favor - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

favor

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "favor" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 114 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
favor n. iyilik
favor n. lütuf
favor v. kayırmak
favor v. iyilik etmek
General
favor n. taraftarlık
favor n. iltifat
favor n. sevilme
favor n. yüz
favor n. yardım
favor n. beğenme
favor n. beğenilme
favor n. sempati
favor n. inayet
favor n. onay
favor n. şeref nişanı
favor n. ayrıcalık
favor n. lütuf
favor n. kayırma
favor n. kurdele
favor n. ufak hediye (bir davete katılanlara verilen)
favor n. kerem
favor n. çehre
favor n. iltimas
favor n. koruma
favor n. hediye sürpriz
favor n. himaye
favor n. taltif
favor n. armağan
favor n. sima
favor n. sevgi
favor n. himmet
favor n. teveccüh
favor n. rozet
favor n. destek
favor n. onaylama
favor n. dostça davranış
favor n. ata
favor n. lütfet
favor n. atiyye
favor n. kayra
favor n. yakınlık
favor n. taraf
favor n. güleryüz
favor n. imtiyaz
favor n. hak
favor n. müsaade
favor n. şeref
favor n. ruhsat
favor n. taviz
favor n. ödün
favor n. kabul
favor n. avantaj
favor n. fayda
favor n. yarar
favor n. üstünlük sağlayan şey
favor n. kazanç
favor n. menfaat
favor n. istifade
favor n. üstünlük
favor n. leh
favor n. yan
favor n. ilgi
favor n. alaka
favor n. önem
favor n. pay
favor n. (özellikle kadın tarafından izin verilen) cinsel yakınlık
favor n. bir şey karşılığında seks yapma
favor n. hediye
favor n. güzellik
favor n. popüler olma
favor v. yardımda bulunmak
favor v. tercih etmek
favor v. benzemek
favor v. tarafını tutmak
favor v. desteklemek
favor v. kabul etmek
favor v. lehte olmak
favor v. tutmak
favor v. onaylamak
favor v. şereflendirmek
favor v. korumak
favor v. kollamak
favor v. gözetmek
favor v. vermek
favor v. lütfetmek
favor v. uygun görmek
favor v. yüreklendirmek
favor v. iltimas etmek
favor v. rahatlatmak
favor v. kolaylaştırmak
favor v. kıyak yapmak
favor v. daha avantajlı olmak
favor v. başarılı olma olasılığını arttırmak
favor v. başarısını arttırmak
favor v. özenli davranmak
favor v. görünüşü benzemek
favor v. bir diğerine benzemek
Law
favor n. lütuf
favor v. hoşgörmek
favor v. kollamak
favor v. kayırmak
favor v. taraf tutmak
Archaic
favor n. görünüş
favor n. hal
favor n. durum
favor n. görünüm
favor n. surat
favor n. şeytan tüyü
favor n. müsamaha
favor n. yüz verme
favor n. anlayış gösterme
favor n. boyun eğme
favor n. hoşgörü
favor n. göz yumma

Bedeutungen, die der Begriff "favor" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 334 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
love favor n. aşk nişanı
love favor n. aşkın ispatı olarak giyilen şey
favor [obsolete] n. mektupla iletişim
favor [obsolete] n. muhabere
favor [obsolete] n. yüzde karakteristik özellik
favor [obsolete] n. onaylanan şey
ask a favor of v. ricada bulunmak
not to expect any favor from v. hayır beklememek
prejudice someone in favor of v. lehine çevirmek (birini)
tip the scales in someone's favor v. durumu birinin lehine çevirmek
do a favor v. iyilik etmek
curry favor with v. yaltaklanarak birinin gözüne girmeye çalışmak
favor one person v. ayrıcalık tanımak
prejudice someone in favor of v. birine (bir konu hakkında) olumlu fikirler aşılamak
tip the scales against someone's favor v. durumu birinin aleyhine çevirmek
fall out of favor v. ikbalden düşmek
be out of favor with v. birinin gözünden düşmüş olmak
decide in favor of something v. bir şeyin lehinde karar vermek
tell in someone's favor v. bir şey birinin lehinde olmak
do the favor v. lütfetmek
militate in favor of v. lehine olmak
brought into favor v. yardıma sevk etmek
find favor v. rağbet görmek
vote in favor v. evet oyu kullanmak
discriminate favor of somebody v. ayrıcalık yapmak
curry favor with somebody v. yaltaklanmak
fall out of favor v. gözden düşmek
gain favor v. fayda sağlamak
gain favor v. nemalanmak
bestow one's favor (on/upon) v. lütufta bulunmak
result in one's favor v. lehine sonuçlanmak
show favor v. torpil yapmak
militate in favor of v. -e yararlı olmak
lose favor v. gözden düşmek
fall out of favor with v. gözden düşmek
do favor v. iyilik yapmak
win one's favor v. gözüne girmek
do a favor v. insanlık yapmak
ask for a favor v. bir iyilik istemek
do someone a favor v. birisine bir iyilik yapmak
decide in favor of v. lehine karar vermek
ask a favor v. iyilik istemek
discriminate in favor of v. ayrımcılık yapmak
do a favor v. iyilik yapmak
do a favor v. bir iyilik yapmak
call in a favor v. (eskiden yapılmış olan) bir iyiliğin karşılanmasını / geri ödenmesini istemek
win back the favor of v. tekrar gözüne girmek
win back the favor of v. gönlünü/beğenisini/takdirini tekrar kazanmak
return to favor v. tekrar rağbet görmek
be for; be in favor v. lehte olmak
favor of v. lehte olmak
ask for a favor v. bir iyilik istemek
find favor in the eyes of v. (birinin) şifalı ellerinde iyileşmek
find favor in the eyes of v. merhametle tedavi edilmek
fall from favor v. güncellik kaybetmek
out of favor adj. gözden düşmüş
with one's favor adv. izinli
with one's favor adv. iltimaslı
in favor of prep. beraat etmesi için
in favor of prep. lehine
in favor of prep. yararına
in favor of prep. faydasına
in favor of prep. (çek) bir kimsenin emrine
in favor of prep. seçmek için
in favor of prep. bir şeyi tercih ederek
Phrasals
ingratiate oneself into someone's favor v. birine hoş/şirin gözükmeye/ kendini sevdirmeye çalışmak
ingratiate oneself into someone's favor v. (birine) yaltaklanmak
come out in favor of (someone or something) v. (birine/bir şeye) desteğini açıklamak
come out in favor of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) desteklediğini açıklamak
come out in favor of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) yana olmak
come out in favor of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) arkasında olduğunu dile getirmek
decide in favor of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) lehinde karar vermek
decide in favor of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) yana karar vermek
favor with v. vermek
favor with v. sağlamak
favor someone or something with something v. birine/bir şeye bir şey vermek
favor someone or something with something v. birine/bir şeye bir şey sağlamak
Phrases
slant in favor of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tarafını tutmak
slant in favor of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) yana olmak
slant in favor of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tarafına meyilli olmak
slant in favor of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tarafını temsil etmek
slant in favor of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tarafında olmak
slant in favor of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tarafını desteklemek
slant in favor of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tarafını yansıtmak
slant in favor of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tarafını destekleyen yazı yazmak
slant in favor of (someone or something) v. taraflı yazı yazmak
slant in favor of (someone or something) v. taraflı bir şey sunmak
slant in favor of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tarafını destekleyen bir şey sunmak
slant in favor of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) yana bir yazı yazmak
slant in favor of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) yana bir şey sunmak
slant in favor of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tarafını tutan bir yazı yazmak
slant in favor of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tarafını tutan bir şey sunmak
slant in favor of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tarafını temsil eden bir yazı yazmak
slant in favor of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tarafını temsil eden bir şey sunmak
slant something in favor of someone or something v. bir şeyi birinden/bir şeyden tarafa yapmak
slant something in favor of someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına saptırmak
slant something in favor of someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin lehine çevirmek
slant something in favor of someone or something v. bir şeyi birini/bir şeyi destekler şekilde yapmak
slant something in favor of someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına çevirmek
slant something in favor of someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına meyillendirmek
in favor of prep. adına
as a favor expr. hatıra binaen
in favor of expr. emrine
as a favor expr. hatır için
in favor expr. gözde
in someone's favor expr. lehine
in favor of expr. lehine
in favor of expr. lehinde
may the odds be ever in your favor (hunger games quote) expr. şans sonsuza dek sizinle olsun
the tides are turning in our favor expr. rüzgar arkamızdan esiyor
in favor of expr. -in lehinde
in someone's favor expr. yararına
in favor of expr. -den yana
in favor of expr. -in lehine
in favor of expr. -in taraftarı
in return of the favor expr. yapılan iyiliğin karşılığında
in favor (with someone) expr. (birinin) gözdesi
in favor (with someone) expr. (birinin) en sevdiği
in favor (with someone) expr. (birinin) çok hoşlandığı
in favor (with someone) expr. (birinin) onayladığı
in favor (with someone) expr. (birinin) kabul ettiği
in favor (with someone) expr. (birinin) saygı duyduğu
in favor with expr. gözdesi
in favor with expr. en sevdiği
in favor with expr. çok hoşlandığı
in favor with expr. onayladığı
in favor with expr. saygı duyduğu
in favor of (someone or something) expr. (birinden/bir şeyden) yana
in favor of (someone or something) expr. (biri/bir şey) taraftarı
in favor of (someone or something) expr. (birinden/bir şeyden) taraf
in favor of (someone or something) expr. (biri/bir şey) lehinde
in favor of (someone or something) expr. (biri/bir şey) lehine
in favor of (someone or something) expr. (biri/bir şey) adına
in favor of (someone or something) expr. çekin alıcısı (biri/bir şey) olarak
in favor of (something) expr. (bir şey) uğruna
in favor of (something) expr. (bir şeyi) seçerek/tercih ederek
in favor of (something) expr. (bir şey) için
Proverb
he who earnestly seeks good finds favor iyilik yap iyilik bul
he who earnestly seeks good finds favor iyilik yapan iyilik bulur
fortune doesn't favor fools talih aptalların yüzüne gülmez
Colloquial
a small favor n. küçük bir iyilik
do a favor v. güzellik yapmak
curry favor v. yaltaklanmak
court favor v. yaltaklanmak
curry favor v. yalakalık yaparak birinin gözüne girmeye çalışmak
court favor v. yalakalık yaparak birinin gözüne girmeye çalışmak
do (one) a favor v. (birine) yardım etmek
do (one) a favor v. (birine) bir iyilik yapmak
do (one) a favor v. (birine) bir güzellik yapmak
do (one) a favor v. (birine) bir nezakette bulunmak
do (one) a favor v. (birine bir şeyi yapmama) nezaketini göstermek
in your favor expr. sizin lehinize
Idioms
a fair field and no favor [dated] n. eşit şartlarda yarışma
a fair field and no favor [dated] n. adil koşullarda mücadele etme
a fair field and no favor [dated] n. adil şartlarda mücadele
a fair field and no favor [dated] n. herkesin eşit şartlara/fırsatlara sahip olduğu ortam
a fair field and no favor [dated] n. kimsenin kimseye karşı bir üstünlüğünün/avantajının olmadığı ortam
a fair field and no favor [dated] n. herkesin eşit olduğu ortam
a fair field and no favor [dated] n. adil bir ortam
a fair field and no favor [dated] n. bir yarıştaki/mücadeledeki eşit şartlar
a fair field and no favor [dated] n. bir yarıştaki/mücadeledeki adil koşullar
stack the cards in the favor of (someone or something) v. (başkasına karşı birine) haksız kazanç veya avantaj sağlamak
stack the cards in the favor of (someone or something) v. düzen veya avantaj (başkasına göre birinden) yana olmak
curry favor with someone v. birinin gözüne girmeye çalışmak
favor something over something else v. bir şeyi başka bir şeye yeğlemek
fall out of favor with someone v. birinin gözünden düşmek
request a favor of someone v. birinden bir iyilik istemek
curry favor with someone v. birine yaranmaya çalışmak
lose favor with someone v. birinin gözünden düşmek
come out in favor of someone v. birine desteğini açıklamak
opt in favor of someone or something v. belli birini ya da bir şeyi seçmek/tercih etmek
