business - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

business

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "business" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 79 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
business n. işletme
business n.
General
business n. iş kuruluşu
business n. mesele
business n. ticarethane
business n. alım satım
business n. problem
business n. muamele
business n. ticaret kuruluşu
business n. görev
business n. vazife
business n. meşguliyet
business n. konu
business n. maslahat
business n. meşgale
business n. aksata
business n. faaliyet
business n. işyeri
business n.
business n. iş yazışması
business n. işle ilgili
business n. ticaret
business n. tecim
business n. firma
business n. kolayca sınıflandırılamayacak şekilde bir araya getirilmiş şey
business n. uydurma
business n. yaratma
business n. cihaz
business n. alet
business n. yapılabilecek her şey
business n. elden gelen her şey
business n. azami çaba
business n. zarar verme
business n. yaralama
business n. hasar
business n. suiistimal
business n. yıkma
business n. hak edilmiş azarlama
business n. müstahak
business n. hak edilen ceza
business n. fırça
business n. azar
business n. zılgıt
business n. aldatma
business n. dolandırma
business n. bağırsak hareketi
business n. rol
business n. himaye
business n. iş (ticaret)
business n. (birine) düşme
business n. dolap
business n. işler
business adj. ticaret yapmaya uygun
business adj. ticarete elverişli
Colloquial
business n. azarlama
business n. çiş yapma
business n. kaka yapma
Trade/Economic
business n. alışveriş
business n. ticari faaliyetlerde bulunmak üzere kurulan işletme
business n. firma
business n. iktisadi faaliyet
business n. iş birimi
business n. iş yeri
business n. işlem
business n.
business n. iş kolu
business n. işletme
business n. insan ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik faaliyetler
business n. iş birimleri
business n. meslek
business n. sanat
business n. şirket
business n. ticaret
business n. ticari faaliyet
business n. ticari kuruluş
business n. tecim
business n. ticarethane
business n. iş hacmi
business n. satış

Bedeutungen, die der Begriff "business" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
business card n. kartvizit
do business v. iş yapmak
General
business brokerage n. işletme aracılığı
negotiation in business n. işletmelerde uzlaşma
business collapse n. şirketin batması
business names n. işletme isimleri
success in business n. işletmelerde başarı
the grocery business n. bakkallık
funny business n. hilecilik
small business n. küçük işletmeler
business philosophy n. iş felsefesi
business writing n. iş yazışmaları
school of business administration n. işletme fakültesi
business attire n. iş giysisi
business german n. mesleki almanca
department of business n. işletme bölümü
business transaction n. ticari iş
stationery business n. kırtasiyecilik
international business enterprises n. uluslararası ticari teşebbüsler
big business n. dev şirketler
shipping business n. nakliyecilik
transaction of business n. iş görme
business intelligence n. ticari istihbarat
business report writing n. işletmelerde rapor yazımı
import business n. ithalatçılık
insurance business n. sigorta işletmesi
business letter n. iş yazısı
agency business n. aracılık
business manager n. işletmeci
business logic n. işletme mantığı
business attire n. iş kıyafeti
social responsibility of business n. işletmelerin sosyal sorumluluk
government business enterprises n. kamu iktisadi teşebbüsleri
business management n. iş idaresi
business failures n. işletme başarısızlıkları
business consultants n. işletme danışmanları
business insurance n. işletme sigortası
business administration n. işletmecilik
business forecasting n. işletme tahmini
business networks n. iş ağları
show business n. eğlence dünyası
business office n. muhasebe
family business n. aile şirketi
