koruma - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

koruma



Bedeutungen von dem Begriff "koruma" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 111 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
koruma preservation n.
koruma conservation n.
koruma guard n.
koruma protection n.
General
koruma defence n.
koruma favor n.
koruma favour n.
koruma shielding n.
koruma maintaining n.
koruma patron n.
koruma defending n.
koruma preserving n.
koruma body guard n.
koruma lifeguard n.
koruma indemnity n.
koruma shadow n.
koruma aegis n.
koruma ward n.
koruma maintenance n.
koruma asylum n.
koruma shelter n.
koruma umbrella n.
koruma plantation n.
koruma exclusivity n.
koruma conservancy n.
koruma prophylaxis n.
koruma safeguard n.
koruma shade n.
koruma care n.
koruma guarding n.
koruma saving n.
koruma safekeeping n.
koruma tutelage n.
koruma keeping n.
koruma protecting n.
koruma shield n.
koruma bodyguard n.
koruma escort n.
koruma covering n.
koruma warison n.
koruma convoy n.
koruma custody n.
koruma guardianship n.
koruma protection n.
koruma hedge n.
koruma safeguarding n.
koruma patronage n.
koruma vindication n.
koruma conservation n.
koruma cure n.
koruma guard n.
koruma trust n.
koruma prevention n.
koruma security n.
koruma securement n.
koruma caretaking n.
koruma chaperonage n.
koruma auspice n.
koruma keep n.
koruma safe-keeping n.
koruma escortage n.
koruma esguard [obsolete] n.
koruma jaga n.
koruma man [obsolete] n.
koruma guardship [obsolete] n.
koruma hedging n.
koruma overhold n.
koruma intrenchment n.
koruma pensioner [obsolete] n.
koruma salvo n.
koruma savegard n.
koruma savement n.
koruma perdu [obsolete] n.
koruma perdue [obsolete] n.
koruma sconce n.
koruma shroud [obsolete] n.
koruma foster n.
koruma umbrella v.
koruma protective adj.
Colloquial
koruma the heavy mob [uk] n.
koruma the heavy brigade [uk] n.
koruma gun n.
koruma hired gun n.
koruma strong-arm man n.
Trade/Economic
koruma safe guards n.
koruma patronage n.
koruma safeguarding n.
koruma conservation n.
koruma maintenance n.
Law
koruma custody n.
koruma safeguard n.
koruma guard n.
koruma protection n.
Politics
koruma expulsion n.
koruma custody n.
koruma retention n.
koruma protection n.
Technical
koruma guard n.
Construction
koruma storage n.
koruma preservation n.
Automotive
koruma protection n.
Transportation
koruma convey [obsolete] n.
Marine
koruma armouring n.
koruma armoring n.
Medical
koruma prevention n.
Food Engineering
koruma preservation n.
Environment
koruma preservation n.
Latin
koruma satellitium n.
Archaic
koruma fence n.
Slang
koruma garde n.
koruma gorilla n.

Bedeutungen, die der Begriff "koruma" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
yanal koruma lateral protection n.
General
mutlak koruma bölgesi sınırı integral protection zone n.
tabiatı koruma alanı protected wildlife reserve n.
mimarlık ve enerji koruma architecture and energy conservation n.
yakın koruma personal bodyguard n.
yaban hayatı koruma dernekleri wildlife protection agencies n.
enerji koruma energy conservation n.
hava şartlarından koruma da sağlayan küçük motosiklet motor scooter n.
çocukları koruma custody of children n.
güneş koruma faktörü sun protector factor n.
vahşi yaşamı koruma wildlife conservation n.
yaban hayatı koruma sahası Wildlife protection area n.
arazi koruma land conservation n.
sahil koruma coastguard n.
milli koruma kanunu turkish national security law from 1940 n.
deniz kaynaklarını koruma marine resources conservation n.
koruma statüsü protected status n.
koruma alanı protected environment n.
yangından koruma fire protection n.
orman koruma forest conservation n.
sahil koruma coast guard n.
