daylight - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

daylight

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "daylight" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 40 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
daylight n. boşluk
daylight n. aralık
daylight n. gün ışığı
daylight n. aydınlık
daylight n. şafak
daylight n. gösterme
daylight n. seher
daylight n. tan
daylight n. gündüz
daylight n. gündüz ışığı
daylight n. gerçeğin anlaşılması
daylight n. (belirsiz bir şey) gün ışığına çıkma
daylight n. açıklık
daylight n. tanıtım
daylight n. aydınlık ve geniş alan
daylight v. gün ışığıyla aydınlatmak
daylight v. gün ışığı temin etmek
daylight adj. gün ışığında yapılan
daylight adj. gün ışığında kullanılan
daylight adj. gün ışığında gerçekleşen
Colloquial
daylight n. bilinç
daylight n. şuur
daylight n. anlayış
daylight n. idrak
Idioms
daylight n. uyuşmazlık
daylight n. anlaşmazlık
daylight n. fikir ayrılığı
Technical
daylight n. günışığı
daylight n. gündüz
daylight n. güneşin görünür spektrumlar üzerinde ürettiği yoğunluk dağılımı
daylight n. pres gibi makinelerde merdaneler arası boşluk
daylight n. güneşin görünür spektrumlar üzerinde ürettiği yoğunluk dağılımı
daylight n. pres vb. makinelerde merdaneler arası boşluk
Architecture
daylight v. (çatı penceresi, pencere) doğal aydınlatma kaynakları sağlamak
daylight v. (çatı penceresi, pencere vb.) doğal aydınlatma kaynakları sağlamak
Construction
daylight v. içindekilerin kendiliğinden akabileceği bir yere drenaj borusu döşemek
Sport
daylight n. defans oyunları arasındaki açıklık
daylight n. defans oyunları arasındaki boşluk
Photography
daylight adj. gün ışığına maruz kalmak üzere üretilmiş (film)
daylight adj. gün ışığına maruz kalmak üzere üretilmiş (film)