business management n. iş yönetimi
business licence n. işletme ruhsatı
on business n. iş veya ticaret maksadıyla
sale of business enterprises n. ticari teşebbüslerin satışı
business woman n. iş kadını
small business investment companies n. küçük yatırım şirketleri
monkey business n. kirli iş
business world n. iş alemi
master of business administration degree n. işletme yönetimi master derecesi
business expansion n. şirketin büyümesi
show business n. artistlik
monkey business n. üçkağıt
business school n. ticaret okulu
spice selling business n. baharatçılık
unauthorized business n. ruhsatsız iş
mentoring in business n. işletmelerde rehberlik
sale of business enterprises n. ticari teşebbüs satışı
monkey business n. dalavere
foreign business enterprises n. yabancı ticari teşebbüsler
business enterprises n. ticari teşebbüsler
business machine n. büro makinesi
dirty business n. kirli iş
private business firms n. özel iş firmaları
business administrator n. işletmeci
business law n. iş hukuku
the real estate business n. emlakçılık
letters of business n. iş ruhsatı
business agents n. işyeri temsilciliği
business cycles n. konjonktür dalgaları
central business district n. iş bölgesi
business hours n. iş saatleri
the construction business n. inşaatçılık
success in business n. işletmede başarı
show business n. sinemacılık
run a business n. bir işi yönetmek
money changer's business n. para değiştirme kurumu
monkey business n. düzenbazlık
funny business n. yalan dolan
the construction business n. müteahhitlik
budget in business n. işletmelerde bütçe
carpet business n. halıcılık
business administration n. iş yönetimi
funny business n. düzenbazlık
transport business n. nakliyecilik
business of a grocer n. bakkallık
show business n. oyunculuk
business reply mail n. iadeli iş mektubu
new business enterprises n. yeni ticari teşebbüsler
monkey business n. dolap
business trip n. iş seyahati
real estate business n. emlakçılık
place of business n. işyeri
new business n. yeni iş
business manager n. yönetici
mail order business n. postayla ticaret
mail business n. posta ile alışveriş
line of business n. meslek
business manager n. müdür
business person n. iş insanı
grow business n. işi büyütmek
business location n. işyerinin bulunduğu yer
location of the business n. işyerinin bulunduğu yer
location of the business n. şirket mahalli
business location n. şirket mahalli
business cards n. kartvizitler
code of business conduct n. iş ahlakı tüzüğü
business presentations n. işle ilgili sunum
line of business reporting n. işletmelerde raporlama
big business n. büyük işletmeler
flourishing business n. gelişen iş
flourishing business n. büyüyen iş
global business n. küresel ticaret
business environment n. iş çevresi
flourishing business n. başarılı iş
business failure n. ticari başarısızlık
profitable business n. karlı iş
successful business n. başarılı iş
business visit n. iş ziyareti
entertainment business n. eğlence işi
business casual n. iş yerinde rahat giyim
business casual n. işyerine uygun rahat giyim
business manner n. iş tavrı
business manner n. ticaret tutumu
business manner n. iş tutumu
business manner n. iş yapış usulü
business manner n. ticaret tavrı
business magazine n. ekonomi dergisi
publishing business n. yayıncılık hayatı
publishing business n. yayıncılık işi
business center n. iş merkezi
business relationship n. iş ilişkisi
success in business life n. iş hayatında başarı
business consultant n. işletme danışmanı
business operation n. ticari faaliyet
business operation n. iş faaliyeti
place of business n. iş yeri
small business owner n. küçük esnaf
confidential business information n. ticari sır
business english n. iş ingilizcesi
business english n. mesleki ingilizce
business opportunity n. iş olanağı
central business district n. iş merkezi
business space n. iş alanı
business oriented language n. işe yönelik dil
