hukuki - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

hukuki



Bedeutungen von dem Begriff "hukuki" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 25 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
hukuki legal adj.
hukuki jural adj.
hukuki juristic adj.
hukuki juridical adj.
hukuki judiciary adj.
hukuki judicial adj.
hukuki lawful adj.
Trade/Economic
hukuki judicial adj.
Law
hukuki nomothetic adj.
hukuki nomothetical adj.
hukuki juridical adj.
hukuki forensic adj.
hukuki decreet adj.
hukuki legal adj.
hukuki judiciary adj.
hukuki loyal adj.
hukuki judicial adj.
hukuki juristicial adj.
hukuki jurisprudent adj.
hukuki juridic adj.
hukuki jurisprudent adj.
hukuki jud (judicial) abrev.
Psychology
hukuki de jure adj.
Archaic
hukuki forensal adj.
hukuki forensical adj.

Bedeutungen, die der Begriff "hukuki" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 419 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
hukuki belgeler yazan kişi draftsperson n.
hukuki mülahaza legal conclusion n.
hukuki statü legal status n.
hukuki mütalaa legal opinion n.
hukuki işler ve vatandaş hakları komitesi legal affairs and citizens rights committee n.
hukuki sorumluluk legal responsibility n.
hukuki fiiller jurisdic acts n.
hukuki tavsiye legal advice n.
hukuki tağyir specification n.
hukuki süreç judicial process n.
hukuki danışmanlık legal counselling n.
hukuki öyküler legal stories n.
hukuki fayda legal benefit n.
hukuki dayanak legal provision n.
hukuki hak jus n.
hukuki yazışma legal correspondence n.
hukuki ehliyet ve ehliyetsizlik capacity and disability n.
hukuki bağlantı legal relevancy n.
hukuki çözüm legal remedy n.
hukuki yaptırım law enforcement n.
hukuki yargı legal judgement n.
hukuki yetkiler legal authorities n.
hukuki pozitivizm legal positivism n.
hukuki şartlar condicio juris n.
hukuki dayanak legal basis n.
hukuki mesnet legal base n.
hukuki reform legal reform n.
hukuki durum legal status n.
hukuki ve hukuki olmayan dokümanlar judicial and extrajudicial documents n.
hukuki hata judicial error n.
çiftçilere hukuki yardım legal assistance to farmers n.
hukuki bildirim legal advice n.
genel hukuki devir formu usual subrogation form n.
hukuki tabir term of law n.
hukuki hadise juridical fact n.
hukuki işlemleri durdurma caveat n.
hukuki bir sisteme dayanan hükümet şekli nomocracy n.
hukuki fiil juristic acts n.
hukuki raporlar law reports n.
yoksullara hukuki yardım legal assistance to the poor n.
hukuki sonuç legal result n.
hukuki yardım legal support n.
hukuki risk legal risk n.
hukuki sonuçlar legal results n.
hukuki görüş legal opinion n.
hukuki karar legal decision n.
hukuki ihtilaf legal dispute n.
hukuki ehliyetsizlik legal disability n.
hukuki hata error of law n.
hukuki ehliyet legal competence n.
hukuki ehliyet legal capacity n.
hukuki durum legal position n.
hukuki menfaat legal interest n.
hukuki kapsam legal scope n.
hukuki menfaat legal benefit n.
ciddi hukuki sonuç serious legal result n.
hukuki çalışmalar legal studies n.
hukuki sonuçlar legal consequences n.
hukuki yaptırım legal sanction n.
hukuki niteliği legal nature n.
hukuki belgeler yazan kişi draughtsperson n.
hukuki nitelik legal characteristic n.
hukuki nitelik legal character n.
hukuki yapı legal structure n.
hukuki açıdan geçerli olmasa da kişinin şerefi açısından bağlayıcı anlaşma gentlemens agreement n.
hukuki açıdan geçerli olmasa da kişinin şerefi açısından bağlayıcı anlaşma gentlemen's agreement n.
hukuki hizmetlerin çok sayıda avukatın çalıştığı bir hukuk bürosu tarafından sunulduğu sistem group practice n.
