|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
çocuk haklarına dair sözleşme |
convention on children’s rights n.
|
|
2 |
General |
bağışlanacağına dair söz verilmiş olan para |
pledge n.
|
|
3 |
General |
latin dilinden türemiş dilleri kullanan halkları ve ülkeler veya onlara dair |
latin n.
|
|
4 |
General |
ölüme dair |
thanatopsis n.
|
|
5 |
General |
geleceğe dair beklentiler |
future expectations n.
|
|
6 |
General |
kötü bir şeyler olacağına dair içinde bir his olma |
impending sense of doom n.
|
|
|
7 |
General |
kötü bir şeyler olacağına dair içinde bir his olma |
sense of impending doom n.
|
|
8 |
General |
kimin ne zaman öleceğine dair tahminlerde bulunulan bir oyun |
death pool n.
|
|
9 |
General |
kimin ne zaman öleceğine dair tahminlerde bulunulan bir oyun |
dead pool n.
|
|
10 |
General |
gönderildiğine dair resmi kayıt alınabilen posta |
recorded delivery letter n.
|
|
11 |
General |
velileri tarafından istismar veya yaralanma riski bulunan çocuklara dair yerel otoritelerin tuttuğu liste |
nai register n.
|
|
12 |
General |
bir dini inancın diğerlerinden üstün olduğuna dair tutum |
triumphalism n.
|
|
13 |
General |
hamstead, londra'nın kanalizasyonlarında yaşadığına dair bir şehir efsanesi olan vahşi bir domuz |
sewer hog n.
|
|
14 |
General |
spesifik bir şeye dair yetki alanı |
kingdom n.
|
|
15 |
General |
serinin sayfaları arasındaki ilişkiyi, kapsamlarını, ulaşılabilirliklerini ve seriye dair ek bilgileri aktarmak için tasarlanmış çizgesel lejant |
map index n.
|
|
16 |
General |
bir sese dair iz |
whift n.
|
|
17 |
General |
bir kokuya dair iz |
whift n.
|
|
18 |
General |
duyusal deneyimin ve kişinin kendine dair deneyimlediği özelliklerin gerçek olduğu yanılsaması |
maya n.
|
|
19 |
General |
bir eylemin erteleneceğine dair emir veya işaret |
hold n.
|
|
20 |
General |
avuç içinde, parmakların altında yer alan ve el falcıları tarafından mizaca ve kişisel özelliklere dair bilgi verdiğine inanılan küçük et çıkıntısı |
mountain n.
|
|
21 |
General |
insanların şiir, sanat veya tiyatro gibi sembolizm araçlarıyla ifade edilen geçmiş tecrübelerine dair temel gerçeklikleri ve kavrayışları anlamlandırma ve bunlara değer atfetme biçimi |
mythoi n.
|
|
22 |
General |
kötü ruhlara dair ortaya konan sistematik ve dini öğreti |
demonology n.
|
|
23 |
General |
bir anlaşmanın sona erdiğine dair resmi bildiri |
denunciation n.
|
|
24 |
General |
kuvvetlere, malzemelere ve yedek personel hareket gerekliliklerine dair gerekli bilgileri içeren ortak operasyon planlama ve uygulama sistemi |
deployment database n.
|
|
25 |
General |
aile ve ebeveynlik sorunlarına dair öneri ve destek vermek üzere kurulmuş ingiltere merkezli bir internet sitesi |
mumsnet n.
|
|
26 |
General |
(kişilere dair) olumlu izlenim |
opinion n.
|
|
|
27 |
General |
(kişilere dair) olumlu değerlendirme |
opinion n.
|
|
28 |
General |
teşhise dair açıklama |
diagnostic n.
|
|
29 |
General |
belçikalılara dair |
belgic n.
|
|
30 |
General |
tüm dinlerin tanrılarının başka gezegenlerden geldiğine dair bir inanç |
alientology n.
|
|
31 |
General |
(geleceğe dair) kötümser bakış açısı |
doomwatch n.
|
|
32 |
General |
akıl ve maddenin gerçekliği evrensel olarak koordine ettiğine dair teori |
parallelism n.
|
|
33 |
General |
birini sorunlarına dair ikaz edip durumla yüzleştirmek için yapılan sürpriz toplantı |
intervention n.
|
|
34 |
General |
doğru olanın yapıldığına dair his |
conviction n.
|
|
35 |
General |
(lacancı psikanalizde) öznenin bakma arzusu ile birine bakılabileceğine dair sahip olduğu bilinci arasındaki ilişki |
gaze n.
|
|
36 |
General |
geleceğe dair her şeyi bilme |
prescience n.
|
|
37 |
General |
öğretmenin sistematik öğretim öncesi konuya dair aktardığı genel inceleme |
preview n.
|
|
38 |
General |
ödemenin vadesinde yapılmayacağına dair noter bildirimi |
protest n.
|
|
39 |
General |
vazgeçtiğine dair yemin etmek |
abjure v.
|
|
40 |
General |
dair olmak |
pertain v.
|
|
41 |
General |
-e dair kehanette bulunmak |
predict v.
|
|
42 |
General |
iddia edildiği gibi olduğuna dair garanti vermek |
stand behind v.
|
|
43 |
General |
geleceğe dair plan yapmak |
make plans for the future v.
|
|
44 |
General |
ruha dair özelliklerden mahrum etmek |
unsoul v.
|
|
45 |
General |
(bir şeyin) doğruluğu veya geçerliliğine dair çıkarım yapmak |
discount v.
|
|
46 |
General |
insanlığa dair inancını kaybetmek |
lose faith in humanity v.
|
|
47 |
General |
aşka dair |
erotic adj.
|
|
48 |
General |
iskoçya'ya dair |
caledonian adj.
|
|
49 |
General |
karadeniz'e dair |
pontic adj.
|
|
50 |
General |
uzay yolculuklarına dair |
astronautical adj.
|
|
51 |
General |
uzay yolculuklarına dair |
astronautic adj.
|
|
52 |
General |
programa dair |
programmatic adj.
|
|
53 |
General |
iki veya daha fazla millete dair |
cross-national adj.
|
|
54 |
General |
ünlü kişilerin özel yaşamlarına dair |
backstage adj.
|
|
55 |
General |
yaklaşıma dair |
approach-related adj.
|
|
56 |
General |
foucault'nun düşüncesine ait/dair |
foucauldian adj.
|
|
57 |
General |
eski makedonya'da pieria bölgesine dair |
pierian adj.
|
|
58 |
General |
en üst düzeye dair |
acmatic adj.
|
|
59 |
General |
düzeltmeye dair |
adjustmental adj.
|
|
60 |
General |
meteora dair |
aerolitic adj.
|
|
61 |
General |
oyuncuya dair |
actorish adj.
|
|
62 |
General |
oyuncuya dair |
actorly adj.
|
|
63 |
General |
takıma dair |
teamwise adj.
|
|
64 |
General |
kraliçeliğe dair |
reginal adj.
|
|
65 |
General |
bugüne dair |
now adj.
|
|
66 |
General |
ölüme dair |
necrologic adj.
|
|
|
67 |
General |
ölüme dair |
necrological adj.
|
|
68 |
General |
duymaya dair |
audile adj.
|
|
69 |
General |
denetime dair |
auditorial adj.
|
|
70 |
General |
denetçiye dair |
auditorial adj.
|
|
71 |
General |
kahin veya kehanete dair |
augural adj.
|
|
72 |
General |
kahin veya kehanete dair |
augurial adj.
