nesil - Türkisch Englisch Wörterbuch

nesil

Bedeutungen von dem Begriff "nesil" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 38 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
nesil generation n.
We've lived in this jungle for generations!
Biz nesillerdir bu ormanda yaşıyoruz!

More Sentences
General
nesil generation n.
We need to leave a healthy planet for future generations.
Gelecek nesillere sağlıklı bir gezegen bırakmalıyız.

More Sentences
Technical
nesil generation n.
We have as it were moved on a generation.
Bir nesil ilerlemiş durumdayız.

More Sentences
Telecom
nesil generation n.
This applies especially, of course, to the present generation of politicians.
Elbette bu durum özellikle şimdiki nesil siyasetçiler için geçerlidir.

More Sentences
Food Engineering
nesil generation n.
It is not only the present generation which will benefit from these new changes, but also future generations.
Bu yeni değişikliklerden sadece şimdiki nesil değil, gelecek nesiller de faydalanacaktır.

More Sentences
General
nesil descendants n.
nesil extract n.
nesil lineage n.
nesil parentage n.
nesil flesh and blood n.
nesil descent n.
nesil pedigree n.
nesil extraction n.
nesil breed n.
nesil flesh n.
nesil bloodline n.
nesil loins n.
nesil blood line n.
nesil issue n.
nesil posterity n.
nesil race n.
nesil stock n.
nesil birth n.
nesil strain n.
nesil origin n.
nesil team [obsolete] n.
nesil age n.
nesil bed n.
nesil get n.
nesil offspring [obsolete] n.
nesil stirp n.
nesil success [obsolete] n.
nesil succession [obsolete] n.
Trade/Economic
nesil origin n.
Law
nesil lineage n.
nesil descendants n.
nesil posterity n.
Archaic
nesil original n.

Bedeutungen, die der Begriff "nesil" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 87 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
eski nesil old generation n.
The newer samples look much like the older generations.
Yeni örnekler eski nesillere çok benziyor.

More Sentences
gelecek nesil next generation n.
That would be good for us, and I hope it would be good for the next generation of leaders in Latin America.
Bu bizim için iyi olacaktır ve umarım Latin Amerika'nın gelecek nesil liderleri için de iyi olacaktır.

More Sentences
üçüncü nesil third generation n.
This sector of the third generation, however, seems to be in difficulties.
Ancak üçüncü neslin bu sektörü zor durumda gibi görünmektedir.

More Sentences
gelecek nesil future generation n.
It is not only the present generation which will benefit from these new changes, but also future generations.
Bu yeni değişikliklerden sadece şimdiki nesil değil, gelecek nesiller de faydalanacaktır.

More Sentences
Technical
nesil (ürün) generation n.
Third-generation mouses are light as feathers.
Üçüncü nesil fareler tüy gibi hafif.

More Sentences
Telecom
dördüncü nesil fourth generation n.
This was the fourth generation multi-annual guidance programme, a series of programmes dating back to 1983.
Bu, 1983 yılına kadar uzanan bir dizi programdan oluşan dördüncü nesil çok yıllı rehberlik programıydı.

More Sentences
ikinci nesil (2n) second generation (2g) n.
With regard to new cars, the second generation of catalytic converters will be compulsory in 2005.
Yeni otomobillerle ilgili olarak, ikinci nesil katalitik konvertörler 2005 yılında zorunlu hale gelecektir.

More Sentences
üçüncü nesil hizmetleri third generation services n.
Will developing third generation services or European operational systems resolve the problem?
Üçüncü nesil hizmetlerin ya da Avrupa operasyonel sistemlerinin geliştirilmesi sorunu çözecek mi?

More Sentences
üçüncü nesil third generation n.
This sector of the third generation, however, seems to be in difficulties.
Ancak üçüncü neslin bu sektörü zorluklar içinde görünüyor.

More Sentences
Marine Biology
yeni nesil new generation n.
It allows us to recruit a new generation of scientists and technologists.
Bu sayede yeni nesil bilim insanları ve teknoloji uzmanlarını bünyemize katabiliyoruz.

More Sentences
Technology
(teknoloji, ürün) birinci nesil first-generation adj.
The Sun is not a first-generation star.
Güneş birinci nesil bir yıldız değildir.