üzerinde tartışılmakta olan tasarı gibi hukuki meselelerin önceden belirtilen zamanın dolması ile müzakereye kapanması guillotine n.
hukuki olarak hakimin reddi dishabilitation n.
ortaçağ hollandasında hukuki danışmanlık veren kimse pensioner n.
lafı uzatarak hukuki işlemi engelleme filibuster n.
hukuki işlemi geciktiren uzun konuşma filibuster n.
söz konusu hukuki araçlar veya metinler presents n.
hukuki araştırma scanning n.
(ingiltere'de) kral veya kraliçenin hukuki danışmanının giydiği cüppe silk n.
(ingiltere'de) kral veya kraliçenin hukuki danışmanı silk n.
(ingiltere'de) kral veya kraliçenin hukuki danışmanının giydiği cüppe silk gown n.
(ingiltere'de) kral veya kraliçenin hukuki danışmanı silk gown n.
hukuki süreç action n.
hukuki yükümlülüklerini yerine getirmek perform one’s legal obligations v.
hukuki bir müzekkere çıkarmak issue a writ v.
hukuki yollara başvurmak take legal action v.
konuyla ilgili hukuki süreç başlatmak take legal action on the matter v.
-e karşı hukuki süreç başlatmak initiate legal action against v.
(hukuki veya ahlaki yükümlülükten veya vefa borcundan) kaçmak desert v.
hukuki yollara başvurulmadan zorla ve doğrudan yapılan vigilante adj.
hukuki işleme tabi questionable [obsolete] adj.
sosyal veya hukuki bağları sıkı olmayan loosely knit adj.
hukuki olarak ifa edilen committable adj.
bilimse bilginin özellikle suç delilleriyle ilgili olan hukuki problemlere uygulanması ile ilişkili forensic adj.
bilimsel bilginin özellikle suç delilleriyle ilgili olan hukuki problemlere uygulanmasını ele alan forensic adj.
hukuki olarak temsil edilmeye uygun presentable adj.
hukuki açıdan jurally adv.
hukuki olarak juristically adv.
hukuki olarak edilen yeminlerde in the taking of legal oaths adv.
hukuki açıdan legally adv.
Phrases
hukuki yoldan through legal means expr.
hukuki yollardan through legal means expr.
Colloquial
hukuki konularda çok bilgiliymiş gibi davranan kimse bush lawyer [australia] n.
cinsiyetlerin sosyal ve hukuki düzlemde eşitliğini destekleyen kadın sister n.
Idioms
yaralanmayla sonuçlanan kazaları takip ederek mağduru tazminat davası açmaya teşvik eden/mağdura hukuki tavsiye vererek iş almaya çalışan avukat an ambulance chaser n.
yaralanmayla sonuçlanan kazaları takip ederek mağduru tazminat davası açmaya teşvik eden/mağdura hukuki tavsiye vererek iş almaya çalışan avukat an ambulance chaser n.
bir kanun hükmünden/hukuki yaptırımdan paçayı kurtarmak için batıya gitmek head for the setting sun v.
görevi kötüye kullandığı için avukatlık mesleğini/hukuki görevini yapmaktan men edilmek strike someone off the rolls v.
sahtekarlık/görevi kötüye kullanma nedeniyle hukuki görevinden atılmak strike someone off the rolls v.
görevi kötüye kullandığı için avukatlık mesleğini/hukuki görevini yapmaktan men edilmek strike someone off the roll v.
sahtekarlık/görevi kötüye kullanma nedeniyle hukuki görevinden atılmak strike someone off the roll v.
(birine/bir şeye) karşı hukuki süreç başlatmak take action against (someone or something) v.
hakkında hukuki süreç başlatmak take action on v.
(biri) hakkında hukuki süreç başlatmak take action on (someone) v.
hukuki işlem başlatmak take to court v.