çevre koruma environmental protection n.
toprak koruma soil conservation n.
koruma kalkanı apron n.
bitki koruma camı cloche n.
çevre koruma environment protection n.
yerli ekonomiyi koruma yöntemi protectionism n.
cildi güneş ışınlarından koruma amaçlı krem veya yağ sunblock n.
tabiatı koruma alanı natural reserve n.
yardım ve koruma assistance and protection n.
sahil koruma botu cutter n.
sosyal koruma social protection n.
yakın koruma (memuru) close protection officer n.
tüketiciyi koruma consumerism n.
koruma kalitesi maintaining quality n.
çevre koruma environmental prodection n.
sakatları koruma milli koordinasyon kurulu national coordination commission for protection handicapped persons n.
dosya koruma halkası file protection ring n.
sağlık koruma sanitation n.
tabiatı koruma alanı nature reserve area n.
yaban hayatı koruma sahası area for the protection of wildlife n.
özel çevre koruma alanı special environmental area n.
koruma görevlisi bodyguard n.
koruma görevlisi guard n.
koruma (korunma) guarding n.
silahlı koruma arm guard n.
su kuşları koruma ve üreme alanı site for the preservation and reproduction of waterfowl n.
koruma alanları protected areas n.
kendini koruma self protection n.
doğa koruma alanı nature protection zone n.
koruma sınıfı protection class n.
hayvanları koruma derneği society for the prevention of cruelty to animals n.
koruma altına alınmış arazi park n.
koruma altındaki bölge protected environment n.
sahil koruma shore protection n.
güçlü bir devletin koruma ve denetimi altında olan devlet protectorate n.
doğa koruma nature conservation n.
nefsini koruma self preservation n.
kendini koruma self preservation n.
yerlilerin hak ve çıkarlarını koruma siyaseti nativism n.
hararet koruma ilmi thermostatics n.
koruma ve kontrol genel müdürlüğü general directorate for protection and control n.
aşırı koruma exaggerated care n.
doğal kaynakları koruma conservation n.
barışı koruma peacekeeping n.
koruma alanı conservation area n.
sahil koruma görevlisi coastguard n.
yerli sanayii koruma politikası protectionism n.
yakın koruma bodyguard n.
doğal koruma alanı reservation n.
yoksulları koruma kanunu poor law n.
doğal kaynakları koruma yanlısı conservationist n.
eşlik eden (koruma/gözetim için) escort n.
hayvanları koruma animal welfare n.
koruma alanı protected area n.
serbest ticaret koruma free trade and protection n.
hakkını koruma vindication n.
kıyı koruma shore protection n.
kolleksiyon ve koruma collection and preservation n.
yazılım koruma software protection n.
doğayı koruma nature protection n.
çevre koruma environmental conservation n.
aşırı koruma overprotection n.
saklama ve koruma yeri depot n.
koruma alanı sanctuary n.
doğal çevreyi koruma environmental control n.
gözetim altında koruma sentinelling n.
çevre koruma environmental preservation n.
çocuk koruma child welfare n.
tarihi koruma historic preservation n.
su koruma water conservation n.
diplomatik koruma diplomatic protection n.
kendini koruma iç güdüsü biophilia n.
hayvan koruma animal protection n.
doğal hayatı koruma alanı wildlife sanctuary n.
mutlak koruma alanı preservation area n.
mutlak koruma alanı strict preservation zone n.
mutlak koruma alanı strict protected area n.
mutlak koruma alanı strict nature reserve n.
mutlak koruma alanı strict wilderness area n.
mutlak koruma alanı sanctuary preservation area n.
mutlak koruma alanı nature sanctuary n.
mutlak koruma alanı ecological reserve n.
soğuktan koruma önlemleri cold weather precautions n.
toprak koruma bitkisi cover crop n.
doğal çevreyi koruma yanlısı conservationist n.
