kabul - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

kabul



Bedeutungen von dem Begriff "kabul" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
kabul n. kabil

Bedeutungen von dem Begriff "kabul" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 74 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
kabul assent n.
kabul admission n.
kabul acceptance n.
kabul admittance n.
General
kabul ok n.
kabul avow n.
kabul acquiescence n.
kabul recognition n.
kabul concession n.
kabul acceptation n.
kabul agreement n.
kabul acceptance bill n.
kabul espousal n.
kabul allowance n.
kabul admittance n.
kabul permit n.
kabul reception n.
kabul adoption n.
kabul acceptance n.
kabul acception n.
kabul drawing room n.
kabul compliance n.
kabul okay n.
kabul sanction n.
kabul approval n.
kabul acceptancy n.
kabul acknowledgment n.
kabul accession n.
kabul avouchment n.
kabul adhesion n.
kabul acquiescency n.
kabul recognization n.
kabul allowance [obsolete] n.
kabul entrance n.
kabul entree n.
kabul grant [obsolete] n.
kabul rout n.
kabul condescension [obsolete] n.
kabul favor n.
kabul favour n.
kabul intromission n.
kabul sure thing n.
kabul agreed adj.
kabul thumbs up interj.
kabul done interj.
Phrases
kabul well and good expr.
Colloquial
kabul thumbs-up n.
kabul affirmative adv.
kabul you're on expr.
kabul pository expr.
kabul (that) sounds good expr.
kabul (that) sounds like a plan expr.
kabul go on then expr.
Idioms
kabul all well and good expr.
Speaking
kabul agreed adv.
Trade/Economic
kabul acceptance n.
kabul accepting n.
kabul admission n.
kabul acknowledgement n.
kabul election n.
kabul acceptation n.
kabul reception n.
Law
kabul acknowledgement n.
kabul acquiescing n.
kabul admission n.
kabul acceptance n.
kabul adoption n.
kabul assent n.
kabul acceptation n.
Politics
kabul admission n.
Technical
kabul assumption n.
kabul receiving n.
Abbreviation
kabul acpt. (acceptance) n.
Slang
kabul aaiight n.

Bedeutungen, die der Begriff "kabul" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
kabul etmeme/edilmeme rejection n.
kabul etmek acknowledge v.
doğruluğunu kabul etmek acknowledge v.
kabul etmek accept v.
kabul etmek admit v.
kabul etmek approve v.
kabul etmek agree v.
üyeliğe kabul etmek affiliate v.
kabul edilmiş accepted adj.
kabul edilir acceptable adj.
kabul edilebilir acceptable adj.
kabul edilebilir admissible adj.
General
kabul eden birim accepting unit n.
kabul edilmez özür lame excuse n.
kabul eden kimse receiver n.
resmi kabul levee n.
kabul ediş conceding n.
müslümanlığı kabul edenler muslim converts n.
medya kabul merkezi media reception center n.
sorgusuz kabul etme acquiescing n.
kabul etme (bir gerçeği) acknowledgment n.
yurttaşlığa kabul naturalization n.
kabul etmeyiş dissent from n.
kabul edilip yürürlüğe girme (tasarı) passage n.
kabul edilebilir hasar acceptable damage n.
kabul edici receptor n.
üyeliğe kabul eden enroller n.
üyeliğe kabul affiliation n.
kabul olunmama rejection n.
üyeliğe kabul töreni initiation n.
kabul edilmiş dini esaslara zıt hindu dini jainism n.
zorla kabul ettirme indoctrination n.
bir şeyin değerlendirilmesinde kabul edilen en yüksek seviye veya fiyat cap n.
