|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
| Common Usage |
|
| 1 |
Common Usage |
ilgi çekici |
interesting adj.
|
|
Moreover, the topics of the IGC are sufficiently interesting to be the subject of the election battle.
Ayrıca Hükûmetlerarası Konferans konuları seçim mücadelesine konu olacak kadar ilgi çekicidir.
More Sentences
|
| 2 |
Common Usage |
cinselliğe ilgi duymayan |
asexual adj.
|
|
| 3 |
Common Usage |
ilgi çekici |
catchy adj.
|
|
| General |
|
| 4 |
General |
ilgi alanı |
area of interests n.
|
|
Another area of interest for the enlarged Europe is its eastern borders.
Genişleyen Avrupa için bir diğer ilgi alanı da doğu sınırlarıdır.
More Sentences
|
| 5 |
General |
ilgi odağı |
limelight n.
|
|
The actress loves being in the centre of the limelight.
Aktris ilgi odağı olmayı seviyor.
More Sentences
|
| 6 |
General |
ilgi odağı |
focus of interest n.
|
|
For this reason, it is a separate focus of interest from other Press Museums.
Bu nedenle diğer Basın Müzelerinden ayrı bir ilgi odağıdır.
More Sentences
|
| 7 |
General |
ilgi alanı |
field of interest n.
|
|
We just have different fields of interest.
Sadece farklı ilgi alanlarımız var.
More Sentences
|
| 8 |
General |
ilgi alanları |
interests n.
|
|
Services of general interest also need to be mentioned in this particular respect.
Genel ilgi alanındaki hizmetlerin de bu bağlamda belirtilmesi gerekmektedir.
More Sentences
|
| 9 |
General |
özel ilgi |
special attention n.
|
|
We know that small and medium-sized enterprises require special attention.
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin özel ilgi gerektirdiğini biliyoruz.
More Sentences
|
| 10 |
General |
ilgi odağı |
centre of attention n.
|
|
You cannot always be the center of attention.
Her zaman ilgi odağı olamazsınız.
More Sentences
|
| 11 |
General |
aşırı ilgi |
fetish n.
|
|
He has a fetish for expensive bikes.
Pahalı bisikletlere aşırı ilgisi var.
More Sentences
|
| 12 |
General |
ilgi alanı |
point of interest n.
|
|
What can their common points of interest be?
Ortak ilgi alanları neler olabilir?
More Sentences
|
| 13 |
General |
ilgi çekici yer |
place of interest n.
|
|
You will also see restaurants, ATMs, and places of interest.
Ayrıca restoranlar, ATM'ler ve ilgi çekici yerler de göreceksiniz.
More Sentences
|
| 14 |
General |
öğrenmeye ilgi |
interest to learn n.
|
|
It's interesting to learn a foreign language.
Yabancı bir dil öğrenmek ilgi çekicidir.
More Sentences
|
| 15 |
General |
bireysel ilgi |
individual attention n.
|
|
Because you are the only student, you are guaranteed individual attention.
Tek öğrenci olduğunuz için bireysel ilgi garantilidir.
More Sentences
|
| 16 |
General |
ilgi odağı |
focus n.
|
|
The focus of the press is on the president, just like always.
Basının ilgi odağı her zaman olduğu gibi başkanın üzerinde.
More Sentences
|
| 17 |
General |
ilgi çekme |
capture n.
|
|
Our new product ensured the capture of young consumers.
Yeni ürünümüz genç tüketicilerin ilgisini çekmeyi başardı.
More Sentences
|
|
|
| 18 |
General |
ilgi odağı |
draw n.
|
|
The statue was an excellent draw for tourists.
Heykel turistler için mükemmel bir ilgi odağı olmuştur.
More Sentences
|
| 19 |
General |
ilgi çekme |
exposure n.
|
|
There has been a great deal of exposure of the divorce of the famous power couple.
Ünlü ve başarılı çiftin boşanması kamuoyunun çok ilgisini çekti.
More Sentences
|
| 20 |
General |
ilgi alanı |
interest n.
|
|
Gardening is my main interest these days.
Bugünlerde esas ilgi alanım bahçecilik.
More Sentences
|
| 21 |
General |
ilgi çekmek |
attract attention v.
|
|
Children often cry just to attract attention.
Çocuklar bazen sırf ilgi çekmek için ağlarlar.
More Sentences
|
| 22 |
General |
ilgi göstermek |
show interest v.
|
|
This is an easy way of showing interest.
Bu ilgi göstermenin kolay bir yoludur.
More Sentences
|
| 23 |
General |
ilgi duymak |
be interested in v.
|
|
He was interested in the mysteries of the Orient.
Doğu'nun gizemlerine ilgi duyuyordu.
More Sentences
|
| 24 |
General |
ilgi duymak |
take interest in v.
|
|
My older brother started to take interest in Japanese folk songs when he was around 12 years old.
Ağabeyim 12 yaşlarındayken Japon halk şarkılarına ilgi duymaya başladı.
More Sentences
|
| 25 |
General |
büyük ilgi çekmek |
attract considerable attention v.
|
|
Tom's experience attracted considerable attention.
Tom'un deneyimi büyük ilgi çekti.
More Sentences
|
| 26 |
General |
çok ilgi göstermek |
enthuse v.
|
|
Everyone present was enthused by the idea.
Orada bulunan herkes bu fikre çok ilgi göstermişti.
More Sentences
|
| 27 |
General |
(enerji, ilgi) adamak |
throw v.
|
|
I have thrown myself into it from the outset.
Başından beri kendimi bu işe adadım.
More Sentences
|
| 28 |
General |
(ilgi vb.) çekmek |
hold v.
|
|
Visual aids help hold the students’ interest.
Görsel araçlar öğrencilerin ilgisini çekmeye yardımcı olur.
More Sentences
|
| 29 |
General |
ilgi çekmek |
interest v.
|
|
Somehow his story failed to interest me.
Hikayesi nedense ilgimi çekmeyi başaramadı.
More Sentences
|
| 30 |
General |
ilgi çekmek |
resonate v.
|
|
Not a brilliant film, but it resonates with Millenials.
Mükemmel bir film değil ama Y kuşağının ilgisini çekiyor.
More Sentences
|
| 31 |
General |
ilgi çekici |
interesting adj.
|
|
The area is also interesting due to its having a kind of counter-cyclical economic significance.