Trade/Economic
daha üstün hukuki istihkak elder title n.
hukuki sebep cause of action n.
hukuki boşluk legal gap n.
hukuki ehliyetsizlik legal disability n.
hukuki ortak associate n.
hukuki öneriler legal advices n.
hukuki danışman counsel n.
hukuki danışman lawyer n.
hukuki yollardan takip edilmesi mümkün olan borç legal liability n.
hukuki ihtilaf litigation n.
hukuki işler legal affairs n.
hukuki olay legal event n.
hukuki varlık legal entity n.
hukuki durum statute n.
hukuki konuları danışma hizmetleri legal aid services n.
insan kaynakları yönetiminin hukuki boyutları legal aspects of human resource management n.
müzekkere, celpname, mahkeme kararı veya başka bir hukuki işlem tebligatı writ, summons, judgment or other notice of legal process n.
ingiltere ve abd'nin ortak hukuki, siyasi ve ticari geçmişine ait veya ilgili anglo-saxon adj.
Law
hukuken geçersiz şekilde toprak edinmiş kişiye daha evvelki bir unvanı üzerinden hukuki geçerlilik verilmesi remitter n.
mülkiyet ile kullanım hakkı olan kişiler arasındaki hukuki ilişki trust n.
mülkiyet ile kullanım hakkı olan kişiler arasındaki hukuki ilişkideki gayrimenkul trust n.
aksi ispat edilebilecek hukuki karine disputable presumption n.
antlaşmanın hukuki geçerliliği validity of treaty n.
bağlayıcılığı olmayan destekliyici hukuki gerekçe persuasive authority n.
bağlayıcılığı olmayan destekliyici hukuki gerekçe persuasive precedent n.
bir davaya hukuki itirazda bulunan kimse demurrant n.
cezai ve hukuki mesuliyet criminal liability n.
çok taraflı hukuki işlemler multilateral legal transactions n.
cezai ve hukuki sorumluluk criminal and civil liability n.
davranışın bir hukuki zorunluluk tescil ettiğinin kanaati opinio juris n.
dava ile ilgili olmadığı halde duruşmada hazır olup da mahkemenin dikkatini maddi veya hukuki bir meseleye celbeden kimse amicus curiae n.
dava, hukuki, idari veya tahkime ilişkin işlem veya diğer yasal işlemler litigation and other judicial, arbitral, administrative or other proceedings n.
dava ile ilgili olmadığı halde duruşmada hazır olup ta mahkemenin dikkatini maddi veya hukuki bir meseleye celbeden kimse friend of the court n.
davranışın bir hukuki zorunluluk tescil ettiğinin kanaati opinio juris sive necessitatis n.
geçici hukuki koruma temporary legal protection n.
gayrimeşru çocuğun hukuki statüsü bastardy n.
hukuki düzenleme legal arrangement n.
hukuki yol legal procedure n.
hukuki imkansızlık legal impossibility n.
hukuki uyuşmazlıklar legal disputes n.
hukuki danışmanlık ve avukatlık masrafları sigortası legal advice and expenses insurance n.
hukuki ehliyet ve ehliyetsizlik capacity and disability n.
hukuki istidlaller inference of law n.
hukuki kişilik legal personality n.
hukuki delil legal evidence n.
hukuki fiil court action n.
hukuki ehliyetsizlik civil disability n.
hukuki dayanak legal basis n.
hukuki ihtilaf legal controversy n.
hukuki yardım legal aid n.
hukuki varsayım fiction of law n.
hukuki yorum legal interpretation n.
hukuki tefsir legal interpretation n.
hukuki itiraz demurral n.
hukuki sonuç legal result n.
hukuki ehliyetsizlik legal incapacity n.
hukuki bir belgenin yer ve makamı bildiren kısmı caption n.
hukuki ilişki legal relationship n.
hukuki prensip principle of law n.
hukuki işlem legal transaction n.
hukuki yarar legal interest n.
hukuki raporlar law reports n.
hukuki ayrım de jure segregation n.
hukuki dava (tazminat vb) civil trial n.
hukuki mesele issue of law n.
hukuki ehliyet legal capacity n.
hukuki fiiller legal acts n.
hukuki mesuliyet civil responsibility n.
hukuki birleşme legal relation n.