üyeliğe yeni kabul edilmiş kimse initiate n.
kabul heyeti acceptance committee n.
kabul odası reception room n.
kabul eden acceptor n.
geçmişte önemli veya ünlü oluşundan dolayı ilgi çekici kabul edilen atraksiyon historical attraction n.
kabul etme agreement n.
kabul haddi legal tender n.
kabul etmeme disclamation n.
uyrukluğa kabul etme endenization n.
kabul şartlarının kolaylaştırılması easing of admission requirements n.
mükemmel olduğu kabul edilen örnek paragon n.
kabul eden kişi acceptor n.
misafir kabul edilebilen oda veya salon (mutfak, banyo ve yatak odası dışındaki) reception room n.
kabul edilmezlik inadmissibility n.
kiliseye üye olarak kabul töreni confirmation n.
genel olarak kabul gören inançlardan veya düşüncelerden sapma heterodoxy n.
kabul etme conceding n.
kabul etme acceptance n.
geçici kabul provisional acceptance n.
kabul etme acceptingness n.
kabul etme acquiescence n.
kabul salonu chamber n.
kabul edilebilirlik acceptableness n.
yabancı uyrukluğa kabul etme endenization n.
kabul etme (vücut) take n.
kabul etme acknowledgement n.
bahisleri kabul eden bayi bookmaker n.
uyrukluğa kabul etme endenisation n.
taoizmin kurucusu kabul edilen önemli bir çin filozofudur laotze n.
yeniden kabul edilme readmission n.
kabul töreni reception n.
içten kabul cordial reception n.
kabul etmeme veya reddetme hakkı refusal n.
vatandaşlığa kabul etme enfranchising n.
kabul günü visiting day n.
kabul etmeme disavowal n.
egemenliğini kabul etme homage n.
kabul salonu hall n.
çocuklar kabul etme acknowledgment of children n.
kabul etme avow n.
kabul edilebilirlik reasonableness n.
geri kabul readmission n.
zorla kabul ettirme imposition n.
kazazede kabul merkezi survivor reception center n.
kabul etme embracement n.
kabul sınaması hazing n.
genel kabul görmüş kural rule of a thumb n.
icap ve kabul offer and acceptance n.
vatandaşlığa kabul etme enfranchisement n.
kabul edilen teçhizat agreed equipment n.
yenilgiyi kabul eden kimse defeatist n.
haklı olarak kabul edilme recognition n.
kabul olunmuş doktrinlere karşı olan kimse heretic n.
kabul oyu aye n.
kabul oyu ay n.
kabul töreni initiation n.
kabul ettiren establisher n.
kazanan tarafından yenilene zorla kabul ettirilen anlaşma diktat n.
kabul edilebilirlik doneness n.
dince kabul olunmuş inançlara aykırı düşünce heresy n.
yabancı uyrukluğa kabul etme endenisation n.
kabul edilir risk acceptable risk n.
bir devletin, hanedanın veya bir şehrin simgesi kabul edilen şekil rigging n.
kabul edilebilirlik admissibility n.
kabul eden agreeing n.
kabul edilebilirlik acceptability n.
kabul etmeme impeachment n.
yenilgiyi kabul etme defeatism n.
resmen kabul edilmemiş fakat fiilen olmuş bir şey virtual n.
kabul salonu reception room n.
katolikliği kabul edenler catholic converts n.
yenilgiyi kabul eden defeatist n.
kabul etmeme refusal n.
papazın verdiği ilmihal derslerine devam etme ve kiliseye üye olarak kabul edilme confirmation n.
kabul birimi receiving unit n.
kutsal kabul etme shrining n.
kabul eden receiver n.
kabul etmeme nonacceptance n.
kabul salonu public room n.
itiraz kabul etmezlik incontestability n.
yeniden kabul readmission n.
hristiyan ayinlerine kabul etmeyen excommunicator n.
kabul süresi acceptance period n.
kabul yoklaması acceptance inspection n.
yurttaşlığa kabul naturalisation n.
kabul etmeyenler noes n.
kabul edilmeme nonadmission n.
kabul etmeme nonacquiescence n.
kabul edilemezlik inadmissability n.
kabul edilemezlik inadmissibility n.
kabul etme acknowledging n.
kabul seviyesi acceptance level n.
kabul etmeme repudiating n.
kabul etmeme unacceptance n.
kabul etmeme unacceptability n.
karşılıklı kabul mutual consent n.
kabul edilememezlik unacceptability n.
