cila - Türkisch Englisch Wörterbuch

cila

Bedeutungen von dem Begriff "cila" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 41 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
cila polish n.
May I use the shoe polish?
Ayakkabı cilasını kullanabilir miyim?

More Sentences
cila varnish n.
The veneer of social varnish is really far too thin to offer genuine protection.
Sosyal cila kaplaması gerçek bir koruma sağlamak için gerçekten çok ince.

More Sentences
cila polishing n.
General
cila wax n.
There is wax on the carpet.
Halının üzerinde cila var.

More Sentences
cila finish n.
The old mirror now has an excellent finish.
Eski aynanın artık mükemmel bir cilası var.

More Sentences
cila gloss n.
The Commission has tried to give this biased, partisan proposal an ecological gloss.
Komisyon bu taraflı ve partizan teklife ekolojik bir cila vurmaya çalışmıştır.

More Sentences
cila lacquer n.
The door needs lacquer.
Kapının cilalanması lazım.

More Sentences
Technical
cila gloss n.
I cannot see any way of putting a cosmetic gloss on these things.
Bu meselelere görünüşü kurtaracak bir cila çekmenin hiçbir yolunu göremiyorum.

More Sentences
General
cila chaser n.
cila glazing n.
cila veneer n.
cila rubbing varnish n.
cila polisher n.
cila shine n.
cila lustre n.
cila luster n.
cila finishing n.
cila glaze n.
cila veneering n.
cila burnish n.
cila dope n.
cila megilp n.
cila polish n.
cila finisher n.
cila lac n.
cila vernish [obsolete] n.
cila wex n.
cila gumption n.
cila politure n.
Technical
cila polish n.
cila megilp n.
cila lacquer n.
cila varnish n.
cila polisher n.
cila dope n.
Automotive
cila polish n.
cila glaze n.
cila wax n.
Aeronautic
cila coating n.
Art
cila burnish n.
Archaic
cila gloze n.

Bedeutungen, die der Begriff "cila" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 111 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
cila sürmek varnish v.
Technical
(boya astar cila) kaplama coating n.
The fruits are served with a coating of sugar.
Meyveler dışında şeker kaplaması ile servis edilir.

