Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
burden
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Bedeutungen von dem Begriff
"burden"
im Türkisch Englisch Wörterbuch : 43 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
Common Usage
1
Common Usage
burden
n.
yük
2
Common Usage
burden
v.
sırtına yüklemek
General
3
General
burden
n.
ağır yük
4
General
burden
n.
ağır iş
5
General
burden
n.
sorumluluk
6
General
burden
n.
zorunluluk
7
General
burden
n.
ana fikir
8
General
burden
n.
nakarat
9
General
burden
n.
yük taşıma
10
General
burden
n.
ağırlık
11
General
burden
n.
sıkıntı
12
General
burden
n.
sorumluluk
13
General
burden
n.
görev
14
General
burden
v.
yüklemek
15
General
burden
v.
sıkıntı çektirmek
16
General
burden
v.
sıkıntı vermek
17
General
burden
v.
yüklenmek
Trade/Economic
18
Trade/Economic
burden
n.
dolaylı üretim giderleri
19
Trade/Economic
burden
n.
genel giderler
20
Trade/Economic
burden
n.
geminin yük taşıma kapasitesi
21
Trade/Economic
burden
n.
hamule
22
Trade/Economic
burden
n.
külfet
23
Trade/Economic
burden
n.
yük
24
Trade/Economic
burden
n.
yüklenti
Law
25
Law
burden
n.
ağırlık
26
Law
burden
n.
elem
27
Law
burden
n.
yük
Technical
28
Technical
burden
n.
fırın dolgusu
29
Technical
burden
n.
fırın yükü
30
Technical
burden
n.
ocak atımı
31
Technical
burden
n.
şarj
32
Technical
burden
n.
transformatörle akım verilen araçların toplam yükü
33
Technical
burden
n.
cevher veya akının kok veya diğer yakıtlara oranı
34
Technical
burden
v.
cevher ve akı oranını yakıta göre ayarlamak
Automotive
35
Automotive
burden
n.
çok ağır bir yük
Medical
36
Medical
burden
n.
vücuttaki zararlı organizma veya madde miktarı
Geography
37
Geography
burden
n.
kansas eyaletinde şehir
Geology
38
Geology
burden
n.
örtü kalınlığı
Music
39
Music
burden
n.
bas
40
Music
burden
n.
bas yardımcı parçası
Archaic
41
Archaic
burden
n.
gayda üfleme borusu
42
Archaic
burden
n.
nakarat
43
Archaic
burden
v.
suçlamak
Bedeutungen, die der Begriff
"burden"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 186 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
General
1
General
beast of burden
n.
yük hayvanı
2
General
the burden of sisyphus
n.
sisifus'un çilesi
3
General
heat burden
n.
bunalma hissi
4
General
burden sharing
n.
yük paylaşımı
5
General
burden of proof
n.
kanıtlama zorunluluğu
6
General
excessive burden
n.
aşırı külfet
7
General
unnecessary burden
n.
gereksiz yük
8
General
body burden
n.
vücut yükü
9
General
heavy burden
n.
ağır yük
10
General
heavy burden
n.
külfet
11
General
socioeconomic burden
n.
sosyoekonomik yük
12
General
burden [scotland]
n.
(bir kimse veya mülk üzerindeki) yükümlülük
13
General
burden [scotland]
n.
(bir kimse veya mülk üzerindeki) kısıtlama
14
General
burden [obsolete]
n.
karındaki bebek
15
General
take the burden off
v.
sorumluluğu bırakmak
16
General
be a burden
v.
yük olmak
17
General
be a burden to
v.
ağırlık olmak
18
General
be a burden to
v.
yük olmak
19
General
lessen the burden on someone
v.
yükünü hafifletmek
20
General
(burden) fall on somebody
v.