business district n. iş merkezi
business cash advance n. nakit iş avansı
business life n. iş hayatı
business life n. ticaret hayatı
afro-american business enterprises n. afro-amerikan ticari teşebbüsleri
business high-school n. meslek lisesi
family-owned business n. aile şirketi
e-enabled business n. e-destekli ticaret
couple-owned business enterprises n. karı-kocaya ait işletmeler
going-out-of-business sale n. tasfiye satışı
business-schools n. işletme okulları
money-changer's business n. para değiştirme kurumu
truck-leasing business n. kamyon kiralama firması
show business n. gösteri dünyası
medium -sized business n. orta büyüklükteki işletmeler
women-owned business enterprises n. kadınlara ait işletmeler
business world n. iş çevreleri
getting ready to do business n. iş yapmaya hazır hale gelme
business office n. iş yeri
man of business n. vekilharç
run a business n. çekip çevirmek
business license n. işyeri açma ruhsatı
strategic business objective n. stratejik iş hedefi
head end business n. eşya taşıma işi
a mom-and-pop business n. karı koca tarafından yönetilen iş
a mom-and-pop business n. aile tarafından yapılan iş
business operations n. ticari faaliyetler
transact business n. iş yapma
business mindset n. ticari zeka
business mind n. ticaret zekası
business mind n. ticari zeka
business mindset n. ticaret zekası
small business concern n. küçük sanatlar işletmesi
family-run business n. aile şirketi
family-run business n. aile işi
business mind n. iş zekası
unfinished business n. yarım bırakılmış iş
unfinished business n. yarım kalmış iş
unfinished business n. bitirilmemiş iş
dry cleaning business n. kuru temizleme işi
a profitable business n. karlı bir iş
a lucrative business n. karlı bir iş
a 200-billion-dollar-a-year business n. yılda 200 milyar dolarlık bir iş
business calendar n. iş takvimi
day-to-day business n. günlük/gündelik/rutin iş(ler)
farm business n. çiftlik işi
business empire n. iş imparatorluğu
the first business day of the week n. haftanın ilk iş günü
the first business day of the week n. haftanın ilk çalışma günü
art for business' sake n. ticaret için sanat
business phone number n. iş telefonu numarası
business class n. ticari sınıf
business processes n. iş süreçleri
business world n. iş dünyası
business project n. işletme projesi
business magnate n. sanayici
business magnate n. büyük işadamı
casual friday (for a business place) n. serbest kıyafet
business english n. iş ingilizcesi
business intelligence n. iş zekası
business people n. iş insanları
business devices n. iç cihazları
airline business n. hava yolu
airline business n. havayolu
real-estate business n. emlakçılık
real-estate business n. gayrimenkul işi
business license n. işletme ruhsatı
the business n. çok iyi şey
the business n. çok iyi kimse
the business n. etkileyici kimse
the business n. etkileyici şey
first order of business n. yapılacak ilk şey
first order of business n. yapılması gereken ilk şey
business idea n. İş fikri
business establishment n. ticari kuruluş
business [obsolete] n. meşguliyet
business editor n. iş dünyası haberleri editörü
business end n. (bir şeyin) iş gören ucu
business park n. iş parkı
business park n. endüstri parkı
business traveler n. seyahat masrafları çalıştığı iş yerince karşılanan kimse
computer business n. bilgisayar üretip satan işletme
printing business n. ticari basım şirketi
printing business n. matbaacılık
knowingly undertake a risky business v. bile bile çok tehlikeli bir işe girişmek
develop a business v. bir firmayı genişletmek
have no business to do something v. hakkı olmamak
transact business v. iş görmek
do business v. ticaret yapmak
send about one's business v. kovmak
have no business doing something v. birinin bir şey yapmaya hakkı olmamak
have one's business go bad v. arpalamak
mean business v. çok ciddi olmak
send about one's business v. yol vermek
mean business v. ciddi olmak