|
|
73 |
General |
bir kimsenin, sanat eserinin veya nesnenin ayırıcı niteliği veya özüne dair |
auratic adj.
|
|
74 |
General |
bir harfin üzerindeki işarete dair |
cockup adj.
|
|
75 |
General |
güney avustralya'ya dair |
south australian adj.
|
|
76 |
General |
güney avustralyalılara dair |
south australian adj.
|
|
77 |
General |
batı avustralya'ya dair |
western australian adj.
|
|
78 |
General |
batı avustralyalılara dair |
western australian adj.
|
|
79 |
General |
batı avustralya'ya dair |
westralian adj.
|
|
80 |
General |
batı avustralyalılara dair |
westralian adj.
|
|
81 |
General |
papua'ya dair |
austro–malayan adj.
|
|
82 |
General |
papualılara dair |
austro–malayan adj.
|
|
83 |
General |
yeni gine ve çevresindeki bölgelerin yerlilerine dair |
austro–malayan adj.
|
|
84 |
General |
avustronezya dillerinin malayo polinezya koluna dair |
malayo-polynesian adj.
|
|
85 |
General |
kişisel gözleme dair |
autoptic adj.
|
|
86 |
General |
kişisel gözleme dair |
autoptical adj.
|
|
87 |
General |
sonbahara dair |
autumn adj.
|
|
88 |
General |
büyükanne veya büyükbabaya dair |
aval adj.
|
|
89 |
General |
avesta'ya dair |
avestan adj.
|
|
90 |
General |
atalara dair |
avital adj.
|
|
91 |
General |
büyükbabaya dair |
avital adj.
|
|
92 |
General |
dayılık görevlerine dair |
avunculate adj.
|
|
93 |
General |
insana dair özelliklerden yoksun bırakılmış |
unhuman adj.
|
|
94 |
General |
lokomotif bakım atölyesine dair |
yard adj.
|
|
95 |
General |
malaylar'a dair |
malayan adj.
|
|
96 |
General |
papua'ya dair |
austro-malayan adj.
|
|
97 |
General |
papualılara dair |
austro-malayan adj.
|
|
98 |
General |
yeni gine ve çevresindeki bölgelerin yerlilerine dair |
austro-malayan adj.
|
|
99 |
General |
papua dillerine dair |
austro-malayan adj.
|
|
100 |
General |
papuacaya dair |
papuan adj.
|
|
101 |
General |
papua dillerine dair |
papuan adj.
|
|
102 |
General |
avustralya biyocoğrafi bölgesindeki bir alt bölgeye dair |
papuan adj.
|
|
103 |
General |
hem malaylar'a hem de endonezyalılar'a dair |
malayo-indonesian adj.
|
|
104 |
General |
bahreyn'e dair |
bahreini adj.
|
|
105 |
General |
bahreynliler'e dair |
bahreini adj.
|
|
106 |
General |
bali'ye dair |
balinese adj.
|
|
107 |
General |
balililer'e dair |
balinese adj.
|
|
108 |
General |
baritona dair |
baritonal adj.
|
|
109 |
General |
batavya'ya dair |
batavian adj.
|
|
110 |
General |
batavya halkına dair |
batavian adj.
|
|
111 |
General |
hollanda'ya dair |
batavian adj.
|
|
112 |
General |
yığın veya parti halinde kullanıma dair |
batch adj.
|
|
113 |
General |
plajlara dair |
beachy adj.
|
|
114 |
General |
bedevilere dair |
bedouin adj.
|
|
115 |
General |
bedevilere dair |
beduin adj.
|
|
116 |
General |
belarus'a dair |
belarusan adj.
|
|
117 |
General |
belaruslulara dair |
belarusan adj.
|
|
118 |
General |
belçika'ya dair |
belgic adj.
|
|
119 |
General |
belgalara dair |
belgic adj.
|
|
120 |
General |
savaşa dair |
bellic adj.
|
|
121 |
General |
belarusçaya dair |
bielorussian adj.
|
|
122 |
General |
belaruslara dair |
bielorussian adj.
|
|
123 |
General |
bengal'e dair |
bengalese adj.
|
|
124 |
General |
bengallilere dair |
bengalese adj.
|
|
125 |
General |
bengalceye dair |
bengalese adj.
|
|
126 |
General |
bengal kültürüne dair |
bengalese adj.
|
|
127 |
General |
bengal'e dair |
bengali adj.
|
|
128 |
General |
bengallilere dair |
bengali adj.
|
|
129 |
General |
bengalceye dair |
bengali adj.
|
|
130 |
General |
bengal kültürüne dair |
bengali adj.
|
|
131 |
General |
berberilere dair |
berber adj.
|
|
132 |
General |
berbericeye dair |
berber adj.
|
|
133 |
General |
berberilere dair |
berberine adj.
|
|
134 |
General |
berbericeye dair |
berberine adj.
|
|
135 |
General |
italya'nın bergamo şehrine dair |
bergamasko adj.
|
|
136 |
General |
italya'nın bergamo şehrine dair |
bergamask adj.
|
|
137 |
General |
bermuda'ya dair |
bermudan adj.
|
|
138 |
General |
bermudalılara dair |
bermudan adj.
|
|
139 |
General |
bermuda'ya dair |
bermudian adj.
|
|
140 |
General |
bermudalılara dair |
bermudian adj.
|
|
141 |
General |
isviçre'nin bern kentine dair |
bernese adj.
|
|
142 |
General |
isviçre'nin bern kentinde yaşayan halka dair |
bernese adj.
|
|
143 |
General |
dördüncü chesterfield kontu veya yazılarına dair |
chesterfieldian adj.
|
|
144 |
General |
sakız adası'na dair |
chian adj.
|
|
145 |
General |
sakız adası sakinlerine dair |
chian adj.
|
|
146 |
General |
fabian derneği'ne dair |
fabian adj.
|
|
147 |
General |
geniş alanlar veya enginliklere dair |
main [obsolete] adj.
|
|
148 |
General |
hindistan'a dair |
bharatiya adj.
|
|
149 |
General |
biafra'ya dair |
biafran adj.
|
|
150 |
General |
biafralılara dair |
biafran adj.
|
|
151 |
General |
bibliyometriye dair |
bibliometric adj.
|
|
152 |
General |
kitap koleksiyoncularına dair |
bibliophilic adj.
|
|
153 |
General |
sahaflara dair |
bibliopolic adj.
|
|
154 |
General |
sahaflığa dair |
bibliopolistic adj.
|
|
155 |
General |
bir eserin yazarını bulmak için belge ve el yazısı incelemeye dair |
bibliotic adj.
|
|
156 |
General |
içki tüketimine dair |
bibulous adj.
|
|
157 |
General |
içkiye dair |
bibulous adj.
|
|
158 |
General |
abd'nin hem doğu hem de batı kıyılarına dair |
bicoastal adj.
|
|
159 |
General |
biharlılara dair |
bihari adj.
|
|
160 |
General |
biharcaya dair |
bihari adj.
|
|
161 |
General |
bihar'a dair |
bihari adj.
|
|
162 |
General |
iki bin yıla dair |
bimillenary adj.
|
|
163 |
General |
iki bin yıla dair |
bimillenial adj.
|
|
164 |
General |
iki bin yıla dair |
bimillennial adj.
|
|
165 |
General |
onarıma dair |
reparative adj.
|
|
166 |
General |
onarıma dair |
reparatory adj.
|
|
167 |
General |
derebeyi ile vasal arasındaki ilişkiye dair |
liege adj.