hukuki sorumluluk legal liability n.
hukuki itiraz formal objection n.
hukuki karine presumption of law n.
hukuki tağyir accession n.
hukuki mahiyet legal nature n.
hukuki sorun question of law n.
hukuki sorumluluk civil liabilities n.
hukuki işlemler legal transactions n.
hukuki pozitivizm legal positivism n.
hukuki durum legal status n.
hukuki hata legal error n.
hukuki çerçeve legal framework n.
hukuki itiraz demurrer n.
hukuki işlem act in law n.
hukuki işlemlerde şekil form of juristic acts n.
hukuki sınır de jure boundary n.
hukuki halefi successor in title n.
hukuki destek legal support n.
hukuki mülkiyet freehold in law n.
hukuki altyapı legal infrastructure n.
hukuki esbabı mucibe findings of law n.
hukuki hata legal mistake n.
hukuki kanıt legal evidence n.
hukuki bir işlemle kefalet suretyship by operation of law n.
hukuki veya kanuni vecibe legal obligation n.
hukuki ehliyetsizlik legal disability n.
hukuki belge düzenleyen kişi draftsman n.
hukuki fiil act of law n.
hukuki zemin legal ground n.
hukuki sorumluluk civil liability n.
hukuki güvenlik legal security n.
hukuki terimler ve ibareler words n.
hukuki geçerlilik legal validity n.
hukuki yol legal remedy n.
hukuki fiil legal act n.
hukuki borç legal obligation n.
hukuki geçerlilik legality n.
hukuki yükümlülükler legal obligations n.
hukuki boyut legal dimension n.
hukuki mesele matter of law n.
hukuki çıkarımlar inference of law n.
hukuki ehliyet civil liability n.
hukuki zilyetlik seizin in law n.
hukuki belge düzenleyen kişi draughtsman n.
hukuki mani legal impediment n.
hukuki tarif judicial definition n.
hukuki zapt legal hold n.
hukuki zilyetlik possession in law n.
hukuki işlem act in the law n.
hukuki belirlilik legal certainty n.
hukuki değerlendirme legal assessment n.
hukuki mesuliyet civil liability n.
hukuki yorum bilimi legal hermeneutics n.
hukuki hata mistake of law n.
hukuki bağlantı legal relation n.
hukuki menfaatin sona ermesi mootness n.
hukuki danışmanlık legal counselling n.
hukuki olay legal event n.
hukuki tasarruflar legal transactions n.
hukuki yol legal way n.
hukuki vakıa legal fact n.
hukuki zemin legal basis n.
hukuki ürünler civil fruits n.
hukuki mesele question of law n.
hukuki güvenlik legal certainty n.
hukuki fiil juristicial act n.
hukuki ilke principle of law n.
hukuki işlem judicial action n.
hukuki anlam intendment of law n.
hukuki sebep legal reason n.
hukuki muamele yapma ehliyeti contractual capacity n.
hukuki karine artificial presumption n.
hukuki sonuç legal effect n.
hukuki münasebet legal relationship n.
hukuki değiştirme accession n.
hukuki tazminat statutory damages n.
hukuki sonuç legal conclusion n.
hukuki sebep cause of action n.
hukuki işlem legal act n.
hukuki hata error n.
hukuki işlem legal transaction n.
hukuki konularda karşılıklı adli yardımlaşma mutual assistance in civil matters n.
hukuki mütalaa legal opinion n.
hukuki süreçten bağışıklık immunity from legal process n.
hukuki sorumluluk civil liability n.
hukuki tanıma de jure recognition n.
hukuki tasarruf legal act n.
hukuki çıkarım legal reasoning n.
hukuki adalet legal justice n.
hukuki güvenlik legal certainty n.
hukuki ortaklık civil partnership n.
hukuki statü legal status n.
hukuki esbabı mucibe findings of taw n.
hukuki varlık legal entity n.
hukuki sonuç legal consequence n.
hukuki ehliyet legal competence n.
hukuki fiil juristic acts n.
hukuki norm principle of law n.
hukuki olay act of law n.
hukuki engel legal obstacle n.
hukuki sorumluluk penal liability n.
hukuki hata error of law n.
hukuki tasarruf legal transaction n.
hukuki deyim term of law n.
hukuki yanlış mistake of law n.
iddiayla ilgili çeşitli hukuki eserlerdeki görüşlere atıfta bulunma citation of authorities n.
ivazsız hukuki işlem gratuitous legal transactions n.
ivazsız hukuki işlem transaction without any consideration n.
menkul kıymetleri satanların hukuki sorumluluğu civil liability of sellers of securities n.