get ready to do business v. iş yapmaya hazır hale gelmek
mean business v. niyetli olmak
mind your business v. sen kendi işine bak
drum up business v. işleri büyütmek
be engaged in hotel management business v. otel işletmeciliği yapmak
creative ability in business v. işletmelerde yaratıcılık yeteneği
mean business v. şaka yapmamak
turn around one's business v. düzlüğe çıkmak
do business abroad v. yurtdışına açılmak
do business with v. alışveriş etmek
drum up business v. yeni müşteriler bulmak
start someone in business v. birinin iş hayatına atılmasına yardım etmek
knowingly undertake a risky business v. kendini ateşe atmak
do business v. alışveriş etmek
force out of business v. işini kaybetmeye mecbur bırakmak
go into business v. bir işe başlamak
start a business v. bir işe başlamak
mind one's business v. işin başında bulunmak
taking care of business v. işin başında bulunmak
expand one's business v. işi büyütmek
expand business v. işi büyütmek
offer a business opportunity v. iş imkanı sunmak
set up one's own business v. kendi işini kurmak
print business cards v. kart basmak
close down (a business) v. kepenk indirmek
close down (a business) v. kapısına kilit vurmak
advance in the business life v. iş hayatında yükselmek
come up in the business life v. iş hayatında yükselmek
excel at the business life v. iş hayatında yükselmek
get down to business v. iş konuşmasına başlamak
get down to business v. işe dönmek
get down to business v. sadede gelmek
get down to business v. ana iş konusunu görüşmeye başlamak
do business with v. ile iş yapmak
enter a business v. bir işe girmek
close the business v. işlere son vermek
give up the business v. işlere son vermek
go out of business v. (biriyle) iş yapmamak
go out of business v. kepenk kapamak
go in business v. bir işe başlamak
have a share in a business v. hissedar olmak
enlarge the business v. işlerini genişletmek
enlarge the business v. ticaret sahasını genişletmek
carry on a business v. faaliyet göstermek
close the business v. işi kapamak
extend the business v. işlerini genişletmek
manage business v. işleri idare etmek
manage business v. yönetmek
extend the business v. ticaret sahasını genişletmek
take over a business v. bir işletmeyi üstlenmek
take up a business v. bir işe girişmek
take up business v. ticarete atılmak
transact business v. iş yapmak
do wholesale business v. toptan ticaret yapmak
do retail business v. perakende iş yapmak
do business v. uğraşmak
do business v. iştigal etmek
plan a business v. iş planlamak
be in charge of a business v. bir işten sorumlu olmak
do business with someone v. birisiyle iş yapmak
do business with someone v. birisiyle ticaret yapmak
meddle in police business v. polisin işine karışmak
learn the business v. işi öğrenmek
spend half of his/her life in the music business v. hayatının yarısını müzik piyasasında harcamak
go out of business v. kepenk kapatmak
go out of business v. kepenk indirmek
expand one’s drug business v. uyuşturucu işini büyütmek
expand the business v. işi genişletmek
talk about business v. iş konuşmak
talk about business v. iş hakkında konuşmak
talk about business v. iş ile ilgili konuşmak
go into business v. ticarete atılmak
get a start in business v. iş hayatına atılmak
reach business objectives v. iş hedeflerine ulaşmak
start a business v. iş kurmak
stay in business v. işe devam etmek
invest in a business v. (bir işe) yatırım yapmak
carry on business v. iş yapmak
do one's business v. birini mahvetmek
make (a thing) one's business v. üzerine vazife edinmek
make (a thing) one's business v. görev olarak üstlenmek
well up in business adj. işte tecrübe sahibi
well versed in business adj. işte tecrübe sahibi
for business purpose adj. iş amacıyla
with business purposes adv. iş nedeniyle
by line of business adv. faaliyet alanı itibarıyla
in business sector adv. iş sektöründe
gold is our business interj. altın bizden sorulur!