More Sentences
General
(sonra gelen) nesil progeny n.
büyüyen nesil rising generation n.
yeni nesil rising generation n.
genç nesil rising generation n.
nesil kopukluğu generation gap n.
kayıp nesil lost generation n.
tüm nesil whole generation n.
genç nesil posterity n.
eski nesil teknoloji last generation technology n.
dindar nesil pious generation n.
(çin'de) kırsal alanlardan kitleler halinde şehre göç etmiş genç nesil ant tribe n.
mandela'nın çok ırklı güney afrika'nın ilk başkanı olduğu 1994 yılı civarında doğan nesil madiba generation [south africa] n.
unisys şirketinin geliştirdiği bir dördüncü nesil programlama dili mapper (maintaining, preparing and processing executive reports) n.
genç nesil succession [obsolete] n.
melez nesil outcross n.
genç nesil prolification n.
nesil testiyle (ata hayvanın) değerini belirlemek prove v.
(belirtilen akrabalık derecesinden) bir nesil daha yaşlı veya genç great adj.
birden fazla nesil ile ilişkili multigenerational adj.
birinci nesil başarılı aile üyelerine ait veya ilgili first-generation adj.
birinci nesil mülteci çocuklarına ait veya ilgili first-generation adj.
birinci nesil göçmenlere ait veya ilgili first-generation adj.
(akrabalıkta) iki üst nesil anlamı veren ön ek grand- pref.
(akrabalıkta) iki alt nesil anlamı veren ön ek grand- pref.
Phrases
zenginlik zar zor üç nesil devam eder clogs to clogs in three generations [uk] expr.
Colloquial
yeni nesil younger generation n.
yeni nesil next-gen n.
Idioms
şimdiki nesil now generation n.
şu anki nesil now generation n.
yeni nesil gibi takılmak down with the kids v.
yeni nesil gibi hareket etmek down with the kids v.
yeni nesil gibi davranmak down with the kids v.
gençler/genç nesil dikkate alınmalı (the) youth must be served expr.
Law
jalisco yeni nesil karteli jalisco new generation cartel (cjng) n.
Politics
ikinci nesil avrupası europe of the secondary generation n.
margeret thatcher döneminde büyüyen nesil thatcher's children n.
Technical
optera connect yeni nesil optik anahtarlama optera connect next-generation optical switching n.
yeni nesil optik anahtarlama next-generation optical switching n.
Computer
dördüncü nesil bir programlama dili powerhouse n.
Telecom
birinci nesil first generation n.
2.5 nesil (2.5 N) second and a half generation n.
yeni nesil şebekeler next generation networks n.
yeni nesil geçit anahtarı next-generation gateway switch n.
üçüncü nesil (3N) third generation (3G) n.
üçüncü nesil hücresel şebekeler third generation cellular networks n.
ikinci nesil kablosuz telefon second generation cordless telephone n.
üçüncü nesil hücre şebekeleri third-generation cellular networks n.
üçüncü nesil ortaklık projesi 3rd generation partnership project (3gpp) n.
Pharmaceutics
yeni nesil bir antidepresif ilaç paroxetime n.
Physics
ikinci nesil element fermiyonlarından olan negatif yüklü bir lepton mu lepton n.
Chemistry
yeni nesil polimerik katkılar new generation polymeric additives n.
Biology
(genetik) nesil değişimi alternation of generations n.
eşeysiz üreme yapabilen üçüncü nesil zooit tritozooid n.
birkaç nesil boyunca görülmeyen bir özelliğin daha sonraki nesillerden birinde yeniden ortaya çıkması atavism n.
çift kromozom sayısı ile nitelenen nesil diploid n.
seçili iki kendilenmiş hat arasında heterotik açıdan birinci nesil hibrid single cross n.
iki kendilenmiş hat arasındaki birinci nesil hibrit single-cross n.
birinci nesil hibriti ebeveyn ile melezlemek backcross v.
bir mevsimde bir nesil veren ve kış uykusuna yatma eğilimli olan univoltine adj.
Zoology
yıl boyunca çok sayıda nesil veren tür multivoltine n.
Agriculture
özel kişilerin çabalarıyla birkaç nesil boyunca varlığını sürdüren bir bahçecilik çeşidi heirloom n.
Breeding
çiftleşerek daha iyi nesil üretmek nick v.
Social Sciences
ekonomik ihtiyaç nedeniyle beraber yaşayan üç nesil extended financial family n.
(nesil veya çağ) ilkel degenerous adj.
(nesil veya çağ) bir önceki çağın gerisinde bulunan degenerous adj.
History
kayıp nesil stolen generation [australia] n.
Military
yeni nesil savaş uçağı new generation fighter aircraft n.
miG-25 rus mikoyan gurevich tasarım bürosu tarafından geliştirilip üretilmiş üçüncü nesil bir avcı/ önleyici ve yüksek hızlı keşif uçağı foxbat n.
Art
bir sanatçının sonraki nesil tarafından taklit edilmesi epigonism n.
Music
1970-80'lerde new york'taki ilk nesil rap sanatçılarının kaydettiği rap müzik old-school rap n.
Entomology
yıl boyunca ikiden fazla nesil veren (organizma) multivoltine adj.
Modern Slang
yeni nesil oyuncu (bilgisayar oyunları oynayan kimse) a garrick n.
eski bilgisayar oyunlarından anlamayan/zevk almayan yeni nesil oyuncu a garrick n.
Star Wars
nesil gemisi generation ship n.
Technology
birinci nesil ürüne ait veya ilgili first-generation adj.
birinci nesil teknolojiye ait veya ilgili first-generation adj.