icat - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

icat



Bedeutungen von dem Begriff "icat" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 15 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
icat invention n.
General
icat creation n.
icat fiction n.
icat innovation n.
icat figment n.
icat contrivance n.
icat coinage n.
icat device n.
icat invention n.
icat wrinkle n.
icat ingenuity n.
icat contrivement [obsolete] n.
icat artifice n.
Trade/Economic
icat invention n.
Technical
icat invention n.

Bedeutungen, die der Begriff "icat" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 127 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
icat etmek invent v.
General
icat etme origination n.
icat etme excogitation n.
yeniden icat etme reinvention n.
icat kabiliyeti inventiveness n.
icat eden kimse originator n.
birinci yüzyılda icat edilmiş buhar türbini aeolipile n.
en büyük icat the greatest invention n.
gizli icat secret invention n.
mö 200'lerde icat edilmiş küçük buhar kazanı aeolipyle n.
mö 200'lerde icat edilmiş küçük buhar kazanı aeolipile n.
yazı icat edilmeden önce preliterate n.
icat/buluş tarihi date of invention n.
icat etme inventing n.
tuhaf icat strange invention n.
19. yüzyılda icat edilmiş bir kadın ismi magnolia n.
icat etme manufacture n.
hayali icat whigmaleerie n.
ıvır zıvır aletler icat etme gadgetry n.
ıvır zıvır aletler icat etme gadgeteering n.
icat edici deviser n.
hayali icat fancy n.
saçma icat fangle [obsolete] n.
icat edilebilirlik inventibleness n.
icat edilmiş şey coinage n.
hayali icat phantasy n.
16. yüzyılda ingiltere'de icat edilmiş bir işkence aleti scavenger's daughter n.
icat etmek contrive v.
icat etmek dream up v.
icat etmek father v.
icat etmek conjure up v.
icat etmek devise v.
icat etmek weave v.
icat etmek fabricate v.
tekerleği icat etmek invent the wheel v.
icat etmek mint v.
icat etmek make up v.
icat yapmak contrivance v.
icat etmek trump up v.
icat etmek cogitate v.
icat etmek originate v.
yeniden icat etmek reinvent v.
bir söz icat etmek coin a phrase v.
bir ifade icat etmek coin a phrase v.
icat etmek invent v.
icat etmek think up v.
tarafından icat edildi coined by v.
icat edilmek be invented v.
bir ifade icat etmek coin a term v.
icat etmek vamp v.
icat etmek excogitate v.
icat etmek hatch v.
icat etmek ideate v.
icat etmek conjure v.
icat etmek ingeniate [obsolete] v.
icat etmek concoct v.
icat etmek fangle [obsolete] v.
icat etmek fashion [obsolete] v.
birlikte icat etmek coinvent v.
icat etmek find v.
icat etmek sire v.
icat edilen invented adj.
icat edilmiş devised adj.
icat edilen trump up adj.
icat edilmiş invented adj.
icat edeilmiş excogitated adj.
kılı kırk yararak icat edilmiş wire-drawn adj.
yeni icat (edilmiş) newfangled adj.
tek bir vesile ile icat edilmiş nonce adj.
yeni icat edilen novitious [obsolete] adj.
ıvır zıvır aletler icat etmeye bayılan gadgety adj.
icat edilebilir devisable adj.
icat dolu inventful adj.
icat edilebilir inventible adj.
icat edilebilir inventable adj.
icat içeren inventive adj.
icat edilebilir contrivable adj.
icat edildiğinden beri since its invention adv.
icat edildiğinden beri since the invention of adv.
Phrasals
icat etmek strike out v.
bir şey icat etmek dream something up v.
icat etmek hit on v.
Proverb
tanrı olmasaydı bile onu icat etmek gerekirdi if god did not exist it would be necessary to invent him