bi (business intelligence) abrev. iş zekası
bpr (business process re-engineering) abrev. iş süreci yeniden mühendisliği
brc (business response card) abrev. iş cevap kartı
bus (business) abrev. işletme
Phrases
that's show business (for you) expr. şov/eğlence dünyası böyle işte
that's show business (for you) expr. şov/eğlence dünyası böyle işliyor işte
there's no business like show business expr. bu dünya şov/eğlence dünyası
there's no business like show business expr. şov/eğlence dünyası gibisi yok
there's no business like show business expr. şov/eğlence dünyasının üstüne yok
this is a serious business expr. bu iş şakaya gelmez
friendship is one thing business is another expr. dostluk başka alışveriş başka
in business life expr. iş hayatında
in the business of (doing something) expr. normalde (bir şey) yapan
in the business of (doing something) expr. (bir şey yapma) işine giren
in the business of (doing something) expr. (bir şey yapmakla) işi olan
in the business of (doing something) expr. işi (bir şey yapmak) olan
Proverb
business before pleasure önce iş gelir
business before pleasure önce iş sonra eğlence
punctuality is the soul of business dakiklik işin (iş yapmanın/ çalışmanın) ruhudur (can alıcı noktasıdır)
Colloquial
business end of something n. bir şeyin çalışan/işleyen kısmı
monkey business n. düzenbazlık
monkey business n. dolap döndürme
monkey business n. hile
a good chance to learn the business n. işi öğrenmek için iyi bir fırsat
business end of something n. işi yapan kısım
monkey business n. karanlık iş
a surefire business n. kesin kazançlı bir iş
monkey business n. maymun işi
restaurant business n. restoran işi
monkey business n. üçkağıt
monkey business n. yalan dolan
business end of something n. (bir makine veya aletin) işi gören kısmı/parçası
business angel n. işletmeye ilk aşamalarında yatırım yaparak büyümesini sağlayan girişimci
the business n. acımasızca sorgulama
mean business v. bir işi ciddiye almak
mean business v. bir işin üzerine ciddiyetle eğilmek
talk some serious business v. ciddi bir iş konuşmak
mean business v. ciddi olmak
be in business v. işe başlamak
be in business v. işe dönüş yapmak
be all business v. işinde çok ciddi olmak
be all business v. işini çok ciddiye almak
be in business v. iş yapmak
mean business v. niyeti ciddi olmak
be in the oil business v. petrol işinde olmak
be not in the business of (doing something) v. dedikoduyla
be not in the business of (doing something) v. söylentiyle hiç işi olmamak
be not in the business of (doing something) v. dedikoduyla
be not in the business of (doing something) v. söylentiyle uğraşmamak
be not in the business of (doing something) v. dedikoduyla
be not in the business of (doing something) v. söylentiyle ilgilenmemek
be not in the business of (doing something) v. genellikle böyle bir şey yapan biri olmamak
be not in the business of (doing something) v. amacı tartışmak
be not in the business of (doing something) v. polemiğe girmek olmamak
not be in the business of doing something v. dedikoduyla
not be in the business of doing something v. söylentiyle hiç işi olmamak
not be in the business of doing something v. dedikoduyla
not be in the business of doing something v. söylentiyle uğraşmamak
not be in the business of doing something v. dedikoduyla
not be in the business of doing something v. söylentiyle ilgilenmemek
not be in the business of doing something v. genellikle böyle bir şey yapan biri olmamak
not be in the business of doing something v. amacı tartışmak
not be in the business of doing something v. polemiğe girmek olmamak
be the business [uk] v. yüksek kalite olmak
be the business [uk] v. harika olmak
not in the business of doing something expr. bu benim işim/görevim değil
business is business expr. iş iştir
(just) taking care of business expr. işleri hallettim/hallediyorum
so it's none of my business expr. iyi de bana ne
renting is our business expr. kiralama bizim işimiz
none of their business expr. onları ilgilendirmez
none of their business expr. kime ne
none of your business! expr. sana ne!
