Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | leap n. | sıçrama | ||
I think that the major leap forward will take place when the public health programme is up and running. Bence ileriye doğru büyük sıçrama, halk sağlığı programı hazır ve çalışır hale geldiğinde gerçekleşecektir. More Sentences |
||||
Common Usage | leap n. | atılım | ||
The setting up of the International Criminal Court is of course a quantum leap in the struggle for human rights. Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kurulması elbette insan hakları mücadelesinde muazzam bir atılımdır. More Sentences |
||||
Common Usage | leap v. | atlamak | ||
The fastest way to heaven is a leap into a deep abyss. Cennete giden en hızlı yol derin bir uçuruma atlamaktır. More Sentences |
||||
Common Usage | leap v. | sıçramak | ||
She leaped from her chair. Sandalyesinden sıçradı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | leap v. | atılmak | ||
This really is a great leap forward in terms of clarity and democratisation. Bu gerçekten de açıklık ve demokratikleşme açısından ileriye doğru atılmış büyük bir adımdır. More Sentences |
||||
General | leap v. | hoplamak | ||
She leaped for joy. O, sevinçten hopladı. More Sentences |
||||
General | leap v. | fırlamak | ||
Tom leaped to his feet. Tom ayağa fırladı. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | leap v. | sıçramak | ||
She leaped from her chair. Sandalyesinden sıçradı. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Common Usage | leap n. | sıçrayış | ||
Common Usage | leap v. | sıçratmak | ||
General | ||||
General | leap n. | fırlayış | ||
General | leap n. | atlayış | ||
General | leap n. | atlanılan yer | ||
General | leap n. | atlanılan uzaklık | ||
General | leap n. | sekme | ||
General | leap n. | atlama | ||
General | leap n. | zıplama | ||
General | leap n. | hamle | ||
General | leap n. | atlama mesafesi | ||
General | leap n. | sıçrama mesafesi | ||
General | leap n. | üzerinden atlanılan yer | ||
General | leap n. | fırlama | ||
General | leap n. | yükselme | ||
General | leap n. | ani yükseliş | ||
General | leap n. | ani artış | ||
General | leap n. | şelalede balıkların sıçrayabileceği kısım | ||
General | leap n. | nehrin aniden seviyesinin azalması | ||
General | leap n. | ani geçiş | ||
General | leap n. | ani değişiklik | ||
General | leap n. | çiftleşme | ||
General | leap n. | bir saniyeden uzun süren melodik hareket | ||
General | leap v. | üzerinden atlamak | ||
General | leap v. | fırlatmak | ||
General | leap v. | zıplamak | ||
General | leap v. | sekmek | ||
General | leap v. | (acele sonuca) varmak | ||
General | leap v. | aşmak | ||
General | leap v. | geçmek | ||
General | leap v. | zıplatmak | ||
General | leap v. | hoplatmak | ||
General | leap v. | atlatmak | ||
General | leap v. | (at) dişi ata binmek | ||
General | leap v. | (erkek hayvan) (dişi hayvan ile) çiftleşmek | ||
General | leap v. | (bir işe, etkinliğe) büyük bir istekle girişmek | ||
General | leap v. | hoplayıp zıplayarak dans etmek | ||
General | leap v. | havaya sıçramak | ||
General | leap v. | kalbi çarpmak | ||
General | leap v. | aniden geçmek | ||
General | leap v. | aniden ve hızla artmak | ||
General | leap v. | çiftleşmek | ||
Irregular Verb | ||||
Irregular Verb | leap v. | leaped/leapt - leaped/leapt | ||
Geography | ||||
Geography | leap n. | irlanda'da yerleşim yeri |