üzerine yük binmek
21
General
impose a burden
v.
yük oluşturmak
22
General
lighten one's burden
v.
yükünü hafifletmek
23
General
ease one's burden
v.
yükünü hafifletmek
24
General
be a burden
v.
yük oluşturmak
25
General
(burden) be removed
v.
yük kalkmak
26
General
impose burden
v.
yük bindirmek
27
General
relieve one's burden
v.
yükünü hafifletmek
28
General
reduce one's burden
v.
yükünü hafifletmek
29
General
place a burden
v.
yük getirmek
30
General
not be a burden
v.
yük olmamak
31
General
place a burden
v.
yük oluşturmak
32
General
relieve the burden
v.
yükü hafiflemek
33
General
lighten the burden
v.
yükü hafiflemek
34
General
lift the burden
v.
yükü almak
35
General
remove the burden
v.
yükü almak
36
General
ease the burden
v.
yükü hafiflemek
37
General
reduce the burden
v.
yükü hafiflemek
38
General
become a burden
v.
zulüm olmak
39
General
burden someone with responsibility
v.
sorumluluk yıkmak
40
General
lay a burden on
v.
birine sorumluluk yüklemek
41
General
lay a burden on
v.
birine yük yüklemek
42
General
lay a burden on
v.
yükü birinin sırtına yüklemek
43
General
become a burden
v.
yük haline gelmek
44
General
become a burden
v.
yük halini almak
45
General
burden with debts
v.
borç yüklemek
46
General
take the burden away from someone
v.
birisinin üzerindeki yükü almak
47
General
take the burden away from someone
v.
birisinin yükünü hafifletmek
48
General
share someone's burden
v.
derdine ortak olmak
49
General
share someone's burden
v.
acılarına ortak olmak
50
General
share someone's burden
v.
acısına ortak
51
General
share someone's burden
v.
dertlerine ortak olmak
52
General
(burden) be lifted
v.
yük kalkmak
Phrasals
53
Phrasals
burden with
v.
-i üstüne yıkmak
54
Phrasals
burden with
v.
-i üstüne yüklemek
55
Phrasals
burden with
v.
ile paylaşmak
56
Phrasals
burden with
v.
ile başını ağrıtmak
57
Phrasals
burden with
v.
ile sıkmak
58
Phrasals
burden with
v.
ile sıkıntı/rahatsızlık vermek
59
Phrasals
burden with
v.
-e yük etmek/yüklemek
Idioms
60
Idioms
a beast of burden
n.
yük hayvanı
61
Idioms
bear the burden (of something)
v.
sıkıntısını/derdini çekmek
62
Idioms
bear the burden (of something)
v.
sıkıntısını/derdini yüklenmek
63
Idioms
bear the burden (of something)
v.
sıkıntısını/derdini sırtlanmak
64
Idioms
bear the burden (of something)
v.
sıkıntısını/derdini üstüne almak/omuzlamak
65
Idioms
bear the burden (of something)
v.
sıkıntısı/derdi/işi (birine) düşmek/kalmak
66
Idioms
bear the burden (of something)
v.
zorluklarına/güçlüklerine göğüs germek/katlanmak
67
Idioms
bear the burden (of something)
v.
sıkıntısını/derdini çekmek
68
Idioms
bear the burden (of something)
v.
sıkıntısını/derdini yüklenmek
69
Idioms
bear the burden (of something)
v.
sıkıntısını/derdini sırtlanmak
70
Idioms
bear the burden (of something)
v.
sıkıntısını/derdini üstüne almak/omuzlamak
71
Idioms
bear the burden (of something)
v.
sıkıntısı/derdi (birine) düşmek/kalmak
72
Idioms
bear the burden (of something)
v.
sıkıntısına/derdine göğüs germek/katlanmak
73
Idioms
bear the burden (of something)
v.
zorluklarına/güçlüklerine göğüs germek/katlanmak
74
Idioms
burden (someone) with (something)
v.
sıkıntısını/derdini (biriyle) paylaşmak
75
Idioms
burden (someone) with (something)
v.
sıkıntısını/derdini (birine) anlatmak
76
Idioms
burden (someone) with (something)
v.
sıkıntısını/derdini (birine) söylemek
77
Idioms
burden (someone) with (something)
v.
sıkıntısıyla/derdiyle (birinin) başını ağrıtmak
78
Idioms
burden (someone) with (something)
v.
sıkıntısıyla/derdiyle (birini) sıkmak
79
Idioms
burden someone or something with someone or something
v.