çevre koruma derneği environment protection association n.
koruma gözlüğü goggles n.
havadan koruma air-cover n.
toprak koruma-geliştirme soil conservation-improvement n.
kendini koruma self-preservation n.
tek taraflı barışı koruma çabası unilateral peace-keeping n.
koruma bandı guard band n.
koruma levhası guard plate n.
koruma duvarı guard wall n.
koruma ağı guard net n.
koruma seviyesi protection level n.
yıldırımdan koruma lightning protection n.
ulusal koruma yöresi national park n.
koruma parmaklığı protection fence n.
koruma maddesi preservative n.
koruma maddeleri preservatives n.
koruma aracı protection n.
sağlık koruma hygiene n.
saç koruma hair protection n.
özel koruma görevlisi personal protection officer n.
(bir annenin yavrusunu) koruma iç güdüsü mothering instinct n.
sağlık koruma bandı health protection strip n.
doğayı koruma nature conservation n.
kültür ve tabiat varlıklarını koruma genel müdürlüğü general directorate of cultural and natural heritage n.
yüksek derecede koruma high degree of protection n.
toprak setle koruma diking n.
aşırı koruma excessive protection n.
koruma ordusu an army of bodyguards n.
barda olay çıkaran müşterileri dışarı atmakla görevli koruma görevlisi chucker-out n.
barda olay çıkaran müşterileri dışarı atmakla görevli koruma görevlisi bouncer n.
koruma fonksiyonu protection function n.
sahil koruma görevlisi coast guard n.
ekran koruma screen protection n.
gözetim altında koruma sentineling n.
kendini koruma mekanizması self protection mechanism n.
koruma ekibi guard detail n.
özel koruma görevlisi personal security guard n.
koruma sorumluluğu responsibility to protect n.
otomatik koruma automatic protection n.
iklim koruma climate protection n.
koruma altına alınmış bölge conservation area n.
okçuların ok atarken yaralanmamak için kollarına sardıkları koruma bracer n.
okçuların ok atarken yaralanmamak için kollarına sardıkları koruma arm-guard n.
sosyal koruma tabanı social protection floor n.
kendini koruma self-defense n.
koruma yönetimi conservation management n.
koruma veya bir şeylere sahip olmayı sürdürme yeteneği retention n.
koruma/bekçilik etme chaperon n.
koruma/bekçilik chaperone n.
koruma ekibi security team n.
koruma ekibi security detail n.
koruma ekibi protective services detail (psd) n.
koruma ekibi personal security detachment (psd) n.
koruma ekibi personal security detail n.
koruma ekibi personal protection detail (ppd) n.
bir hayvanın yaşadığı bölgeyi koruma davranışı territoriality n.
dekorasyon, koruma veya sıcaklık sağlamak üzere bir nesnenin üzerine yerleştirilen bez throwover n.
koruma kiti protection kit n.
emniyetli koruma safekeeping n.
emniyetli koruma safe-keeping n.
kendini koruma içgüdülerini barındıran organ vitativeness n.
kıyı koruma gemisi big n.
kadın yönetici tarafından yapılan denetim veya sağlanan koruma matronage n.
bent ve su yolu gibi yapıları erozyondan koruma amacıyla kullanılan, çalılık, sırık gibi malzemelerden örülmüş hasır dutch mattress n.
malzemenin tampon yapma veya koruma amaçlı kullanılan katmanı mattress n.
sürü koruma köpeği leading dog [new zealand] n.
militan feminizmin saldırılarına karşı erkeksi özellikleri koruma çabası masculinism n.
yasalarla koruma altında olup eğlence ve endüstriyel amaçlı kullanımı kısıtlı olan bölge wilderness area n.
itibarını koruma honor n.
ayakkabı tabanının hemen üzerine yağmur veya çamurdan koruma amaçlı eklenen parça mudguard n.
turnuvalarda sol omuz ve göğüs için ek koruma sağlayan zırhlı levha parçası grand-guard n.
yerçekiminin sabit seviyeyi koruma eğiliminden ötürü sıvıların yüzeydeki katmanlarında oluşan dalga gravity wave n.
koruma köpeği guarddog n.
aşırı koruma overshielding n.
koruma alanı sheepfold n.