Bu alan, bir tür konjonktür karşıtı ekonomik öneme sahip olması nedeniyle de ilgi çekicidir.
More Sentences
|
| 32 |
General |
ilgi çekici |
attractive adj.
|
|
Their new product has an attractive label and packaging.
Yeni ürünlerinin ilgi çekici bir etiketi ve ambalajı var.
More Sentences
|
| 33 |
General |
ilgi çekici |
intriguing adj.
|
|
As a street artist, she has a really intriguing personality.
Bir sokak sanatçısı olarak gerçekten ilgi çekici bir kişiliği var.
More Sentences
|
| 34 |
General |
ilgi uyandıran |
intriguing adj.
|
|
Tom is an intriguing guy.
Tom ilgi uyandıran bir adam.
More Sentences
|
| 35 |
General |
ilgi uyandıran |
compelling adj.
|
|
That's a very compelling story.
Bu çok ilgi uyandıran bir hikaye.
More Sentences
|
| 36 |
General |
ilgi alanına dayalı |
interest-based adj.
|
|
Google allows AdSense advertisers to use interest based options for serving ads.
Google, AdSense reklamverenlerinin reklam sunmak için ilgi alanına dayalı seçenekleri kullanmasına izin verir.
More Sentences
|
| Colloquial |
|
| 37 |
Colloquial |
ilgi manyağı |
drama queen n.
|
|
Mary is by far the best drama queen I have ever seen.
Mary şimdiye kadar gördüğüm en ilgi manyağı insan.
More Sentences
|
| 38 |
Colloquial |
az ilgi |
nibble n.
|
|
The singer got depressed when her latest album didn't have even a nibble.
Son albümü çok az bir ilgi görmeyince şarkıcı bunalıma girdi.
More Sentences
|
| Idioms |
|
| 39 |
Idioms |
ilgi odağı |
center of attention n.
|
|
Tom needs to be the center of attention.
Tom'un ilgi odağı olmaya ihtiyacı var.
More Sentences
|
| General |
|
| 40 |
General |
ilgi çeken kimse |
cynosure n.
|
|
| 41 |
General |
çocuğun ateşle oynama ilgi duyması |
juvenile fire involvement n.
|
|
| 42 |
General |
ilgi merkezi |
limelight n.
|
|
| 43 |
General |
hayvanlara sapıklık derecesinde ilgi duyma |
zoophilia n.
|
|
| 44 |
General |
ilgi arayan kimse |
recognition seeker n.
|
|
| 45 |
General |
ilgi çekme |
appeal n.
|
|
| 46 |
General |
yabancı şeylere ilgi duyma |
xenophilia n.
|
|
| 47 |
General |
ilgi tümcesi |
relative clauses n.
|
|
| 48 |
General |
geçmişte önemli veya ünlü oluşundan dolayı ilgi çekici kabul edilen atraksiyon |
historical attraction n.
|
|
| 49 |
General |
ilgi çeken şey |
interest n.
|
|
| 50 |
General |
ilgi zamiri |
relative n.
|
|
| 51 |
General |
ilgi çekici program |
drawing card n.
|
|
| 52 |
General |
ilgi çekici şey |
goody n.
|
|
| 53 |
General |
ilgi çeken kimse |
draw n.
|
|
| 54 |
General |
yetişkinlerin, genelde 15-19 yaş aralığında olan kendinden yaşça küçük genç kız veya erkeklere ilgi duyması |
ephebophilia n.
|
|
| 55 |
General |
sıcak ilgi |
warm interest n.
|
|
| 56 |
General |
kişinin cinsel yönden kendine ilgi duyması |
autosexuality n.
|
|
| 57 |
General |
kişinin cinsel yönden kendine ilgi duyması |
autoeroticism n.
|
|
| 58 |
General |
ilgi dağıtıcı şey |
distraction n.
|
|
| 59 |
General |
çapraz ilgi |
cross reference n.
|
|
| 60 |
General |
ilgi alanı |
domain n.
|
|
| 61 |
General |
ilgi çekici şey |
draw n.
|
|
| 62 |
General |
ilgi çeken olay |
draw n.
|
|
| 63 |
General |
özel ilgi |
speciality n.
|
|
| 64 |
General |
özel ilgi alanı |
specialty n.
|
|
| 65 |
General |
ilgi alanı |
pursuit n.
|
|
| 66 |
General |
ilgi çekici olay |
highlight n.
|
|
| 67 |
General |
ilgi çekmeye çalışan kimse |
showman n.
|
|
| 68 |
General |
ilgi duymama |
incuriosity n.
|
|
| 69 |
General |
yoğun ilgi |
deep interest n.
|
|
| 70 |
General |
yoğun ilgi |
intense interest n.
|
|
| 71 |
General |
yoğun ilgi |
great interest n.
|
|
| 72 |
General |
ilgi odağı |
attraction center n.
|
|
| 73 |
General |
ilgi odağı |
centre of attraction n.
|
|
| 74 |
General |
ilgi alanı |
area of interest n.
|
|
| 75 |
General |
yeni teknolojiye ilgi duyan kişi |
technophile n.
|
|
| 76 |
General |
birçok şeye ilgi duyan adam |
man of wide interests n.
|
|
| 77 |
General |
büyük ilgi |
enthusiasm n.
|
|
| 78 |
General |
empatik ilgi |
emphatic concern n.
|
|
| 79 |
General |
geçici ilgi |
fad n.
|
|
| 80 |
General |
gereken ilgi |
necessary concern n.
|
|
| 81 |
General |
gereken ilgi |
necessary interest n.
|
|
| 82 |
General |
ilgi uyandırma |
interest n.
|
|
| 83 |
General |
sekse ilgi |
bawdy n.
|
|
| 84 |
General |
kalp hastalıklarıyla ilgi |
cardiac n.
|
|
| 85 |
General |
ilgi merkezi |
focal point n.
|
|
| 86 |
General |
(çocuğun ihtiyaç duyduğu) yakın ilgi |
tlc (tender loving care) n.
|
|
| 87 |
General |
(çocuğun ihtiyaç duyduğu) sıcak ilgi |
tlc (tender loving care) n.
|
|
| 88 |
General |
(çocuğun ihtiyaç duyduğu) sıcak ilgi |
tender loving care n.
|
|
| 89 |
General |
(çocuğun ihtiyaç duyduğu) yakın ilgi |
tender loving care n.
|
|
| 90 |
General |
ilgi alanı |
province n.
|
|
| 91 |
General |
ilgi alanındaki kişiler |
people of concern n.
|
|
| 92 |
General |
ilgi alanı |
concern n.
|
|
| 93 |
General |
beklenen ilgi |
expected interest n.
|
|
| 94 |
General |
normal ilgi ve dikkat |
ordinary diligence n.
|
|
| 95 |
General |
esas ilgi |
primary interest n.
|
|
| 96 |
General |
yakın ilgi |
close interest n.
|
|
| 97 |
General |
özel ilgi |
particular interest n.
|
|
| 98 |
General |
heteroseksüel olup kendi cinsine de ilgi duyan kimse |
heteroflexible n.
|
|
| 99 |
General |
yabancı kültürlere ve adetlere ilgi duyma/gösterme durumu |
xenophilia n.
|
|
| 100 |
General |
özel ilgi |
concernment n.
|
|
| 101 |
General |
büyük ilgi |
big interest n.
|
|
| 102 |
General |
özel ilgi gerektiren olay |
event of special interest n.
|
|
| 103 |
General |
insani ilgi |
human interest n.
|
|
| 104 |
General |
ilgi yazısı |
referred letter n.
|
|
| 105 |
General |
duygusal ilgi |
love interest n.
|
|
| 106 |
General |
duygusal ilgi |
romantic interest n.
|
|
| 107 |
General |
ilgi uyanışı |
revival of interest n.
|
|
| 108 |
General |
ilgi canlanması |
revival of interest n.
|
|
| 109 |
General |
ilgi beyanı |
declaration of interest n.
|
|
| 110 |
General |
ilgi çekmeyen bilgi |
dry fact n.
|
|
| 111 |
General |
ilgi çekmeye çalışma |
attention seeking n.
|
|
| 112 |
General |
ilgi çekmeye çalışma |
drawing attention n.
|
|
| 113 |
General |
ilgi çekmeye çalışma |
garnering attention n.
|
|
| 114 |
General |
acil çözüm veya ilgi bekleyen bir konu |
burning issue n.
|
|
| 115 |
General |
atasözlerinin kökeni, tarihçesi gibi konular üzerine çalışan ilgi alanı |
paremiology n.
|
|
| 116 |
General |
büyük ilgi göreceği düşünülen film |
tentpole n.
|
|
| 117 |
General |
mermilere karşı aşırı ilgi |
ballistomania n.
|
|
| 118 |
General |
asıl ilgi odağı olan şey |
centre stage n.
|
|
| 119 |
General |
ilgi odağında olan kişi ya da şey |
center n.
|
|
| 120 |
General |
ilgi odağında olan kişi ya da şey |
centre n.
|
|
| 121 |
General |
özel ilgi |
red carpet n.
|
|
| 122 |
General |
yeniden ilgi göstermeye başlama |
rediscovery n.
|
|
| 123 |
General |
romantik ilgi duyulan genç kadın |
lady friend n.
|
|
| 124 |
General |
ilgi toplayan şey |
noise n.
|
|
| 125 |
General |
ilgi konusu olmayan şey |
nonconcern n.
|
|
| 126 |
General |
ilgi çekici olmayan hikaye |
nonstory n.
|
|
| 127 |
General |
ilgi çekici olmayan konu |
nonsubject n.
|
|
| 128 |
General |
kişinin temel ilgi ve ihtiyaçları |
number one n.
|
|
| 129 |
General |
ilgi çekici atraksiyon |
number n.
|
|
| 130 |
General |
aşırıya kaçan ilgi, şefkat ve onaylanma ihtiyacı |
neediness n.
|
|
| 131 |
General |
belli belirsiz ilgi ifadesi |
nibble n.
|
|
| 132 |
General |
ilgi düzeyinde fazlalık |
temperature n.
|
|
| 133 |
General |
bilgi veya ilgi alanı |
terrain n.
|
|
| 134 |
General |
ilgi alanı |
territory n.
|
|
| 135 |
General |
ilgi bölgesi |
region of interest (roi) n.
|
|
| 136 |
General |
yazı yazmada kullanılan ilgi çekici bir tür metalik kalem |
text pen n.
|
|
| 137 |
General |
okuma yazması olduğu halde okumaya ilgi duymayan kimse |
aliterate person n.
|
|
| 138 |
General |
okuma yazması olduğu halde okumaya ilgi duymayan kimse |
aliterate n.
|
|
| 139 |
General |
okuma yazması olduğu halde okumaya ilgi duymama |
aliteracy n.
|
|
| 140 |
General |
çocuklar için yaralanma tehlikesi yaratan ilgi çekici şey |
attractive nuisance n.
|
|
| 141 |
General |
ilgi uyandırma gücü |
attractivity n.
|
|
| 142 |
General |
genç erkeklere ilgi duyan orta yaşlı homoseksüel erkek |
aunty n.
|
|
| 143 |
General |
ilgi alanı |
bag n.
|
|
| 144 |
General |
ilgi çekmeme |
uninterestingness n.
|
|
| 145 |
General |
ilgi alanı |
bag n.
|
|
| 146 |
General |
özel ilgi, yetki veya beceri alanı |
bailiffwick n.
|
|
| 147 |
General |
aşırı ilgi |
weakness n.
|
|
| 148 |
General |
dışarıya ait olan şeylere duyulan ilgi |
externalism n.
|
|
| 149 |
General |
ilgi odağı |
eye n.
|
|
| 150 |
General |
sıradan bir kişiye genel ilgi alanına giren bir konu hakkında fikrinin sorulduğu bir mülakat |
vox pop n.
|
|
| 151 |
General |
sevgi ve ilgi isteyen kimse |
mash n.
|
|
| 152 |
General |
bir faaliyet veya ilgi alanının merkezi olarak görülen yer |
mekka n.
|
|
| 153 |
General |
ilgi uyandırma |
wow n.
|
|
| 154 |
General |
ilgi odağı kimse |
bombshell n.
|
|
| 155 |
General |
ilgi merkezi |
home n.
|
|
| 156 |
General |
okuyucuların veya izleyicilerin ilgisini çekmek için kullanılan kısa ve ilgi çekici giriş |
hook n.
|
|
| 157 |
General |
yeni ilgi alanlarına açıklık |
hospitality n.
|
|
| 158 |
General |
ilgi eksikliği |
misregard n.
|
|
| 159 |
General |
ilgi alanı |
reume n.
|
|
| 160 |
General |
ilgi odağı kimse |
lion n.
|
|
| 161 |
General |
amerikan iç savaş dönemi tarihine hobi olarak ilgi duyan kimse |
civil war buff n.
|
|
| 162 |
General |
bunaltıcı ilgi |
glare n.
|
|
| 163 |
General |
kamusal ilgi |
ride n.
|
|
| 164 |
General |
bir gruba, ilgi alanına, mesleğe uzun süre odaklanamayan kimse |
butterfly n.
|
|
| 165 |
General |
ilgi duyulan şey |
darling n.
|
|
| 166 |
General |
ilgi ve dikkati hak eden şey |
desirable n.
|
|
| 167 |
General |
ilgi ve dikkate layık olan kimse |
desirable n.
|
|
| 168 |
General |
cazip gelen ve ilgi çeken şey |
desirable n.
|
|
| 169 |
General |
cazip gelen ve ilgi çeken kimse |
desirable n.
|
|
| 170 |
General |
aşırı ilgi |
heat n.
|
|
| 171 |
General |
özel ilgi alanı |
hobby n.
|
|
| 172 |
General |
özel ilgi |
odds n.
|
|
| 173 |
General |
fazla ilgi |
overconcern n.
|
|
| 174 |
General |
aşırı ilgi |
overfondness n.
|
|
| 175 |
General |
ilgi duyulan yerlere bakmaya gitme |
rubber-necking n.
|
|
| 176 |
General |
ilgi budalası |
attention seeker n.
|
|
| 177 |
General |
ortak ilgi alanına sahip kişilerin oluşturduğu birlik |
confrerie n.
|
|
| 178 |
General |
ilgi isteme |
insistence n.
|
|
| 179 |
General |
ilgi alanı |
circle n.
|
|
| 180 |
General |
ilgi noktası |
clou n.
|
|
| 181 |
General |
benzer ilgi alanı veya faaliyete yönelmiş grup |
coville n.
|
|
| 182 |
General |
bir konuya yüzeysel ilgi duyan kimse |
dilettante n.
|
|
| 183 |
General |
özel ilgi besleyen kimse |
fancier n.
|
|
| 184 |
General |
bir alana yoğun ilgi duyan kimse |
fancy n.
|
|
| 185 |
General |
özel ilgi duyma |
fancy n.
|
|
| 186 |
General |
(bir şeye) ilgi duyan kimse |
fancier n.
|
|
| 187 |
General |
tek ilgi alanı olan erkek |
fanboy n.
|
|
| 188 |
General |
tek bir ilgi alanı olan kadın |
fangirl n.
|
|
| 189 |
General |
özel ilgi konusu |
pidgin n.
|
|
| 190 |
General |
kabul görmüş iş veya ilgi alanı |
pidgin n.
|
|
| 191 |
General |
özel ilgi konusu |
pigeon n.
|
|
| 192 |
General |
kabul görmüş iş veya ilgi alanı |
pigeon n.
|
|
| 193 |
General |
ilgi odağı |
polestar n.
|
|
| 194 |
General |
ilgi alanı |
country n.
|
|
| 195 |
General |
ilgi çekici özellik |
fascination n.
|
|
| 196 |
General |
ilgi grubu |
fellow feeling n.
|
|
| 197 |
General |
ilgi çekici olma |
intrigue n.
|
|
| 198 |
General |
ilgi alanı ve kişilik özellikleri anketi |
inventory n.
|
|
| 199 |
General |
özel ilgi |
peculiar [obsolete] n.
|
|
| 200 |
General |
özel ilgi |
peculiarity n.
|
|
| 201 |
General |
ortak bir iş veya ilgi alanı paylaşan insanlar |
people n.
|
|
| 202 |
General |
ilgi noktası |
pivot n.
|
|
| 203 |
General |
geçici ilgi |
play n.
|
|
| 204 |
General |
ilgi alanı |
firmament n.
|
|
| 205 |
General |
ilgi odağı |
flavor n.
|
|
| 206 |
General |
garip ilgi |
foible n.
|
|
| 207 |
General |
ilgi alanı |
orbit n.
|
|
| 208 |
General |
aşırı ilgi |
periergy n.
|
|
| 209 |
General |
gerçek iş veya faaliyetlere ilgi duyma |
practicality n.
|
|
| 210 |
General |
ilgi çekici yazı |
scribbling n.
|
|
| 211 |
General |
bir kimseye özgü ilgi alanı |
shtick n.
|
|
| 212 |
General |
ilgi talep etme |
pressure n.
|
|
| 213 |
General |
geçmişe ilgi duyan kimse |
preterist n.
|
|
| 214 |
General |
yüzeysel ilgi |
slight care n.
|
|
| 215 |
General |
özel ilgi alanı |
beat n.
|
|
| 216 |
General |
sakala aşırı ilgi duyan kimse |
pogonophile n.
|
|
| 217 |
General |
ilgi odağı |
stage n.
|
|
| 218 |
General |
sanatsal metinlere ilgi duymama |
subliteracy n.
|
|
| 219 |
General |
ilgi çeken olay |
draw n.
|
|
| 220 |
General |
özel ilgi konusu olan bir meslek grubu tarafından veya onlar için hazırlanmış bir yayın |
house organ n.
|
|
| 221 |
General |
özel ilgi |
special interest n.
|
|
| 222 |
General |
ilgi çekici şey |
stopper n.
|
|
| 223 |
General |
özel ilgi alanına sahip birey/grup |
special interest n.
|
|
| 224 |
General |
ilgi uyandırma |
suspension n.
|
|
| 225 |
General |
uyandırmak (ilgi/heves/heyecan vb'ni) |
work up v.
|
|
| 226 |
General |
ilgi göstermek |
take an interest in v.
|
|
| 227 |
General |
ilgi görmek |
draw interest v.
|
|
| 228 |
General |
ilgi uyandırmak |
spark v.
|
|
| 229 |
General |
özel ilgi alanı (belirli bir şey) olmak |
specialize in v.
|
|
| 230 |
General |
ilgi duymamak |
be uninterested in v.
|
|
| 231 |
General |
ilgi toplamak |
arouse interest v.
|
|
| 232 |
General |
ilgi duymak |
give importance to v.
|
|
| 233 |
General |
ilgi duymak |
be interested v.
|
|
| 234 |
General |
çekmek (dikkat/ilgi) |
draw v.
|
|
| 235 |
General |
ilgi görmek |
get attention v.
|
|
| 236 |
General |
ilgi göstermemek |
be indifferent to v.
|
|
| 237 |
General |
ilgi odağı olmak |
be in the limelight v.
|
|
| 238 |
General |
ilgi çekmek için dikkat çekici giyinmek |
camp v.
|
|
| 239 |
General |
ilgi duymak |
care v.
|
|
| 240 |
General |
ilgi göstermek |
be solicitous about v.
|
|
| 241 |
General |
ilgi çekmek |
draw attention v.
|
|
| 242 |
General |
ilgi görmek |
attract attention v.
|
|
| 243 |
General |
ilgi çekmek |
arouse interest v.
|
|
| 244 |
General |
ilgi çekmek |
catch someone’s attention v.
|
|
| 245 |
General |
ilgi uyandırmak |
entrance v.
|
|
| 246 |
General |
ilgi odağı olmak |
be the center of interest v.
|
|
| 247 |
General |
ilgi göstermek |
show an interest in v.
|
|
| 248 |
General |
halkın ilgi odağı olmak |
be in the limelight v.
|
|
| 249 |
General |
çekmek (ilgi vb) |
catch v.
|
|
| 250 |
General |
ilgi göstermek |
take on interest v.
|
|
| 251 |
General |
yoğun ilgi görmek |
draw intense interest v.
|
|
| 252 |
General |
yoğun ilgi görmek |
attract intensive attention v.
|
|
| 253 |
General |
yoğun ilgi görmek |
draw heavy attention v.
|
|
| 254 |
General |
yoğun ilgi görmek |
attract a great deal of attention v.
|
|
| 255 |
General |
ilgi duymak |
show interest to v.
|
|
| 256 |
General |
ilgi odağı olmak |
be spotlighted v.
|
|
| 257 |
General |
ilgi çekmek |
spotlight v.
|
|
| 258 |
General |
ilgi odağı olmak |
be the centre of attraction v.
|
|
| 259 |
General |
ilgi göstermek |
give consequence to v.
|
|
| 260 |
General |
ilgi göstermemek |
show no interest v.
|
|
| 261 |
General |
ilgi duymamak |
show no interest v.
|
|
| 262 |
General |
büyük ilgi göstermek |
show great interest v.
|
|
| 263 |
General |
ilgi istemek |
need attention v.
|
|
| 264 |
General |
ilgi istemek |
require attention v.
|
|
| 265 |
General |
büyük ilgi çekmek |
draw great interest v.
|
|
| 266 |
General |
büyük ilgi görmek |
attract considerable attention v.
|
|
| 267 |
General |
büyük ilgi çekmek |
attract great attention v.
|
|
| 268 |
General |
büyük ilgi görmek |
draw great interest v.
|
|
| 269 |
General |
büyük ilgi görmek |
draw considerable interest v.
|
|
| 270 |
General |
büyük ilgi çekmek |
draw considerable interest v.
|
|
| 271 |
General |
büyük ilgi görmek |
attract great attention v.
|
|
| 272 |
General |
ilgi çekmek |
make a splash v.
|
|
| 273 |
General |
ilgi kesmek |
disconnect v.
|
|
| 274 |
General |
ilgi kesmek |
divorce v.
|
|
| 275 |
General |
beklediğinden az ilgi göstermek |
give short change v.
|
|
| 276 |
General |
-e karşı şiddetli ilgi duymak |
take an eager interest in v.
|
|
| 277 |
General |
-e ilgi duymak |
be interested in v.
|
|
| 278 |
General |
ilgi göstermek |
be interested in v.
|
|
| 279 |
General |
yakın ilgi göstermek |
devote close attention to v.
|
|
| 280 |
General |
yakın ilgi göstermek |
give close attention to v.
|
|
| 281 |
General |
ilgi uyandırmak |
arouse curiosity v.
|
|
| 282 |
General |
ilgi uyandırmak |
arouse interest v.
|
|
| 283 |
General |
ilgi odağı olmak |
be under the spotlight v.
|
|
| 284 |
General |
ilgi çekmek |
draw interest v.
|
|
| 285 |
General |
bir şeye aşırı/çok ilgi duymak |
be very interested in something v.
|
|
| 286 |
General |
bir şeye aşırı/çok ilgi duymak |
have a strong interest in something v.
|
|
| 287 |
General |
büyük ilgi görmek |
receive a great deal of attention v.
|
|
| 288 |
General |
ilgi uyandırmak |
inspire interest v.
|
|
| 289 |
General |
önemseyen/ilgi/şefkat gösteren bir toplum oluşturmak/inşa etmek |
build a caring society v.
|
|
| 290 |
General |
ilgi duymamak |
not seem interested in v.
|
|
| 291 |
General |
bir ilgi alanı seçmek |
select an area of interest v.
|
|
| 292 |
General |
büyük/yoğun bir katılım/ilgi beklemek |
expect a huge turnout v.
|
|
| 293 |
General |
ilgi alanına girmek |
be of interest to someone v.
|
|
| 294 |
General |
ilgi dağıtmak |
distract v.
|
|
| 295 |
General |
ilgi sunmak |
offer interest v.
|
|
| 296 |
General |
ilgi alanına girmek |
be within one's area of interest v.
|
|
| 297 |
General |
ilgi alanına girmek |
be in/within one's field of interest v.
|
|
| 298 |
General |
ilgi görmek |
gain traction v.
|
|
| 299 |
General |
ilgi beklemek |
seek attention v.
|
|
| 300 |
General |
ilgi beklemek |
expect attention v.
|
|
| 301 |
General |
bir şeye ilgi beslemek |
grow fond of v.
|
|
| 302 |
General |
bir şeye ilgi duymaya başlamak |
grow fond of v.
|
|
| 303 |
General |
ilgi çekmek |
attract someone's attention v.
|
|
| 304 |
General |
ilgi çekmek |
attract someone's attention v.
|
|
| 305 |
General |
ilgi çekmek |
attract one's attention v.
|
|
| 306 |
General |
aynı ilgi alanlarına sahip olmak |
have the same interests v.
|
|
| 307 |
General |
ilgi uyandırmak |
challenge v.