ölüme bağlı hukuki işlem testamentary legal transactions n.
şahsa bağlı oluşan hukuki engel estoppel n.
topluluk hukuki araçları community legal instruments n.
tek taraflı hukuki işlemler unilateral legal transactions n.
uyulmadığı takdirde hukuki dava açılmasına sebep olan yasal tedbirler enforceable measures n.
uygun hukuki usule göre due process of law n.
yargılama sona ermeden önce tarafların haklarının zarar görmesine sebep olabilecek ara kararların temyize-istinafa tabi tutulabilmesine olanak veren hukuki yol/çare collateral order doctrine n.
dava ile ilgili olmadığı halde duruşmada hazır olup mahkemenin dikkatini maddi veya hukuki bir meseleye celbeden kimse amicus n.
hakimin (hukuki boşluk durumunda) içtihat yoluyla hukuk/kural yaratması interstitial law-making n.
mülkün hukuki durumu estate n.
hukuki işkence judicial torture n.
hukuki bir kararın sonucu olma materiality n.
hukuki haklar jura n.
hukuki işlem juristic act n.
hukuki fiil juristic act n.
hukuki danışmanlık merkezi law centre [uk] n.
hukuki topluluk legal community n.
hukuki belgenin sahibi haver [scotland] n.
arazinin madenleri üzerinde sahip olunan hukuki hak mineral right n.
hukuki işlemler için yeterli liege poustie [scotland] n.
çocuğun veya hukuki açıdan ehliyetsiz kimsenin vekili litigation friend n.
çocuğun veya hukuki açıdan ehliyetsiz kimsenin vekili next friend n.
hukuki deliller legal evidence n.
hukuki kanıtlar legal evidence n.
nehir kenarında arazisi bulunan kimsenin balıkçılık, sulama gibi hususlarda sahip olduğu hukuki hak riparian right n.
hukuki belirlilik legal clarity n.
hukuki anlaşılırlık legal clarity n.
hukuki açıklık legal clarity n.
hukuki bir merci tarafından yapılan ve belirli bir vaka tebliğine uygulanabilir olan yorum ruling n.
kefile başvurmadan önce, asıl borçlu veya borçlunun mülkü ile ilgili tüm hukuki yolların tükenmesi discussion n.
kişinin örselenmiş kadın sendromundan muzdarip olduğu için cezai indirim talep eden hukuki savunma battered woman defense n.
hukuki ve cezai sorumluluk legal and criminal liability n.
hukuki ve cezai sorumluluk legal and criminal responsibility n.
hukuki beyannamenin tarafları ve davaya ilişkin gerekçeleri bildirdiği kısmı commencement n.
meseleyle ilişkili kaydı gösteren hukuki belge constat n.
hukuki olarak dayatılan örf consuetude n.
dava sürecindeki değerlendirmeyi jüriye taşımak için uydurulmuş hukuki mesele feigned issue n.
güvene dayalı hukuki ilişki fiduciary relation n.
bir başkasının yardım veya korumasına güvenilerek kurulan hukuki ilişki fiduciary relation n.
hukuki kanıt finding of law n.
hukuki belge metninin uzunluğunu ölçmede kullanılan ve belirli bir sözcük sayısı olarak kararlaştırılmış birim folio n.
muhasebe becerilerini hukuki amaçlar için kullanan muhasebeci forensic accountant n.
hükmün yerine getirilmeme sebebini göstermek için bir tarafın ihtiyaç duyduğu hukuki belge scire facias n.
hükmün yerine getirilmeme sebebini gösteren hukuki belgenin esas alındığı dava scire facias n.
hukuki işlemi sosyolojik yaklaşımla ele alma socialisation n.
hukuki bir işlemi ele alırken sosyolojik bir yaklaşım benimseme (çocuk mahkemesi tarafından) socialization n.
