şeye) yapıştırmak
62	Phrasals	fasten (someone, something, or oneself) to (someone or something) v.	(kendini/birini/bir şeyi birine/bir şeye) iliştirmek
63	Phrasals	fasten (someone, something, or oneself) to (someone or something) v.	(kendini/birini/bir şeyi birine/bir şeye) sabitlemek
64	Phrasals	fasten someone or something onto someone or something v.	birini/bir şeyi birine/bir şeye bağlamak
65	Phrasals	fasten someone or something onto someone or something v.	birini/bir şeyi birine/bir şeye tutturmak
66	Phrasals	fasten someone or something onto someone or something v.	birini/bir şeyi birine/bir şeye yapıştırmak
67	Phrasals	fasten someone or something onto someone or something v.	birini/bir şeyi birine/bir şeye iliştirmek
68	Phrasals	fasten someone or something onto someone or something v.	birini/bir şeyi birine/bir şeye sabitlemek
69	Phrasals	fasten someone or something to someone or something v.	birini/bir şeyi birine/bir şeye bağlamak
70	Phrasals	fasten someone or something to someone or something v.	birini/bir şeyi birine/bir şeye tutturmak
71	Phrasals	fasten someone or something to someone or something v.	birini/bir şeyi birine/bir şeye yapıştırmak
72	Phrasals	fasten someone or something to someone or something v.	birini/bir şeyi birine/bir şeye iliştirmek
73	Phrasals	fasten someone or something to someone or something v.	birini/bir şeyi birine/bir şeye sabitlemek
74	Phrasals	fasten something down (to something) v.	bir şeyi (bir şeye) bağlamak
75	Phrasals	fasten something down (to something) v.	bir şeyi (bir şeye) tutturmak
76	Phrasals	fasten something down (to something) v.	bir şeyi (bir şeye) sabitlemek
77	Phrasals	fasten something up v.	bir şeyi bağlamak
78	Phrasals	fasten something up v.	bir şeyi kilitlemek
79	Phrasals	fasten something up v.	bir şeyi iliklemek
80	Phrasals	fasten something up v.	bir şeyin fermuarını çekmek
81	Phrasals	fasten something up v.	bir şeyi tutturmak
82	Phrasals	fasten upon someone or something v.	birine/bir şeye yapışmak
83	Phrasals	fasten upon someone or something v.	birini/bir şeyi sıkıca tutmak
84	Phrasals	fasten upon someone or something v.	birini/bir şeyi tutup bırakmamak
85	Phrasals	fasten upon someone or something v.	birine/bir şeye odaklanmak
86	Phrasals	fasten upon someone or something v.	dikkatini birine/bir şeye vermek
87	Phrasals	fasten upon someone or something v.	dikkatini birinin/bir şeyin üzerine çevirmek
88	Phrasals	fasten upon someone or something v.	birine/bir şeye takılmak
89	Phrasals	fasten on someone or something v.	birine/bir şeye yapışmak
90	Phrasals	fasten on someone or something v.	birini/bir şeyi sıkıca tutmak
91	Phrasals	fasten on someone or something v.	birini/bir şeyi tutup bırakmamak
92	Phrasals	fasten on someone or something v.	birine/bir şeye odaklanmak
93	Phrasals	fasten on someone or something v.	dikkatini birine/bir şeye vermek
94	Phrasals	fasten on someone or something v.	dikkatini birinin/bir şeyin üzerine çevirmek
95	Phrasals	fasten on someone or something v.	birine/bir şeye takılmak
96	Phrasals	fasten down to (something) v.	(bir şeye) bağlamak
97	Phrasals	fasten down to (something) v.	(bir şeye) tutturmak
98	Phrasals	fasten down to (something) v.	(bir şeye) sabitlemek
99	Phrasals	fasten to v.	-e bağlamak
100	Phrasals	fasten to v.	-e tutturmak
101	Phrasals	fasten to v.	-e yapıştırmak
102	Phrasals	fasten to v.	-e iliştirmek
103	Phrasals	fasten to v.	-e sabitlemek
104	Phrasals	fasten down v.	tutturmak
105	Phrasals	fasten down v.	bağlamak
106	Phrasals	fasten on v.	benimsemek
107	Phrasals	fasten on v.	edinmek
108	Phrasals	fasten onto v.	(bir şeyi) kavrayıp sıkıca tutmak
109	Phrasals	fasten up v.	iliklemek
110	Phrasals	fasten up v.	tutturmak
111	Phrasals	fasten up v.	iliştirmek
112	Phrasals	fasten up v.	yapıştırmak
113	Phrasals	fasten up v.	sürmelemek
114	Phrasals	fasten up v.	birleştirmek
Idioms
115	Idioms	fasten one's eyes upon v.	aralıksız dik dik bakmak
116	Idioms	fasten one's eyes upon v.	pis pis bakmak
Speaking
117	Speaking	you should fasten your seatbelt when you drive expr.	araba sürerken emniyet kemerini takmalısın
118	Speaking	fasten your seat belt expr.	emniyet kemerinizi takınız
119	Speaking	don't forget to fasten your seat belt expr.	emniyet kemerinizi bağlamayı/takmayı unutmayın
120	Speaking	please fasten your seatbelts expr.	lütfen kemerlerinizi bağlayın
121	Speaking	fasten your seatbelt please expr.	kemerlerinizi bağlayın lütfen
Religious
122	Religious	fasten [obsolete] n.	oruç günü
123	Religious	fasten [obsolete] n.	oruç tutma