|
|
168 |
General |
toplumun tabanına dair |
grassroot adj.
|
|
169 |
General |
toplumun yerel düzeyine dair |
grassroot adj.
|
|
170 |
General |
toplumun tabanına dair |
grassroots adj.
|
|
171 |
General |
toplumun yerel düzeyine dair |
grassroots adj.
|
|
172 |
General |
birden fazla alana dair bilgi içeren |
multidiscipline adj.
|
|
173 |
General |
masonluğa dair |
on the square adj.
|
|
174 |
General |
iki kişi arasındaki doğrudan iletişim veya alışverişe dair |
one on one [us] adj.
|
|
175 |
General |
iki kişinin yalnızca birbiriyle kurduğu ilişkiye dair |
one-one [us] adj.
|
|
176 |
General |
iki kişi arasındaki doğrudan iletişim veya alışverişe dair |
one-on-one adj.
|
|
177 |
General |
belucistan'a dair |
belooche beloochee adj.
|
|
178 |
General |
beluçlara dair |
belooche beloochee adj.
|
|
179 |
General |
abd'nin kolonilerine dair |
continental adj.
|
|
180 |
General |
abd'nin eyaletlerine dair |
continental adj.
|
|
181 |
General |
para hariç varlıklara dair |
in-kind adj.
|
|
182 |
General |
ilişkiye dair |
correlational adj.
|
|
183 |
General |
aleve dair |
flammeous adj.
|
|
184 |
General |
primata dair |
primatial adj.
|
|
185 |
General |
gençliğe dair |
prime adj.
|
|
186 |
General |
özel sektöre dair |
private-sector adj.
|
|
187 |
General |
geleceğe dair her şeyi bilmeye ait veya ilişkin |
prescient adj.
|
|
188 |
General |
yirmi beşinci yıl dönümüne dair |
silver adj.
|
|
189 |
General |
bir dizinin yirmi beşinci etkinliğine dair |
silver adj.
|
|
190 |
General |
uyku veya rüyalara dair |
somniculous adj.
|
|
191 |
General |
geleceğe dair beklenti sahibi olarak |
prospectively adv.
|
|
192 |
General |
geleceğe dair |
prospectively adv.
|
|
193 |
General |
yazıda incile dair |
scripturally adv.
|
|
194 |
General |
-e dair |
about adv.
|
|
195 |
General |
sese dair |
aurally adv.
|
|
196 |
General |
kulağa dair |
aurally adv.
|
|
197 |
General |
auraya dair |
aurally adv.
|
|
198 |
General |
-e dair |
as to prep.
|
|
199 |
General |
-e dair |
in obedience to prep.
|
|
200 |
General |
-e dair |
in relation to prep.
|
|
201 |
General |
-e dair |
concerning prep.
|
|
202 |
General |
-e dair |
relative to prep.
|
|
203 |
General |
-e dair |
with regard to prep.
|
|
204 |
General |
-e dair |
with reference to prep.
|
|
205 |
General |
-e dair |
with respect to prep.
|
|
206 |
General |
-e dair |
in regard to prep.
|
|
207 |
General |
-e dair |
in reference to prep.
|
|
208 |
General |
-e dair |
regarding prep.
|
|
209 |
General |
birinin notlarında birinin uygun olmadığına/görünmediğine dair almış olduğu not/işaret |
jdlr expr.
|
|
210 |
General |
kırmızı ve yeşil renklerinin birbirine karıştırılması ile karakterize edilen daltonizm veya döteranopiden birine dair |
rg (red-green) abrev.
|
|
Phrasals |
|
211 |
Phrasals |
birine bir şeyi yapacağına dair güvence vermek |
reassure someone of something v.
|
|
212 |
Phrasals |
(kendinin/bir şeyin bir şeye) katılacağına dair söz vermek |
commit (oneself or something) for (something) v.
|
|
213 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin bir şeye katılacağına dair söz vermek |
commit someone or something for something v.
|
|
214 |
Phrasals |
'-e katılacağına dair söz vermek |
commit for v.
|
|
215 |
Phrasals |
yapacağına dair güvence vermek |
reassure of v.
|
|
216 |
Phrasals |
(birinin) bir suç işlediğine dair/bir suç işlediği iddiasını doğrulayan bir ifade vermek |
swear out (something) against (one) v.
|
|
217 |
Phrasals |
(birinin) bir suç işlediğine dair/bir suç işlediği iddiasını doğrulayan bir ifade vermek |
swear out against v.
|
|
Phrases |
|
218 |
Phrases |
-e dair |
in regards to prep.
|
|
219 |
Phrases |
buna dair |
about this expr.
|
|
220 |
Phrases |
hayata dair |
about life expr.
|
|
221 |
Phrases |
birine/bir şeye dair |
as regards somebody/something expr.
|
|
222 |
Phrases |
(birine/bir şeye) dair |
in reference to (someone or something) expr.
|
|
223 |
Phrases |
(birine/bir şeye) dair |
in regard to (someone or something) expr.
|
|
224 |
Phrases |
(bir şeye) dair |
in relation to (something) expr.
|
|
225 |
Phrases |
(birine/bir şeye) dair |
in respect of (someone or something) expr.
|
|
226 |
Phrases |
(birine/bir şeye) dair |
in respect to (someone or something) expr.
|
|
227 |
Phrases |
birine/bir şeye dair |
in regard to somebody/something expr.
|
|
228 |
Phrases |
birine/bir şeye dair |
with regard to somebody/something expr.
|
|
229 |
Phrases |
(birine/bir şeye) dair |
with reference to (someone or something) expr.
|
|
Colloquial |
|
230 |
Colloquial |
vücudunda böcekler gezdiğine dair uyuşturucunun tetiklediği bir halüsinasyon |
crank bugs n.
|
|
231 |
Colloquial |
bir şirketin kendi üretimi olmayan parçaların, o şirketin ürünlerine uymayacağına dair ön yargı |
not-invented-here syndrome n.
|
|
232 |
Colloquial |
gelecek başarılara dair bir çok umut |
lots of promise n.
|
|
233 |
Colloquial |
gelecekteki üstün başarıya dair büyük potansiyel |
lots of promise n.
|
|
234 |
Colloquial |
(birinin/bir şeyin) yanlış yaptığına/suç işlediğine dair kanıtı olmamak |
not have anything on (someone or something) v.
|
|
235 |
Colloquial |
(biri) hakkında bir suç, kabahat işlediğine dair kanıt olmak |
have (something) on (one) v.
|
|
236 |
Colloquial |
(birinin) uygunsuz bir davranışta bulunduğuna dair kanıt olmak |
have (something) on (one) v.
|
|
237 |
Colloquial |
birinin bir suç işlediğine, yanlış yaptığına, uygunsuz davrandığına dair kanıtı olmak |
have (something) on (one) v.
|
|
Idioms |
|
238 |
Idioms |
(bir şeyin olacağına dair) korku |
the specter of something n.
|
|
239 |
Idioms |
(bir şeyin olacağına dair) korku |
the specter of n.
|
|
240 |
Idioms |
mucizevi, doğaüstü ya da tuhaf olaylara dair sembolik nesneler |
bell, book, and candle n.
|
|
241 |
Idioms |
mucizevi, doğaüstü ya da tuhaf olaylara dair sembolik nesneler |
bell, book, and candle n.
|
|
242 |
Idioms |
tanınmış markaya dair fikir hakları/fikri mülkiyet |
branded IP n.