More Sentences
General
cila yapan kişi waxer n.
cila tozu putty powder n.
mum cila heelball n.
ahşap cila wood polish n.
ahşap cila wood varnish n.
parlak cila brilliant polish n.
cila güderisi buffer n.
cila ve merhem yapımında kullanılan yağlı bir reçine balsam capivi n.
siyah cila blackwash n.
sakızağacındaki çatlaklardan sızan ve başlıca cila yapımında kullanılan, sarımsı-yeşilimsi renkte şeffaf ve aromatik bir reçine mastich n.
vernik veya cila filminde gözlenen bulutlu görünüm bloom n.
ayakkabı pençesini rötuşu için kullanılan cila ve kaplama karışımı fake n.
parlak cila glare n.
arabaların bakımını yapan kimse (cila, yeniden boyama, temizlik) detailer n.
koruyucu kaplama (boya, cila) overcoating n.
koruyucu tabaka (boya, cila) overcoating n.
cila bezi rubber n.
pirinç gibi metallere altın görüntüsü vermek için uygulanan bir cila ormolu varnish n.
ayakkabıya verilen cila ışıltısı shine n.
bira üzerine atılan cila snit [dialect] [us] n.
cila sürmek wax v.
cila vurmak polish v.
cila sürmek apply varnish v.
cila vurmak affile v.
siyah cila ile boyamak blackwash v.
yeniden cila sürmek rewax v.
parıldayan (cila) mother-of-pearl adj.
(cila veya boya) yarı parlak semigloss adj.
(cila veya boya) mat semigloss adj.
Idioms
cila çekme (içki) a hair of the dog n.
(içki) cila niyetine içilen içki the hair of the dog (that bit you) n.
(içki) cila niyetine içilen içki hair of the dog that bit (one) n.
cila (içki) wash n.
cila çekme hair of the dog that bit n.
cila niyetine içilen içki hair of the dog that bit n.
Industry
eşyalara siyah cila uygulayan işçi blacker n.
cila solüsyonuna batırarak çömlek, tuğla veya kiremitleri kaplayan kimse glazer n.
Technical
cila tabakası polish layer n.
pasta cila wax polish n.
cila katmanı polish layer n.
koruyucu cila protecting wax n.
elektrikli cila makinesi electric polisher n.
balmumlu cila (kaporta) auto wax n.
şeffaf cila clear enamel n.
cila fırçası burnishing brush n.
ispirtolu cila french polish n.
parlak ve sert cila japan n.
cila makinesi polishing machine n.
cila maddesi lacquer vehicle n.
cila ispirtosu methylated spirit n.
yağlı cila oil varnish n.
cila makinesi polisher n.
cila pastası polishing paste n.
cila tozu putty powder n.
fosfatlı cila phosphate finish n.
hafif kokulu cila low odour gloss n.
cam cila glaze n.
yapışkan seramik renkli cila adhesion type ceramic veneer n.
seramik cila ceramic veneer n.
yaldız cila veneer n.
cila makinesi glazer n.
cila tabakası lacquering n.
cila tozu tin putty n.
cila katmanlarındaki üst üste binmeler sonucu oluşan pürüz lap n.
oymacıların tesviye ve cila için kullandıkları, milin üzerinde dönen bir perdah çarkından oluşan makine lapidary's lathe n.
siyah cila black wash n.
parlak boya veya cila yüzeyinde oluşan mat alan chill n.
parlak boya veya cila yüzeyinde oluşan mat alan bloom n.
rötuşlamadan önce negatif fotoğrafın yüzeyine veya arkasına sürülen cila medium n.
yağlı boya ile boyamadan önce baskının yüzeyine sürülen cila medium n.
cila ile parlatılmış metal parçalar brightwork n.
döner cila fırçası brushwheel n.
siyah bir tür cila brunswick black n.
cila veya öğütme işleminde kullanılan bir alet polissoir n.
elmas kesme ve cila işleminden arta kalan elmas tozu seasoning n.
cila taşı sleekstone n.
cila ile kaplamak overglaze v.
cila ile parlatılmış lacquered adj.
Textile
çelik yün cila teli steel-wool pad n.
Construction
cila makinesi buffing machine n.
astar cila first polish n.
son kat cila finishing polish n.
mat cila flat varnish n.
cila malzemesi finish n.
Woodworking
cila makinesi polishing machine n.
cila makinesi polishing machine n.
cila makinesi finishing machine n.
cila makinesi finishing machine n.
cila ile parlatılmış ahşap yüzeyler brightwork n.
Dyeing
koruyucu tabaka (boya, cila) overcoat n.
koruyucu kaplama (boya, cila) overcoat n.
(farklı bir renkle) astar üzerine vurulan cila spatter n.
Automotive
sert zemin temizleme ve cila makinesi floor scrubber and polisher n.
pasta cila rubbing compound n.
dairesel oto cila makinesi orbital polisher n.
Gastronomy
cila (içki vb) chaser n.
ağır içkinin üzerine hafif içkiyle cila atmak chase v.
Chemistry
karnauba ağacının genç yapraklarından elde edilen, cila olarak kullanılan balmumu carnauba n.
elektrik yalıtımı ve cila yapımında kullanılan yeşil, sarı ya da siyah renkli hidrokarbon parafin mum ozocerite n.
mum ve cila malzemesi yapımında kullanılan beyaz veya sarımsı bir parafin white wax n.
mum ve cila malzemesi yapımında kullanılan beyaz veya sarımsı bir parafin insect wax n.
mum ve cila malzemesi yapımında kullanılan beyaz veya sarımsı bir parafin chinese wax n.
mum ve cila malzemesi yapımında kullanılan beyaz veya sarımsı bir parafin chinese insect wax n.
History
japon ailelerinde eski feodal soyluluğu ifade etmek için cila, çömlek ve kumaş üzerinde kullanılan daire biçimli bir arma mon n.
Art
ziftten elde edilen şeffaf kahverengi bir pigment veya cila bitumen n.
Archaic
cila taşı slickstone n.
Engineering
cila aleti buffer n.
Slang
(içki) cila hootch n.
(içki vb.) cila çekmek hair of the dog that bit one v.