Bedeutungen, die der Begriff "daylight" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 151 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
artificial daylight n. yapay gün ışığı
daylight time n. gün ışığından tasarruf etmeye uyarlanmış saat
daylight saving n. yaz saati uygulaması
saudi arabia daylight time n. suudi arabistan yaz saati
daylight saving n. saati standart zamanın bir saat ilerisine geçirerek akşamları gün ışığından bir saat daha faydalanma
aus central daylight time n. avustralya merkezi yaz saati
arabian daylight time n. arabistan yaz saati
samoa daylight time n. samoa yaz saati
bangkok daylight time n. bangkok yaz saati
central asia daylight time n. orta asya yaz saati
hawaiian daylight time n. hawaii yaz saati
south africa daylight time n. güney afrika yaz saati
fiji daylight time n. fiji yaz saati
india daylight time n. hindistan yaz saati
iran daylight time n. iran yaz saati
israel daylight time n. israil yaz saati
greenwich daylight time n. greenwich yaz saati
china daylight time n. çin yaz saati
afghanistan daylight time n. afganistan yaz saati
central daylight time n. merkezi yaz saati
canada central daylight time n. kanada merkezi yaz saati
eastern daylight time n. doğu yaz saati
central pacific daylight time n. orta pasifik yaz saati
egypt daylight time n. mısır yaz saati
czech daylight time n. çek yaz saati
mexico daylight time n. meksika yaz saati
daylight lamp n. gün ışığı lambası
daylight film n. gün ışığı boş filmi
daylight saving time n. yaz saati
daylight factor n. gün ışığı etkeni
daylight factor n. gün ışığı katsayısı
daylight saving time n. saati ileri alarak zaman kazanma
daylight-saving time n. yaz saati
daylight saving time n. yaz saati uygulaması
edt (eastern daylight time) n. doğu yaz saati
broad daylight n. güpegündüz vakit
be brought to daylight v. açığa çıkarılmak
let daylight into something v. aydınlatmak
(daylight) penetrate something v. (günışığı) nüfuz etmek
(daylight) filter through something v. (günışığı) içeri girmek
(daylight) penetrate something v. (günışığı) içeri girmek
emerge into the daylight v. aydınlığa kavuşmak
by daylight adv. gündüz
in broad daylight adv. güpegündüz
by daylight adv. gündüzün
in daylight adv. gündüz gözüyle
at daylight adv. gündüz
at daylight adv. gün ışığıyla birlikte
Phrases
there is no daylight between (two things) expr. birbirine geçmiş olma
there is no daylight between (two things) expr. birbirine çok yakın olma
there is no daylight between (two things) expr. birbiriyle iç içe olma
there is no daylight between (two things) expr. birbiriyle yakından ilgili/ilişkili olma
there is no daylight between (two things) expr. birbirini yakından etkileme
there is no daylight between (two things) expr. etkileri birbirine yansıma
during daylight expr. gündüz vakti
Colloquial
let daylight through v. birini vurmak ya da bıçaklamak
let daylight through v. birini deşmek
let daylight through v. (birinin vücudunda) delik açmak
Idioms
daylight robbery n. bilerek kazık atma
daylight robbery n. güpegündüz soygun
daylight robbery n. resmen soygun
broad daylight n. gün ışığı
broad daylight n. doğal ışık
burn daylight v. karanlıktan olmadan mum yakmak
burn daylight v. zamanı boşa harcamak
burn daylight v. gereksiz işler yapmak
burn daylight v. boş yere calışmak
burn daylight v. oyalanmak
begin to see daylight v. tünelin ucundaki ışığı görmek (çok çalışıp sonuca ulaşmak)
begin to see daylight v. tünelin sonundaki ışığı görmek
burn daylight v. zaman harcamak
burn daylight v. gündüz gözüne ışık yakmak
burn daylight v. hava aydınlıkken boşuna ışık yakmak
see daylight v. anlamaya başlamak
see daylight v. aydınlanmak
see daylight v. anlamını kavramak
see daylight v. anlam vermek
see daylight v. (bir projenin) sonuna yaklaşmak
see daylight v. (bir projede) çıkışı görmek
see daylight v. (bir projeyi) bitirmek üzere olmak
see daylight v. tünelin sonundaki ışığı görmek
in broad daylight expr. güpegündüz
in broad daylight expr. gün ışığında
can't find one's butt with both hands in broad daylight expr. iki eliyle bir işi beceremeyen
can't find one's butt with both hands in broad daylight expr. son derece aptal veya beceriksiz
there is no daylight between (two things) expr. (iki şey) arasında hiçbir fark yok
there is no daylight between (two things) expr. (iki şey) aralarından ışık sızmayacak kadar birbirine yakın
there is no daylight between (two things) expr. (iki şey) birbirine geçmiş durumda
broad daylight expr. gündüz gözüne
broad daylight expr. güpegündüz
broad daylight expr. gündüz gözüyle
Trade/Economic
daylight overdraft n. gün-içi limit
Politics
dst (daylight saving time) abrev. yaz saati
dst (daylight saving time) abrev. yaz saati uygulaması
dst (daylight saving time) abrev. saati ileri alarak zaman kazanma
Technical
outdoor daylight n. bina dışı gün ışığı
glass-filtered daylight n. cam filtreden geçirilmiş gün ışığı
daylight passing through the glass n. camdan geçen gün ışığı
difused daylight n. difuze gün ışığı
natural daylight glass n. doğal güneş camı
daylight factor n. günışığı
daylight lamp n. günışığı lambası
artificial daylight n. suni gün ışığı
difused daylight n. yaygın gün ışığı
diffuse natural daylight or artificial daylight n. yayılmış tabii veya suni gün ışığı
artificial daylight n. yapay gün ışığı
daylight saving time n. yaz saati
climate-based daylight model n. iklim tabanlı günışığı modeli
Computer
alaskan daylight time n. alaska yaz saati
us eastern daylight time n. abd doğu yaz saati
west asia daylight time n. batı asya yaz saati
west pacific daylight time n. batı pasifik yaz saati
sa eastern daylight time n. ga doğu yaz saati
dateline daylight time n. gün hattı yaz saati
sa western daylight time n. güney amerika batı yaz saati
gmt daylight time n. gmt yaz saati
sa pacific daylight time n. güney amerika pasifik yaz saati
newfoundland daylight time n. newfoundland yaz saati
mid-atlantic daylight time n. orta atlantik yaz saati
pacific daylight time n. pasifik yaz saati
romance daylight time n. romance yaz saati
russian daylight time n. rusya yaz saati
sydney daylight time n. sidney yaz saati
mountain daylight time n. sıradağlar yaz saati
tasmania daylight time n. tasmanya yaz saati
tokyo daylight time n. tokyo yaz saati
taipei daylight time n. taype yaz saati
new zealand daylight time n. yeni zelanda yaz saati
gft daylight time n. yft yaz saati
Lighting
daylight factor n. günışığı çarpanı
daylight opening n. günışığı açıklığı
daylight illuminant n. günışığı ışıklayıcısı
daylight locus n. günışıkları geometrik yeri
Automotive
daylight sensor n. gün ışığı sensörü
daylight running lamp n. gündüz yakılan lamba
daylight running lamp n. gündüz farı
daylight opening n. gün ışığı açıklığı
Aeronautic
daylight clearance n. gündüz uçuş kleransı
daylight clearance n. taşıt kleransı
Optics
ageing of rigid and soft lenses in daylight n. sert ve yumuşak lenslerin gün ışığında yaşlandırılması
daylight vision n. gün ışığında normal görüş
daylight vision n. konilerin aktif olduğu ve renk tonunun algılandığı yeterli aydınlatmayla görme
Geography
daylight hours n. gündüz saatleri
daylight savings n. yaz saati uygulaması
daylight savings n. saati standart zamanın bir saat ilerisine alarak akşamları gün ışığından bir saat daha faydalanma
daylight-savings time n. yaz saati uygulaması
daylight-savings time n. saati standart zamanın bir saat ilerisine alarak akşamları gün ışığından bir saat daha faydalanma
Military
daylight traffic line n. gündüz trafik yasak hattı
Cinema
daylight loading type n. aydınlıkta dondurulabilir
daylight loading type spool n. günışığında makineye yüklenebilen makara
Abbreviation
cdt (central daylight time] n. greenwich'in 6 saat gerisindeki amerika kıtasının orta kısmı için kullanılan saat dilimi