|
|
243 |
Idioms |
kimliğine dair izler bırakma |
left one's calling card n.
|
|
244 |
Idioms |
(birinin) gözündeki sırrı veya bir bilgiyi bildiğine dair parıltı/ışık |
gleam in (one's) eye n.
|
|
245 |
Idioms |
bir sorunun birinde utanç, rahatsızlık veya kızgınlık uyandırıp uyandırmadığına dair varsayımsal bir test |
red-face test n.
|
|
246 |
Idioms |
sorulan sorular karşısında yüzünün kızarıp kızarmayacağına dair yapılan bir test |
red-face test n.
|
|
247 |
Idioms |
maddiyata dair arzular/istekler |
earthly desires n.
|
|
248 |
Idioms |
hazza/keyfe dair arzular |
earthly desires n.
|
|
249 |
Idioms |
maddiyata dair arzular/istekler |
worldly desires n.
|
|
250 |
Idioms |
hazza/keyfe dair arzular |
worldly desires n.
|
|
251 |
Idioms |
(bir oyuncunun) kontratındaki film oyuncularının ve ekibinin çeşitli olacağına (tek bir ırktan, cinsiyetten olmayacağına) dair koşul |
inclusion rider n.
|
|
252 |
Idioms |
sıra dışı/mucizevi bir şey olacağına dair bir işaret |
bell, book, and candle things that are miraculous or that signal that something n.
|
|
253 |
Idioms |
(birine/bir şeye) dair bir his/sezgi |
a feeling about (someone or something) n.
|
|
254 |
Idioms |
bir şeye dair pek bir şey |
a lot in the way of something n.
|
|
255 |
Idioms |
ileride neyin popüler olacağına dair bir işaret |
a sign of things to come [cliché] n.
|
|
256 |
Idioms |
bir şey olacağına dair bir his |
a sinking feeling n.
|
|
257 |
Idioms |
kötü bir şey olacağına dair bir/o his |
a sinking feeling n.
|
|
258 |
Idioms |
kötü bir şey olacağına dair bir/o his |
that sinking feeling n.
|
|
259 |
Idioms |
bir şey olacağına dair bir his |
a sinking feeling n.
|
|
260 |
Idioms |
bir şey olacağına dair bir his |
that sinking feeling n.
|
|
261 |
Idioms |
(bir durumun ne olduğuna/olacağına) dair bir his |
the feeling (that) (something is/will be the case) n.
|
|
262 |
Idioms |
(bir şey olduğuna/olacağına) dair bir his |
the feeling (that) (something is/will be the case) n.
|
|
263 |
Idioms |
(bir şey olduğuna/olacağına) dair bir önsezi |
the feeling (that) (something is/will be the case) n.
|
|
264 |
Idioms |
(bir durumun ne olduğuna/olacağına) dair bir his |
a feeling (that) (something is/will be the case) n.
|
|
265 |
Idioms |
(bir şey olduğuna/olacağına) dair bir his |
a feeling (that) (something is/will be the case) n.
|
|
266 |
Idioms |
(bir şey olduğuna/olacağına) dair bir önsezi |
a feeling (that) (something is/will be the case) n.
|
|
267 |
Idioms |
(bir duruma) dair bir his |
feeling (that something is the case) n.
|
|
268 |
Idioms |
(bir şey olacağına) dair bir his |
feeling (that something is the case) n.
|
|
269 |
Idioms |
(bir şey olacağına) dair bir önsezi |
feeling (that something is the case) n.
|
|
270 |
Idioms |
(bir duruma) dair bir his |
a feeling about something n.
|
|
271 |
Idioms |
(bir şey olacağına) dair bir his |
a feeling about something n.
|
|
272 |
Idioms |
(bir şey olacağına) dair bir önsezi |
a feeling about something n.
|
|
273 |
Idioms |
bir yerin sağlıklı/düzgün işlediğine dair teminat |
clean bill of health n.
|
|
274 |
Idioms |
bir kurumun belli standartlara uygun işlediğine dair teminat |
clean bill of health n.
|
|
275 |
Idioms |
bir filmde iki kadın karakterin bir erkekten başka bir konu konuşup konuşmadığına dair test |
the bechdel test n.
|
|
276 |
Idioms |
içinde bir şeyin doğru olduğuna dair his olmak |
get/have the feeling (that...) v.
|
|
277 |
Idioms |
içinde bir şeyin doğru olduğuna dair bir şüphe olmak |
get/have the feeling (that...) v.
|
|
278 |
Idioms |
bir şeyin doğru olduğuna dair bir hisse kapılmak |
get/have the feeling (that...) v.
|
|
279 |
Idioms |
içinde bir şeye dair bir his olmak |
get/have the feeling (that...) v.
|
|
280 |
Idioms |
içinde bir şeye dair bir şüphe olmak |
get/have the feeling (that...) v.
|
|
281 |
Idioms |
bir şeye dair bir hisse kapılmak |
get/have the feeling (that...) v.
|
|
282 |
Idioms |
(birinin) suç işlediğine dair kanıtı olmamak |
have got nothing on (someone or something) v.
|
|
283 |
Idioms |
(birine/bir şeye) dair bilgi içermemek |
have got nothing on (someone or something) v.
|
|
284 |
Idioms |
içinde (bir şeye dair) bir his olmak |
have a sneaking suspicion v.
|
|
285 |
Idioms |
(biri/bir şey) arandığına dair bir ilan/duyuru yayınlamak |
put out a call for (someone or something) v.
|
|
286 |
Idioms |
(biri/bir şey) arandığına dair bir ilan/duyuru çıkartmak |
put out a call for (someone or something) v.
|
|
287 |
Idioms |
(biri/bir şey) arandığına dair bir ilan vermek |
put out a call for (someone or something) v.
|
|
288 |
Idioms |
bir yerin sağlıklı/düzgün işlediğine dair teminat verilmek |
be given a clean bill of health v.
|
|
289 |
Idioms |
bir kurumun belli standartlara uygun işlediğine dair teminat verilmek |
be given a clean bill of health v.
|
|
290 |
Idioms |
bir yerin sağlıklı/düzgün işlediğine dair teminat almak |
have a clean bill of health v.
|
|
291 |
Idioms |
bir kurumun belli standartlara uygun işlediğine dair teminat almak |
have a clean bill of health v.
|
|
292 |
Idioms |
içinde bir şeye dair bir his olmak |
get/have the feeling v.
|
|
293 |
Idioms |
birine (bir şeye dair) söz vermek |
give somebody your word (that...) v.
|
|
294 |
Idioms |
birinden (bir şeye dair) söz almak |
have somebody's word (that...) v.
|
|
295 |
Idioms |
biri hakkında bir suç/kabahat işlediğine dair kanıt olmak |
have on one v.
|
|
296 |
Idioms |
kadınlarla özdeşleştirilen işlere dair |
pink-collar adj.
|
|
297 |
Idioms |
bir şeye dair |
a lot, not much, etc. in the way of something expr.
|
|
298 |
Idioms |
kötü şeyler olacağına dair işaretler/belirtiler var |
there are clouds on the horizon expr.
|
|
Speaking |
|
299 |
Speaking |
aptalca bir şey yapmadığına dair bana söz ver |
promise me you're not doing anything foolish expr.
|
|
300 |
Speaking |
düzeleceğine dair herhangi bir ışık göremiyorum |
I don't see any chance of it coming back expr.
|
|
301 |
Speaking |
tam olarak ne olduğuna dair araştırmalar devam ediyor |
what exactly happened is still being investigated expr.