do someone a favor v. birine bir iyilik yapmak
find favor with someone v. birinin gözüne girmek
return the favor v. gördüğü iyiliğin karşılığını vermek
return the favor v. iyiliğe karşılık vermek
return the favor v. iyiliğine karşılık vermek
go in someone's favor v. lehine dönüşmek
go in someone's favor v. lehine değişmek
go in someone's favor v. lehine dönmek
find favor with someone v. övgüsünü almak
rule in favor of someone v. lehine karar vermek
lose favor v. pabucu dama atılmak
court favor v. yalakalanmak
court favor v. yaltaklanmak
court favor v. yalakalık yapmak
court favor v. yalakalık ederek birinin gözüne girmeye çalışmak
curry favor v. yalakalık ederek birinin gözüne girmeye çalışmak
curry favor v. yaltaklanmak
curry favor v. yalakalanmak
curry favor v. yalakalık yapmak
stack the cards in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
stack the cards in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinden/bir şeyden) yana ayarlamak
stack the cards in the favor of (someone or something) v. sadece (birinin/bir şeyin) yararına yapmak/çevirmek
stack the cards in the favor of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) daha avantajlı kılmak
stack the cards in the favor of (someone or something) v. durumu sadece (birine/bir şeye) göre olacak şekilde ayarlamak
stack the cards in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek
stack the cards in the favor of (someone or something) v. kartları (birine/bir şeye) göre dağıtmak
stack the cards in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek
stack the cards in the favor of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) hak etmediği şekilde avantajlı olmasını sağlamak
stack the deck in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
stack the deck in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinden/bir şeyden) yana ayarlamak
stack the deck in the favor of (someone or something) v. sadece (birinin/bir şeyin) yararına yapmak/çevirmek
stack the deck in the favor of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) daha avantajlı kılmak
stack the deck in the favor of (someone or something) v. durumu sadece (birine/bir şeye) göre olacak şekilde ayarlamak
stack the deck in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek
stack the deck in the favor of (someone or something) v. desteyi (birine/bir şeye) göre dağıtmak
stack the deck in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek
stack the deck in the favor of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) hak etmediği şekilde avantajlı olmasını sağlamak
stack the odds in (someone's or something's) favor v. durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
stack the odds in (someone's or something's) favor v. durumu (başka birinden/bir şeyden) yana ayarlamak
stack the odds in (someone's or something's) favor v. sadece (birinin/bir şeyin) yararına yapmak/çevirmek
stack the odds in (someone's or something's) favor v. (birini/bir şeyi) daha avantajlı kılmak
stack the odds in (someone's or something's) favor v. durumu sadece (birine/bir şeye) göre olacak şekilde ayarlamak
stack the odds in (someone's or something's) favor v. durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek
stack the odds in (someone's or something's) favor v. kartları (birine/bir şeye) göre dağıtmak
stack the odds in (someone's or something's) favor v. durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek
stack the odds in (someone's or something's) favor v. şansı (başka birinden/bir şeyden) yana kılmak
stack the odds in (someone's or something's) favor v. hileyle (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
stack the odds in (someone's or something's) favor v. (başka birinin/bir şeyin) kazanması için/kazanacağı şekilde ayarlamak
stack the odds in (someone's or something's) favor v. (birine/bir şeye) haksız kazanç sağlatmak
stack the odds in (someone's or something's) favor v. (birinin/bir şeyin) hak etmediği şekilde avantajlı olmasını sağlamak
stack the odds in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