(bir şey) nedeniyle (birine) sıkıntı vermek/rahatsızlık vermek
80
Idioms
burden someone or something with someone or something
v.
(bir şey) nedeniyle (birine) zahmet vermek/zahmet çektirmek
81
Idioms
burden someone or something with someone or something
v.
(bir şeyden) dolayı (birinin) başını ağrıtmak
82
Idioms
burden someone or something with someone or something
v.
(bir şeyi birine) yük etmek/yüklemek
83
Idioms
burden someone or something with someone or something
v.
(bir şey) yüzünden (birini) zahmete/yük altına sokmak
84
Idioms
burden someone with something
v.
(birine) kötü bir haber vermek/bildirmek
85
Idioms
burden someone with something
v.
(birine) hoşa gitmeyecek gerçekleri söylemek/duyurmak
86
Idioms
free someone from a burden
v.
birini bir yükten kurtarmak
87
Idioms
burden one's memory
v.
kafasını yormak
88
Idioms
burden one's memory
v.
kafasını doldurmak
89
Idioms
shoulder the burden (of something)
v.
(bir şeyin) yükünü üstlenmek
90
Idioms
shoulder the burden (of something)
v.
(bir şeyin) yükünü omuzlarına almak
91
Idioms
shoulder the burden (of something)
v.
(bir şeyin) yükünü sırtlanmak
92
Idioms
shoulder the burden (of something)
v.
(bir şeyin) yükünü sırtına almak
Trade/Economic
93
Trade/Economic
heavy tax burden
n.
ağır vergi yükü
94
Trade/Economic
excess burden of a tax
n.
aşırı vergi yükü
95
Trade/Economic
loan burden
n.
borç yükü
96
Trade/Economic
burden of debt
n.
borç yükü
97
Trade/Economic
debt burden
n.
borç yükü
98
Trade/Economic
burden of the debt
n.
borç yükü
99
Trade/Economic
departmental burden
n.
departmanların genel giderlerdeki hissesi
100
Trade/Economic
departmental burden
n.
departmanın genel giderdeki payı
101
Trade/Economic
departmental burden
n.
departman genel gideri
102
Trade/Economic
burden costs
n.
dolaylı giderler
103
Trade/Economic
economic burden
n.
ekonomik külfet
104
Trade/Economic
economic burden
n.
ekonomik yük
105
Trade/Economic
additional financial burden
n.
ek mali yük
106
Trade/Economic
gross tax burden
n.
gayri safi vergi yükü
107
Trade/Economic
burden rate
n.
genel gider oranı
108
Trade/Economic
burden variance
n.
genel imal giderleri sapması
109
Trade/Economic
factory burden expenses
n.
genel inşaat maliyetleri
110
Trade/Economic
burden rates
n.
genel masraf oranı
111
Trade/Economic
burden rate
n.
genel masraf oranı
112
Trade/Economic
factory burden
n.
genel imal giderleri
113
Trade/Economic
administrative burden
n.
idari yük
114
Trade/Economic
burden of proof
n.
ispat külfeti
115
Trade/Economic
burden applied
n.
imalata yüklenen genel imal giderleri
116
Trade/Economic
burden of proof
n.
kanıtlama zorunluluğu
117
Trade/Economic
paperwork burden
n.
kâğıt kalabalığı
118
Trade/Economic
burden of proof
n.
kanıtlama yükü
119
Trade/Economic
paperwork burden
n.
kırtasiye yükü
120
Trade/Economic
loan burden
n.
kredi yükü
121
Trade/Economic
credit burden
n.
kredi yükü
122
Trade/Economic
burden-sharing
n.
külfet paylaşımı
123
Trade/Economic
burden-sharing
n.
masraf paylaşımı
124
Trade/Economic
cost burden
n.
maliyet yükü
125
Trade/Economic
fiscal burden
n.
mali yük
126
Trade/Economic
financial burden
n.
mali yük
127
Trade/Economic
net tax burden
n.
net vergi yükü
128
Trade/Economic
objective tax burden
n.
objektif vergi yükü
129
Trade/Economic
departmental burden
n.