|
|
302 |
Speaking |
zorla girildiğine dair bir işaret yok |
there's no sign of a forced entry expr.
|
|
Trade/Economic |
|
303 |
Trade/Economic |
bekar olduğuna dair belge |
single status certificate n.
|
|
304 |
Trade/Economic |
bir fabrikada çalışan işçiye başka bir sendikaya üye olmayacağına dair imzalatılan sözleşme |
yellow-dog contract n.
|
|
305 |
Trade/Economic |
bir alacak davasında davalının borcu olmadığına dair yemin etmesi şahitlerin bunun doğruluğunu yeminli olarak teyit etmeleri |
wager of law n.
|
|
306 |
Trade/Economic |
birine işten çıkardığına dair verilen kağıt |
walking paper n.
|
|
307 |
Trade/Economic |
gelirleri artırmaya dair kanun tasarısı |
money bill n.
|
|
308 |
Trade/Economic |
gelirleri artırmaya dair kanun tasarısı |
supply bill n.
|
|
309 |
Trade/Economic |
görevinin sona ermesi durumunda şirketin mevcut müşterileriyle ticari amaçla temas kurmayacağına dair çalışan ile işveren şirket arasında yapılan sözleşme |
nonsolicitation contract n.
|
|
310 |
Trade/Economic |
görevinin sona ermesi durumunda şirketin mevcut müşterileriyle ticari amaçla temas kurmayacağına dair çalışan ile işveren şirket arasında yapılan sözleşme |
non-solicitation agreement n.
|
|
311 |
Trade/Economic |
görevinin sona ermesi durumunda şirketin mevcut müşterileriyle ticari amaçla temas kurmayacağına dair çalışan ile işveren şirket arasında yapılan sözleşme |
nonsolicitation agreement n.
|
|
312 |
Trade/Economic |
hasta olduğuna dair belge |
sick note n.
|
|
313 |
Trade/Economic |
harcın yatırıldığına dair makbuz aslı |
the original payment receipt n.
|
|
314 |
Trade/Economic |
harcın yatırıldığına dair makbuz aslı |
the original receipt for payment n.
|
|
315 |
Trade/Economic |
malın yüklenmesi ile gemiyi kiralayanın yükümlülüğünün sona erdiğine dair konan şart |
cesser clause n.
|
|
316 |
Trade/Economic |
nakliye edilen malların sorumluluğunun sahibine ait olduğuna dair yazılı ifade |
a bill of adventure n.
|
|
317 |
Trade/Economic |
satın alma sürecinde tüketicinin markaya dair bildiği ve farkında olduğu tüm olumlu düşünceler/duygular seti |
evoked set n.
|
|
318 |
Trade/Economic |
satın alma sürecinde tüketicinin markaya dair bildiği ve farkında olduğu tüm olumlu düşünceler/duygular seti |
consideration set n.
|
|
319 |
Trade/Economic |
sözleşmeye dair hususlar |
contractual aspects n.
|
|
320 |
Trade/Economic |
tenfiz kabiliyetine dair görüş |
enforceability opinion n.
|
|
321 |
Trade/Economic |
ekonomik yarışın standartları düşüreceğine, çalışanların durumunu aşağı çekeceğine ve bazı ülkelerde işlerini daha ucuz işçilere kaybedeceklerine dair düşünce |
a race to the bottom n.
|
|
322 |
Trade/Economic |
ekonomik yarışın standartları düşüreceğine, çalışanların durumunu aşağı çekeceğine ve bazı ülkelerde işlerini daha ucuz işçilere kaybedeceklerine dair düşünce |
the race to the bottom n.
|
|
323 |
Trade/Economic |
(muhasebede) ilgili taraflara finansal verilerin güvenilir olduğuna dair garantiler veren hizmet |
limited review n.
|
|
324 |
Trade/Economic |
teşhir ürününe dair bilgi veren tanıtım levhası |
shelftalker n.
|
|
325 |
Trade/Economic |
zarar görmeyeceğine dair peşinen kefil olmak |
indemnify v.
|
|
326 |
Trade/Economic |
müzayedeye dair |
auctionary adj.
|
|
327 |
Trade/Economic |
müzayedeciye dair |
auctionary adj.
|
|
328 |
Trade/Economic |
açık artırmaya dair |
auctionary adj.
|
|
329 |
Trade/Economic |
açık artırmacıya dair |
auctionary adj.
|
|
330 |
Trade/Economic |
takasa dair |
barter adj.
|
|
331 |
Trade/Economic |
satıcının belirli markalara ait ürünleri üreticinin belirlediği minimum fiyatın altında satmasını yasaklayan anlaşmaya dair |
fair-trade adj.
|
|
332 |
Trade/Economic |
dahil olmamanın veya uzak durmanın varsayılan seçenek olduğu karara dair |
opt in adj.
|
|
333 |
Trade/Economic |
dahil olmanın veya izin vermenin varsayılan seçenek olduğu karara dair |
opt out adj.
|
|
334 |
Trade/Economic |
dahil olmanın veya izin vermenin varsayılan seçenek olduğu karara dair |
opt-out adj.
|
|
335 |
Trade/Economic |
pareto tarafından gelirin toplumdaki sıklık dağılımını ifade etmek için kullanılan yasa veya matematiksel formüle dair |
pareto adj.
|
|
336 |
Trade/Economic |
(britanya'da) menkul kıymetlerin fiyat ve ticari faaliyetlerine dair bilgileri toplayıp gösteren bilgisayarlı sistem |
seaq (stock exchange automated quotation) abrev.
|
|
Law |
|
337 |
Law |
davaya dair gerçekleri ortaya koyan, tarafların mahkemenin vereceği kararda esas olmasında mutabık olduğu ortak ifade |
case stated n.
|
|
338 |
Law |
intikal veya kiralama mevcut olmadığına dair savunma |
nontenure n.
|
|
339 |
Law |
ani ve şüpheli ölümlere dair inceleme |
coroner's inquest n.
|
|
340 |
Law |
adil karar verilmeyeceğine dair makul şüphe |
reasonable apprehension of bias n.
|
|
341 |
Law |
ailenin korunmasına dair kanun |
the law on the protection of the family n.
|
|
342 |
Law |
ammenin hizmetine taalluk eden işaretler ve aletlere dair kabahatler |
misdemeanors related to signs and instruments used in public services n.
|
|
343 |
Law |
ayni bir ihtilafa dair davada verilen karar |
judgement in rem n.
|
|
344 |
Law |
ayni bir ihtilafa dair davada verilen karar |
judgment in rem n.
|
|
345 |
Law |
bazı koşulların oluşması sonrası belli bir meblağın ödenmesine dair yazılı taahhüt |
benefit certificate n.
|
|
346 |
Law |
belirlenmiş şartların gerçekleşmesinde sigortalının gemiyi sigortacıya terkine dair şart |
abandonment clause n.
|
|
347 |
Law |
borç ödenmediğinde merhumun mülkiyetinin devrine dair anlaşma |
agreement for forfeiture of chattel n.
|
|
348 |
Law |
bir davada davalının yargılama neticesinde mahkum olması halinde mahkeme masraflarını ve mahkum olduğu ücreti ödeyeceğini aksi takdirde onun yerine ödemede bulunacağına dair kefalette bulunan kimse |
bail above n.
|
|
349 |
Law |
bir arazi üzerindeki inşaatı engellemeye dair mülk sahibinin sahip olduğu irtifak hakkı |
easement of natural support n.
|
|
350 |
Law |
borçlunun ipotekle bağlanan gayrimenkul üzerinde sahip olduğu hakkın kaldırılmasına dair dava |
foreclosure suit n.
|
|
351 |
Law |
ceza hukukuna dair meseleler |
criminal matters n.
|
|
352 |
Law |
ciroya dair şart |
assignment clause n.
|
|
353 |
Law |
esasa dair savunma |
meritorious defense n.
|
|
354 |
Law |
esas davanın reddine dair defi |
peremptory plea n.
|
|
355 |
Law |
esasa dair savunma |
meritorious defence n.
|
|
356 |
Law |
eşya hukukuna dair kanunlar |
law of property acts n.
|
|
357 |
Law |
esasa dair savunma |
defense upon the merits n.
|
|
358 |
Law |
esasa dair mesele |
matter of substance n.
|
|
359 |
Law |
esasa dair defii |
defense upon the merits n.
|
|
360 |
Law |
gemi arızasına dair kloz |
breakdown clause n.
|
|
361 |
Law |
gelir vergisi kanununda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı |
a bill related to making amendments on income tax act n.
|
|
362 |
Law |
gemi tesliminde yakıta dair kloz |
bunker clause n.
|
|
363 |
Law |
hibeye dair yalan |
lie in grant n.
|
|
364 |
Law |
imtiyaza dair yalan |
lie in franchise n.
|
|
365 |
Law |
inşaatı engellemeye dair mülk sahibinin sahip olduğu irtifak hakkı |
easement of tight and air n.
|
|
366 |
Law |
itiraza dair karar |
decision regarding the exception n.
|
|
367 |
Law |
kaçakçılığın men ve takibine dair kanunlar |
laws on prohibition and prosecution of smuggling n.
|
|
368 |
Law |
kadına karşı ve aile i̇çi şiddetle mücadele ve bunların önlenmesine dair anlaşma |
convention on preventing and combating violence against women and domestic violence n.
|
|
369 |
Law |
kişiler arası gayrimenkule dair ilişki |
privity of estate n.
|
|
370 |
Law |
kovuşturmaya yer olmadığına dair karar |
decision of non-prosecution n.
|
|
371 |
Law |
kovuşturmaya yer olmadığına dair karar |
decision of non-prosecution n.
|
|
372 |
Law |
mükerrer sigortada ilk sigortada karşılanmayan kısım için ikinci sigortadan talepte bulunmaya dair kloz |
american clause n.
|
|
373 |
Law |
mükerrer sigortada ilk sigortada karşılanmayan kısım için ikinci sigortadan talepte bulunmaya dair şart |
american clause n.
|
|
374 |
Law |
muhakeme usulüne dair ilk muameleyi yapan mahkeme |
court exercising first procedural phase n.
|
|
375 |
Law |
menkullere dair haklar |
movable rights n.
|
|
376 |
Law |
öğrenmenin eser sahiplerinin çoğaltma ve basmaya ilişlin münhasır haklarının korunması vasıtasıyla teşvik edilmesine dair kanun |
the statute of anne n.
|
|
377 |
Law |
özel güvenlik hizmetlerine dair kanun |
law on private security services n.
|
|
378 |
Law |
öngörülmüş şartların yerine getirilmesinde sigortalının gemiyi sigortacıya terkine dair madde |
abandonment clause n.
|
|
379 |
Law |
rekabetin korunmasına dair kanun |
law on the protection of competition n.
|
|
380 |
Law |
rekabetin korunmasına dair kanun |
act on the protection of competition n.
|
|
381 |
Law |
tutukluluğun uzatılmasına dair karar |
detainer n.
|
|
382 |
Law |
telif hakkına dair suç |
offense related to copyright n.
|
|
383 |
Law |
terk şartı. belirlenmiş şartların gerçekleşmesinde sigortalının gemiyi sigortacıya terkine dair şart |
abandonment clause n.
|
|
384 |
Law |
vadeden önce muacceliyete dair şart |
acceleration clause n.
|
|
385 |
Law |
yabancı firmalara dair yolsuzluk uygulamaları yasası |
foreign corrupt practices act n.
|
|
386 |
Law |
yargıtayın davanın esasına dair kararı |
appellate court's decision on the merits of case n.
|
|
387 |
Law |
1925 tarihli mülkiyet yasasındaki bazı kiracı haklarının korunmasına dair maddeler |
curtain provisions n.
|
|
388 |
Law |
zamanaşımı süresine dair alt yasal hükümler |
statutes of limitation n.
|
|
389 |
Law |
itiraz sürecinin sürdürüleceğine dair resmi bildirim |
appearance n.
|
|
390 |
Law |
gelecekteki benzer olayların nasıl çözüleceğine dair emsal oluşturan yasal karar |
landmark decision n.
|
|
391 |
Law |
esasa dair karar |
judgement on the merits n.
|
|
392 |
Law |
esasa dair karar |
judgment on the merits n.
|
|
393 |
Law |
bir kuralın uygulanmasına dair istisna |
variance n.
|
|
394 |
Law |
bir yatırım bankerinin borç yapma, bir şirket için taahhüt yapma veya şirket birleşmesi haklarına dair bir tür beyanname |
mandate n.
|
|
395 |
Law |
(ingiliz hukukunda) sanığın işlediği suç sırasında yaptığının farkında olmaması veya yaptığı şeyin yanlış olduğunu idrak edememesi durumunda cinnet getirmiş sayılacağına dair kurallar |
mcnaughten rules n.
|
|
396 |
Law |
(ingiliz hukukunda) sanığın işlediği suç sırasında yaptığının farkında olmaması veya yaptığı şeyin yanlış olduğunu idrak edememesi durumunda cinnet getirmiş sayılacağına dair kurallar |
mcnaghten rules n.
|
|
397 |
Law |
tanığı çağıran tarafın tanıkla davanın esasına dair gerçekleştirdiği ilk sorgu |
direct examination n.
|
|
398 |
Law |
davalının mahkeme kararının gereklerini yerine getireceğine dair verdiği bir tür kefalet |
bail to the action n.
|
|
399 |
Law |
davalının celpte bildirilen saatte mahkemeye çıkacağına dair verdiği kefalet |
common bail n.
|
|
400 |
Law |
bir iddiaya veya belirli bir yasanın uygulanmasına dair mahkeme hükümleri |
conclusion n.
|
|
401 |
Law |
(hakaret fiilinde) dolaylı hakaret içeren ifadeye dair açıklama |
innuendo n.
|
|
402 |
Law |
kanunun etik veya ideolojik değer taşımaksızın insan yapımı meşru hukuka sıkıştığına dair teori |
positivism n.
|
|
403 |
Law |
sanığın suçlu olduğuna dair hakkında verilmiş hüküm |
conviction n.
|
|
404 |
Law |
davalının malları yasal zilyetlik hakkı olan bir başkasının emriyle aldığına dair gerekçe göstermesi |
cognizance n.
|
|
405 |
Law |
siber bir suçun işlenip işlenmediğine dair kanıt elde etmek için siber ipuçlarını inceleyen bilim |
forensics n.
|
|
406 |
Law |
(ingiliz kilise hukuku) aforoz edilmiş birinin kiliseye teslim olana kadar kırk gün hapishanede tutulmasına dair baş mahkeme emri |
significavit n.
|
|
407 |
Law |
fuhşiyata dair |
bawdy adj.
|
|
408 |
Law |
yurttaşa dair |
civic adj.
|
|
409 |
Law |
vatandaşa dair |
civic adj.