(yabancı kuş ve hayvanların) doğal koruma alanı paradise n.
(hayvan, bitki) koruma veya spor amaçlı bir yere doldurmak plant n.
geçici koruma play n.
koruma maddesi savings clause n.
koruma maddesi preservatory [obsolete] n.
koruma aparatı preserve n.
(eski ingiliz derebeylik hukukunda) denizden gelen düşmanlara karşı koruma veya bu düşmanları gözetleme hizmeti seaward n.
koruma altındaki kimse shieldling n.
askeri polisin sahili kaçakçılık faaliyetlerinden koruma görevi preventive service n.
koruma sağlayan madde protectant n.
belirli hususlarda koruma sağlayan resmi yazı protection n.
koruyucu maddeler yardımıyla bitkiyi hastalıktan koruma protection n.
koruma brandası stack-guard n.
koruma alanı preserve n.
koruma altında tutmak conserve v.
koruma altında olmak be under guard v.
istemek (yardım/koruma vb'ni) invoke v.
koruma altına almak take something under preservation v.
koruma altına almak take something under protection v.
koruma altına alınmak be put under protection v.
koruma altına almak put under protection v.
tanık koruma programına girmek go into witness protection v.
zincirle çevreleyerek koruma altına almak chain v.
kendine koruma sağlamak hide one's self v.
koruma için görevlendirmek entrust v.
gürültü veya kokuya karşı koruma olarak kaplamak hold v.
(koruma görevini) üstlenmek mount v.
(koruma, yol kesme, vb. için) işgal etmek belay [obsolete] v.
koruma sağlamak fence [obsolete] v.
koruma bölgesine koşmak flee v.
daha iyi bir malzeme ile koruma/süsleme amaçlı kaplamak shoe v.
bir şifre koruma yöntemi olan salt kullanılmamış unsalted adj.
koruma altına alınmış bastioned adj.
koruma altına alınacaklar listesine girmiş (yapı, tarihi yer) scheduled [uk] adj.
koruma sağlayan sheltery adj.
ekonomiyi koruma ilkelerine ait veya ilgili protective adj.
koruma sağlayan protective adj.
koruma amaçlı tasarlanmış protective adj.
koruma sağlayarak protectingly adv.
koruma altına alarak protectingly adv.
(birleşik krallık) doğmamış çocukları koruma derneği spuc (society for the protection of the unborn child) abrev.
Phrasals
'-e karşı birini ya da bir şeyi koruma altına almak cover someone or something against something v.
(sigortacı için) belli bir ücret karşılığında bir şeye ya da birisine koruma sağlamak cover someone or something for something v.
koruma sağlamak cover for v.
önceden kazanılmış haklar kapsamında birini/bir şeyi koruma altına almak grandfather someone or something in v.
önceden kazanılmış haklar kapsamında koruma altına almak grandfather in v.
(birine/bir şeye) karşı koruma sağlamak guard against (someone or something) v.
-e karşı koruma security against v.
(birine/bir şeye) karşı koruma security against (someone or something) v.
Colloquial
şirket koruma görevlisi company bull n.
koruma derneği preservation society n.
silahlı koruma gun n.
koruma görevlisi gun n.
yakın koruma gun n.
silahlı koruma hired gun n.
koruma görevlisi hired gun n.
yakın koruma hired gun n.
koruma veya fedai olarak işe alınan güçlü adam muscleman n.
Idioms
durumunu koruma yasası stand your ground law n.
birinin/bir şeyin etrafını korumak için ya da kaçmasın diye çeviren silahlı koruma grubu ring of steel n.
özel bir şirket için çalışan dedektif ya da koruma company bull n.
sessizliğini koruma wall of silence n.
koruma altında olmak be as safe as houses [uk/australia] v.