şube masrafı
130
Trade/Economic
full reach and burden
n.
tam erişim ve yük
131
Trade/Economic
tax burden flexibility
n.
vergi yükü esnekliği
132
Trade/Economic
burden of tax
n.
vergi ödeme yükü
133
Trade/Economic
tax burden
n.
vergi yükü
134
Trade/Economic
tax burden
n.
vergi yükü
135
Trade/Economic
burden of tax
n.
vergi yükü
136
Trade/Economic
beasts of burden
n.
yük hayvanı
137
Trade/Economic
burden with debt
v.
borç yüklemek
138
Trade/Economic
burden with debt
v.
borçlandırmak
139
Trade/Economic
burden with debt
v.
borç yükü altına sokmak
Law
140
Law
burden of proof
n.
beyyine külfeti
141
Law
burden of evidence
n.
beyyine külfeti
142
Law
burden of proof
n.
ispat mecburiyeti
143
Law
the burden of proof
n.
ispat yükümlülüğü
144
Law
burden of proof
n.
ispat yükü
145
Law
reverse the burden of proof
n.
ispat külfetinin tersine çevrilmesi
146
Law
burden of evidence
n.
ispat zorunluluğu
147
Law
the party with the burden of proof
n.
ispat yükünü taşıyan taraf
148
Law
burden of proof
n.
ispat külfeti
149
Law
burden of proof
n.
ispat yükü
150
Law
burden of evidence
n.
ispat mecburiyeti
151
Law
burden of proof
n.
ispat zorunluluğu
152
Law
burden of a contract
n.
ifa mükellefiyeti
153
Law
burden of proof
n.
kanıtlama zorunluğu
154
Law
burden of a contract
n.
sözleşmeden doğan vecibe
155
Law
burden of tax
n.
vergi yükü
156
Law
burden of losses
n.
zarar ve ziyan külfeti
157
Law
the burden of proof
n.
kanıtlama zorunluluğu
158
Law
the burden of proof
n.
ispat külfeti
159
Law
the burden of proof
n.
kanıtlama yükü
160
Law
the burden of proof
n.
ispat mecburiyeti
161
Law
the burden of proof
n.
ispat yükümlülüğü
Politics
162
Politics
debt burden
n.
borç yükü
163
Politics
burden sharing
n.
külfet paylaşımı
164
Politics
burden sharing
n.
masraf paylaşımı
Technical
165
Technical
heavy burden
n.
ağır yüklenti
166
Technical
burden size
n.
fırın dolgu büyüklüğü
167
Technical
burden movement
n.
fırın dolgusu devinimi
168
Technical
burden volume
n.
fırın dolgu oylumu
169
Technical
burden ratio
n.
fırın dolgusu oranı
170
Technical
burden materials
n.
fırın dolgu gereçleri
171
Technical
burden materials
n.
şarj malzemeleri
172
Technical
all sinter burden
n.
tümü sinterli fırın yükü
173
Technical
blast furnace burden
n.
yüksek fırın yükü
174
Technical
burden materials
n.
yüklenti gereçleri
175
Technical
hanging of burden
n.
yüklenti asılması
176
Technical
burden ratio
n.
yük oranı
Medical
177
Medical
disease burden
n.
hastalık yükü
178
Medical
tumour burden
n.
tümör yükü
179
Medical
tumor burden
n.
tümör yükü
180
Medical
body burden
n.
vücut yükü
Psychology
181
Psychology
caregiver burden
n.
bakım veren yükü
Agriculture
182
Agriculture
burden [dialect]
n.
mahsul
Social Sciences
183
Social Sciences
white man's burden
n.
beyaz adamın (güya tanrı tarafından kendilerine verilen) dünyayı uygarlaştırma görevi
184
Social Sciences
population burden
n.
nüfus yükü
185
Social Sciences
white mans burden
n.
beyaz ırktan insanların sömürge topraklarındaki diğer ırkların bakımını üstlendiğine ilişkin sözde görev
Environment
186
Environment
maximum permissible body burden
n.
azami gövde yüklemesi
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of burden
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy