beans - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

beans

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "beans" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 42 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
beans n. fasulye
beans n. sakinleştiriciler
beans n. baş
beans n. yatıştırıcılar
beans n. meskalin
beans n. çok az
beans n. kafa
beans n. pek az
beans n. fazla değil
beans n. kokain
beans n. para
beans n. küçücük
beans n. mangır
beans n. fasulye kadar
beans n. amfetamin
beans n. coşku
beans interj. yok artık
Colloquial
beans n. saçmalık
beans n. aptallık
beans n. safsata
beans n. hiçbir şey
beans n. nakit
beans n. nakit para
beans n. sıfır
beans n. hiç
beans n. dolar
Slang
beans n. amfetamin
beans n. baş
beans n. çok az
beans n. kafa
beans n. kokain
beans n. küçücük
beans n. mangır
beans n. meskalin
beans n. para
beans n. pek az
beans n. sakinleştiriciler
beans n. yatıştırıcılar
beans n. dayak
beans n. ceza
beans n. kınama
beans expr. fazla değil

Bedeutungen, die der Begriff "beans" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 206 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
green beans n. taze fasulye
General
string beans n. çalıfasulyesi
baked beans n. fırında pişirilmiş kuru fasulye
mashed broad beans n. fava
dried beans n. kuru fasulye
cold white beans vinaigrette n. pilaki
soy beans n. soya fasulyesi
fortune-telling by throwing beans n. bakla falı
french beans n. taze fasulye
snap beans n. taze fasulye
green beans (us) n. taze fasulye
string beans n. taze fasulye
runner beans (uk) n. taze fasulye
baked beans n. fırında fasulye
cranberry beans n. bir tür barbunya
hill of beans n. önemsiz şey
hill of beans n. değersiz şey
hill of beans n. önemi göz ardı edilebilir şey
spill the beans v. ağzından baklayı çıkarmak
spill the beans v. baklayı ağzından çıkarmak
be full of beans v. yerinde duramamak
be full of beans v. kanı kaynamak
be full of beans v. hayat dolu olmak
give somebody beans v. azarlamak
give somebody beans v. paylamak
be full of beans v. kanlı canlı olmak
soak the beans overnight v. fasulyeleri akşamdan ıslatmak
soak the beans overnight v. kuru fasulyeleri bir gece önceden ıslatmak
soak the beans the night before v. kuru fasulyeleri bir gece önceden ıslatmak
soak the beans overnight v. kuru fasulyeleri akşamdan ıslatmak
Colloquial
a hill of beans n. önemsiz, değersiz, incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey
a hill of beans n. incir çekirdeğini doldurmayacak önemde
a hill of beans n. beş para etmez
a row of beans n. önemsiz, değersiz, incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey
a row of beans n. incir çekirdeğini doldurmayacak önemde
a row of beans n. beş para etmez
cool beans interj. yaşa
cool beans interj. yaşasın
cool beans interj. oley
cool beans interj. muhteşem
cool beans interj. harika
cool beans interj. mükemmel
cool beans interj. oooo
cool beans interj. vay canına
cool beans interj. vay be
cool beans! interj. yaşa
cool beans! interj. yaşasın
cool beans! interj. oley
cool beans! interj. muhteşem
cool beans! interj. harika
cool beans! interj. mükemmel
cool beans! interj. oooo
cool beans! interj. vay canına
cool beans! interj. vay be
doesn't know beans (about something) expr. bir bok bilmez
doesn't know beans (about something) expr. hiçbir şey bilmez
cool beans exclam. vay
cool beans exclam. vay be
cool beans exclam. vay canına
cool beans exclam. hadi be
cool beans exclam. inanmıyorum
cool beans exclam. harika
cool beans exclam. süper
Idioms
a hill of beans n. önemsiz/değersiz/incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey
a hill of beans n. beş para etmez şey
a row of beans n. önemsiz/değersiz/incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey
a row of beans n. beş para etmez şey
know (one's) beans v. (bir şeyde) bilgili/becerikli olmak
know (one's) beans v. (bir şeyi) iyi bilmek
spill the beans v. ağzında bakla ıslanmamak
spill the beans v. ağzındaki baklayı çıkarmak
spill the beans v. ağzından kaçırmak
spill the beans v. baklayı ağzından çıkarmak
not be worth a hill of beans v. beş para etmemek
not know beans about v. bihaber olmak
not amount to a hill of beans v. değersiz olmak
know how many beans make five v. cin gibi olmak
not know beans about v. hiçbir şey çakmamak
not know beans about v. hiçbir şey bilmemek
not know beans about v. hiçbir bilgisi olmamak
not know beans about v. hiçbir fikri olmamak
be full of beans v. kanlı canlı olmak
spill the beans v. (sırrı vb) ötmek
not know beans about v. yabancı kalmak
spill the beans v. (sırrı vb) yaymak
spill the beans v. (bir sürprizi vb) ağzından kaçırmak
spill the beans v. (sırrı vb) açıklamak
spill the beans v. (bir sürprizi vb) yanlışlıkla söyleyivermek
spill the beans v. (sırrı vb) açık etmek
be full of beans v. saçma olmak
be full of beans v. anlamsız olmak
be full of beans v. mantıksız olmak
be full of beans v. saçma sapan olmak