(masaüstü oyunlarında) (bir şeye) karşı koruma sağlamak save versus (something) v.
zor bir durumda soğukkanlılığını koruma whistling past the graveyard expr.
zor bir durumda soğukkanlılığını koruma whistling past the cemetery expr.
Trade/Economic
ana para koruma amaçlı fon capital protection oriented fund n.
anapara koruma preservation of capital n.
anapara koruma capital preservation n.
çevre koruma muhasebesi environmental accounting n.
cep telefonları için ekran koruma yüzeyi üreten firma clear-coat n.
çevreyi koruma hizmetleri environmental services n.
david einhorn tarafından kurulmuş abd'de faaliyet gösteren bir koruma fonu greenlight capital n.
doğal kaynakları koruma conservation n.
efektif koruma oranı effective rate of protection n.
etken koruma oranı rate of effective protection n.
etken dış koruma effective external protection n.
etkin koruma effective promotion n.
etken koruma oranı effective rate of protection n.
finansal koruma hedging n.
gümrük vergileri ile koruma customs protection n.
hukuksal koruma sigortası legal protection insurance n.
kambiyo koruma exchange cover n.
koruma amaçlı pozisyon hedge position n.
koruma evresi retentive stage n.
koruma alıcısı protection buyer n.
koruma gücü protective power n.
koruma fonu ikramiyeleri hedge-fund bonuses n.
koruma ücreti reservation wage n.
koruma satıcısı protection seller n.
koruma fonu hedge fund n.
koruma amaçlı fon hedge fund n.
koruma tedbirleri protection measures n.
koruma tarifesi protection tariff n.
koruma etkisi protection effect n.
koruma fonları hedge funds n.
koruma ücreti protective duty n.
kredi koruma sigortası loan protection insurance n.
koruma ve tazmin protection and indemnity n.
koruma etkisi (tarifelerin) protective effect n.
marka koruma brand protection n.
menkul kıymetler yatırımcısını koruma kanunu securities investor protection act n.
müşteri koruma retention n.
müşteri koruma customer retention n.
nihayi mamul maddeyi oluşturan tamamlayıcı parçalara sağlanan toplam koruma gümrük tarifesi effective tariff rate n.
nominal koruma oranı nominal rate of protection n.
nominal koruma oranı nominal protection rate n.
nominal koruma oranı nominal tariff rate n.
negatif koruma negative protection n.
negatif dış koruma negative external protection n.
negatif etken koruma negative effective protection n.
özel tazminat koruma ve tazminat kulubü şartı special compensation protection and indemnity club (scopic) n.
piyasa fiyatını koruma price maintenance n.
proje koruma project protection n.
prim yoluyla koruma protection by bounty n.
pin koruma prensipleri ve teknikleri pin protection principles and techniques n.
pozitif koruma positive protection n.
sağlığı koruma sanitation n.
sahil koruma coast guard n.
sağlık koruma planı health maintenance organization n.
serbest ticaret ve koruma free trade and protection n.
sermaye koruma düzeltmesi capital maintenance adjustment n.
tüketici koruma fonu consumer protection fund n.
türk parasının değerini koruma protection of the value of turkish currency n.
tüketiciyi koruma kanunu consumer protection law n.
tüketicileri koruma politikası consumer protection policy n.
tüketiciyi koruma derneği consumer protection association n.
türk parasının kıymetini koruma protection of the value of turkish currency n.
verginin koruma gücü protection power of tax n.
1925'de abd'de kurulmuş uluslararası işçi haklarını koruma derneği international labor defense n.
servet saklama ve koruma aracı storehold of wealth n.
patent koruma süresi patent term n.
koruma amaçlı fon hedgefund n.
(koruma amacıyla) paydaşlara ait tüm hisseleri geri almak için yapılan teklif self-tender n.
yerli sanayii koruma politikası taraftarı protectionist n.
maddi değer taşıyan varlıkları koruma altına almak impound v.
kambiyo dalgalanmalarına karşı koruma amacıyla alım/satım yapmak hedge v.
finansal koruma altında olmayan unhedged adj.
yerli sanayii koruma politikasını destekleyen protectionist adj.
yoksulları koruma kanunu poor laws
Law
bir başka yerde fiili koruma factual protection elsewhere n.
bir gayrimenkulu koruma zorunluğu impeachment of waste n.
