faul - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

faul



Bedeutungen von dem Begriff "faul" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 8 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
faul foul n.
General
faul foul play n.
Automotive
faul foul n.
Sport
faul foul n.
faul rough stuff n.
Baseball
faul balk n.
faul baulk n.
British Slang
faul bish n.

Bedeutungen, die der Begriff "faul" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 119 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
bowling faul çizgisi foul line n.
faul yapan kimse fouler n.
faul yapmak foul v.
faul bölgesine foul adv.
faul çizgisine doğru foul adv.
faul olarak foul adv.
Phrasals
basketbolda faul hakkını doldurup oyundan atılmak foul out v.
basketbolda faul alanında dışarı çıkacak olan topa havada vurup rakip oyuncunun eline geçirmek foul out v.
Colloquial
faul vuruş foul ball n.
faul çizgisinin dışında vurulan top foul ball n.
sürekli faul yapan futbolcu clogger [uk] n.
Idioms
çok faul yaptığından dolayı oyundan atılmak foul out of something v.
Sport
badmintonda bir faul türü throw n.
faul kuralları foul rules n.
faul çizgisi foul line n.
faul atışı foul shot n.
hücum faul offensive foul n.
kasti faul major foul n.
kasıtlı faul major foul n.
kasıtlı faul intentional foul n.
kasıtsız faul unintentional foul n.
rakibe faul aldırmak için kendini atmayı adet haline getirmiş sporcu flopper n.
savunma alanında yapılan faul back court foul n.
sportmenliğe aykırı faul unsportsmanlike foul n.
teknik faul technique foul n.
bowlingde topun yuvarlandığı faul çizgisinin ardında kalan alan approach n.
(rugbyde) el veya kol ile topu ileri sürerek yapılan faul knock-on n.
bovling faul çizgisi bowling crease n.
(rugby'de) oyuncunun topu ileri sürmesiyle yapılan faul knock-on n.
(pas veren oyuncu veya vurucuya karşı işlenen) faul roughing n.
top atan oyuncunun faul çizgisinin gerisinde sahip olduğu net boşluk run n.
oyuncunun topu attığı faul çizgisinin gerisindeki alan runway n.
savunma oyuncusunun hücum çizgisinin arkasından hücum oyuncusunu engellediği faul clipping n.
faul vuruşu in-off n.
beyaz topun bir diğer topa vurarak deliğe girmesine yol açan faul vuruşu in-off n.
topun üzerinden atlayarak rakibe tekme atılan faul over the top n.
faul çizgisi dışına giden top foul ball n.
raketin badminton topuna yandan temasıyla yapılan faul sling n.
hücumdayken faul yapmak charge v.
topsuz alanda faul yapmak commit an off-the-ball foul v.
faul veya penaltı cezası vermek assess v.
faul vermekten kaçınmak uncall v.
(rugby'de) topu ileri sürerek faul yapmak knock on v.
(özellikle ragbide) rakip oyuncunun bacağına vurarak faul yapmak hack v.
(futbol ve ragbide) başka bir oyuncunun bacağına vurarak faul yapmak hack down v.
(bowling topunu) faul çizgisinin dışına düşecek şekilde atmak loft v.
faul yapmak rough v.
faul yapmak fault v.
golfte sopayı yere çarptırarak faul yapmak sclaff v.
(birine) faul yapmak foul v.
faul limitini doldurup oyundan atılmak foul out v.
Basketball
teknik faul technical n.
sportmenlik dışı davranıştan veya oyunun gecikmesinden ötürü verilen, genellikle fiziksel temas içermeyen faul technical n.
sportmenlik dışı davranıştan veya oyunun gecikmesinden ötürü verilen, genellikle fiziksel temas içermeyen faul technical foul n.
faul atışı charity shot n.
faul atışı charity throw n.
faul atışı charity toss n.
basket faul hoop and harm n.
basketbolda hücum faul alma denemesi take charge n.
basket faul basket-plus-foul n.
çok sert faul yapan oyuncu hatchet man n.
diskalifiye edici faul disqualifying foul n.
faul atışı çizgisi (kolay sayı yapıldığı için) charity line n.
faul yapan oyuncu butcher n.
faul yapılanın avantajının kaybolmaması nedeniyle çalınmayan faul avantaj kuralı free foul n.
faul limitini doldurup oyundan çıkarılan oyuncu disqualified player n.
hücumdayken yapılan faul player-control foul n.
hücum faul offensive foul n.
hücum faul charging n.
iki rakip oyuncunun aynı zaman diliminde karşılıklı faul yapması double foul n.
iterek yapılan faul pushing foul n.
savunmacının zıplayan hücumcunun altına girerek yaptığı faul submarining n.
şahsi faul personal foul n.
sportmenlik dışı faul unsportsmanlike foul n.
sportmenlik dışı faul flagrant foul n.
top hiçbir takımın kontrolünde değilken yapılan faul loose-ball foul n.
takımın bir periyotta dört faul limitini aşması penalty situation n.
takımın bir periyotta dört faul limitini aşması over the limit n.
topsuz alanda hücum faul off-the-ball offensive foul n.
top oyunda değilken yapılan faul dead-ball foul n.
teknik faul technical foul n.
topsuz alanda yapılan faul off-the-ball foul n.
sahanın her iki ucunda saha çizgisi ve faul çizgisi arasındaki alan key n.
faul atışı/serbest atış one and one n.
faul atışı penalty free throw n.
oyuncunun rakibiyle gereksiz veya aşırı temas kurması sebebiyle verilen faul flagrant foul n.
faul atışı foul n.
faul hakkını doldurarak oyundan alınma foul out n.
rakibin koluna vurarak faul yapmak hack v.
basketbol maçında faul yapmak foul v.
Football
hakem tarafından verilmemiş faul veya penaltı noncall n.
faul sayısı fouls committed n.
kasti faul deliberate foul n.
kasten faul intentional foul n.
kasıtlı faul intentional foul n.
kasıtlı faul deliberate foul n.
kasti faul intentional foul n.
kasten faul deliberate foul n.
rakip futbolcuya sarılmak suretiyle yapılan faul foul by holding n.
oyuncunun faul yaptığını belirtmek için gösterilen bir kart yellow-card n.
Baseball
faul topu foul ball n.
atıcının yaptığı faul bauk n.
(beyzbolda) faul vuruşu foul n.
faul bölgesine düşen top foul n.
faul çizgileri foul ball lines n.
topu faul çizgisi dışına gönderme foul out n.
faul çizgisi dışına yapılan atış foul out n.
faul çizgisine gönderilen ıska atış foul strike n.
yumuşak faul vuruşu strike n.
ikiden az ıska ile gerçekleştirilen faul atışı strike n.
faul yapmak balk v.
faul yapmak baulk v.
(topu) faul çizgisi dışına göndermek foul v.
topu faul çizgisi dışına atmak foul v.
topu faul çizgisi dışına göndermek foul out v.
faul çizgileri arasında kalan (saha) fair adj.
faul çizgisinin dışında olan foul adj.
faul çizgisi dışına doğru foul adv.
Slang
(futbolda) rakibe faul yapmak clog v.