evlilik dışı ilişkilerin her iki eş tarafından da karşılıklı olarak kabul edildiği evlilik open marriage n.
kabul edilebilir sapma allowable deviation n.
kabul sayfası acceptance page n.
kabul durumu acceptance status n.
kabul standardı acceptance standard n.
kabul edilebilir sapma sınırları acceptable tolerance limits n.
kabul edilebilir kalite seviyesi acceptable quality level n.
kabul tarihi date of ratification n.
kendini zorla kabul ettirme ingratiation n.
kabul salonu drawing room n.
suç olarak kabul etme criminalization n.
suç olarak kabul etme criminalisation n.
kabul edilebilir değer allowable value n.
huzura kabul audience n.
koşulsuz kabul clean acceptance n.
kabul kurulu commissioning authority n.
kabul makamı commissioning authority n.
kabul planı commissioning plan n.
kabul etme commissioning n.
kiliseye kabul ayini confirmation n.
kabul etmeme disclaimer n.
kabul etmeme disapproval n.
kabul edilmiş tamamlama tarihi date of substantial completion n.
kesin kabul süresi defect liability period n.
kesin kabul final acceptance n.
kesin kabul ölçümü final certificate measurement n.
kesin kabul raporu final certificate n.
son kabul final acceptance n.
kayıtsız şartsız kabul general acceptance n.
genel kabul general acceptance n.
kesin kabul general acceptance n.
bilinen ve kabul görmüş ifadeler motherhood-and-applepie n.
kendini kabul etme self-acceptance n.
kendini kabul self-acceptance n.
kabul veya doğrulama ifade etmek için başını eğme niddle-noddle n.
ergenlikte kendini kabul self-acceptance in adolescence n.
kabul veya doğrulama ifade etmek için başını eğme nid-nod n.
kabul konuşması acceptance speech n.
doğru kabul etme credence n.
kabul edilen kişi entrant n.
kati kabul permanent acceptance n.
kısmen kabul partial acceptance n.
bölümsel kabul partial acceptance n.
kabul etme accepting n.
muvakkat kabul provisional acceptance n.
hüsnü kabul kind reception n.
kabul deneyi reception test n.
kabul edilebilir hız sınırı acceptable speed limit n.
kabul edilebilir bitirme substantial performance n.
son kabul tarihi final acceptance date n.
hastaneye kabul admission in a hospital n.
kabul etmeme exclusion n.
kabul etme recognition n.
kabul olunabilme admissibility n.
genel kabul ilkeleri general principles for approval criteria n.
kredi kabul credit acceptance n.
genelgeçer kabul gören kural ve gelenekler mainstream n.
sosyal kabul social acknowledgment n.
(yahudilerde) yetişkinliğe kabul töreni bar mitzvah n.
ağırlık ve uzunluk ölçüleri için kabul edilmiş yasal ölçü modeli etalon n.
kabul edilebilir yanıt acceptable answer n.
kabul edilebilir hata acceptable mistake n.
kabul edilebilir cevap acceptable answer n.
kabul edilebilir sonuçlar acceptable results n.
kabul edilebilir çeviri acceptable translation n.
kabul edilebilirlik likability n.
kabul edilmezlik unacceptableness n.
kabul edilmezlik unacceptability n.
belli bir teknolojiyi yaymaya/kabul ettirmeye çalışan kişi technology evangelist n.
allah kabul etsin may allah accept n.
bebekken vaftiz edilmeyi kabul etmeyip yetişkinlikte bilinçli olarak vaftiz edilmeyi savunan anabaptist n.
tüm sorumluluğu kabul etme assuming full responsibility n.
bütün sorumluluğu kabul etme assuming full responsibility n.
kabul etme acceptancy n.
teknoloji kabul modeli technology acceptance model n.
kabul tarihi acceptance date n.
evrensel olarak kabul gören universal consent n.
genel-geçer/herkesçe kabul/onay universal consent n.
herhangi bir dinin kutsal kabul edilen yazıtlarını meydana getiren kitapların tümü biblical canon n.