|
|
| 308 |
General |
(ilgi) çekmek |
challenge v.
|
|
| 309 |
General |
aşırı ilgi duymak |
be into v.
|
|
| 310 |
General |
ilgi veya heyecandan mahrum etmek |
tame v.
|
|
| 311 |
General |
ilgi göstermek |
care v.
|
|
| 312 |
General |
yeniden ilgi göstermeye başlamak |
rediscover v.
|
|
| 313 |
General |
(birine/bir şeye) ilgi/merak duymaya başlamak |
become a fan of (someone or something) v.
|
|
| 314 |
General |
(ilgi, dikkat) çekmek |
enchain v.
|
|
| 315 |
General |
ilgi odağından çıkarmak |
upstage v.
|
|
| 316 |
General |
(bir şeyi) başlıca ilgi alanı yapmak |
major v.
|
|
| 317 |
General |
(bir şeyi) başlıca ilgi alanı olarak seçmek |
major v.
|
|
| 318 |
General |
uzun bir süre boyunca ilgi veya etkiyi sürdürmek |
hold up v.
|
|
| 319 |
General |
ilgi duymaya başlamak |
glom v.
|
|
| 320 |
General |
ilgi konusu olmak |
go v.
|
|
| 321 |
General |
giderek ilgi çekici olmak |
grow (on) v.
|
|
| 322 |
General |
giderek ilgi çekici olmak |
grow (upon) v.
|
|
| 323 |
General |
(istenmeyen) cinsel ilgi göstermek |
hit v.
|
|
| 324 |
General |
aşırı ilgi göstermek |
overtreat v.
|
|
| 325 |
General |
ilgi uyandırmak |
rivet v.
|
|
| 326 |
General |
ilgi alanına girmemek |
disinterest v.
|
|
| 327 |
General |
bir şeye yönelik ilgi uyandırmak |
incline v.
|
|
| 328 |
General |
ilgi göstermek |
distinguish of [obsolete] v.
|
|
| 329 |
General |
ilgi uyandırmak |
drum v.
|
|
| 330 |
General |
fantastik unsurlara ilgi duymak |
fantasticate v.
|
|
| 331 |
General |
ortak ilgi alanlarına sahip olmak |
have common interests v.
|
|
| 332 |
General |
düz ve geniş bir aletle vurarak ilgi çekmek |
flap v.
|
|
| 333 |
General |
ilgi veya enerjiyi yoğunlaştırmak |
focus v.
|
|
| 334 |
General |
aşırı ilgi duymak |
follow v.
|
|
| 335 |
General |
ilgi çekmek |
gather v.
|
|
| 336 |
General |
temel ilgi konusu olmak |
polarise [uk] v.
|
|
| 337 |
General |
temel ilgi konusu olmak |
polarize [us] v.
|
|
| 338 |
General |
ilgi çekmek |
appeal v.
|
|
| 339 |
General |
(ilgi, dikkat) çekmek |
rouse v.
|
|
| 340 |
General |
ilgi çeken |
attractive adj.
|
|
| 341 |
General |
karşı cinse ilgi duyan |
straight adj.
|
|
| 342 |
General |
ürkütücü konulara aşırı ilgi duyan |
morbid adj.
|
|
| 343 |
General |
ilgi çekici |
gripping adj.
|
|
| 344 |
General |
ilgi çekici |
attracted adj.
|
|
| 345 |
General |
ilgi duymayan |
uninterested adj.
|
|
| 346 |
General |
belli bir dine ilgi göstermeyen |
laodicean adj.
|
|
| 347 |
General |
karşı cinse ilgi duyan |
heterosexual adj.
|
|
| 348 |
General |
ilgi çekici |
challenging adj.
|
|
| 349 |
General |
marazi konulara aşırı ilgi duyan |
morbid adj.
|
|
| 350 |
General |
ilgi çekici |
absorbing adj.
|
|
| 351 |
General |
cinsel yönden kendine ilgi duyan |
autosexual adj.
|
|
| 352 |
General |
ilgi gösterilmeyen |
untended adj.
|
|
| 353 |
General |
ilgi gösterilmeyen |
uncared adj.
|
|
| 354 |
General |
fazla ilgi görmüş |
oversubscribed adj.
|
|
| 355 |
General |
ilgi gerektiren |
demanding adj.
|
|
| 356 |
General |
heteroseksüel olup kendi cinsine de ilgi duyan kimse |
bi-curious adj.
|
|
| 357 |
General |
heteroseksüel olup kendi cinsine de ilgi duyan kimse |
bicurious adj.
|
|
| 358 |
General |
ilgi gösteren |
caring adj.
|
|
| 359 |
General |
ilgi çekici |
crowd-pulling adj.
|
|
| 360 |
General |
ilgi/alaka/dikkat isteyen/bekleyen |
needy adj.
|
|
| 361 |
General |
ilgi çekme meraklısı |
attention-seeking adj.
|
|
| 362 |
General |
ilgi çeken |
catchy adj.
|
|
| 363 |
General |
fazla ilgi gösteren |
officious adj.
|
|
| 364 |
General |
okuma yazması olduğu halde okumaya ilgi duymayan |
aliterate adj.
|
|
| 365 |
General |
hem aynı hem karşı cinsten üyelere cinsel ilgi duyan |
amphigenous adj.
|
|
| 366 |
General |
ilgi çekmeyen |
uncompelling adj.
|
|
| 367 |
General |
ilgi gerektirmeyen |
undemanding adj.
|
|
| 368 |
General |
bir kimsenin faaliyet veya ilgi alanı dışında |
out of one's way [brit] adj.
|
|
| 369 |
General |
ilgi çekici olmayan |
unglamourous adj.
|
|
| 370 |
General |
ilgi çekici olmayan |
unglamorous adj.
|
|
| 371 |
General |
ilgi duymayan |
uninteressed adj.
|
|
| 372 |
General |
müziğe ilgi duymayan |
unmusical adj.
|
|
| 373 |
General |
ilgi uyandırmayan |
weariful adj.
|
|
| 374 |
General |
birçok ilgi alanı olan |
many-sided adj.
|
|
| 375 |
General |
birinin kendi memnuniyetine duyduğu takıntılı ilgi ile ilişkili |
me adj.
|
|
| 376 |
General |
insanlığa duyulan büyük ilgi ve endişe ile nitelenen |
humanistic adj.