now back to business expr. şimdi işe geri dönelim
let's get down to business expr. i̇şimize bakalım
myob (mind your own business) expr. seni alakadar etmez
any other business expr. başka herhangi bir mesele
any other business expr. her türlü mesele
aob (any other business) expr. başka herhangi bir mesele
aob (any other business) expr. her türlü mesele
aob (any other business) expr. başka herhangi bir iş
it's business as usual expr. aynı tas aynı hamam
it's business as usual expr. eski hamam eski tas
it's business as usual expr. her zamanki şeyler
it's business as usual expr. olağan şeyler
it's business as usual expr. bir değişiklik yok
it's business as usual expr. her şey normal seyrinde
minding my own business expr. kimseye karıştığım yok
minding my own business expr. yalnız kendi işime bakıyorum
it's none of your business expr. seni alakadar etmez
it's none of your business expr. seni ilgilendirmez
tcb (taking care of business) expr. işle ilgilenme
tcb (taking care of business) expr. yapılması gerekeni yapma
that's show business expr. şov/eğlence dünyası böyle işte
that's show business expr. şov/eğlence dünyası böyle işliyor işte
Idioms
keep your nose out of my business n. benim işime burnunu sokma
the business n. azar
the business n. paylama
the business n. fırça
the business n. zılgıt
the business n. papara
the business n. parpara
the business n. alay etme/geçme
the business n. alaya alma
the business n. makara çekme
the business n. makaraya alma/sarma
the business n. matrak geçme
the business n. sorgulama
the business n. sorguya çekme
the business n. ifadesini alma
the business n. işten atılma/kovulma
the business n. kapı önüne konulma
business girl n. çalışan kız
stroke of business n. kazançlı/iyi para getiren iş
funny business n. çapraşık iş
place of business n. iş yeri
land-office business n. karlı iş
land-office business n. kazançlı iş
land-office business n. kısa sürede çok kazandıran karlı iş
a mom-and-pop business n. küçük ve yerel dükkan
a place of business n. bir/birinin iş yeri
a place of business n. bir/birinin iş merkezi
one's place of business n. bir/birinin iş yeri
one's place of business n. bir/birinin iş merkezi
put (someone) out of business v. birisini işten/ticaretten saf dışı etmek
put someone out of business v. birini bir işten el çektirmek
run someone out of business v. birisini saf dışı bırakmak
be back in business v. tekrar işe/çalışmaya/işlemeye başlamak
be back in business v. yeniden sahalara dönmek
be back in business v. tekrar/yine çalışır/işler durumda olmak
be put out of business v. işleri durmak/azalmak
be put out of business v. işleri kesat gitmek
be put out of business v. satışları azalmak/durmak
be put out of business v. satışların/işin önü kesilmek
be put out of business v. (şirket için) bir projeden/ihaleden çekilmek zorunda kalmak
be put out of business v. (şirket için) kapanmak/işi bırakmak
be put out of business v. (şirket için) işi bırakmak zorunda kalmak
be the business v. mükemmel/çok iyi olmak
ply for business [uk] v. (taksiler için) müşteri/yolcu aramak
ply for business [uk] v. (taksiler için) müşteri/yolcu peşinde koşmak
put (someone or something) out of business v. işlerin durmasına neden olmak
put (someone or something) out of business v. işlerin azalmasına neden olmak
put (someone or something) out of business v. işlerin kesat gitmesine neden olmak
put (someone or something) out of business v. satışları azaltmak
put (someone or something) out of business v. satışları durdurmak
put (someone or something) out of business v. ticari faaliyeti azaltmak/durdurmak
put (someone or something) out of business v. satışların/işin önünü kesmek
put (someone or something) out of business v. (şirket vb. için) projeden/ihaleden çekilmesine neden olmak
put (someone or something) out of business v. (şirket vb. için) işi bıraktırmak
put (someone or something) out of business v. (şirket vb. için) kapanmasına neden olmak
put (someone or something) out of business v. (şirket vb. için) işi bırakmasına neden olmak
get down to business v. asıl işe bakmak
get down to business v. asıl işi ele almak
get down to business v. asıl konuya gelmek
mind one's own business v. başkalarına salça olmamak
set someone up in business v. birinin iş kurmasına yardımcı olmak
keep one's nose out of someone's business v. burnunu sokmamak
mind one's business v. başkalarının işleriyle ilgilenmemek
have no business to do something v. bir şey yapmaya hakkı olmamak
mind one's business v. başkalarının işine karışmamak
mind one's business v. başkalarına salça olmamak
mind one's own business v. başkalarının işleriyle ilgilenmemek
mind one's own business v. başkalarının işine karışmamak
do a land-office business v. çok iş yapmak
get down to business v. ciddileşmek
do a roaring business v. çok karlı bir iş yapmak
have no business v. hakkı olmamak
go out of business v. iflas etmek
get one's nose out of someone's business v. işine burnunu sokmamak
mix business with pleasure v. işle eğlenceyi karıştırmak