stack the odds in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinden/bir şeyden) yana ayarlamak
stack the odds in the favor of (someone or something) v. sadece (birinin/bir şeyin) yararına yapmak/çevirmek
stack the odds in the favor of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) daha avantajlı kılmak
stack the odds in the favor of (someone or something) v. durumu sadece (birine/bir şeye) göre olacak şekilde ayarlamak
stack the odds in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek
stack the odds in the favor of (someone or something) v. kartları (birine/bir şeye) göre dağıtmak
stack the odds in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek
stack the odds in the favor of (someone or something) v. şansı (başka birinden/bir şeyden) yana kılmak
stack the odds in the favor of (someone or something) v. hileyle (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
stack the odds in the favor of (someone or something) v. (başka birinin/bir şeyin) kazanması için/kazanacağı şekilde ayarlamak
stack the odds in the favor of (someone or something) v. (birine/bir şeye) haksız kazanç sağlatmak
stack the odds in the favor of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) hak etmediği şekilde avantajlı olmasını sağlamak
be in favor of (something) v. (bir şeyi) desteklemek
be in favor of (something) v. (bir şeyin) destekçisi/taraftarı olmak
be in favor of (something) v. (bir şeyden) yana olmak
be in (one's) favor v. (birinin) yararına olmak
be in (one's) favor v. (birinin) lehine olmak
be in (one's) favor v. (birinin) gözüne girmek
be in (one's) favor v. (birinin) takdirini kazanmak
be in (one's) favor v. (birinin) gözünde değer kazanmak
be in (one's) favor v. (biri) tarafından sevilmek/beğenilmek/kabul görmek
be out of favor (with one) v. (birinin) gözünden düşmek
be out of favor (with one) v. (birinin) gözünde değerini kaybetmek
curry favor with (one) v. yaltaklanarak (birinin) gözüne girmeye çalışmak
curry favor with (one) v. (birinin) gözüne girmek
curry favor with (one) v. (birine) yaranmak
do (someone or oneself) a favor v. (birine/kendine) bir iyilik yapmak
do (someone or oneself) a favor v. (birine/kendine) bir güzellik yapmak
do (oneself) a favor v. (kendine) bir iyilik yapmak
do (oneself) a favor v. (kendine) bir güzellik yapmak
fall out of favor (with one) v. (birinin) gözünden düşmek
find favor with v. -in gözüne girmek
find favor with v. '-in övgüsünü almak
find favor with (one) v. (birinin) gözüne girmek
find favor with (one) v. (birinin) övgüsünü almak
get into (one's) favor v. (birinin) gözüne girmek
go in (one's) favor v. (birinin) lehine olmak/karar verilmek
go in (one's) favor v. (birinden) yana olmak/karar verilmek
go in (one's) favor v. (birinin) yararına olmak
go in favor v. lehine dönüşmek
go in favor v. lehine dönmek
go in favor v. lehine değişmek
go out of favor v. rağbetini kaybetmek
go out of favor v. gözden düşmek
go out of favor (with one) v. (birinin) rağbetini/desteğini kaybetmek
go out of favor (with one) v. (birinin) gözünden düşmek
lose favor (with one) v. (birinin) gözünden düşmek
opt in favor of v. -i seçmek/tercih etmek
rule in favor of v. -in lehine karar vermek
rule in favor of v. -den yana karar vermek
rule in favor of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) lehine karar vermek
rule in favor of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) yana karar vermek
the odds are in favor of something expr. gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel
the cards are stacked in favor of (someone or something) expr. kartlar/şans (birinden) yana
the odds are stacked in favor of somebody/something expr. kartlar/şans (birinden) yana
the cards are stacked in favor of (someone or something) expr. şansı yaver gidiyor
the odds are stacked in favor of somebody/something expr. şansı yaver gidiyor
the cards are stacked in favor of (someone or something) expr. (birinin) kazanma şansı/olasılığı daha yüksek
the odds are stacked in favor of somebody/something expr. (birinin) kazanma şansı/olasılığı daha yüksek
all in favor expr. (oy verme sırasında) evet diyenler