|
|
| 377 |
General |
ilgi uyandırıcı |
galvanic adj.
|
|
| 378 |
General |
birçok konuya ilgi duyan |
omnivorous adj.
|
|
| 379 |
General |
büyük ilgi duyan |
in love adj.
|
|
| 380 |
General |
ilgi alanı kısıtlı olan |
cloistered adj.
|
|
| 381 |
General |
ilgi çekmeyen |
dreich [scotland] adj.
|
|
| 382 |
General |
ilgi çekmeyen |
driech [scotland] adj.
|
|
| 383 |
General |
ilgi çekmeyen |
dreigh [scotland] adj.
|
|
| 384 |
General |
ilgi çekmeyen |
driegh adj.
|
|
| 385 |
General |
ilgi uyandıramayan |
dryasdust adj.
|
|
| 386 |
General |
farklı ilgi alanları peşinde koşan |
fancy-free adj.
|
|
| 387 |
General |
içi boş olmasına karşın genel ilgi gören |
popcorn adj.
|
|
| 388 |
General |
ilgi odağı olan |
cynosural adj.
|
|
| 389 |
General |
ilgi çekici |
fascinated adj.
|
|
| 390 |
General |
ilgi uyandıran |
featured adj.
|
|
| 391 |
General |
ilgi uyandıran |
feature adj.
|
|
| 392 |
General |
ilgi eksikliği olan |
deadening adj.
|
|
| 393 |
General |
insanları gaza getirerek ilgi uyandıran (habercilik) |
gee-whiz adj.
|
|
| 394 |
General |
ahlaki, manevi veya entelektüel ilgi alanları bulunmayan |
sensual adj.
|
|
| 395 |
General |
ilgi çeken |
showmanly adj.
|
|
| 396 |
General |
topluma ilgi duyan |
social-minded adj.
|
|
| 397 |
General |
yüzeysel ilgi duyan |
sunday adj.
|
|
| 398 |
General |
ilgi isteyen |
clingy adj.
|
|
| 399 |
General |
ilgi bekleyen |
persnickety adj.
|
|
| 400 |
General |
ilgi çekici |
stony adj.
|
|
| 401 |
General |
ilgi toplayan |
spectator adj.
|
|
| 402 |
General |
ilgi çekici |
spectator adj.
|
|
| 403 |
General |
ilgi bekleyen |
persnickity adj.
|
|
| 404 |
General |
ilgi çekici |
stonish adj.
|
|
| 405 |
General |
ilgi alanımız olan |
our adj.
|
|
| 406 |
General |
ilgi çekici |
stoney adj.
|
|
| 407 |
General |
ilgi çekici olmayan |
frumpish adj.
|
|
| 408 |
General |
ilgi çekici bir şekilde |
spectacularly adv.
|
|
| 409 |
General |
ilgi çekici bir şekilde |
grippingly adv.
|
|
| 410 |
General |
ilgi çekici bir şekilde |
appealingly adv.
|
|
| 411 |
General |
faaliyet veya ilgi alanı dışında |
out of the way [brit] adv.
|
|
| 412 |
General |
aşırı ilgi göstererek |
peculiarly adv.
|
|
| 413 |
General |
ilgi uyandırarak |
suspiciously adv.
|
|
| 414 |
General |
'-e ilgi göstererek |
over prep.
|
|
| 415 |
General |
ilgi alanı |
poi (point of interest) abrev.
|
|
| 416 |
General |
özel bilimsel ilgi alanı |
sssi (site of special scientific interest) abrev.
|
|
| Phrasals |
|
| 417 |
Phrasals |
ilgi göstermek |
give heed v.
|
|
| 418 |
Phrasals |
birinin başka birine karşı ilgi duymasını sağlamak |
interest someone in someone v.
|
|
| 419 |
Phrasals |
bir şeye ilgi duymak |
turn onto something v.
|
|
| 420 |
Phrasals |
bir kimsenin bir şeyle ilgilenmesini/ilgi duymasını/alakadar olmasını sağlamak |
get someone interested in something v.
|
|
| 421 |
Phrasals |
ilgi göstermek |
sit up v.
|
|
| 422 |
Phrasals |
ilgi toplamaya devam etmek |
hold up v.
|
|
| 423 |
Phrasals |
(birinin bir şeye) ilgi duymasını sağlamak |
get into (someone or something) v.
|
|
| 424 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) ilgi duymak |
interest in (someone or something) v.
|
|
| 425 |
Phrasals |
birinde birine/bir şeye ilgi uyandırmak |
interest someone in someone or something v.
|
|
| 426 |
Phrasals |
(bir şeyle) ilgili ilgi uyandırmak/yaratmak |
interest in (something) v.
|
|
| 427 |
Phrasals |
(birine) ilgi duymak |
interest in (someone) v.
|
|
| 428 |
Phrasals |
birinin birine/bir şeye ilgi duymasını sağlamak |
interest someone in someone or something v.
|
|
| 429 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi/kendini bir şeyle) daha ilgi çekici bir hale getirmek |
refresh (someone, something, or oneself) with (something) v.
|
|
| 430 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) ilgi göstermek |
tune into (someone or something) v.
|
|
| 431 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyle) daha ilginç/ilgi çekici hale getirmek |
salt (something) with (something) v.
|
|
| 432 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyle) daha ilginç/ilgi çekici hale getirmek |
season (something) with (something) v.
|
|
| 433 |
Phrasals |
-e ilgi |
affinity for v.
|
|
| 434 |
Phrasals |
-e ilgi |
affinity for v.
|
|
| 435 |
Phrasals |
-e ilgi uyandırmak |
attract to v.
|
|
| 436 |
Phrasals |
aşırı ilgi göstermek |
fall all over v.
|
|
| 437 |
Phrasals |
(birinin) peşine düşmek (ilgi duyduğu için) |
call on (someone) v.
|
|
| 438 |
Phrasals |
(birini) kovalamak (ilgi duyduğu için) |
call on (someone) v.
|
|
| 439 |
Phrasals |
(birileri tarafından) ilgi görmek |
catch on with (one) v.
|
|
| 440 |
Phrasals |
bir şeye ilgi uyandırmak |
drum something up v.
|
|
| 441 |
Phrasals |
-'e ilgi duymaya başlamak |
groove on v.
|
|
| 442 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) ilgi duymaya başlamak |
groove on (someone or something) v.
|
|
| 443 |
Phrasals |
birine/bir şeye ilgi duymaya başlamak |
groove on someone/something v.
|
|
| 444 |
Phrasals |
ile daha ilgi çekici bir hale getirmek |
refresh with v.
|
|
| 445 |
Phrasals |
ile daha ilginç/ilgi çekici hale getirmek |
salt with v.
|
|
| 446 |
Phrasals |
ile daha ilginç/ilgi çekici hale getirmek |
season with v.
|
|
| 447 |
Phrasals |
-e ilgi duymak |
turn onto v.
|
|
| 448 |
Phrasals |
birine/bir şeye ilgi duymak |
turn onto someone/something v.
|
|
| 449 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) ilgi duymak |
turn on to (someone or something) v.
|
|
| 450 |
Phrasals |
(özellikle karşı cinse) bariz ilgi göstermek |
shine up v.
|
|
| 451 |
Phrasals |
yüzeysel ilgi göstermek |
skate over v.
|
|
| Phrases |
|
| 452 |
Phrases |
benim ilgi alanım değil |
not my cup of tea expr.
|
|
| Proverb |
|
| 453 |
Proverb |
ilgi gösterme ilgi duysun |
treat them mean keep them keen
|
|
| 454 |
Proverb |
yasak olan şey daha ilgi çekicidir |
forbidden fruit is the sweetest
|
|
| 455 |
Proverb |
bir şeye olan ilgi çok uzun sürmez |
a wonder lasts but nine days
|
|
| 456 |
Proverb |
bir şeye olan ilgi kısa sürede dağılır gider |
a wonder lasts but nine days
|
|
| Colloquial |
|
| 457 |
Colloquial |
özel ilgi |
red-carpet n.
|
|
| 458 |
Colloquial |
ilgi odağı |
in the limelight n.
|
|
| 459 |
Colloquial |
bir ilgi göstergesi |
a sign of affection n.
|
|
| 460 |
Colloquial |
herşeyi sorun haline getirip ilgi çekmeye çalışan tip |
drama queen n.
|
|
| 461 |
Colloquial |
japon anime veya mangalarına aşırı ilgi duyan kimse |
weeb n.
|
|
| 462 |
Colloquial |
ilgi çekici karakter |
caution n.
|
|
| 463 |
Colloquial |
ilgi alanı |
thing n.
|
|
| 464 |
Colloquial |
twitter'da diğer kullanıcılardan büyük ilgi gören paylaşım |
twitter storm n.
|
|
| 465 |
Colloquial |
twitter'da diğer kullanıcılardan büyük ilgi gören paylaşım |
twitterstorm n.
|
|
| 466 |
Colloquial |
ilgi alanı |
thing n.
|
|
| 467 |
Colloquial |
bir kadının başka bir kadına duyduğu hayranlık ya da ilgi |
girl crush n.
|
|
| 468 |
Colloquial |
ilgi çekici kimse/şey |
hot stuff [uk] n.
|
|
| 469 |
Colloquial |
asgari düzeyde ilgi |
hang n.
|
|
| 470 |
Colloquial |
aşırı ilgi gören kimse |
hit n.
|
|
| 471 |
Colloquial |
aşırı ilgi gören şey |
hit n.
|
|
| 472 |
Colloquial |
ana akım zevklere, ilgi alanlarına ve bakış açılarına sahip kişileri tanımlamak için kullanılan ifade |
normie n.
|
|
| 473 |
Colloquial |
ilgi odağı |
stopper n.
|
|
| 474 |
Colloquial |
ilgi çekmek için uydurulmuş etkinlik |
pseudo-event n.
|
|
| 475 |
Colloquial |
çok ilgi ve beğeni toplamak |
go down a bomb v.
|
|
| 476 |
Colloquial |
ilgi odağı olmak |
be the centre of attention v.
|
|
| 477 |
Colloquial |
ilgi odağı olmak |
be the center of attention v.
|
|
| 478 |
Colloquial |
ilgi çekici olmak |
be of interest to someone v.
|
|
| 479 |
Colloquial |
en ufak bir ilgi duymamak |
not care twopence [uk/australia] v.
|
|
| 480 |
Colloquial |
en ufak bir ilgi duymamak |
not give twopence [uk/australia] v.
|
|
| 481 |
Colloquial |
pek/hiç ilgi çekici olmamak |
not be any/much good v.
|
|
| 482 |
Colloquial |
ilgi odağı olmak/haline gelmek |
run and run v.
|
|
| 483 |
Colloquial |
(birine/bir şeye) ilgi duymak |
be a fan of (someone or something) v.
|
|
| 484 |
Colloquial |
(bir şeye) ilgi duymak |
be down with (something) v.
|
|
| 485 |
Colloquial |
(birine) ilgi duymak |
be into (someone) v.
|
|
| 486 |
Colloquial |
(birine/bir şeye) artık ilgi/heves duymamak |
be over (someone or something) v.
|
|
| 487 |
Colloquial |
ilgi uyandırmak |
grab v.
|
|
| 488 |
Colloquial |
ilgi meraklısı |
clingy adj.
|
|
| 489 |
Colloquial |
ilgi çekici |
catch adj.
|
|
| 490 |
Colloquial |
ilgi çeken |
catch adj.
|
|
| 491 |
Colloquial |
batıni felsefelere, geleneksel ilaçlara ilgi duyan |
herbal [australia] adj.
|
|
| 492 |
Colloquial |
yoğun ilgi uyandıran |
hot adj.
|
|
| 493 |
Colloquial |
kültürel ilgi konusu olan |
buzzy adj.
|
|
| 494 |
Colloquial |
ilgi uyandıran |
infectious adj.
|
|
| 495 |
Colloquial |
ilgi çeken |
succulent adj.
|
|
| 496 |
Colloquial |
doğaya ilgi duyan |
outdoorsy adj.
|
|
| 497 |
Colloquial |
sana çok ilgi duyuyorum |
I'm so into you expr.
|
|
| 498 |
Colloquial |
biriyle/bir şeyle ilgi çok profesyonel |
at home with someone or something expr.
|
|
| 499 |
Colloquial |
yapmaya ilgi/heves duymak |
care to do expr.
|
|
| Idioms |
|
| 500 |
Idioms |
(bir şeyin) en önemli ya da ilgi çekici kısmı |
highlight n.
|
|