çocukları ve gençleri koruma kanunu law for the protection of the children and the youth n.
çocukların çevrimiçi gizliliğini koruma kanunu children’s online privacy protection act n.
çocukların çevrimiçi gizliliğini koruma yasası children’s online privacy protection act n.
çevre koruma yasası environmental protection law n.
geçici koruma temporary protection n.
geçici hukuki koruma temporary legal protection n.
fakirleri koruma kanunu poor law n.
hayvanları koruma yasası animal protection act n.
hakkını koruma assertion n.
hayvanları koruma yasası animal protection law n.
iflas koruma kanunu bankruptcy protection law n.
iflas koruma yasası bankruptcy protection law n.
infaz koruma memuru correction officer n.
infaz koruma memuru warden n.
infaz koruma memuru guardian n.
kanuni koruma legal protection n.
koruma kararı protection order n.
koruma önlemleri measures of conservation n.
koruma süresi term of protection n.
koruma hakkı right of retention n.
koruma fonu dolandırıcılığı hedge fund fraud n.
koruma ve tazmin protection and indemnity n.
koruma şantajı protection racket n.
kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu code of protection of cultural and natural properties n.
küçükleri muzır neşriyattan koruma kanunu protection of minors from sexually explicit materials act n.
kültür ve ulusal varlıklarını koruma kanunu law on the protection of cultural and national heritage n.
mülkiyeti koruma reservation of ownership n.
tanık koruma programı witsec n.
tutuklama ve tutuklama yerine geçen koruma tedbirleri arrest n.
tanık koruma programı witness protection program n.
türk parasını koruma kanunu law regarding the protection of the value of turkish currency n.
toprak koruma kanunu soil protection act n.
toprak koruma yasası soil protection act n.
tüketicileri koruma kanunu consumer protection laws n.
tanık koruma dairesi witness protection department n.
türk parasının kıymetini koruma mevzuatı legislation of protection of value of turkish currency n.
türk parasının kıymetini koruma hakkında kanun protection of the value of turkish currency law n.
tanık koruma kanunu witness protection act n.
veri koruma yasası data protection law n.
veri koruma kanunu data protection law n.
veri koruma kanunu data protection act n.
veri koruma mevzuatı data protection legislation n.
veri koruma yasası data protection act n.
veri koruma yasaları data protection laws n.
uluslararası koruma international protection n.
yasal koruma legal protection n.
yabancılar ve uluslararası koruma kanunu foreigners and international protection law n.
avukatın müvekkilin çıkarlarını en iyi şekilde koruma yükümlülüğü attorney-client relation n.
bir şirketin ayakta kalmak için mahkemeden koruma aldığı yasal işlem examinership [ireland] n.
yabancılar ve uluslararası koruma kanunu law on foreigners and international protection n.
kişisel verileri koruma kanunu (kvkk) personal data protection law n.
yasa koruma, güvenlik polisi le (law enforcement) n.
azami risk taşıyan durum için koruma kararı extreme risk protection order n.
(iskoç hukukunda) taşınabilir veya miras alınabilen malların mülkiyetini koruma amaçlı dava possessory action n.
koruma maddesi saving clause n.
koruma emri protective order n.
yasal koruma altında olan protected adj.
Politics
yoksul ve dar gelirli halkı koruma sistemi new deal n.
avrupa veri koruma denetmeni european data protection supervisor n.
ab barışı koruma gücü eu peace keeping force n.
abd gümrük ve sınır koruma birimi us customs and border protection n.
afgan halk koruma gücü afghan public protection force n.
akdeniz ve avrupa bitki koruma örgütü european and mediterranean plant protection organization n.
alan koruma set aside n.
avrupa tabii hayatını bitki ve hayvanların yaşadığı yerleri koruma altına alınmasına dair sözleşme convention on the conservation of european wildlife and natural habitats n.
avrupa ve akdeniz bitki sağlığını koruma örgütü european and mediterranean plant protection organization n.
avrupa veri koruma denetçisi european data protection supervisor n.
baltık denizi çevre koruma komisyonu (helsinki komisyonu) baltic marine environment protection commission n.
barışı koruma peace-keeping n.
barışı koruma güçleri peacekeeping forces n.
barış koruma peacekeeping n.
birleşmiş milletler koruma gücü united nations protection force n.
birleşmiş milletler koruma gücü united nations protection force (unprofor) n.
bir devletin diğer bir ülkeden gelen siyasi sığınmacılara koruma vermesi asylum n.
çocuk esirgeme/koruma sistemleri child welfare systems n.
çok uluslu koruma gücü multinational protection force n.
dünya doğa koruma birliği international union for conservation of nature n.
dünya doğayı koruma vakfı world wildlife fund n.
doğal yaşam ortamını koruma habitat protection n.
diplomatik koruma diplomatic protection n.
eşit derecede koruma equal protection n.
eşit koruma equal protection n.
gazetecileri koruma komitesi committee to protect journalists n.
geçici koruma temporary protection n.
geçici koruma kimlik belgesi temporary protection identity document n.
geçici koruma kimlik belgesi temporary protection identification document n.
geçici yasal koruma başvurusu application for temporary legal protection n.
göç ve mülteci koruma immigration and refugee protection n.
genel veri koruma yönetmeliği general data protection regulation n.
insan ticareti kurbanlarını koruma kanunu trafficking victims protection act n.
ikincil koruma subsidiary protection n.
koruma şartları protection requirements n.
koruma altındaki ülke protectorate n.
koruma tedbiri protection measure n.
koruma hipotezi conservation hypothesis n.
koruma yöntemi protectionism n.
koruma memuru protection officer n.
koruma tedbirleri measures of precaution n.
kültür ve kültürel ve doğal mirası koruma müdürlüğü directorate of culture and cultural and natural heritage n.
mülteci koruma kanunu refugee protection act n.
mülteci koruma refugee protection n.
özel çevre koruma alanı specially protected environment area n.
özel çevre koruma alanları specially protected environment areas n.
sağlık ve tüketiciyi koruma genel müdürlüğü directorate-general for health and consumer protection n.
sivil koruma (afetlere karşı) civil protection n.
sosyal koruma social protection n.
tamamlayıcı koruma complementary protection n.
tamamlayıcı koruma şekilleri complementary forms of protection n.
vatandaşı koruma bakanı minister of citizen protection n.
vatandaşı koruma bakanlığı ministery of citizen protection n.
uluslararası atlantik ton balıklarını koruma komisyonu international commission for the conservation of atlantic tunas n.
uluslararası petrol endüstrisi çevresel koruma birliği international petroleum industry environmental conservation association (IPIECA) n.
yasal koruma legal security n.
yeni bitki türlerini koruma uluslararası birliği international union for the protection of new varieties of plants n.
yasa koruma law enforcement n.
yaban hayatı koruma alanları wildlife protection areas n.
yıllık koruma raporu annual protection report n.
yeterli koruma önlemleri adequate safeguards n.
hayvan koruma memuru animal control officer n.
cumhurbaşkanlığı koruma daire başkanlığı presidential protection department n.
cumhurbaşkanlığı koruma daire başkanlığı presidential security department n.
barışı koruma harekatında hizmet sağlamak için hükümetle birleşmiş milletler arasında yapılan sözleşme letter of assist n.
istihdamı koruma planı job retention scheme n.
çevreyi koruma sözleri karşılığında gelişmekte olan ülkelerin borçlarının iptali debt-for-nature swap n.
federal koruma servisi federal protective service n.
yerli sanayii koruma politikası protection n.
koruma altına almak ring-fence v.
kırsal ingiltere'yi koruma komisyonu cpre (council for the protection of rural england) abrev.