the cards are stacked in (someone's or something's) favor expr. her şey (birinin/bir şeyin) lehine
the cards are stacked in (someone's or something's) favor expr. tüm şartlar (birinin/bir şeyin) başarılı olması için uygun
the cards are stacked in (someone's or something's) favor expr. tüm şartlar (birinin) bir şeyin lehine
the cards are stacked in (someone's or something's) favor expr. (birinin/bir şeyin) şartları başarmak için çok uygun
the cards are stacked in (someone's or something's) favor expr. (biri/bir şey) başarmak için tüm şartlara sahip
the cards are stacked in (someone's or something's) favor expr. kartlar/şans (birinden/bir şeyden) yana
the cards are stacked in (someone's or something's) favor expr. (birinin/bir şeyin) bu şartlarda başarılı olma olasılığı çok yüksek
the odds are stacked in favor of (someone or something) expr. her şey (birinin/bir şeyin) lehine
the odds are stacked in favor of (someone or something) expr. tüm şartlar (birinin/bir şeyin) başarılı olması için uygun
the odds are stacked in favor of (someone or something) expr. tüm şartlar (birinin) bir şeyin lehine
the odds are stacked in favor of (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) şartları başarmak için çok uygun
the odds are stacked in favor of (someone or something) expr. (biri/bir şey) başarmak için tüm şartlara sahip
the odds are stacked in favor of (someone or something) expr. kartlar/şans (birinden/bir şeyden) yana
the odds are stacked in favor of (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) bu şartlarda başarılı olma olasılığı çok yüksek
every good boy deserves favor expr. baş harflerinden sol anahtarındaki notaları hatırlamak için uydurulmuş bir ipucu (e, g, b, d, f)
in (one's) favor expr. (birinin) lehine
in (one's) favor expr. (birinin) yararına
in (one's) favor expr. (birinin) gözüne girmiş
in (one's) favor expr. (birinin) gözdesi
in (one's) favor expr. (birinin) takdirini kazanmış
out of favor (with one) expr. (birinin) gözünden düşmüş
out of favor (with one) expr. (birinin) gözünde değerini kaybetmiş
out of favor (with one) expr. (birinin) rağbetini/desteğini kaybetmiş
the odds are stacked in (someone's or something's) favor expr. (birinin/bir şeyin) şansı yüksek
the odds are stacked in (someone's or something's) favor expr. (birinin/bir şeyin) başarıya ulaşması mümkün
the odds are stacked in (someone's or something's) favor expr. (birinin/bir şeyin) başarması olası
the odds are stacked in (someone's or something's) favor expr. şartlar (birinin/bir şeyin) lehine
the odds are stacked in (someone's or something's) favor expr. durum/şartlar (birinden/bir şeyden) yana
without fear or favor expr. kimseden korkmadan ve kimseye boyun eğmeden
without fear or favor expr. hiçbir baskı ve etki altında kalmadan
Speaking
do me a favor expr. bana bir iyilik yap
can you do me a favor? expr. bana bir iyilik yapar mısın?
do me a favor! expr. bana bir iyilik yap!
could you do me a favor? expr. bana bir iyilik yapar mısın?
I'm doing us all a favor expr. hepimize bir iyilik yapıyorum
the pleasure of doing a favor expr. iyilik yapmanın zevki
you think you're doing her a favor expr. ona iyilik yaptığını sanıyorsun
why don't you do us all a big favor? expr. neden hepimize büyük bir iyilik yapmıyorsun?
let's do him a favor expr. ona bir iyilik yapalım
do yourself a favor expr. kendinize bir iyilik yapın
do yourself a favor expr. kendine bir güzellik yap
let's do her a favor expr. ona bir iyilik yapalım
do yourself a favor expr. kendine bir iyilik yap
I'm asking you a favor expr. sizden bir iyilik istiyorum
I want to ask you a little favor expr. senden ufak bir iyilik istiyorum
can I ask a favor of you? expr. senden bir iyilik isteyebilir miyim?
Trade/Economic
favor tariff n. ikramlı tarife
in favor of expr. emrine
in favor of expr. lehine
Law
challenge to the favor n. tanışıklık, iş ilişkisi vb. durumlardan dolayı tarafsız olamayacağına hükmedilen jüri üyesinin reddedilmesi
challenge to the favor n. tarafgirlik nedeniyle jüri üyesinin reddedilmesi
challenge for favor n. tarafgirlik nedeniyle jüri üyesinin reddedilmesi