herhangi bir dinin kutsal kabul edilen yazıtlarını meydana getiren kitapların tümü canon of scripture n.
sorgulanmaksızın kabul edilme durumu taken-for-grantedness n.
kendiliğinden apaçık kabul edilen temel önerme axiom n.
kabul oyu acclamation n.
kabul eden accepter n.
kabul etme avowal n.
kiliseye kabul töreni confirmation n.
yanlış olmasına rağmen genel anlamda kabul gören şey factoid n.
zorla kabul ettirme obtrusion n.
kabul edilebilir çözüm acceptable solution n.
dünyaca benimsenmiş/kabul görmüş ifade/söylem universally valid statement n.
kabul edilen telaffuz received pronunciation n.
bankaca kabul edilirlik bankability n.
itiraz kabul etmez şekilde konuşma pontification n.
alınmış/kabul edilmiş bilgi received knowledge n.
müşterisini kendi evinde kabul eden escort kız incall escort n.
kabul sınavı matriculation n.
üniversite kabul sınavı matriculation n.
kişinin kullandığı veya giydiği, yeni veya farklı olarak kabul edilen ve başkalarının o kişiyi fark etmesi için tasarlanmış her türlü şey fashion statement n.
yenilgiyi kabul eden yapı defeatist nature n.
yenilgiyi kabul eden yapıda defeatist nature n.
koşulsuz kabul unconditional acceptance n.
kabul etme avouchment n.
ön kabul premise n.
ön kabul pre-admission n.
bir makama kabul edilen kişi acceptee n.
kabul etmeye yatkınlık acceptivity n.
kabul edebilirlik acceptivity n.
kabul etmeye meyil acceptivity n.
bir makamı kabul eden kişi acceptee n.
kabul etme accedence n.
herkesin kabul ettiği ortak nokta the common point everyone agrees n.
küfürlü bir kelimenin toplum tarafından kabul edilecek şekilde değiştirilmesi taboo deformation n.
kabul eden kişi acknowledger n.
kabul salonu state room n.
bir işi kabul etme daveti call n.
toplumda kabul gören kuralların aksine davranan kimse sociopath n.
kabul edilmiş veya edilecek kimse admittee n.
kabul eden kimse admitter n.
kabul edilebilirlik adoptability n.
kabul edilebilir adoptable n.
kabul edici admitter n.
kabul etme acquiescency n.
üyeliğe kabul adfiliation n.
vatandaşlığa kabul etme affranchisement n.
kabul edilme acceptance n.
doğru kabul etme acceptance n.
sözcüğün kabul edilen anlamı acceptation n.
doğru kabul etme acceptation n.
kabul edilme accession n.
kabul olunma accession n.
bir piskopos ya da din adamına masasına kabul karşılığı ödenen kira table rent n.
evine pansiyoner kabul eden kişi tabler n.
evrensel kabul görmüş kurallar canon n.
kabul etme agnition n.
kabul eden taraf agreer n.
yeniden öğrenciliğe kabul edilme readmittance n.
yeniden üyeliğe kabul edilme readmittance n.
yeniden kabul etme readmittance n.
yeniden kabul etme readoption n.
toplumca kabul edilmiş olma receivedness n.
toplumca kabul görmüş olan şey receptary [obsolete] n.
kabul odası reception n.
kabul edilme recognizance [obsolete] n.
kabul etme recognization n.
kabul eden kimse recognizer n.
tekrar kabul etme regrant n.
kabul edilmeyen kimse rejectee n.
kabul etmeyen kimse rejecter n.
kabul etmeyen kimse rejectionist n.
kabul etmeme rejectment n.
kabul etmeme reluctation [obsolete] n.
özellikle sanat yapmada veya onu algılamada, netlik ve tutarlılık beklemeksizin belirsizliği kabul edebilme becerisi negative capability n.
kabul görmüş toplum ahlakı social ethics n.
genel olarak kabul görmüş pratik kural thumb rule n.
kabul edilebilirlik allowability n.
kabul edilebilirlik allowableness n.
damanın öncüsü olarak kabul edilen eski bir masa oyunu alquerque n.
kabul edilebilir özellik acceptable face n.
kabul edilebilir yan acceptable face n.
kabul edilebilir akreditif acceptable letter of credit n.
doğruluğu kabul edilmiş kaynak authority n.