|
|
410 |
Law |
baronete veya baronetliğe dair |
baronetical adj.
|
|
411 |
Law |
avukatlara dair |
barristerial adj.
|
|
412 |
Law |
eşyaya dair |
in rem adj.
|
|
413 |
Law |
eşyaya dair |
in rem adv.
|
|
Politics |
|
414 |
Politics |
afrika ülkelerine yapılan yardımın boşuna olduğuna dair inanış |
afro-pessimism n.
|
|
415 |
Politics |
adli yardım için başvuruların iletilmesine dair avrupa sözleşmesi |
european agreement on the transmission of applications for legal aid n.
|
|
416 |
Politics |
avrupa konseyine üye devletler arasında genç kişilerin müşterek pasaportla seyahatlerine dair avrupa sözleşmesi |
european agreement on travel by young persons on collective passports between the member countries of the council of europe n.
|
|
417 |
Politics |
arkeolojik mirasın korunmasına dair avrupa sözleşmesi |
european convention on the protection of the archaeological heritage n.
|
|
418 |
Politics |
adli yardım taleplerinin iletilmesine ilişkin avrupa sözleşmesine dair ek protokol |
additional protocol to the european agreement on the transmission of applications for legal aid n.
|
|
419 |
Politics |
avrupa tabii hayatını bitki ve hayvanların yaşadığı yerleri koruma altına alınmasına dair sözleşme |
convention on the conservation of european wildlife and natural habitats n.
|
|
420 |
Politics |
avrupa topluluklarına tek bir konsey ve tek bir komisyon kurulmasına dair antlaşma |
treaty establishing a single council and a single of the european communities n.
|
|
421 |
Politics |
belirli bir bölgeye ait topluluklar veya hükümetler arasında sınır ötesi işbirliğine dair taslak avrupa sözleşmesi |
european outline convention on transfrontier co-operation between territorial communities or authorities n.
|
|
422 |
Politics |
borçlanmaya dair yeni düzenlemeler |
new arrangements to borrow (nab) n.
|
|
423 |
Politics |
ceza koğuşturmalarının aktarılmasına dair avrupa sözleşmesi |
european convention on the transfer of proceedings in criminal matters n.
|
|
424 |
Politics |
çocukların muhafaza altına alınmasına ilişkin kararların infazı ve tanınmasına ve çocukların muhafaza altına alınmasının telafisine dair avrupa sözleşmesi |
european convention on recognition and enforcement of decisions concerning custody of children and on restoration of custody of children n.
|
|
425 |
Politics |
göçmen işçilerin hukuki statüsüne dair avrupa sözleşmesi |
european convention on the legal status of migrant workers n.
|
|
426 |
Politics |
hükümlülerin nakline dair sözleşme |
convention on the transfer of sentenced persons n.
|
|
427 |
Politics |
hayvanların korunmasına dair avrupa sözleşmesi |
european convention for the protection of animals n.
|
|
428 |
Politics |
insan menşeili tedavi edici maddelerin değişimine dair avrupa sözleşmesi |
european agreement on the exchange of therapeutic substances of human origin n.
|
|
429 |
Politics |
insan menşeili tedavi edici maddelerin karşılıklı verilmesine dair avrupa anlaşmasına ek protokol |
additional protocol to the european agreement on the exchange of therapeutic substances of human origin n.
|
|
430 |
Politics |
insan hakları ve ana hürriyetlerin korunmasına dair sözleşme |
convention for the protection of human rights and fundamental freedoms n.
|
|
431 |
Politics |
iklimsel özel vasıtalar ve tıbbi tedavi konularında karşılıklı yardıma dair avrupa sözleşmesi |
european agreement on mutual assistance in the matter of special medical treatments and climatic facilities n.
|
|
432 |
Politics |
insan hakları ve ana hürriyetlerin korunmasına dair sözleşme‘ye ek protokol |
protocol to the convention for the protection of human rights and fundamental freedoms n.
|
|
433 |
Politics |
insan haklarının ve ana hürriyetlerin korunmasına dair sözleşmeye ek 8. protokol |
protocol no. 8 to the convention for the protection of human rights and fundamental freedoms n.
|
|
434 |
Politics |
ilaç kodeksinin düzenlenmesine dair sözleşme protokolü |
protocol to the convention on the elaboration of a european pharmacopoeia n.
|
|
435 |
Politics |
insan hakları ve ana hürriyetlerin korunmasına dair sözleşmeye sözleşmeyle ön görülen takip mekanizmasının yeniden yapılanmasına ilişkin ek 11. protokol |
protocol no. 11 to the convention for the protection of human rights and fundamental freedoms restructuring the control machinery established thereby n.
|
|
436 |
Politics |
işkencenin ve gayri insani ya da küçültücü ceza veya muamelenin önlenmesine dair avrupa sözleşmesi |
european convention for the prevention of torture and inhuman or degrading treatment or punishment n.
|
|
437 |
Politics |
işkencenin ve gayri insani ya da küçültücü ceza veya muamelenin önlenmesine dair avrupa sözleşmesine ek 1 protokol |
protocol no. 1 to the european convention for the prevention of torture and inhuman or degrading treatment or punishment n.
|
|
438 |
Politics |
kan grupların değişimine dair avrupa sözleşmesi |
european agreement on the exchanges of blood-grouping reagents n.
|
|
439 |
Politics |
kişilerin avrupa konseyine üye ülkeler arasında dolaşımını düzenleyen kurallara dair avrupa sözleşmesi |
european agreement on regulations governing the movement of persons between member states of the council of europe n.
|
|
440 |
Politics |
kölelik, köle ticareti ve köleliğe benzer kurum ve uygulamaların lağvına dair ek sözleşme |
supplementary convention on the abolition of slavery, the slave trade, and institutions and practices similar to slavery n.
|
|
441 |
Politics |
kuruluşa dair avrupa sözleşmesi |
european convention on establishment n.
|
|
442 |
Politics |
küçüklerin vatana iadesine dair avrupa sözleşmesi |
european convention on the repatriation of minors n.
|
|
443 |
Politics |
motorlu taşıtlar açısından hukuki sorumluluğa karşı zorunlu sigortaya dair avrupa sözleşmesi |
european convention on compulsory insurance against civil liability in respect of motor vehicles n.
|
|
444 |
Politics |
patent başvurusu için yerine getirilmesi gereken işlemlere dair avrupa sözleşmesi |
european convention relating to the formalities required for patent applications n.
|
|
445 |
Politics |
savaş malullerinin tıbbi tedavileri maksadıyla avrupa konseyine üye ülkeler arasında değişimine dair anlaşma |
agreement on the exchange of war cripples between member countries of the council of europe with a view to medical treatment n.
|
|
446 |
Politics |
sinematografik eserlere dair avrupa sözleşmesi |
european convention on cinematographic co-production n.
|
|
447 |
Politics |
sınır ötesi televizyona dair avrupa sözleşmesi |
european convention on transfrontier television n.
|
|
448 |
Politics |
sportif karşılaşmalarda ve özellikle futbol maçlarında seyircilerin şiddet gösterilerine ve taşkınlıklarına dair avrupa sözleşmesi |
european convention on spectator violence and misbehaviour at sports events and in particular at football matches n.
|
|
449 |
Politics |
suçluların iadesine dair avrupa sözleşmesi |
european convention on extradition n.
|
|
450 |
Politics |
suçluların iadesine dair avrupa sözleşmesine ek ikinci protokol |
second additional protocol to the european convention on extradition n.