Institutes
doğayı koruma konseyi nature conservancy council n.
ağaçları koruma derneği tree protective association n.
avrupa veri koruma kurulu european data protection board (edpb) n.
bitki koruma ürünleri daire başkanlığı department of plant protection products n.
çevre koruma ve ambalaj atıkları değerlendirme vakfı (çevko) environmental protection and packaging waste recovery and recycling foundation n.
çevre koruma ajansı environment protection agency epa n.
çevre koruma ve ambalaj atıkları değerlendirme vakfı (çevko) environmental protection and packaging waste recovery and recycling trust n.
çevre ve kültür değerlerini koruma ve tanıtma vakfı the foundation for the promotion and protection of the environment and cultural heritage n.
çevre koruma için bilim ve teknoloji science and technology for environmental protection n.
çevre koruma kurumu environmental protection agency n.
doğal hayatı koruma derneği, istanbul society for the protection of nature n.
doğa koruma ve milli parklar genel müdürlüğü directorate of nature conservation and national parks n.
doğal hayatı koruma vakfı wwf n.
doğa koruma ve milli parklar genel müdürlüğü general directorate of nature conservation and national parks n.
koruma dairesi department of security n.
koruma başkanlığı department of security n.
koruma ve tazminat birliği protection and indemnity association n.
köyceğiz-dalyan özel çevre koruma bölgesi koycegiz-dalyan special environmental protection area n.
kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulu cultural and natural heritage preservation board n.
kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulu cultural and natural heritage conservation board n.
özel çevre koruma kurumu başkanlığı environmental protection agency for special areas n.
özel çevre koruma kurumu agency for the protection of special area n.
sokak hayvanlarını koruma derneği association for the protection of street animals n.
sığla ağacı koruma ve izleme eylem planı sweetgum tree protection and monitoring action plan n.
tarımsal çevre ve doğal kaynaklan koruma daire başkanlığı department of agri-environment and conservation of natural resources n.
tanık koruma kurulu board of witness protection n.
tanık koruma kurulu board of witness protection n.
türkiye erozyonla mücadele ağaçlandırma ve doğal varlıkları koruma vakfı (tema) the turkish foundation for combating erosion reforestation and the protection of natural habitats n.
ümit burnu doğa koruma bölgesi cape of good hope nature reserve n.
uluslararası hayvan koruma vakfı international fund for animal welfare n.
uluslararası yeni bitki çeşitlerini koruma birliği the international union for the protection of new varieties of plants n.
uluslararası doğayı koruma birliği international union for the conservation of nature (iucn) n.
abd gümrük ve sınır koruma birimi uscb (united states customs bureau) n.
abd gümrük ve sınır koruma birimi bureau of customs n.
tabiat varlıklarını koruma genel müdürlüğü general directorate for protection of natural assets n.
(yeni zelanda'da) doğal kaynakları koruma dairesi başkanlığı doc (department of conservation) abrev.
iskoçya çevre koruma teşkilatı sepa (scottish environment protection agency) abrev.
Industry
her şeyden önce iş gücünü eleştirilere karşı koruma club culture n.
etkili koruma sağlayan esnek plastikten bir ambalaj türü shrink-wrapping n.
Insurance
koruma ve tazminat kulübü protection and indemnity club n.
koruma ve tazminat protection and indemnity n.
koruma ve tazmin protection and indemnity n.
sigorta ile koruma insurance protection n.
üçüncü kişilerin kazara yaralanması veya ölümü ya da mallarının zarar görmesinden kaynaklanan sorumluluklara karşı koruma sağlayan (sigorta) third party adj.
Tourism
koruma bölgesi protection area n.
koruma amaçlı imar planı reconstruction plan for protect n.
tabiat koruma bölgesi natural conservation area n.
Media
gazetecileri koruma komitesi committee to protect journalists n.
Advertising
veri koruma data protection n.