(genellikle isteksizce) kabul etme assenting n.
(genellikle isteksizce) kabul etme accession n.
önceden element olarak kabul edilen ve indirgenmesi zor olan metal oksitler earth n.
genel kabul conventional wisdom n.
hata kabul etmez olma unforgivingness n.
abd ölçü birimleri sisteminde kabul edilen, kuru ürünlerin ağırlığını belirten ölçü birimi united states dry unit n.
her şeyi kabul eden kimse yea-sayer n.
her şeyi kabul eden kimse yeasayer n.
her şeyi kabul eden kimse yea-sayer n.
misafir kabul etme entertain [obsolete] n.
itiraz kabul etmeme unquestionableness n.
değişimi kabul etmeme unregeneration n.
kabul etmeme exclusion n.
sadece üyelerini ve onların davetlilerini kabul eden, üyelerinde mekanın anahtarının bulunduğu bir gece kulübü key club n.
sağlık tesisinde kabul salonu kursaal n.
bir kişi veya bir sosyal grupça kabul edilen ahlaki değerler value orientation n.
bir kişi veya bir sosyal grupça kabul edilen ahlaki değerler moral principle n.
bir kişi veya bir sosyal grupça kabul edilen ahlaki değerler value-system n.
birbirine yakın konumlanmış ve grup olarak kabul edilen bir dizi yer vicinage n.
victoria döneminin simgesi olarak kabul edilen değerler victorian values n.
viking özelliği olarak kabul edilen davranışlar vikingism n.
ortak olarak kabul edilen metin vulgate n.
incil'i imanın tek kuralı olarak kabul eden kimse biblist n.
ikindi vaktinde sadece erkeklerin katıldığı saray kabul merasimi levee [uk] n.
saraya kabul merasimine katılan konuklar levee [obsolete] n.
açık havada yapılan parti, kabul töreni veya sergi gibi organizasyonlar için kurulan büyük bir çadır markee n.
sayı piyangosunda bahisler için fiş kabul eden, kaydeden ve veren kimse writer n.
(islamiyet'te veya hinduizm'de) kutsal kabul edilen dilenci keşiş fakir n.
(islamiyet'te veya hinduizm'de) kutsal kabul edilen dilenci keşiş faquir n.
yeni gelenlere kabul töreni hazing n.
kabul edilemez davranış hogwash n.
kabul edilemez tutum hogwash n.
kutsal kabul edilen şey holy of holies n.
dokunulmaz kabul edilen şey holy of holies n.
kabul görmek için halkça onaylanan bir tavır sergileyen kimse hypocrite n.
varlığını kabul etme hypostatization n.
varlığı kabul edilmiş şey hypostatization n.
varlığını kabul etme hypostatisation n.
varlığı kabul edilmiş şey hypostatisation n.
sadece üyelerine açıklanan ritüel, faaliyet veya öğretileri bulunan gizli bir topluluğa kabul edilmiş kimse mystic n.
seçkin bir grubun belirli din, ırk, uluslara mensup kişileri gruba kabul etmemek üzere yaptıkları yazısız anlaşma gentleman's agreement n.
seçkin bir grubun belirli din, ırk, uluslara mensup olan kişileri gruba kabul etmemek üzere yaptıkları yazısız anlaşma gentlemen's agreement n.
yenilgiyi kabul etme giving up n.
kabul gören bir şeyi koruyan kimse observer n.
kabul etmeyen kimse decliner n.
mutlak yaratıcı kudret olarak kabul edilen şey demiurge n.
mutlak güç olarak kabul edilen varlık demiurge n.
kabul etmeme demur n.
vatandaşlığa kabul etme denizenation n.
kabul etmeme depulsion n.
kabul edilen düzey grade n.
kabul edilen standart grade n.
ingiltere'de bazı adli kurumların tatil olarak kabul ettiği günler grand days n.
ingiltere'de bazı adli kurumların tatil olarak kabul ettiği günler dies non juridici n.
kabul ediş grant n.
bir şeyin sorumluluğunu kabul eden veya güvence veren kimse guaranty n.
bir birim olarak kabul edilen sekiz kişi octet n.
bir birim olarak kabul edilen sekiz benzer şey octette n.
bir birim olarak kabul edilen sekiz kişi octette n.
kabul edilen giriş hakkı open-door n.
kabul edilemez nokta rough n.
bahisleri kabul eden bayi runner n.
kabul edilmiş toplumsal davranış normlarından belirgin şekilde ayrılma deviation n.
dürtü veya duyguyu esas nesnesinden daha kabul gören bir şeye yönlendirme displacement n.
kabul etmeyen kimse disprover [obsolete] n.
kabul edilemez şey inadmissibility n.
kabul edilir hale getirme ingratiation n.
kabul ettiren şey ingratiation n.
kabul ettiren şey ingratiation n.
yenilgiyi kabul etmeme double cross n.
içten gelerek kabul etme good will n.
aşağı olarak görülen birini dengiymiş gibi kabul etme condescendence n.
fiziksel bedenden ayrı hareket edebildiği kabul edilen ruh cowalker n.
(kabul, katılım, erişim için) yol door n.
kabul salonunda toplananlar drawing-room n.
(tek bir bütün olarak kabul edilen) sıvı hacmi parcel n.
kabul görmüş iş veya ilgi alanı pidgin n.
kabul görmüş iş veya ilgi alanı pigeon n.
değişiklikleri ve yeni fikirleri kabul etmek istemeyen kimse conservativist n.
kabul edilebilirlik consonantness n.
irdelemeden kabul etme content [obsolete] n.
geleneklere göre övgü kabul edilen hareket coup n.
(özellikle düşük kaliteli veya değersiz olduğu için) kabul edilmeyen şey cull n.
kabul edilebilir görme favorable reception n.
onaylayarak kabul verme favorable reception n.
kabul edilebilir görme favourable reception n.
onaylayarak kabul verme favourable reception n.
kabul eden kimse intromitter n.
kabul etme introreception n.
kabul etmeye gönülsüzlük sales resistance n.
kabul odası salutatory [obsolete] n.
otorite kabul edilen temel kurallar bütünü decalogue n.
zorla gerçeği kabul ettirme conviction n.
kabul etmeme disavowance [obsolete] n.
kabul etmeme disavowment n.
insanların tanrısal kabul edilen nitelikleri the divine n.
evlilik açısından denk kabul edilen kimse parti n.
ön kabul preadmission n.
ön kabul preclearance n.
önceden kabul etme preconcertion n.
kabul salonu presence [obsolete] n.
kabul edilebilirlik publicness n.
türünün en iyisi kabul edilen şey rolls-royce n.
kabul edilen standartlara ters düşülen süreç veya durum scale n.
kabul görmüş uygulamalara karşı çıkan kimse scofflaw n.
öz kabul self acceptance n.
kendini olduğun gibi kabul etme self acceptance n.
sonuçları kabul etme shoulders n.
sonuçları kabul etme shoulders n.
aksi ispat edilinceye dek gerçek kabul edilen delil showing n.
taşıyıcının, yer olduğu takdirde yolcuyu taşımayı kabul etmesi subject to load (sublo) n.
ayıp kabul edilen sözcük/konu four-letter word n.
doğru kabul edilene aykırı düşünce free thought n.
kabul görmüş gelenek ve kurallarca kısıtlanmama freedom n.
doğru kabul etme presumption n.
genel kabul prevalency n.
kişinin kabul etmek istemediği aşikar bir gerçeğe ulaşmaktan kaçınmak için dolambaçlı düşünmeye başvurması eylemi mental gymnastics n.
(yaşam süresi hususunda belirleyici faktör olarak kabul edilen) önemli ilke stamen [obsolete] n.
(yaşam süresi hususunda belirleyici faktör olarak kabul edilen) hayatta kalma kuvveti stamen [obsolete] n.
kabul edilmiş ölçüm modeli standard of measurement n.
toplulukta kabul görmeyen kimse stranger n.
kabul konusu subject n.
kabul konusu subject term n.
kabul edilebilirlik sufferableness n.
kabul eden taraf acceptor n.
(hastaneye) kabul admission n.
eşit kabul etmek bracket v.
kabul etmek avow oneself v.
işi kabul etmek give in charge v.
üyeliğe kabul etmek initiate v.
zorla kabul ettirmek enforce v.
otoritesini kabul ettirmek assert oneself v.
kabul etmek say yes v.
kanun tasarısını kabul etmek pass a bill v.
üyeliğe vb kabul etmek enfranchise v.
birine kendini ısrarla kabul ettirmek thrust oneself on v.
olarak kabul etmek consider of v.
mağlubiyeti kabul etmek admit defeat v.
kabul etmemek rule something out of order v.
kabul etmemek disclaim v.
zorla kabul ettirmek impose on v.
sevilmeyen birinde olumlu bir niteliğin olduğunu kabul etmek credit someone with v.
baştan kabul etmek accept in advance v.
kabul etmek (işi) take on v.
baştan kabul etmek approve in advance v.
kabul etmemek disown v.
kabul etmek turn thumbs up on v.
kabul etmek concede v.
kabul edilmemek be declined v.
kabul görmek be accepted v.
kabul etmek zorunda kalmak concede v.
birine bir şeyi ısrarla kabul ettirmeye çalışmak press something on someone v.
kabul etmemek reject v.
meydan okuyanın çağrısını kabul etmek take up the gauntlet v.
kabul etmek agree to v.
yurttaşlığa kabul etmek naturalize v.
kabul etmek sustain v.
kabul etmemek dissent from v.
kabul etmek own v.
kabul etmek allow v.
bir şeyi birine zorla kabul ettirmek push something on someone v.
kabul görmek be approved v.
kabul etmek (bir şeyin doğru olduğunu) yield v.
kabul etmek recognize v.
kabul etmek be sold on v.
kanun koymak veya kabul etmek enact v.
kesinlikle kabul etmemek damn v.
yenilgiyi kabul etmek strike one's flag v.
doğru olduğunu kabul etmek (hakim bir şeyin) sustain v.
kabul ettirmek sell v.
misafir olarak kabul etmek have as a guest v.
kabul etmek confess v.
kabul etmemek turn thumbs down on v.
kabul etmek consent v.
kabul etmek (bir dini) embrace v.
olarak kabul edilmek be regarded as v.
tekrar üyeliğe kabul etmek readmit v.
kabul etmek go along with v.
bir ricayı kabul etmek grant a request v.
kabul etmek (bir teklifi) embrace v.
kabul ettirmek put across v.
kabul görmek gain admission v.
kabul edilmemek be rejected v.
postulat olarak kabul etmek postulate v.
hiç karşı gelmeden bir şeyi kabul etmek take something lying down v.
kabul etmek favor v.
kabul etmek acquiesce v.
kabul etmek have v.
tekrar kabul etmek readmit v.
kendini kabul ettirmek make oneself accepted among v.
kabul etmek embrace v.
gerçekleri kabul etmek accept the facts v.
tekrar öğrenciliğe kabul etmek readmit v.
vatandaşlığa kabul etmek naturalize v.
kabul etmemek disapprove v.
kabul etmek agree v.
kabul etmek approve v.
kutsayarak kiliseye üye olarak kabul etmek confirm v.
hileyle kabul ettirmek palm off v.
bir şeyi kabul ettirmek push something through v.
kabul etmemek repudiate v.
zorla kabul ettirmek foist on v.
yenilgiyi kabul etmek throw in the sponge v.
kabul etmemek snowfall v.
törenle üyeliğe kabul etmek initiate into v.
kabul etmek fall in with v.
kabul etmek take v.
hile ile kabul ettirmek impose upon v.
istemeyerek gitmek veya kabul etmek drag one's heels v.