Colloquial
(bir şey) bunun için icat edildi why god invented (something) expr.
Idioms
bir şey icat etmek break new ground v.
icat etmek make up v.
tekerleği yeniden icat etmek reinvent the wheel v.
kendi adını taşıyan (bir şey) yaratmak/icat etmek give (one's) name to (something) v.
kendi adıyla anılan (bir şey) yaratmak/icat etmek give (one's) name to (something) v.
adınla anılan bir şey keşfetmek/icat etmek give your name to v.
adının verildiği bir şey keşfetmek/icat etmek give your name to v.
kendi adını taşıyan bir şey keşfetmek/icat etmek give your name to v.
adınla bilinen bir şey keşfetmek/icat etmek give your name to v.
Speaking
telefon icat edilmeden önce before the invention of the telephone expr.
telefonu kim icat etti? who invented telephone? expr.
thomas edison ampulü icat etti thomas edison invented the light bulb expr.
Trade/Economic
patent verilebilir icat patentable invention n.
2009 yılında satoshi tarafından icat edilen kripto para birimi bitcoin n.
icat etmek invent v.
Law
icat etmek devise v.
Technical
iskoç matematikçi william wallace tarafından icat edilen gelişkin bir pantograf türü eidograph n.
m.ö. 200'lerde icat edilmiş küresel bir buhar kazanı eolipile n.
josiah wedgwood tarafından icat edilmiş mavi-yeşil renkli çanak çömlek jasperware n.
rousseau'nun icat ettiği, eskiden maddelerin elektrik iletkenliğini ölçmede kullanılan bir alet diagometer n.
icat etmek invent v.
icat yapmak devise v.
Telecom
iletim için hertz dalgalarının ve alıcı olarak kohererin kullanıldığı, marconi tarafından icat edilmiş telsiz telgraf sistemi marconi system n.
marconi tarafından icat edilen telsiz telgraf sistemine ait marconi adj.
marconi tarafından icat edilen telsiz telgraf sistemi ile ilişkili marconi adj.
Chemistry
icat eden inventor n.
Astronomy
hollandalı gökbilimci huyghens tarafından icat edilmiş huyghenian adj.
Agriculture
17. yüzyılda icat edilmiş, tepki tekeri ile çalışan bir değirmen barker's mill n.
Social Sciences
yazı icat edilmeden önce preliterate adj.
Linguistics
sir william jones tarafından icat edilen, doğuya özgü kelimelerin karakterlerinin ingiliz harflerine çevrilmesi the jonesian system n.
alfabe icat eden kimse alphabetist n.
uluslararası iletişim veya bilgisayar programlama gibi özel bir kullanım için icat edilmiş dil artificial language n.
sir william jones tarafından icat edilen, doğuya özgü kelimelerin karakterlerinin ingiliz harflerine çevrildiği sistemin adı jonesian n.
sir william jones tarafından icat edilen, doğuya özgü kelimelerin karakterlerinin ingiliz harflerine çevrilmesi jonesian n.
(ikizler başta olmak üzere) çocuklar tarafından icat edilen dil idioglossia n.
çocuklar tarafından icat edilen konuşma idioglossia n.
History
matbaa icat edilmeden önce profesyonel olarak el yazmalarını çoğaltan kişi scribal adj.
Hunting
sir joseph whitworth tarafından icat edilen bir tür yivli top ve hafif silah whitworth gun n.
Music
19. yüzyıl başlarında icat edilmiş yaylı bir müzik aleti arpeggione n.
Mythology
birayı icat ettiği söylenen efsanevi bir flaman kralı gambrinus n.
Archaic
icat etmek feign v.
Modern Slang
japonya'da icat edilen ve giyinik vaziyetteki kadın ve erkeklerin müzik eşliğinde birbirleriyle seyirci önünde hayali partnerlerle abartılı şekilde seks yapar gibi hareketler yaptıkları yarışma/performans air sex n.
Star Wars
colicoid icat yuvası colicoid creation nest n.