|
|
451 |
Politics |
stratejik taarruz silahlarının sınırlandırılmasına dair geçici anlaşma |
interim agreement on the limitation of strategic offensive arms n.
|
|
452 |
Politics |
sözleşmenin 29. 30. ve 34. maddelerini değiştiren insan hakları ve ana hürriyetlerin korunmasına dair sözleşmeye ek üçüncü protokol |
protocol no. 3 to the convention for the protection of human rights and fundamental freedoms amending articles 29 30 and 34 of the convention n.
|
|
453 |
Politics |
tıbbı ve sosyal yardıma dair avrupa sözleşmesi |
european convention on social and medical assistance n.
|
|
454 |
Politics |
terörizmin önlenmesine dair avrupa sözleşmesi |
european convention on the suppression of terrorism n.
|
|
455 |
Politics |
tıbbı ve sosyal yardıma dair avrupa sözleşmesine ek protokol |
protocol to the european convention on social and medical assistance n.
|
|
456 |
Politics |
televizyon yayınlarının korunmasına dair avrupa sözleşmesi protokolüne ek protokol |
additional protocol to the protocol to the european agreement on the protection of television broadcasts n.
|
|
457 |
Politics |
televizyon yayınlarının korunmasına dair avrupa anlaşması protokolüne ek 3. protocol |
third additional protocol to the protocol to the european agreement on the protection of television broadcasts n.
|
|
458 |
Politics |
uluslararası nakliyat esasında hayvanların korunmasına dair avrupa sözleşmesi |
european convention for the protection of animals during international transport n.
|
|
459 |
Politics |
üniversiteye girişte diplomaların denkliğine dair avrupa sözleşmesi |
european convention on the equivalence of diplomas leading to admission to universities n.
|
|
460 |
Politics |
üniversite tahsili müddetlerinin muadeletine dair avrupa sözleşmesi |
european convention on the equivalence of periods of university study n.
|
|
461 |
Politics |
ulusal sınırlar dışındaki istasyonlardan iletilen yayınların korunmasına dair avrupa sözleşmesi |
european agreement for the prevention of broadcasts transmitted from stations outside national territories n.
|
|
462 |
Politics |
uluslar arası nakil süresince hayvanların korunmasına dair avrupa sözleşmesine ek protokol |
additional protocol to the european convention for the protection of animals during international transport n.
|
|
463 |
Politics |
yabancı hukuk hakkında bilgi edinilmesine dair avrupa sözleşmesine ek protokol |
additional protocol to the european convention on information on foreign law n.
|
|
464 |
Politics |
yaşlılar maluller ve felaketzedelere ilişkin sosyal güvenlik planlarına dair geçici avrupa sözleşmesi |
european interim agreement on social security schemes relating to old age invalidity and survivors n.
|
|
465 |
Politics |
yaşlılar maluller ve felaketzedeler için planlardan başkaları için sosyal güvenliğe dair avrupa geçici sözleşmesi |
european interim agreement on social security other than schemes for old age invalidity and survivors n.
|
|
466 |
Politics |
yaşlılar maluller ve felaketzedeler için planlardan başkaları için sosyal güvenliğe dair geçici avrupa sözleşmesine ek protokol |
protocol to the european interim agreement on social security other than schemes for old age invalidity and survivors n.
|
|
467 |
Politics |
yabancı hukuk hakkında bilgi edinilmesine dair avrupa sözleşmesi |
european convention on information on foreign law n.
|
|
468 |
Politics |
yaşlılar maluller ve felaketzedelere ilişkin sosyal güvenlik planlarına dair geçici avrupa sözleşmesine ek protokol |
protocol to the european interim agreement on social security schemes relating to old age invalidity and survivors n.
|
|
469 |
Politics |
oy vermek için rüşvet almadığına dair edilen yemin |
bribery oath n.
|
|
470 |
Politics |
1961 tarihli diplomatik ilişkilere dair viyana sözleşmesi |
1961 vienna convention on diplomatic relations n.
|
|
471 |
Politics |
(britanya'da) polis teşkilatının, su işleri müdürlüğünün veya yerel makamların kötü yönetimlerine dair yapılan bireysel şikayetleri soruşturan yerel kamu denetçisi |
commissioner for local administration n.
|
|
472 |
Politics |
siyasi çerçeveye dair görüşler |
political sympathies n.
|
|
473 |
Politics |
siyasi rakiplerin aynı görev için adaylık koymayacaklarına dair anlaşması |
saw-off [canada] n.
|
|
474 |
Politics |
krala dair |
regius adj.
|
|
475 |
Politics |
krallığa dair |
regalian adj.
|
|
476 |
Politics |
saltanata dair |
regalian adj.
|
|
477 |
Politics |
otarşizme dair |
autarchist adj.
|
|
478 |
Politics |
seyyar silahşörlüğe dair |
knight-er-ratic adj.
|
|
479 |
Politics |
siyonizme dair |
zionist adj.
|
|
480 |
Politics |
(nisbi temsil sisteminde) birden fazla üye seçilen seçim bölgesine dair veya ilişkin |
multimember adj.
|
|
481 |
Politics |
birden fazla üye seçilen seçim bölgeleri içeren bir seçim sistemine dair veya ilişkin |
multimember adj.
|
|
482 |
Politics |
aşırı cumhuriyetçi veya devrimci ilkelere dair |
sans-culottic adj.
|
|
483 |
Politics |
başbakana dair |
prime-minister adj.
|
|
484 |
Politics |
başbakana dair |
prime-ministerial adj.
|
|
Industry |
|
485 |
Industry |
yeni fikre dair |
disruptive adj.
|
|
Insurance |
|
486 |
Insurance |
bir inşaat mukavelesinin şartlarının yerine getirileceğine dair garanti |
performance bond n.
|
|
Tourism |
|
487 |
Tourism |
-e dair |
regarding prep.
|
|
Advertising |
|
488 |
Advertising |
amerikan reklamcılık sektörüne dair |
madison avenue adj.
|
|
489 |
Advertising |
hazırlanıp ödemesi yapılan bir reklamın ikinci bir onay alana kadar yayınlanmamasına dair reklamcının talebi |
wo (wait order) abrev.
|
|
Technical |
|
490 |
Technical |
insanın elle geçen titreşime maruz kalmasının ölçülmesine ve değerlendirilmesine dair kılavuz |
guidelines for the measurement and the assessment of human exposure to hand-transmitted vibration n.
|
|
491 |
Technical |
logaritmaya dair |
logarithmic n.
|
|
492 |
Technical |
sıcaklık veya ışık gibi spesifik bir değişkene dair bilgi tespit etmeye yarayan minyatür bir elektronik cihaz |
microsensor n.
|
|
493 |
Technical |
(metal veya petrol bulunduğuna dair) iz |
showing n.
|
|
494 |
Technical |
(metal veya petrol bulunduğuna dair) belirti |
showing n.
|
|
495 |
Technical |
aynı zamanda hem görsel hem işitsel olmaya dair |
visual–auditory adj.
|
|
496 |
Technical |
otokineze dair |
autokinetic adj.
|
|
497 |
Technical |
faktör analizine dair |
factor analytic adj.
|
|
498 |
Technical |
faktör analizine dair |
factor analytical adj.
|
|
Computer |
|
499 |
Computer |
(yazılım, donanım) beta sürüme dair |
beta adj.
|
|
500 |
Computer |
renk ve parlaklık gibi her bir bileşeninin ayrı bir kablo ile taşındığı görüntü sinyaline dair |
rgb adj.
|
|