be not worth a hill of beans v. önemsiz olmak
be not worth a hill of beans v. bir önemi olmamak
be not worth a hill of beans v. beş para etmemek
be not worth a hill of beans v. değersiz olmak
be not worth a hill of beans v. bir değeri olmamak
give (one) beans v. (birini) azarlamak
give (one) beans v. (birini) paylamak
give (one) beans v. (birine) ağzının payını vermek
give someone beans v. birini azarlamak
give someone beans v. birini paylamak
give someone beans v. birine fırça çekmek
give someone beans v. birinin canına okumak
give someone beans v. birine gününü göstermek
not know beans v. bihaber olmak
not know beans v. hiçbir fikri olmamak
not know beans v. hiçbir şey bilmemek
not know beans v. hiçbir bilgisi olmamak
not know beans v. hiçbir şey çakmamak
not know beans v. yabancı kalmak/olmak
not know beans (about something) v. (bir şeyden) bihaber olmak
not know beans (about something) v. (bir şey hakkında) hiçbir fikri olmamak
not know beans (about something) v. (bir konuda) hiçbir şey bilmemek
not know beans (about something) v. (bir konuda) hiçbir bilgisi olmamak
not know beans (about something) v. (bir şeyden) hiçbir şey çakmamak
not know beans (about something) v. (bir konuya) yabancı kalmak/olmak
full of beans adj. keyfi yerinde
full of beans adj. saçmalık
full of beans adj. saçma-sapan
full of beans adj. saçma sapan
full of beans adj. yerinde duramayan
full of beans adj. yaşam dolu
not worth beans expr. beş para etmez
not worth a hill of beans expr. beş para etmez
not amount to a hill of beans expr. beş para etmez
down to chili and beans expr. beş parasız
amount to a hill of beans expr. beş para etmez
down to chili and beans expr. çok fakir
amount to a hill of beans expr. değersiz
not worth a hill of beans expr. değersiz
down to chili and beans expr. cebi delik
full of beans expr. canlı
not worth beans expr. değersiz
full of beans expr. deli saçması
full of beans expr. enerjik
full of beans expr. enerji dolu
full of beans expr. fıkır fıkır
full of beans expr. hayat dolu
amount to a hill of beans expr. incir çekirdeğini doldurmayacak önemde
down to chili and beans expr. iflas etmiş
down to chili and beans expr. meteliksiz
full of beans expr. neşeli
down to chili and beans expr. züğürt
don't know beans expr. en ufak bir fikri bile yok
don't know beans expr. bir halt bilmez
don't know beans expr. hiçbir şey bilmez
don't know beans expr. hiçbir fikri yok
don't know beans expr. hiçbir bilgisi yok
don't know beans expr. (bir şeyden) hiç anlamaz
Speaking
spill the beans n. ağzındaki baklayı çıkar
you are making yourself miserable over something that amounts to a hill of beans expr. kendini incir çekirdeğini doldurmayacak önemde şeyler için mutsuz ediyorsun/üzüyorsun
Food Engineering
frozen green beans n. dondurulmuş taze fasulye
coffee beans n. kahve çekirdeği
Gastronomy
refried beans n. pişirilip ezildikten sonra baharatlarla kızartılmış fasulye
string beans n. ayşekadın fasulye
borlotti beans in olive oil n. barbunya pilaki
borlotti beans n. barbunya fasulyesi
shell beans n. barbunya
speckled kidney beans n. barbunya
shell beans n. barbunya fasulyesi
french beans n. çalı fasulyesi
coffee beans n. çekirdek kahve
string beans n. çalı fasulyesi
string beans n. çalı fasulye
climbing beans n. çalı fasulyesi
sea beans n. deniz börülcesi
runner beans with slices of lamb n. etli taze fasulye
green beans with meat n. etli taze fasulye
pickled beans n. fasulye turşusu
mashed broad beans with dill n. fava
baked beans n. fırında kurufasulye
baked beans on toast n. kızarmış ekmek üzerine fırnda kızartılmış fasulye
beans on toast n. kızarmış ekmek üzerine fırnda kızartılmış fasulye
white beans n. kuru fasulye
mutton stew with white beans n. kuru fasulye yahnisi
white beans n. kuru fasülye
lima beans n. kuru fasulye
seller of coffee beans or ground coffee n. kurukahveci
white kidney beans n. kuru fasulye
oried kidney-beans saiad n. piyaz
pastrami and harricot beans casserole n. pastırmalı kurufasulye
beans with soy sauce n. soya soslu fasulye
green beans n. taze fasülye
green beans n. taze fasulye
fresh french beans n. zeytinyağlı çalı fasulyesi
green runner beans n. zeytinyağlı fasulye
green beans n. yeşil fasulye
boston baked beans n. boston usulü fırında fasulye
pork and beans n. domuz etli fasulye yemeği
shell beans v. fasulye ayıklamak
Botanic
shelled broad beans n. iç bakla
hill of beans n. tohumların küçük bir toprak yığınına kümeler halinde ekilmesi
soya beans n. soya
soya beans n. soya fasulyeleri
Agriculture
adzuki beans n. adzuki fasulyesi
october beans n. barbunya fasulyesi
fall beans n. barbunya fasulyesi
speckled beans n. barbunya fasulyesi
broad beans n. kuru bakla
edamame beans n. olgunlaşmamış soya fasulyesi
Slang
full of beans adj. saçma salak
doesn't know beans expr. bir bok bilmez
doesn't know beans expr. hiçbir şey bilmez
doesn't know beans expr. bir şey/bok bildiği yok