Verlauf

olmaz

Bedeutungen von dem Begriff "olmaz" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 13 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	olmaz	impossible adj.
General
2	General	olmaz	unlikely adj.
3	General	olmaz	unseemly adj.
4	General	olmaz	impossible adj.
5	General	olmaz	aikona interj.
Phrases
6	Phrases	olmaz	no interj.
Colloquial
7	Colloquial	olmaz	no deal expr.
Speaking
8	Speaking	olmaz	tsk interj.
9	Speaking	olmaz	no way interj.
10	Speaking	olmaz	no can do expr.
11	Speaking	olmaz	no way out expr.
12	Speaking	olmaz	it is impossible expr.
Slang
13	Slang	olmaz	not interj.

Bedeutungen, die der Begriff "olmaz" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	olmazsa olmaz şart	sine qua non n.
2	General	iflah olmaz yalancı	chronic liar n.
3	General	iflah olmaz yalancı	pathological liar n.
4	General	iflah olmaz yalancı	compulsive liar n.
5	General	iflah olmaz yalancı	habitual liar n.
6	General	olmadan olmaz	a must n.
7	General	iflah olmaz iyimser/kötümser	diehard optimist/pessimist n.
8	General	olmazsa olmaz özellik	umbra n.
9	General	iflah olmaz hırsız	incorrigible thief n.
10	General	adam olmaz kimse	incorrigible n.
11	General	olmaz demek	say no v.
12	General	iflah olmaz addetmek	condemn v.
13	General	güven olmaz	not trustworthy adj.
14	General	adam olmaz	incorrigible adj.
15	General	ıslah olmaz	incorrigible adj.
16	General	müteessir olmaz	emotionless adj.
17	General	iflah olmaz	incorrigible adj.
18	General	adam olmaz	sad adj.
19	General	ne yapacağı belli olmaz	unpredictable adj.
20	General	iyi olmaz	incurable adj.
21	General	eksik olmaz	unfailing adj.
22	General	yok olmaz	imperishable adj.
23	General	güven olmaz	unreliable adj.
24	General	ıslah olmaz	irreclaimable adj.
25	General	iflah olmaz	sad adj.
26	General	adam olmaz	hopeless adj.
27	General	dam olmaz	incorrigible adj.
28	General	olmazsa olmaz	prerequisite for adj.
29	General	deforme olmaz	nondeformable adj.
30	General	ıslah olmaz	bodacious adj.
31	General	adam olmaz	bodacious adj.
32	General	ne yapacağı belli olmaz	squirrelly adj.
33	General	sağı solu belli olmaz	squirrelly adj.
34	General	olmazsa olmaz	indispensable adj.
35	General	sağı solu belli olmaz	squirrely adj.
36	General	ne yapacağı belli olmaz	squirrely adj.
37	General	iflah olmaz	impenitent adj.
38	General	olmazsa olmaz	essential adj.
39	General	olmazsa olmaz	undispensable adj.
40	General	iflah olmaz	unpenitent adj.
41	General	yok olmaz	unperishable adj.
42	General	olmazsa olmaz	unspared [obsolete] adj.
43	General	olmazsa olmaz	inevitable adj.
44	General	iflah olmaz	irreformable adj.
45	General	olmazsa olmaz	core adj.
46	General	iflah olmaz biçimde	beyond hope of recovery adv.
47	General	olur olmaz	needlessly adv.
48	General	ıslah olmaz bir şekilde	irreclaimably adv.
49	General	belli olmaz	not necessarily adv.
50	General	olur olmaz zamanda	in and out of season adv.
51	General	ne olur ne olmaz	just in case adv.
52	General	olur olmaz	unnecessarily adv.
53	General	adam olmaz bir biçimde	incorrigibly adv.
54	General	mümkün olur olmaz	whenever possible adv.
55	General	dünyada (olmaz)	never in this world adv.
56	General	ne olur ne olmaz düşüncesiyle	in case adv.
57	General	olur olmaz	no sooner than prep.
58	General	hayatta olmaz	no way! interj.
Phrasals
59	Phrasals	olur olmaz araya girmek/dalmak	sound off (about something) v.
60	Phrasals	olur olmaz konuya dalmak	sound off (about something) v.
61	Phrasals	bir ismi, kelimeyi, fikri olur olmaz kullanmak	bandy about v.
Phrases
62	Phrases	bu kadar da olmaz	that took the biscuit expr.
63	Phrases	öylece ucundan olmaz kendini iyice bu işe vermen gerek	you can't be a little bit pregnant expr.
64	Phrases	üşenenin/erinenin oğlu kızı olmaz	you can't be a little bit pregnant expr.
65	Phrases	çalışmayanın kısmeti olmaz	you can't be a little bit pregnant expr.
66	Phrases	gebelik yarım olmaz	you can't be a little bit pregnant expr.
67	Phrases	öylece ucundan olmaz kendini iyice bu işe vermen gerek	you can't be half pregnant expr.
68	Phrases	üşenenin/erinenin oğlu kızı olmaz	you can't be half pregnant expr.
69	Phrases	çalışmayanın kısmeti olmaz	you can't be half pregnant expr.
70	Phrases	gebelik yarım olmaz	you can't be half pregnant expr.
71	Phrases	aramızda (paranın, birkaç kuruşun) lafı olmaz/hiç önemi yok	what's (something) between friends? expr.
72	Phrases	yarının ne getireceği belli olmaz	life is like a box of chocolates expr.
73	Phrases	onla da olmaz, onsuz da	can't live with them, can't live without them expr.
74	Phrases	anne mutlu değilse, kimse mutlu olmaz	when mama ain't happy, ain't nobody happy expr.
75	Phrases	doyum olmaz	can't have enough of expr.
76	Phrases	doyum olmaz	cannot have enough of expr.
77	Phrases	hatasız kul olmaz	nobody is perfect expr.
78	Phrases	hatasız kul olmaz	even homer nods expr.
79	Phrases	hatasız kul olmaz	no one is infallible expr.
80	Phrases	hatasız kul olmaz	homer sometimes nods expr.
81	Phrases	hiçbir şey yoktan var olmaz	nothing comes from nothing expr.
82	Phrases	hiçbir şey yoktan var olmaz	nothing will come of nothing expr.
83	Phrases	hiçbir şey yoktan var olmaz	out of nothing comes nothing expr.
84	Phrases	hiçbir şey yoktan var olmaz	ex nihilo nihil fit expr.
85	Phrases	kesinlikle olmaz	on no account expr.
86	Phrases	kesinlikle olmaz	upon no account expr.
87	Phrases	reklamın iyisi kötüsü olmaz	there’s no such thing as bad advertising expr.
88	Phrases	reklamın iyisi kötüsü olmaz	there’s no such thing as bad publicity expr.
89	Phrases	reklamın kötüsü olmaz	there’s no such thing as bad advertising expr.
90	Phrases	reklamın kötüsü olmaz	there’s no such thing as bad publicity expr.
91	Phrases	teşbihte hata olmaz	let it not be misunderstood expr.
92	Phrases	yorulmadan başarı olmaz	no sweet without sweat expr.
93	Phrases	ne olacağı belli olmaz	anything can happen expr.
94	Phrases	ne olacağı belli olmaz	anything might happen expr.
95	Phrases	neredeyse demekle olmaz	almost doesn't count expr.
96	Phrases	yalnız taş duvar olmaz	teamwork makes the dream work expr.
97	Phrases	cefasız sefa olmaz	no gain without pain expr.
98	Phrases	emeksiz yemek olmaz	no gain without pain expr.
99	Phrases	gül dikensiz sefa cefasız olmaz	no gain without pain expr.
100	Phrases	zahmetsiz rahmet olmaz	no gain without pain expr.
101	Phrases	(bir şeyi yapmanın) zararı olmaz	it doesn't hurt to (have or do something) expr.
102	Phrases	(bir şeyi yapmanın) zararı olmaz	it wouldn't do (someone) any harm (to do something) expr.
103	Phrases	reklamın kötüsü olmaz	bad publicity is good publicity expr.
104	Phrases	reklamın iyisi kötüsü olmaz	bad publicity is good publicity expr.
105	Phrases	reklamın kötüsü olmaz	no publicity is bad publicity expr.
106	Phrases	reklamın iyisi kötüsü olmaz	no publicity is bad publicity expr.
107	Phrases	reklamın/tanıtımın iyisi kötüsü olmaz	any press is good press expr.
108	Phrases	reklamın/tanıtımın kötüsü olmaz	any press is good press expr.
109	Phrases	müsait olur olmaz	at (one's) earliest convenience expr.
110	Phrases	müsait olur olmaz	at someone's earliest convenience expr.
111	Phrases	ne olur ne olmaz diye	to be on the safe side expr.
Proverb
112	Proverb	eşeğin kulağını kesmekle küheylan olmaz	can't make a silk purse out of a sow's ear v.
113	Proverb	umut olmadan yaşam olmaz	if it were not for hope, the heart would break expr.
114	Proverb	bakan göze yasak olmaz	a cat may look at a king
115	Proverb	dikensiz gül olmaz	every rose has it's thorn
116	Proverb	ıslanmışın yağmurdan korkusu olmaz	he that is down need fear no fall
117	Proverb	beş parmak bir olmaz	men are not all alike
118	Proverb	düşenin dostu olmaz	he who falls has no friends
119	Proverb	öğrenmenin yaşı olmaz	you are never too old to learn
120	Proverb	karakterli insan başarısız olmaz	you can't keep a good man down
121	Proverb	karakterli insan başarısız olmaz	you can't keep a good woman down
122	Proverb	zenginin dostu olmaz olsa zengin olmaz	he that hath a full purse never wanted a friend
123	Proverb	eski köye yeni adet olmaz	you cannot put new wine in old bottles
124	Proverb	bir çiçekle bahar olmaz	one swallow does not make a summer
125	Proverb	yalancı kırk yılda bir doğru söylese de inanan olmaz	liar is not believed when he tells the truth
126	Proverb	yalancı kırk yılda bir doğru söylese de inanan olmaz	liar is not believed even when he tells the truth
127	Proverb	eşeğin kulağını kesmekle küheylan olmaz	you cannot make a silk purse out of a sow's ear
128	Proverb	ne olacağı belli olmaz	nothing is certain but the unforeseen
129	Proverb	emeksiz yemek olmaz	he that would eat the kernel must crack the nut
130	Proverb	hatasız kul olmaz	to err is human to forgive divine
131	Proverb	eşeğin kulağını kesmekle küheylan olmaz	you can't make a silk purse out of a sow's ear
132	Proverb	birlik olmadan dirlik olmaz	united we stand divided we fall
133	Proverb	tembelin boş zamanı olmaz	idle folk have the least leisure
134	Proverb	tembelin boş zamanı olmaz	idle people have the least leisure
135	Proverb	emeksiz yemek olmaz	no pain no gain
136	Proverb	kış olmadan bahar olmaz	there is no spring without a winter
137	Proverb	göze yasak olmaz	cat can look at a king
138	Proverb	sıkıntı/zorluk/cefaya katlanmadan rahatlık olmaz	there is no pleasure without pain
139	Proverb	hiçbir şey durup dururken (durduk yere) olmaz	nothing comes of nothing
140	Proverb	emek olmadan yemek olmaz	nothing gained
141	Proverb	emek olmadan yemek olmaz	nothing ventured nothing gained
142	Proverb	zorla güzellik olmaz	you can take a horse to water but you can't make him drink
143	Proverb	zorla güzellik olmaz	you can lead a horse to water but you can't make it drink
144	Proverb	eski dost düşman olmaz	once a friend always a friend
145	Proverb	yalanın dayanağı olmaz	a lie has no legs
146	Proverb	altın yere düşmekle pul olmaz	rose by any other name would smell as sweet
147	Proverb	koyma akıl akıl olmaz	as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly
148	Proverb	ağaçtan maşa (abdaldan paşa) olmaz	never send a boy to do a man's job
149	Proverb	her ağaçtan kaşık olmaz	never send a boy to do a man's job
150	Proverb	emek olmadan yemek olmaz	he that would eat the fruit must climb the tree
151	Proverb	yoğurdum/ayranım ekşidir diyen olmaz	men are blind in their own cause
152	Proverb	kimsenin bilmediği kabahatin özrü olmaz	never ask pardon before you are accused
153	Proverb	kadına yakışık olmaz anlamında atasözü	a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men
154	Proverb	kadına yakışık olmaz anlamında atasözü	whistling girls and crowing hens always come to some bad end
155	Proverb	dikensiz gül olmaz	never a rose without a prick
156	Proverb	dikensiz gül olmaz	never a rose without the prick
157	Proverb	eski köye yeni adet olmaz	you can't put new wine into an old wineskin
158	Proverb	eski köye yeni adet olmaz	you can't put new wine in an old wineskin
159	Proverb	eski köye yeni adet olmaz	you can't put new wine in old wineskins
160	Proverb	eski köye yeni adet olmaz	you can't put new wine into old wineskins
161	Proverb	hatasız kul olmaz	we're none of us perfect
162	Proverb	göze yasak olmaz	a cat can look at a king
163	Proverb	yalancı kırk yılda bir doğru söylese de inanan olmaz	the liar is not believed when he tells the truth
164	Proverb	yalancı kırk yılda bir doğru söylese de inanan olmaz	a liar is not believed when he tells the truth
165	Proverb	en dikkatlice yapılmış planlar/tasarımlar/projeler bile her zaman başarılı olmaz	the best-laid plans go astray
166	Proverb	en dikkatlice yapılmış planlar/tasarımlar/projeler bile her zaman başarılı olmaz	the best-laid schemes go astray
167	Proverb	en dikkatlice yapılmış planlar/tasarımlar/projeler bile her zaman başarılı olmaz	the best-laid schemes/plans
168	Proverb	beklentisi olmayanın hayal kırıklığı olmaz	blessed is he who expects nothing, for he shall never be disappointed
169	Proverb	kötüye bir şey olmaz	devil looks after his own
170	Proverb	(futbolda) maç sonuna kadar hiçbir şey belli olmaz	football's a game of two halves
171	Proverb	(futbolda) ikinci yarının sonuna kadar sonuç belli olmaz	football's a game of two halves
172	Proverb	çalışmadan/çabalamadan hiçbir şey olmaz	gardens are not made by sitting in the shade
173	Proverb	en dikkatlice yapılmış planlar/tasarımlar/projeler bile her zaman başarılı olmaz	the best-laid plans
174	Proverb	en dikkatlice yapılmış planlar/tasarımlar/projeler bile her zaman başarılı olmaz	the best-laid plans of mice and men
175	Proverb	en dikkatlice yapılmış planlar/tasarımlar/projeler bile her zaman başarılı olmaz	the best-laid schemes of mice and men
176	Proverb	hatasız kul olmaz	to err is human
177	Proverb	birlik olmadan dirlik olmaz	united we stand
178	Proverb	zorla güzellik olmaz	you can lead a horse to water but you can't make him drink
179	Proverb	zorla güzellik olmaz	you cannot make a crab walk straight
180	Proverb	eski köye yeni adet olmaz	you can't put new wine in an old bottle
181	Proverb	eski köye yeni adet olmaz	you can't put new wine into an old bottle
182	Proverb	ne şiş yansın ne kebap demek olmaz	you can't run with the hare and hunt with the hounds
183	Proverb	tavşana kaç tazıya tut demek olmaz	you can't run with the hare and hunt with the hounds
184	Proverb	hem ayranım dökülmesin hem yoğurdum ekşimesin olmaz	you cannot have your cake and eat it too
Colloquial
185	Colloquial	iflah olmaz bağımlı	a hopeless addict n.
186	Colloquial	olmazsa olmaz	absolute must n.
187	Colloquial	hayatta olmaz	I'll be hanged expr.
188	Colloquial	lafı bile olmaz	no big thing expr.
189	Colloquial	ne demek (lafı bile olmaz)	no big thing expr.
190	Colloquial	(bir şeyin) bu kadarı da olmaz	how (something) can you be? expr.
191	Colloquial	hiç fena olmaz	I don't mind if I do expr.
192	Colloquial	sayılmaz/lafı olmaz tabii ama	but who's counting expr.
193	Colloquial	onun ne yapacağı hiç belli olmaz	you can never tell with (someone or something) expr.
194	Colloquial	burada kalsak olmaz mı?	can't we just stay here? expr.
195	Colloquial	ben görev başındayken olmaz!	not on my watch! expr.
196	Colloquial	bir bulutla kış olmaz	one swallow doesn't make a summer expr.
197	Colloquial	burada olmaz	not here expr.
198	Colloquial	bugün olmaz	not today expr.
199	Colloquial	hiç işim olmaz!	that's not my bag! expr.
200	Colloquial	faydalı olmaz	(not) go far expr.
201	Colloquial	hayatta olmaz	not in this life expr.
202	Colloquial	imkanı yok/olmaz	not only expr.
203	Colloquial	kesinlikle olmaz	absolutely not expr.
204	Colloquial	kötüye bir şey olmaz	evil never dies expr.
205	Colloquial	kesinlikle olmaz!	definitely not! expr.
206	Colloquial	ne olur ne olmaz	in case (something happens) expr.
207	Colloquial	şimdi olmaz	not now expr.
208	Colloquial	seyretmeye doyum olmaz	not get enough of watching expr.
209	Colloquial	şu anda olmaz, teşekkürler	not right now, thanks expr.
210	Colloquial	yeterli olmaz	(not) go far expr.
211	Colloquial	umarım olmaz	hope not expr.
212	Colloquial	kusura bakma bir daha olmaz (kinaye)	excuse me for breathing! expr.
213	Colloquial	kusura bakma bir daha olmaz (kinaye)	excuse me for living! expr.
214	Colloquial	kusura bakma bir daha olmaz (kinaye)	(well,) pardon me for existing! expr.
215	Colloquial	olmaz olur mu	do too expr.
216	Colloquial	olmaz öyle şey!	give me a break! expr.
217	Colloquial	olmaz öyle şey!	gimme a break! expr.
218	Colloquial	hayatta olmaz	I'll be hanged expr.
219	Colloquial	dünyada olmaz	I'll be hanged expr.
220	Colloquial	hayatta olmaz	I'll be hanged if I expr.
221	Colloquial	dünyada olmaz	I'll be hanged if I expr.
222	Colloquial	hiç fena olmaz	(I) don't care if I do expr.
223	Colloquial	hiç fena olmaz	(I) don't mind if I do expr.
224	Colloquial	bu olmaz	it/that will never do expr.
225	Colloquial	öyle/böyle olmaz	it/that will never do expr.
226	Colloquial	(bir şeyi yapmak) olmaz	it/that will never do expr.
227	Colloquial	bu olmaz	it/that won't do expr.
228	Colloquial	öyle/böyle olmaz	it/that won't do expr.
229	Colloquial	(bir şeyi yapmak) olmaz	it/that won't do expr.
230	Colloquial	bu olmaz	it/that (just) won’t do expr.
231	Colloquial	öyle/böyle olmaz	it/that (just) won’t do expr.
232	Colloquial	(bir şeyi yapmak) olmaz	it/that (just) won’t do expr.
233	Colloquial	bu olmaz	it/that will never do [uk] expr.
234	Colloquial	öyle/böyle olmaz	it/that will never do [uk] expr.
235	Colloquial	(bir şeyi yapmak) olmaz	it/that will never do [uk] expr.
236	Colloquial	üstüne para versen dahi olmaz	not if you paid me expr.
237	Colloquial	hiçbir şartta/koşulda olmaz	not if you paid me expr.
238	Colloquial	asla olmaz	not if you paid me expr.
239	Colloquial	para bile versen olmaz	not if you paid me expr.
240	Colloquial	(birinin/bir şeyin) sağı solu belli olmaz	you never know with (someone or something) expr.
241	Colloquial	(birinin/bir şeyin) ne yapacağı/nasıl davranacağı belli olmaz	you never know with (someone or something) expr.
242	Colloquial	bir şey olur olmaz	minute something happens expr.
243	Colloquial	… olur olmaz	the minute/moment (that) expr.
244	Colloquial	olur olmaz	the moment (that) expr.
245	Colloquial	(birinin/bir şeyin) sağı solu belli olmaz	you never know with (someone or something) expr.
246	Colloquial	(birinin/bir şeyin) ne yapacağı hiç belli olmaz	you never know with (someone or something) expr.
247	Colloquial	asla olmaz	not on your tintype [obsolete] [us] expr.
248	Colloquial	hayatta olmaz	not on your tintype [obsolete] [us] expr.
249	Colloquial	kesinlikle olmaz	not on your tintype [obsolete] [us] expr.
250	Colloquial	katiyen olmaz	not on your tintype [obsolete] [us] expr.
251	Colloquial	dünyada olmaz	not on your tintype [obsolete] [us] expr.
252	Colloquial	bu gece olmaz (cinsel ilişkiye atfen)	not tonight, josephine expr.
253	Colloquial	ne olur ne olmaz diye	out of an abundance of caution expr.
254	Colloquial	hatasız kul olmaz	pobody's nerfect (an intentional spoonerism of "nobody's perfect") [cliché] expr.
255	Colloquial	kambersiz düğün olmaz	(there's) no show without punch expr.
256	Colloquial	en önemli kişi/şey olmadan olmaz	(there's) no show without punch expr.
257	Colloquial	zahmet olmaz	it's no bother expr.
258	Colloquial	sorun olmaz	it's no bother expr.
259	Colloquial	(sadece) ne olur ne olmaz diye	(just) to be safe expr.
260	Colloquial	olsa/ile hiç fena olmaz	can do with expr.
261	Colloquial	(bir şey) desek/dense yalan olmaz	can you/we say (something)? expr.
262	Colloquial	her defasında kazanmak mümkün olmaz	can't win them all expr.
263	Colloquial	her defasında kazanmak mümkün olmaz	can't win 'em all expr.
264	Colloquial	bir şeyin yapılması doğru olmaz	can't/couldn't very well do something expr.
265	Colloquial	hiç fena olmaz	don't care if I do expr.
266	Colloquial	hiç fena olmaz	don't mind if I do expr.
267	Colloquial	lafı bile olmaz	forgeddaboudit [us] expr.
268	Colloquial	lafı bile olmaz	forgeddaboutit [us] expr.
269	Colloquial	lafı bile olmaz	forget it expr.
270	Colloquial	lafı bile olmaz	forget about it expr.
271	Colloquial	sana doyum olmaz ama benim gitmem lazım	I have to love you and leave you expr.
272	Colloquial	umarım öyle olmaz/değildir	I would hope not expr.
273	Colloquial	(bir şey) fena olmaz/olmazdı	I wouldn't mind (something) expr.
274	Colloquial	... fena olmaz/olmazdı	I wouldn't mind... expr.
275	Colloquial	umarım olmaz	ihn (I hope not) expr.
276	Colloquial	(bir şey) yapmanın (birine) bir zararı olmaz	it does no harm (for someone) to do (something) expr.
277	Colloquial	(bir şeye sahip olmanın/bir şey yapmanın/almanın) zararı olmaz	it won't hurt to (have or do something) expr.
278	Colloquial	sana doyum olmaz ama gitmeliyim	love you and leave you expr.
279	Colloquial	lafı bile olmaz	my pleasure expr.
280	Colloquial	lafı olmaz	not a bother expr.
281	Colloquial	şu anda olmaz	not right now expr.
282	Colloquial	çocukların önünde olmaz	pas devant les enfants (not in front of the children) expr.
283	Colloquial	belli olmaz	that (all) depends expr.
284	Colloquial	'-in zararı olmaz	there is no harm in expr.
285	Colloquial	aramızda (paranın, birkaç kuruşun) lafı olmaz/hiç önemi yok	what's ... between friends? expr.
286	Colloquial	yapsak iyi olmaz mı/olmaz mıydı	wibni (wouldn't it be nice if) expr.
287	Colloquial	ne olur ne olmaz.	by some chance expr.
288	Colloquial	bir kereden bir şey olmaz	once doesn't hurt expr.
289	Colloquial	kesinlikle olmaz!	no sir! exclam.
290	Colloquial	kesinlikle olmaz!	no sirree! exclam.
291	Colloquial	katiyen olmaz	no way, josé exclam.
292	Colloquial	lafı bile olmaz!	forget it! exclam.
293	Colloquial	kesinlikle olmaz!	not likely! exclam.
294	Colloquial	olmaz mı?	why don't you? exclam.
Idioms
295	Idioms	bir şeyin geri dönüşü olmaz bir şekilde kaybolduğu bir yer/bölge ya da şey	black hole n.
296	Idioms	olmazsa olmaz şeyler	bare necessities n.
297	Idioms	bakmaya/seyretmeye doyum olmaz bir görüntü	a joy to behold n.
298	Idioms	iflah olmaz yalancı	dog-faced liar n.
299	Idioms	olmazsa olmaz kişi	straw that stirs the drink n.
300	Idioms	adam olmaz tip	be-all and end-all n.
301	Idioms	kendini olmazsa olmaz/vazgeçilmez gören kimse	a fly on the wheel n.
302	Idioms	olmazsa olmaz bir şart	a sine qua non n.
303	Idioms	(bir şey için) olmazsa olmaz bir şey	a sine qua non (of/for something) [us] n.
304	Idioms	(bir şeyin) zaruri/olmazsa olmaz şartı	a sine qua non (of/for something) [us] n.
305	Idioms	olmazsa olmaz şey	the be-all and end-all n.
306	Idioms	olmazsa olmaz parça	bread and butter n.
307	Idioms	üstüne üstlük (bir şey daha) olmaz mı	cap it (all) off v.
308	Idioms	olur olmaz konuşmak	talk through one's hat v.
309	Idioms	olur olmaz konuşmak	talk out of (one's) hat v.
310	Idioms	olmazsa olmaz olmak	be worth its weight in gold v.
311	Idioms	olmazsa olmaz olmak	be worth one's weight in gold v.
312	Idioms	olmazsa olmaz olmak	be worth your weight in gold v.
313	Idioms	(bir şey) olur olmaz (başka bir şey) olmak	no sooner (do something) than (do something else) v.
314	Idioms	olur olmaz konuşmak	talk through hat v.
315	Idioms	olur olmaz konuşmak	talk through your hat [old-fashioned] v.
316	Idioms	olmazsa olmaz	worth your weight in gold adj.
317	Idioms	bir nane olmaz	(as) useful as a chocolate teapot adv.
318	Idioms	bir nane olmaz	as much use as a chocolate fireguard adv.
319	Idioms	büyük bir işin ya da örgütün olmazsa olmaz ama çok önemli olmayan bir parçası	a small cog in a large machine expr.
320	Idioms	büyük bir işin ya da örgütün olmazsa olmaz ama çok önemli olmayan bir parçası	a small cog in a large wheel expr.
321	Idioms	kim suçlu kim güç belli olmaz	not all black and white expr.
322	Idioms	taş çatlasa da olmaz	a cold day in hell expr.
323	Idioms	taş çatlasa da olmaz	a cold day in july expr.
324	Idioms	onla da olmaz, onsuz da	you can't live with them, you can't live without them expr.
325	Idioms	hayatta olmaz	that cat won't jump expr.
326	Idioms	olmaz o iş	that cat won't jump expr.
327	Idioms	hayatta olmaz	that cat won't jump expr.
328	Idioms	olmaz o iş	that cat won't jump expr.
329	Idioms	avucunu yalarsın!/boşuna beklersin!/hayatta olmaz!	not on your nelly! expr.
330	Idioms	asla olmaz	no way jose expr.
331	Idioms	asla olmaz	that'll be the day expr.
332	Idioms	asla olmaz/gerçekleşmez	it'll be a long day in january (when something happens) expr.
333	Idioms	ayranım ekşidir diyen olmaz	no merchant ever runs down his own wares expr.
334	Idioms	böyle de olmaz ki!	it's just not cricket! expr.
335	Idioms	bir zararı olmaz	it can't hurt expr.
336	Idioms	dünyada (olmaz)	for all the world expr.
337	Idioms	dünyayı verseler (olmaz)	for all the world expr.
338	Idioms	dünyada olmaz	in a pig's ear expr.
339	Idioms	çok laf yalansız olmaz	a great talker is a great liar expr.
340	Idioms	dünyada olmaz	not at any price expr.
341	Idioms	dünyada olmaz	in a pig's ass expr.
342	Idioms	dünyada olmaz	in a pig's eye expr.
343	Idioms	dünya tersine dönse olmaz/imkansız	until hell freezes over expr.
344	Idioms	dünyada olmaz	not on your life expr.
345	Idioms	hayatta/asla olmaz	not for anything in the world expr.
346	Idioms	her dört duvar yuva olmaz	a house is not a home expr.
347	Idioms	hayır katiyen olmaz	no hard pass expr.
348	Idioms	hayatta olmaz!	in a pig's eye expr.
349	Idioms	hayatta/asla olmaz	not on your life expr.
350	Idioms	hayatta olmaz	not on your life expr.
351	Idioms	hatasız kul olmaz	even the best steed sometimes stumbles expr.
352	Idioms	hayatta/asla olmaz	not for love nor money expr.
353	Idioms	hayatta olmaz!	not in a million years! expr.
354	Idioms	hatasız kul olmaz	err is human expr.
355	Idioms	hayatta olmaz	not on your life! expr.
356	Idioms	hayır olmaz	no hard pass expr.
357	Idioms	hayır kesinlikle olmaz	no hard pass expr.
358	Idioms	ne olur ne olmaz	to be safe expr.
359	Idioms	ne olur ne olmaz	just to be on the safe side expr.
360	Idioms	kesinlikle olmaz	hard pass expr.
361	Idioms	kesinlikle olmaz	not on your life expr.
362	Idioms	ne olur ne olmaz	just in case expr.
363	Idioms	kul kusursuz olmaz	everyone has his pet vice expr.
364	Idioms	öyle beleşe/bedavaya olmaz	there ain't no such thing as a free lunch expr.
365	Idioms	katiyen olmaz	hard pass expr.
366	Idioms	konuşmakla olmaz	talk is cheap expr.
367	Idioms	kesinlikle olmaz	no way jose expr.
368	Idioms	öyle beleşe/bedavaya olmaz	there's no such thing as a free lunch expr.
369	Idioms	kötüye bir şey olmaz	the devil looks after his own expr.
370	Idioms	(birinin) ... yapması şaşırtıcı/sürpriz olmaz/beni şaşırtmaz	wouldn’t put it past someone (to do something) expr.
371	Idioms	bedavaya yemek olmaz	(there) ain't no free lunch expr.
372	Idioms	emeksiz yemek olmaz	(there) ain't no free lunch expr.
373	Idioms	bedavaya yemek olmaz	(there) ain't no free lunches expr.
374	Idioms	emeksiz yemek olmaz	(there) ain't no free lunches expr.
375	Idioms	bedavaya yemek olmaz	there is no free lunch expr.
376	Idioms	emeksiz yemek olmaz	there is no free lunch expr.
377	Idioms	içkinin saati olmaz	it's five o'clock somewhere expr.
378	Idioms	dikensiz gül olmaz	(there's) no rose without a thorn expr.
379	Idioms	hem karnım doysun hem pastam dursun olmaz	can't have it both ways expr.
380	Idioms	hem öyle hem böyle olmaz	can't have it both ways expr.
381	Idioms	hem ayranım dökülmesin hem yoğurdum ekşimesin olmaz	can't have it both ways expr.
382	Idioms	hem karnım doysun hem pastam dursun olmaz	you can't have it both ways expr.
383	Idioms	hem öyle hem böyle olmaz	you can't have it both ways expr.
384	Idioms	hem ayranım dökülmesin hem yoğurdum ekşimesin olmaz	you can't have it both ways expr.
385	Idioms	işim olmaz	wouldn't be caught dead expr.
386	Idioms	(şimdi olmaz) başka bir sefere (gelirim/yaparım)	take a rain check (on something) expr.
387	Idioms	kimse bilmezse bir şey olmaz	dadt (don't ask, don't tell) expr.
388	Idioms	hatasız kul olmaz	even homer (sometimes) nods expr.
389	Idioms	hatasız kul olmaz	even jove (sometimes) nods expr.
390	Idioms	(biriyle/bir şeyle) işim olmaz	I wouldn't touch (someone or something) with a ten-foot pole [us] expr.
391	Idioms	hiç işim olmaz	I wouldn't touch (someone or something) with a ten-foot pole [us] expr.
392	Idioms	(bir şeyle/biriyle) işim olmaz	I wouldn't touch (something or someone) with a barge pole [uk/australia] expr.
393	Idioms	hiç işim olmaz	I wouldn't touch (something or someone) with a barge pole [uk/australia] expr.
394	Idioms	onunla işim olmaz	I wouldn't touch it with a ten-foot pole [cliché] expr.
395	Idioms	hiç işim olmaz	I wouldn't touch it with a ten-foot pole [cliché] expr.
396	Idioms	olur olmaz	minute happens expr.
397	Idioms	işe yaramadığı/etki etmediği olmaz	never fails expr.
398	Idioms	hiçbir faydası olmaz	no earthly use expr.
399	Idioms	hatasız kul olmaz	no one's perfect expr.
400	Idioms	dikensiz gül olmaz	no rose without a thorn expr.
401	Idioms	böyle de olmaz ki	it's not cricket expr.
402	Idioms	böyle de olmaz ki	that's not cricket expr.
403	Idioms	rabbenâ, hep bana olmaz!	turnabout is fair play expr.
404	Idioms	(birinin bir şey) yapmasının bir zararı olmaz	there is no harm in (someone's) doing (something) expr.
405	Idioms	reklamın iyisi kötüsü olmaz	there is no such thing as bad publicity expr.
406	Idioms	reklamın kötüsü olmaz	there is no such thing as bad publicity expr.
407	Idioms	bir şey yapmanın bir zararı olmaz	there's no harm in doing something expr.
408	Idioms	biriyle/bir şeyle alakası olmaz	would not touch someone or something with a bargepole expr.
409	Idioms	biriyle/bir şeyle işi olmaz	would not touch someone or something with a bargepole expr.
410	Idioms	onunla işi olmaz	wouldn't touch it with a bargepole [uk] expr.
411	Idioms	onunla alakası olmaz	wouldn't touch it with a bargepole [uk] expr.
412	Idioms	onunla işi olmaz	wouldn't touch it with a ten-foot pole expr.
413	Idioms	onunla alakası olmaz	wouldn't touch it with a ten-foot pole expr.
414	Idioms	biriyle/bir şeyle işi olmaz	wouldn't touch something/someone with a barge pole [uk] expr.
415	Idioms	biriyle/bir şeyle işi olmaz	wouldn't touch something/someone with a ten-foot pole [us] expr.
416	Idioms	işi olmaz	wouldn't touch with a ten-foot pole expr.
417	Idioms	(bir şeysiz bir şey) olmaz	you can't spell (something) without (something else) expr.
418	Idioms	(bir şey olmadan bir şey) olmaz	you can't spell (something) without (something else) expr.
Speaking
419	Speaking	hayatta olmaz	noway interj.
420	Speaking	hayatta olmaz	noways interj.
421	Speaking	kesinlikle olmaz!	no way! interj.
422	Speaking	bunu yapmaya vicdanım razı olmaz	I would not have the conscience to do it expr.
423	Speaking	bize bir şey olmaz	nothing happens to us expr.
424	Speaking	biraz romantizmin kimseye zararı olmaz	nothing wrong with a little romance expr.
425	Speaking	bize bir şey olmaz	nothing would happen to us expr.
426	Speaking	bunda darılmaca gücenmece olmaz	there's no hard feelings on this expr.
427	Speaking	başka türlü olmaz	there is no other way expr.
428	Speaking	bu gece olmaz	not tonight expr.
429	Speaking	belli olmaz	it all depends expr.
430	Speaking	benim için sürpriz olmaz	it wouldn't surprise me expr.
431	Speaking	bedava yemek olmaz	there ain't no such thing as a free lunch expr.
432	Speaking	belli olmaz	that depends expr.
433	Speaking	bir daha olmaz	won't happen again expr.
434	Speaking	bedava yemek olmaz	there is no free lunch expr.
435	Speaking	bugün olmaz	not today expr.
436	Speaking	birbirimizle artık işimiz olmaz/ilişkimiz bitti	we are through! expr.
437	Speaking	bedava yemek olmaz	there's no such thing as a free lunch expr.
438	Speaking	doğru olmaz!	that's not on! expr.
439	Speaking	desem yanlış olmaz	it wouldn't be wrong to say expr.
440	Speaking	desem yalan olmaz	it wouldn't be wrong to say expr.
441	Speaking	doğru olmaz	it would not be right expr.
442	Speaking	dünyada olmaz	I'll see him damned first expr.
443	Speaking	daha önce olmaz	not before expr.
444	Speaking	daha aşağısı olmaz	nothing less expr.
445	Speaking	hayatta olmaz	no can do expr.
446	Speaking	hayatta olmaz/asla!	never in a thousand years! expr.
447	Speaking	hiç belli olmaz	you never know expr.
448	Speaking	gece 2'den sonra iyi şeyler olmaz	nothing good happens after 2 a.m. expr.
449	Speaking	geleceğin ne getireceği belli olmaz	you never know what the future brings expr.
450	Speaking	hiçbirimizin hayrına olmaz	it will do none of us any good expr.
451	Speaking	hayatta olmaz/asla!	not in a thousand years! expr.
452	Speaking	harika olmaz mı?	wouldn't that be great? expr.
453	Speaking	emek olmadan yemek olmaz	no pain no gain expr.
454	Speaking	elçiye zeval olmaz	don't shoot the messenger expr.
455	Speaking	elçiye zeval olmaz	don't kill the messenger expr.
456	Speaking	eminim ki sorun olmaz	i'm sure it's fine expr.
457	Speaking	ıslah olmaz	beyond redemption expr.
458	Speaking	onun sonu iyi olmaz	he will come to no good expr.
459	Speaking	kesinlikle olmaz!	certainly not! expr.
460	Speaking	olmaz!	that's not on! expr.
461	Speaking	olmaz dedim	I said no expr.
462	Speaking	onunla işim olmaz	I have nothing to do with him expr.
463	Speaking	olur olmaz	without thinking expr.
464	Speaking	onunla işim olmaz	I wouldn't touch him with a ten-foot pole expr.
465	Speaking	olmaz ki	no way out expr.
466	Speaking	lafı bile olmaz	no sweat expr.
467	Speaking	lafı bile olmaz	don't mention it expr.
468	Speaking	lafı bile olmaz	no big deal expr.
469	Speaking	olmazsa olmaz	is a must expr.
470	Speaking	onunla işim olmaz	I wouldn't touch him with a barge pole expr.
471	Speaking	para ile saadet olmaz	money can't buy happiness expr.
472	Speaking	reklamın kötüsü olmaz	all publicity is good publicity expr.
473	Speaking	şimdi olmaz	not now expr.
474	Speaking	risk olmadan, kazanç olmaz	nothing ventured, nothing gained expr.
475	Speaking	risk olmadan, kazanç olmaz	no risk, no gain expr.
476	Speaking	sözü bile olmaz	don't mention expr.
477	Speaking	sensiz olmaz	not without you expr.
478	Speaking	reklamın iyisi kötüsü olmaz	any publicity is good publicity expr.
479	Speaking	rab çobanımdır eksiğim olmaz	the lord is my shepherd I shall not want expr.
480	Speaking	reklamın kötüsü olmaz	any publicity is good publicity expr.
481	Speaking	tekrar olmaz	not again expr.
482	Speaking	zahmet olmadan rahmet olmaz	no pain no gain expr.
483	Speaking	(şimdi olmaz) başka bir sefere (gelirim/yaparım vb)	I'll get a rain check expr.
484	Speaking	(bir şeyi) hayatta yapmamak/giymemek/olmaz	somebody would not be caught dead expr.
485	Speaking	umarım zahmet olmaz	I hope it's no trouble expr.
486	Speaking	umarım olmaz	I hope not expr.
487	Speaking	(şimdi olmaz) başka bir sefere (gelirim/yaparım vb)	I'll take a rain check expr.
488	Speaking	zararı olmaz	it wouldn't hurt expr.
489	Speaking	burası gerçekten olmaz	this place is a real no-no expr.
490	Speaking	hayatta olmaz/asla	never in a million years expr.
491	Speaking	asla olmaz!	no way! exclam.
Chat Usage
492	Chat Usage	ne olur ne olmaz	jic (just in case) n.
Law
493	Law	kanunsuz ceza olmaz ilkesi	the principle of no punishment without law n.
494	Law	kanunsuz suç olmaz	no crime without law expr.
495	Law	kanunsuz ceza olmaz	nulla poena sine lege expr.
496	Law	kanunsuz suç olmaz	nulla crimen sine lege expr.
497	Law	kanunsuz suç ve ceza olmaz	nulla poena sine lege expr.
498	Law	kanunsuz ceza olmaz	no punishment without law expr.
499	Law	kanunsuz suç ve ceza olmaz	nullum crimen expr.
Politics
500	Politics	olmazsa olmaz	sine qua non expr.