(yeni zelanda'da) hükümete hukuki meselelerde danışmanlık veren bir devlet kurumunu yöneten ve ülkenin baş hukukçusu olan kraliyet başsavcısı solicitor general n.
hukuki evrakların tanzimi symbolaeography n.
hukuki belge düzenleme symbolaeography n.
hukuki sonuç doğurmak bear legal consequences v.
hukuki ehliyetini yitirmek lose one's legal capacity v.
hukuki ehliyetini kaybetmek lose one's legal capacity v.
hukuki kılmak legitimate v.
kanunda veya hukuki bir belgede geçen bir sözü kanuni doktrinlerin dikte ettiği şekilde yorumlamak may v.
(avrupa birliği hukuku'nda) hukuk sözcüsü'nün avrupa adalet divanı'na mahkemenin yetkisi altında bulunan davalara yönelik hukuki çözümler sunduğu içtihat opinion v.
hukuki meselede karar vermek rule v.
(davayı veya tarafı) hukuki değerlendirmenin dışında tutmak dismiss v.
(hukuki belgelerde) her bir folyoya numara koymak folio v.
diğerlerinin hukuki haklarına tecavüz etmek shingle v.
hukuki mesnetten yoksun legally unsupported adj.
hukuki mesnetten yoksun legally groundless adj.
hukuki mesnetten yoksun lacking legal ground adj.
hukuki niteliklere sahip olan qualified adj.
hukuki itirazda bulunan demurrer adj.
hukuki netice legal effect adj.
tıbbi ve hukuki medicolegal adj.
kuramsal veya hukuki olup uygulamada gerçekliği bulunmayan mere adj.
(hukuki ihtilafta) karşı tarafa ait veya ilişkili hostile adj.
nehir kenarında arazisi bulunan kimsenin balıkçılık, sulama gibi hususlarda sahip olduğu hukuki haklarına ait veya ilişkin riparian adj.
nehir kenarında arazisi bulunan kimsenin balıkçılık, sulama gibi hususlarda sahip olduğu hukuki haklarına ait veya ilişkin riparial adj.
hukuki kurumlara ait institutionary adj.
hukuki kurumlarla ilgili institutionary adj.
hukuki keşfe tabi olan discoverable adj.
hukuki tekilliğe ait veya ilgili singular adj.
hukuki tekilliği etkileyen singular adj.
gerçeklere ve hukuki meselelere bağlı ve oldukça benzer on all fours adv.
ahlaka aykırı bir hukuki sebebe dayanan muamele dava hakkı vermez ex turpi causa non oritur actio expr.
ahlaka aykırı bir hukuki sebebe dayanan muamele dava hakkı vermez from a dishonorable cause an action does not arise expr.
hukuki usule aykırı olarak without due process of law expr.
Politics
devletlerin işlem ve eylemlerinin hukuki olması zorunluluğu opinio juris sive necessitatis n.
devletlerin işlem ve eylemlerinin hukuki olması zorunluluğu opinio juris n.
göçmen işçilerin hukuki statüsüne dair avrupa sözleşmesi european convention on the legal status of migrant workers n.
hukuki dayanağı olmayan askeri müdahale unwarranted military intervention n.
hukuki danışman statutory advisor n.
hukuki bir sisteme dayanan yönetim biçimi nomocracy n.
hukuki sorumluluk legal responsibility n.
hukuki belgelerin özünü ortaya koyucu yorumlama construction n.
hukuki uygunluk legal conformity n.
hukuki hükümlerin özünü ortaya koyucu yorumlama construction n.
hukuki ehliyet legal capacity n.
hukuki belge veya hükümlerin özünü ortaya koyucu yorumlama construction n.
hukuki yeterlik validity n.
itiraz edilen hukuki tasarruf contested act n.
iptal edilen hukuki tasarruf act declared void n.
karşılıklı hukuki yardımlaşma mutual legal assistance n.
motorlu taşıtlar açısından hukuki sorumluluğa karşı zorunlu sigortaya dair avrupa sözleşmesi european convention on compulsory insurance against civil liability in respect of motor vehicles n.
siyasal sorunlar ve hukuki güç political questions and judicial power n.
eşcinselleri hukuki, toplumsal veya ekonomik baskıdan kurtarmayı amaçlayan hareket gay lib n.
eşcinselleri hukuki, toplumsal veya ekonomik baskıdan kurtarmayı amaçlayan hareket gay liberation movement n.
Institutes
genel hukuki işler şube müdürlüğü section of general legal affairs n.
hukuki işleri ve mevzuat dairesi department of legal affairs and legislation n.
hukuki işler bürosu legal affairs bureau n.
kanada'da mahkeme açma, hukuki tavsiye ve teklifte bulunma yetkisine sahip bir devlet kurumu department of justice canada n.
Insurance
hukuki sorumluluk sigortası civil liability insurance n.
hukuki sorumluluk legal liability n.
sigortalı araçların çarpışmasıyla sonuçlanan bir zarar halinde sigortalıların karşılıklı hukuki sorumluluğuna bakılmaksızın her iki sigortacının kendi hasarından sorumlu olması knock-for-knock agreement n.
üçüncü şahıs hukuki sorumluluğu third party legal liability n.
yolcu hukuki sorumluluğu passenger legal liability n.
Telecom
gerekli hukuki araçlar necessary legal instruments n.
hukuki düzenleme legal arrangement n.
topluluk hukuki araçları community legal instruments n.
Construction
hukuki kadastro juridical cadastre n.
Psychology
hukuki ayrılık de jure segregation n.
Pharmaceutics
aynı hukuki kontrollere ve kısıtlamalara tabi olan ilaçların bulunduğu resmi liste schedule n.
aynı hukuki kontrollere ve kısıtlamalara tabi olan ilaçların bulundukları resmi listede belirtilen istismar veya bağımlılık derecelerinden biri schedule n.
Social Sciences
hukuki veya ahlaki ilkelere bağlı dünya vatandaşlarının oluşturduğu bir topluluk cosmopolis n.
Education
hukuki çalışmalara temel oluşturan prelaw adj.
hukuki çalışmalara dayanak teşkil eden prelaw adj.
History
anglo-saksonlarda krala danışmanlık eden idari ve hukuki işleri tartışmak için toplanan kurul witenagemot n.
anglo-saksonlarda krala danışmanlık eden idari ve hukuki işleri tartışmak için toplanan kurulun üyeleri witan n.
(feodal ingiltere'de) bir derebeyine kiracısı tarafından özellikle başka bir derebeyinin hukuki yetki alanı içerisindeki bir kız veya erkekle evlenmek için yahut derebeyin ilk gece hakkından feragat etmesi için ödenen harç marchet n.
(feodal ingiltere'de) bir derebeyine kiracısı tarafından özellikle başka bir derebeyinin hukuki yetki alanı içerisindeki bir kız veya erkekle evlenmek için yahut derebeyin ilk gece hakkından feragat etmesi için ödenen harç merchet n.
(feodal ingiltere'de) bir derebeyine kiracısı tarafından özellikle başka bir derebeyinin hukuki yetki alanı içerisindeki bir kız veya erkekle evlenmek için yahut derebeyin ilk gece hakkından feragat etmesi için ödenen harç marcheta n.
Latin
hukuki sebep justa causa n.
hukuki tağyir specificatio n.
hukuki durum status n.
hukuki yardımda bulunan kişi advocatus n.
Archaic
(birinin) hukuki temsilcisi olarak hareket etmek solicit v.
Slang
hukuki konularda kendini veya başkasını savunabilecek veya yardımcı olabilecek/tavsiye verebilecek kadar bilgi sahibi olmuş mahkum jailhouse attorney n.
Star Wars
cumhuriyet ana hukuki tutuklu merkezi republic judiciary central detention center n.